"30. Bu hedeflere ulaşmak için, 2001 bütçesinin onaylanmasının yanısıra önemli vergi ve vergi dışı tedbirler uygulanmıştır. Ayrıca;
· Mayıs ayı başında Akaryakıt Tüketim Vergisi (ATV) %15 daha artırılacaktır. (Nisan'daki %20'lik artıştan sonra)
· KDV oranları, indirimli %1'lik ve %8'lik oranlar hariç, %1 puan artırılacaktır.
· Mevcut düzenlemeler doğrultusunda sosyal güvenlik ödemelerine ilişkin asgari katkı payı tabanı Nisan itibariyle artırılacaktır.
Yukarıda sayılan gelir tedbirlerinin kabulü, altıncı ve yedinci gözden geçirmelerin tamamlanması için önkoşul olacaktır. Ayrıca Haziran 2001'den itibaren, ATV her ay en az TEFE enflasyon kadar artırılacaktır. Bu uygulama ile yukarıda bahsedilen artışlarla birlikte, ATV'den elde edilen gelir 2000 yılına göre GSMH'nın %0.4'ü kadar artırılacaktır...
34. Kamu maliyesi hesaplarına doğrudan etki edecek yukarıdaki bütçe tedbirlerine ek olarak, vergi tabanını kuvvetlendirecek ve orta vadede vergi yükünün daha iyi dağıtılmasını sağlayacak adımlar atılmaktadır. Vergi kaçağının önlenmesi ihtiyacı vardır. 2002 yılı sonuna kadar verilecek Vergi Kimlik Numaralarını (VKN), 2000 sonundaki 15.2 milyon seviyesinden iki katına çıkarmak suretiyle etkin vergi mükellefi tabanını önemli nisbette genişletmeyi planlamaktayız. Diğer önlemlerin yanısıra, VKN 2001 Eylül ayından itibaren, banka hesap sahiplerine, bankacılık hizmetlerinden faydalananlara ve finansal işlemlerin taraflarına verilecek olup, 2002 Haziran ayına kadar, mecburi vergi kayıt limiti aşağı çekilerek, VKN kademeli olarak artırılacaktır. Bu amaçla, gerekli vergi mevzuatı Mayıs 2001 sonuna kadar yürürlüğe konulacaktır (Sekizinci gözden geçirmenin tamamlanması için koşul). Yeni tamamlanan operasyonların bilgisayar ortamına alınmış olmasından daha iyi faydalanmak ve vergi mükelleflerine ilişkin verilerin (üçüncü şahıs bilgileri dahil) işlenmesi ve paylaşımını geliştirmek amacıyla vergi idaresinin üç veri işleme merkezini birleştirerek yeniden örgütleyeceğiz."
[3 Mayıs 2001 tarihli "Niyet Mektubu"]
İMKB-100 Endeksi |
||||
TL olarak |
$ Olarak |
$ fiyatı |
cent[*] |
|
4 Ocak 2000 |
17.512 |
1.885 |
543.401 |
3,2 |
18 Ocak 2000 |
19.577 |
2.087 |
548.869 |
3,5 |
19 Ocak 2000 |
18.414 |
1.962 |
549.036 |
3,3 |
20 Ocak 2000 |
18.030 |
1.922 |
548.880 |
3,2 |
3 Şubat 2000 |
16.096 |
1.671 |
563.577 |
2,8 |
3 Mart 2000 |
16.783 |
1.707 |
575.055 |
2,9 |
4 Nisan 2000 |
16.216 |
1.604 |
591.446 |
2,7 |
2 Mayıs 2000 |
19.406 |
1.848 |
614.154 |
3,1 |
2 Haziran 2000 |
16.520 |
1.564 |
617.665 |
2,7 |
4 Temmuz 2000 |
14.200 |
1.331 |
624.013 |
2,2 |
4 Ağustos 2000 |
13.789 |
1.250 |
645.329 |
2,0 |
4 Eylül 2000 |
13.192 |
1.176 |
656.282 |
2,0 |
3 Ekim 2000 |
11.567 |
1.011 |
668.922 |
1,9 |
3 Kasım 2000 |
14.802 |
1.271 |
681.318 |
2,1 |
5 Aralık 2000 |
8.755 |
753 |
679.500 |
1,2 |
2 Ocak 2001 |
10.007 |
916 |
675.004 |
1,4 |
19 Şubat 2001 |
8.683 |
738 |
688.342 |
1,2 |
2 Mart 2001 |
9.513 |
613 |
920.125 |
0,9 |
4 Nisan 2001 |
8.117 |
385 |
1.238.549 |
0,7 |
4 Mayıs 2001 |
12.529 |
- |
1.165.563 |
1,2 |
4 Haziran 2001 |
11.760 |
- |
1.150.289 |
1,1 |
[*] İMKB Endeksi'nin dolar bazındaki değerinin bu "hesaplanması", borsa birleşik endeks rakamının doların o anki TL değeri ile bölünmesiyle yapılmaktadır. Ancak borsa endeksinin dolar bazındaki değeriyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Burada İMKB-100 Endeks'inin dolar bazındaki değeri ikinci sütunda yer almaktadır. |
Küçük-burjuvazi, dar anlamda, şehir ve kırda, küçük meta üreticisi kesimdir. Küçük sermaye sahibi olarak, kendi işinde çalışır ve sınırlı oranda ücretli emek kullanır. Kır küçük-burjuvazisi, köylülüğün sınıfsal farklılaşmasına paralel olarak ortaya çıkan küçük-köylü kesiminden oluşur. Bunlar, mevsim koşullarının iyi gittiği yıllarda ücretli-emek kullanırlar. Şehir küçük-burjuvazisi ise, küçük mülk sahibi esnaf ve zanaatkar kesim ile küçük tüccardan oluşur. Ülkemizde küçük sanayi bölgelerinde işyeri sahibi olan şehir küçük-burjuvazisi, ağırlıklı olarak otomotiv, tekstil, dericilik, mobilyacılık, boyacılık, tamircilik vb. alanlarında faaliyet gösterir.
