Viladimir İliç Lenin
Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi
Geniş Çaplı Sanayi İçin Bir İçpazarın Oluşma Süreci [1]





1896-1899 tarihleri arasında yazıldı.
İlk kez Mart 1899'da yayınlandı.
[Türkçesi: V. İ. Lenin'in Razvitiye kapitalizma v Rossi (1896-99) adlı yapıtının İngilizcesinden (The Development of Capitalism in Russia - The Process of the formation of a home market for large-scale industry, Progress Publishers, Moscow 1964) çevirildi ve Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi - Geniş-Çaplı Sanayi İçin Bir İçpazarın Oluşma Süreci adı ile Sol Yayınları tarafından Eylül 1975 (Birinci Bask) tarihinde yayınlandı.]
Eriş Yayınları tarafından düzenlenmiştir.

e-posta:
Kurtuluş-Cephesi Dergisi
Özgün biçimiyle Acrobat Reader formatında:
Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi (3.446 KB)










YEDİNCİ BÖLÜM
GENİŞ-ÇAPLI MAKİNELİ SANAYİİN GELİŞMESİ

I. BİLİMSEL FABRİKA KAVRAMI VE
“FABRİKA” İSTATİSTİKLERİNİN ANLAMI[148]


      Geniş-çaplı makineli (fabrika) sanayii üzerinde durmadan önce, bu terimin bilimsel olarak kavranışının, hiç de, onun bilinen, her günkü anlamına uymadığını saptamamız gerekir. Resmî istatistiklerimizde ve genel olarak yazında, fabrika, azçok önemli sayıda işçi çalıştıran, azçok büyük herhangi bir sınaî kuruluş olarak anlaşılmaktadır. Oysa Marx’ın teorisine göre, geniş-çaplı makineli (fabrika) sanayii terimi yalnızca, sanayideki kapitalizmin belirli bir aşaması, yani en yüksek aşaması için geçerlidir. Bu aşamanın baş ve en önemli özelliği, üretim için bir makineler sisteminin kullanılmasıdır.1 Manüfaktürevinden fabrikaya geçiş, edinilmesi yüzyıllar sürmüş olan sanatçının el ustalığım ortadan kaldıran tam bir teknik devrime işaret eder ve bu teknik devrimin ardından, kaçınılmaz [sayfa 396] olarak, toplumsal üretim ilişkilerinin en etraflı bir biçimde yıkılması, üretime katılan çeşitli gruplar arasında son bir ayrılma, geleneklerden tam bir kopma, kapitalizmin bütün karanlık yönlerinin yoğunlaşması ve genişlemesi, aynı zamanda da kapitalizmin emeği yığın olarak toplumsallaştırması gelir. Böylece, geniş-çaplı makineli sanayi, kapitalizmin son sözü, ondaki toplumsal “ilerleme unsurlarının2 ve geri çekilmenin son sözü olur.
      Bundan açıkça anlaşılıyor ki, manüfaktürevinden fabrikaya geçiş, kapitalizmin gelişmesiyle uğraştığımız zaman özellikle önemlidir. Her kim bu iki aşamayı karıştırırsa, kapitalizmin dönüştürücü, ilerici rolünü anlama olanağından yoksun kalır. Gördüğümüz gibi, safça, kapitalizmi genel olarak “fabrika” sanayi ile bir tutan ve “kapitalizmin görevi’’ ve hatta onun “birleştirici anlamı” sorununu3 yalnızca fabrika istatistiklerine başvurarak çözmeyi öneren bizim narodnik iktisatçılar, bu hatayı işlemektedirler. Bu yazarlar, fabrika istatistikleri konusunda (aşağıda ayrıntılı olarak göreceğimiz gibi) şaşırtıcı bir cehalet göstermekten başka, Marx’ın teorisini, tuhaf bir basmakalıplık ve dargörüşlülükle kavrayarak daha da ağır bir hata işlemişlerdir. Her şeyden önce, geniş-çaplı makineli sanayiin gelişmesi sorununu salt fabrika istatistiklerine indirgemek gülünçtür. Bu bir istatistik sorunu değil, söz konusu ülkenin sanayi kapitalizminin gelişmesi sırasında aldığı biçimler ve geçtiği aşamalar sorunudur. Ancak bu biçimlerin özü ve ayırıcı özellikleri açıklığa kavuşturulduktan sonradır ki, şu ya da bu biçimin gelişmesini, gereken biçimde derlenmiş istatistikler aracılığıyla sergilemek bir anlam taşır. Ama eğer Rus istatistikleriyle yetinirlerse, bu, kaçınılmaz olarak en farklı kapitalizm biçimlerinin aynı kaba konmasına, ağaçlardan ormanın görülmemesine yol açar. İkincisi kapitalizmin bütün görevini, “fabrika” işçilerinin sayısının artırılmasına indirgemek teorinin kavranmasındaki sığlığı açığa vurur; tıpkı Mihailovski’nin bütün bu toplumsallaştırma, birkaç yüz ya da birkaç bin işçinin, bir çatı altında biçmesi, parçalaması, kesmesi, rendelemesi, vb. anlamına gelirken, kapitalizmin emeği toplumsallaştırmasından neden sözedildiğine şaştığını söylemesinde olduğu gibi.4
      İlerdeki açıklamalarımızın görevi ikilidir: bir yandan fabrika istatistiklerimizin durumunu ve onların uygunluğu sorununu [sayfa 397] ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Bu büyük ölçüde olumsuz iş, sözkonusu veriler yazınımızda kesinlikle istismar edildiği için gereklidir. Öte yandan da, Reform-sonrası dönemde, geniş-çaplı makineli sanayiin büyümesini doğrulayan verileri inceleyeceğiz.

