Dipnotlar
[1*] P. B. Akselrod'un, Rus
Sosyal-Demokratlarının Bugünkü Görev ve Taktikleri, Cenevre 1898, adlı broşürünün ekine bakınız.
[2*] Lenin,
Collected Works, c. 4, s. 420-28. —
Ed.
[3*] İngilizce metinde (c. 6, s. 111)
"serf-owning system", Fransızca metinde (c. 6, s. 110)
"régime féodal." -ç.
[4*] Lenin,
Collected Works, c. 4, s. 422-23. —
Ed.
[5*] Sınıf farklılıklarının, köleci ve feodal toplumlarda, devlette özel olarak
hukukî bir yere sahip olan-her sınıfın,
kast olarak halkın bölünmesi biçiminde de ifade edildiği bilinir.
Köleliğe ve feodalizme (ve serf sahipliğine) dayalı bir toplumdaki sınıfların, aynı zamanda ayrı kastlar olmalarının nedeni budur. Öte yandan, kapitalist burjuva toplumunda, bütün yurttaşlar yasa önünde eşittir; kastlara bölünme (en azından ilke olarak) ortadan kaldırılmıştır, ve bu nedenle, sınıflar, kastlar olmaktan çıkmışlardır. Toplumun sınıflara bölünmesi,. köleci, feodal ve burjuva toplumlarının ortak bir niteliğidir, ama bu toplumların ilk ikisinde kastlar vardı, sonuncu toplumda ise sınıflarda kastlaşma yoktur.
[6*] Otrezkilerin geri verilmesi talebimizin, köylülükten yana olan ivedi taleplerimizin [ya da genel olarak bizim tarım taleplerimizin] azamisi olmaktan uzak olduğu ve bu nedenle tutarlı olmadığı konusundaki itirazı, daha sonra, savunduğumuz programın somut maddelerinden sözederken ele alacağız. "Otrezkilerin geri verilmesi" talebinin tarım programımızda bugün ileri sürebileceğimiz azamî talep olduğu düşüncesindeyiz ve bunu tamlamaya çalışacağız.
[7*] İngilizce metinde (c. 6, s. 118)
"serf-owning landlords", Fransızca metinde (c. 6, s. 116)
"seigneurs terrines" ("toprak sahibi senyörler"). —ç.
[8*] Kişisel olarak, bu sorun konusunda olumlu yönde bir karar almak eğilimindeyim. Ama su anda, böyle bir çözümün doğruluğunu tanıtlamanın ve hatta önermenin ne yeri, ne de zamanıdır. Çünkü, şimdi bizi ilgilendiren şey, bütün yazıkurulunca ortaklaşa hazırlanmış olan tarım programı taslağının savunulmasıdır.
[9*] Martinov'un, üzerine yazı yazmayı üstlendiği sorunla ne kadar az ilgilendiğini, yazısındaki şu tümce çok açıkça göstermektedir: "Programımızın tarım bölümünün,
daha uzunca bir süre pratik açıdan önemi oldukça az alacağı gerçeğini düşünecek olursak, devrimci gevezeliğe geniş bir alan açılmaktadır." Altı çizili sözcükler, metinde görülen karışıklığı içermektedir. Batıda, tarım programlarının, ancak çok ileri ölçüde gelişmiş bir işçi sınıfı hareketinin varlığında ileri sürüldüğünü Martinov duymuş. Ülkemizde bu hareket henüz başlıyor. Dolayısıyla, yazarımız —"daha çok uzun bir süre"ye— karar vermek için acele ediyor! Ufak bir noktayı gözden kaçırıyor. Batıda tarım programları,
yan-köylüleri, yarı-işçileri, burjuvaziye karşı, sosyal-demokrat harekete çekmek amacıyla yazılmışlardır. Bizim ülkemizde ise, böyle programlar, köylü
kitlelerini serflik düzeninin kalıntılarına karşı olan
demokratik harekete çekmek amacım gütmektedir. Batıda, tarım kapitalizmi ne denli gelişirse, tarım programının öneminin o denli
artmasının nedeni de budur. İçinde yer alan taleplerin birçoğu düşünüldüğü takdirde, tarım kapitalizmi
ne denli gelişirse, bizim tarım programımızın pratik açıdan önemi de o denli
azalacaktır, çünkü bu programın hedef aldığı serflik kalıntıları, gerek kendiliklerinden ve gerekse hükümet politikasının bir sonucu olarak silinip gitmektedirler. Bu nedenle, tarım programımız, pratikte, esas olarak, çok yakın gelecek için, otokrasinin yıkılışından
önceki dönem için hazırlanmıştır. Rusya'da yer alacak olan siyasal bir devrim, koşullar ne olursa olsun, kaçınılmaz olarak, bizim en geri tarım sistemimizde temelli değişmelere yol açacaktır, ve bizim tarım programımızı mutlaka yeniden gözden geçirmemiz gerekecek. Ama Martinov'un oldukça emin olduğu bir tek şey var: Kautsky'nin kitabı
[53] iyidir (bu doğrudur) ve tarım programı açısından Rusya'nın ne denli köklü olarak farklı olduğunu hiç akılda tutmaksızın (ki bu, hiç de akıllıca bir tutum değildir) Kautsky'nin söylediklerini yinelemek ve kopya etmek yeter.
