BASTIAT VE CAREY
Bastiat. “Harmonies Economiques”, 2. baskı, Paris 1851.
Önsöz
||III-1| Modern ekonomi politiğin tarihi, iki karşıt kutup olan biri İngilizce, öteki Fransızca konuşan Ricardo ve Sismondi ile başlar – tıpkı 17. yüzyılın sonunda Petty ve Boisguillebert ile başlamış olması gibi. Ekonomi politik alanında, bunu, ya St. Mill’in yapıtı gibi seçmeci ve derlemeci elkitapları, ya da bazı dalların pek derinliğine incelenmediği ve genel olarak dolaşımı konu edinen Tooke’un
“History of Prices”
yapıtı gibi İngilizce yeni yayınlar izlemiştir – gerçekten yeni buluşların ortaya konduğu tek bilim dalı bu sonuncusudur; çünkü sömürgeciliğe, toprak mülkiyetine (çeşitli biçimler altında), nüfusa vb. ilişkin yapıtlar, aslında daha çok sayıda konunun işlenmesi bakımından daha eski yapıtlara göre üstünlük gösterirler – ya da eski ekonomik tartışmaların yeniden yayını içinde, serbest ticaret ve koruyucu gümrük üzerine yazılar gibi, günlük sorunların pratik çözümü yolunda daha
[sayfa 321] geniş bir yayına yönelmişlerdir – ya da son olarak, klasik yönelimleri bileyen eğilimleri geliştirmeye girişmişlerdir; örneğin Malthus’a göre Chalmers’i ve Sismondi’ye göre Gülich’i bazı bakımlardan Ricardo’ya göre MacCulloch ve Senior’un son yapıtlarını bunlar arasında belirtmek gerekir. Bunlar, eski literatürün az ya da çok izlenmesi, yinelenmesi, biçim olarak geliştirilmesi, konunun daha çok benimsenmesi, anahtar formüller arayışı, yaygınlaştırma, özetleme, ayrıntıların işlenmesidir; bir yanda belirgin ve en önemli gelişme aşamalarında, envanterin çıkarılmasında eksikler vardır, öte yanda da ayrıntılara ekleme.
Görünüşe göre, yalnız Amerikalı Carey’in ve Fransız Bastiat’nın yazıları istisna oluştururlar. Bastiat da, Carey’e dayandığını ayrıca kabul eder.
Her ikisi de, ekonomi politiğe –sosyalizm ve komünizm– karşıtlığın teorik koşulunun bizzat klasik ekonominin yapıtlarında, özellikle bu ekonominin eksiksiz ve en son anlatımı olarak görülmesi gereken Ricardo’da bulunduğunu pek iyi anlamışlardır. Bunun içindir ki, her ikisi de, modern ekonomi içinde burjuva toplumun tarihsel olarak sonradan kazanılmış teorik açıklamasını yanlış bir yorum olarak göstermenin ve eleştirmenin, ve klasik ekonomistlerin üretim ilişkilerinin uzlaşmaz karakterini açıkça gösterdikleri yerde, bu ilişkilerin uyumlu karakterini tanıtlamanın gerekliliğini görmüşlerdir. İki insanın, yazılarının çıkış noktaları olan ulusal ortamın tamamen farklı, hatta çelişik olması, çalışmalarında birbirleriyle aynı sonucu elde etmelerine engel oluşturmamıştır. Carey, Kuzey Amerika’nın gerçekte özgün tek ekonomistidir. Burjuva toplumun feodalizm temeli üzerinde gelişmediği, başlangıçta kendinden başladığı; yüzyıllardan beri sürüp gelen bir hareketin devamı ve sonucu olarak değil, yeni bir hareketin çıkış noktası olarak kendini gösterdiği; daha önceki bütün ulusal biçimleşmeden farklı olarak devletin daha baştan burjuva topluma ve onun üretimine bağlı bulunduğu ve bunun, asla kendinde bir amaç olmanın savında olduğunu dile getiremediği; son olarak da, burjuva toplumun kendisi, eski bir dünyanın üretken güçlerini yeni bir dünyanın çok büyük doğal toprağı ile bağlılaştırarak, bugüne kadar görülmemiş boyutlarda ve görülmemiş bir hareket özgürlüğü içinde geliştiği, ||2| daha önceki emeği, doğa güçlerinin üstesinden gelerek çok gerilerde bıraktığı, ve son olarak, bizzat burjuva toplum karşıtı öğelerin ancak geçici öğeler olarak ortaya çıktığı bir ülkenin insanıdır. Ayrıca Carey’in, öylesine hızlı, öylesine şaşırtıcı ve öylesine üstün bir biçimde gelişmiş olan bu büyük yeni dünyada, üretim ilişkilerini, toplumsal üretimin ve değişimlerin normal ve ölümsüz ilişkileri olarak değerlendirmesi, Avrupa’da, özellikle de onun için Avrupa’nın yerini tutan
[sayfa 322] İngiltere’de, feodal çağın kalıtı olan büyük engeller ve kösteklerle geciktirilmiş ve önlenmiş olan üretim ilişkilerini, yalnızca İngiliz ekonomistlerin çarpıtılmış ve bozulmuş biçimiyle kavramış, çoğaltmış ve genelleştirmiş olmaları, bu ilişkilerin çözülmesinin olağanlığım ve onların içkin karakterini karıştırmaları, doğal olabilir mi? İngiliz koşullarına karşı Amerikan koşullan: onun, toprak mülkiyeti, ücret, nüfus, sınıf çelişkileri vb. konusundaki İngiliz teorisine ilişkin eleştirisi buna indirgeniyor. Burjuva toplum, İngiltere’de, saf olmayan, kendi kavramına uygun olmayan, tam olmayan biçimiyle vardır. İngiliz ekonomistlerin burjuva topluma ilişkin kavramları, onların tanımadığı bir gerçekliğin, doğru ve açık bir anlatımı nasıl olabilir? Burjuva toplumdan doğmamış, geleneksel gücün, bu toplumun
doğal ilişkileri üzerinde bozucu etkisi, son vargıda, Carey için, devlerin burjuva toplum üzerindeki etkisine, onun karışmasına ve başka müdahalelerine indirgenir. Örneğin, ücret, tek doğal biçimde emeğin üretkenliğiyle aynı zamanda artar. Gerçeğin hiçbir zaman bu yasaya uygun düşmediğini saptarsak, o zaman ister Hindistan’da, ister İngiltere’de olsun, bunu, yalnızca, hükümetin, vergiler, tekeller vb. etkilerinden soyutlamış olduğu sonucuna varırız. Burjuva ilişkiler, kendi niteliği gereği, yani devletsel etkiler dışlandıktan sonra ele alınırsa, gerçekte, bunlar, her zaman burjuva ekonominin uyumlu yasalarını doğrularlar. Kuşku yok ki, Carey, burjuva ilişkilerin kendisinden doğmamış olan – örneğin İngiltere’de feodalizmin değil, tersine, daha çok onun çözülmesinin ve yenilmesinin sonucu olarak doğmuş olan
kamu borçları, vergiler, ve benzer devletsel etkilerin hangi ölçüde olduğunu, Kuzey Amerika’daki gibi hükümetin gücünün, sermayenin merkezleşmesi ile birlikte büyüdüğünü araştırmıyor. Böylece, Carey, İngiliz ekonomistlere karşı, Kuzey Amerika’da gelişen burjuva toplumun pek büyük gücünü savunurken, Bastiat, Fransız sosyalistleri karşısında Fransa’da burjuva toplumun zayıf gücünü öne çıkarıyor. Siz, burjuva toplumun yasalarının gerçekleşmesine izin verilmeyen bir ülkede, bu yasalara karşı ayaklanacağınızı sanıyorsunuz! Siz onları ancak güdük kalmış Fransız biçimi ile tanıyorsunuz ve onların salt Fransız ulusal kılığa girmiş biçimini, içkin biçimi olarak alıyorsunuz. İngiltere’ye bir bakın! Fransa’da şimdi sözkonusu olan, burjuva toplumu, devletin ona taktığı zincirlerden kurtarmaktır. Siz onu abartıyorsunuz. Önce burjuva ilişkileri tamamıyla geliştirmeye başlayınız, nedeni sonra araştırılır. (Fransa’nın kendine özgü toplumsal biçimleşmesi sonucu, İngiltere’de ekonomi politiğin konusu olan şeylerin Fransa’da sosyalizm için geçerli olması bakımından Bastiat belirli bir ölçüde haklıdır.)
Bununla birlikte, Carey, Amerika’da, burjuva toplumun, devlet karşısında kurtuluşundan başlıyor, aynı zamanda, gerçekten
[sayfa 323] Amerika’da olduğu gibi burjuva ilişkilerin saf gelişmesinin dışardan etkilerle bozulmasını önlemek için, devletin müdahalesini istemekle bitiriyor. Carey’in korumacı olmasına karşın, Bastiat
serbest değişimcidir. Ekonomi yasalarının uyumu, bütün dünyada, uyumsuzluk olarak görünür, ve Birleşik Devletler’de bile bu uyumsuzluğun ilk belirtileri, Carey’i şaşırtır. Olağan-olmayan bu olgu nerden geliyor? Carey, bunu, sanayi tekelini kurmak isteyen İngiltere’nin dünya pazarı üzerindeki yıkıcı etkisiyle açıklamaya başlıyor. Başlangıçta, İngiliz ilişkileri, içerden, ekonomistlerinin yanlış teorileri ile bozulmuştu; şimdi de, ||3| dünya pazarına komuta eden güç olarak, İngiltere, bu kez dışa doğru, dünyanın bütün ülkelerinde ekonomik ilişkilerin uyumunu bozuyor. Bu uyumsuzluk, yalnızca ekonomistlerin öznel görüşüne dayanmayan, gerçek bir uyumsuzluktur. Siyasal balamdan Rusya Urquhart için ne ise, İngiltere ekonomik bakımdan Carey için odur. Carey’e göre ekonomik ilişkilerin uyumu, kent ile kır arasındaki, sanayi ile tarım arasındaki uyumlu işbirliğine dayanır. İngiltere, kendi içinde bozulmuş olan bu temel uyumu, dünya pazarı üzerinde her yerde rekabet yoluyla yıkıyor ve böylece genel uyumun yıkıcı öğesi oluyor. Kendini korumanın tek biçimi, büyük İngiliz sanayisinin yıkıcı şiddetine karşı ulusal engel, koruyucu gümrüklerdir. Bunun içindir ki,
“ekonomik uyumlar”ın son sığınağı yine de bu uyumların bozulmasının tek yaratıcı kaynağı olarak çekiştirilen devlettir. Carey, burada, bir yandan, Birleşik-Devletler’in belirli ulusal gelişmesini, İngiltere ile karşıtlığını ve rekabetini dile getiriyor. İngiltere tarafından yayılan, koruyucu gümrükler sayesinde kendi ülkelerinde daha hızlı gelişen sanayileşmeyi yıkmayı, Birleşik Devletler’e saf bir biçimde önermekten başka bir şey yapmıyor. Bu saflık bir yana, Carey’de burjuva üretim ilişkilerinin uyumu, en büyük alanda, dünya pazarında, en büyük bir gelişme içinde, üretici ulusların ilişkileri olarak kavgaya atıldıkları andan başlayarak tam bir uyumsuzluk ile sona eriyor. Belirli ulusal sınırlar içinde ya da aynı zamanda burjuva toplumun genel ilişkilerinin soyut biçimi alfanda ona uyumlu görünen bütün bu ilişkiler, –sermayenin yoğunlaşması, işbölümü, ücretler vb.– ona göre, en gelişmiş biçimi ile –dünya pazarı biçiminde– ortaya çıktıkları yerde, dünya pazarında İngiliz egemenliğini üreten iç ilişkiler olarak, bu egemenliğin sonucu, yıkıcı etkiler olarak ona uyumsuz nitelikte görünürler. Bir ülkenin içinde ataerkil üretimin yerini sanayi üretimi aldığı zaman uyum vardır ve bu gelişmeye eşlik eden çözüşme süreci, ancak olumlu yönünden alınır. Ama İngiliz büyük sanayisi, ataerkil ya da küçük-burjuva ya da henüz başka aşağı aşamalarda bulunan başka ülkelerin ulusal üretim biçimlerini dağıttığı andan başlayarak uyumsuzluk haline gelir. Bir ülkede sermayenin yoğunlaşması ve bu yoğunlaşmanın yıkıcı etkisi, ona yalnız
[sayfa 324] olumlu yönüyle görünürler. Oysa yoğunlaşmış İngiliz sermayesinin tekeli ve bunun öteki halkların küçük ulusal sermayeleri üzerindeki yıkıcı etkisi uyumsuzluktur. Carey, dünya pazarındaki bu uyumsuzlukların, ekonomik kategorilerde soyut ilişkiler olarak saptanmış ya da en küçük çapta yerel bir varlığa sahip olan uyumsuzlukların ancak en son uygun ifadeleri olduğunu anlamıyor. Öte yandan da, bu yıkıcı süreçlerin dünya pazarında eksiksiz biçimde kendini gösterdiği gibi, olumlu içeriğini –onun soyut biçimi ile ekonomik kategorilere, ya da soyut olan bu kategorilerin çıkış yerleri olan belirli bazı ülkelerde gerçek ilişkilere bakışının tek yönünü– unutmasına şaşmamalı. Bu yüzden, ekonomik ilişkilerin gerçekliği içinde, yani evrensel gerçekliği içinde kendini gösterdiği yerde, ilkesel iyimserliğinden, öfkeli ve kendini ele verici bir kötümserliğe dönüş yapıyor. Bu çelişki, onun yazılarının özgünlüğünü oluşturuyor, bütün önemini de burdan alıyor. Burjuva toplum çerçevesinde uyum olarak koyduğu aynı ilişkilerin dünya pazarı düzeyindeki görünüşlerini uyumsuzluk olarak koyması yönünden de tam Amerikalıdır. Bastiat’da bunların hiçbiri yoktur. Bu ilişkilerin uyumu, Fransız sınırlarının bittiği yerde başlar, bir başka dünyada, İngiltere ve Amerika’da vardır. Yalnızca düşlenmiş, Fransız olmayan İngiliz-Amerikan ilişkilerinin düşünsel biçimidir, onun kendi toprağında karşısına çıkan gerçek ilişkiler değildir. Bunun içindir ki, ona göre uyum, hiçbir biçimde tam bir sezgiden kaynaklanmayan, ama tersine, kırılgan, zorlama ve çelişik bir düşüncenin yapay ürünü olan, Fransız devletinden ekonomik sınırlamalarını kaldırmasını istemekten başka bir şey olmayan gerçekliğin tek öğesidir. Carey, ekonomik ilişkilerin çelişkilerim, bunlar dünya pazarında
İngiliz ilişkileri olarak ortaya çıkar çıkmaz görüyor. Uyumu yalnızca düşsel olarak tanıyan Bastiat ise, bunun, burjuva toplumu oluşturan ve ulusal olarak birbirinden ayrı öğelerin, devletin korumasından kurtulmuş olduğu, birbirleriyle rekabet ettikleri yerde gerçekleştiğini görmeye başlıyor. Onun bu son uyumu –ve onun daha önceki düşsel uyumunun önkoşulu–, serbest-ticaret yasalarım gerçekleştirdiği sorulan, bir önermenin salt kendisidir.
||4| Bunun içindir ki, Carey, araştırmalarının bilimsel değerinden ayrı olarak, Amerikan ilişkilerinin en azından soyut biçimde ve eski dünyaya karşıtlığı yoluyla büyüklüğünü ifade etmenin onuruna sahipse, Bastiat’da gerçek tek arka-plan, onun uyumları ardından kulaklarını her yere çevirdiği görülen Fransız gerçekliğinin ve ilişkilerinin küçüklüğü olabilir. Değerli de olsa, tüm yaptığı boşunadır, çünkü böyle eski bir ülkenin gerçekliği yeterince bilinmektedir ve bunları olumsuz dolambaçlı bir biçimde açıklamanın hiç de gereği yoktur. Bu bakımdan Carey, ekonomi bilimi alanında, örneğin
kredi ya da
rant vb.
[sayfa 325] konusunda, denebilirse iyi niyetli entrikaları araştırmakta beceriklidir. Oysa Bastiat, yalnızca, karşıtlıklar içinde en yüksek noktasına varan araştırmalarının ayrıntılarıyla uğraşmaktan hoşnut olur:
hoşnutluğun ikiyüzlülüğü. Carey’in evrenselliği, yanki evrenselliğidir. Onun için/ Fransa ve Çin aynı uzaklıktadır. Büyük Okyanus kıyısını ve Atlantik Okyanusu kıyısını aynı zamanda gören bir adamdır. Bastiat’nın evrenselliği ise, ülkelerin tümünü görmemekten başka bir şey değildir. Gerçek bir yanki olarak Carey, eski dünyanın ona sunduğu ve her yerden topladığı büyük materyal yığınını, bu konunun içkin özünü kavramak ve aynı yolla, ona gerçek anlamıyla hakkını vererek varlığını tanımak için değil, onu kendi amaçlan uğruna, kendi yanki görüş açısından vardığı önermeleri ölü belgeler olarak, bu ölçüde geçerli materyal olarak işlemek için ele alır. Bütün ülkelerde gezinip durmasının, eleştirel olmayan istatistik yığınlarının, derin katalog değişiminin nedeni budur. Bastiat ise, tersine, soyutlamalarını kimi kez
usavurma biçiminde, kimi kez hiçbir zaman hiçbir yerde geçmemiş, tasarlanmış olaylar biçiminde, kimi kez günahı insan ruhunun bir yasası olarak, kimi kez ilk günahın tarihi olarak ele alan tam bir tanrıbilimci gibi yazarak, bize uydurma bir tarih sunar. İkisinin yaklaşımı da, aynı ölçüde tarih-dışı ve tarih karşıtıdır. Ama Carey’de tarih-dışılık öğesi, Kuzey Amerika’nın bugünkü tarihsel ilkesidir. Bastiat’da ise, tarih-dışılık öğesi, yalnızca 18. yüzyılın Fransız tipi genelleştirme tarzının basit bir anımsatılmasıdır. Carey düzensiz ve dağınıktır. Bastiat gösterişle dolu ve ancak biçimsel açıdan mantıksaldır. Onun vardığı en yüksek nokta,
traşla perdahlanmış, paradoksal biçimin sıradan formülleridir. Carey’de birkaç genel sav, dogma biçiminde ön plana konmuştur. Bunların ardından darmadağınık materyal, belge olarak bir kitap koleksiyonu gelir – savlarının konusu asla işlenmemiştir. Bastiat’nın tek materyali –birkaç yerel örnekten ya da çok güzel toplanmış normal İngiliz yayınlarından sağlanan–, ekonomistlerin genel savlarından başka bir şey değildir. Carey’in başlıca karşıtı Ricardo, kısacası, modern İngiliz ekonomistleridir; Bastiat’nın karşıtı ise Fransız sosyalistleri.
XIV. Ücretler Üzerine.
||5| Bastiat’nın başlıca önermeleri şunlar: Her insan
sabit bir geliri olmasını, gelirinin değişmesini ister. (Gerçek olan Fransız örneği: 1) Her insan memur olmak ya da oğlunu memur yapmak ister (bkz. s. 371).) Ücret, ücretlendirmenin sabit bir biçimidir (s. 376) ve dolayısıyla toplumsallaşmanın en tam biçimidir; bunun başlangıç biçiminde
[sayfa 326] “raslansallık” egemendir,
“her ortak, işletmenin her riskine ortaktır” ilkesine bağlıdır. <Sermaye, riski kendi üzerine alırsa, emeğin ücretlendirilmesi,
ücret adı altında belirlenir. İyi ya da kötü sonuçlan emek üzerine alırsa, sermayenin ücretlendirilmesi ortadan kalkar ve ücretlendirme
faiz adı altında belirlenir (382)> (bu ortaklığın düzenlenmesi konusunda ayrıca bkz: s. 382, 3). Ancak başlangıçta emeğin durumunda raslansallık egemen olursa, ücret ödenmesinde istikrar henüz yeterince güvence altında değildir. Bu, bir
“istikrarın raslansallıktan ayrıldığı orta aşama”dır. Bunun son aşamasına ulaşmak için,
“çalışılan günlerde, yaşlılık ve hastalık günlerinin gereksinimlerini karşılayacak kadarını bir kenara koymak” gerekir (s. 388). Bu son aşama,
“karşılıklı yardım demekleri” ile (
l.
c.) ve, son örnek olarak
“emekçilerin emekli sandığı” ile gelişir (s. 393). (Memur olan insanın gereksiniminin çözümünde olduğu gibi, emekçi de bir emekli aylığına kavuşarak çözüme ulaşır.)
ad 1. Diyelim ki, ücretin sabitleşmesi konusunda Bastiat’nın söylediklerinin hepsi doğrudur. Bununla birlikte, aylığın kapsamını,
gerçek karakteristiğini, karakteristik belirlenmişliğini, sabit gelirler kavramı altında henüz tanıyamayız. Onun, ancak –başka gelir kaynakları ile ortak olan– bağıntılarından birini belirlemiş oluruz. Hepsi bu. Kuşkusuz bu, ücretin güzel yanlarım savunmak isteyen avukatın işine yarayabilir. Ama bu ilişkinin özelliklerini bütün boyutu ile anlamak isteyen bir ekonomistin işine hiçbir zaman yaramaz. Çünkü, bilgiç Bastiat, tam da, açıkça, bir ilişkinin ekonomik bir biçim içinde tekyanlı bir belirlemesinden ve karşıtı belirleme karşısında bunu övmekten başka bir şey yapmayan bir övücüdür ve sıradan pratik bir avukattır. Öyleyse ücret yerine, gelirlerin sabitleşmesini koyalım. Gelirlerin sabitleşmesi iyi bir şey değil mi? Güvenilir bir şey üzerine hesap yapmak gücüne sahip olmayı kim istemez? Özellikle de memur ve küçük işlerle uğraşan küçük-burjuva Fransız mı?