II. FABRİKA İSTATİSTİKLERİMİZ


      Rusya’daki fabrika istatistiklerinin ana kaynağı fabrika ve atelye sahiplerinin yıllık olarak, bu yüzyılın hemen başlarında kabul edilen bir yasa gereğince, Ticaret ve Manüfaktür Bakanlığına verdikleri sonuçlardır.5 Bu yasadaki, fabrika sahiplerinin bilgi sunmalarına ilişkin çok ayrıntılı kurallar, bağnaz bir istekten öteye geçmez ve bugüne kadar, fabrika istatistikleri, eski, tümüyle Reform-öncesi çizgiler üzerinde örgütlenmişlerdir ve yalnızca valilik raporlarının bir eki durumundadırlar. “Fabrika ve atelyeler” teriminin kesin bir tanımı yoktur ve dolayısıyla, eyalet ve hatta uyezd yetkilileri, bu terimi en değişik biçimlerde kullanmaktadırlar. Sonuçların, gereken biçimde ve düzenli olarak toplanmasını ve doğrulanmasını yönetecek hiç bir merkezî organ yoktur. Sınaî kuruluşların çeşitli bakanlıklar arasında (Madencilik, Ticaret ve Manüfaktür Bakanlığı, Çeşitli Vergiler Bakanlığı, vb.) dağılması, karışıklığı daha da artırır.6
      Ek II’de, Reform-sonrası dönemdeki fabrika sanayiimiz hakkında, resmî yayınlarda bulunabilecek verileri, yani 1863-1879 ve 1885-1891 yıllarına ait olanları aktarmaktayız. Bu veriler, yalnızca, dolaylı vergiye tâbi olmayan işçilere aittir; üstelik, farklı dönemlerde, farklı sayıda işlerle ilgili bilgi verilmiştir (1864-1865 ve 1885 ve sonraki yıllara ait sonuçlar en tam sonuçlardır); bu nedenledir ki, 1864-1879 ve 1885-1890 yılları için, yani 22 yıl için, haklarında veriler bulunan 34 işi seçtik. Bu verilerin değerini anlayabilmek için önce fabrika istatistiklerimiz üzerine en önemli yayınları inceleyelim. 60’larla işe başlayalım. [sayfa 398]
      60’larda fabrika istatistiklerini derleyenler, ellerindeki sonuçların son derece yetersiz niteliğini çok iyi biliyorlardı. Ortak görüşlerine göre, işçilerin sayısı ve toplam üretim, fabrika sahiplerinin raporlarında, büyük ölçüde, olduğundan az gösterilmişti; “farklı eyaletler için bile, neyin fabrika ve atelye sayılacağına dair düzenli bir tanımlama yoktur, çünkü birçok eyaletler, örneğin, yel değirmenlerini, tuğla yapım sundurmalarını ve küçük sınaî kuruluşları da fabrika ve atelyeler arasına katarken, ötekiler bunları hiç hesaba katmamakta, böylece de, farklı eyaletlerdeki fabrika ve atelyelerin toplam sayısı üzerine karşılaştırmalı veriler bile değersizleşmektedir.”7 Bunlara ek olarak, evde çalışanların da fabrika işçileri arasına dahil edilmelerine, bazı fabrika sahiplerinin yalnızca fabrika binalarında yaşayan işçilere ait sonuçları vermesi gerçeğine vb. işaret eden, Busen, Bock ve Timiryazev’in eleştirileri daha da şiddetlidir.8 Bay Busen şöyle diyor: “Manüfaktürevi ve fabrika sanayii konusunda, doğru hiç bir resmî istatistik yoktur, ve ilk malzemenin toplanmasındaki temel ilkelerde bir değişiklik olmadıkça da böyle istatistikler olmayacaktır. “9 “Birçok işler için, fabrika ve atelye tabloları, açıktır ki yanlış anlama ile, fabrika ya da atelye niteliği hiç taşımayan sayısız salt zanaat ve elsanatı kuruluşunu kapsamaktadır.”10 Bu durumu göz önünde tutan Yıllık editörleri, “halka yanlış ve açık bir biçimde abartılmış rakamlar sunmayı istemeyerek”10 basılan verileri özetlemeyi bile reddettiler. Okuyucuya, bu açık abartmanın ölçüsü hakkında bir fikir verebilmek için, Yıllık’ta sunulan verilere dönelim; Yıllık 1.000 rubleden fazla üretime sahip fabrikaların bir listesini içerdiğinden, bütün öteki kaynaklardan üstündür. Bugün (1885’ten beri) daha küçük bir toplam üretime sahip kuruluşlar fabrika sayılmamaktadır. Bu küçük kuruluşlar konusunda yapılan bir hesaplama Yıllık’a göre, bunlardan 7.327 işçi çalıştıran ve 987.000 ruble tutarında bir üretime sahip 2.366’sının genel fabrikalar listesine dahil edildiğini ortaya çıkarmıştır. Oysa, 71 işteki toplam fabrika sayısı Yıllık’a göre, 6.891’di ve bunlar 347.473 işçiye ve 276.211.000 ruble tutarında bir üretime sahiptiler. Dolayısıyla küçük kuruluşlar toplam kuruluş sayısının %34,3’ünü, toplam işçi sayısının %2,1’ini [sayfa 399] ve toplam üretimin %0,3’ünü temsil ederler. Böyle küçük kuruluşlara (kuruluş başına ortalama 3’ten biraz fazla işçi ve 500 rubleden az bir üretim) fabrika gözü ile bakmanın saçma olacağı ve bunların tam kaydedilmesi gibi bir şeyin söz konusu olamayacağı açıktır. İstatistiklerimizde böyle kuruluşlar, fabrika olarak sınıflandırılmakla kalmıyor, üstelik yüzlerce elsanatçısının sunî ve keyfî bir biçimde bir “fabrika” olarak birleştirildikleri durumları da görüyoruz. Örneğin, bizzat bu Yıllık, Nijni-Novgorod eyaleti, Gorbatov uyezdine bağlı, İzbilets volostundaki ip yapımı işinde, “İzbilets volostu köylülerinin 929 işçiye, 308 çıkrığa, 100.400 rublelik bir üretime sahip” bir fabrikasından (s. 149), ya da aynı uyezde bağlı Vorsma köyündeki, “100 demirciye, 250 marangoz tezgâhına (evlerde); atla çalışan 3, elle çalışan 20 bileği taşına, 902 işçiye, 6.610 rublelik bir üretime sahip Kont Şeremetev’in geçici bağımlı köylülerinin” bir fabrikasından söz ediyor (s. 281). Böyle istatistiklerin gerçek durum hakkında nasıl bir fikir verdiklerini düşünün!11
      60’ların fabrika istatistikleri kaynakları arasında Askeri İstatistikî Özet (c. IV, Rusya, St. Petersburg 1871) özel bir yer tutar. Madencilik ve dolaylı vergi ödeyen kuruluşlar da dahil olmak üzere, Rusya İmparatorluğundaki tüm fabrika ve atelyeler hakkında veri sunar ve 1866’da Avrupa Rusyası’nda tamıtamına, 70.631 fabrika, 583.317.000 ruble tutarında bir üretime sahip 829.573 işçi bulunduğunu hesaplar!! Bu tuhaf rakamlara ulaşılmasının nedeni, birincisi Maliye Bakanlığı raporlarından değil, Merkezî İstatistik Komitesinin özel sonuçlarından alınmaları (bu sonuçlar komitenin yayınlarından hiç birinde kısılmamıştır; kim tarafından, nasıl ve ne zaman toplandığı ve işlendiği de bilinmemektedir);12 ikincisi de, [sayfa 400] Askerî İstatistikî Özet’i hazırlayanların en küçük kuruluşları bile fabrikalar arasına katmakta hiç tereddüt etmemeleri (Askerî İstatistikî Özet, s. 319) ve üstelik ana sonuçları öteki malzemelerle, Ticaret ve Manüfaktür Bakanlığının sonuçları ile, Levazım Dairesinin sonuçlarıyla, Donatım ve Denizcilik Bakanlıklarının sonuçlarıyla ve nihayet “çok farklı kaynaklardan gelen” sonuçlarla tamamlamalarıdır. (İbid., s. XXIII).13 Bu nedenle, Askerî İstatistikî Özet’in verilerini bugünkü verilerle karşılaştırma amacıyla kullanmakla, Bay N. –on,14 Karişev,15 ve Kablukov,16 fabrika istatistiklerimizin esas kaynaklarını hiç tanımadıklarını ve bu istatistiklere karşı kesinlikle eleştirel olmayan bir tavır takındıklarını ortaya koymuşlardır.
      Özgür İktisat Derneğinde Askerî İstatistikî Özet’teki rakamların tümüyle hatalı niteliğine işaret eden M. İ. Tugan-Baronovski tarafından okunan araştırma üzerine yapılan tartışmalar sırasında, birkaç konuşmacı; işçilerin sayısında bir hata olsa bile, bunun çok ufak –%10-15 oranında– olduğunu söylemiştir. Örneğin Bay V. V. böyle demişti (bkz: tartışmanın tam raporu, St. Petersburg 1898, s. 1). Açık bir sözle yetinen Bay V. Pokrovski de ona “katılmıştı” (s. 3). Fabrika istatistiklerimizin çeşitli kaynaklarına ilişkin eleştirel bir inceleme yapmaya bile girişmeden, bu insanlar ve onları destekleyenler, fabrika istatistiklerimizin yetersiz niteliği hakkında ve verilerin son zamanlarda daha kesin (??) hale geldiği vesaire hakkında genellemelerle yetinmişlerdir. Esas sorun, Bay N. –on ve Karişev’in acemice hatası, P. B. Struve’nin çok haklı olarak belirttiği gibi (s. 11) böylece kapatılmış oldu. Bu nedenle biz Askerî [sayfa 401] İstatistikî Özet’in verilerindeki kaynaklan özenle inceleyen herhangi biri tarafından görülebilen ve görülmesi gereken abartmaları, hesaplamaya değer görüyoruz. 71 iş için, 1866’ya ait gerek Maliye Bakanlığının (Maliye Bakanlığı Yıllığı, I) gerekse bilinmeyen kaynağın, (Askerî İstatistikî Özet), paralel istatistiklerine sahibiz. Metalürjiyi katmazsak, Askerî İstatistikî Özet, bu işler için, Avrupa Rusyası’ndaki fabrika ve atelyelerde çalışan işçilerin sayısını, 50.000 fazla göstermiştir. Üstelik, Yıllık bazı işler için, yalnızca, imparatorluğa ait genel rakamlar verir ve bu rakamları, “açık abartılmışlıkları” karşısında ayrıntısıyla tahlil etmeyi reddederken (Yıllık, s. 306), Askerî İstatistikî Özet, bu rakamlardan 95.000 daha fazla işçi vermektedir. Tuğla yapımında, işçilerin sayısı, en az 10.000 abartılmıştır; buna inanmak için, Askerî İstatistikî Özet’te verilen eyaletlere göre verilerle, Maliye Bakanlığı Sonuçları ve Malzemesi, 1866 n° 4 ve 1867 n° 6’daki verileri karşılaştırmak gerekir. Metalürji işleri için, Askerî İstatistikî Özet, işçilerin sayısını, Yıllık’takine kıyasla, 86.000 fazla göstermiştir, bu rakama bazı maden işçilerini de kattığı ortadadır. Askerî İstatistikî Özet, dolaylı vergi ödeyen işler için, bir sonraki bölümde de göreceğimiz gibi, işçi sayısını hemen hemen 40.000 fazla göstermiştir. Toplam olarak 280.000lik bir abartma vardır. Bu asgari ve eksik bir rakamdır, çünkü Askerî İstatistikî Özet’teki verilerin doğruluğunu, bütün işler için araştıracak malzemeden yoksunuz. Böylece, Bay N. –on ve Karişev’in hatasının önemsiz olduğunu iddia eden kişinin, konu hakkında ne ölçüde bilgi sahibi olduğunu değerlendirebiliriz!
      1870’lerde, fabrika istatistiklerini birleştirmek ve tahlil etmek için, 1860larda yapılandan çok daha az şey yapılıyordu. Maliye Bakanlığı Yıllık’ı, 1867-1879 yılları için, yalnızca 40 işe (dolaylı vergiye tâbi olmayan) ait verileri içerir (c. VIII, X ve XII; bkz: Ek II). Öteki işlerin dahil edilmemesi, “tarımsal yaşamla bağlantısı olan, ya da zanaat ve elsanatı sanayilerinin eklentileri olan” sanayilere ait “malzemenin son derece yetersiz nitelikte” oluşuna bağlanmaktadır (c. VIII, s. 422; aynı yapıt, c. X, s. 590). 1870’ler için en değerli kaynak, Bay P. Ovlov’un Fabrika ve Atelyeler Kılavuzu’dur. (Birinci baskı, St. Petersburg 1881, 1879 sonuçları fabrika sahiplerinin Ticaret ve Manüfaktür Bakanlığına sunduğu aynı raporlardan alınmıştır). Bu yayın en az 2.000 rublelik bir üretime sahip bütün kuruluşları sıralamaktadır. Elsanatı sanayiinden ayrılamayan ve küçük olan ötekiler, bu listede verilmemiş, ama, Kılavuz’un sunduğu özet verilere dahil edilmişlerdir. 2.000 ruble ve daha fazla bir [sayfa 402] üretime sahip kuruluşlar için ayrı toplamlar verilmediğinden, Kılavuz’un genel verileri de, önceki yayınlar gibi, küçük kuruluşları büyüklerle birleştirir; farklı işler ve farklı eyaletler için eşit olmayan sayıda küçük kuruluş, (kuşkusuz tamamen rasgele bir biçimde) istatistiklere dahil edilmiştir.17 Tarımla bağlantısı olan işler açısından Kılavuz, Yıllık’ın kaygılarını yineler (s. 396) ve verilerin doğru ve tam olmayışı yüzünden yaklaşık toplamlar vermeyi bile (italikler yazarındır) reddeder.18 Ama (aşağıda da göreceğimiz gibi, tamamen meşru olan) bu görüş, Kılavuz’un genel toplamlarına bütün bu özellikle güvenilmez rakamların dahil edilmesini engellememiş, bunlar da böylece, nispeten güvenilir rakamlarla biraraya konmuştur. Kılavuz’un Avrupa Rusyası’na ait toplam rakamlarını verelim ve, bunların öncekilerden farklı olarak, dolaylı vergi ödeyen işleri de kucakladığını belirtelim. (Kılavuz’un, 1887 ikinci baskısı, 1884’e ait sonuçlan, 1894 üçüncü baskısı, 1890’a ait sonuçları vermektedir.) [Tablo 85.]

