"Bugün AB'nin kendi 'yaşam alanları'nda kendi egemenliğine karşı olan toplumsal ve siyasal gelişmeler karşısında kullandığı temel yöntem, bizde bilinen adıyla 'post-modern darbe'dir.
'Post-modern darbe' yöntemi, egemenlik alanı içindeki ülkelerde AB fonlarıyla finanse edilen geniş bir 'medya' ağına ve önde gelen küçük-burjuva aydınlarının oluşturduğu 'sivil toplum kuruluşları'na dayanır. Gürcistan ve Ukrayna'da olduğu gibi, iktidar gücünü alaşağı etmek için bu güçler yanında Avrupa ya da ABD'de eğitim görmüş bir 'toplumsal muhalefet lideri' ortaya çıkarılır. Kendilerinin finanse ettikleri 'medya' aracılığıyla bu 'muhalefet lideri' pazarlanır ve etrafında vakıflar aracılığıyla satın alınmış geniş bir 'muhalefet örgütü' ('sivil inisiyatif') kurulur. Mevcut iktidar seçim sistemini değiştirmeye ve 'adil seçim' yapmaya zorlanır. Gerçekleştirilen ilk seçimde 'medya' desteğindeki 'muhalefet lideri' seçimleri kazanır. Eğer seçim sonuçları istenildiği gibi gerçekleşmez ise, 'muhalefet' seçimlere 'hile karıştığı' iddiasıyla 'sivil direniş' başlatır. Ülke parlamentosunun önünde başlatılan bu 'sivil direniş' yeterince uluslararası destek sağlar sağlamaz parlamentoyu basar ve kendisini iktidar ilan eder."[Kurtuluş Cephesi, "AB, Askeri Darbe Yapabilir mi?", Sayı: 82, Kasım-Aralık 2004.]