"22 Şubat itibariyle dolar %38 değer kazanarak 31 Temmuz günü 1.323.108 lira oldu"

     "22 Şubat itibariyle
     dolar %38 değer kazanarak
     31 Temmuz günü 1.323.108 lira oldu"

%40

%93

önemle

gerçekten

önemle

üzerinde

durduğumuz

bir

konu

Türk

halkının

mevcut,

zor

ekonomik

koşullara

rağmen

programı

desteklemeye

devam

etmesi

"Neo-liberalizmin ideologlarına göre, 21. yüzyıl bilgi ve iletişim çağı olacaktır. İletişim teknolojisindeki gelişmeler ve bunların bireysel tüketim malları haline getirilmesiyle birlikte ortaya çıkan bu slogan, ilk bakışta pek çok kişiye 'makul' ve 'mantıklı' gelmiştir. Ülkemizde T. Özal döneminde yoğun propagandası yapılan bu 'bilgi ve iletişim çağı' sloganı, 'çağ atlama'nın da bir ifadesi olarak sunulmuştur. 1990'lı yılların sonuna gelindiğinde, 'bilgi ve iletişim çağı' sloganının, kitlelerin alıklaştırılmasıyla, bir başka deyişle, kamuoyunun koşullandırılmasıyla birlikte yayıldığı görülür olmuştur. 'Medya' alanındaki büyük yatırımların, birbiri ardına kurulan televizyon şirketlerin, 21. yüzyılın gereklerini kavramış iş adamlarının akıllı girişimleri olarak lanse edilmesinin arkasında da bu yatmaktadır.
Emperyalizmin 'informasyon' konusundaki bakış açısı, tümüyle "desinformasyon' anlayışına dayanmaktadır. Yani, kamuoyunun aydınlatılması, onların haber alma özgürlüğünün en geniş ölçekte gerçekleştirilmesi ile emperyalizmin uygulaması arasında temel bir karşıtlık vardır. Emperyalizm, kamuoyunun aydınlatılmasına yönelik 'informasyon' yerine, kamuoyunun koşullandırılmasına yönelik 'desin-formasyon'u esas almıştır...
Emperyalizmin 'desinformasyon' politikası, olay ve olgulara ilişkin bilgilerin (informasyonların) kamuoyuna aktarılmadan önce denetlenmesi ve yeniden düzenlenmesi şeklindedir. Eğer mevcut olay ve olgulara ilişkin bilgilerle, istenilen doğrultuda bir kamuoyunun oluşturulması olanaklı değilse, bu bilgilerin yeniden kurgulanması, kamuoyunun 'sağlıklı bilgi alabilmesi' açısından 'gerekli' görülmektedir.
Kısacası, 'desinformasyon', emperyalist basın ve yayın organları kullanılarak, istenilen konularda belirli bir kamuoyunun oluşturulması amacıyla olayların ve olguların bilinçli olarak değiştirilmesi demektir. Bunun en temel unsurları ise, haberin kurgulanması ve abartılmasıdır."^[1*]

20 Mart 2001

"İyi Bir Hafta Olacak"
Parasal kazadan sonra bugün ciddi bir aşamaya geldiklerini belirten Derviş, "İyi bir hafta yaşayacağımız konusunda umutluyum" dedi.
Devlet Bakanı Kemal Derviş, krizden en fazla zarar gören toplum kesimlerine öncelik vereceklerini, oluşturulacak sosyal destek programlarının uluslararası kuruluşlardan sağlanacak kaynaklarla güçlendirileceğini söyledi. Derviş, parasal krizlerin toplumları belirsizlik ortamına sürüklemek ve sosyal dayanışmayı zayıflatmak riskini taşıdığına, bunun da sürdürülebilir büyüme ortamına dönüşü geciktirdiğine dikkati çekti. Derviş, "Bu nedenle sosyal dayanışmayı temin etmek ve programa toplumun inanmasını ve desteklemesini sağlamak, başarının önkoşuludur" dedi.

22 Temmuz 2001

Hafta Olumlu Geçecek
Bu haftanın ekonomi açısından olumlu olacağını ve buna gerçekten inandığını belirten Derviş, "Bu dalgalanmalar olur arada bir. Dünya konjoktürü de iyi olmadı Temmuz başında" dedi. Ödemeler dengesi sağlıklı olan, döviz girdisi döviz giderinden daha güçlü olan bir ekonomide mutlaka sorunların çözülebileceğini söyleyen Derviş, bir ekonomide en büyük sorunun döviz olmaması olduğunu belirtti.
Cari işlemlerin artı verdiğini, bunu en iyi şekilde kullanılması gerektiğini söyleyen Derviş, "Fakat böyle bir ağır bunalımdan hiçbir ülke 4 haftada, 4 ayda çıkmıyor. Bunun bir süresi var. Bu süreyi de hep birlikte kısaltmamız gerekiyor" diye konuştu.