[TABLO 85]

Yıllar

Fabrika ve
Atelyeler

Toplam
Üretim
(Bin Ruble)

İşçi Sayısı

1879*
1884
1890

27.986
27.235
21.124

1.148.134
1.329.602
1.500.871

763.152
826.794
875.764

* Bazı eksik veriler yaklaşık olarak eklenmiştir. Bkz: Kılavuz, s. 695.


      Daha ilerde göstereceğiz ki, bu verilerin yansıttığı, fabrika sayısındaki düşüş aslında uydurmadır; bütün sorun, farklı zamanlarda, farklı sayıda küçük kuruluşun fabrika olarak sınıflandırılmasıdır. Böylece, 1.000 rubleyi aşan bir üretime sahip kuruluşların sayısı, 1884’te, 19.277 ve 1890’da 21.124 olarak; 2.000 ve daha fazla rublelik bir üretime sahip kuruluşların sayısı, 1884’te 11.509 ve 1890’da 17.642 olarak hesaplanmıştır.19 [sayfa 403]
      1889’da Ticaret ve Manüfaktür Bakanlığı, ayrı ayrı basımlar halinde (1885 ve sonraki yıllar için) Rusya’daki Fabrika Sanayii Üzerine Veri Derlemeleri’ni yayınlamaya başladı. Bu veriler yukarda değinilen malzemeye (fabrika sahiplerinin raporlarına) dayanır, ve bu malzemelerin işlenişi, 60’ların yukarda adı geçen yayınlarındakinden daha kötü olup doyurucu olmaktan çok uzaktır. Tek iyileşme, küçük kuruluşların, yani 1.000 rublenin altında bir üretime sahip olanların fabrika ve atelyeler arasına dahil edilmemiş olmaları ve onlarla ilgili bilginin, işlere göre dağıtılmadan, ayrı biçimde verilmiş olmasıdır.20 Bu, kuşkusuz, bir fabrikanın ne olduğuna dair tümüyle yetersiz bir ölçüttür; bugünkü bilgi toplama sistemi ile, 1.000 rublenin üzerinde bir üretime sahip kuruluşların tam kaydedilmesi söz konusu olamaz; tarımla bağlantısı olan islerdeki “fabrikalar’’in ayrılması, tamamen rasgele yapılmıştır – Örneğin, bazı eyaletlerde ve bazı seneler, su değirmenleri ve yel değirmenleri fabrika olarak sınıflandırılmışken, ötekilerde böyle yapılmamıştır21 “1885-1887’de Rusya’daki Fabrika Sanayiinin Temel Sonuçları” (bu yıllara ait Derleme’de) bölümünün yazan, farklı eyaletlere ait verilerin benzer ve karşılaştırabilir olmadığını göz önünde tutmamakla sürekli hata işlemektedir. Nihayet Derlemeler’i nitelendirmemize, şunu da ekleyelim; 1891’in sonuna kadar Derlemeler, yalnızca dolaylı vergiye tâbi olmayan iş en kapsarken, 1892’den bu yana madencilik ve tüketim vergisi ödeyenler de dahil olmak üzere, bütün işleri kapsamaktadır; daha önce sunulan verilerle karşılaştırılabilecek verilere özel olarak hiç değinilmemiş, ve demir dökümhanelerinin toplam fabrika ve atelyeler sayısına katılmasında yararlanılan yöntemlere ilişkin hiç bir açıklama yapılmamıştır. (Örneğin, dökümhane istatistikleri, hiç bir zaman atelyenin üretim değerini vermez, yalnızca hacmini verir. Derlemeler’i [sayfa 404] derleyenlerin, üretim değerini nasıl buldukları bilinmemektedir.)
      1880’lerde fabrika sanayiimiz hakkında, bir başka bilgi kaynağı daha vardır, olumsuz nitelikleri için ve Bay Karişev bu kaynaktaki verilerden yararlandığından, bu kaynağın üzerinde durmak gerekir.22 Bu, 1884-85, Rusya İçin Sonuçlar’dır (St. Petersburg 1887, Merkezî İstatistik Komitesince basılmıştır); tablolarından birinde, “1885’te, Avrupa Rusyası’ndaki fabrika sanayiinin üretimi toplamları” verilmektedir (Tablo XXXIX); fabrika ve işçi sayısı, eyaletlere göre dağıtılmaksızın, yalnızca bir bütün olarak Rusya için verilmiştir. Bilgi kaynağı, “vali beylerin raporlarındaki verilerdir” (s. 311). Veriler, gerek dolaylı vergi ödeyenler, gerekse madencilik işleri dahil olmak üzere bütün işleri kapsar ve her iş için, bütün Avrupa Rusyası’na ait atelye basma düşen “ortalama” işçi sayısı ve üretim verilmiştir. İşte Bay Karişev bu “ortalamaları” “tahlil etmekle” işe başlamıştır. Bunların değerini tartabilmek için Sonuçlar’daki verileri, Derleme’dekilerle karşılaştıralım (böyle bir karşılaştırma yapabilmek için, ilk verilerden, metalürji, dolaylı vergi ödeyen, balıkçılık ve “öteki” işleri çıkarmalıyız: böylece geriye 53 iş kalacaktır; veriler Avrupa Rusyası’na aittir) [Tablo 86]:

