KURTULUŞ CEPHESİ - Mart-Nisan 2002


Özgün biçimiyle:
Acrobat Reader formatında:
Kurtuluş Cephesi, 66. Sayı (446 KB)




     Aralık 1971 Tarihli Mektup
     Mahir Çayan


[Mahir Çayan yoldaşın THKP-C içinde ortaya çıkan sağ-pasifist sapma üzerine İstanbul'dan Ankara'ya yazdığı mektup. Mektubun orjinali yakalanmalar sonucunda polisin eline geçmiştir. Buradaki metin, İstanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi savcısı tarafından hazırlanan İkinci THKP-C Davası İddianamesi'nden alınmıştır.]






      Yoldaşlar,
      Bundan önceki mektupta sadece İlhan ve Mahmut'larla aynı örgütlenme içinde olamayacağımızı ve de fiilen bütün bağlarımızı kestiğimizi yazmıştık.
      Bunun nedenlerini de iki ana başlık altında toplamıştık:
      1) İdeolojik-politik-stratejik çizgi farklılığı,
      2) Yoldaşlığa sığmayacak şekilde bu iki kişinin, en haince oligarşinin hücrelerindeki yoldaşlarını ilzam edecek işler yapmaları, en adice, bırakalım devrimci yoldaşlığı, feodal dostluğa bile sığmayacak tavırlar almaları.
      ... Politikleşmiş askeri savaş stratejisi terkedilmiş, pasifist revizyonist Kıvılcımlı çizgisi (yeni bir yorumla) partiye egemen kılınmıştır.
      Bu iki arkadaş ortak görüşlerimiz olan ve bir ölçüde hareketimizin ideolojik, teorik temellerini oluşturan bütün eski yazıları, Parti ve Cephe bildirilerini, Kurtuluş'ta tespit edilen çizgiyi ve de yazıp da bastırılmayan konuşmalarımızı, vs.'yi tümden reddetmektedirler.
      "Peki, o dönemde sizler bu görüşleri solda savunmuyor muydunuz?" sorusuna verdikleri cevap oldukça ilginç:
      "Evet savunuyorduk. Biz de böyle düşünüyorduk. Ancak o zaman biz Marksizmi iyi bilmiyorduk. Mahir'in söylediklerini olduğu gibi kabul ediyorduk. Oysa bu altı ay içinde okuduk, öğrendik. Eski görüşlerin, parti çizgisinin Narodnizm ile Marksizmin eklektik bir karışımından başka birşey olmadığını anladık. Aslında eski çizgi fokoculuğun Marksist terminoloji altında tezgahlanmasından başka bir şey değildir. Eski çizgimiz sol sapmaydı."
      ... Bildiğimiz kadarıyla bu arkadaşlar, Marksizmden habersiz kişiler değil, tam tersine bu konuda toplantılarda vs.'lerde sözcülük yapan çeşitli fraksiyonların yanlış çizgide olduğunu, sosyalizmin ustalarının eserlerinden alıntılar söyleyen ve de aylarca birlikte devrim anlayışı, çalışma tarzı, örgüt anlayışı, Türkiye'nin şartları gibi konularda konuşup hemfikir olduğumuz kişilerdi.
      Mayıs ayının sonuna kadar parti çizgsini hararetle savunan bu arkadaşlar, İstanbul'daki arkadaşlarımızın yakalanmaları üzerine, eski ideoloji ve stratejilerini değiştirerek, eski çizgiyi sol sapma diye mahkum ederek, kitaplar içine dalarak (bütün pratik görevlerini bir yana itip) Marksizmi öğrenip, sonunda da "eskiden Doktor genellikle doğru söylüyordu. Biz Doktor'un dediklerini yanlış değerlendirmişiz" diyerek, zamanında revizyonist ve anti-leninist diye mahkum edilmiş olan çizgiyi, partinin yeni çizgisi diye ilan etmişler, bunu Doktor'un her dediğinin doğru olduğunu söyleyerek değil, genellikle doğru söylüyordu diye yapmaktadırlar.
      ... Partimizin çizgisi politikleşmiş askeri savaş çizgisidir.
      Bilindiği gibi, salt gerilla savaşı kendi başına askeri niteliktedir...
      Gerilla savaşı, kavram olarak tek başına devrimci bir anlama sahip değildir.
      Ancak emperyalizmin (açık ve gizli) işgali altında olan ülkenin marksistlerinin, siyasi gerçekleri açıklama kampanyasının, dolayısıyla politik bilinç götürme temel aracı ve de bu yoldaki temel çalışma tarzı olarak gerilla savaşını almalarına politikleşmiş askeri savaş çizgisi denir.
      Politikleşmiş askeri savaş deyişiyle, silahlı propaganda deyişi arasında muhteva olarak fark yoktur.

      Mahir Çayan





Sayfa başına gidiş