Her zaman geçim sıkıntısı çeken insan mı? Sertlik de, belki daha haklı olarak tam da böyle savunulmuş olmalı. Bunun tersi de ileri sürülebilir ve sürülmüştür. Ücreti, sabitlenmiş-olmayanla, yani belirli bir noktanın ötesine geçmiş olmakla özdeşleyelim. Her zaman yerinde saymaktansa, ilerlemeyi kim yeğlemez? Öyleyse burjuvalar için
sonsuzluğa kadar ilerlemenin olanaklarım sağlayan bir ilişki kötü olabilir mi? Bizzat Bastiat, doğal olarak, başka bir yerde, ücretliliği sabitlenmiş-olmayan olarak öne çıkarıyor.
Bastiat’nın istediği gibi, bir emekçinin çalışmayı bırakıp kapitalist olması, sabitlenmiş-olmayan yolla, değişiklikler yoluyla olmazsa, başka nasıl olur? Öyleyse ücretlilik iyidir, çünkü sabitleşmiştir, iyidir, çünkü aynı zamanda, sabitlenmiş-değildir; iyidir, çünkü ne budur, ne
[sayfa 327] de öteki, ama hem bu, hem de ötekidir. Görüldüğü gibi, herhangi bir ilişki, tekyanlı bir belirlemeye indirgenirse ve bu da yadsıma olarak değil, kişisel anlayışa bağlı olarak algılanırsa, iyi olmayan hangi ilişki vardır? Bütün bu ileri geri zevzeklik, bütün övgücülük, bütün kaba saba laf ebelikleri, bu tür safsatalara ve soyutlamalara dayanıyor.
Bu genel girişten sonra, şimdi Bastiat’nın gerçekten yaptığı yoruma geliyoruz. Yalnız bu arada ayrıca belirtmek gerekir ki, onun
Landes’in çiftlik kiracısı,
ücretli emekçinin şanssızlığı ile küçük kapitalistin kara talihini kendinde birleştiren bu tip, sabit bir ücrete bağlanırsa, kendini gerçekten mutlu sayar. Proudhon’un
“Histoire de scriptire et philosophique”
karşıtı, Bastiat’nın düzeyine henüz erişemiyor. Bütün
ortakların her fırsatta şanslarını paylaşma olanağı bulunduğu yerde, ortaklığın ilk biçimini, emekçinin ücretlendirilmesinin saptandığı ve iki tarafın ||6| açıkça anlaştığı daha ileri bir ortaklık aşaması izler. Başlangıçta, bir yanda bir kapitalisti ve öte yanda bir emekçiyi önceden varsayan, sonra da sermaye ile ücretli emeğin ilişkisinin, ikisi arasında geçmiş bir anlaşma sayesinde oluştuğunu belirten bir gelişme biçiminin dahice karakteri üzerinde durmuyoruz.
Ortaklık biçiminin, emekçiye, elde edilenlerin tümünü paylaşma şansını tanıdığı yerde – bütün üreticilerin bu şansa eşit olarak sahip olduğu yerde – ve doğrudan ücretten önce, emeğin karşılığı yerleşmeye ve istikrara, anti-tezden önceki teze ulaştığı yerde –Bay Bastiat’ya göre her yerde– toplumsal biçimlerin ve egemen üreticiliğin, balık avının, avlanmanın ve çobanlığın oluşturulduğu yerde bu durum vardır. Önce ordan oraya dolaşan balıkçı, ava, çoban – ve sonra da ücretli emekçi var. Yarı-yaban durumdan modern duruma tarihsel geçiş nerede ve ne zaman oldu? Kuşkusuz kargaşa içinde. Gerçek tarih içinde, ücretli emek, köleliğin ve sertliğin çözülmesiyle –ya da doğulu halklar ile Slav halklarda olduğu gibi, ortak mülkiyetin yok olmasıyla– ve tarihsel bir çağ oluşturan ve emeğin tam olarak bütün toplumsal varlığı kaplayan biçimiyle, lonca ekonomisinin, feodal sistemin düzenlerinin, aynî emeğin ve aynî vergilerin, kırsal yan uğraş olarak yürütülen sanayinin, feodal küçük tarım işletmeciliğinin vb. yıkılmasıyla ortaya çıkar. Bütün bu tarihsel geçiş içinde, ücretli emek, emeğin gelirlerinin, içeriğinin sınırlandırılmasının, gericiliğin vb. sözkonusu olduğu, sabitleşmiş olan bütün görünümleri altında ilişkilerin çözülmesi gibi, yıkımı gibi görünür.
Yani emeğin ücretlendirilmesinin ve bunun yerleşmesinin yadsınmasıdır. Afrikalının putundan Voltaire’in
“üstün Varlık”ına ya da Kuzey Amerikalı bir yaban-insanın av aletinden
[sayfa 328] Bank of England’ın sermayesine doğrudan geçiş, Bastiat’nın balıkçıdan ücretli emekçiye geçişi gibi saçma değilse bile, tarihe aykırıdır. (Bütün bu gelişmelerde, ayrıca, isteğe bağlı karşılıklı anlaşmadan ortaya çıkmış değişikliklerle ilgili bir şey görülmez.) Bastiat’nın sözcüklerle yetinen yüzeysel soyutlamasının bir olay biçiminde burada kendini gösterdiği bu tarihsel yorum, İngiliz dostluk derneklerinin ve tasarruf sandıklarının, ücretli emeğin son sözü olarak ve tüm toplumsal çatışkıların ortadan kaldırılması olarak göründüğü sentezle aynı değerdedir.
Dolayısıyla, tarihsel olarak, ücretlilik, sabit-olmamasıyla karakterize edilir: (B[astiat]’nın yaptığı yorumun tersi. Ama ücretliliğin geri kalan her şeyi dengeleyen belirlenmesi olarak yapılan bu sabitleşme kuruluşuna varmak için ne yaptı? Ücretlendirmenin daha yüksek biçiminin –öteki dernek ya da birlik içinde emeğin ücretlendirilmesinin– bu belirlenmesi içinde ücretliliğin tarihsel bakımdan açıklanması düşüncesi ona nasıl geldi!
Ekonomistler, sermaye ile ücretli emek arasında, kâr ile ücret arasında varolan ilişkiden ne zaman sözetseler, emekçiye, kazancın olanaklarına ortak olmaya hakkı olmadığım kanıtlamaya çalışırlar, ya da kapitaliste karşısındaki çalışmasının ast rolünden dolayı onu yatıştırmak isterken, kapitalistin tersine, işçinin gelirinin sermayenin büyük serüvenlerinden azçok bağımsız, belirli bir sabitliği olduğunu belirtirler. Tıpkı Don Quichotte’un Sancho Pança’yı, tüm dayağı yemesine karşın, yürekli olmanın ne gereği var diyerek teselli edişi gibi. Dolayısıyla Bastiat, kârın karşıtı,
ücretliliğe dayanan ekonomistlerin bir belirlemesini, emeğin eski biçimlerine karşıt olarak
ücretliliğin bir belirlemesine ve bu eski ilişkiler içinde emeğin ücretlendirilmesine karşıt olarak bir gelişmeye dönüştürüyor. Bay Bastiat, varolan ilişki içinde bulunan ve taraflardan birini ötekine karşı sabırlı olmaya alıştıran bir beylik lafı alıyor, bunu, aynı ilişkinin başlangıcının tarihsel temeli, gerçekte, bu ilişkinin özü yapıyor. Ekonomistler, ücretin kâr ile, ücretli emeğin sermaye ile ilişkisinde, sabit ücretin üstünlüğünden sözederler. Bay Bastiat, sabitleşmenin, yani ücretin kârla ilişkisinde görünüşlerden birinin, ücretliliğin, (ya da henüz kâra karşı değil, emeğin eski ücretlendirme biçimlerine karşıt olarak ücrete bağlı olan) ve dolayısıyla kâr dahil, bütün ilişkinin doğuşunun başlangıçta tarihsel temeli oluşturduğunu söylüyor. Böylece, o, elaltından, ücretin kârla ilişkisinin yönlerinden biriyle ilgili beylik bir lafı, bu ilişkinin bütününün tarihsel temeline dönüştürüyor. Bunun nedeni, her yerde birliğin ilk biçimi olarak düşlenen sosyalizm konusundaki düşüncelerin zihnim sürekli işgal etmiş olmasıdır. Bu örnek, ekonomistlerin yazılarında bir eklenti olarak görülen övücü beylik lafların, Bastiat’nın elinde hangi önemli biçimi aldığını gösterir.
[sayfa 329]
||7| Yeniden ekonomistlere dönelim. Ücretin bu sabitleşmesi neye dayanıyor? Ücret sürekli olarak değişmez mi? Bu, talep ve arz yasası ile, ücretlerin belirlenmesinin temel ilkesi ile tamamen çelişir. Hiçbir ekonomist, ücretin, ne değişmesini yadsır, ne de yükselişini ve düşüşünü. Ya da, henüz ücret bunalımlardan bağımsız mıdır? Ya da gereğinden çok ücretli emeği geri çeviren makinelerden? Ya da onun yerini değiştiren işbölümlerinden? Bunları ileri sürmek yadsımak olur ve kimse bunu yapmaz. Kastedilen şey, belirli bir ortalama çerçeve içinde, ücretin yaklaşık ortalama bir düzeyini gerçekleştirmek, yani Bastiat’nın nefret ettiği bir kavram, bütün sınıf için asgari ücret, emeğin bir çeşit sürekli ortalamasının oluşması, örneğin kârın azaldığı ya da belirli bir zaman için tamamen kaybolduğu durumlarda bile ücretin kendini koruyabilmesidir. Peki, bu, emeğin egemen biçimi olarak, yeniden-üretimin temeli olarak ücretli emeğin bir kez önceden kabul edilmiş olması dışında, işçi sınıfının ücreti ile yaşamasından ve emekçinin çalışmak için sabit bir ücrete sahip olmasından başka ne anlama gelir? Kısacası, bir totoloji anlamına. Sermaye ile ücretli emeğin egemen üretim ilişkisi olduğu yerde, emekçi için ücretin sabitleşmesi açısından ücretli emeğin ortalama sürekliliği vardır. Ücretli emeğin olduğu yerde vardır. Bastiat, bunu, geri kalan her şeyi dengeleyen ücretliliğin özel karakteri olarak görüyor. Ayrıca, sermayenin gelişmiş özellikte olduğu, toplumsal üretimin bütünü ile, sermayenin, yani üretimin henüz bu aşamaya kadar gelişmediği yere göre daha düzenli, daha sürekli, daha çok yanlı olduğu, –yani aynı yerde çalışan öğeler için gelirin de daha “sabit” olduğu– toplumsal durum, başka bir totolojidir, sermaye kavramı ile ve ona dayalı bir üretimin kendisi ile vardır. Başka bir deyişle, ücretli emeğin genel varlığının, ücretli emekten önceki aşamalarda olduğundan daha ileri bir üretken güçler gelişmesini gerektirdiğini yadsıyan mı var? Sosyalistler, ücretli emek ile üretilmiş toplumsal üretken güçlerin bu yüksek gelişmesini önkoşul saymasalardı, daha yüksek istemler ileri sürmek nerden akıllarına gelirdi? Bu daha çok onların istemlerinin önkoşuludur.
Not: Ücretin yaygınlaşmış tarzda ortaya çıktığı ilk biçim, asker aylığıdır. Bu, ulusal orduların ve kent yurttaşları milislerinin çöküşü sırasında görülür. Başlangıçta, aylık alanlar, kent-yurttaşlarının kendileriyli. Daha sonra, onlar kent-yurttaşı olmayı bırakarak, ücretli bir asker oldular.
2)
(Bu saçmalıkları daha fazla izlemek olanaksız. Bu yüzden Bay Bastiat’yı bırakıyoruz.) [sayfa 330]
7 DEFTERİN DİZİNİ (BİRİNCİ KISIM)
[İLK BİÇİM]
I) Değer
I, 12, 13, 20, 21,
Ricardo VI, 1, Malhus VI, 13
(A. Smith VI, 17, 18. Kullanım-değeri ve değişim-değeri (defter VI, 28 son ve 29.
Steuart (VII, 26). (VI, 39 Torrens) (VII, 49) Basit emek ve
nitelikli emek.)
II) Para
Genel olarak. Değerden paraya geçiş (I, 13) (14). Değişimin kendi ürünü (1,14) 1,15,17.
Paranın üç belirlenimi. VII, 35, 36 (Bailey).
1)
Ölçü olarak para
Kâğıt paranın altın olarak ve gümüş olarak adlandırılması, yasal olarak çevrilebilir olsun ya da olmasın, onun temsil ettiği altın ya da gümüş niceliği karşılığında değişilebilmesi gerektiği anlamına gelir. Bu durumunu yitirdiği andan başlayarak, yasal olarak
çevrilebilmese de değeri düşer. (Defter I, s. 8, 9). Hesap parası olarak altın ve gümüş hiçbir değer ifade etmez, yalnızca kendi maddesinin tam bölünmüş kısımlarıdır. Onların unvanı, bir değerin adı değildir: yalnız kendi göstergelerini oluştururlar,
(agy. s. 9). (Bu yüzden nominaldirler ve değer
[sayfa 331] yitirmez özelliktedirler.) Altının ve gümüşün değerinin düşmesi ve yükselmesi. (Defter 1,10) (VII, 29). Doğrudan emek-zamanında değerlerin adlandırılması üzerine. (1,11,12; 18,19).
Metanın paraya zihinsel çevrilmesi. Hesap parası olarak, değişim aracı olarak para (I, 13).
Hesap parası (Steuart. VII, 26, 27)
(Gouge, VII, 27) (VII, 30,31) (32,33,34). Bailey (VII, 36). Müller
(agy.) Economist (VII, 38).
Kağıt paralar. (VII, 35). Fransa’da
hesap lirası. (Garnier, agy.) Ölçü olarak para için sürekli değerin değil, yalnızca miktarın olması gereklidir. (Bailey, VII, 36). Urquhart. VII, 55. Gray (VII. 57). Fullarton. VII, 61.
2)
Değişim aracı olarak para ya da basit dolaşım. (I, 14, 15, 16) (17). Steuart. (VII, 26).
Metal para (İngiliz
gümüş paraları. I, 18). (Montanari. VII, 27). Dolaşım ve parasal ölçüt. (VII, 29). Yardıma para. (VII, 36,37).
(agy. 38). (Hodgskin. VII, 39).
Dolaşımda paranın ayrıcalığı. (VII, 49).
Basit para dolaşımından farklı olarak kendi üzerine çevrilen dolaşım. Örnek.
(Economist. VII, 25). Bu konuda genel bilgiler. (VII, 29.)
Paranın değeri. J. St. Mill. VII, 56.
J. Mill’in teorisi. VII, 57, 58.
Ricardo. VII, 59.
Fiyatın basit bir
yükselmesi, ek para talebi için yeterli değildir. (VII, 59. Fullarton).
Dolaşım aracı olarak para ile eşdeğer olarak para arasındaki çelişki. (VII, 61). Paranın değerinin artık tam olmaktan çıkağı konusunda İngiliz belirlenimi,
(agy.) Dolaşımdaki paranın niceliği belirlenmiştir. (VII, 61).
İngiltere’de para olarak kullanılan çeşitli metallerde oran. (VII, 30-33) (Economist).
P–M, M–P’den daha kolay. (52, VII, Corbet).
3)
Para olarak para (cf. 1,17) (21). (23). (VI, 28). Eşdeğer. (Steuart. VII, 25 aşağıda). Bailey, VII, 35, 36.
Para yığma (VII, 38). Cortes’lerin kararları. (VII, 44) (VII, 46).
(
Eşya olarak altın ve gümüş. Jacob VII, 59.
agy. Fullarton (VII, 59, 60).
Ödemeler için para ve [...]
(Corbet. VII, 52).
Paranın yıkıcı etkisi (
Serbest ticaret. VII, 59).
4)
Paranın taşıyıcısı olarak değerli metaller. Montanari. Paranın “keşfi” karşısında coşanlar. (VII, 27).
Bailey. (VII, 36). Bakır, gümüş, altın (Buchanan, VII, 37). Newman. (VII, 47). Galiani (VII, 49). Roma’da bakırın değer yitirmesi (VII, 35). Çeşitli paraların değer yitirmesi. Morrison VII, 55. [sayfa 332]
5) Basit dolaşımda ortaya çıktığı biçimde sahiplenme yasası.
6) Paradan sermayeye geçiş.
III) Genel olarak sermaye.
Paradan sermayeye geçiş.
1)
Sermayenin üretim süreci
<
a) Sermayenin emek-gücü karşılığında değişimi.
<
b) Mutlak artı-değer
(Ricardo. VI, 12).
Artı-emek. Steuart. VII, 25 ve 26).
c) Göreli artı-değer
d) İlk birikim
(Sermaye ve ücretli emek ilişkisinin ön koşullan)
e)
Sahiplenme yasasının altüst oluşu.
(Ricardo VI, 1, 2) (VI, 37, 38).
2)
Sermayenin dolaşım süreci.
[İKİNCİ BİÇİM]
1) Ölçü olarak para
Kâğıt paranın metal bir ölçüt içinde (ve yalnızca bir ölçüt içinde) adlandırılması, yasal olsun ya da olmasın, çevrilebilmesinin ekonomik bir yasasıdır. Çevrilebilmeye ilişkin tartışma konuları –yasal yoldan mı yoksa yasal olmayan yoldan mı vb. nasıl güvenceye alınacağı gibi– salt teorik hale gelir. (Defter I, s. 8). İdeal ölçüt teorisinin nedeni budur, yani
çevrilebilirliğin tutarlı yandaşları için
hiçbir ölçüt yoktur (s. 9
agy.) (s. 10).
Paranın nominal değerinin düşmemesi, yalnız gerçek bir değer ifade ettiği için değil, bir değer ifade etmediği için, fiyatının, para fiyatı denilen şeyin, onun kendi maddesinin belirli miktarına verilmiş addan başka bir şey olmadığı içindir. (I. 9)
Emek-para. (I, 11) (12). (VII, 57).
Para, bunların yanında bağımsız tarzda varolan metaların değişim değeridir, ve metaların paraya dönüşmüş olmaları gerekir. (I, 13). Nitel olarak değişik bir öğeye dönüşme. Metalar böyle tüketilebilirler. (1,14) (I, 35).
Metanın değişim-değeri, onda içerilen emek-zamanı tarafından para
olarak belirlenmiştir. (I, 25). (I, 35) (Gerçekte nasıl olduğu,
agy.)
Fiyat. (I, 35) (36). Ölçü olarak para her zaman hesap parası işini
[sayfa 333] görür ve fiyat olarak meta her zaman yalnız düşüncel olarak paraya dönüşmüştür. (I, 36).
(Garnier, agy.). Bu düşüncel dönüşümün, para rezerviyle hiçbir ilgisi yoktur
(agy.) (38, I,
Hubbard). Fiyatların para değerine oranı. (I, 37)
Dolaşım ölçüsü olarak ve aracı olarak para aynı şey değildirler. (Garnier, Storch I, 36) (I, 37)
(Gouge. Amerikan kolonilerinde ölçü. VII, 27.) İskoçya (VII, 38). (VII, 55. Wilson
). (Eski Alınanlarda para.
Wirth.)
Ölçü olarak para için onun maddi varlığı önemsizdir, ama tasarımda bu, madde olarak iş görür (metaya dış belirlenim olarak değil, esas olarak tasarımda). (I, 41, 42) (43). (VII, 29 aşağıda) (30, 31
agy.) (32, 33) (34) (35).
Kağıt paralar (35).
(İdeal ölçü).
Paranın ideal ölçütü.
Steuart. VII. 26, 27). (VII, 38).
Urquhart. (VII, 55).
Çifte ölçüt. (VII, 29). (VII, 38). (VII, 55).
Ölçü olarak paranın değerinin değişmez olması gerekli değildir.
(Bailey. VII, 35, 36).
Hesap parasının saptanması. (Müller, VII, 36) (VII, 38).
Ölçütün değer yitirmesi. (VII, 55. Morrison).
Değerli metal fiyatının metal para fiyatının üstüne çıkmasının nedenleri. (Fullarton. VII, 55) (VII, 61).
(Macleod. 1695 vb., Defter, 2 ve devamı.)
1) Metaların paraya düşüncel dönüşümü. Böyle bir durumda, para, ölçüdür. Metaların değişim-değeri fiyat olarak ifade edilir. Böylece para hesap parası olur. Emek-zamanı, para ile meta arasında ölçü. Gerçekte bunun oluş biçimi.
2) Böyle belirli maddenin belirli niceliği; dolayısıyla bu niteliği ile kesin olması, ama yalnızca temsil etme düzeyinde. Bu süreçte gerçekte bulunmuş olma önemli değildir; rezervdeki para kitlesi için aynı şey. Ölçü olarak para, gerçek değişim aracı olarak paradan bağımsız halde var olabilir.
3) Hesap parası olarak para, genel toplumsal bir varlığa metal para fiyatında kavuşur, gerçek ağırlığı ile hesaplamak yerine, adı ile hesaplanır. Bu, metal para olarak fiyatıdır. Paranın görünüşteki değer-yitirmezliği. Değer yitirme. Değer kazanma.
