Enflasyon, Deflasyon, Yapısal Uyum, Döviz Çıpası, Kemal Derviş, vs.

     Enflasyon, Deflasyon,
     Yapısal Uyum, Döviz Çıpası,
     Kemal Derviş, vs.

Her

türlü

hainliği

her

türlü

namertliği

yapan

repodur

Repodan

dolayı

insanlar

birbirlerine

borçlarını

ödemiyorlar

İnsanlar

ahlaki

bir

çöküntü

içindeler

bayramdan

önce

dünyanın

hiçbir

ülkesinde

görülmeyen

bir

vakıa

yaşandığını

Ordu Yardımlaşma Kurumu

"19 Şubat krizinden bir hafta önce nakide geçtiklerini belirten Can, Ecevit'in açıklamasıyla (19 Şubat günü yapılan MGK toplantısını terk etmesine ilişkin olarak yaptığı açıklama kastediliyor. -K.C.) devalüasyonun olacağı düşüncesinin kesinlik kazandığını belirtiyor. Ekibiyle acil toplantıya giren Can, dövize geçmeye karar verir. Çarşamba (21 Şubat) devalüasyon olacağı konusunda en küçük şüphesi kalmaz. Ve o hafta cuma günü (23 Şubat) alınan dolarlar 1 milyon liranın üzerinde satılarak nakide geçilir. Bu arada perşembe günü de (22 Şubat) borsada güçlü şirketlerin hisselerine yatırım yapılır. Ve hemen herkesin büyük zararlar ettiği krizden güçlenilerek çıkılır."

Kemal Derviş

Deniz Gökçe

dalgalı

kur

sisteminin

olumlu

tarafı

devalüasyon

korkusunu

ortadan

kaldırması

Asaf Savaş Akat

21 Ocak 2001

"Özetle, enflasyonla mücadele için döviz kurunun nominal çapa olarak kullanılmasının TL'ye aşırı değer kazandırdığı, ihracatın durma noktasına geldiği, ufukta bir döviz krizinin yattığı gibi rivayetleri inandırıcı bulmuyoruz. Bunlar devalüasyon bağımlısı kesimlerin beyhude çabalarıdır. Sayılar ortada. Başka sayısı olan varsa beri gelsin..." ^[1*]

"20 yılı aşan bir süreyi çok yüksek enflasyonla geçirmiş olması sonucunda Türkiye ekonomisinin ulaştığı nokta, ancak çok temel bir yapısal reformla çözülebilir: buna 'para rejimi reformu' (currency reform) diyoruz... Esas yapısal reformun TL'nin tekrar güvenilir bir para haline dönüştürülmesinde yattığını düşünüyoruz." ^[2*] (abç)

"İktisat teorisi, enflasyonun nedenlerini ayrıntılı şekilde incelemiştir. İlk aşamada iki aynı nedensellik karşımıza çıkar. Birincisi toplam mal ve hizmet talebinin arzın üstünde seyretmesi sonucu, üreticilerin satışların düşmesi korkusu olmaksızın fiyat artışına gidebilecekleri bir ortamın varlığıdır. Buna kabaca talep enflasyonu diyebiliriz. İkincisi ise, ekonomiye içsel ya da dışsal şoklar sonucu (devalüasyon, dünyada petrol ya da hammadde fiyatlarının artması, emek piyasasında talep yoğunluğunun ücretleri tırmandırması gibi), üretim maliyetlerinin yükselmesinin üreticileri fiyatlarını arttırmak zorunda bırakmasıdır. Buna da kabaca maliyet enflasyonu diyebiliriz. İşin buraya kadar olan kısmı kolaydır.
Bir sonraki aşamada, enflasyonla ekonomide dolaşan para miktarı arasındaki ilişki yer alır. Diğer konularda farklı düşünseler bile, iktisatçılar, her iki halde de enflasyonun ortaya çıkabilmesi (ya da devam etmesi) için, dolaşımdaki para miktarının artması gerektiği ilkesinde birleşirler. Mantığı tersinden daha iyi anlayabiliriz. Talep fazlası halinde, üretim ve fiyatlardaki artışla beraber eğer dolaşımdaki para miktarı artmazsa, faizler yükseleceğinden toplam talebin en büyük iki kalemini oluşturan yatırım ve tüketim harcamaları kısılacak, yani enflasyona yol açabilecek talep fazlası ortamı ortadan kaybolacaktır. Aynı şekilde, maliyetleri yükselten bir şok sonrasında para miktarının sabit kalması, gene faizlerin yükselmesi, harcamaların kısılması ve neticede düşen üretimin fiyat artışını sınırlaması ile sonuçlanacaktır." ^[3*]