21 Mart 2001

"Merkez Bankası'nın 991 bin liralık dolar kuruyla iş yapamayan piyasalar, kendi kurunu 700 -750 bin lira seviyesinde belirledi.
Ekonomik kriz nedeniyle işleri bıçak gibi kesilen piyasa çareyi kendi döviz kurunu belirlemekte buldu. Merkez Bankası'nın önceki gün itibarıyla 991 bin 675 bin lira olan kurunu kimse gerçekçi bulmuyor. Dövizin düşeceği beklentisindeki piyasalar çok zorunlu kalmadıkça Merkez Bankası ve ayaklı borsanın (serbest piyasa) döviz kurlarından işlem yapmıyor."

14 Haziran 2001

Parasını TL'ye Yatıran Kazanacak
Türkiye'de bugün yatırımcılar için iyi kar etme imkanı bulunduğunu söyleyen Kemal Derviş, "Erken davranan yabancı yatırımcının daha fazla kâr edeceğini" ifade etti. Türk yatırımcının elindeki parasını TL'ye yatırdığı takdirde kazançlı çıkacağını tahmin ettiğini belirten Bakan Derviş, "Yatırımcının parasını TL' ye yatırmasını tercih ederiz" dedi.

26 Haziran 2001

Derviş: Dövizdeki yükseliş yapay
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, dövizdeki yükselişi yapay bulduğunu belirterek, başarılı işlemler sonucunda döviz fiyatlarının gerileyeceğine inandığını söyledi.

6 Temmuz 2001

"Borsa % 9 düştü, dolar zıpladı
Devlet Bakanı Derviş'in IMF ve Dünya Bankası'yla temaslarından anlaşma çıkmaması, Ecevit ve Bahçeli'nin açıklamaları piyasalarda panik satış getirdi. Endeks 1007 puan kapıya 10.168 puana indi. Dolar bankalararasında 1 milyon 330 bine çıktı."

17 Temmuz 2001

"Dolar 1 milyon 500 bini aştı, borsa çakıldı
Merkez Bankası'nın düzenlediği döviz satış ihalesinde ortalama kurun 1 milyon 415 bin lira olarak çıkması sonrasında, serbest piyasa kur 1 milyon 500 bini aştı. Endeks yüzde 4.31 geriledi. "

Milliyet

Cumhuriyet

Milliyet

"Kredi tazelemek
Dünkü Devlet Kağıtları İhalesi'nden içe ve dışa, 'Konsolidasyon, Moratoryum gibi dedikoduları ciddiye almıyoruz' mesajı çıkarılabilir.
Anımsayınız... Daha birkaç gün öncesine kadar dün yapılan Devlet Kağıtları İhalesi, 'en kritik dönemeç' olarak görülüyordu.
"2.2 katrilyonluk kağıda, bakalım devlet alıcı bulacak mı?" kuşkuları, dile getiriliyordu.
Ama... Bakınız dünkü talep, 7.5 katrilyon liraya tırmanmıştı.
Yani... İhaleye çıkarılan kağıdın 3 misline.
Kaba bir hesapla 7.5 milyar dolara...
Alıcı bulamamak bir yana, Hazine fazla talebi geri çevirdi.
Böylece 'bu faizlerle daha fazla borçlanmak istemiyorum. 3 ay sonra daha düşük faizlerle ihale açacağım' tavrı konulmuştur.
Oysa... Bazı bankalar, ihaleden önce kendi aralarında toplanmışlar ve 'birleşik faiz yüzde 220 puan olmalı' görüşüne varmışlardı.
Ama... Dünkü ihalenin birleşik faiz oranı yüzde 193'te kaldı.
Kağıtlar, birkaç saatte ikinci el piyasaya 5 puan prim yaparak yansıdı."^[2*]

"Programın başarısı büyümeye, büyüme ise güven ortamının sağlanmasına bağlıdır."