4) Yasalar çok basittir.
a) Paranın değeri düşer ya da yükselirse, bunun tersine, metaların para fiyatı yükselir ya da düşer.
b) Bölünmenin saptanması, yani belirli metaların her zaman aynı adı taşıması gerekir. Metal paranın fiyatı bir değer ifade etmez, yalnızca bir miktar ifade eder. Bu
saptanmış ölçüttür.
c) Tek bir metalin ölçü olması gerekir.
Çifte ölçüt olmaz.
[sayfa 334]
5)
İdeal ölçüt konusunda tarihsel inceleme. Emek-para vb.
2) Değişim aracı olarak para
Defter I, 14, 15, 16 (önce paraya düşüncel dönüşüm; sonra gerçek dönüşüm).
(Ölçü olarak paradan değişim aracı olarak paraya geçiş.)
Paranın aşkın gücü. I,15
Metaların para karşılığında değişilebilirliğinin rastlansal karakteri. (1,15 aşağıda ve 16). (Alışın ve satışın ayrılması (I,16) (16,17). Metaların değişim-değeri tamamıyla içkin bir niteliktedir, aynı zamanda onların dışındadır.
Alış ve satışın ayrılması. (I, 39) (Bir yığın sözde işlem olanaklıdır. I, 40). (Tüccarlar katmanı,
agy.) (Bunalımların kaynağı. I, 39. I, 40). İşin kesin bölünmesi olanağı,
(agy.) (krş. 17, 18) (I, 40).
Para ancak bir
değişim yapabilir, metalar ise iki. (VII, 49,
Corbet (VII, 52).
Paranın dolaşımının ve metaların dolaşımının tersine hareketleri. (I, 34) (I, 37). Fark. Para dolaşımda kalır. (I, 40) (41). (I, 47) (meta besin haline gelir, para dolaşım aracı olarak işlevsizdir).
Para dolaşımının dağınık doğası. (I, 34). (Banka dolaşımından farkı,
agy. (VII, 25). Paranın devrinin toplamı. Gerçek dolaşımda para, meta olmaktan çıkar,
(agy.) Paranın devri. Bir dolaşımda kendisi dolaşım aracıdır. Meta ve para sırasıyla dolaşımda bulunur. Onları belirleyen, para dolaşımı dışındaki öğelerdir,
(agy.)
Toplam hareket olarak dolaşım. (1,38). (Bu yalnızca bireylerin karşısında toplumsal bağlantı olarak bir toplumsal süreçten başlar.) Basit dolaşımın biçimsel karakteri. (II, 16,17). (VII, 29).
Metaların kitlesi ve fiyat. Dolaşım metaları fiyat olarak varsayar. Fiyat olarak tek tek bireylerin kafasında para olarak tasarlanmakla kalmaz, aynı zamanda, değişimciler arasında tasarlanır. Biz, yalnız eşdeğerlerin değişimini ilke alıyoruz. Ama fiyat belirlemesi her zaman gerçek dolaşım sürecinden önde gelir. (I, 34). (Dolaşımda aracının kitlesi).
Dolaşımın koşulları: ilk olarak, fiyatların saptanması; metalar fiyat olarak belirlenmiş olmalı. İkinci olarak. Değişimin toplamı. (1,34 aşağıda.) Meta, fiyat olarak, genel varlığı tam olacak biçimde, para yarımda değerin özel bir varlığı olarak görünür. (I, 37). Gerçekte para piyasada yalnız mülkiyet araçlarım dolaştırır. (I, 37.)
Paranın değeri. Para yalnız dolaşım aracı olarak meta halinde kalır. VII, 56 0. St. Mill),
agy. 57 Sismondi.
Dolaşımda aracın kitlesi. (1,37 aşağıda). Fiyatların yükseldiği düzeye ve işlemlerin kitlesine bağlıdır. Hıza bağlıdır (Galiani,VII, 49). (38, I). Aynı andaki ödemeler, değişim işleri için belirli bir miktar gereklidir
[sayfa 335] (I, 38). Dolaşımın daralması ve genişlemesi. (1,46). Steuart, vb., Locke, vb. (VII, 26). (W. Blake. VII, 29). James Mill’in teorisi. (VII, 57, 58). Hız konusunda bir pasaj. (Galiani. VII, 49). (VII, 61, Fullarton). Ricardo. VII, 59.
Sabit nesnelerin dolaşması,
para sayesinde olur. (Bray.
Serbest değişim ve VII, 59).
Sonsuz süreç olarak dolaşım. (Dolaşımın biçimsel belirlenimi.) (1,39). (Bunalımların kaynağı.)
(agy.).
Dolaşımın biçimi. M–P–M.
P–M–P (I, 40).
M–P–M’da, para, yalnızca metanın bir değişim aracıdır. (I, 44). Metanın değişim aracı olarak kendi maddesine ilgisizdir. (44,1). Para, kendi kendisinin temsilcisi olur.
(agy.). (Dolaşımın bütününde paranın gerçekte içerdiğinden daha büyük bir gümüş ve altın kitlesini temsil eder. Fiyatların gerçekleşmesi olarak para ile dolaşım aracı olarak para arasındaki fark.
(agy.) (Metaların fiyatlarını temsil eder ve birbirinin karşısına koyar. Bu çelişkiden dolayı: paranın, salt simgesel olan bir paranın sahtesini basmanın etkileri. (I. 45, 46). Para meta mıdır, değil midir? y.)
(agy.) (üretken ya da değil?)
(agy.) (Ferrier, A. Smith) (47).
(Solly, I, 47.
Trampa ya da değil? (Üretim aracı. I, 47).
Fiyat gerçekleştirici olarak para, fiyat metada dışsal olarak vardır; meta fiyat olarak konmuş olamaz, vb. (I, 39) (44) (45). Dolaşım aracı olarak, parada, ancak, devredilmiş ve elden çıkarılmış herhangi şey olarak vardır. Dolaşım için değil. (II, 4).
Paranın dolaşımda yıpranması. VII, 64, VII, 61.
Metal para. (II, 3) (Dolaşım aracı biçiminde konmuş para, metal paradır. (Onun kullanım-değeri şimdi paranın biçimsel belirlenimi ile örtüşür).
(Storch. VII, 50).
Dolaşım ortamında değişme. (Altın, gümüş, bakır. Yardımcı paralar.) (VII, 36, 37). (Buchanan, 37). Bakır fazlalığı,
(agy.). (Economist. VII, 52).
Yalnız nicelik yoluyla dolaşım aracının değerinin belirlenmesi. (VII, 37) (38).
(Opdyke. VII, 49) VII, 61.
Para olarak para
Genel meta olarak para. (1,17).
Toplumsal bağın nesneleşmesi olarak para. (I, 21). Taşınır toplumsal inanca. (Aristo’da güvence). (I, 22).
Fahişeliğin genel aracı olarak para. İlişkilerin çözülmesi. Genel yararlılık ilişkisi. (I, 23) (24).
Altının lüks mal olarak kullanılması. (I, 26, bak
Jacob, defter V,
s. 17.
[sayfa 336] Ortaçağ boyunca gümüş külçenin paraya dönüşmesi ve
vice versa.)
Jacob. Defter IV
(s. 12, t. II) (II, 5).
Para
değer olarak dolaşım karşısında olumsuz bir turumla ölmez. (IV, 28.)
“
Para:...
devredilebilen her şey için uygun eşdeğer.”
Steuart, agy. 1.1, 32.
Genel meta. Bailey. VII, 35.
Evrensel meta maddesi. (Bailey. VII, 35). Değerinin değişmesinin önemi burdan gelir. VII, 36.
Para yığma. VII, 38, Hazine oluşumu. I, 47 (II, 4) (5) (6).
Cortes’lerin önerisi. VII, 44.
Paranın yıkıcı etkisi. VII, 46. VII, 59.
Uluslararası ödeme aracı olarak para. (Fullarton, vb. VII, 59, 60, 61).
Ödeme aracı olarak para, VII, 52. VII, 50. (II, 7).
P–M–P. (I, 40) (41). (I, 47).
Ölçü birimi ve dolaşım aracı olarak
para, dolaşımdan çıkar.
Servetin maddi temsilcisi. (I, 41) (42).
Dolaşımın ürünü olarak. (I, 48).
Bağımsız genel değişim-değeri olarak para. I, 48, II, 1.
Zenginleşme tutkusunun konusu olarak para. (II, 1, 2).
Bireyselleşmiş değişim-değeri. II, 2-3.
Para ve topluluk. (1,3).
Metal-paranın karşıtı para, yerel karakterinden soyunur. (II, 3), dünya parası
(agy.) (II, 4).
Dolaşım aracı ve ölçü olarak paranın belirleniminin yadsınması. (II, 4 ve dolaşım aracı birimi.)
agy.
Kıyamet. (II, 7.)
Üçüncü belirleniminde parayı kavrama güçlüğü. (II, 8).
Özellikle döviz olarak kullanılan Güney Amerika’nın gümüş madenlerinin paylara ayrılan ürününden yapılan meksika dolarları, Asya illerinin ürünün
genel erzak olarak değerli metallerle sağlandığı
Rus emperyali, ve senyörlük vergisi ödenmeyen İngiliz
Souvereign’i dışında,
metal paralar, kağıt-paranın çıkarılmasıyla değeri düşmedikçe, dışarıya seyrek durumda gönderilirler.
(Tooke.) [sayfa 337]
DEFTERLERİMLE İLGİLİ REFERANS
[MARX’IN YAPTIĞI İÇİNDEKİLER ÖZETİ]
Defter C.
S. 37-39. AristfotelesJ. M–P–M; P–M–P. Defter A
(s. 22, 23, 24) (Dünya pazarı vb.). Toplumsal ilişkiler. Kişisel ilişkiler,
(agy.) (23, 24). (Bak burjuva bağımsızlığı vb. konusu burada bulunuyor.) (Düşünceler).
Defter B´:
Basit dolaşımda mal edinme yasasının ortaya çıkması. Kendi emeği üzerinde mülkiyet ve kendi emeğinin devredilmesi, yani kendi emeği, mülkiyetin temeli olarak [ortaya çıkmasının] nedeni? (s. 17) (18). Çelişkiler. (18). Burjuva özgürlüğün ve eşitliğin krallığı (18 ve dev.).
Birinci yasa: kendi emeği yoluyla mülk edinme.
İkinci yasa: ürünün devredilmesi ya da toplumsal biçime dönüştürülmesi,
(agy.) (19). İngiliz kiracı çiftçi ve Fransız köylü,
(agy.) (İşbölümü. Farklı özel yararlı işler vb.) (20, 21). (Özgürlüğün ve doğal bireyselliğin gerçekleşmesi olarak işbölümü,
agy.) Kişinin özgürlüğü. (21). (Eşitlik)
ib. (21 aşağıda.) Devamı:
[sayfa 338]
Defter B´´
(Bu aynı defter) (burada
paraya bak. 1) (ile gelen eşitlik).
Eşitlik. (1.2.) (Mülkiyet. Özgürlük. Eşitlik).
Uyumcular (3). Dolaşım ardında oluşan bir sürecin görüngüsü olarak basit dolaşım. (4). Dolaşımdan sermayeye tarihsel geçiş. (5).
(Dolaşım.) (6,
7). Dolaşımının gerçek ürünü olarak para. (7) (8) (9). (Sonuç, para, dolaşım). Süreç olarak değişim-değeri. (10) (11). Para–Sermaye. (12) (13).
Defter M
Bağımsız bireyler. 18. yüzyılın düşünceleri. (1). Tarihsel üretim ilişkilerinin ölümsüzleştirilmesi (2, 3). Genel olarak üretim ve dağıtım. (3, 4). Mülkiyet (4). Üretim, Dağıtım. Tüketim. Değişim. (5,6,7,8,9). Dağıtım ve üretim. (9,10,11,12). Değişim ve üretim. (13).
Defter B´´
Paranın sermayeye dönüşmesi. (16-19). (Bağımsızlaşmış değişim-değerinin kullanım-degeriyle ilişkisine dayalı gelişmesi.) s. 19. (Emekçinin karşısmda
ödeme aracı olarak para.)
Defter II
Basit değişim.
Değişenler arasında ilişkiler. Eşitlik, özgürlük vb. uyumları. (7-9,10). (Bastiat. Proudhon.) (11-12).
Sermaye.
Değerin toplamı. (12). Toprak mülkiyeti ve sermaye. (13). Sermaye dolaşımdan gelir. Değişim-değeri içeriği. Ticari sermaye. Para sermaye ve para faizi. (13). Dolaşım bir başka süreç öngörür. Öngörülen uçlar arasında hareket. (14). Dolaşımdan kapitalist üretime geçiş. (14, 15). Nesneleşmiş vb. emek olarak sermaye (15). Değerlerin üretimi için değerin toplamı. (15, 16). Sermayenin önkoşulu olarak dolaşım vb. (16). Say. Sismondi. (17). Ürün ve Sermaye. Değer ve sermaye. Proudhon. (18).
Sermaye ve emek. Değişim-değeri ve değişim-değeri için kullanım-değeri. (19). Bu ilişki içinde, para ve onun kullanım-değeri (emek) sermayedirler. Değerin kendi kendine çoğalması, onun kendi hareke-tindendir. (20). Formüle göre, hiçbir kapitalist kazanç elde etmeksizin sermayesini kullanmak istemez. (21). Maddesi bakımından sermaye, nesneleşmiş emektir. Karşıtı: üretken canlı emek (yani değeri sürdüren ve çoğaltan) emektir. Üretken emek ve çalışma yükümlüsü olarak emek. Üretken emek ve üretken olmayan emek. A. Smith vb. (22).
[sayfa 339] Laudardale’in anladığı anlamda hırsız ve üretken emek. (21, 22). Sermayenin emekle değişiminde iki değişik süreç. (21). (Burada sermaye karşılığında değişilmiş olan, kullanım-değeri ile birlikte, ekonomik biçim belirlenmesine vb. girer,
agy.) Sermaye ve modern toprak mülkiyeti. (23). Wakefield (24). Sermaye ile emek arasında değişim. Parça başına ücret. (25). Emek-gücünün değeri. (25, 26). Ücretli işçinin genel zenginliğe katılması, yalnızca nicel olarak belirlenmiştir. (26).
Emekçinin eşdeğeri: para. Dolayısıyla kapitalist karşısında bir eşiti gibi bulunur. (26). Ama onun değişiminin amacı, gereksiniminin karşılanmasıdır. Para onun için yalnız bir
dolaşım aracıdır. (26). İşçi için zenginleşmenin aracı olarak tutumlu olma ve perhiz yapma. (26, 27) (28). İşçinin değerinin olmayışı ve değersizleşmesi, sermayenin bir koşuludur. (28). İşçi karşısında sermaye ancak kişisiz güçtür. Kişisel değerden yoksundur. (29)
5 Çalışma yükümlülüğü ilişkisinde farklılık. Sermaye ile değişimde işçinin amacı: tüketim. Sürekli olarak yemden başlamak zorunda.
İşçinin sermaye olarak
emeği (29)
ve
Defter III (devam.)
(s. 8)
(sermaye olarak emek-gücü!
) Ücret üretken değildir,
(agy.) Sermaye ile emek arasındaki değişim basit dolaşıma girer, işçiyi zen-ginleştirmez. (9). Bu değişimin önkoşulu: emek ile mülkiyetin ayrılması.
(agy.) Nesne olarak emek mutlak yoksulluk, özne olarak zenginliğin genel olanağıdır. (9). Emek, sermaye karşısında
özel belirlenmişhği olmadan olur. (9, 10). Emek süreci sermayeye alınır. (10) (11) (12, 13). (Sermaye ve kapitalist. 13)
Sermayenin içeriği
olarak üretim süreci, (s. 13, aşağıda).
Üretken emek ve üretken olmayan emek. (Üretken emek, sermaye üretir.)
İşçi, emeğiyle değişim-değeri olarak ilişkili olur, kapitalist kullanım-değeri olarak, vb. (14,15). İşçi, zenginliğin üretken gücü olarak emeğine yabancılaşır. (15). (Sermaye, emeği bu niteliği ile kendine mal edinilir.) Emeğin sermayeye dönüşmesi vb.. Sismondi. Cherbuliez. Say. Ricardo. Proudhon vb. (15,16).
Değerlenme süreci. (17) (18). (Üretim giderleri). 19. (Artı-değer, değişimle açıklanamaz. Ramsay. Ricardo). Kapitalist, kendi ücreti vb. ile
yaşamını sürdüremez. (19: Üretimin görünmez gerekli giderleri). Yalnız koruma; değerin çoğalmaması, sermayenin özüne aykırıdır (19, 20). Sermaye, üretim giderlerine sermaye olarak girer. Faiz getiren
[sayfa 340] sermaye. Proudhon. (20). Artı-değer. Artı-emek zamanı. (21) (22). Ücretliler konusunda Bastiat, (22). Emeğin değeri. Ne kadar kesin. (22). Kendini değerlendirme, sermayenin kendini korumasıdır. Kapitalist yalnızca emeği ile yaşamını sürdüremez, vb. Sermayenin kendi kendini değerlendirmesinin koşullan. Artı-emek zamanı vb. (22, 23). Sermayenin ne ölçüde üretken olduğu (artı-emeğin yaratıcısı olarak vb.) (s. 23). Bu yalnızca tarihsel-geçici bir özelliktir,
(agy.) Jamayka’da özgür zenciler. Özerkleşmiş zenginlik, köle emeğini ya da ücretli emeği gerektirir (her iki durumda zorlayıcı emek). (23).
Artı-değer. Ricardo. Fizyokratlar. (24). A. Smith. (25, 26). Ricardo. (26) (27).
Artı-değer ve üretken güç. Bu gücün artmasında oran. (26-28) (29-30). Sonuçlar. (30, 31), Emeğin üretken gücü, sermayenin üretken gücüdür. (31). Gerekli-emeğin azalması oranında sermayenin değerlenmesi güçleşir. (30, 31). Sermayenin değerinin artması üzerine. (32-38).
Emek işlediği malzemenin ve kullandığı aletin değerini
yeniden üretmez. Bunların değerini, emek sürecinde onlarla açıkça ilgili olarak, kendi nesnel koşulları gibi
korur. Bu canlandırıcı ve koruyucu güç, sermayeye hiçbir maliyet yüklemez; tersine, onun gücü olarak görünür vb. (s. 38-40).
Mutlak artı-zaman. Göreli. (40). Aynı zamanda malzemede vb. daha önce varolan emek-zamanmı korumuş olan, canlı emeğin niceliği değil, emeğinin niteliğidir. (40). Doğrudan üretim sürecinde biçimin ve maddenin değişmesi. (40, 41). Daha önceki üretim aşamasının, izleyen aşama tarafından sürdürülmüş olması basit üretim sürecine bağlıdır. (41). Eski kullanım-değerinin yeni emek tarafından korunması vb.. (41).
Üretim süreci ve değerlenme süreci. Nesneleşen emeğin
niceliği, canlı emekle ilişkisi dolayısıyla sürdürülmüş olan kullanım-değerinin niteliğiyle korunmuş olur. (41, 42). Gerçek üretim sürecinde emeğin kendi nesnel varoluş öğelerinden farkı ortadan kalkar. Ama bu süreçte emek sermayeye girmiş ve onun olmuştur vb. Sermayenin kendini koruma gücü olarak ortaya çıkar. Değerin ölümsüzleşmesi. (42). Malzemenin ve aletin değeri korunduğu gibi, kapitalist artı-emeği bedava elde eder. (42) (43).
Emek eskisine yeni bir değer ekleyerek, aynı zamanda da bunu sürdürür. (43). Değerlerin üründe
korunması, sermayeye hiçbir şeye mal olmaz. (43).
Sermaye, şimdiki emeği sahiplenerek, gelecekteki emeğin sahiple-nilmesi üzerinde, daha şimdiden, bir hak sahibi olur.
Bastiat ve Carey. (1-4). Ücretler konusunda Bastiat. (5-7).
[sayfa 341]
Defter IV
Kâr ile artı-değerin birbirine karıştırılması. Carey’in yanlış hesabı. (I).
Eski değerin korunması için işçiye
hiçbir şey ödemeyen kapitalist, eski sermayenin
korunması için işçiye verdiği yetki için de bir ücretlen-dirme ister. (2). Artı-değer ve kâr vb. (2, 3).
Alet ile ücretin tüketimi arasındaki fark. Birincisi üretim sürecinde, ikincisi üretim süreci dışında tüketilir. (3).
Artı-değerin artması ve kâr oranının azalması. (4-7). Özellikle bak. 7 +
Bastiat, agy.
Aynı anda emek-günlerinin çoğalması vb. (7, 8).
(Sermaye birikimi). Makineler. (9).
Ücrete yatırılan değişen kısma oranla sermayenin değişmeyen kısmının artması = emeğin üretkenliğinin artması. (9). Üretkenlik arttığı zaman, aynı sayıda işçinin çalıştırabilmesi için sermayenin artması gereken oran. (9-12). Toplam sermaye üzerinden yüzde oranı çok çeşitli oranlan ifade edebilir. (12,13).
Sermaye (genellikle mülkiyet olarak)
emeğin üretkenliğine dayanır. (13,14).
Artı-emek zamanının artması. Eşzamanlı emek-günlerinin artması.
(Nüfus.) (14). Nüfus,
gerekli-emek zamanının azaldığı ya da canlı emek-gücünün üretimi için gereken zamanın göreli olarak azaldığı ölçüde artmış olabilir. (14.) Artı-sermaye ve artı-nüfus. (14, 15). Toplum için serbest zamanın yaratılması. (15).
Sermayenin üretim sürecinden dolaşım sürecine geçiş. (15 ve devamı).
Üretken güçlerin çoğalması yoluyla sermayenin kendisinin değersizleşmesi. (15).
