"Globalizm"in Vurguncuları:
Turkcell
Tarihler 10 Temmuz 2000'i gösterirken, ülkemizdeki tüm basın ve yayın kuruluşlarının "flaş" haberi "Turkcell Tarih Yazdı" şeklindeydi. "ABD borsasında işlem gören ilk Türk şirketi" ünvanıyla New York Borsası'nda 17.60 dolardan 96 milyon hisse senedini satışa çıkaran Turkcell, aynı anda İMKB'de de 44.000 liradan hisselerini "halka arz" ediyordu.
Çukurova Holding'in ve Turkcell'in %50 sahibi olan Mehmet Emin Karamehmet'in New York Borsası önündeki "sokak şenliği" ile başlayan bu "tarih"in ilk gününde, Turkcell hisseleri New York Borsası'nda "büyük bir çıkış" yaparak 18.15 dolardan işlem gördü. Ve aynı anda İMKB'de Turkcell hisseleri 48.500 seviyesine yükseldi.
Böylece "tarih yazan" (ve büyük ölçüde bu tarih, Yapı-Kredi Kültür Yayınları arasında Enis Batur tarafından kitap haline getirilecektir!) Turkcell, borsaya girişinin ilk gününde "yatırımcısına" hisse başına 55 cent kazandırmıştı. New York Borsası'nda "halka arz edilen" hisse miktarının 96 milyon olduğundan yola çıkıldığında, toplam "getiri" 52 milyon dolar ve Turkcell'in elde ettirmeyi hedeflediği "ek finansman" ise 1 milyar 680 milyon dolar olarak ortaya çıkıyordu.
Bir hafta sonrasına gelindiğinde İstanbul Borsası'nda 305.000 "yatırımcıya" satılan Turkcell hisseleri 48.500'den 42.500'e gerileyerek, "yatırımcısı"na %12.37 kaybettirdi.
Aynı şekilde New York Borsası'nda işlem gören Turkcell hisseleri %4.55 değer kaybederek "halka arz" fiyatının altına inerek 17.4 dolara geriledi.
Temmuz ayının son haftasına girildiğinde (27 Temmuz 2000), Turkcell hisseleri İstanbul Borsası'nda 43.000'den işlem görürken, New York Borsası'ndaki değeri 16.81 dolara düşmüştür. "Tarih yazılan" ilk günde 55 cent "kazandıran" Turkcell, iki hafta içinde "halka arz" fiyatı üzerinden 79 cent, ilk gün sonu değeri üzerinden 1 dolar 34 cent "kaybettirmiş" tir.
"Globalizm" söyleminin bu ilk büyük "global" vurgununun başlangıç töreninine eski bakanlardan Güneş Taner, Necdet Menzir ile eski YÖK başkanı Prof. İhsan Doğramacı'nın da katılması, "yatırımcılar"ın nasıl bir görünüm altında dolandırıldıklarını açık biçimde sergilemiştir. Ancak, yine de bu "globalizm" vurgununun tek aktörleri bunlar değildir. Turkcell olayına yakından bakıldığında karşılaşılan tablo, politikacılardan gazetecilere, şairlerden çizgi romancılara dek uzanan pekçok aktörün sahne önünde oynadığı ve iplerin Çukurova Holding ve onun yabancı ortaklarının elinde olduğu bir boyuta ulaşmaktadır.
Ülkemizdeki iki "GSM operatörü"nden birisi olan Turkcell, Çukurova Holding, Murat Vargı ve Kavala Grubunun yerli işbirliğiyle Finlandiya Telekom'unun bir yatırımı olarak ortaya çıkmıştır. KVK adını verdikleri (Karamehmet, Vargı ve Kavala) şirket aracılığıyla cep telefonlarını pazarlayan bu grup, 2000 yılında 6 milyon 150 binlik bir abone sayısına ulaşmıştır. İki yıl önce içine girdikleri mali kriz sonucu Kavala grubu Türkcel hisselerini Bilka'ya (Bilgi ve Kaynak A.Ş) devretmiştir.
Bugün Turkcell'in ortaklık yapısı Çukurova Holding %50, Sonera Group %41, Murat Vargı %7 ve Bilka %2 şeklinde oluşmaktadır.