[10*] "Yaratmak" diyoruz, çünkü eski Rus devrimcileri bir cumhuriyet sorununu hiç bir zaman ciddî bir biçimde ele almadılar ve hiç bir zaman "pratik bir sorun" olarak görmediler. Narodnikler, isyancılar ve benzerleri, politika karşısındaki kibirli anarşist tutumları nedeniyle, Narodnaya Volya
[54] üyeleri, otokrasiden doğrudan doğruya sosyalist devrime sıçramak istemeleri nedeniyle, cumhuriyeti "pratik bir sorun" olarak görmediler ve onu ciddi olarak ele almadılar. Bir cumhuriyet talebini kitlelerin benimsemesini sağlamak ve Rus devrimcileri arasında cumhuriyet geleneğini yaratmak (eğer Dekabristlerin uzun zamandan beri unutulmuş olan cumhuriyetçi düşüncelerini hesaba katmazsak) bizim payımıza, sosyal-demokratların payına düşüyor.
[11*] Sosyal-demokrat programda yer alan taleplerin "uygulanabilirliği"ni tartışırken, 1896 yılında Karl Kautsky'nin Rosa Luxemburg’a karşı yürüttüğü polemiği anımsamak belki de yararlı olacaktır. Rosa Luxemburg, Polonya sosyal-demokratlarının pratik programlarında yer alan, Polonya'nın geri verilmesi talebinin uygunsuz olduğunu, çünkü bu talebin o günün toplumu tarafından benimsenemeyeceğini yazıyordu. Karl Kautsky, buna karşı çıktı ve bu tezin "sosyalist bir programın garip bir yanlış yorumuna dayandığını" söyleyerek şöyle devam etti: "İster programda doğrudan doğruya ifade edilsinler ya da ister zımnen kabul edilmiş 'postulatlar' olsunlar, pratik taleplerimiz, belli güçlerin sıralanmasında
elde edilmelerinin mümkün olup olmamasına göre değil, ama kurulu toplumsal düzen ile
uygun düşüp düşmemelerine ve proletaryanın sınıf mücadelesini kolaylaştırmalarına ve ona yardımcı olmalarına
(fördern) ve proletaryanın siyasal iktidarına yol açıp açmamalarına (
ebnen) göre yapılmalıdırlar
(werden ...