Agy. 15-21. (Rekabet s. 21). (Üretim süreci ile değerlendirme sürecinin birliği ve çelişkisi olarak
sermaye) (22 ve devamı). Üretime engel olarak sermaye. Fazla üretim. (22, 23). (İşçinin kendi talebi). 24. Kapitalist üretimin sınırları. (24,25). Fazla üretim. 25-28. Proudhon. 26, 27, 28. (İşçinin sarın aldığı metanın fiyatında kârı vb. ödemesi ve bununla birlikte kendi gerekli ücretini alması nasıl olanaklı olabilir?) 29. Meta fiyatı ve emek-zamanı. Fazlalık vb. 28-31.
(Fiyat ve değer vb.). Kapitalist
çok pahalı satmaz; ama, bununla birlikte bu nesnenin kendisine maliyetinin üstünde satar. (30, 31).
Fiyat
(parça olarak). (31). Bastiat. Parça basma fiyatın düşmesi. (31). Fiyat, sermayeye zarar vermeksizin değerin altına düşebilir. (31, 32). Fiyatın çarpımında sayının ve birimin (ölçü) önemi. (32).
Sermayenin özgül birikimi. (Artı-emeğin (gelirin) sermayeye dönüşümü) (32). Proudhon. Değerin ve fiyatın belirlenmesi. Antik çağda (köleler) artı-üretim değil, artı-tüketim vardır. (32).
[sayfa 342]
Genel kâr oranı. (33).
Kapitalist yalnızca
kendi üretim maliyetine satarsa, o zaman bir başka kapitaliste
aktarılmış olur. İşçi bundan hemen hiçbir şey kazanmaz. (34-36, özellikle 36).
Kapitalist üretimin sınırı: artı-emeğin gerekli-emeğe oranı. Sermaye tarafından tüketilen fazlanın sermayeye dönüşen fazlaya göre oranı. (38, 39).
Bunalımlarda değersizleşme. (39, 40). Üretim sürecinden çıkan sermaye yeniden para olur. (40, 41).
Artı-emek ya da artı-değer, artı-sermaye olur. Kapitalist üretimin tüm koşulları, şimdi bizzat emeğin (ücret) sonucu olarak görünür. (42, 43). Emeğin gerçekleşme süreci aynı zamanda onun gerçekleşmeme sürecidir. (43) (44). (V).
Artı-sermaye I’in oluşumu, (44,45). Artı-sermaye II. (45). Maledinme hakkının tersine dönmesi. (45).
Üretimin ve değerlenme sürecinin başlıca sonucu: bizzat sermaye ile emek arasında, kapitalist ile işçi arasında ilişkinin yeniden üretimi ve yeni üretimi. (45, 46).
Sermayenin ilk birikimi. (45, 46). (Gerçek birikim
agy.)
Sermaye, tarihsel olarak bir kez gelişmiş, kendi varlık koşullarını bizzat yaratmıştır. (46). (Kendi doğuşunun koşulları olarak değil, varlığının sonuçlan olarak) (47).
İlk birikim (47, 48). Kişisel hizmet yükümlülüğü. (48, 49)
(ücretli emeğe karşıt olarak)
(agy. 50).
<Maledinme yasasının tersine dönmesi. 50. Gerçekte, işçinin kendi ürünü karşısmda yabancılığı. İşbölümü. Makineler vb. 50.>
Kapitalist üretim öncesi biçimler. (50, 51) (52) (53)
Devamı.
Defter V
Kapitalist ilişkinin ya da ilk birikimin oluşması öncesi süreci üzerine
devam, (s.1-15). Emeğin emek karşılığında değişimi, işçide mülkiyetin yokluğuna dayanır. (16).
Sermayenin dolaşımı ve paranın dolaşımı. (16) (17).
Her bireysel sermayenin içinde değerin önvarsayılması. (Alet vb.) (s. 17).
Üretim süreci ve dolaşım süreci, dolaşımın öğeleridir. (17).
Çeşitti sermayelerde (sanayi dallarında) üretkenlik bireysel sermayenin koşulu. (17).
Dolaşım zamanı. Hareketin hızı, sermayenin kitlesi yerini alır. (17, 18). Dolaşımlannm hızı içinde sermayelerin biribirine bağımlılığı. (18). Üretimin öğesi olarak dolaşım. Üretim süreci ve bunun süresi. Ürünün
[sayfa 343] paraya dönüşmesi. Bu işlemin süresi. Paranın üretim koşullarına yeniden dönüşümü. Sermayenin bir kısmının canlı emek karşılığında değişimi. (18,19). Taşıma giderleri (19) (20).
Dolaşım giderleri. (20). İletişim ve taşıma araçları. (20) (21). <İş kollarının bölünmesi. 21. 22. İpek sanayisi tarıma nasıl gerekli hale gelir. (22).> İşçilerin, birçoğunun
birleşmesi. Bu birleşmenin üretken gücü. (23).
Yoğun kolektif emek.
agy. 23. 23,24. (Daha önceki
bayındırlık işleri, kapitalist üretimin konusu durumuna geldiği zaman, yolların, kanalların, sulama kanallarının vb. her modeli, örnek olarak yeniden yararlanılabilir. Biçimin
basit dönüşümü. Özel koşulların tersine üretimin genel koşulları...) (24) (25).
Pazara taşıma (dolaşımın uzaysal koşulu) üretim sürecinin yerini alır. (25). Dolaşımın zamansal öğesi: kredi (25, 26). Sermaye,
döner sermayedir. (26). Para dolaşımı basit bir görüntüdür,
(agy.)
Sismondi. Cherbuliez. (Sermaye. Çeşitli bileştirerderi) (26).
Değerin belirlenmesinde dolaşımın etkisi. (28,29). Dolaşım zamanı = değersizleşme zamanı. (28, 29).
Kapitalist üretim tarzının daha önceki bütün öteki üretim tarzlarına göre farkı (evrensellik vb.) (27,28). Sermayenin propogandaa doğası.
Dolaşım zamanının kısaltılması. (26, 27). (Kredi). Storch. (29).
Kapitalistin avansı emektendir (Malthus). (29). Kapitalist üretimin sınırlan. Thompson. (29.).
Dolaşım ve değer yaratımı. (29) (30). (Dolaşım koşullarında çeşitli sermayeler arasında eşitleme.) 31. Sermaye,
değer yaratmanın bir kaynağı değildir. (31). Dolaşım giderleri. (31).
Üretimin sürekliliği dolaşım zamanının aşılmasını gerektirir. (31) (32).
Ramsay. Dolaşım zamanı. Kârın kendi kaynağı olarak sermayeyi tamamlama. (32). (Ricardo’nun yasasma göre artı-değer yoktur,
agy.). Ricardo. (32, 33). Rekabet. (33). Ouincey.
agy.)
Defter VI
Ricardo’nun değer teorisi. Ücret ve kâr. Quincey. Ricardo. (1-2). Wakefield. Sömürgelerde kapitalist üretimin koşulları. (2). (Kendisinin değindiği
emeğin sürekliliği, üretim sürecinde öğe olarak düşünülmüş olmalıdır.)
Artı-değer ve kâr.
Örnek (Malthus). (3). Kâr ve artı-değer. Malthus. (3,4).
[sayfa 344]
Malthus. (4, 5). (Bak: emek-gücünün satışı ya da emeğin ve sermayenin değişimi konusunda yazılanların başlangıcı). (5) (6). Emek ile emek-gücü arasındaki fark. (7). Sermayenin girişinin
emeğin ödenmesinde bir şey değiştirmediği yolundaki garip sav. (7).
İşçi için pazarı daha iyi duruma getiren sermaye konusunda Carey’in teorisi. (7, 8).
(Aynı böyle. Kâr oranının azalması.) (8).
Ricardo’nun ücret teorisi ile onun değer teorisi arasındaki çelişki konusunda Wakefiled. (8).
Uyuyan sermaye. Sermayeyi önceden artırmaksızon, üretimin artması. Bailey. (8, 9.)
Wade’in sermayeyi açıklaması. Emek, sermayenin bir çeşit basit etkenidir.
Sermaye kolektif güç. Uygarlık ve bu konuda benim eleştirim. (9). Sermayenin güçleri olarak emeğin tüm toplumsal güçleri. Yapımevi. Sanayi.
İşbölümü. (9). Sermaye yoluyla çeşitli iş dallarının vb. biçimsel birleşmesi. (9,10). Sermaye birikimi. (11).
Paranın sermayeye dönüşmesi. (10). Bilim. (11). İlk birikim ve toplaşma aynı şeylerdir. (11). Serbestçe kabul edilen birlik ve zorlama birlik. Daha önceki biçimlerden farklı olarak sermaye. Rossi. (11).
Rossi. Sermaye nedir? Hammadde sermaye midir? (11). Bunun için ücret gerekli mi? (11,12). Geçim aracı sermaye midir?
(agy.)
Malthus. Değer ve ücret teorisi. (12,13). Sermaye oranı ile, emek yalnızca kısım ile ilgilenir,
agy. 12. Bu konuda
artı-değer ve
kâr konusundaki eleştirilerime bak. Ricardo’nun teorisi,
ibid. (12,13. Ricardo’ya karşı Carey.) Malthus’[ta], ücretin oranla hiçbir ilgisi yoktur. (13). Malthus’un değer teorisi (13).
Kapitalist üretimin amacı değerdir (para), meta değildir, kullanım-değeri vb..
Chalmers. (14).
Ekonomik devir. Dolaşım süreci.
Chalmers. (14).
Verimde farklılık. Üretim sürecinin kesilmesi (ya da bunun daha da tam olarak emek süreci ile örtüşmemesi). (14).
Üretim sürecinin toplam süresi. (Tarım. Hodgskin. 15.
Üretimin eşit olmayan dönemleri. (14,15).
Serbest işçi kavramında
yoksulluk vardır. (15). Nüfus ve fazla-nüfus
[Überpopulation] vb. (15) (16).
Gerekli-emek. Artı-emek. Artı-nüfus
[Surpluspopulation]. Artı-sermaye. (16) (17).
A. Smith. Özveri olarak emek. Senior ve kapitalistin özveri teorisi) (17) (18). (Proudhon’un fazlalığı. 17).
A. Smith. Kârın doğuşu. İlk birikim. (18).
Wakefield. Köle emeği ve serbest emek. (18).
Atkinson. Kâr. (18).
Kârın doğuşu.
McCulloch. (18,19).
Artı-emek.
Kâr. Ücretler. Ekonomistler. Ramsay. Wade. (19).
[sayfa 345]
Taşınmazlaşmış sermaye. Sermayenin
geliri. Durağanlaşmış sermaye.
John St. Mill. (19).
Sermayenin izleği. (20). Dolaşım süreci. Üretim süreci. Dönme. Devrilme. Sermaye dolaşandır. Sabit sermaye de öyle. (20,21). Dolaşım giderleri. (21) (22). Dolaşım zamanı. (22). Dolaşım zamanı ve emek-zamanı. (22, 23). <(Kapitalistin serbest zamanı. 23)>. 24. (Taşıma giderleri vb. 25). Dolaşım.
Storch. (25). Sermayenin başkalaşımı ve metanın başkalaşımı (25). Sermayenin biçim değiştirmesi ve madde değiştirmesi. Sermayenin çeşitli biçimleri. (26). Belirli bir dönem içinde dönme. (26). Sermayenin genel karakteri olarak döner sermaye. (26). Döner sermayenin dönüşümlerinin ölçüsü olarak
yıl. Emek-zamanının ölçüsü olarak
gün. (26, 27.)
(Fazlalık. Proudhon. Bastiat. (27).)
Durağanlaşmış (taşınmazlaşmış)
sermaye ve
döner sermaye. Mili. Anderson. Say. Quincey. Ramsay. (27).
Faizin faizi vb. ile ilgili güçlüğe bak. (28). Ticaret yoluyla pazarın yaratılması. (28).
Sabit sermaye ve döner sermaye. Ricardo. (28). Az ya da çok hızlı yeniden-üretimin gerekliliği. (28, 29). Sismondi. (29), Cherbuliez. Storch 29.
Para ve sermaye. Değerin ölümsüzlüğü. (28).
Kapitalistin işçiye
avansı. (29).
Değişmeyen ve değişen sermaye. (29).
Rekabet. (29. 30). (32 aşağıda).
Artı-değer. Üretim zamanı. Dolaşım zamanı.
Dönüşüm zamanı. (31, 32) (33). Sermayenin bir kısmı üretim zamarunda, bir kısmı da dolaşım zamarunda sırayla bulunur. (33).
Dolaşım zamanı. (34). Fazlalık ve üretim aşaması. Sermayenin yemden-üretiminin sayısı = dönüşümlerin sayısı. Toplam artı-değer vb. (34) (35).
Sermayenin dolaşımında, biçimin değişmesi ve maddenin değişmesi. (36). M–P–M. P–M–P.
(agy.)
Üretim zamanı ile emek-zamanı arasındaki fark. (36).
Storch. Para. Ticaret topluluğu. Kredi. Dolaşım. (37).
Küçük dolaşım. Genel olarak sermaye ile emek-gücü arasında değişim süreci... (37) (38), Sermaye ve emek-gücünün yeniden-üretimi. (38).
Dolaşımın üçlü belirlenmesi (ya da tarzı). (39).
Sabit sermaye ve döner sermaye. (39, 40). Sabit sermaye ve döner sermayeye ayrılan toplam sermayenin dönme zamanı. (40). Bu sermayenin ortalama dönmesi. (40) (41). Sabit sermayenin, sermayenin genel dönüş zamanına etkisi.
(ibid.)
Dönen sabit sermaye.
Say. Smith. Lauderdale. (42).
Kârın kökeni konusunda Lauderdale. 43.
Sabit sermaye. Emek aracı. Makine. (43).
[sayfa 346]
Defter VII
Sabit sermaye. Gerek sabit sermayede, gerek döner sermayede emek güçlerinin sermaye güçleri olarak nitelik değiştirmesi. (1).
Sabit sermaye (makine) ne ölçüde değer yaratır. (1).
Lauderdale. (agy. 1,
2). Makine işçilerinden bir yığın öngörür. (1, 2).
Sermayenin iki özel türü olarak
sabit sermaye ve döner sermaye. (2). Sabit sermaye ve üretim sürecinin sürekliliği. (2). Makineler ve canlı emek. (2). Bulgulama etkinliği. Burjuva üretimin temeli
{değerin ölçüsü) ile bu üretimin gelişmesi arasındaki çelişki. Makineler vb. (3).
Sabit sermayenin gelişmesinin anlamı ve önemi. (3). (Genel olarak sermayenin gelişmesi için).
Sabit sermaye ile
döner sermayenin yatırılması arasındaki oran. (3).
Kullanılabilen zaman. Yaratmak: sermayenin başlıca belirlenimi. Sermayede bu belirlenimin çelişik biçimi. (3, 4).
Emeğin üretkenliği ve
sabit sermayenin üretimi.
(The Source and Remedy). (4).
Kullanım ve tüketim.
Economist. Sabit sermayenin
dayanıklılığı. (4).
Gerçek ekonomi tasarrufu = emek-zamanından tasarruf = üretken gücün gelişmesi. Serbest zaman ile emek-zamanı arasındaki karşıtlığın giderilmesi. (5).
Üretimin toplumsal sürecinin gerçek kavramı. (5).
Owen ve sanayi
(kapitalist) üretimi tarihsel kavrayışı. (5) (6).
Sermaye ve doğal etkenlerin değeri. (6).
Sabit sermayenin yoğunluğu, kapitalist üretimin eriştiği düzeyi gösterir. (6).
Hammaddenin, ürünün, üretim aracının, tüketimin belirlenimi. (6).
Para,
sabit sermaye mi, yoksa
döner sermaye midir? (6).
Bireysel tüketime göre sabit sermaye ve döner sermaye. (6, 7).
Sabit sermaye ile döner sermayeden bileşmiş sermayenin dönme zamanı. Sabit sermayenin yeniden-üretimi zamanı. Üretimin sürekliliği kesinlikle gereklidir vb. (7). Emek için zaman birimi: gün; döner sermaye için: yıldır.
Sabit sermayenin işin içine girmesiyle birim olarak toplam dönem daha uzun olur. (7). Sanayide çevrim. (7).
Sabit sermayenin dolaşımı. (8)
Sözde “risk”. (8). Sermayenin bütün kısımları eşit olarak kâr getirir: yanlış.
Ricardo vb. (8).
Aynı meta, kimi kez
sabit sermayedir, kimi kez
döner sermayedir. (8, 9).
Sermayenin sermaye olarak satılması. (9).
Kullanım-değeri olarak dolaşıma giren
sabit sermaye. (9).
[sayfa 347]
Sermayenin ön koşulu olan her öğe, aynı zamanda onun sonucudur. Kendi koşullarının yeniden-üretimi. Sermayenin, sabit sermaye ve döner sermaye olarak yeniden üretilmesi. (9,10).
Sabit sermaye ve
döner sermaye. Economist. Smith. Döner sermayenin, değer-karşılığırun yıl içinde üretilmiş olması gerekir. Sabit sermaye aynı durumda değildir. Bu, izleyen yılların üretimine bağlıdır. (10,
11).
Bakım gideri. (11).
Sabit sermaye ve
döner sermaye geliri. (12)
Özgür emek = gizli yoksullaşma. Eden. (12,13).
Sabit sermayenin değeri ürününe oranla ne kadar az olursa, amaca o kadar uygun düşer. (13).
Hareketli, hareketsiz, sabit ve döner. (14).
Dolaşımın ve yeniden-üretimin bağlantısı. (14, 15).
Belirli bir sürede kullanım-değerinin yeniden-üretiminin gerekliliği. (15).
Gelir getirici olarak sermaye... Artı-değerin kâra dönüşümü. (15). Kâr oranı. (15). Kâr oranlarının düşmesi. (15). Kâr oranı. Kârm toplamı. (16) (17). Atkinson. A. Smith. Ramsay. Ricardo. (17). Kâr olarak artı-değer, her zaman daha düşük bir oranı gösterir... (17, 18). Wakeheld. (18). Carey. Bastiat. (18) (19).
Sermaye ve gelir (kâr). Üretim ve dağıtım. Sismondi. (19). Sermaye açısmdan üretim giderleri. Aynı bakış açısından kâr. Kârın eşitsizliği. Eşitleme ve ortak kâr oranı. (20). Artı-değerin kâra dönüşümü. (20). Yasalar. (20, 21).
Artı-değer = artı-emeğin gerekli-emeğe oranı. (21).
Sabit sermayenin değeri ve
üretken gücü. agy. Sabit sermayenin sürekliliği (21, 22). Toplumsal güçler, işbölümü vb., sermayeye hiçbir şeye malolmaz. (21). Buna göre makinenin farkı. (21, 22). Makinelerin kullanılmasında tutumluluk üzerine s. 22’ye de bak.
Kâr ve artı-değer. (22).
Makineler ve artı-emek. Genellikle artı-değer öğretisinin yinelenmesi. (22, 23).
Nesnel üretim koşullarının ilişkisi. Sermayenin bileştirenlerinde değişiklik. (23) (24) (25).
Para ve
sabit sermaye: belirli bir miktarda serveti gerektirir.
(Economist). (25). Sabit sermaye ile döner sermayenin oranı. P
amuk iplikçisi.
(Economist.) (25).
Kölelik ve ücretli emek. Steuart. (25, 26).
Temlik üzerinden kâr. Steuart. (26).
Elizabeth zamanından bu yana İngiltere’de yünlü sanayi.
(Tuckett). İpekliler, (
aynı şey). (27, 28).
agy. Demir. Pamuk.
[sayfa 348]
Serbest ücretli emeğin doğuşu. Başıboşluk. Tuckett. (28).
Birikim ve kâr oranı konusunda
Blake. (28, 29).
(
Aynı zamanda tüketip yeniden üretmeyen salt
tüketici bir sınıf için fiyatların vb. önemsiz olmadığını gösterir.) Konduğu yerde duran sermaye.
agy. (28).
16. yüzyılın başında evlik tarım.
(Tuckett.) (29).
Kâr. Faiz. Makinelerin iş bulma üzerindeki etkisi.
Westminster Revieıo. (29).
Metaların değerini belirleyen, emek değil, sermayedir. Torrens. (38, 39).
Asgari ücret. (39).
1826.
Pamuk için makineler ve işçiler. Hogdskin. (39).
Makineler nasıl hammadde yaratır? Keten sanayisi.
Dikiş ipliği.
Economist. (39).
Makineler ve artı-emek. (39, 40).
Sermaye ve kâr. Ürün olan değer. (40) (41).
Kapitalist üretimde işçinin çalışma koşulları ile ilişkisi. (41).
Sermayenin bütün kısımları kâr getirir. (41).
İplik fabrikasında sabit sermayenin ve döner sermayenin oranı. Senior’da artı-emek ve kâr. İşi uzatma eğiliminde makineler. (41, 42).
Dolaşım üzerinde taşımacılığın etkisi vb. (42). Taşımacılık giderek yığılmayı ortadan kaldırır. (42).
Mutlak artı-emek ve makineler. Senior. (42).
İngiltere’de pamuklu fabrikası. İşçiler. Makineler ve artı-emek için örnek. (42).
Symons’ta örnek. Glasgow.
Dokuma fabrikası vb. (43). (Bu örnekleri kâr oranı için almak.)
Gerekli-emek zamanını azaltan makineler için değişik biçimler. Gaskell. (43).
Emek:
sermaye için doğrudan pazar. (44).
Sermayenin gelişmesiyle birlikte emeğin çalışma koşullarının yabancılaşması. (44). (Çevriltme
[Verkehrung]). Çevriltme yalnız dağıtımın değil, aynı zamanda kapitalist üretim biçiminin temelinde vardır. (44).