[TABLO 86]

Kaynaklar

Fabrikaların
Sayısı

İşçilerin
Sayısı

Üretim
(Bin Ruble)

“Rusya için sonuçlar”
“Ticaret ve Manüfaktür
    Bakanlığı Derlemesi”




54.179
 
14.761

+39.418
+ %267

559.476
 
499.632

+59.844
+ %11,9

569.705
 
672.079

–102.374
– %15,2


      Demek ki, valilik raporları, onbinlerce küçük tarım ve elsanatı kuruluşunu “fabrikalar” arasına dahil etmişlerdir! Kuşkusuz, bu tür kuruluşlar, çeşitli işler için ve çeşitli eyalet ve uyezdler [sayfa 405] için tamamen rasgele bir biçimde fabrikalar araşma katılmışlardır. Sonuçlar’a ve Derleme’ye göre, bazı işlerdeki atelye sayısına ait örnekler şöyledir: kürk – 1.205 ve 259; deri – 4.079 ve 2.026; hasır ve çanta – 562 ve 55; nişasta ve melas – 1.228 ve 184; un değirmenciliği – 17.765 ve 3.940; yağ-sıkma – 9.341 ve 574; katran damıtma – 3.366 ve 328; tuğla-yapımı – 5.067 ve 1.488; çömlekçilik ve perdahlanmış kiremit – 2.573 ve 147. Eğer fabrika sanayiimizdeki “kuruluşların sayısı”,23 böyle bir “fabrika” sayım yöntemine dayanan “ortalama rakamlar”la hesaplanırsa, elde edilecek “istatistikler”in ne tür bir şey olacağı tahmin edilebilir! Ama, Bay Karişev geniş-çaplı sanayi başlığı altında, yalnızca yukarda değinilen fabrika başına düşen ortalama işçi sayısının (bütün Rusya için), yüzden fazla olduğu işleri sınıflandırdığı zaman hesaplarını, tamı-tamına bu biçimde yapmış olmaktadır. Bu tuhaf yöntemle, toplam üretimin yalnızca dörtte birinin, “yukarda belirtilen sınırlar içinde düşünülen geniş-çaplı sanayi” tarafından sağlandığı sonucuna erişilir!! (Adı geçen makale, s. 47.)24 İlerde, 100 ve daha fazla işçi çalıştıran fabrikaların, gerçekte, fabrika sanayiimizin toplam üretiminin yarısından fazlasını sağladığını göstereceğiz.
      Bu arada şunu da belirtelim ki, yerel eyalet istatistik komitelerinin verileri (bunlar valilik raporları için kullanılırlar) her zaman, “fabrika ve atelyeler” teriminin kesin bulanıklığı ve küçük kuruluşların rasgele kaydedilmesiyle göze çarpar. Böylece Smolensk eyaletinde, 1893-94 için bazı uyezdler düzinelerce küçük yağhaneleri fabrika saymışken, ötekiler hiç birini fabrika saymamışlardır; eyaletteki katran “atelyeleri”nin sayısı 152 olarak verilmiş (1890 Kılavuz’una göre hiç yoktur), çeşitli uyezdlerde aynı gelişigüzel kayıtlar yapılmıştır, vb..25 Yaroslavl Eyaleti için, yerel istatistikçiler, 90’larda fabrika sayısını 3.376 olarak vermişlerdir [sayfa 406] (1890 Kılavuz’undaki 472’ye karşı), buna (bazı uyezdler için) yüzlerce un değirmeni, demirci, küçük patates işleme atelyeleri vb. de dahildir.26
      Çok yakın zamanlarda, fabrika istatistiklerimiz, bilgi toplama planını değiştiren, “fabrika ve atelyeler” teriminin anlamını değiştiren (yeni ölçütler benimsenmiştir; bir motorun ya da en az 15 işçinin bulunması), ve bilgi toplama ve doğruluğunu saptama işinde fabrika müfettişlerini kullanan bir reforma uğramıştır. Ayrıntılar için, okuyucunun yukarda adı geçen Çalışmalar’ımızdaki* makaleye bakmasını öneririz, burada yeni plana göre derlenmiş olan Fabrika ve Atelyeler Listesi’nin (St. Petersburg 1897)27 ayrıntılı bir incelemesi yapılmış ve reforma karşın, fabrika istatistiklerimizdeki gözle görülür hemen hiç gelişme olmadığı, “fabrika ve atelyeler” teriminin tamamen bulanık kaldığı; verilerin çoğu kez hâlâ tamamen gelişigüzel olduğu ve dolayısıyla büyük bir ihtiyatla ele alınması gerektiği gösterilmiştir.28 Ancak, Avrupa’daki gibi örgütlenmiş, iyi bir sınaî sayım, istatistiklerimizi kaos durumundan kurtarabilir.29 [sayfa 407]
      Fabrika istatistiklerimizin gözden geçirilmesinden anlaşılmaktadır ki, bunların içerdikleri veriler, büyük bir çoğunlukla, özel olarak işlenmeden kullanılamaz; bu işlenmenin baş amacı nispeten faydalı olanları kesinlikle faydasız olandan ayırmak olmalıdır. Bir sonraki bölümde, en önemli işler hakkındaki verileri bu bakımdan inceleyeceğiz, ama bu anda şu soruyu soruyoruz: Rusya’daki fabrikaların sayısı çoğalmakta mıdır, azalmakta mıdır? Bu soruyu yanıtlamadaki en büyük güçlük fabrika istatistiklerimizde “fabrika” teriminin en karışık biçimde kullanılmasından doğar; bu nedenle bazan, fabrika istatistiklerine dayanılarak bu soruya verilen olumsuz yanıtlar (örneğin Bay Karişev’inki) hiç bir değer taşımaz. Önce “fabrika” terimi için kesin bir ölçüt saptamalıyız; bu koşul olmaksızın, geniş-çaplı makineli sanayiin gelişmesini, toplamları içine, çeşitli zamanlarda çeşitli sayıda küçük un değirmenleri, yağhaneler, tuğla sundurmaları vb., vb. dahil edilmiş olan kuruluşlara ait verilerle sergilemek saçma olacaktır. Ölçüt olarak kuruluşta 16 işçiden az çalıştırılmamasını alalım, o zaman göreceğiz ki, 1866’da Avrupa Rusyası’ndaki bu tip sınaî kuruluşların sayısı en fazla 2.500-3.000, 1879’da 4.500 kadar, 1890’da 6.000 kadar, 1894-95’te 6.400 kadar ve 1903’te 9.000 kadardır.30 Dolayısıyla, Rusya’daki [sayfa 408] fabrika sayısı, Reform-sonrası dönemde büyümekte, hem de oldukça hızlı büyümektedir.