kararlılık

bağımsız

popülist politikalar

reel

proleterleşmesi

metaların değerinde

zarar

iflasa

durgunluğa

diğer maliyet unsurlarının fiyatlarını

ucuzlatmaktır

işçi ücretlerinin düşürülmesi

piyasadaki para miktarının

fiyatları belirlediği

Ekonomi

Politiğin

Eleştirisine

Katkı

"Eğer dolaşımdaki metaların fiyatlarının tüm toplamı artarsa, ama paranın dönüp yerine gelme hızının artışından daha az bir oranda artarsa, dolaşım araçlarının kitlesi küçülecektir. Eğer, tersine, paranın geriye, yani başladığı yere dönme hızı, dolaşımdaki metalar kitlesinin fiyatlarının tüm toplamının azalmasından daha büyük bir oranda azalırsa, dolaşım araçları kitlesi artacaktır. Genel bir fiyat düşüşü ile birlikte giden dolaşım araçları artışı, genel bir fiyat yükselişi ile birlikte giden dolaşım araçları azalması, işte bu, meta fiyatları tarihinde en iyi yer etmiş, yerleşmiş olaylardan biridir...
Dolaşım hızı belli olduğuna göre, dolaşım araçları kitlesi, demek ki, yalnızca metaların fiyatları tarafından belirlenir. Şu halde, fiyatlar, az ya da çok ek para dolaşımda bulunduğu için yüksek ya da düşük değildirler, ancak fiyatlar düşük ya da yüksek oldukları için, az ya da çok ek para dolaşımda bulunmaktadır. Bu da en önemli ekonomik yasalardan biridir ve belki de Ricardo-sonrası İngiliz ekenomi politiğinin tek olumlu yanı, bu yasayı, meta fiyatları tarihi ile ayrıntılarına kadar tanıtlamış olmasıdır." ^[4*]

politik

mevcut düzenin politik mekanizmasını da ortadan kaldırmayı

kültür kuruluşu

kitlelerin depolitizasyonunu

diyalektiktir

"Son bir soru: bir ülkenin parası neden sağlam olur? Büyüklüğü, askeri gücü, çok ihracat yapması, döviz rezervleri, vs. gibi nicel özellikleri sayesinde mi? Korkarım ki hayır; parası güçlü ülkeler listesini yapınca, her birinin bu kriterlerden bazılarını tatmin etmediği kolayca görülecektir. Dünyada varolan sağlam paraların hepsinin tek müşterek özelliği, ülke vatandaşlarının ve ya bancıların ülkeyi yönetenlerin asla enflasyonun başını kaldırmasına izin vermeyeceğine inanmalarıdır." ^[5*] (abç)

"İnsanlar, şimdiye kadar, kendileri hakkında, ne oldukları ya da ne olmaları gerektiği hakkında her zaman yanlış fikirlere sahip olmuşlardır. Sahip oldukları ilişkileri, Tanrı hakkındaki, normal insan hakkındaki vb. tasarımlarına uygun olarak düzenlemişlerdir. Kendi beyinlerinin ürünleri, onları yaratan beynin üstüne çıkmıştır. Yaratıcılar, kendi yarattıkları şeyler önünde secdeye varmışlardır. Öyleyse onları, boyunduruğu altında ezildikleri kuruntulardan, fikirlerden, dogmalardan, hayali yaratıklardan kurtaralım. Fikirlerin egemenliğine karşı başkaldıralım. Biri, insanlara bu yanılsamaları değiştirip, yerine insanın özüne uygun düşen düşünceler koymayı öğretelim diyor, bir başkası, bu yanılsamalara karşı eleştirici bir tutum almayı öğretelim onlara diyor, bir üçüncüsü ise, bunları kafalarından çıkarıp atmalarını öğretelim diyor ve - bugünkü gerçekliğin böyle çökeceğini iddia ediyorlar.
Bu masum ve çocuksu düşler genç-hegelcilerin bugünkü felsefesinin çekirdeğini oluştururlar; ki bu felsefe, Almanya'da, kamuoyunca korkuyla karışık bir saygı ile karşılanmakla kalmıyor, ama felsefi kahramanların kendileri tarafından, canice sertlikteki bu fikirlerin dünya için devrimci bir tehlike taşıdığı inancı içinde, büyük bir ciddiyetle sunuluyor. Bu kitabın birinci cildinin amacı, kendilerini kurt sanan ve başkalarının da kurt sandıkları bu koyunların ne olduklarını ortaya koymak, onların meleyişlerinin Alman burjuvalarının tasarımlarının felsefi bir dille yinelenmesinden başka bir şey olmadığını ve bu felsefi yorumcuların palavracılıklarının, Alman gerçekliğinin zavallı yoksulluğunu yansıtmaktan başka bir anlam taşımadığını göstermektir. Bu cilt, Alman ulusunun hoşlandığı, düşlerle dolu uyuklamaya pek uygun düşen, gerçekliğin gölgesine karşı yürütülen bu felsefi savaşın maskaralığını ortaya çıkarmak ve onu bütün saygınlığından yoksun bırakmak amacındadır.
Bir zamanlar, yürekli adamın biri, insanların, salt yerçekimi fikrine saplandıkları için suda boğulduklarını sanıyordu. Ona göre, insanlar, örneğin, bunun dinsel boşinanlara dayanan bir düşünce olduğunu söyleyerek bu fikri kafalarından çıkarıp atsalardı, ondan sonra artık her türlü boğulma tehlikesinden korunmuş olurlardı. Ömrü boyunca, bütün istatistiklerin, sayısız ve boyuna yinelenen tanıtlarla zararlı sonuçlarını kendisine gösterdikleri bu yerçekimi yanılsamasına karşı savaştı durdu." ^[6*]