Marivela. Sömürgelerde işçinin doğal bağımlılığı yerine, yapay sınırlamaların konması. (44).
Makine vb. malzemeyi nasıl ölçülü kullanır? Ekmek.
Dureau de la Maile. (45).
Üretken tüketim. Newman. (47).
Sermayenin dönüşümleri. Ekonomik çevrim. (Newman). (27).
Dr. Price.
Sermayenin doğal gücü. (47) (48).
Proudhon. Sermaye ve basit değişim. Fazlalık. (48).
Süreçte
bitiş. Galiani. (49).
Avanslar. Storch. (50).
Tasarruf teorisi. [sayfa 349]
Serbest ücretli emeğin doğuşu. Başıboşluk. Tuckett. (28).
Birikim ve kâr oranı konusunda
Blake. (28, 29).
(Aynı zamanda tüketip yeniden üretmeyen salt tüketici bir sınıf için fiyatların vb. önemsiz olmadığını gösterir.) Konduğu yerde duran sermaye.
agy. (28).
16. yüzyılın başında evlik tarım.
(Tuckett.) (29).
Kâr. Faiz. Makinelerin iş bulma üzerindeki etkisi.
Westminster Revierv. (29).
Metaların değerini belirleyen, emek değil, sermayedir. Torrens. (38, 39).
Asgari ücret. (39).
1826. Pamuk için makineler ve işçiler. Hogdskin. (39).
Makineler nasıl hammadde yaratır? ‘Keten sanayisi. Dikiş ipliği.
Economist. (39).
Makineler ve artı-emek. (39, 40).
Sermaye ve kâr. Ürün olan değer. (40) (41). Kapitalist üretimde işçinin çalışma koşulları ile ilişkisi. (41).
Sermayenin bütün kısımları kâr getirir. (41).
İplik fabrikasında sabit sermayenin ve döner sermayenin oranı. Senior’da artı-emek ve kâr. İşi uzatma eğiliminde makineler. (41, 42).
Dolaşım üzerinde taşımacılığın etkisi vb. (42).
Taşımacılık giderek yığılmayı ortadan kaldırır. (42).
Mutlak artı-emek ve makineler. Senior. (42).
İngiltere’de pamuklu fabrikası. İşçiler. Makineler ve artı-emek için örnek. (42).
Symons’ta örnek. Glasgow. Dokuma fabrikası vb. (43). (Bu örnekleri kâr oranı için almak.)
Gerekli-emek zamanını azaltan makineler için değişik biçimler. Gaskell. (43).
Emek: sermaye için doğrudan pazar. (44).
Sermayenin gelişmesiyle birlikte emeğin çalışma koşullarının yabancılaşması. (44). (Çevriltme
[Verkehrung]). Çevriltme yalnız dağıtımın değil, aynı zamanda kapitalist üretim biçiminin temelinde vardır. (44).
Marivela. Sömürgelerde işçinin doğal bağımlılığı yerine, yapay sınırlamaların konması. (44).
Makine vb. malzemeyi nasıl ölçülü kullanır? Ekmek.
Dureau de la Maile. (45).
Üretken tüketim. Newman. (47).
Sermayenin dönüşümleri. Ekonomik çevrim. (Newman). (27).
Dr. Price. Sermayenin doğal gücü. (47) (48).
Proudhon. Sermaye ve basit değişim. Fazlalık. (48).
Süreçte
bitiş. Galiani. (49).
[sayfa 350]
Avanslar. Storch. (50).
Tasarruf teorisi. Storch. (50).
MacCulloch. Fazlalık. (50).
(agy.). Sermayenin dönemsel yıkımı.
Fullarton. (50).
Arnd. Doğal faiz. (51).
Faiz ve kâr. (51).
<Carey> (52). İngiltere’de Pawning. (52).
Ustanın yerine tüccar nasıl geçer? (52).
Tüccar serveti. (52) (53) (54).
Eşdeğerlerle ticaret olanaksızdır.
Opdyke. (55).
Faiz ve para. (55).
Kâr yasasına göre iki ulus değişim yapabilir, böylece her ikiside kazanır, ama biri her zaman daha çok kazanır. (59).
[sayfa 351]
ADLAR DİZİNİ
Alberoni –
2, 296.
Anderson, A. – İngiliz sanayici. -
2, 121, 123.
Anderson, James (1739-1808).
– İskoç çiftçi ve ekonomist. -
2, 305.
Anghiera, Pietro Martire di (1459-1526).
– İtalyan tarih yazarı ve coğrafyacısı; İspanya sarayında yeni dünya olayları kayıtçısı (1510-1526) -
2, 293.
Anne Stuart (1665-1714).
– Büyük Britanya ve İrlanda kraliçesi (1702-1714).-
2, 246, 315, 321.
Antoninus Pius, Titus Aurelius Fulvus Bojanius Arrius (86-161).
– Roma İmparatoru (138-161). -
2, 294.
Archimedes (yaklaşık, İÖ 287-212).
– Ünlü eski Yunan matematikçi. -
1, 112.
Aristoteles (İÖ 383-322).
– Eski Yunan felsefecisi. -
1, 22, 67, 91, 368, 388.
Arkadius (377-408).
– Doğu Roma imparatoru (395-408).-1,113.
Arnd, Karl (1788-1877).
– Alman ekonomist.-
2, 309, 311.
Ashworth, Henry (1794-1880) ve
Edmund (1801-1881).
– İngiliz sanayici, Tahıl üzerine yasaya karşı Birliğin üyeleri, işçi derneklerinin karşıtları. -
2, 285.
Athelstan (895-939).
– Anglosakson kralı (925-940).-
1, 405.
Atkinson, William. – Statistical Society of London’ın üyesi, birçok ekonomik yapıtın yazarı. -
2, 94,98,210,216.
Attwood, Thomas (1783-1856).
– İngiliz politikacı ve banker. Bir seçim reformunun yapılmasını amaçlayan Birmingham Politik Birliğinin kurucusu. -
2, 265.
Augustus, Gayus Octavius (Julius Caesar Octavianus) (İÖ 63 - İS 14),
– Roma İmparatoru. -
1, 392;
2, 295.
Babbage, Charles (1792-1871).
– İngiliz matematikçisi ve ekonomist. -
1, 251, 284,
2, 75,165,188.
Bailey, Samuel (1791-1870).
– İngiliz ekonomist ve filozof. Ricardo’nun değer teorisi karşıtçısı. -
1, 157;
2, 68, 69, 268.
Baines, Erward (1800-1890).
– İngiliz politikacı. -
2, 286.
Bastiat, Fréderic (1801-1850).
– Fransız ekonomist; kapitalist toplum içinde sınıfların çıkarının uyumunu savundu. -
1, 57, 170, 224, 230, 234, 287, 288, 330;
2, 122, 165, 210, 218, 219, 220, 221, 304, 340-350.
Bentham, Jeremy (1748-1832).
– İngiliz hukukçu ve filozof; yararcılığın teoris-yeni.-
2, 315.
Bermier, François (1625-1688).
– Fransız hekim, gezgin ve filozof. -
1, 309.
Blake, William (19 yüzyılın ilk yansı).
– İngiliz ekonomist. -
2, 249, 250.
Böckh, Philipp Augiust (1875-1867).
– Alman tarihçi ve dilbilgini. -
1, 109.
Boisguillebert, Pierre Le Pesant (1646-1714).
– Fransız ekonomist, fizyokratların öncüsü; Fransız klasik ekonomi politiğin kurucusu. -
1, 126, 143, 155, 190, 253;
2, 149,342.
Bosanquet, Charles (1769-1850).
– Londralı tüccar. Ricardo’nun para ve para kuru teorisine karşı çıktı. -
2, 244.
Bosanquet, James Whatman (1804-1877).
– İngiliz banker, ekonomist ve tarihçi. -
2, 243, 334.
Bray, John Fnansis (1809-1897).
– İngiliz ekonomist, ütopik sosyalist, Owen yandaşı: “emek-para” teorisini geliştirdi. -
1, 93, 217;
2, 48, 266, 330.
Brougham, Henry Peter (1778-1868).
– Brougham and Vaux baronu, İngiliz hukukçu, gazete yazarı, diplomat; zenci köleliğine karşı savaştı; Lordlar Kamarası üyesi (1830-1834), serbest ticareti savundu;
Edinburgh Review’ın
kurucularından. -
2, 306.
Brutus, Marcus Junius (İÖ 85-42).
– Romalı soylu, tefeci, politikacı ve yazar. Çiçero’nun dostu. Sezar’a karşı girişilen suikaste katıldı. -
1, 379.
Buchanan, David (1779-1848).
– İngiliz yayıncı ve ekonomist, A. Smith’in yayımcısı ve yorumcusu. Fizyokratların rant teorisine karşı çıktı. -
2, 273, 274.
Carey, Henry Charles (1793-1879).
– Amerikalı ekonomist; burjuva toplumda sınıfların uyumunu savundu. -
1, 276;
2, 46, 52, 65-66, 81, 210, 218, 219, 312, 313, 340-350.
Caton, Marcus Porcius Cato (İÖ 234-149).
– Takma adı: “Eski”. Yazar ve Roma devlet adamı. Patrisyenlerin (soylu yurttaşların) ayrımcılığını savundu. -
1, 379.
Carlyle, Thomas (1795-1881).
– İskoçyalı küçük çiftçi oğlu. Yazar, tarihçi. -
1, 92.
Cervantes Saavedra, Miguel de (1547-1616). – Ünlü İspanyol yazar,
Don Kişot’un yazarı. -
2, 348.
Chalmers, Thomas (1780-1847). – İskoç tanrıbilimci ve ekonomist. Koyu maltusçu.-
2, 84-86, 311, 342.
Büyük Karl, bkz: Karl I.
Charles II, bkz: Karl II.
Charles Quint (1500-1558), bkz: Karl V.
Cherbuliez, Antoine Elisée (1797-1869). – İsviçreli ekonomist. Sismondi yandaşı. -
1, 213, 221;
2, 26, 29, 121, 128, 129, 156.
Chevalier, Michel (1806-1879). – Fransız mühendis, ekonomist ve gazete yazarı. -
1, 58.
Chevé, Charles François (1813-1875). – Gazeteci, katolik, sosyalist, Proudhon yandaşı. -
2, 304.
Child, Sir Josiah (1630-1699). – İngiliz işadamı, ekonomist; merkantilist. -
2, 314.
Clodius, Marcus Marcellus. – Romalı plep. Marius’un komutanlarından (İÖ 102). -
2, 267.
Cobbett, William (1762-1835). – İngiliz politikacı ve gazete yazarı, emekçilerin durumunun iyileşmesi ve genel oy hakkı için savaşımda çartistlerin sözcüsü. 1926’da
Cobbett’s Weekly Polltical Refister’i yayınladı. -
2, 265, 266.
Constancio, Francisco Solano (1772-1846). – Portekiz hekim ve politikacı; Godwin, Malthus ve Ricardo’nun yapıtlarını Fransızcaya çevirdi. -
2, 216.
Coquelin, Charles (1809-1853). – Fransız ekonomist. 1851’de Guillaumin ile birlikte Ekonomi Politik Sözlüğünü yayınlamaya başladı. -
2, 302.
Corbet, Thomas (19. Yüzyıl). – İngiliz ekonomist, Ricardo yandaşı. -
2, 302, 315.
Culpeper, Sir Thomas (1858-1662). – İngiliz ekonomist, merkantilist. -
2, 315.
Custodi, Pietro (1771-1842). – İtalyan ekonomisti. Ülkesinin ekonomistlerinin başlıca yapıtlarını yayınladı. -
2, 244.
Çiçero, 1, 374.
Daire, Louis François Eugène (1798-1847). – Fransız ekonomist, ekonomi politik yapıtlar yayınladı. -
1, 254.
Dalrymple, Sir John (1726-1810). - İskoç hukukçu ve ekonomist. Kimyasal deneylerle uğraştı. -
2, 297.
Darimon, Louis Alfred (1819-1902). – Fransız politikacı, gazete yazarı ve tarihçi. Proudhon’un sekreteri oldu. -
1, 49-76;
2, 265.
Daryus I (İÖ 521-486). – Eski Pers kralı. Kral Histaspes’in (İÖ 550-485) oğlu. Yunanistan’a yapılan üç Pers seferinin komutanı.-
1, 109.
D’Avenant, Charles (1656-1714). – İngiliz ekonomist. Muhafazakar parti yanlısı, merkantilist. -
2, 330.
Defoe, Daniel (1660-1731). – İngiliz yazar.-
1, 21.
De Quincey, Thomas (1785-1859). – İngiliz ekonomist ve yazar. Ricardo yorumcusu.-
2, 43, 44, 123, 186.
Duillius, M. (İÖ 4. yüzyıl). – İÖ 360 dolaylarında Roma’da halk sözcüsü. Yıllık faizin onikide-bire indirilmesini sağlayan bir plebisit gerçekleştirdi. -
2, 292.
Dureau de La Maile, Adolphe (1777-1857). – Fransız bilgin, Antik Roma üzerine birçok yapıtın yazarı. -
1, 108-114;
2, 294-297.
Eden, Sir Frederic Morton (1766-1809). – İngiliz ekonomist, Adam Smith’in öğretilisi. -
1, 398;
2, 202-204, 251.
Edward VI (1537-1553). – İngiltere ve İrlanda kraliçesi (1558-1603) -
2, 203, 247.
Elisabeth I
(1533-1603). – İngiltere ve İrlanda kraliçesi (1558-1603). -
2, 248, 249, 263.
Epikuros (İÖ 341-270). – Eski Yunan materyalist filozofu. -
2, 316.
Eschwege, Wilhelm Ludwig von (1777-1855). – Alman maden işletmecisi ve metalürji fabrikaları yöneticisi; mineraloji ve jeoloji üzerine birçok yapıtın yazarı.-
2, 294.
Fairbairn, Sir Peter (1799-1861). – İngiliz mühendis ve buluşçu. -
2, 279.
Ferrier, François Louis Auguste (1777-1861). - Fransız ekonomist; korumacılık yanlısı. -
1, 139;
2, 84;
Fourrier, Charles (1772-1837). – Fransız filozof ve ekonomist, ütopik sosyalist. -
2, 95,180.
Frederic II (1194-1250). – Sicilya kralı (1198-1250), Alman kralı (1212-1250), Roma İmparatoru (1215-1250), Kudüs kralı (1229-1250).-
2, 298.
Fullarton, John (1780-1849). – İngiliz ekonomist, para dolaşımı ve kredi üzerine çalışmaları olan yazar. –
2, 215, 309, 310, 323, 329, 330, 332, 333, 336, 338.
Galba, Servius Sulpius Galba (İÖ 5 - İS 69). – Roma İmparatoru. -
2, 294.
Galiani, Ferdinando (1728-1787). – İtalyan ekonomist, din adamı, şair, yazar, diplomat. Fizyokratlara karşı. -
2, 304,306-308.
Gallatin, Albert (1761-1849) – Amerikan devlet adamı ve maliyeci; liberal, köleliğin kaldırılması yandaşı; maliye ve banka üzerine birçok yazının yazarı. -
2, 69.
Ganilh, Charles (1758-1836). – Fransız devlet adamı ve ekonomist. -
1, 179;
2, 315.
Garnier, Germain (1754-1821). – Fransız devlet adamı ve ekonomist, fızyokratlarınn yandaşı; Adam Smith’in çevirmeni ve yorumcusu. -
1, 111, 114;
2, 94, 267-270, 335.
Gaskell, Peter (19. yüzyılın ilk yansı). – İngiliz hekim ve gazete yazarı. -
2, 72, 286,291.
George III (1738-1820). – Büyük Britanya kralı (1780-1820).-
2, 325.
Gilbart, James William (1794-1863). – İngiliz bankacı ve ekonomist; banka üzerine birçok yazının yazarı. -
2, 321.
Girardin, Emile de (l 806-1881). – Fransız devlet adamı ve gazete yazarı. -
1, 66.
Goethe, Johann Wolfgeng von (1749-1832). – Ünlü Alman yazar. -
1, 53;
2, 174.
Gouge, William (1796-1863). – Amerikan gazete yazarı, Birleşik Devletler’in para ve banka sistemi üzerine birçok yazının yazarı. -
2, 246.
Gray, John (1798-1850). – İngiliz ekonomist, ütopik sosyalist, Robert Owen’in öğrencisi. -
1, 84;
2, 266, 325.
Grimm, Jacob (1785-1863). – Kardeşi Wilhelm ile birlikte Alman filolojisinin kurucusu.-
1, 104,108.
Gülich, Gustav von (1791-1847) – Alman ekonomist; korumacılık yanlısı. -
1, 112;
2, 342.
Guillaume III (1650-1702). – İngiltere, İskoçya ve İrlanda kralı (1689-1702). -
2, 272.
Harrison, William (1534-1593). – İngiliz topograf, kronolojist ve tarih yazar. -
2, 250.
Hegel, Georg Wilhelm Friedrich (1770-1831). – Alman filozof. -
1, 38, 70, 124;
2, 21, 201.
Henry VII (1457-1509). – İngiltere kralı (1485-1509). -
1, 396;
2, 202, 232.
Henry VIII (1491-1547). – İngiltere kralı (1509-1547). -
1, 396,
2, 203, 315, 321.
Herodot (İÖ 484-420). – Halikarnash. “Tarih yazarlığının babası.” -
1, 108-110.
Hesiod (İÖ 4.-3. yüzyıl). – Akralı. Eski Yunan ozanı.-
1, 110,112,120.
Hobbes, Thomas (1588-1679). – İngiliz materyalist filozof. -
1, 87.
Hobhouse, John Cam (1786-1869). – İngiliz devlet adamı. -
2, 286.
Hodges, John Frederick. –
“Lessons on Agricultural Chemistry” (1849) vb. kitaplarının yazarı. -
2, 185.
Hodgskin, Thomas (1787-1869). – İngiliz gazete yazar ve ekonomist; ütopik sosyalist. -
1, 317;
2, 86,87, 173, 178-179, 279, 280.
Honorius, Flavius (384-423). – İlk Batı Roma İmparatoru. -
1, 113.
Hopkins, Thomas (19. yüzyılın başları). – İngiliz konomist. -
2, 287.
Horner Leonard (1785-1864). – İngiliz jeolog; fabrika müfettişi (1833-1859), işçilerin çıkarlarım savundu. -
1, 245.
Hubbard, John Gellibrand (1805-1889). – İngiliz politikacı; İngiltere Bankası direktörü. -
1, 123;
2, 329, 334,335.
Hülmann, Karl Dietrich (1765-1846). – Alman tarihçi. -
2, 298-300.
Humboldt, Alexander von (1769-1859). – Alman doğa araştıncı; dünya gezgini, diplomat.-
1, 110.
Hume, David (1711 -1776). – İskoç bilinemezci filozof; Adam Smith dostu, paranın nicelik teorisi savunucusu. -
2, 242, 316,330.
İskender (Büyük) (İÖ 356-323). – Makedonya kralı (336-323). -
1, 112.
Jacob, William (1762-1851). – İngiliz tüccar, yazar,
gezgin. - 1, 111, 120, 123,152;
2, 326, 330.
Jakob I (1566-1625). – İngiltere ve İrlanda kralı (1603-1625), Jakob VI adıyla İskoç kralı (1567-1625). -
2, 321, 330.
Jüstinyen I. (482-565) – Bizans imparatoru (527-565).-
1, 167.
Karl I, Büyük Karl (742-814). – Frankonya kralı (768-814), Roma İmparatoru (800-814). -
2, 258, 300.
Karl II, (Charles II) (Stuart) (1630-1685) – İskoçya kralı (1651-1685). -
2, 321.
Karl V, (Charles Quint) (1500-1558) – Roma-Alman imparatoru (1519-1555), Karl I olarak İspanya kralı. -
2, 295.
Laing, Samuel (1810-1897). – İskoçyalı hukukçu; Britanya demiryolları yönetiminde görev aldı; Avam Kamarasında liberal üye, demiryolları üzerine birçok yazı yazdı. -
2, 286.
Lauderdale, James Maitland (1759-1839). – İngiliz politikacı ve ekonomist, Adam Smith’in teorilerine karşı. -
1, 140-142, 291;
2, 154, 163-164, 165, 172, 173, 303, 330.
Letronne, Jean Antoine (1787-1848). – Fransız arkeolog ve filolog. -
1, 109.
Linguet, Simon Nicolas Henri (1736-1794). – Fransız ekonomist ve tarihçi; fizyokratlara karşı. -
1, 207.
Locke, John (1632-1704). – İngiliz duyumcu filozof; ekonomist. -
1, 85;
2, 243, 263, 264-266, 309, 315, 330.
Lombe, Sir John (1693-1722). – İngiliz fabrikatör. -
2, 247.
Louis XIV (1638-1715). – Fransa kralı (1643-1715).-
2, 295.
Louis XV (1710-1774). – Fransa kralı (1715-1774).-
2, 329.
Louis XVI (1754-1793). – Fransa kralı (1774-1792).-
2, 329.
Lowndes, William (1652-1724). – Ekonomist ve İngiliz devlet adamı -
2, 263.
Loyd, Samuel Jones (1796-1883). – İngiliz banker ve ekonomist, “nakit para ilkesi” yandaşı. -
2, 242.
Lukres (Titus Lucretius Carus) (İÖ 97-55). – Latin şair.-
1, 108.
MacCulloch, John Ramsay (1789-1864). – İskoç ekonomist, vülger rikardocu. -
1, 312;
2, 46, 94, 98, 99, 161, 304, 309, 310, 342.
Mackinnon, William (1789-1870). – İngiliz politikacı, parlamento üyesi, kültür tarihçisi. -
2, 250.
Maclaren, James (19. yüzyıl). – İngiliz ekonomist. -
2, 337, 338.
