Konuyla bağlantılı yazılar:
***
Desinformasyon ve Kamuoyunun Koşullandırılması
***
Şemdinli’de "Çete" Edebiyatı
***
AB Uyum Yasalarıyla "Yukardan Aşağı Demokrasi"
***
Mevcut Durum Üzerine
***
"Yalan Söyleyin, Mutlaka İnanan Çıkar!" [Hitler'in Milli Eğitim ve Propaganda Bakanı Dr. J. Göbbels]
***
"Yalan Söyleyin, Mutlaka İnanan Çıkar!"-II Psiko-Ekonomistler
***
Devletin Gizli Belgeleri ile "Derin Devlet" Edebiyatı
***
Milli Krizin Gelişme Dinamikleri ve Solda Özerkleşme Eğilimleri
***
Devrimin Yolu
***
Devrim Nasıl Yapılır?
***
"Yükselen Milliyetçilik" Karşısında Küçük-Burjuva "Elit" Aydınları ["Fast-Food Entelektüelleri"]
Dipnotlar
[1*] Karamehmetler "medya"sının son dönemdeki AKP yanlısı yayınlarının arka planında Çukurova Holding'in TMSF'ye olan borçları yatmaktadır. Uzanların ve Demirel ailesinin başına gelenlerin kendi başlarına gelmemesi için en iyi yolun AKP "yağdanlığı" yapmak olduğuna karar vermişlerdir..
[2*] Serdar Turgut, "Bu işte bir tuhaflık var",
Akşam, 25 Mayıs 2006.
[3*] Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin 24 Mayıs tarihli açıklamasında şunları söylemektedir:
"Saldırı laik-anti laik çatışması yaratmayı amaçlıyor. Zamansız demeçler veren siyasilerin amacı da bu yönde. Saldırının bir amacı da siyasi istikrarı ortadan kaldırmak. Hâlâ Türkiye'de Gladyo türü örgütlenmelerin kalıntılarının var olduğunu düşünüyorum."
[4*] Melih Aşık, "Fikir jimnastiği",
Milliyet, 28 Mayıs 2006.
[5*] "Emniyet" istihbarat daire başkanı, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve "müstakbel" Genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt'ın Tayyip Erdoğan'la yaptıkları özel görüşmeden sonra görevden alınmıştır. Saadettin Tantan döneminde de istihbarat başkanlığı yapan Sabri Uzun, daha sonra görevden alınmış ve AKP hükümetiyle birlikte yeniden "Emniyet" istihbarat daire başkanlığına getirilmiştir.
[6*] Şeriatçı kesimlerin ilk silahlı eylemcileri bunlar değildir. Bilinen ilk silahlı eylem, 1952 yılında Necip Fazıl Kısakürek'ün
Büyük Doğu çevresinden Hüseyin Üzmez'in gazeteci Ahmed Emin Yalman'a suikast girişimidir. Hüseyin Üzmez, bugün
Vakit gazetesinin yazarları arasındadır. Ancak şeriatçı kesimlerin "tarihsel ilişkileri" bununla sınırlı değildir.
TMSF başkanı Ahmet Ertürk'ün babası, Hüseyin Üzmez'in "hamisi"dir. TMSF başkanı, Ahmet Emin Yalman suikastinde Hüseyin Üzmez'in yardımcısı "Saatçi Musa" nın dükkanında kimleri tanıdığını şöyle anlatmaktadır:
"Sezai Karakoç'tan Erkan Beyazıt'a, Cahit Zarifoğlu'ndan, Nuri Pakdil'e, Kasım Özden Ören gibi o dönemin edebiyatçılarının büyük bölümünü ben orada tanıdım. Bugünün büyük politikacılarını da orada tanıdım. Korkut Özal'ından tutun, bugünkü Meclis'te bizim kuşağımızdan milletvekillerini, örneğin Turizm Bakanı Atilla Koç'la da orada tanıştım. Koç, o zamanlar sanıyorum İçişleri Bakanlığı'nda danışman ya da kaymakam gibi bir görevde bulunuyordu. Bugünün bakanları Zeki Ergezen de, Abdullah (Gül) Bey'de o dükkânın müdavimleri arasındaydı." (
Milliyet, 13 Ekim 2005.)
[7*] Ali Haydar Haksal,
Milli Gazete, 13 Ekim 2005.
[8*] Mahir Çayan yoldaş
Kesintisiz Devrim II-III'de bu durumu şöyle açıklar:
"Bugün, özel olarak asker-sivil aydın zümrenin, genel olarak küçük-burjuvazinin sağ kanadı, kesin olarak oligarşinin saflarındadır. Orta kanadı ise, 12 Mart öncesinde, 'kontrol kulesinden', bir radikal iktidar değişikliği gözlediğinden kendisini sol tarafa doğru fırlatmıştı. Şimdi ise, çaktırmadan iyice sağa yaklaşmıştır. Sol kanat ise, tabiatı gereği (darbeci-devrimci geleneği gereği) asker-sivil aydın zümrenin sağ kanadı ile ittifak kurup iktidara geleceği hülyaları içinde iken, 12 Mart darbesi kafasına balyoz gibi inmiş, 12 Mart öncesi müttefiki olan asker-sivil aydın zümrenin evrimci kanadının, kendisini yapayalnız bırakarak oligarşinin koluna girip, Mart sonrası balayına çıkması, oligarşinin balyozu kadar etkili olmuştur. Ve bugün bu demoralize hava içinde geri çekilip toparlanmaya çalışmaktadır."
12 Mart'ın üzerinden 35 yıl geçmiş olmasına karşın küçük-burjuvazinin laik kesimleri aynı düşünce ve mantık içinde hareket etmeyi sürdürmektedirler.
Son günlerde Deniz Baykal'ın "sağa açılma" politikaları da, bu küçük-burjuva kesimlerin geleneksel tutumunun bir yansısıdır.