darnach besmessen). Biz, burada, o günkü güçler sıralanmasını hesaba katmayız. Sosyal-demokrat program, belirli bir an ("
den") için yazılmamıştır — mümkün olan ölçüde, o günkü toplumun bütün olasılıklarını kapsamalıdır
(ausreichen). Sadece pratik eyleme
(der Aktion) değil, aynı zamanda somut talepler biçiminde propagandaya da hizmet etmelidir. Soyut tartışmalarla yapılabilenden çok daha canlı bir biçimde, bizim ilerlemek amacında olduğumuz doğrultuyu göstermelidir. Ütopik spekülasyonlara saplanmaksızın kendimizi ne kadar uzak [vadeli —
ç.] amaçlar için hazırlayabilirsek, o kadar iyi olur: kitleler —hatta bizim teorik gelişmelerimizi kavrayamamış
(erfassen) olanlar bile—, hangi doğrultuda ilerlediğimizi o kadar açıkça görürler. Program, kurulu düzenden ya da kurulu devletten ne
istediğimizi göstermelidir, ondan ne
beklediğimizi değil. Örnek olarak Alman sosyal-demokrasisinin programını ele alalım. Bu programda memurların halk tarafından seçilmesi talep ediliyor. Bu talebi Bayan Luxemburg'un ölçülerine vuracak olursak, aynen ulusal bir Polonya devletinin kurulması talebi kadar ütopik olduğunu görürüz. Hiç kimse, Alman hükümetinde yürürlükte olan siyasal koşullar altında hükümet görevlilerinin halk tarafından seçilmesinin güvence altına alınabileceğine inandırılarak aldatılmayacaktır. Bir kimsenin bir Polonya ulusal devletinin, ancak proletarya politik iktidarı ele geçirdiği zaman başarabileceğini varsaymak için yeterli nedenleri varsa, yukardaki talebi ileri sürmek için de yeterli nedenleri var demektir. Ama bu, bu talebi pratik programımız içine almamız için yeterli bir kanıt mıdır?" (
Neue Zeit, XIV 2 s 513-514. İtalikler Kari Kautsky'ye aittir.)
[12*] Aslında tarım sorunu konusunda marksizmin "eleştirmenleri"nin bütün aldatmacaları ve yalanları, bu noktanın anlaşılmasına gelince suya düşüyor. Ve bunların en cesur ve en tutarlı (ve o ölçüde de en dürüst olanları olan) Bay Bulgakov, "araştırma"sında, açıkça sınıf mücadelesi "öğretisi"nin tarımsal ilişkilere uygulanmasının oldukça olanaksız olduğunu söylüyor. (
Tarım ve Kapitalizm, c. II, s. 289.)
[13*] Proletaryanın, burjuvazinin gelişmesini harekete geçiren bütün önlemleri değil, ima ancak işçi sınıfının kendi kurtuluşu uğruna mücadele kapasitesini
doğrudan doğruya güçlendirecek doğrultuda olanları desteklemesi akla-yatkındır. Ve "emek-rant" ve kölelik, köylülüğün hali-vakti yerinde olan kesiminden çok daha ağır bir biçimde proletaryaya yakın olan yoksul kesimine yüklenmektedir.
[14*] Tarım programı özetinde,
İskra'nın köylü komitelerine ilişkin düşüncesini benimsemiş görünen, ama şunları söylemek suretiyle düşüncesini en aksak biçimde formüle eden Nadejdin'in tutarsızlığını (yoksa bu bir saklı tutma mıdır?) not ediyoruz. "Halk temsilcilerinden oluşan özel bir mahkeme kurulması ve bu mahkemenin köylülüğün "kurtuluş"a eşlik eden kayıt ve raporlarla ilgili hüküm ve
şikâyetlerini incelemesi."
(Devrimin Arifesi, s. 65. italikler bana aittir.) Bir yasanın çiğnenmesinden
yakınmak mümkündür. 19 Şubat "kurtuluşu", bütün "kayıt ve raporları" ile birlikte bir
yasa oluşturmaktadır. Bir yasa iptal edilmediği ya da onun yerini alacak (ya da onu kısmen de olsa feshedecek) yeni yasal ölçüler konulmadığı sürece, o yasanın adaletsizliği hakkındaki şikâyetleri inceleyecek bir özel mahkemenin kurulması anlamsızdır. "Mahkeme", sadece mera ve otlaklardan koparılıp alınan topraklarla ilgili'"şikâyetleri" kabul etmek hakkına değil, aynı zamanda bu mera topraklarını [köylülere —ç.] geri vermek (sıra ile bedelini ödeyerek geri almak) hakkına da sahip olmalıdır. Ama bu durumda, ilkönce, yasa yapmak üzere görevlendirilen bir "mahkeme", mahkeme olma niteliğini kaybeder; ikincisi ise, bu "mahkeme"nin mülksüzleştirmeye, bedel ödemeye, geri almaya ilişkin hangi haklara sahip olacağım kesinlikle belirlemek gerekir. Ama bununla birlikte, Nadejdin'in formülasyonu ne kadar uygunsuz olursa olsun, köylü reformunun demokratik bir tarzda yeniden gözden geçirilmesi gereğini Martinov'dan çok daha iyi kavramıştır.
