"Manipülasyon, yani güdüleme, belli konularda istenilen bir yönelimin ortaya çıkması amacıyla belli olgunun bir bölümünün ya da olgular dizisinin seçilerek ve kurgulanarak kamuoyuna sunulmasıdır.
Kimilerinin "bilgi kirlenmesi" olarak tanımladıkları dezenformasyon ise, belli konulardaki olağan bilgi akışını değiştirmek amacıyla, kurgulanmış gerçekdışı bilgilerin kamuoyuna sunulmasıdır.
Manipülasyon belirlenmiş bir amacın gerçekleşmesi yönünde hareket ederken, dezenformasyon bu amacın gerçekleşmesini engelleyen gerçeklerin, bilgilerin çarpıtılması, değiştirilmesi ve "yalanlanması" yönünde hareket eder. Bu nedenle manipülasyonun olduğu yerde dezenformasyon da vardır.
...
1950 yılında DP'nin iktidara gelmesiyle birlikte doğrudan hükümete bağlı 'polis istihbarat teşkilatı' yapılanması zaman zaman 'devlet içinde' çekişmelere ve çatışmalara sahne olmuştur. Demirel'in, MİT'in kendilerine bilgi aktarmadığı, bu nedenle askeri darbe hazırlıklarını öğrenemediklerine ilişkin açıklamasından sonra, T. Özal tarafından yeniden canlandırılan hükümete bağlı 'istihbarat' faaliyetleri, zamanın Genelkurmay başkanı Necdet Üruğ hakkında hazırlanan 'MİT raporu' ile en üst seviyesine çıkmıştır. Daha sonraki yıllarda 'Emniyet istihbarat dairesi', 'polis özel harekat timleri'yle birlikte MİT'ten bağımsız 'istihbarat' örgütlenmesine ağırlık vermiştir. Bu gelişmenin ürünü ise, ünlü 'kaset savaşları' olmuştur.
'Susurluk çetesi'nin Özal döneminde kurulmuş olan 'polis istihbarat teşkilatı'nın eski mensupları olduklarını ise hiç kimse anımsamamıştır. Ve yine "medya"nın anımsamadığı bir başka gerçek ise, bu 'polis istihbarat teşkilatı'nın Özal ve Çiller dönemlerinde yürüttüğü dezenformasyon operasyonlarıdır.
...
Günlerce 'belli bir merkezden' 'çete', 'örgüt' haberleri 'medya'ya 'servis' yapılırken, bir tek 'medya' mensubu çıkıp, bu ülkenin 'Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) ne iş yaptığını bile sormamıştır.
Oysa bu ülkede yaşayan hemen herkes, bu 'istihbarat teşkilatları'nın 'komünistlerin nefes alışını bile' izlemekle böbürlendiğini çok iyi bilirken, ortaya çıkan 'sessizliği' 'medya'nın hiç garipsemiş görünmemesi şaşırtıcı olmuştur.
...
Bugün, 'emniyet istihbarat dairesi'nin, Danıştay saldırısı sonrasında ortaya çıkan dezenformasyon faaliyetlerinde 'islamcı medya'ya 'haber servisi' yaptığından kimsenin şüphesi yoktur."
(Kurtuluş Cephesi, "Danıştay saldırısı Sonrasında Şeriatçı Manipülasyon ve Dezenformasyon", Sayı: 91, Mayıs-Haziran 2006.)
İslamcı (şeriatçı) ve AKP "beslemesi" "medya"da manipülasyon bütün hızıyla sürerken, ABD piyasalarından olumsuz haberler birbiri ardına gelmeye başladı. ABD'nin beşinci büyük yatırım bankası Bear Stearns'ın iflas noktasına geldiği duyuruldu.
Altının onsu 1.000 doları geçti.
Petrol fiyatları 110 dolar oldu.
15 Mart günü, Ocak ayında "piyasa değeri" 10 milyar dolar olan Bear Steams'ın, JP Morgan tarafından hisse başına 2 dolar ödenerek, 236,2 milyon dolara satın alındığı açıklandı.
ABD merkez bankası (FED) alelacele, piyasalar kapalıyken faiz oranlarını bir puan daha düşürdüğünü açıkladı.
Ekonomi dünyasının tüm dikkatleri pazartesiye çevrildi. Yeni bir "kara pazartesi" beklentisi her yanı sardı.
17 Mart Pazartesi: Yok mu artıran?
İMKB-100 endeksi 3.657 puan düşerek %8,5 değer yitirdi.
İslamcı ve AKP "beslemesi" "medya" için bulunmaz bir fırsattı.
Dünya ekonomisindeki dalgalanmaların etkisini AKP'nin kapatılması davasına bağlamak için manşetler atıldı.
Manipülasyondan dezenformasyona atlayan islamcı ve AKP "beslemesi" "medya"nın açık artırması 33 Milyar dolarla Star gazetesinin üzerinde kaldı.
17 Mart 2008
|
|
SSE (Çin) |
-7,17 |
Hangseng (Hongkong) |
-5,18 |
ATX (Avusturya) |
–5,20 |
Dax (Almanya) |
-4,18 |
FTSE (İngiltere) |
–3,85 |
Nikke (Japonya) |
-3,71 |
RTS (Rusya) |
-3,56 |
İMKB Piyasa Değeri |
||
Milyon YTL |
Milyon $ |
|
2007 |
333.984 |
288.290 |
2008 Ocak |
263.635 |
225.870 |
2008 Şubat |
274.619 |
230.811 |
2008 Mart |
246.438 |
193.194 |
2007/2008 Değişim |
-87.546 |
-85.096 |
Değişim % |
-26,2 |
-33 |
Yeni Şafak "Ergenekon izi" manşetiyle kapatma davasının "derin" izini sürüyordu.
Bugün gazetesinin manşeti "Ergenekon'un intikamı mı?" oldu.
18 Mart günü İMKB-100 endeksinin %4,5 yükselmesi ise umurlarında değildi.
21 Mart sabahı Yeni Şafak gazetesinde Fehmi Koru, Taha Kıvanç "müstear" adıyla yazdığı yazıyla çıktı: