"Saf demokrasi... eski gelişmiş eski sanayi ülkelerinden daha fazla Almanya’da ikincil rol oynar. Ama bu, devrimin bir anında, en radikal burjuva partiler ve sonuç olarak tüm burjuva partileri ve hatta feodal rejim için bir süreliğine geçici bir önem kazanma olasılığını ortadan kaldırmaz. Böyle bir anda, tüm gerici kitleler onun arkasına takılır ve onu desteklerler; gerici davranışlar olarak kullanılan her şey demokratiktir. Bu yüzden Mart-Eylül 1848’de tüm feodal-bürokratik kitle, devrimci kitleleri itaat altında tutabilmek için liberalleri desteklemiştir, ve doğal olarak, bu başarılır başarılmaz da liberallerin kıçına tekmeyi basarlar. Fransa’da Mayıs 1848’den Aralık’taki Bonaparte seçimlerine kadar, partilerin en güçsüzü olan saf demokrat ulusal parti, kendi arkasında örgütlenmiş olan tüm kolektif gericilik sayesinde iktidar oldu. Bu her devrimde olur: hiç bir biçimde hükümet etme yeteneğine sahip olmayan en uysal parti, kendilerinin son kurtuluş olasılığını yok etmiş görünen bu partide yer alan diğerleriyle birlikte iktidara gelir. Bu kriz anında, ulusun ve seçmenlerin çoğunluğunun bizim arkamızda olmasını bekleyemeyiz. Tüm burjuva sınıf ve feodal toprak sahipleri sınıf kalıntıları, küçük-burjuvazinin en geniş kesimleri, ve de kırsal nüfus, en aşırı devrimci davranışı gösteren en radikal burjuva partisinin çevresinde toplanacaklardır, ve büyük olasılıkla, geçici hükümet içinde temsil edileceklerdir. Bu durumda, Şubat 1848 Paris devrimindeki sosyal-demokrat azınlığın gösterdiği gibi, bir azınlık olarak harekete geçilemez. Yine de bu, böylesi anlarda akademik bir sorundur.
Elbette Almanya’da farklı durum alabilir, ve farklı askeri koşullar olabilir. Bugün gördüğümüz şeyler gibi beklenmedik biçimler, Rusya dışında hiç bir yerde ortaya çıkmayabilir. Eğer öyle yapılmazsa, eğer beklenilmeyen Almanya’da ortaya çıkarsa, o zaman devrim sadece ordudan başlayabilir. Askeri bakış açısından günümüzün bir ordusuna karşı silahsız bir ulus, saf olarak yok olacak bir niceliktir. Bu durumda -eğer bizim yirmi-yirmi beş yaşındaki, oy kullanamayan, ama eğitimli yedek askerler, eyleme geçmişlerse-, saf demokrasi büyük bir sıçrama yapar. Ama bu sorun da, bugün yine akademik bir sorundur. Yine de ben, öyle söylemek gerekirse, Parti’nin büyük genel kurmayının bir temsilcisi olarak, onu gözönüne almak zorundayım. Her durumda, kriz sırasında ve krizden sonra, bizim biricik hasmımız, saf demokrasi çevresinde toplaşmış bütün kolektif gericiliktir, ve düşünceme göre bu, hiç bir koşul altında ihmal edilemez.” [Engels: Babel’e 11 Aralık 1884 tarihli mektubu.]