Malthus, Thomas Robert (1766-1834). – İngiliz papaz ve ekonomist; fazla-nüfus teorisi yazarı. -
1, 150, 218, 237, 260, 313, 317, 318, 320;
2, 30, 35, 52, 56, 57-59,61-64, 80, 89, 91, 99,155, 159, 283, 291, 341.
Martin V (1368-1431). – Papa (1417-1431). Kilise devletini yeniden kurdu. -
2, 300.
Menenius Agrippa. – İÖ 503’te Roma konsülü. Ağır borçlar altında bulunan ve Adventinus tepesine çekilen küskün plebler ile senatoyu,
Kol-bacak ve Mide adıyla anılan öğütleyici öyküsü sayesinde barıştırdı. İÖ 452’de konsül. -
1, 93;
2, 267.
Merivalle, Herman (1806-1874). – İngiliz devlet adamı ve ekonomist; sömürge sorunları konusunda yapıtların yazarı. -
2, 294.
Mill, James (1773-1836). – İngiliz ekonomist ve filozof. -
1, 119, 312, 322;
2, 327-328.
Mill, John Stuart (1806-1873). – James Mill’in oğlu. İngiliz ekonomist ve filozof. -
1, 24, 25;
2, 99-101, 122, 222, 294, 328, 329, 341.
Mirebeau,Wictor de Riqueti, marquis de (1715-1789). - Fransız ekonomist, fizyokrat, Quesney’in öğrencisi, aydınlanmacı. -
1, 239.
Misselden, Edward (ölümü: 1654). – İngiliz tüccar ve ekonomist, merkanti-list.-
1, 151. 154;
2, 330.
Montesquieu, Charles-Louis de Secondat, Brede Baronu (1689-1755). – Fransız sosyolog, ekonomist ve yazar; Aydınlanma akımının temsilcisi. -
2, 243, 330.
Montanari, Geminiano (1633-1687). – İtalyan astronom, para üzerine iki kitabın yazarı. -
2, 244.
Müller Von Nitterclorf, Adam (1779-1829). – Alman filozofu, romantik ekole bağlı; Adam Smith’in ekonomik teorilerine karşı. -
1, 92, 405;
2, 269, 271,272.
Neron, Locius Dominitius Nero Clavdius (37-68). – Roma imparatoru (54-68). -
2, 296.
Newman, Francis William (1805-1897). – İngiliz gazete yazarı ve filolog; dinsel, politik ve ekonomik sorunlarla ilgili bir dizi çalışmanın yazarı-
2, 308.
Newman, Samsel Philips (1797-1842) – Amerikan filolog, pedagog ve ekonomist -
2, 301.
Niebuhr, Barthold Georg (1776-1842). – Alman antikçağ tarihçisi. -
1, 372-375, 392,393;
2, 297.
Numa Pompilius (İÖ 715-672). – İkinci Roma kralı.-
1, 372, 393.
Opdyke, George (1805-1880) – Amerikan bankacı ve ekonomist. -
2, 308, 321.
Overstone, Lord. – Bkz: Loyd, Samuel Jones.-
2, 338.
Owen, Robert (1771-1858). – İngiliz ütopik sosyalisti. -
2, 180,181-183, 232.
Parisot, Jacaues Theodore (doğumu: 1783). – Fransız deniz subayı ve yazar; denizcilik ve askerlik konularında yazdı. James Mill’in
Ekonomi Politiğin Öğeleri’ni Fransızcaya çevirdi. -
2, 327.
Parmentier, Antoine-Augustin (1737-1813) – Fransız tarımcı, eczacı ve fılantrop.-
2, 295.
Paterson, William (1658-1850). – İngiliz ekonomist, 1694’te İngiltere Bankasını kurdu, serbest-değişim yanlısı. -
2, 315.
Peel, Sir Robert (1788-1850). – İngiliz devlet adamı; 1822-1827 ve 1828-1830’da bakan ve 1841’den 1846’ya kadar başbakan. İngiltere’de 1844 banka yasasını yürürlüğe koydu. -
1, 313;
2, 265, 266.
Perseus (İÖ 212-166). – Makedonya’nın son kralı (179-169).-
2, 295.
Peter I (1672-1725). – Rus çan (1682-1725).-
2, 211.
Peter Martir, bkz. Anghiera, Pietro Martine di.
Petty, Sir William (1623-1687). – İngiliz ekonomist ve istatistikçi; klasik ekonomi politiğin kurucusu. -
1, 99, 153;
2, 126, 149, 340.
Philippe II (1527-1598). – İspanya kralı. -(1555-1598).-
2, 294.
Pitt, William (1759-1806). – Britanya devlet adamı, 1783-1801 ve 1804-1806’da başbakan. -
1, 278,302.
Plinius, Cajus, Secundus Majör (23-79). – Doğa bilimci, yazar.
Historia Naturalis’in yazarı. -
1, 108, 111;
2, 267.
Poppe, Johann Heinrich Morita von (1772-1854). – Alman matematikçi, teknolog. -
2, 316.
Prescott, miliam Hickling (1796-1859). – Amerikan tarihçi; İspanya’ya ve İspanya’nın Amerika’daki sömürgelerine ilişkin bir dizi tarih kitabının yazarı.-
1, 39; 2.295.296.
Prevost, Guillaume (1799-1883). – İsviçreli ekonomist, Ricardo’nun teorisini yaydı. -
2, 309.
Price, Richard (1723-1791). – İngiliz gazete yazarı ve ekonomist. -
1, 276, 278;
2, 303.
Proudhon, Pierre Joseph (1809-1865). -Gazete yazarı ve Fransız sosyalisti. –
1, 22, 44, 57, 63, 170, 222, 224, 230, 287, 322, 323, 325, 333, 336, 380;
2, 95, 121, 122, 127, 219, 304, 305, 348.
Pyrrhus II (İÖ 318-272). – Epirus kralı (307-302 ve 296-272). -
2, 267.
Quincey (de), Thomas (1785-1859). – İngiliz filozof ve yazar. -
2, 40, 43, 44, 45, 46, 47, 121, 123, 186.
Ramsay, Sir George (1800-1871). – İngiliz ekonomist; klasik ekonomi politiğin son temsilcilerinden. -
1, 227, 264;
2, 38, 40-42, 44, 121, 123, 140, 210,217, 326.
Ravenstone, Piercy (ölümü 1830). – İngiliz ekonomist, Ricardo yandaşı, Malthus’a karşı. -
1, 158, 299;
2, 160, 164,172.
Reitemeier, Johann Friedrich (1755-1839). – Alman hukukçu, tarihçi ve gazeteci.-
1, 111.
Ricardo, David (1772-1823). – İngiliz maliyeci ve ekonomist; yapıtları, klasik ekonomi politiğin doruğunu oluşturur. -
1, 21, 33, 59, 178, 188, 222, 227, 237, 240, 242, 253, 257, 258, 287, 289, 311, 313;
2, 40, 42, 43, 44, 47, 48, 50, 52, 68, 81, 82, 89, 91, 121, 125-127, 131, 162, 186, 210, 216, 217, 218, 220, 329, 331, 333, 338, 340, 341.
Robert, Richard (1789-1864). – İngiliz mühendis ve buluşçu. “Selfactor” adlı makine ile birçok makinenin bulucusu. -
1, 46.
Rossi, Pellegrino Luigi Edoardo (1787-1848). – İtalyan ekonomist ve politikacı. -2, 76-78.
Rothschild, Lionel Nathan (1808-1879). – Banker ailesinin İngiliz kolunun başkanı.-
1, 152.
Rousseau, Jean-Jacaues (1712-1778). – Fransız yazar ve filozof. -
1, 21.
Rumford, Benjamin Thompson (1753-1814). – Amerikan fizikçi ve kimyacı. -2.237.
Say, Jean-Baptiste (1767-1832). – Fransız ekonomist; Adam Smith’in yapıtını sis-temleştirdi ve yaydı. -
1, 31, 139, 165, 173, 181, 188, 222, 323;
2, 121, 123, 124, 154, 163, 208, 282.
Sempéré Y Guarinos, Juan (1754-1830).
– İspanyol hukukçu ve tarihçi. -
2, 294.
Senior, Nassau William (1790-1864). – İngiliz ekonomist; işgününün kısaltılmasına karşı. -
1, 117, 118, 157, 192, 218,264;
2, 95, 268, 284-286,340.
Servim Tullius (İÖ 578-535). – Altıncı Roma kralı. -
1,112; 2,266.
Shakespeare, William (1564-1616). – Ünlü İngiliz dram yazarı. -
1, 46, 93.
Sismondi, Jean-Charles Sismonde de (1773-1842). – İsviçreli ekonomist ve tarihçi. -
1, 120, 142, 182, 184, 185, 220, 222, 313;
2, 26,29,128,163, 222-223, 312, 319, 326, 340.
Smith, Adam (1723-1790). - İskoç ekonomist ve ahlakçı; klasik ekonomi politiğin başlıca temsilcilerinden. –
1, 21, 24, 36, 87, 97, 98, 139, 140, 192, 218, 238, 240, 363, 366, 399;
2, 29, 42, 48, 68, 86, 94, 97, 98, 154, 155, 185, 195, 199, 200, 206-208, 210, 216, 218, 242, 285, 317-318, 323, 337.
Solly, Edward (19. yüzyılın ilk yansı). – İngiliz ekonomist. -
1,140.
Spinoza, Baruch de (1632-1677). – Hollandalı materyalist filozof. - 1,28.
Steuart, James (1712-1780). – İngiliz ekonomist, merkantilizmin teorisyeni. -
1, 66, 99, 120, 123, 130, 149, 195, 364;
2, 241-250, 263,264, 319-321.
Storch, Heinrich Friedrich von (1766-1835). – Ekonomist ve Rus tarihçi. –
1, 31, 120, 150, 157-158, 190, 192, 313;
2, 35, 39, 117, 118, 121, 128, 145, 147, 149, 155, 200, 280, 309, 310, 325.
Strabon (İÖ 63-20). – Eski Yunan coğrafyacı ve tarihçi. -
1, 102.
Sulla, Lucius Cornelius (İÖ 138-78). – Roma devlet adamı ve general; konsül (88) ve diktatör (82-79). Faizi saptayan bir
Lex Unciaria çıkardı. -
2, 296.
Symons, Jelinger Cookson (1809-1860). – İngiliz gazeteci; ekonomi, eğitimbilim ve hukuk konularında yazılar yazdı. Eldokumacıları, madenciler ve çalışan çocuklarla ilgili komisyon ve anketler de görev aldı. -
2, 286, 288.
Taylor, James (1788-1863). – İngiliz banker, para üzerine yazılar yazdı. -
1, 141.
Thompson, Benjamin. – Bkz: Rumford, Benjamin Thompson. Thompson, William (1785-1833). – İrlandalı ekonomist ve ütopik sosyalist, servetini ovıacılığın yayılmasına verdi. -
2, 30, 35.
Thornton, Henry (1762-1815). – İngiliz bankacı, ekonomist ve filantrop. -
2, 277.
Tooke, Thomas (1774-1858). – İngiliz ekonomist. -
1, 2, 36, 119;
2, 244, 335, 337,340.
Torrens, Robert (1780-1864). – İngiliz ekonomist,
“currency principle”nin temsilcisi. -
2, 76, 224, 243, 278.
Townsend, Joseph (1739-1816). – İngiliz papaz ve jeolog; Malthus’un esinlendiği bir nüfus teorisinin yazarı; yoksulların desteklenmesine karşı olduğu için İngiliz yoksullar yasasına karşı savaştı. -
2, 304, 306.
Trajan, Marcus Ulpius Trajunus (53-117). – 98’den 117’ye kadar Roma imparatoru. -
2, 296.
Tuckett, John Debell (ölümü: 1864). – İngiliz kuveykır. -
2, 246-249, 315.
Ure, Andrew (1778-1857). – İngiliz kimyacı ve ekonomist; serbest-değişimci. -
2,165.
Urquhart, David (1805-1877). – İngiliz gezgin, Yunan bağımsızlık savaşı yanlısı ve Türk dostu, diplomat, İstanbul’da elçilik sekreteri; Palmerston’un Petersburg kabinesi ile ilişkisini ortaya çıkardı; 1853’te Marx ile tanıştı. -
1, 96; 2, 255, 258, 307, 324.
Varron, Marcus Terentiüs Varro (İÖ 116-27). – Latin bilgin ve yazar. -
2, 294.
Vidal, Françoıs (1814-1872). – Fransız ekonomist. -
1,93. 145;
2, 330.
Virgile, Pulius Vırgilius Maro (İÖ 70-19). – Latin şair.-
1,93,145.
Voltaire, Françoıs Marie Arovet (1694-1778). – Fransız yazar ve filozof. - 2, 349.
Wade, John (1788-1875). – İngiliz gazeteci, ekonomist ve tarihçi. -
2,70,99.
Wakefield, Edward Gibbon (1796-1862). – İngiliz devlet adamı ve ekonomist. -
1,197, 314;
2, 40, 51, 52, 94, 98, 104, 218, 241.
Wettling, Wilhelm (1808-1871). – Alman dokuma işçisi, bir ütopik komünizm teorisyeni, eşitlikçi. 1846’dan sonra Marx ve Enğels’e karşı. -
1, 68.
Wilson, James (1805-1860). – İngiliz devlet adamı ve ekonomist. -
2, 244, 315, 337.
Xenophon (İÖ 430-355). – Yunan filozof ve yazarı.
1, 99,112, 113.
William III. – bk: Guillaume III.
YAZINSAL, DİNSEL VE MİTOLOJİK ADLAR
Asil, Achille, Akhilleus. - Yunan mitolojisinde, Truva savaşına katılan ve Paris’in attığı okla topuğundan vurularak öldürülen söylencesel kişi.
İlyada’nın başlıca kişisi.-
1,47.
Adam, Adem. - Dinsel inançlara, özellikle de Tevrat, İncil ve Kur’an’a göre Tanrı tarafından yaratılan ilk insan. -
1, 23;
2, 94.
Don Quichotte - Cervantes’in aynı anlı satinik romanının başkişisi. -
2, 349.
Fama - Roma mitolojisinde dedikoduyu simgeleyen Tanrıça. -
1, 46.
Hermes - Geçitleri, kapılan, tapınakların girişini, dörtyol ağızlarını, tarla sınırla-nnı koruyan Yunan Tanrısı. -
1, 46.
Homeros - İlk ve büyük destan şairi.
İlyada ve
Odysseia’nın yazarı. Heredot’a göre İÖ 850’ye doğru yaşadı. -
1, 47, 110, 120, 131;
2, 283.
Jüpiter - Roma Tanrılarından Satumus’un oğlu. Zamanla Yunanlıların Tanrısı Zeus ile özdeşleştirilmiş, özelliklerine göre değişik adlarla anılmıştır. -
1, 46.
Manu, Menu, Manov - Hint mitolojisinde, insanlığın asıl babası. Eski Hint yasalarının bulunduğu kitabın da adı. -
1, 113.
Midas - Frigya kralı. Söylenceye göre, Apollon, kulaklarını eşek kulağına çevirmişti. Dionysos ise, Midas’a her dokunduğu şeyi altına çevirme gücü vermişti.-
1, 155.
Musa - Tevrat’ta yasakoyucu ve peygamber. -
1, 372.
Prometheus - Yunan mitolojisinde, Zeus’tan ateşi çalan ve insanlara getiren söylencesel kişi. Bunun için Zeus, kayaya zincirlenmişti. -
1, 23.
Robinson Crusoe - Daniel Defoe’nun kurgusal romanı ve bu romanın başlıca kişisi.-
1, 21.
Romulus - Roma mitolojisinde, Roma’nın kurucusu ve ilk kralı. Mars’ın oğlu. -
1, 372.
Sancho Panza - Cervantes’in
Don Kişot adlı saftirik romanının kişilerinden -
2, 349.
Servius Tullius - Altıncı Roman kralı. Söylenceye göre bir köle kadın ile bir tanrının oğlu. Bir başka söylenceye göre, Ertürk’lerin lideri. Roma’yı ele geçirmiş, Servius anayasasını koymuştur.-
1, 112.
Terminus - Roma mitolojisinde, tarlaların sınırlarını koyan Latin Tanrı. -
1, 372.
Atinalı Timon - Shakespeare’in aynı adlı kitabının kişisi. -
1, 93.
Vulkanus - Roma mitolojisinde ateş ve maden Tanrısı. -
1, 46.
Yehova - Musevilerde en yüce Tanrı. -
2, 94.
Yakub - Tevrat’taki kişilerden, İshak’ın oğlu -
1, 134.
KAYNAKLAR DİZİNİ
Anderson, A.,
The recent commercial distress; or, the panic analysed: showing the cause and cure, London 1847. -
2, 123.
Aristoteles, “De republica libri VIII”,
Opera ex recensione, Immanuelis Bekken, t. 10, Oxford 1837. -
1, 22, 67, 368, 388.
–
“Ethica Nicomachea”, Opera ex recensione, vol. 9, Oxford 1837. -
1, 91.
–
“Metaphysica”, Opera ex recensione, vol. 8, Oxford 1837. -
1, 67.
Arnd, Karl,
Die naturgemässe Volkswirthschaft gegenüber dem Monopoliengeiste und dem Communismus, mit einem Rückblick auf die einschlagende Literatür, Hanau 1845.-
2, 311.
Atkinson, William,
Principles of political economy; or, the laws of the formation of national wealth: developed by means of the christian law of government; being the substance of a case delivered to the Hand-Loom Weavers Commission, London 1840.-
2, 98, 216.
Augier, Marie,
Du crédit public et de son histoire depuis les temps anciens jusqu’à nos jours, Paris 1842. –
2, 324, 329.
Babbage, Charles,
Traité sur l’économie des machines et des manufactures, Paris 1833. -
1, 251,284;
2, 75, 165, 188.
Bailey, Samuel,
Money and its vicissitudes in value; as they affect national industry and pecuniary contracts: with a postscript on joint-stock banks, London 1837. -
1, 157;
2, 68, 69, 269.
Barton, John,
Observations on the circumstances which influence the condition of the labouring classes of society, London 1817.-
2, 248.
Bastiat, Frédéric,
Gratuite du crédit. Discussion entre M. Fr. Bastiat et M. Proudhon, Paris 1850. –
1, 57, 170, 224, 230, 234, 288;
2, 122,219, 304.
–
Harmonies economiques, Paris 1851. -
1, 165;
2, 221, 342, 347-348.
Bernier, François,
Voyages de F. Bernier dosteur en médecine de la faculté de Montpellier. Contenant la description des Etats du Grand Mogol, de l’Indoustan,du Royaume de Cachemire, etc, t.1, Paris 1830. –
2, 309.
Blake, William,
Observations on the Effects produced by the Expenditure of Government doring the Restriction of Cash Payments, London 1823. –
2, 248-250.
Böckh, August,
Die Staatshaushaltung der Athener, Bd. 1 ve 2, Berlin 1817. -
1, 109.
Boisguillebert, Pierre Le Pesant, “Le Détail de la France, la cause de la diminution de ses biens, et la facilite du rèmede...”,
Economistes financiers du XVIII siècle, Eugène Daire, Paris 1843. -
1, 26, 143, 155.
Bosanquet, James Whatman,
Metallic, paper and credit currency, and the means of regulating their value, London 1842. -
2, 334.
Bray, John Francis,
Labour’s wrongs and labour’s remedy; or, the age of right, Leeds 1839. -
1, 93, 217;
2, 48, 265, 330.
Buchanan, David,
Observations on the subjects treated of in Dr. Smith’s inquiry into the nature and causes of the wealth of nations, Edimbourg–London 1814. - 2. 273-274.
Carey, Henry Charles,
Essay on the Rate of Wages, Philadelphie 1835. –
2, 312.
Principles of political economy. Part the first: of the laws of the production and distribution of wealth, Philadelphie 1837.-
1, 276;
2, 46, 65-66.
The past, the present and the future, Philadelphie 1848.-
2, 81.
Cariyle, Thomas,
Chartism, London 1840.-
1, 92.
Cervantes, Miguel de,
Don Quichotte. –
1, 347.
Chalmers, Thomas,
On political economy in connexion with the moral state and moral prospects of society, Glasgow 1832.-
2, 84-86,309.
Charbuliez, Antoine,
Richesse ou pauvreté. Exposition des causes et des effets de la distribution actuelle des richesse s sociales, Paris 1841. –
1, 213,221;
2, 29,128,129,156.
Cobbet, William,
Paper against Gold, London 1828. –
2, 265.
Coquelin, Charles, “Du Crédit et des banques dans l’industrie,”
La revue des Deux Monde, t. 31, Paris 1842. -
2, 302.
Corbet, Thomas,
An Inquiry into the causes and modes of the wealth of individuals; or the principles of trade and speculation explained, London 1841. -
2, 302,315.
The currency theory reviewed in a letter to the scottish people on the menaced interference by government with the existing system of banking in Scotland. By a banker in England, Edimbourg 1845.-
2, 335.
Dalrymple, John,
An essay towards a general history of feudal property in Grea Britain, London 1759. –
2, 297.
Darimon, Alfred,
De la réforme des banques, Paris 1856. -
1, 50-76.
D’Avenant, Charles,
Discourses on the publick revenues, and on the trade of England. Part II. To which is added the late Essay on the East-India Trade, London 1698. -
2, 330.
Decourdemanche, J. A.,
Traité des monnaies, mesures et poids anciens et modernes de l’Inde et la Chine, Paris 1913.-
1, 112.
Defoe, Daniel,
Life and strange surprising adventures of Robinson Crusoe of York, Mariner. –
1, 21.