III. GENİŞ-ÇAPLI SANAYİİN GELİŞMESİ ÜZERİNE
TARİHİ-İSTATİSTİKİ VERİLERİN İNCELENMESİ


      Yukarda belirttik ki, geniş çaplı sanayiin gelişmesini fabrika istatistiklerine bakarak değerlendirebilmek için, bu istatistiklerdeki nispeten yararlı malzemeyi kesinlikle yararsız olanlardan ayırmak gerekir. Bu hususu aklımızda tutarak, manüfaktür sanayiimizin ana dallarını inceleyim.

1) Tekstil İşleri


      Yün işlerinin başında 1890’da 35 milyon rublenin üstünde bir ürüne sahip olan ve 45.000 işçi çalıştıran kumaş üretimi gelir. Bu işe ait tarihî-istatistikî veriler, işçi sayısında önemli bir azalma olduğunu, yani bu sayının, 1866’da 72.638’den, 1890’da 46.740’a düştüğünü gösterirler.31 Bu olguyu değerlendirmek için 1860ların sonuna kadar, keçe kumaş üretiminin özgül ve orijinal bir biçimde örgütlenmiş olduğunu hesaba katmalıyız; bu üretim serflerin ya da geçici olarak bağımlı köylülerin emeğine dayandığı için hiç bir biçimde kapitalist fabrika sanayii kategorisine sokulamayacak olan, nispeten büyük kuruluşlarda toplanmıştı. Bu yüzden, 60’ların “fabrika” sanayiini incelerken, kumaş fabrikalarının (1) toprak beyleri ya da soylulara ait olanlar, ve (2) tüccarlara ait olanlar olmak üzere ayrıldığını görürüz. Birinciler esas olarak ordu için kumaş üretirlerdi, hükümet anlaşmaları, fabrikalar arasında makinelerin sayısıyla orantılı olarak, eşit bir biçimde dağıtılırdı. Zorunlu emek, bu kuruluşlardaki teknik geriliğin ve kiralanmış emek kullanımına dayanan tüccar fabrikalarındaki işçi sayısından çok daha fazla sayıda işçi çalıştırmalarının nedeni idi.32 Keçe kumaş üretimiyle uğraşan işçilerin sayısında en büyük düşüş, toprak beylerine ait fabrikaların bulunduğu eyaletlerde olmuştur; böylece bu tür [sayfa 409] 13 eyalette (Manüfaktür Sanayileri İncelemesi’nde sıralanmıştır) işçilerin sayısı 32.921 den 14.539’a (1866 ve 1890) düşerken, tüccar fabrikalarının bulunduğu 5 eyalette (Moskova, Grodno, Liflandiya, Çernigov ve St. Petersburg) 31.291’den 28.257’ye düşmüştür. Bundan açıkça anlaşılmaktadır ki, burada iki karşıt eğilim sözkonusudur, ama bunların her ikisi de kapitalizmin gelişmesini gösterirler – bir yandan, malikâneye ait mülkiyet niteliğindeki* toprak beyleri kuruluşlarının[150] zayıflaması, öte yandan da tüccar kuruluşlarından salt kapitalist fabrikaların gelişmesi. 60’larda keçe kumaş üretiminde çalıştırılan işçilerden önemli bir kısmı, hiç de kelimenin dar anlamıyla fabrika işçileri değillerdi; toprak beyleri İçin çalışan bağımlı köylülerdi.33 Kumaş üretimi, Rus tarihindeki bu özgül olgunun – sanayide serf emeği kullanılmasının bir Örneğidir. Yalnızca Reform-sonrası dönemin üzerinde durduğumuzdan, yukardaki kısa sözler, bu olgunun fabrika istatistiklerine nasıl yansıtıldığını göstermeye yetecektir.34 Şimdi, bu sanayideki, geniş-çaplı makineli üretimin gelişmesini değerlendirmek için buharlı motorlar konusundaki istatistiklerden alınmış bazı rakamlar aktaracağız: 1875-1878’de Avrupa Rusyası’ndaki yün eğirme ve kumaş sanayilerinde, toplam 4.632 beygirgücünde, 209 buharlı motor kullanan 167 makineleşmiş kuruluş bulunuyordu; 1890’da, toplam 6.602 beygirgücünde 341 buharlı motor kullanan 197 kuruluş vardı. Demek ki, buhar gücünün kullanılması pek hızlı ilerlememiştir; bu, kısmen, toprak beylerine ait fabrikalardaki geleneklerle, kısmen de, keçe [sayfa 410] kumaşın yerine daha ucuz bükme yün ipliğinden ve karışık dokumaların geçmesiyle açıklanabilir.35 1875-1878 yıllarında, toplam 303 beygirgücünde 20 buharlı motor kullanan 7 makineleşmiş kuruluş vardı. 1890’da ise, toplam 1.375 beygirgücünde 61 buharlı motor kullanan, 28 makineleşmiş kuruluş vardı.36
      Yünlü eşya sanayiine gelince, gene farklı zamanlar için fabrika istatistiklerini karşılaştırmanın olanaksızlığım özellikle çarpıcı bir biçimde gösteren bir dal olan keçe yapımına değinelim: 1866 rakamları, toplam 295 işçi çalıştıran 77 fabrika verirken, 1890 için bu rakamlar, 1.217 işçi çalıştıran 57 fabrikadır. Birinci rakam, 2.000 rublenin altında bir üretime sahip 137 işçi’ çalıştıran 60 küçük kuruluşu da içerirken, ikinci rakam, dört işçi çalıştıran bir kuruluşu da içermektedir. 1866’da, Nijni-Novgorod eyaletine bağlı Semyonov uyezdinde, 39 küçük kuruluş kaydedilmişti; şimdi burada keçe yapımı çok gelişmiştir, ama buna bir “fabrika” sanayii gözüyle değil, bir “elsanatı” gözü ile bakılmaktadır (bkz: Altıncı Bölüm, § II, 2).
      Ayrıca, bugün, 200.000’den fazla işçi çalıştıran bir dal olan pamuk işleme de, tekstil işlerinde özellikle önemli bir yer tutar. Burada, fabrika istatistiklerimizin en önemli hatalarından birini, yani fabrika işçileriyle, kapitalist ilişkiler içinde çalıştırılan ev işçilerinin birleştirildiğini görüyoruz. Geniş-çaplı sanayi, (başka durumlarda olduğu gibi) burada da ev işçilerini fabrikaya çekerek gelişmiştir. Eğer, iş-dağıtma daireleri ve işodaları “fabrika” olarak sınıflandırılırsa, eğer ev işçileri, fabrika işçileriyle aynı kaba konursa, bu sürecin ne kadar çarpıtılmış gözükeceği ortadadır. 1866 için (Yıllık’a göre), 22.000 kadar ev işçisi, fabrika işçileri arasına dahil edilmiştir (bu hiç de tam bir rakam değildir, çünkü Yıllık, kuşkusuz kazara, Moskova eyaletinde, Vladimir eyaleti için pek bol olan, “köyden köye iş” hakkındaki notları ihmal etmiştir). 1890 için (Kılavuz’a, göre), bu tip yalnızca 9.000 kadar işçi görüyoruz. Açıktır ki, fabrika istatistiklerinde verilen rakamlar (1866 – pamuklu dokuma fabrikalarında 59.000 işçi; 1890 – 75.000) fabrika işçilerinin sayısındaki artışı olduğundan daha az göstermektedir.37 Farklı [sayfa 411] zamanlarda, ne denli farklı kuruluşların pamuklu dokuma “fabrikaları” olarak sınıflandırıldığını gösteren veriler şöyledir38 [Tablo 87]:

