Tacirlik ve
"Yüz Şehidin Sevabı"
Gül gibi şirket sahibi oldu
"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 16 yaşındaki oğlu Mehmet Emre Gül tam bir Kayserili olduğunu kanıtladı.
Kayserili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün TED Koleji'nde okuyan 16 yaşındaki oğlu Mehmet Emre Gül, iki hemşehrisiyle birlikte şirket kurarak e-ticarete başladı. Emre Gül'ün Ali Can Akkaş ve Sabancı Üniversitesi öğrencisi Ali Caner Öner'le 500 YTL'ye ortak olduğu 'Adresime Gelsin Bilişim Teknolojisi ve Ticaret Ltd.' adlı şirketin toplam sermayesi 15 bin YTL.
'Alışverişte mutlu son' sloganıyla yola çıkan sitede, cep telefonundan mobilyaya, kitaptan elektronik aletlere kadar her şeyi bulmak mümkün. Sipariş verilen ürünler ise adrese kadar teslim ediliyor.
Gül ve arkadaşlarının yeni hedefi gıda sektörü. Ankara'nın ünlü alışveriş merkezi Optimum'la görüştükleri söylenen üç ortağın, son dönemin modası haline gelen haşlanmış mısır zinciri kuracakları konuşuluyor." (Gazeteler, 21 Kasım 2007)
Oğlum Gemi Değil, Gemicik Aldı
Oğlunun aldığı geminin 16-17 yaşında bir gemi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Fiyatı 2 milyon 100 bin filan. 500 bin peşinatla ortağıyla beraber 250-250 aldılar. Ben de destek verdim. Bu şekilde oldu. Bundan 2-3 sene sonra da bir arkadaşımın böyle böyle 'bizim çocuklar beraber böyle bir iş yapsın' diye isteği var. Böyle bir iş yaptı. Ama sen gel gemiler de. Koster bu koster. Bu, sektörün içerisinde gemiciktir. Küçük bir şey." dedi.
"Benim mal varlığım noktasında her şey ortada. 17 yıldır ticaretle uğraşıyorum, ondan önce yöneticilik var. O zamanlar gıda sektöründeki bir firmanın distribitörlüğü. Çok ciddi sayıda bir araç parkımız vardı. O süre içerisinde firma da zaten ülkede tekel konumunda. İşlerimiz filan da iyiydi. Yasa itibarıyla, belediye başkanı ortağı olduğu şirkette icra kurulunda olamaz ama yönetim kurulunda olabilir. Bir başbakan da icra kurulunda olamaz ama yönetiminde olabilir veya ortaklığı devam edebilir. Ama öyle yazdılar öyle çizdiler ki demedik laf bırakmadılar. Biz de lanet olsun dedik, bu işi bıraktık. Ve oradan elde ettiğim kazanımlarımızla bir çocuğumun attığı adım, çocuklarımın atacağı adımlar noktasında onlara bu tür desteğimi verdim. Kaldı ki oradaki hisselerimi tamamen devrettim, bu hisselerim karşısında aldığım bu imkanı da çocuklarımız için kullandım." (ATV, 15 Temmuz 2007)
"Kureyşliler, öteden beri ticaretle uğraşırlardı. Ticaretle uğraşmayanların ise, ellerinde hiç bir şeyleri bulunmazdı. Peygamberimizin de, hazreti Hatice hesabına ticarete başlamadan önce, ticaretle uğraştığı olmuştur. Nitekim, Said Ebu Saib, islamiyetten önce peygamberimizin ticaret ortağı idi. Peygamberimizin, ticaret yapmak için, sermayesi olmadığından, hazreti Hatice peygamberimizi ücretle tuttu ve Kureyşilerden tuttuğu, başka bir zatı da, Peygamberimizin yanına kattı. Hazreti Hatice yapacağı her sefer için, peygamberimize, ücret olarak genç ve yiğit birer erkek deve veriyordu. Peygamberimiz, hazreti Hatice`nin ticaret malını Şam'a götürmek için, ilk defa dört tane erkek ve genç deveye anlaştılar. Peygamberimizle kervan halkı Şam'a gitmek için yola koyuldular: Şam topraklarından Busraya vardıklarında peygamberimiz orada getirdiği bütün malları çok kârlı bir şekilde satıp alacaklarını aldıktan sonra, Mekke'ye yardımcısı olan Meysele ile birlikte geri döndü.
Peygamberimiz hazreti Hatice adına ticaret yaparken, peygamberimizdeki harikulade halleri görmüş ve yardımcısı Meysele ile Peygamberimize evlilik teklif etmişti. Peygamberimiz bu teklifi kabul ederek Kureyşlilerin en soylu kadınlarından olan hazreti Hatice ile evlendi."
"Resûlullah (a.s.m.) ne zaman ve ne durumda ne söylemiş veya yapmışsa, bir peygamber olarak yapmıştır. Yaptığı her iş ve attığı her adım; dalâlet ve kötülükten uzaktır. Bütün söz ve fiilleri, cenâb-ı hakkın çizdiği çizgi üzerinde olmuş, onun gösterdiği sınırlar içinde kalmıştır. Dolayısıyla, bütün insanlar hazret-i peygamber'in hayatının her anını kendilerine örnek almalıdırlar. O'nun (a.s.m.) hayatı, canlı bir kur'an-ı kerim ve ilâhî kurallar bütünüdür."
"Sünnet, peygamber efendimiz'in bizzat yaptığı, yapın dediği veya yapılmasını hoş karşıladığı işlerdir."
"Sünnetleri uygulayan her kişi, kendi derecesine göre, yüz şehidin sevabını alır."