Sonera Group, Finlandiya Telekom'unun oluşturduğu şirketler topluluğunun yeni adıdır. Sonera Group'un %53.3'ü Finlandiya devletine ve %34'ü Ericsson başta olmak üzere birkaç yabancı şirkete aittir. Bu grubun mobil telefonlarda ortak olduğu şirketler ve ülkeler şöyledir:
Turkcell |
%41 |
Aerial, ABD |
%19.4 |
Pannon GSM, Macaristan |
%23 |
Eesti Mobiltelefon, Estonya |
%24.5 |
Latvijas Mobilais, Letonya |
%24.5 |
UAB Omnitel, Litvanya |
%27.5 |
North-West GSM, Rusya |
%23.5 |
Libancell, Lübnan |
%14 |
İşte ülkemizde "entellektüel yaşam"ın en gözde unsurları olan Mete Tuncaylar, Murat Belgeler, Tarih Vakıflarıyla, Helsinki Yurttaşlar Derneği ile ortaya çıktıklarında ve dergi, kitap yayınladıklarında, yat yarışları düzenlediklerinde "sponsor"luklarını, her zaman Kavala grubu, Telecom Finland ve Ericsson'un yapmasının arkasında yatan gerçek, cep telefonları yatırımı olmuştur.
Ancak Turkcell'de en büyük hisseye sahip olan Çukurova Holding, ülkemizin "entellektüel yaşamı"na Kavala'dan sonra girmeye başlamıştır. 1970 sonlarına doğru Çukurova Holding'in sahibi olduğu Yapı ve Kredi Bankası, 1996 yılından itibaren Enis Batur'un "güzide yönetimi" altında "kültür ve sanat yaşamımıza" yeni bir "soluk" ve "sanatçılara" (yani küçük-burjuva aydınlarına) yeni imkanlar sağlamaya başlamıştır. Yapı-Kredi Kültür-Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A. Ş aracılığıyla başlatılan bu "entellektüel" faaliyetin en önemli etkinliklerinden birisi Vedat Nedim Tör Müzesi'nin kurulması olmuştur.
Vedat Nedim Tör, 1926 yılında TKP Merkez Komitesi üyeliğine kadar yükselmiş eski TKP'lilerdendir. Kavala grubunun İletişim Yayınları tarafından yayınlanan ve "editörlüğünü" Ertuğrul Kürkçü'nün yaptığı Sosyalizm Ansiklopedisi'nde ifade edildiği gibi, "TKP Genel Sekreteri Şefik Hüsnü'yü parti yönetimi konusunda anlaşamayan Vedat Nedim Tör polise ihbar ederek yakalatmıştır." Böylece ihbarcı Vedat Nedim Tör, tümüyle Kemalist yönetimin adamı haline gelmiş ve 1932-34 arasında Kadro dergisini Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Belge, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile birlikte çıkartarak "kemalizm"in teorisyenliğine soyunmuştur.
İşte Yapı-Kredi Kültür-Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A. Ş'nin en önemli etkinliği olarak oluşturulan Vedat Nedim Tör Müzesi, böyle bir tarihin mirasçısıdır.
Diğer yandan "editörlüğünü" Enis Batur'un yaptığı Yapı-Kredi Kültür-Sanat yayınları 1996' dan itibaren Osman Kavala-Murat Belge işbirliğinin bir örneğini vermeye başlamış ve İletişim Yayınları'nın işlevini yerine getirmeye başlamıştır. Bu işlev, sol küçük-burjuva aydınlarının satın alınmasıdır. Ve böylece Enis Batur'un denetimi altında yüzlerce sanat ve edebiyat dünyasının ünlü "sollar"ının kitapları Yapı-Kredi Kültür-Sanat yayınları tarafından yayınlanmış ve bu sayede, bu "sollar"ın yaşamlarını "idame ettirmeleri" için gerekli parasal kaynak sağlanmıştır. Yapı-Kredi tarafından yüksek telif ücretiyle kitapları basılan bazı sanat, edebiyat, düşün vb. "adamlarımız" şunlardır:
Demir Özlü, İlhan Berk, Sina Akyol, Metin Altıok, Behzat Lav, Arif Damar, Ahmet Oktay, Alpay Kabacallı, Gülten Akın, Ülkü Tamer, Ragıp Duran, Aydın Engin, Selçuk Demirel, Suna Kili, Haydar Kazgan, Bülent Tanör ve Latif Demirci.
İşte ülkemiz tarihinin en büyük açık borsa vurgunu böylesine aktörlerin arkasında gerçekleştirilmiştir. Ve her zaman olduğu gibi, burada "kazanan", yine emperyalizm ve onun yerli işbirlikçisi olmuştur. Bu yerli işbirlikçi Mehmet Emin Karamehmet'in Çukurova Holdingi'dir.
Çukurova Holding Şirketleri
Bank Kreiss A.G.
Banque de Commerce et de Placements S.A.
Pamukbank T.A.Ş.
Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.
Yapı-Toko Bank
Genel Yaşam Sigorta A.Ş.
Halk Reasurans A.Ş.
Halk Sigorta T.A.Ş.
Halk Yaşam Sigorta A.Ş.
Türkiye Genel Sigorta A.Ş.
Borak S.A.
Çukurova Holding A.Ş.