[TABLO 87]

Yıllar

Toplam
Pamuklu
Dokuma
“Fabrikaları”

Bunların Kapsadığı

Fabrikalar

Daireler

İşodaları

1866
1879
1890

436
411
311

256
209
283

38
66
21

142
136
7


      Demek ki, istatistiklerin gösterdiği, “fabrikalar”ın sayı-sındaki azalma gerçekte, dağıtım daireleri ve işodalarının yerine, fabrikanın geçtiğine işaret eder. Bunu iki fabrika örneğiyle sergileyelim [Tablo 88]:

[TABLO 88]

Yıllar

Şuya’daki İ. Terentiyev’in Fabrikası

İvanovo-Voznesensk’deki
İ. N. Garelin’in Fabrikası

 

Makine
Kuvvetiyle
İşleyen
Tezgah
Sayısı

İşçi Sayısı

Toplam
Üretim
(Bin Ruble)

 

Makine
Kuvvetiyle
İşleyen
Tezgah
Sayısı

İşçi Sayısı

Toplam
Üretim
(Bin
Ruble)

Binalarda

Dışarda

Toplam

Binalarda

Dışarda

Toplam

1866
1879
1890
1894-95

El
Buhar
Buhar
Buhar


648
1.502
?

205
920
1.043
1.160

670


875
920
1.043
1.160

130
1.346
1.244
1.878

Dağıtım Ofisleri
Buhar
Buhar
Buhar


893
1.141
?

?
1.274
1.483
2.134

1.917


1.917
1.274
1.483
2.134

158
2.137
2.058
2.933


      Dolayısıyla, bu sanayi dalındaki, geniş-çaplı makineli üretimin gelişmesini değerlendirmek için, en iyisi, makine kuvveti ile çalışan tezgâhların sayışım gösteren verilerin ele alınmasıdır. 1860’larda, bunlardan, 11.000 kadar,39 1890’da ise 87.000 kadar vardı. Dolayısıyla, geniş-çaplı makineli sanayi dev bir hızla gelişiyordu. Pamuk eğirme ve dokumada, 1875-1878’de, toplam 20.504 beygir gücünde 481 buharlı motora sahip, toplam 148 makineleşmiş kuruluş; 1890’da, toplam 38.750 beygirgücünde 554 buharlı motora sahip 168 makineleşmiş kuruluş kaydedilmişti. [sayfa 412]
      Rus istatistiklerinde, keten bezi üretimine ilişkin olarak da aynı hata yapılmış, burada yanlış bir biçimde, fabrika işçilerinin sayısının azaldığı gösterilmiştir (1836 – 17.171; 1890 – 15.497). Aslında, 1866’da, keten bezi fabrikası sahiplerine ait olan 16.900 tezgâhtan, yalnızca 4.749’u onların kuruluşlarında bulunmaktaydı, geri kalan 12.151 tezgâh, işodası sahiplerinin elindeydi.40 Bu yüzden 1866 yılına ait fabrika işçileri sayısı, 12.000 ev işçisini de içeriyordu, 1890 rakamı ise, yalnızca 3.000 kadar ev işçisini içermekteydi (Kılavuz’dan hesaplanmıştır). Oysa, makineli tezgâhların sayısı, 1866’da 2.263’ten, (Askerî İstatistiki Özet’ten hesaplanmıştır) 1890’da 4.041’e; iğ sayısı ise 95.495’ten 218.012’ye çıkmıştır. Keten eğirme ve keten bezi dokumacılığında, 1875-1878 yıllarında, toplam 1.604 beygirgücünde, 47 buharlı motora sahip, 28 makineleşmiş kuruluş bulunuyorken, 1890’da, toplam 5.027 beygirgücünde 83 buharlı motora sahip, 48 makineleşmiş kuruluş bulunuyordu.41 [sayfa 413]
      Son olarak, tekstil işlerinden, boyama, basma ve tamamlama işlerine de değinmek gerekir; bu işlerde, fabrika istatistikleri, fabrikalarla, herbiri ancak 1,2 işçi çalıştıran ve birkaç yüz rublelik bir üretime sahip çok küçük kuruluşları birleştirmektedir.42 Doğal olarak, bu, büyük karışıklığa yol açar ve geniş-çaplı makineli sanayideki hızlı büyümenin üstünü örter. Aşağıdaki rakamlar bu büyümeyi yansıtmaktadır: yün temizleme, boyama, beyazlatma ve tamamlama işlerinde, 1875-1878’de toplam 2.634 beygirgücünde 255 buharlı motora sahip 80 makineleşmiş kuruluş vardı; 1890’da 9.100 beygirgücünde 858 buharlı motora sahip 189 makineli kuruluş bulunuyordu.

2) Tahta İşleme Sanayileri


      Bu bölümde, en güvenilir veriler, eskiden küçük kuruluşlar da buraya dahil edilmiş olsa bile, bıçkıhanelere ait verilerdir.43 Reform-sonrası dönemde, bu işte büyük bir gelişme olmuş (1866 – 4 milyon ruble; 1890 – 19 milyon ruble), işçilerin sayısındaki (4.000 ve 5.000) ve buhar gücüne sahip kuruluşların sayısındaki önemli artış (26 ve 430) buna eşlik etmiştir. Bu gelişme, kereste sanayiindeki büyümenin çarpıcı bir kanıtı olması bakımından özellikle ilginçtir. Bıçkıhanecilik, kereste sanayiindeki işlemlerden biridir, bu sanayi de geniş-çaplı makineli sanayideki ilk adımların zorunlu bir yardımcısıdır.
      Bu bölümdeki geri kalan işlere, yani, mobilyacılık ve marangozluk, hasır örücülük ve zift ve katrana gelince – bunlarla ilgili fabrika istatistikleri özellikle karışık bir durumda olmalarıyla göze çarpar. Bu işlerde çok sayıda bulunan küçük kuruluşlar, eskiden, rasgele saptanan sayılarla “fabrikalar” arasına dahil edilirdi, bugün bile, bazan, aynı şey yapılmaktadır.44 [sayfa 414]