Yatırımcı sayısı

Aktaş Elektrik

13.205

Apek Dış Ticaret

2.600

Dardanel

22.124

Demirbank

10.762

Emek Sigorta

5.819

Facto Finans

2.113

İhlas Ev

4.007

İhlas GYO

9.238

İhlas Holding

37.524

İhlas Finans

19.463

İktisat Finans

6.608

Medya Holding

17.149

Nergis Holding

3.004

Polylen

4.942

Sabah Pazarlama

5.383

Sabah Yayıncılık

15.657

Sifaş

4.383

İntermedya

2.371

Çukurova Elektrik

10.792

Gümüşsuyu Halı

7.567

Kepez Elektrik

4.017

Köytaş

10.650

Mudurnu Tavukçuluk

7.318

Sevgi Sağlık

3.630

Söksa

2.609

Esbank

4.134

Yaşarbank

13.722

EGS Holding

51.155

EGS Giyim

4.461

EGS GYO

18.845

EGS Dış Ticaret

14.617

EGS Leasing

2.051

Toplam
341.920

İşte bu "güven" ve "huzur" ortamında küçük ve orta burjuvazinin mülksüzleştirilmesi sürdürülmektedir.
"Medya"nın yürüttüğü dezinformasyon faaliyetlerinin en sıradan sonucu ise "borsazedeler" olmuştur.
"Medya" haberlerine göre, son bir yıl içinde borsada işlem gören 312 şirketin 35'inin "tahtası" kapatılmıştır. Bu 35 şirketin hisse senetlerini alan 341.804 kişi paralarını tümüyle kaybetmişlerdir.
İşte küçük ve orta burjuvazinin emperyalizme ve oligarşiye "güvenmesi"nin en sıradan ve basit sonucu böylesine çarpıcıdır. 341.920 "yatırımcı"nın borsadan aldıkları hisse senetlerinin artık bir değeri kalmamıştır. Yaklaşık 1.5 milyon insanı etkileyen bu basit ve sıradan mülksüzleştirmede "medya" nın oynadığı rol tartışmasızdır. Ve hala bugün, birileri "güvenden" söz edebiliyorsa, bunun açık anlamı, daha mülksüzleştirilecek insanlar vardır ve bu "operasyon" devam edecektir.
Her zaman olduğu gibi, mülksüzleştirme "operasyonu"nun "aktörleri" "medya" ve "televoleci ekonomistler" olmaktadır. Asaf Savaş Akat gibi, Kemal Derviş'in "yakın arkadaşı" olduğu ilan edilen ve dolayısıyla "ekonomiden sorumlu devlet bakanı"nın arkadaşı olarak "ekonomiden sorumlu ekonomistler"den olduğunu düşünenlerin başında gelen Hurşit Güneş^[3*] (adının başında Prof. Dr. sıfatı da bulunduğu unutulmamalıdır), yeni "operasyon" fikirlerini şöyle açıklamıştır:

"Bilgi yerine, dedikodu alarak yazma alışkanlığından kurtulamamış köşe yazarlarının da artık şu 'gaz' ve 'Laila' muhabbetini bırakması gerekiyor. Çıtayı yükseltmeliyiz. Fischer'in ziyaretinde bilim adamı ekonomistlerin rahatlaması ayrı birşey, bir ziyaretle (hem de hemen ertesi gün) herşeyin güllük gülistanlık olmasını beklemek ayrı. Duygusal değil, gerçekçi olmalıyız. Para, bütçe ve döviz dengesi hedefleri (faizler hariç!) iyi gidiyor. Faizler ise güven sorunundan dolayı istenilen düzeye düşmüyor. Bu da reel sektörü büyük sıkıntıya sokuyor.
Yeni bir borçlanma stratejisi
Fischer geçen hafta ekonomistlerle olan toplantısında döviz cinsinden borçlanmaya bakışımızı sordu. Ercan Kumcu'nun tepkisi malumdu. Negatif! Ancak biz geçen hafta gerçekleştirilen dövize endeksli borçlanmanın başarıyla sonuçlandığını görmemezlik etmedik: olumlu olacağını ifade ettik. Fischer'e aşağıdaki seçeneklerden üçüncüsünü hemen önerdik. Ancak bu sorudan anladık ki; Hazine vade kısaltmanın dışında alternatif borçlanma stratejileri de geliştiriyor. Fischer'e önerme fırsatı yakalayamadığım DİBS'ler (devlet iç borçlanma senedi) de vardı. Dört (iskontosuz) DİBS aynı anda ihale edilebilir. (Şu tek fiyatlı ihale sisteminden de kurtulmanın yolu bulunabilse) Ancak oranlar ve miktarlar açıklanmamalıdır:
- 6 ay vadeli: ilk ay sonunda gecelik faize endeksli gelir, geri kalan sürede ihaleyle aylık faiz geliri (FRN),
- 12 ay vadeli: dövize endeksli, ilk 3 ay yüzde 3 net, diğer 3 aylarda yüzde 2 net faizli
- 12 ay vadeli: dövize endeksli, her 6 ay yüzde 3 net faizli, ancak 'toplam gelir' TEFE'nin altında kaldığında minimum TEFE kadar gelir opsiyonu, ve
- 12 ay vadeli: ilk 6 ay dövize endeksli artı yüzde 6 faiz, sonraki her üç ay TL faiz (FRN),
Bunlardan birine talep yığılabilir. Zaten borçlanma gereği iyiden iyiye azalan ağustos ayı belirlenen bu DİBS'le kolayca aşılır. Böylece faizler hızla düşer ve borçlanma sorunu tümüyle ortadan kalkınca olağan yöntemlere dönülür.
Önceki gün açıklanan ödemeler dengesi rakamları kimseyi yanıltmamalı. Şu anda kazanılan dövizi kimse ülkeye getirmiyor. Önümüzdeki birkaç haftayı aşmadan olumlu gelişmeler kendini rakamlarda göstermeyecektir. Tabii önce çıtayı yükseltmemiz gerekiyor!"^[4*]