Demir Toprak A.Ş.
Endüstri Holding A.Ş.
Genborsa Menkul Değerler Ticareti A.Ş.
Interlease-Uluslararası Finansal Kiralama A.Ş.
Pamuk Factoring A.Ş.
Sınai ve Mali Yatırımlar Holding A.Ş.
Uluslararası Yatırım Holding A.Ş.
Yapı Kredi Finansal Kiralama A.O.
Yapı Kredi Factoring A.Ş.
Yapı Kredi Kart Hizmetleri A.Ş.
Yapı Kredi Yatırım A.Ş.
Agro-San Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Auer İmalat A.Ş.
Atkasan Atık Kağıt Değerlendirme A.Ş.
BMC Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Comag Continental Madencilik A.Ş.
Çukurova Çelik Endüstrisi A.Ş.
Çukurova İnşaat Makinaları A.Ş.
Çukurova Kimya Endüstrisi A.Ş.
Çukurova Sanayi İşletmeleri T.A.Ş.
Çumitaş-Çukurova Makina A.Ş.
Kaplamin Ambalaj A.Ş.
Maysan Makina ve Yedek Parça. A.Ş.
Maysan-Halla Otomotiv Parçaları A.Ş.
Noksel Çelik Boru Sanayi A.Ş.
OVA-SCA Packaging Ambalaj A.Ş.
SCA Packaging Ambalaj A.Ş.
Selkasan Kağıt ve Paket Malzemeleri A.Ş.
Auer Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama
Bayındırlık İşleri A.Ş.
Baytur İnşaat Taahhüt A.Ş.
Baytur S.A.
Baytur Trading S.A.
Çukurova Dış Ticaret A.Ş.
Çukurova İthalat ve İhracat T.A.Ş.
Çukurova Tüketim Ürünleri Pazarlama A.Ş.
Çukurova Ziraat Endüstri ve Ticaret A.Ş.
Equipment and Parts Export Inc.
Etken Tekstil Endüstri Ticaret A.Ş.
Embo Emaye ve Boyalı Eşya A.Ş.
KVK Mobil Telefon Sistemleri Ticaret A.Ş.
Ompaş-Otomotiv Mamülleri Pazarlama A.Ş.
Sinova (HK) Limited
Sovtur İthalat İhracat ve Ticaret A.Ş.
Aslı Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.
Basın Yatırım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Bilpa-Bilgi İşlem Pazarlama A.Ş.
Dost Basın Yayın Dağıtım Pazarlama A.Ş.
Hobim Bilgi İşlem Hizmetleri A.Ş.
Mobicom Bilgi İletişim Hizmetleri A.Ş.
SuperOnline
Topaz Telekomünikasyon Yayıncılık Reklamcılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Anadolu Turizm Yatırımları A.Ş.
Dersaadet Turistik İşletmeleri A.Ş.
Enternasyonal Turizm Yatırım A.Ş.
Kartal Otel Marmaris
Köroğlu Turizm A.Ş.
Kumköy Turizm A.Ş.
Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş.
Sultanahmet Turizm A.Ş.
Akşam Denizcilik ve Ticaret A.Ş.
Akşamüstü Denizcilik ve Ticaret A.Ş.
Barbaros Denizcilik İşletmesi A.Ş.
Batı Denizcilik İşletmesi A.Ş.
Çukurova Havacılık A.Ş.
Doğu Denizcilik ve Ticaret A.Ş.
Gemhur Gemicilik Taşımacılık Hurda Sanayi
Genel Denizcilik Nakliyat A.Ş.
Intercon Danışmanlık ve Eğitim Hiz. A.Ş.
Interdepo-Uluslararası Özel Antrepo A.Ş.
İntercorp Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Liman İşletmeleri ve Nakliyecilik A.Ş.
Ören Denizcilik Nakliyat ve Ticaret A.Ş.
Pamukspor Spor ve Turizm Hizmetleri A.Ş.
Preveze Beynelmilel Nakliyat A.Ş.
Seydi Reis Denizcilik İşletmesi A.Ş.
TAPP-Ticaret Alanları Pazarlama, Promosyon
Yapı Kredi Kültür-Sanat Yayıncılık A.Ş.
Yapı Kredi Plaza Bakım ve Onarım A.Ş.
Daussan-Çukurova Kimya San. ve Tic. A.Ş.
Ericsson-Çukurova Telekom A.Ş.
Eterplast Plastik Sanayi A.Ş.
Satel Sabah Televizyon Prodüksiyon A.Ş.
Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.
Verinet Uydu Haberleşme San. ve Tic. A.Ş.