“The double Standard in France”,
The Economist, London, vol. 15, n° 700,24 Ocak 1857. -
1, 83.
De Quincey, Thomas,
The logic of political economy, Edimbourg ve London 1844.-
2, 43,44,123,186.
Dureau de la Maile, Adolphe,
Economie politique des Romains, t. 1 ve 2, Paris 1840. -
1, 108-114;
2, 294-297.
Economistes financiers du XVIII siècle Préceds de notices historiques sur chaque auteur, et accompagnés de commentaires et de notes explicatives, Paris 1843.-
1, 254.
Eden, Sir Frederic Morton,
The state of the poor; or, an History of the labouring classes in England, from the Conquest to the present period. In three volumes, vol. 1, London 1797. –
1, 398;
2, 202-204,251.
Ferrier, François Louis Auguste,
Du gouvernement considéré dans ses rapports avec le commerce, Paris 1805. –
1, 139.
Foreign correspondence – Fransa. – Paris, 10 Şubat;
The Morning Star, London, n° 286, 12 Şubat. 1857. -
1, 83.
Fourier, Charles, “Le nouveau monde industriel et sociétaire”,
Œuvres completes, t. 6, Paris 1848. –
2, 95.
Fullarton, John,
On the regulation of currencies; being an examination of the principles, on which it is proposed to restrict, within certain fixed limits, the future issues on credit of the Bank of England, and of the other Banking Establishments throughout the country, London 1844.-
2, 310.
–
On the regulation of currencies..., London 1845. -
2, 310, 323, 329-330, 332, 333, 336.
Galiani, Ferdinando, “Della moneta...”,
Scrittori classici italiani di economia politica, t. 3, Milano 1803. –
2, 306-308.
Gallatin, Albert,
Considerations on the currency and banking system of the United States, Philadelphie 1831. –
2, 69.
Ganilh, Charles,
Des systimès d’économie politique, de leurs avantages, et de la doctrine la plus favorable aux progrès de la richesse des nations, t. 2, Paris 1809.-
1, 179;
2, 315.
Garnier, Germain,
Histoire de la monnaie, depuis les temps de la plus haute antiquité, jusqu’au règne de Charlemagne, t. 1, Paris 1819. –
1, 111, 114;
2, 267-270.
–
Histoire de la monnaie..., t. 2, Paris 1819.-
2, 335.
Gaskell, Peter,
Artisans and machinery: the moral and physical condition of the manufacturing population considered with reference to mechanical sabstitutes for human labour, London 1836. -
2, 72, 291.
Gilbart, James William,
The History and principles of banking, London 1834. -
2, 321.
Glossarium Mediae et Infimae Latinitatis, Tomas Secundum, –
1, 404.
Goethe, Johann Wolfgang von,
Egmont. -
1, 53.
–
Faust. Der Tragödie erster Teil. –
2, 174.
Gouge, William,
A Short history of paper money and banking in the United States. ..,vol. 1 ve 2, Philadelphie 1833. -
2, 246.
Gray, John,
Lectures on the nature and use of money, Edimbourg 1848. –
1, 84;
2, 325.
–
The social system. A treatise on the principle of exchange, Edimbourg 1831. -
1, 84;
2, 301,325-326.
Grimm, Jacob,
Geschichte der deutschen Sprache, Bd. 1, Leipzig 1853. –
1, 104,108.
Gülich, Gustav von,
Geschichtliche Darstellung des Handels, der Geverbe und des Ackerbaus der bedeutendsten handeltreibenden Staaten unsrer Zeit, t. 5, Lena l845. -
1, 112.
Hamilton, Robert,
An Inquiry Concerning the Rise and debt of Great Britain, 2. baskı, Edinburgh 1814. -
1, 277.
Hegel, Georg Wilhelm Friedrich,
Grundlinien der Philosophie des Rechts, oder Staatswissenschaft im Grundrisse, Berlin 1833. –
1, 38,124;
2, 21.
Phänomenologie des Geistes, Berlin 1833. -
2, 201.
Wissenschaft der Logik, Berlin 1833. -
1, 70;
2, 201.
Hesiode, Les Travaus et les jours. Dreau de la Maile,
Economie politique des Romains’a göre, t. 1, Paris 1840. –
1, 112.
Hobbes, Thomas .”Elementa Philosophica, De Cive”,
Opera philosophica, Tomus I, Amsterdam 1668. –
1, 87.
– “Leviathan, sive de materia, forma, et potestate civitatis ecelesiasticae et civilis”, Opera philosophica, Tomus II, Amsterdam 1668. –
1, 87.
Hodges, John Frederick,
First steps to practical chemstry, for agricultural students, London 1857. –
2, 185.
– Lessons on agricultural chemistry, London 1849. -
2, 185.
Hodgskin, Thomas,
Labour defended against the claims of capital; or, the unproductiveness of capital proved. With reference to the present combinations amongst journeymen. By a labourer, London 1825. -
2, 178-179.
–
Popular political economy. Four lectures delivered at the London Mechanic’s Institution, London 1827. -
1, 317:
2, 87, 173, 279, 280.
Homeros,
İlyada, – 1, 47.
Hopkins, Thomas,
Great Britain for the last forty years; being an historical and analytical account of its finaces, economy, and general condition, during the period, London 1834. –
2, 287.
Hubbard, John Gellibrand,
The currency and the country, London 1843. –
1, 123;
2, 329, 334-335.
Hüllmann, Karl Dietrich,
Städtewesen des Mittelalters. Erster Theil. Kunstfleis und Handel, Bonn 1826. -
2, 298-299.
– Stédtewesen des Mittelalters. Zweiter Theil. Grundverfassung, Bonn 1827. -
2, 299.
An Inquiry into those principles, respecting the nature of demand and the necessity of consumption, lately advocated by Mr. Malthus, from which it is concluded, that taxation and the maintenance of unproductive consumers can be conducive to the progress of wealth, London 1821. -
1, 317;
2, 217, 291.
Institutiones D. Justiniani, sacratissimi principis. Accesserunt ex Digestis tituli de verborum significatione et regulis juris, Paris 1815. –
1, 167.
Jacob, William,
An historical inquiry into the production and consumption of the precious metals. in 2 vol., London 1831. -
1, 111, 120, 123, 152;
2, 326, 330.
- Dureau De La Maile,
Economie politique des Romains’a göre, t. 1, Paris 1840. -
1, 109.
Laing, Samuel,
National distress: its causes and remedies, London 1844. –
2, 286.
Lauderdale, James Maitland, comte de,
Recherches sur la nature et l’origine de la richesse publujue, et sur les moyens et les causes qui concourent à son accroissement, İngilizceden çeviri, Paris 1808. -
1, 140-142, 291;
2, 163-164, 303.
Lectures on gold for the instruction of emigrants about to proceed to Australia. Delivered at the Museum of Practical Geology, London 1852. -
1, 106-111.
Letronne, Jean Antoine,
Considérations générale s sur l’évaluation des monnaies grecaues et romaines, et sur la valeur de l’or et de l’argent avant la découverte de l’Amérique, Paris 1817. -
1, 109.
Linguet, Simon Nicolas Henri,
Théorie des loix civiles, ou principes fondamen-taux de la société, t. 1, London 1767. -
1, 207.
Locke, John, “Further considerations concerning raising the value of money [1695]”. Locke:
The works, 1. baskı, vol. 2, London 1768. -
1, 85;
2, 264-266, 309.
Lukres, “De la nature des choses.”, Dureau De La Maile:
Economie Politique des Romains’a. göre, t. 1, Paris 1840. -
1, 108.
MacCulloch, John Ramsay,
A dictionary, practical, theoretical, and historical, of commerce and commercial navigation, London 1847.-
2, 303.
Discours sur l’origine, les progrès, les objets particuliers, et l’importance de l’économie politique. İngilizceden çeviri, Geneve–Paris 1825. –
2, 309.
The principles of political economy: with a sketch of the rise and progress of the science, Edinbourgh 1825. –
1, 312;
2, 46,98,99,161,310.
Mackinnon, William Alexander,
History of civilisation. in 2 vol., vol. 1, London 1846.-
2, 249.
Malthus, Thomas Robert,
Definitions in political economy, preceded by an inquiry into the rules which ought to guide political economists in the definition and use of their terms, London 1827. -
1, 237;
2, 80,99,155,159.
–
The measure of value stated and illustrated, with an application of it to the alterations in the value of the English currency since 1790, London 1823. –
1, 237;
2, 35, 57-59, 61-64, 155.
–
Principles of political economy considered with a view to their practical application. 2. edition with considerable add. from the author’s own ms. and an orig. Memoir, London 1836. –
1, 150, 218, 313, 317, 318, 320;
2, 52, 56, 283, 291.
–
An Inquiry into the Nature and Progress of Rent, London 1815. –
2, 91.
Marx, Karl,
Misère de la philosophie. Réponse à la philosophie de la misère de M. Proudhon, Paris Bruxelles 1847,
1, 70, 84,187.
Merivale, Hermann,
Lectures on colonization and colonies. Delivered before the University of Oxford in 1839,1840, and 1841, vol. 1 ve 2, London 1841-1842. -
2, 294.
Mill, James,
Elements d’économie politique. İngilizceden çeviri, Paris 1823. -
1, 312;
2, 327-328.
–
Elements of political economy, London 1821. Tooke, Thomas:
An Inquiry into the currency principle’e göre, London 1844.-
1, 119.
Mill, John Stuart,
Essays on some unsettled questions of political economy, London 1844. -
2, 99-101, 122.
–
Principles of political economy with some of their applications to special philosophy, vol. 1 ve 2, London 1848. -
1, 24, 25;
2, 293, 330.
–
Some unsettled çuestions of political economy, London 1844. –
2, 314.
Misselden, Edward,
Free trade. Or, the meanes to make trade florish, London 1622.-
1, 151,154;
2, 330.
Montanari, Geminiano, “Della Moneta. Trattata mercantile”,
Scrittori classici italiani di economia politica. Parte antica, Tomo III, Milano 1804. –
2, 249.
Morrison, Hampson WiIIiam,
Observations on the system of metalik currency adopted in this country, London 1837. -
2, 323, 324, 336.
Müller, Adam,
Die Elemente der Staatskunst. Öffentliche Vorlesungen vor SrDurchlaucht dem Prinzen Bernhard von Sachsen-Weimar und einer Versammlung von Staatsmännern und Diplomaten, im Winter von 1808 auf 1809, zu Dresden, gehalten. Zweiter Theil, Berlin 1809. -
1, 92, 405;
2, 271-272.
“Negroes and the slave trade. To the editor of the Times. By Expertus.”,
The Times, London, 21 Kasım 1857. –
1, 237.
Newman, Francis William,
Lectures on political economy, London 1851. –
2, 308.
Newman, Samuel Philips,
Elements of political economy, Andover–New York 1835.-
2, 301.
–
Elements of Political Economy, Andover and New York 1835. –
2, 302-303.
Niebuhr, Barthold Georg,
Römische Geschichte. Erster Theil. Zyveyte, völlig umgearbeitete, Ausgabe, Berlin 1827. -
1, 372-375,392,393;
2, 297.
Opdyke, George,
A treatise on political economy, New York 1851. –
2, 308, 321.
Owen, Robert,
Essays on the formation of the human character. By B. D. Cousins, London 1840. -
2, 180.
–
Six lectures delivered in Manchester previously to the discussion between Mr. Robert Owen and the Rev. J. H. Roebuck. And an address delivered at the annual congress of the “Association of all classes of all nations”, after the close of the discussion, Manchester 1837. -
2, 181-183.
“The panic and the people”,
Weekley Dispatch, London, 8 Kasım 1857. –
1, 138.
Peel, Sir R,
The Currency Question. The Gemini Letters, London 1844. –
1, 313;
2, 266.
Petty, William,
Several Essays in political arithmetick..., London 1699. –
1, 99, 153.
Plinius,
Histoire naturelle. Dureau De La Maile:
Economie politigue des Romains’e göre, t. 1, Paris 1840. –
1, 108.
Poppe, Johann Heinrich Moritz,
Geschichte der Technologie seit der Wiederherstellung der Wissenschaften bis an das Ende des achtzehnten Jahrhunderts, t. 1, Göttingen 1807. –
2, 316.
Prescott, William Hickling,
History of the conquest of Mexico, with a preliminary view of theAncient Mexican Civilisation, and the life of the Conqueror, Hernando Cortez, 5. baskı, vol. 1, London 1850. -
2, 293.
–
History of the conquest of Peru with a preliminary view of the civilisation of the lncas, vol. 1, London 1850. –
1, 39;
2, 294.
Price, Richard,
An appeal to the public, on the subject of the national debt, 2. Baskı, London 1772. -
1, 276;
2, 303.
–
Observations on reversionary payments; on schemes for providing annuities for widows, and for persons in old age; on the method of calculating the values of assurance on lives; and on the national debt, 2. baskı, London 1772.-
1, 276;
2, 302.
Proudhon, Pierre-Joseph,
Gratuité du crèdit. Discussion entre M. Fr. Bastiat et M. Proudhon, Paris 1850. –
1, 57, 170, 224, 230, 287, 323, 325;
2, 95, 122, 219, 304, 305.
–
Qu’est-ce que la propriété? Ou recherches sur le principe du droit et du gouvernement. Premier mémoire, Paris 1841.-
1, 57.
–
Système des contradictions économiques, of philisophie de la misère, t. 1 ve 2, Paris 1846. –
1, 22, 44, 63, 222;
2, 95, 121, 348.
Ramsay, George,
An essay on the distribution of wealth, Edinburg, London 1836. -
1, 227, 264;
2, 38,40-42,44, 123,140,217,326.
Ravenstone, Piercy,
Thoughts on the funding system, and its effects, London 1824.-
1, 158, 299;
2, 60,164.
Reitemeier, Johann Friedrich,
Geschichte des Bergbaues und Hüttenwesens bey den alten Völkern, Göttingen 1785. –
1, 111.
Reports of the Inspectors of Factories to Her Majesty’s Principal Secretary of State for the Home Department, for the half-year ending 30 April 1849, London 1849.-
1, 245.
Ricardo, David,
The high price of bullion a proof of the depreciation of banknotes, London 1810. Darimon, Alfred:
De la reformé des banques’ a göre. Emile de Girard’in sunuş yazısı ile. Paris 1856.-
1, 59.
Des principes de l’économie politique et de l’impôt. İngilizceden çeviren: F. S. Constancio, J. -B. Say’ın açıklayıcı notları ve eleştirileriyle, 2. baskı, , Paris 1835. -
2, 216.
On the principles of political economy, and taxation, London 1821. –
1, 21, 33, 178, 188, 222, 227, 237, 253, 257, 287, 313;
2, 42, 43, 47, 48, 82, 91, 125-127,162, 217.
–
Proposals for an economical and secure currency; with observations on the profits of the Bank of England, as they regard the public and the proprietors of Bank Stock, London 1816. –
2, 329.
Rossi, Pellegrino,
Cours d’économie poitique, 1836-1837, Bruxelles 1843. –
2, 76-78.
Rousseau, Jean-Jacques,
Du contrat social, ou principes du droit politique, Amsterdam 1762. –
1, 21.
Say, Jean-Baptiste,
Cours complet d’économie politique pratique. Colins, Jean Guillaume,
L’économie politigue. Source des révolutions et des utopies prétendues socialistes’e göre, t. 3, Paris 1857.-
1, 188;
2, 282.
Traité d’economie politique, ou simple exposition de la manière dont se forment, se distribuent et se consomment les richesses, 5. baskı, t. 2, Paris 1817. -
1, 139, 165, 173, 181, 188, 222, 323;
2, 123, 124.
Traité d’économie politique..., 4. baskı, t. 2, Paris 1819.-
1, 31;
2, 163,208.
Schiller, Friedrich,
Die Götter Griechenlands. –
1, 380.
– Maria Stuart. -
1, 388.
Sempéré Y Ouarinos, J.,
Considérations sur les causès de la grandeur et de la décadence de la monarchie espagnole, t. 1, Paris 1826. -
2, 294.
Senior, Nassau William,
Letters on the factory act, as it affects the cotton manufacture..., London 1837. –
1, 264;
2, 284-286.
Principes fondamentaux de l’économie politique, tirés de leçons éd. et inéd. de N. -W. Senior, par le comte Jean Arrivabence, Paris 1836. –
1, 157, 192, 218;
2, 95.
Tfıree lectures on the cost of obtaining money, and on some effects of private and government paper money, London 1830.-
1, 117, 118;
2, 268.
Shakespeare, William,
Atinalı limon. – 1, 93.
Sismondi, Jean Charles Leonard Sismonde de,
Etudes sur l’économie politique, t. 2, Bruxelles 1838. -
1, 120,142, 220, 222, 313.
2, 319.
–
Nouveaux principes d’économie politique, ou de la richesse dans ses rapports avec la population, t. 1, Paris 1827. -
1, 182, 188, 185;
2, 29, 128, 163, 222-223, 326.
Smith, Adam,
An inquiry into the nature and causes of the wealth of nations. With acommentary, by the author of “England and America”, vol. 1-3, London 1835-1839. -
1, 21, 24, 36, 87, 97, 98, 139, 192, 218, 238, 363, 366, 399;
2, 29, 48, 97, 98, 242, 323.
–
Recherches sur la nature et les causes de la richesse des nations, Çeviren: Germain Garnier, t. 1 ve 2, Paris 1802. -
1, 97, 218;
2, 42, 68, 86, 94, 155, 185, 195, 199, 206-208, 216, 317-318.
Solly, Edward,
The present distress, in relation to the theory of money, London 1830. -
1, 140.
The source and remedy of the national difficulties, deduced from principles of political economy, in a letter to Lord John Russell, London 1821. –
1, 300, 318;
2, 176, 178.
Spinoza, Benedictus de, “”Epistolae doctorum quorundam virorum ad B. de Spinoza et auctoris responsiones, ad aliorum ejus operam elucidationem non parum facientes. Epistola L d. 2 Junii 1674.”,
Opera quae süpersunt omnia, t. 1, Iéna 1802. –
1, 28.
Steuart, James,
An inquiry into the principles of political oeconomy: being an essay on the science of domestic policy in free nations, vol. 1 ve 2, Dublin 1770. -
1, 66, 99,120,123,130,149, 195, 364;
2, 241-250, 263, 264, 319-321.
Storch, Henri,
Considérations sur la nature du revenu national, Paris 1824. -
1, 31, 192, 313;
2, 129.
–
Cours d’économie politique, ou exposition des principes qui déterminont la prospérité des nations. t. 1, 2 ve 4, Paris 1823. -
1, 120, 150, 157-158, 190;
2, 35, 39, 117, 118, 128, 155, 200, 280, 309, 310, 325.
Strabon,
Rerum geographicarum libri XVII. - 1,102.
Symons, Jelinger Cookson,
Arts and artisans at home and abroad: with sketches of the progress of foreign manufactures, Edinburg 1839. –
2, 288.
Tacitus,
Germania, –
1, 375, 376.
Taylor, James,
A view of the money system of England, from the Conquest; with proposals for establishing a secure and equable credit currency, London 1828. -
1, 141.
Thompson, William,
An inquiry into the principles of the distribution of walth most conducive to human happiness; applied to the newly proposed system of voluntary equality of wealth, London 1824.-
2, 35.
Thornton, Henry,
An inquiry into the nature and effets of the paper credit of Great Britain, London 1802. –
2, 277.
Tooke, Thomas,
A history of prices, and of the state of the circulation, t. 1-6, London 1838-1857. -
1, 2;
2, 341.
–
An inquiry into the currency principle; the connection of the currency with prices, and the expendiency of a separation of issue from banking, 2. baskı, London
1844. - 1, 36, 119;
2, 335.
Torrens, Robert,
An essay on the production of wealth; with an appendix, in which the principles of political economy are applied to the actual circumstances of this country, London 1821. -
2, 76,224,278.
Townsend, Joseph,
A dissertation on the poor laws. By a well-wisher to man-kind, 1786, Republ. London 1817. –
2, 306.
“Trade of 1856; – Decrease of consump-tion”,
The Economist, London, 24 Ocak 1857.-
1, 84.
Tuckett, John Debell,
A history of the past and present state of the labouring population, including the progress of agriculture, manufactures, and commerce, shewing the extremes of opulence and destitution among the operative classes. With practical means for their employment and future prosperity. vol. 1 ve 2, London 1846. –
2, 246-249, 315.
Ure, Andrew,
Philosophie des manufactures, ou économie industrielle de la fabrication du coton, de la laine, du lin et de la soie, avec la description des diverses machines employées dans les ateliers anglais, t. 1, Bruxelles 1836. -
2, 165.
Urquhart, David,
Familiar words as affecting England and the English, London 1856. -
1, 96;
2, 258,324.
Vidalı, François,
De la répartition des richesses ou de la justice distributive en économie sociale; ouvrage contenant l’examen critique des théories exposées soit par les économistes, soit par les socialistes, Paris 1846. –
2, 330-331.
Virgüle,
L’Enéide. - 1, 93,145.
Wade, John,
History of the middle and working classes; with a popular exposition of the economical and political principles which have influenced the past and present condition of industrious orders, London 1835. -
2, 70,99.
Wakefield, Edward Gibbon,
An Inquiry into the nature and causes of the walth of nations, by Adam Smith. With notes from Ricardo, M’Culloch, Chalmers and other eminent political economists... London 1843. –
1, 314;
2, 68, 98,241.
–
A view of the art of colonization, with present reference to the British Empire; in letters bettveen a statesman and a colonist, London 1849. -
1, 197;
2, 51,104.
Weitling, Wilhelm,
Garantien der Harmonie und Freiheit, Vivis 1842. –
1, 68.
Xenophon,
De Vectigalibus. –
1, 99.