oranlar ve miktarlar açıklanmamak

gizlenmesi

ekonomik ve parasal verilerin gizlenmesini ya da çarpıtılarak açıklanmasını

gizliliğin başladığını

Güçlü

Ekonomiye

Geçiş

Programı

Sedad Kent

"Fischer'i ilk kez 1994 yılında Washington'da özel bir yemekte tanımıştım. O yemekte, toprağı bol olsun, yakın arkadaşı Michael Bruno da vardı. Babacan kişiliği ile Bruno dikkat çekerken, Fischer ise daha mesafeli bir kişilik izlenimi vermişti... Fischer, Güney Afrika kökenli, ancak Amerikan vatandaşı olmuş bir ekonomist. IMF'den önce Dünya Bankası'nda başekonomistlik yapmıştı. Önceleri dünyanın belki en iyi ekonomi bölümü olan MIT'de (Massachusetts Institute of Technology) ders veriyordu... Derviş'le aynı okuldan mezun: İngiltere'deki meşhur London School of Economics. Şimdi 57 yaşında...
Fischer aslında bir Türkiye dostu. (Ve belirtelim: yakından tanıyınca gayet şakacı biri). 1996 yılında eşiyle beraber ilk kez ta Amerika'dan ülkemize tatile geldiğinde, kafasında bir istikrar programının tasarımı vardı. Kontrollü kurdan dalgalı kura kademeli olarak geçilen 2000 programının tasarım mimarı da odur."^[5*]

gerçek ise

birden

"IMF Türkiye'ye yardımı dış borçlar için değil, iç borçların dönmesi için verdi. Ama resmen böyle bir olanak olmadığı için işi kılıfına uydurdular. Bu olumlu beklentiyi sakladılar. Dahası bu paranın faizi düşük, vadesi de uzun. Genellikle bir-iki yıllık borçlar, bu kez beş yıllık olarak verildi."^[6*] (abç)

"Piyasa Derviş ve arkadaşlarının yalanlarını hiç vakit geçirmeden suratlarına çarpmıştır. (Bu arada bir dostumun iktisatçı geçinen oğlunun bir gazetedeki yazısından söz etmeden geçemeyeceğim. Prof. Hurşit Güneş, Takas operasyonuyla Türk ekonomisinin krizin eşiğinde olduğunu ileri sürenlerin artık utanıp susmaları gerektiğini sert bir üslupla yazdı. Piyasada takası izleyen gelişmeler, asıl susması gerekenin Hurşit Güneş gibiler olduğunu kanıtladı. Ağabeyim ve dostum Turan Güneş iyi ki oğlunun bir Amerikan ataması bakanı böylesine utanç verici yöntemlerle savunmasını ömrü yetmediği için görmedi. Yoksa çok utanır ve acı çekerdi.)
Yalanın Bu Derece Cüretlisi
Ama olay ekonomik açıdan bir şeye yaramasa da, Derviş ve desteğine yatanların yalan söylerken ne ölçüde cesur olduğunu göstererek yararlı oldu. İkisi de iflasın eşiğinde ve borca batık, birbirleri dışında kimseyi etkilemeyecek iki tarafın umutsuzluktan başvurdukları ve aşağıda göreceğimiz gibi, sonu iki taraf için de karanlık olacak bir operasyonun nasıl Türkiye'nin iyi yolda olduğunu gösterdiğini cesareti ölçüsünde cehaleti de ortaya çıkmış Kemal Derviş'e soran olmadı. Bu gidişle Derviş köpeksiz köyde değneksiz gezerek yalanlarını, aynı pervasızlığı sürdürebilir... Tesellimiz tıpkı peynir gibisi ekonominin de laf ve yalanla yürümediğinin ortaya çıkmasıdır. Bunun bir kanıtı olarak Derviş ve arkadaşlarının yalan mumunun yatsıya kadar bile kalmadan tükenmesidir."^[7*]