"Çukurova Grubu'nun kurucuları Eliyeşil ile Karamehmetler, Tarsus'un büyük toprak sahipleriydi. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros ateş-kes anlaşmasından hemen sonra ekonomik ve stratejik önemi olan Tarsus, 19 Aralık 1918'de Fransızlar tarafından işgal edilmişti. Yörenin direniş hareketi 19 Mart 1920'de Tarsus Müdafa-i Hukuk Teşkilatı'nın kurulmasıyla canlılık kazanacaktı. Bu arada "müfrezelerin iaşe, malzeme ve sair ihtiyaçlarını karşılamak üzere" ikinci bir Tarsus Müdafa-i Hukuk Heyeti oluşturulmuştu. Heyetin başkanlığını Çukurova Grubu'nun kurucularından Sadık Paşa (Eliyeşil) yapıyordu. Diğer Çukurova kurucusu Karamehmetzade Hafız Mehmet Bey de Heyet'in üyeleri arasındaydı.
Müdafa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurulması ve milli müfrezelerin oluşturulmasından sonra Mersin ve Tarsus'ta Fransızlarla çarpışmalar olacak, nihayet 1921'de Fransızlar Tarsus'u boşaltacaklardı. Eliyeşil ve Karamehmet aileleri Kuvayi Milliye önderleri olarak biliniyordu. Bir ara Sadık Eliyeşil ve kayınpederi Suphi Paşa için Fransızlarla işbirliği yaptıkları iddiası ortaya atılmış ve söz konusu kişiler tutuklanacakken, yörenin büyük toprak sahiplerinden ve sonraları Adana milletvekili olan Damar Arıkoğlu'nun Atatürk'e gönderdiği mektup sayesinde serbest bırakılmışlardır.
Kuvayi Milliye'de üstlenilen rol, Eliyeşillerin CHP divan üyeliği ile sürecek, bu ilişki pamukla içli-dışlı Çukurovalıların sanayiye geçişine de basamak oluşturacaktı.
Eliyeşil ve Karamehmetlerin ilk ciddi girişimi, 1887'de kurulan azınlıklara ait "Mavromati ve Şürekası İplik Fabrikası"nın 1925'de devralınmasıydı. Tarsus'daki fabrika 50 çırçır ve 500 iğlik kapasiteye sahipti. Fabrikada 1932'de yeni yatırımlara gidilecekti. Çırçır fabrikası günde 20 ton pamuk çırçırlayıp balyalamakta ve 20 bin iğ ve 130 dokuma tezgahı ile İplik ve Dokuma Fabrikalarının üretimi 4 ton iplik ve 10 bin metre bez olarak gerçekleşmekteydi...
1949'da çalıştırdığı işçi sayısı 3 bine ulaşan Tarsus fabrikasında ilginç sportif faaliyetler de yapılıyordu. Tesislerdeki poligonlardan işçilere 22 çaplı tüfeklerle silah eğitimi veriliyordu...
Kapitalist çiftlikler, pamuk işletme ve ticaretiyle Çukurovalılar, 1950'lere gelindiğinde artık, salt Güneyin değil, Türkiye'nin sayılı kapitalistleri arasına girmişlerdi.
Nitekim 1950'de Dünya Bankası aracılığıyla Türk Sınai ve Kalkınma Bankası'nın önde gelen bankalar ve sermayedarlarla kurulması gündeme geldiğinde aday ortaklar arasında Çukurova Sanayi İşletmeleri T. A. Ş'nin adı geçecek ve şirket TSKB'nin ortakları arasında yer alacaktı.
Çukurova Grubu, Cumhuriyetin ilk yıllarında tekstil sanayiinde önemli adımlar atarken, bir yanda da 1940'lara doğru tarım araçları acenteliği-temsilciliği işine giriyor, asıl büyük atılımını ise iş makinaları temsilciliği ile yapıyordu.
1950'lerde başlayan karayolu, baraj gibi büyük çaplı altyapı yatırımlarında kullanılan iş makinalarının hemen tümünü Karamehmet ve Eliyeşil Aile Şirketi ithal ediyordu. Caterpillar'ın temsilciliği ile başlayan ve kısmen imalatçılığı ile süren bu ilişki, gruba önemli sıçrama yapma olanağı sağlayacaktı. 1954'te kurulan Pamukbank ise bu büyümede yeni bir kaldıraç olacaktı.
Grup, 1972 yılında merkezi Adana olmak üzere Çukurova Holding A. Ş adı altında holdingleşecekti.
Çukurova Holding'in bankacılık alanındaki atılımı Pamukbank'la sınırlı kalmayacak, grup, 1970'lerin ikinci yarısında krizli bir döneme giren Yapı ve Kredi Bankası'nı satın alarak kontrolündeki banka sayısını ikiye çıkaracaktı."
(M. Sönmez, Kırk Haramiler, s: 235-239)