[15*] Örneğin Martinov
İskra'ya karşı bir "lafazanlık" saldırısına geçiyor. Bu saldırısı, kendisine, hem
İskra’nın tarım politikasının genel ilkelerini ("kırsal alanların sınıf mücadelesinin başlaması") ve hem de somut program talepleri sorununa pratik bir yanıtı getiriyor. Bu genel ilkelerin yerine başkalarını koymadan, bu ilkeler üzerinde en ufak bir fikir yürütmeden ya da belli bir program yazma konusunda hiç bir çaba göstermeden, Martinov şu tumturaklı sözlerle bütün sorunu bir yana itiyor: "... Biz onların [küçük mülk sahipleri olarak köylülerin] ... ekonomik köleliğin çeşitli eskimiş biçimlerine karşı ... korunmalarını talep etmeliyiz. ..." Bu, sorundan oldukça ucuz bir' sıyrılma biçimi değil mi? Eskimiş kölelik biçimlerinin ("çeşitli"sinden vazgeçtik!)
hiç olmazsa birisine karşı,
hiç olmazsa tek bir korunma önlemi göstermeye çalışmaz mısınız? (Açıkçası, eskimiş olmayan "kölelik biçimleri" de var!!) Ne de olsa, küçük kredi kurumlan, birleşik mandıralar, ortak yardım kuruluşları, küçük çiftçi birlikleri, köylü bankaları ve zemstvo tarım uzmanlarının hepsi, "ekonomik köleliğin çeşitli eskimiş biçimlerine karşı alınmış koruyucu önlemlerdir", Yoksa bütün bunları "talep etmemiz gerektiğini" mi öneriyorsunuz?? sevgili dostum, en iyisi, siz önce biraz düşünün ve sonra programlar hakkında konuşun!
[16*] İngilizcede (c. 6, s. 131)
"lord of the manor" ("malikâne sahibi"); Fransızcada (c. 8,'s.-130)
"sire et suzerain" ("senyör ve metbu"). -ç.
[17*] Panşçina ve
barşçina. kabaca angarya [
corvée —ç.] sistemini anlatan iki eşdeğer terimdir. —Ed.
[18*] Safkan. -ç.
[19*] Kautsky, yazılarından birisinde çok haklı olarak Vollmar'a karşı şu düşünceleri ileri sürdü: "İngiltere'de ileri işçiler toprağın ulusallaşmasını talep edebilirler. Ama Almanya gibi militarist bir polis devletinde bütün toprak devletin mülkiyetine (
eine Domäne) geçse bile, bundan ne çıkar? Bu türden bir devlet sosyalizmi, hiç olmazsa belli bir ölçüde Mecklemburg'da gerçekleştirilmiştir." ("Vollmar und der Staatssozialismus",
Neue Zeit, 1891-1892, X, 2, s. 710.)
[20*] Nadejdin'e gelince; bize göre tarım programı özetinde
köylülerin toprakları dışındaki bütün toprakların "kamu mülkiyeti" haline getirilmesini ve
"çalışan köylülüğe uzun vadelerle kiralamak üzere" "ulusal bir fon (toprak)" ayrılmasını talep etmekle çok tutarsız davranmıştır. Öncelikle, bir sosyal-demokrat, köylü işletmelerini, toprağın genel olarak ulusallaştırılmasınm dışında bırakamaz. İkincisi, toprağın ulusallaştırılmasını, ancak büyük-ölçekli komünist üretime bir geçiş olarak savunur, yoksa küçük, bireysel çiftçiliğe geçiş olarak değil. Nadejdin'in yanılgısı büyük bir olasılıkla, programım "mujiğin
anladığı [italikler bana aittir] ve gereksinme duyduğu taleplerle" sınırlamakararından doğmaktadır.[
59]
[21*] Zoralımı yapılmış bu mülklerin kiralanması konusunda, sosyal-demokratlar hiç bir şekilde özellikle bir köylü politikası değil; ivedi olarak, yukarıda Nadejdin'e karşı itirazlarımızı özetlediğimiz politikayı gütmelidirler.