SÜRELİ YAYINLAR
Le Charivari - 1832’den bu yana Paris’te yayınlanan mizah gazetesi. 2.
The Economist, weekly commercial Times, bankers’ gazette, and raihvay Monitör: a political, literary, and general news-paper- 1843’ten beri Londra’da yayınlanan haftalık dergi. -
1, 84;
2, 163, 179, 190, 194, 195, 242, 256, 276, 277, 280, 311, 315, 322, 323, 338.
The Morning Star - 1856’dan 1869’a kadar Londra’da yayınlanmış olan günlük gazete. Serbest-değişimcilerin organı -
1, 83.
The Spectator - 1711’den 1714’e kadar Londra’da yayınlanmış olan yazınsal dergi. -
2, 242, 325.
The Times - Ocak 1785’de
Daily Universal Register adı altında Londra’da yayınlanmaya başlayan günlük gazete. 1 Ocak 1788’de
Times adıyla yayınını sürdürdü. -
1, 236.
Weekly Dispatch- 1801’den 1928’e kadar Londra’da yayınlanmış olan haftalık dergi -
1, 138.
Westminster Review - 1824’ten 1917’e kadar Londra’da yayınlanan üç aylık burjuva dergi. -
2, 252.
MARX’IN ÇALIŞMALARINDA KULLANDIĞI ÇOĞU LATİNCE
ÖTEKİ DİLLERDEKİ SÖZCÜK VE DEYİMLER
ab ovo başlangıçtan beri, başlangıçtan itibaren
ad absordum anlamsız ya da saçma bir duruma gelinceye kadar, anlamsızca, saçma olarak
ad libitum istenildiği kadar, istenildiği gibi, istediği gibi
ad infinitum sonuna dek, sonu olmayarak, sonsuz bir biçimde
ad interim geçici
ad notam bilgisine
ad oculus gözler önüne
ager publicus kamu toprağı
alias namı diğer, öteki adı
antici pando önceden
a priori öncel
a posteriori sonsal
auri sacrafames altına duyulan lanetli hırs
bellum omnium contra omnes herkesin herkese karşı savaşı
bona fide hilesiz, hakiki, iyi niyetle
caeteris paribus öteki şeyler aynı kalmak koşuluyla
cercele vicieux kısır döngü
condito sine qua non vazgeçilmez koşul, olmazsa olmaz koşul
coup d’etat hükümet darbesi
culpa levis küçük günah
de facto bilfiil, fiilen, hakikatle, edimli olarak
deix ex machina makine ile gelen tarım (
antik tiyatroda sahneye mekanik düzenle indirilen kurtarıcı, tanım)
de jure haklı olarak, meşru olarak, kanunen
determinoto est negatio belirleme olumsuzlamadır, yadsımadır
differentia specifica ayırdedici özellik
eau-de-vie içki
ecu eski bir fransız sikkesi
en bloc bütün olarak blok olarak
eo ipso aynı gerçekten
epitropos (
eski Yunan’da) sürveyan
eguite eternelle ölümsüz haklar
ewigen ideen ölümsüz ideler
ex contingente necessarium raslantıdan zorunluluğa varmak
ex professo mesleki olarak, açıkça
ex suis ossibus onun kemiklerinden
ex offico mesleki açıdan
familia mustica köle ekonomisi
faux frais üretime girmeyen zorunlu giderler
fermier généraux, receveurs généraux mültezim, genel tahsildar
fictio junis varsayılan hükümler
foi éternelle ölümsüz inanç
genera gens, cins, nevi, kısım, takım
gens honnetes seçkin kişiler
glorious revolution şanlı devrim
grace éternelle ölümsüz iyilik
grösser daha büyük
hins ilaelarime bu gözyaşları nerden neden
idle poor yoksul aylak
immeuble hareketsizlik
in propria persona kendi kendine, bizzat
instrumantum rocale konuşan alet
in actu fiilen
in extenso tam olarak
in natura doğal olarak, aynen
in persona şahsen
in petto hazır, emre hazır
in spe gelecekte olan, gelen
in statu nascendi oluş halinde
in toto tamamıyla
inter se olduğu gibi, aynı durumda
justice éternelle ölümsüz adelet
licentia poetica şiirsel serbestlik, şiirsel başıboşluk
locum tenens yerini tutan
locus standi tenis yeri
lumen lümen, ışık ölçü birimi
mal connu kötü tanınmış
male fides kötü niyet
meuble hareketsizlik
modicum bir tutam, azıcık
modur operandi çalışma tarzı
modus vivendi geçici anlaşma
mutatis mutantis gerekli değişiklikler yapılmış olarak
mutualite éternelle ölümsüz dayanışma
natural price doğal fiyat
naturalite doğal durum
naturaliter doğal olarak
nec plus ultra doruğuna ulaşmış
nervus rerum eşyanın sınırı
never mind önemli değil
nihil habeo, nihil curo malı yok, derdi yok
non olet pis kokmaz
nota bene önemli not
par exellence üstün derecede paralugism yanıltıcılık
pari passin eşit adımlarla, aynı hızla
part légitime hak olan pay
patria potestas ana-babalık otaritesi
passim çeşitli yerlerde
perfectibilité perfectible yetkinleşebilir, yetkinleşebilirlik
perpetuum mobile devri daim
personae dramatis (
dramatis personae) oyundaki kişiler
pia fratıs bağışlanabilir sofuca hilekarlık
post festum iş işten geçtikten sonra, bayramdan sonra
post tot discrimina rerum bunca felaketten sonra
prima facia ilk bakışta
pro tanto o ölçüde, o kadar
pro parte kendi hesabına
pro rata orantılı olarak, herkese düşen pay oranında
prima motor, ilk devindirici
prius daha önce, önceden
public companies halka açık şirketler
public deposits devlet mevduatı
punctum saliens sorunun özü
qua ki bu tarzda
quand méme gene de, bununla birlikte
quantum sufficit yeterli nicelik
quarto dört sayfalık kağıt, çift yaprak kağıt
quid pro quo başka bir şeyin yerini tutan şey, karşılık, bedel
raison d’être varlık nedeni
salto mortale ölüm perendesi
savre que peut can telaşı
savant serieux bilgin kişi
savoir faire işbilir, becerikli
secundum artem ikinci anayol
self-sustaining serf, kendi geçimini kendi sağlayan
seriatim sırasıyla
servum pecus imitatorum taklitçi, köleler
sic! tıpkı böyle! aynen böyle!
sine qua non olmazsa olmaz
sub specie alt türler
sub forma pauperis dilenci kılığı altında
sui generis eşsiz, tek
tante molis erat, o kadar güçlü
toto coelo taban tabana karşıt
tutti quanti ne varsa hepsi, kim varsa herkes
ultima thule azami sınır, en uç sınır
valeur intrinseque gevşek değerler
verite éternelle ölümsüz gerçekler
voila tout işte hepsi bu
volonté éternelle de Dieu Tanrının ölümsüz iradesi
vice versa tersi
vir tualiter gücül olarak, bilkuwet
vivre en travaillant kendi emeğiyle yaşamak
vulgus halk, çoğunluk, yığın
young immortalis genç ölümsüzler
MARX’IN ELYAZMASI DEFTER VE SAYFA NUMARALARINA
KARŞILIK GELEN SAYFALAR
Elyazması 1. Kitap
|
|
GİRİŞ
|
Defter M
|
Sayfa 1
|
21-22
|
1857
|
Sayfa 2
|
22-23
|
Ağustos-Eylül
|
Sayfa 3
|
23-25
|
|
Sayfa 4
|
25-26
|
|
Sayfa 5
|
26-27
|
|
Sayfa 6
|
27-28
|
|
Sayfa 7
|
28-29
|
|
Sayfa 8
|
29-31
|
|
Sayfa 9
|
31-32
|
|
Sayfa 10
|
32-33
|
|
Sayfa 11
|
33-34
|
|
Sayfa 12
|
34-35
|
|
Sayfa 13
|
35-37
|
|
Sayfa 14
|
37-38
|
|
Sayfa 15
|
38-39
|
|
Sayfa 16
|
39-40
|
|
Sayfa 17
|
40-41
|
|
Sayfa 18
|
41-42
|
|
Sayfa 19
|
42-44
|
|
Sayfa 20
|
44-45
|
|
Sayfa 21
|
45-46
|
|
Sayfa 22
|
46-47
|
PARA BÖLÜMÜ
|
Defter I
|
Sayfa 1
|
49-51
|
1857 Ekim
|
Sayfa 2
|
51-52
|
|
Sayfa 3
|
52-54
|
|
Sayfa 4
|
54-55
|
|
Sayfa 5
|
55-58
|
|
Sayfa 6
|
58-60
|
|
Sayfa 7
|
60-62
|
|
Sayfa 8
|
62-65
|
|
Sayfa 9
|
65-67
|
|
Sayfa 10
|
67-69
|
|
Sayfa 11
|
69-71
|
|
Sayfa 12
|
71-73
|
|
Sayfa 13
|
73-74
|
|
Sayfa 14
|
74-77
|
|
Sayfa 15
|
77-79
|
|
Sayfa 16
|
79-80
|
|
Sayfa 17
|
80-82
|
|
Sayfa 18
|
82-84
|
|
Sayfa 19
|
84-86
|
|
Sayfa 20
|
86-88
|
|
Sayfa 21
|
88-90
|
|
Sayfa 22
|
90-92
|
|
Sayfa 23
|
92-94
|
|
Sayfa 24
|
94-96
|
|
Sayfa 25
|
96-98
|
|
Sayfa 26
|
98-100
|
|
Sayfa 27
|
100-102
|
|
Sayfa 28
|
102-104
|
|
Sayfa 29....
|
104-105
|
|
Sayfa 30
|
105-107
|
|
Sayfa 31
|
107-109
|
|
Sayfa 32
|
109-112
|
|
Sayfa 33
|
112-114
|
|
Sayfa 34
|
114-116
|
|
Sayfa 35
|
116-118
|
|
Sayfa 36
|
118-120
|
|
Sayfa 37
|
120-122
|
|
Sayfa 38
|
122-124
|
|
Sayfa 39
|
124-126
|
|
Sayfa 40
|
126-128
|
|
Sayfa 41
|
128-130
|
|
Sayfa 42
|
130-132
|
|
Sayfa 43
|
132-134
|
|
Sayfa 44
|
134-136
|
|
Sayfa 45
|
136-138
|
|
Sayfa 46
|
138-139
|
|
Sayfa 47
|
139-141
|
|
Sayfa 48
|
141-143
|
Defter II
|
Sayfa 1
|
143-145
|
1857 Kasım
|
Sayfa 2
|
145-147
|
|
Sayfa 3
|
147-150
|
|
Sayfa 4
|
150-152
|
|
Sayfa 5
|
152-154
|
|
Sayfa 6
|
154-156
|
|
Sayfa 7
|
156-159
|
SERMAYE BÖLÜMÜ
|
|
Sayfa 8
|
161-163
|
|
Sayfa 9
|
163-166
|
|
Sayfa 10
|
166-168
|
|
Sayfa 11
|
168-170
|
|
Sayfa 12
|
170-171
|
SERMAYENİN ÜRETİM SÜRECİ
|
|
Sayfa 13
|
173-175
|
|
Sayfa 14
|
175-177
|
|
Sayfa 15
|
177-179
|
|
Sayfa 16
|
179-181
|
|
Sayfa 17
|
181-183
|
|
Sayfa 18
|
184-186
|
|
Sayfa 19
|
186-188
|
|
Sayfa 20
|
188-190
|
|
Sayfa 21
|
190-192
|
|
Sayfa 22
|
192-194
|
|
Sayfa 23
|
194-197
|
|
Sayfa 24
|
197-199
|
|
Sayfa 25
|
199-201
|
|
Sayfa 26
|
201-203
|
|
Sayfa 27
|
203-205
|
|
Sayfa 28
|
205-207
|
|
Sayfa 29
|
207
|
Defter III
|
Sayfa 8
|
207-209
|
1857
|
Sayfa 9
|
209-211
|
Kasım-Aralık
|
Sayfa 10
|
211-213
|
|
Sayfa 11
|
213-214
|
|
Sayfa 12
|
214-216
|
|
Sayfa 13
|
216-219
|
|
Sayfa 14
|
219
|
|
Sayfa 15
|
219-221
|
|
Sayfa 16
|
221-223
|
|
Sayfa 17
|
223-225
|
|
Sayfa 18
|
225-227
|
|
Sayfa 19
|
227-229
|
|
Sayfa 20
|
229-231
|
|
Sayfa 21
|
231-233
|
|
Sayfa 22
|
233-234
|
|
Sayfa 23
|
234-236
|
|
Sayfa 24
|
236-238
|
|
Sayfa 25
|
238-240
|
|
Sayfa 26
|
240-242
|
|
Sayfa 27
|
242-244
|
|
Sayfa 28
|
244-245
|
|
Sayfa 29
|
245-246
|
|
Sayfa 30
|
246-248
|
|
Sayfa 31
|
248-249
|
|
Sayfa 32
|
250-251
|
|
Sayfa 33
|
251-253
|
|
Sayfa 34
|
253-255
|
|
Sayfa 35
|
255-257
|
|
Sayfa 36
|
257-259
|
|
Sayfa 37
|
259-260
|
|
Sayfa 38
|
260-262
|
|
Sayfa 39
|
262-264
|
|
Sayfa 40
|
264-267
|
|
Sayfa 41
|
267-269
|
|
Sayfa 42
|
269-271
|
|
Sayfa 43
|
271-273
|
|
Sayfa 44
|
273-274
|
|
Sayfa 45
|
274-275
|
Defter IV
|
Sayfa 1
|
276-278
|
1857-58
|
Sayfa 2
|
278-280
|
Aralık-Ocak
|
Sayfa 3
|
280
|
|
Sayfa 4
|
280-283
|
|
Sayfa 5
|
283-285
|
|
Sayfa 6
|
285-287
|
|
Sayfa 7
|
287-289
|
|
Sayfa 8
|
289-290
|
|
Sayfa 9
|
290-292
|
|
Sayfa 10
|
292-294
|
|
Sayfa 11
|
294-295
|
|
Sayfa 12
|
295-297
|
|
Sayfa 13
|
297-299
|
|
Sayfa 14
|
299-301
|
|
Sayfa 15
|
301-304
|
SERMAYENİN DOLAŞIM SÜRECİ
|
|
Sayfa 16
|
304-306
|
|
Sayfa 17
|
306-307
|
|
Sayfa 18
|
307-309
|
|
Sayfa 19
|
309-311
|
|
Sayfa 20
|
311-313
|
|
Sayfa 21
|
313-315
|
|
Sayfa 22
|
315-317
|
|
Sayfa 23
|
317-319
|
|
Sayfa 24
|
319-321
|
|
Sayfa 25
|
321-323
|
|
Sayfa 26
|
323-324
|
|
Sayfa 27
|
324-326
|
|
Sayfa 28
|
326-327
|
|
Sayfa 29
|
327-328
|
|
Sayfa 30
|
328-330
|
|
Sayfa 31
|
330-332
|
|
Sayfa 32
|
332-333
|
|
Sayfa 33
|
333-335
|
|
Sayfa 34
|
335-336
|
|
Sayfa 35
|
336-337
|
|
Sayfa 36
|
337-339
|
|
Sayfa 37
|
339-341
|
|
Sayfa 38
|
341-343
|
|
Sayfa 39
|
343-345
|
|
Sayfa 40
|
345-346
|
|
Sayfa 41
|
346-348
|
|
Sayfa 42
|
348-350
|
|
Sayfa 43
|
350-352
|
|
Sayfa 44
|
352-354
|
|
Sayfa 45
|
354-356
|
|
Sayfa 46
|
356-358
|
|
Sayfa 47
|
358-360
|
|
Sayfa 48
|
360-363
|
|
Sayfa 49
|
363-365
|
|
Sayfa 50
|
365-367
|
|
Sayfa 51
|
367-370
|
|
Sayfa 52
|
370-372
|
|
Sayfa 53
|
372-375
|
Defter V
|
Sayfa 1
|
375-377
|
1858
|
Sayfa 2
|
377-379
|
Ocak-Şubat
|
Sayfa 3
|
379-381
|
|
Sayfa 4
|
381-383
|
|
Sayfa 13
|
81-84
|
|
Sayfa 14
|
84-87
|
|
Sayfa 15
|
87-90
|
|
Sayfa 16
|
90-93
|
|
Sayfa 17
|
93-96
|
|
Sayfa 18
|
96-99
|
|
Sayfa 19
|
99-102
|
|
Sayfa 20
|
102-104
|
|
Sayfa 21
|
104-107
|
|
Sayfa 22
|
107-110
|
|
Sayfa 23
|
110-113
|
|
Sayfa 24
|
113-116
|
|
Sayfa 25
|
116-118
|
|
Sayfa 26
|
118-121
|
|
Sayfa 27
|
121-124
|
|
Sayfa 28
|
124-126
|
|
Sayfa 29
|
126-129
|
|
Sayfa 30
|
129-132
|
|
Sayfa 31
|
132-134
|
|
Sayfa 32
|
134-136
|
|
Sayfa 33
|
136-139
|
|
Sayfa 34
|
139-142
|
|
Sayfa 35
|
142-144
|
|
Sayfa 36
|
144-147
|
|
Sayfa 37
|
147-150
|
|
Sayfa 38
|
150-153
|
|
Sayfa 39
|
153-156
|
|
Sayfa 40
|
156-158
|
|
Sayfa 41
|
158-160
|
|
Sayfa 42
|
160-163
|
|
Sayfa 43
|
163-166
|
|
Sayfa 44
|
166-169
|
Defter VII
|
Sayfa 1
|
169-172
|
1858
|
Sayfa 2
|
172-174
|
Şubat-Haziran
|
Sayfa 3
|
174-177
|
|
Sayfa 4
|
177-180
|
|
Sayfa 5
|
180-183
|
|
Sayfa 6
|
183-185
|
|
Sayfa 7
|
185-189
|
|
Sayfa 8
|
189-191
|
|
Sayfa 9
|
191-194
|
|
Sayfa 10
|
194-197
|
|
Sayfa 11
|
197-199
|
|
Sayfa 12
|
199-203
|
|
Sayfa 13
|
203-206
|
|
Sayfa 14
|
206-209
|
|
Sayfa 53
|
316-318
|
|
Sayfa 54
|
318-321
|
|
Sayfa 55
|
321-323
|
|
Sayfa 56
|
324
|
|
Sayfa 57
|
324-327
|
|
Sayfa 58
|
327-329
|
|
Sayfa 59
|
329-331
|
|
Sayfa 60
|
331-334
|
|
Sayfa 61
|
334-336
|
|
Sayfa 62
|
336-338
|
DEĞER
|
|
Sayfa 63
|
338-339
|
BASTIAT VE CAREY
|
Defter III
|
Sayfa 1
|
340-341
|
1857 Temmuz
|
Sayfa 2
|
341-343
|
|
Sayfa 3
|
343-344
|
|
Sayfa 4
|
344-345
|
|
Sayfa 5
|
346-347
|
|
Sayfa 6
|
347-349
|
|
Sayfa 7
|
349-350
|
Dipnotlar
1857-58 Elyazmasının, Marx tarafından daha sonra “Bastiat ve Carey” başlığı verilen bu bölümü, Temmuz 1857’de yazılmıştır. 3. defterin ilk 7 sayfasından oluşmaktadır.
Thomas Tooke, A History of Prices, and of the state of the circulation, 6 cilt, Londra 1838-1857.
Bkz: Bastiat, Harmonies économiques, Paris 1851, s. 364.
Bastiat, Harmonies économiques, bölüm XIV.
Agy, s. 402.
Agy, s. 378-379, 388.
Système des contradictions économiques, ou philosophie de la misère, Paris 1846.
***
1858 Haziranının ilk yansında düzenlenen bu dizin, Giriş’in de kapsandığı M defterinin sonlannda, 23-36. sayfalarında yer almaktadır. Romen rakamlar elyazması defterlerin numarasını, düz rakamlar elyazması sayfa numarasını göstermektedir. Bu baskıda metnin içinde dik çizgiler arasında gösterilmiş olan bu numaraların hangi sayfaya karşılık geldiğini bulmak için s. 387’deki tabloya bakınız.
Büyük olasılıkla Morrison yerine Wilson yazılmış.
Marx’ın Jacob’dan yaptığı alıntıların bulunduğu defter V’e gönderme.
Marx’ın Jacob’dan yaptığı alıntıların bulunduğu defter IV’e gönderme.
Marx’ın Steuart’tan yaptığı alıntıların bulunduğu defter VlII’e gönderme.
***
Marx’ın 1858-59 elyazmalarına ilişkin kendi kullanımı için hazırladığı “Referans”, Defter B´”nin sonunda yeralmaktadır. Marx’ın verdiği elyazması sayfa numaralarına karşılık gelen kitap sayfaları için s. 387’deki tabloya bakınız.
Defter C bulunamamıştır. Bu defterin, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’nın birinci bölümü ile ikinci bölümünün başlangıcının en eski metnini içerdiği anlaşılmaktadır.
Defter A tanımlaması, Defter I’in kapağında yan tanımlama olarak bulunuyor. Bu defter, Grundrisse elyazmasının parçası olarak Defter I, Katkı’nın iki bölümünün en eski metninin parçası olarak Defter A diye adlandırılmıştı.
Defter B´, Katkı’nın iki bölümünün en eski metninin elde kalmış orta kısmıdır. Başlangıç kısmı, bulunamayan Defter C’de olmalı.
Elyazmasında eksik sayfa.
“Emek” sözü “emek-gücü” olarak düzeltilmiş.
“Dolaşım” yerine yanlışlıkla “sermaye” yazılmış olmalı.