devrim tarafından mülksüzleştirileceğini

emperyalizm ve oligarşi tarafından mülksüzleştirilmektedir

Konuyla bağlantılı yazılar:
*** Türkiye Devriminin Acil Sorunları-I
*** Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı (!)
*** Köylülerin Mülksüzleştirilmesi Ve "Siyasetin Yeniden Yapılandırılması"
*** Şehir Küçük-Burjuvazisinin "Globalizm Aşkı"nın Sonu
*** Dünya Ekonomisinde Durgunluk
*** Deflasyon, Yapısal Uyum, Döviz Çıpası, Kemal Derviş, vs.
*** Ne Oldu?
*** Alternatifi Olmayan Tek Ekonomi-Politika
*** Arjantin "Modeli"
*** Türkiye'nin Yazgısı ve Dünya Ekonomik Buhranı
*** Emperyalist Sömürü ve 5 Nisan Kararları
*** Ekonomik Buhranlar
*** Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler
*** Dünya Ekonomik Buhranı ya da Yeni-Sömürgeciliğin Bunalımı
*** "Globalleşen" Dünyada Anti-Emperyalist Bir İktidar Yaşayabilir mi?
*** İşte Emperyalist-Kapitalizm!
*** Kapitalizm ve "Modernizasyon"
*** Kapitalizmin Sürekli ve Genel Bunalımı ve "Yeni" Teoriler
*** İthalat Patlamasından Faşist-Mafya Cumhuriyetine

Dipnotlar
^[1*] Kurtuluş Cephesi, Desinformasyon ve Kamuoyunun Koşullandırılması, Sayı: 49, Mayıs-Haziran 1999

^[2*] Güneri Civaoğlu, Milliyet, 21 Mart 2001

^[3*] "Bilim adamı ekonomist" "Prof.Dr." Hurşit Güneş, 14 Temmuz 2001 günü Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk'le CNBC-E'de yaptığı söyleşide şöyle konuşmuştur: "Bu arada bir şey söyleyeyim, izleyicilerimiz farketmemiş olabilirler. Ben daha önceki programlarda söylemiştim, ben çok koyu olmamakla beraber bir Galatasaray taraftarıyım. Ancak programıma Ferit Bey rozetini takarak geldi Fenerbahçeli, onu kutluyoruz. Burda aslında çalışanllar arasında Fenerbahçeliler var, onları kutlamıştık şampiyon oldukları için. Üstelik Galatasaray'ı yenerek şampiyon oldular, o daha da kutlama gerektiren bir şey. İnşallah tekrar tekrar da şampiyon olurlar, biz bunu çok fazla olduk Galatasaray olarak, artık bıkmıştık, birazcık da kendilerinin şampiyon olmalarında yarar vardır. Onun için, rozetiniz için ve şampiyonluğunuzu kutluyoruz."

^[4*] Hurşit Güneş, Milliyet, 1 Ağustos 2001

^[5*] Hurşit Güneş, Milliyet, 27 Temmuz 2001

^[6*] Hurşit Güneş, Milliyet, 30 Temmuz 2001

^[7*] Arslan Başer Kafaoğlu, Şu "Takas" Dedikleri, Aydınlık, 24 Haziran 2001

	Yatırımcı sayısı
Aktaş Elektrik	13.205
Apek Dış Ticaret	2.600
Dardanel	22.124
Demirbank	10.762
Emek Sigorta	5.819
Facto Finans	2.113
İhlas Ev	4.007
İhlas GYO	9.238
İhlas Holding	37.524
İhlas Finans	19.463
İktisat Finans	6.608
Medya Holding	17.149
Nergis Holding	3.004
Polylen	4.942
Sabah Pazarlama	5.383
Sabah Yayıncılık	15.657
Sifaş	4.383
İntermedya	2.371
Çukurova Elektrik	10.792
Gümüşsuyu Halı	7.567
Kepez Elektrik	4.017
Köytaş	10.650
Mudurnu Tavukçuluk	7.318
Sevgi Sağlık	3.630
Söksa	2.609
Esbank	4.134
Yaşarbank	13.722
EGS Holding	51.155
EGS Giyim	4.461
EGS GYO	18.845
EGS Dış Ticaret	14.617
EGS Leasing	2.051
Toplam	341.920