3) Kimya, Çiftlik Hayvanı Ürünleri
ve Seramik Sanayileri


      Asıl kimya sanayiine ait istatistikler, nispî güvenlikleri ile göze çarpar. Aşağıdaki sonuçlar ondaki büyümeyi gösterir: 1857’de Rusya’da, toplam 14 milyon rublelik kimyevî ürün tüketilmiştir (3,4 milyon rublesi yurtiçi üretim, 10,6 milyon rublesi ise ithalât); 1880’de toplam 36¼ milyon rublelik (7½ milyon ruble yurtiçi üretim, 28¾ ithalât); ve 1890’da toplam 42,7 milyon rublelik (16,1 milyon ruble yurtiçi üretim ve 26,6 ithalât) kimyevî ürün tüketilmiştir.45
      Bu veriler özellikle ilginçtir, çünkü, kimya sanayileri, geniş-çaplı makineli sanayi için yardımcı maddelerin yani üretken (kişisel değil) tüketim maddelerinin üreticileri olarak son derece önemlidirler. Potas ve güherçile üretimine gelince, verilen fabrika sayısının, gene küçük kuruluşların dahil edilmesi yüzünden güvenilir olmadığını belirtelim.46
      Donyağı işi Reform-sonrası dönemde kuşkusuz zayıflamıştır. Böylece, donyağı mumu ve donyağı-kaynatma işindeki üretim değeri, 1866-1868’de 13,6 milyon ruble, 1890’da ise 5 milyon ruble olarak hesaplanmıştır.47 Bu azalma eski zamanın donyağı mumunun yerini alan mineral yağların aydınlatmada gitgide daha çok kullanılmasıyla açıklanabilir.
      Deri üretiminde (1866: 11.463 işçiye ve 14,6 milyon ruble tutarında bir üretime sahip 2.308 kuruluş; 1890: 15.564 işçiye ve 26,7 milyon ruble tutarında bir üretime sahip 1.621 kuruluş), istatistikler, sürekli olarak fabrikalarla küçük kuruluşları aynı kaba koymaktadırlar. Yüksek toplam üretimi açıklayan, hammaddelerin nispeten yüksek maliyeti, ve bu işin pek az işçi gerektirdiği gerçeği, elsanatı kuruluşlarıyla, fabrikalar arasına bir ayrım çizgisi çekilmesini özellikle zorlaştırmaktadır. 1890’da, toplam fabrika sayısında (1.621) ancak 103’ü; 1879’da, toplam 3.320 fabrikadan 2.008’i, 2.000 rublenin altında bir üretime sahipti;48 1866’da 2.308 fabrikadan49 1.042’si 1.000 [sayfa 415] rublenin altında bir üretime sahipti (bu 1.042 fabrika 2.059 işçi çalıştırıyordu ve 474.000 ruble tutarında bir üretime sahipti). O halde, fabrika istatistikleri bir azalma gösterse de, fabrika sayısında bir artış olmuştur. Küçük deri kuruluşlarına gelince, bunların sayısı, bugün hâlâ çok büyüktür: örneğin Maliye Bakanlığınca yayınlanan, Rusya’da Fabrika Sanayii ve Ticaret (St. Petersburg), 21.000 işçiye ve 12 milyon rublelik bir üretime sahip, toplam 9.500 kadar elsanatı atelyesinin bulunduğunu yazmaktadır. Bu “elsanatı” kuruluşları, 60’larda “fabrika ve atelyeler” arasına dahil edilenlerden çok daha büyüktürler. Küçük kuruluşlar, farklı eyaletlerde ve farklı yıllarda, “fabrika ve atelyeler” arasına farklı sayılarda dahil edildiklerinden, bu işe ait istatistikleri büyük bir ihtiyatla ele almak gerekir. 1875-1878 buharlı motor istatistiklerine göre, bu sanayide, toplam 488 beygirgücünde, 33 buharlı motora sahip, 28 makineleşmiş kuruluş bulunmaktaydı; 1890’da ise, toplam 1.112 beygirgücünde 82 buharlı motora sahip 66 makineleşmiş kuruluş bulunuyordu. Bu 66 fabrikada, 12,3 milyon ruble tutarında (toplamın %46’sı) bir üretime sahip 5.522 işçi (toplamın üçte birinden çok) toplanmıştı, öyle ki, üretimin yoğunlaşması çok büyük, büyük kuruluşlardaki emeğin üretkenliği, ortalamanın çok üstündeydi.50
      Seramik işleri, fabrika istatistiklerinin yapısına uygun olarak, iki kategoriye ayrılır: bazılarında küçük-çaplı üretim ile büyük üretim hemen hiç birleştirilmemektedir. Bu nedenle bu istatistikler oldukça güvenilirdir. Bu durum şu sanayiler için geçerlidir: cam, porselen, alçı ve çimento. Bu son işteki, inşaat sanayiindeki gelişmenin kanıtı olan hızlı büyüme, özellikle dikkate değer: toplam üretim 1866’da 530.000 ruble (Askerî İstatistikî Özet), 1890’da 3.826.000 ruble olarak hesaplanmıştı; makine gücü ile çalışan kuruluşların sayısı 1875-1878’de, 8; 1890’da ise 39 idi. Öte yandan çömlekçilik ve tuğla işlerinde, küçük kuruluşların geniş ölçüde fabrikalar araşma dahil edildiği görülür ve bu nedenle de fabrika istatistikleri [sayfa 416] çok yetersizdir, 60’lar ve 70’ler için özellikle abartılmıştır. Böylece, çömlekçilik işinde, 1879’da, 1900 işçiye ve 538.000 ruble tutarında bir üretime sahip 552 kuruluş, 1890’da ise, 1.978 işçiye ve 919.000 ruble tutarında bir üretime sahip 158 kuruluş olduğu bildirilmişti. Eğer küçük kuruluşları (2.000 rublenin altında bir üretime sahip olanları) çıkarırsak, 1879’da – 840 işçiye ve 505.000 rublelik bir üretime sahip 70 kuruluş; 1890’da – 1.859 işçiye ve 857.000 rublelik bir üretime sahip 143 kuruluş olduğunu görürüz. Yani, istatistiklerde gösterilen “fabrikaların” sayısında azalma ve işçilerin sayısında durgunluk yerine, aslında, her ikisinde de önemli bir artış olmuştur. Tuğla yapımında, resmî veriler 1879 için 28.800 İşçiye ve 6.963.000 ruble tutarında bir üretime sahip 2.627 kuruluş; 1890 için – 24.334 işçiye ve 7.249.000 rublelik bir üretime sahip 1.292 kuruluş göstermektedir: ve küçük kuruluşları (2.000 rublenin altında bir üretime sahip olanlar) çıkarırsak, 1879 için – 19.057 işçiye ve 5.625.000 rublelik bir üretime sahip 518 kuruluş; 1890 için ise – 23.222 işçiye ve 7.240.000 ruble değerinde bir üretime sahip 1.096 kuruluş elde ederiz.51

4) Metalürji Sanayileri


      Metalürji sanayilerine ait fabrika istatistiklerindeki karışıklık, birinci olarak küçük kuruluşların dahil edilmesinden (yalnızca 60’larda ve 70’lerde)52 ve ikinci olarak da, metalürji fabrikalarının Ticaret ve Manüfaktür Bakanlığının “yetkilerine değil”, Madenler Bakanlığının yetkilerine “bağlı” olmalarından kaynaklanmaktadır. Maliye Bakanlığı sonuçları genellikle, “ilke olarak” dökümhaneleri kapsamaz; ama dökümhaneleri öteki atelyelerden ayırmak için düzenli ve değişmez kurallar hiç bir zaman olmamıştır (ve bunları saptamak pek mümkün olmayacaktır). İşte bunun için Maliye [sayfa 417] Bakanlığınca yayınlanan fabrika istatistikleri, her zaman, dökümhaneleri bir ölçüde kapsar, ancak, bunların gerçekte ne ölçüde dahil edildiği, farklı eyaletlere ve farklı yıllara göre değişir.53 Reformdan beri, metalürjide buharlı motorların artan kullanımına ilişkin veriler, aşağıda, madencilik ve metalürji sanayiinin üzerinde durduğumuz zaman sunulacaktır.

5) Gıda Sanayileri


      İlgilendiğimiz sorun açısından, bu sanayiler özel bir dikkatle incelenmeye değer, çünkü fabrika istatistiklerindeki karışıklık, burada azamiye varmıştır. Ve gene de, bu sanayiler bir bütün olarak fabrika sanayiimizde önemli bir yer tutarlar.
      Böylece, 1890 Kılavuz’una göre, bu sanayiler, Avrupa Rusyasızdaki 875.764 işçiye ve 1.501 milyon rublelik bir üretime sahip toplam 21.124 fabrika içinden, 45.000 işçiye ve 174 milyon ruble tutarında bir üretime sahip 7.095 fabrikayı kapsarlar. Gerçek şudur ki, bu gruptaki başlıca işler –un değirmenciliği, bulgur değirmenciliği, yağ sıkma– tarımsal ürünlerin işlenmesinden ibarettir. Rusya’da, her eyalette bu işleme ile uğraşan yüzlerce ve binlerce kuruluş vardır ve bunlar arasından “fabrika ve atelyeler”i seçmek için, genel olarak saptanmış hiç bir kural bulunmadığından, istatistikçiler, bu tip küçük kuruluşları tamamen gelişigüzel seçerler. İşte bunun için de, farklı yular ve farklı eyaletler için, “fabrika ve atelyeler”in sayısı büyük ölçüde dalgalanır. İşte, örneğin, çeşitli yıllar için, çeşitli kaynaklardan alınmış un değirmenciliğine ait rakamlar: 1865 – 857 değirmen (Maliye Bakanlığı Sonuçlan ve Malzemesi); 1866 – 2.176 (Yıllık); 1866 - 18.426 (Askerî İstatistikî Özet); 1885 – 3.940 (Derleme); 17.765 (Rusya Sonuçları); 1889, 1890, ve 1891 - 5.073, 5.605 ve 6.20154 (Derleme); 1894-95 - 2.308 (Liste). 1892’de verilen (Derleme) 5.041 değirmenden, 803’ü buhar 2.907’si su, 1.323’ü rüzgar ve 8’i atla işlemektedir! Bazı eyaletler yalnızca buharlı değirmeleri sayıyor, ötekiler su değirmenlerini (1-425 arası sayıda) dahil ediyor, daha başkaları (azınlık) ise yel değirmenlerini (1-530 arası) ve atla çalışan değirmenleri de katıyorlardı. Bu tür [sayfa 418] istatistiklerin ve bunların sağladığı verilerin safça kullanılmasına dayanan sonuçların değeri tahmin edilebilir!55 Açıktır ki, geniş-çaplı makineli sanayiin büyümesini değerlendirmek için, önce, “fabrika” terimi için, kesin bir ölçüt saptamamız gerekir. Böyle bir ölçüt olarak buharlı motorların kullanılmasını ele alalım: buharlı değirmenler, geniş-çaplı makineli sanayi döneminin tipik bir parçasıdır.56