[22*] Rusya'da sayılan çok fazla olan ve bu sorun ile ilgili olarak iki cami arasında binamaz durumda olan radikallere (ve hatta devrimcilere,
Vestnik Russkoyi Revoliyutsii'ye) karşı kullanmamız gereken ölçüt bu olmalıdır.
[23*] Örneğin Kautsky "toprakta özel mülkiyet hakkının: 1° tarlaların sınırlarla belirlenmesi, çok küçük parça toprakların (evleklerin) kaldırılması; 2° tarım standartlarının yükseltilmesi; 3° salgınların önlenmesi" (
Die Agrarfrage, s. 437) lehine olarak sınırlandırılmasının talep edilmesini doğru buluyor. Doğrulukları tamamıyla tanıtlanmış bulunan bu tür taleplerin hiç bir şekilde köy komünü ile ilişkisi yoktur ve olmamalıdır.
Açıklayıcı Notlar
[51] 1902 Şubatı ile Mart ayının ilk yarısında "Rus Sosyal-Demokrasisinin Tarım Programı" adlı yazıyı Lenin RSDİP'nin program taslağının tarım bölümünün bir yorumu olarak adlandırdı. Yazı 1902 Ağustosunda Zaryo'da (n° 4) yayınlandı. Yazı, İsfera yazıkurulunda tartışüdığı zaman ortaya ciddî fikir ayrılıkları çıktı: G. V. Plehanov, P. B. Akselrod ve yazıkurulunun diğer üyeleri, yazıda geçen en önemli önerilerden bazılarına (örneğin, toprağın ulusallaştırılmasıma) karşı çıktılar. Yazı,
Zarya'da, toprağın ulusallaştırılması üe ilgili olan bölüm de dahü olmak üzere bazı bölümler çıkarılarak yayımlandı. Burada yayımlanan yazı, özgün elyazmasının aynıdır. Elyazmasında dipnot yoktur; dipnotlar,
Zarya’daki yazıdan alınarak buraya aktarılmıştır. s. 265.
[52] Otrezki. — 1861'de Rusya'da serflik ilga edildiğinde, toprakbeyleri yararına köylü hisselerinden alınmış toprak parçaları. Bunun ardından, toprakbeyleri, bu toprak parçalarını, ağır koşullarla, köylülere kiraya vermişlerdir. s. 267.
[53] Sözü edilen kitap, Kari Kautsky'nin
Die Agrarfrage. Eine Übersicht Über die Tendenzen der modernen Landwirtschaft und die Agrarpolitik der Sozialdemokratie. ("Tarım Sorunu, Modern Tarım ve Sosyal-Demokrasinin Tarım Politikasındaki Eğilimlerin Gözden Geçirilmesi") adlı kitabıdır. 1899 yılında Stuttgart'ta yayınlanmıştır. s. 279.
[54] Narodnaya Volya ("Halkın İradesi"). — Narodnik teröristlerin gizli bir siyasal örgütüdür. 1897 yılı Ağustosunda, Zemlya i Volya (Toprak ve Özgürlük) gizli topluluğundaki bir bölünme sonucu ortaya çıktı. Narodnaya Volya'ya, A. İ. Jelyabov, A. D. Mihayilov, M. F. Frolenko, N. A. Morozov, V. N. Figner, S. L. Perevskaya, A. A. Kvyatkovski'nin içinde bulunduğu bir yürütme komitesi başkanlık ediyordu. Narodnaya Volya üyeleri (Narodovoltsi) bir yandan ütopik narodnik sosyalizmini desteklemeye devam ederken, öte yandan da siyasal özgürlüğü elde etme görevini one sürüyorlardı. Programlarında, evrensel oy hakkı, demokratik özgürlüklerin ilân edilmesi, toprağın halka devredümesi ve fabrikaların işçilere devredilmesi, ve fabrikaların işçilere devredilmesi amacıyla önlemler alınması temeline dayanan "sürekli halk temsilciliği"nin örgütlenmesi planlanıyordu. Çarlık otokrasisinin devrilmesi Narodnaya Volya'nın acil hedefi idi, ama kitlelerle ilişkisi olmadığı iğin Narodovoltsi, siyasal suikastler ve bireysel terörizm yolunu tuttu.