"Ekonominin düzlüğe çıkışını hızlandıracak bir başka husus, vatandaşın daha az ithal mal almasıdır. Zaten bunların fiyatı yerli ürünlere kıyasla çok artmıştır.
Bir tek benim ithal yerine yerli mal kullanmamla ne olur demeyin. Siz sorumlu bir vatandaş gibi davranın. Unutmayın. İthal malı yerine satın aldığınız her yerli ürün sizin ürettiğiniz mal ve hizmetlere de ek talep demektir. İthalatımızı ne kadar çabuk ve ne kadar fazla kısarsak döviz fazlası da o kadar çabuk gelir ve büyük olur. Ekonominin önümüzdeki aylarda cari işlemler dengesi fazlalarına çok ihtiyacı var. Böylece sizin de ekonominin toparlanmasına bir katkınız olur." ^[7*]

babası

1940

50'li

yıllarda

Siemens

marka

röntgen

cihazlarının

Türkiye

temsilcisi

annesi

Avrupalı

(Von

Papen'in

sekreteri)

olan

gençliğinde

ailesine

ait

Büyükada'daki

evde

Türkiye'nin

pek

çok

tanınmış

siması

ile

yakın

arkadaşlıklar

kurmuş

nitekim

aralarında

Prof

Asaf

Savaş

Akat

Prof

Erdoğan

Alkin

Prof

Hurşit

Güneş

Emine

Uşaklıgil

pek

çok

akademisyen

gazeteci-yazar

ile

dostlukları

devam

eden

^[8*]

IMF tarafından

98 gün sonra

içinden

Konuyla bağlantılı yazılar:
*** Türkiye Devriminin Acil Sorunları-I
*** Türkiye'nin Yazgısı ve Dünya Ekonomik Buhranı
*** Emperyalist Sömürü ve 5 Nisan Kararları
*** Ekonomik Buhranlar
*** Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler
*** Dünya Ekonomik Buhranı ya da Yeni-Sömürgeciliğin Bunalımı
*** "Globalleşen" Dünyada Anti-Emperyalist Bir İktidar Yaşayabilir mi?
*** İşte Emperyalist-Kapitalizm!
*** Kapitalizm ve "Modernizasyon"
*** Kapitalizmin Sürekli ve Genel Bunalımı ve "Yeni" Teoriler
*** İthalat Patlamasından Faşist-Mafya Cumhuriyetine

Dipnotlar
^[1*] Asaf S. Akat, Döviz Kuru ve Dış Açık, 21 Ocak 2001

^[2*] Asaf S. Akat, Yüksek Enflasyonun Ekonomi Politiği

^[3*] Asaf S. Akat, Yüksek Enflasyonun Ekonomi Politiği

^[4*] K. Marks, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı, s: 138-139

^[5*] Asaf S. Akat, Yüksek Enflasyonun Ekonomi Politiği

^[6*] Marks-Engels, Alman İdeolojisi, s: 27

^[7*] Asaf S. Akat, Vatandaşa Tavsiyeler, Sabah, 8 Mart 2001

^[8*] Kemal Derviş’in Özgeçmişi, NTV, 28 Şubat 2001