Geniş anlamda küçük-burjuvazi, tüm küçük mülk sahibi esnaf ve zanaatkar kesimleri ile küçük tüccar, küçük köylü, memurlar ve serbest meslek sahipleri (mühendis, doktor, avukat vb.) ile kapitalist şirketlerin büro çalışanlarını kapsar.
Küçük-burjuvazinin kapitalist büro işlerinde (devlet aygıtı da buna dahildir) çalışan memur ve yöneticileri ile serbest meslek sahipleri, herhangi bir artı-değer yaratmaz, ancak karşılığı ödenmeyen emek harcaması ölçüsünde, artı-değerin gerçekleşmesi giderini azaltması için kapitaliste yardım ederek, kapitalistin gelirini artırır. Bu yönüyle, bu kesim, vasıflı emek sahibi olarak, ortalama emeğin üzerinde yer alan, daha yüksek ücret alan ücretli işçiler sınıfına girer. Öte yandan, üretim sürecinde üretilen artı-değerin para-sermayeye dönüşmesi sürecinde (dolaşım ve değişim alanlarında) görev yaptıklarından, aynı zamanda artı-değer sömürüsünün içinde yer alırlar, dolayısıyla işçi sınıfının sömürülmesinden pay alırlar. Ülkemizde popülist dilde "kamu emekçileri" olarak adlandırılan bu kesim, aynı zamanda eğitim görmüş kesim olarak (bu sınıfın dünya görüşünün temsilcisi olan) küçük-burjuva aydınlarını oluştururlar.
Küçük-burjuvazinin sınıfsal niteliği ikili bir özelliğe sahiptir. Bir yandan, sınırlı bir mülkiyete sahip olmasıyla ve kapitalist sömürüden dolaylı biçimde yararlanmasıyla burjuvazinin safında yer alırken, diğer yandan büyük burjuvazi tarafından sürekli mülksüzleştirilerek proleterleşir. Her zaman bir büyük burjuva hayali ile yaşar, ancak büyük burjuvazi tarafından mülksüzleştirilir. Bu nedenle, kararsız, şaşkın, ürkek bir toplumsal kesimdir.
Marks, Annenkov'a 28 Aralık 1846 tarihli mektubunda şöyle yazmaktadır:
"Küçük-burjuva, eylem halinde toplumsal çelişkiden başka bir şey değildir. Durumu gereği çaresizdir, hem burjuva hem halk adamıdır. Büyük burjuvazinin görkemi karşısında gözü kamaşır, halkın çektiği acı yüreğini sızlatır. Yüreğinin derinliklerinde yan tutmadığı, en doğru denge içinde bulunduğu sanısıyla övünür. Çelişkiyi baştacı eder, çünkü çelişki onun yaşamının temelidir."
Küçük-burjuvazinin bu sınıfsal özelliği, onun politik tutumuna da yansır.
"Küçük-burjuvazi devrimci proletaryanın ardından gitmeye korkar, ama bu korkunun kendisini burjuvazinin ardından gitmeye mahkum ettiğini de bir türlü anlayamaz. Kendisine sosyal-demokrat demeyi marifet sanır. Burjuvaziyle proletaryanın kıyasıya bir sınıf savaşına giriştikleri bir çağda, küçük-burjuvazinin sınıfsal tutumunun temeli, olanaksız olanı istemektir, eşdeyişle orta yolu düşlemektir. O orta yol ki, böylesine bir savaşımda asla izlenemez." (Lenin, Cavaignaclar Hangi Sınıftan Çıkarlar?, Temmuz 1917)
Marks, ülkemizdeki KİT'lere benzer niteliklere sahip olan "ulusal işlikler" karşısında Fransız küçük-burjuvazisinin tutumunu ortaya koyarken, aynı zamanda bu sınıfın gerici ve proletaryanın mücadelesine karşı konumunu şöyle ifade etmektedir:
"Ulusal işlikler, içerikleri ile değil, ama adları ile proletaryanın burjuva sanayiine karşı, burjuva kredisine karşı, burjuva cumhuriyetine karşı protestosuna vücut veriyordu. Bu yüzden burjuvazinin bütün kini onlar üzerinde toplandı. Aynı zamanda, burjuvazi, Şubat hayalleri ile ilişiğini açıkça kesebilecek kadar güçlenince, saldırısını yönelteceği noktayı da bu ulusal işliklerde bulmuştu. Küçükburjuvazinin bütün huzursuzluğu, bütün hoşnutsuzluğu, huysuzluğu, aynı anda bu ulusal işliklere, bu orta nişan tahtasına doğru çevrildi. Küçük-burjuvalar, kendi kaderleri günden güne katlanılmaz hale gelirken, bu proleter aylaklarının yiyip yuttuklarının neye malolduğunu gerçek bir öfke ile hesaplıyorlardı. Kendi kendilerine, "Göstermelik bir iş karşılığında devletten maaş, işte sana sosyalizm!" diye homurdanıp duruyorlardı. Yoksulluklarının nedenini, ulusal işliklerde, Luxembourg'un tumturaklı sözlerinde, işçilerin Paris sokakları boyunca yaptıkları geçitlerde arıyorlardı. Ve komünistlerin sözde tertiplerine karşı hiç kimse, iflasin eşiğinde umutsuzca köşeye kıstırılmış küçük-burjuvadan daha fazla bağnazlaşmamıştı." (Marks, Fransa'da Sınıf Savaşımları 1848-1850, s: 268)