1 Mart 1881'den (Aleksandır II'nin katledilmesinden sonra) hükümet vahşi zulümler, idamlar ve provokasyonlarla Narodnaya Volya örgütünü paramparça etti. 80'ler boyunca Narodnaya Volya'yı yeniden canlandırmak konusunda devamlı olarak yinelenen çabalar meyvesiz kaldı. Örneğin, 1886 yılında, Narodnaya Volya'nın geleneklerini benimseyen A. İ. Ulyanov (V. İ. Lenin'in. ağabeyi) ve P. Y. Şevirev'in liderliğinde bir grup kuruldu. 1887 yılında Aleksandır III'e yapılan başarısız bir girişimden sonra grup deşifre oldu ve aktif üyeleri idam edildi.
Narodovoltsi'nin hatalı ütopik programını eleştiren V. İ Lenin, aynı zamanda, Narodnaya Volya örgütü üyelerinin çarlığa karşı yürüttükleri fedakârca mücadeleye büyük bir saygı duydu. 1899 yılında "Rus Sosyal-Demokratlarının Bir Protestosu"nda, "sadece birkaç kahramanın desteklediği dar bir toplumsal grup olması ve hiç bir şekilde hareketin bayrağı olarak hizmet gören bir devrimci teori olmaması olgusuna karşın, eski Narodnaya Volya üyelerinin Rusya'nın tarihinde büyük bir rol oynamayı başardığına" işaret etti. (Bkz:
Collected Works, c. 4, s. 181.) s. 280.
[55] Lenin'in aklındaki şey, 1857-1858 yıllarında köylülerin sertlikten kurtulmaları için taslaklar düzenlemek üzere Avrupa Rusyası'nın bütün eyaletlerinde (Arçangel eyaleti dışında) kurulan eyalet komiteleridir. Komiteler, soylular arasından seçilen kimselerden oluşuyorlardı (dolayısıyla bunlara "soylu komiteleri" deniliyordu) ve aslına bakılacak olursa, "köylü reformu"nu soyluların çıkarlarına en uygun bir biçimde yürütmenin yollarım aramak amacıyla kurulmuşlardı. s. 285.
[56] Valuyev Komisyonu. — "Rus Tarımının Durumunu Araştırma Komisyonu". Çarın bakanı olan P. A. Valuyev başkanlığında çalıştı. 1872-73 yıllarında, komisyon, Reform-sonrası Rusya'sında tarımın durumuna ilişkin çok miktarda materyal topladı: bunlar, toprakbeylerinin hesap raporları ve depozitleri, yöneticilerin raporları, soylu mareşaller, zemstvo kuruluşları, tahıl tüccarları, volost meclisleri, köy papazları, kulaklar, istatistiksel ve tarımsal topluluklar ve tarımla bağıntısı olan diğer kuruluşlarla ilgiliydi. Bu materyal, 1873 yılında, St. Petersburg'da Rus Tarımının
Durumunu Araştırma Komisyonu Raporları adı altında yayınlandı. s. 289.
[57] Oblomov. — Rus yazarı İ. A. Gonçarov'un aynı adlı romanındaki roman kahramanı olan toprak sahibi. Oblomov rutinin, durgunluğun ve eylemsizliğin cisimlendlrilişiydi. Bu ad, burada, Rus toprak sahibini anlatmak üzere genel bir anlamda kullanılıyor, s. 292.
[58] "Genel
Yeniden Dağıtım". — Çarlık Rusyası köylüleri arasında yaygın olan ve onların, toprağın bir genel yeniden dağıtımı isteklerini dile getiren bir slogan, s. 299.
[59] V. İ. Lenin,
Collected Works, c. 6, s. 140-141'de yer alan, Nadejdin'in oportünist görüşlerinin eleştirisi. Yazı,
Zarya, n° 4'te yazıkurulunca metinden çıkarılmıştı.
Zarya’da, çıkarılan metin yerine, Lenin'in yazdığı dipnot da basılmadı. (Eleştiri şu sözcüklerle başlıyordu: "Toprağın ulusallaştırılması gibi bir azamî [talebe —ç.] ulaşmak isteği konusunda Nadejdin'in sapıttığım görmek ilginçtir..." Ve şu sözlerle sona eriyordu: "Neye mal olursa olsun mujik tarafından anlaşılmak isteği Nadejdin'i gerici bir küçük-burjuva ütopyası cangılına itmiştir."). s. 303.
[60] Kır
yöneticileri ("Zemski Naçalnik"). — 1889 yılında, çarlık hükümetinin büyük toprak sahiplerinin köylüler üzerindeki otoritelerini güçlendirmek üzere koyduğu idarî bir memuriyet. Kır yöneticileri o bölgede yaşayan toprak sahibi soylular arasından seçilirlerdi ve çok geniş yetkileri vardı. Bunlar, sadece adlî değil, aynı zamanda hukukî yetkilerdi. s. 304.
[61] Moskavskiye Viyedomosti ("Moskova Günlüğü"). — 1756 yılında Moskova Üniversitesince (ilk kez tek sayfa halinde) yayımlanan, en eski Rus gazetelerinden birisi. 1863-1887 yıllarında çok gerici bir şovenist olan M. N.. Katkov tarafından yayınlanıyordu ve sorumlu yazıişleri müdürü de aynı kişiydi. M. N. Katkov, ilerici en küçük bir toplumsal düşünceye bile şiddetle karşıydı ve gazeteyi, toprakbeylerinin ve din adamlarının en gerici kesimlerinin görüşlerini dile getiren monarşist-milliyetçi bir organ haline getirdi. 1905'ten sonra
Moskavskiye Viyedomosti kara-yüzlerin bellibaşlı organlarından biri oldu. 1917 sonlarına doğru kapatıldı. s. 309.
[62] Oblomovka. — Büyük toprak sahibi Oblomov'a ait olan köyün adı. (57 nolu açıklayıcı nota bakımz.) "Oblomovka" sözcüğü, burada, çarlık günlerindeki bir Rus köyünü belirtmek üzere kullanılmıştır. s. 312.
[63] 1902 yılı Mart sonu ve Nisan başlarında Poltava ve Harkov eyaletlerinde görülen köylü hareketine değinilmektedir. Bu hareket, Rus köylülerinin, 20. yüzyıl başlarında, ilk büyük çaptaki devrimci eylemidir. 1901 yılındaki kötü ekimin ve bunu izleyen kıtlığın daha da kötüleştirdiği, bu eyalette yaşayan köylülerin umutsuz durumu, bu eylemin kıvılcımı oldu. Köylüler yeniden bir toprak dağıtımı talebinde bulundular, ama 1902 hareketinde, kendilerini, toprakbeylerinin mülklerindeki yiyecek ve yem stoklarının ele geçirilmesi ile sınırladılar. Poltava eyaletindeki 56 malikâne ve Harkov eyaletinde 24 malikâne saldırıya uğradı. Köylüleri ezmek üzere birlikler gönderildi. Çarlık hükümetinin misillemesi sonucunda, birçok köylü öldürüldü, bazı köylerin bütün sakinleri kamçılandı ve yüzlerce köylü çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Köylüler, köylü ayaklanması yüzünden toprakbeylerinin uğradıkları "kayrolan" karşılamak üzere 80.000 rublelik bir tazminat ödemeye zorlandılar. Yoksul
Köylülere (İşçi ve Köylü İttifakı, Sol Yayınlan, Ankara 1975, s. 7 vd.) adlı broşüründe, V. İ. Lenin, Harkov ve Poltava'daki köylü hareketinin hedeflerini, niteliğini ve yenilgi nedenlerini inceledi. s. 313.