Bu sanayi dalındaki fabrika üretiminin gelişmesi hakkında, şu görünümü elde ederiz.57 [Tablo 89.]

[TABLO 89]

Yıllar

Buharlı
Değirmen
Sayısı

İşçiler

Toplam Üretim
(Bin Ruble)

1866
1879
1890
1892

126
205
649
803

?
3.621
10.453
11.927

?
21.353
67.481
80.559


      Yağ sıkma işine ait istatistikler de aynı nedenden ötürü yetersizdir. Örneğin, 1879’da, 7.207 işçiye ve 6.486.000 ruble tutarında bir üretime sahip 2.450 atelye kaydedilmişti; 1890’da ise, 4.746 işçiye ve 12.232.000 ruble tutarında bir üretime sahip 383 atelye vardı. Ama fabrikaların ve işçilerin sayısındaki bu azalış ancak görünüştedir. Eğer 1879 ve 1890 verileri karşılaştırılabilir hale konursa, yani, eğer 2.000 rublenin altında bir üretime sahip olan (listelere dahil edilmemiş) kuruluşları çıkarırsak, 1879 için: 2.941 işçiye ve 5.771.000 ruble tutarında bir üretime sahip 272 atelye, ve 1890 için – 4.741 işçiye ve 12.232.000 ruble tutarında bir üretime sahip 379 atelye elde [sayfa 419] ederiz. Bu işteki geniş-çaplı makineli sanayiin en az un değirmenciliğindeki hızla gelişmiş olduğu, örneğin buharlı motor istatistiklerinden anlaşılır; 1875-1878’de 521 beygirgücünde 28 buharlı motora sahip, 27 buhar gücüyle çalışan atelye varken, 1890’da, 1886 beygirgücünde 116 buharlı motora sahip 113 makineleşmiş atelye bulunmaktaydı.
      Bu gruptaki öteki işler nispeten küçüktür. Örneğin hardal ve balık ürünü işlerinde, 60’ların istatistiklerinin fabrikalarla hiç bir ortak yanı bulunmayan ve bugün fabrika olarak sınıflandırılmayan yüzlerce küçük kuruluşu kapsadığını belirtelim. Çeşitli yıllara ait fabrika istatistiklerimizin, ne ölçüde düzeltilmeye muhtaç olduğu aşağıdaki durumdan anlaşılabilir: un değirmenciliği hariç olmak üzere, 1879 Kılavuz’u bu bölümde, 15.313 işçiye sahip toplam 3.555 kuruluş, 1890 Kılavuz’u ise 19.159 işçiye sahip 1.842 kuruluş vermektedir. 7 işkolu için,58 küçük kuruluşlar (2.000 rublenin altında üretime sahip olanlar) şöyle dahil edilmiştir: 1879’da – 5.176 işçiye ve 916.000 ruble tutarında bir üretime sahip 2.487 kuruluş ve 1890’da, on işçi çalıştıran ve iki bin ruble tutarında bir üretime sahip yedi kuruluş! Dolayısıyla, verileri karşılaştırılabilir hale koymak için, birinden beş bin işçi, ötekinden 10 kişi çıkarmak gerekecektir!

6) Dolaylı Vergi Ödeyenler ve
Öteki İşler


      Dolaylı vergi ödeyen işlerin bazılarında, 1860’larla bugün arasında, fabrika işçisi sayısında bir azalma görürüz, ama bu azalma, basılan her rakama kör gibi inanan Bay N. –on’un iddia ettiği kadar59 önemli değildir. Gerçek şudur ki, tüketim vergisi ödeyen işlerin çoğunluğu için, tek bilgi kaynağı Askerî İstatistikî Özet’tir, ki bu da, bildiğimiz gibi, fabrika istatistiklerindeki toplamları büyük ölçüde abartmaktadır. Ama ne yazık ki, Özet’teki verilerin doğruluğunu sınamaya yarayacak elimizde pek az malzeme vardır. Damıtmada, Askerî İstatistikî Özet, 1866’da 52.660 işçiye sahip toplam 3.836 damıtmaevi saymıştı (1890’da – 26.102 işçiye sahip 1.620 damıtmaevi), ama damıtmaevlerinin sayısı, Maliye Bakanlığının verilerine uymamaktadır, buna göre 1865-66’da işler halde 2.947 damıtmaevinin, 1866-67’de ise – 3.386 damıtmaevinin bulunduğu hesaplanmıştır.60 Bundan anlaşıldığına göre, işçi sayısı 5.000-9.000 [sayfa 420] kadar abartılmıştır. Votka damıtımında, Askerî İstatistikî Özet, 8.326 işçiye sahip 4.841 damıtmaevi (1890: 5.266 işçiye sahip 242 damıtmaevi) saymaktadır; Besarabya eyaleti, bunlar arasında 6.873 işçi çalıştıran 3.207 damıtmaevine sahiptir. Bu rakamların saçmalığı hemen göze çarpmaktadır. Gerçekten de, Maliye Bakanlığınca yayınlanan malzemeden61 öğreniyoruz ki, Besarabya eyaletindeki votka damıtmaevlerinin gerçek sayısı, 10 ya da 12’dir ve bütün Avrupa Rusyası’nda bu sayı 1.157’dir. Dolayısıyla işçilerin sayısı en az 6 bin abartılmıştır. Bu abartmanın nedeni, tabiî ki, Besarabyab “istatistikçilerin” bağ sahiplerini de, damıtmaevi sahipleri arasına katmalarıdır (aşağıda, tütün yapımına bakınız). Bira ve şıra yapımında, Askerî İstatistikî Özet, 6.825 işçi çalıştıran 2.374 bira fabrikası saymıştır (1890’da – 8.364 işçi çalıştıran 2.374 bira fabrikası), oysa Maliye Bakanlığı Yıllığı’na göre 1866’da Avrupa Rusyası’nda toplam 2.087 bira fabrikası vardır. İşçi sayısı burada da abartılmıştır.62 Pancar-şekeri ve’ şeker arıtılması işlerinde, Askerî İstatistikî Özet, işçilerin sayısını 11 bin abartmakta, Maliye Bakanlığı Yıllığı’ndaki verilere göre 80.919 olan işçi sayısına karşı (1890 – 77.875 işçi), 92.126 kişi saymaktadır. Tütün-yapımında Askerî İstatistikî Özet, 26.116 işçiye sahip, 5.327 fabrika (!) (1890 – 26.720 işçiye sahip 281 fabrika) vermektedir; bunlardan, 20.038 işçi çalıştıran 4.993 fabrika Besarabya eyaletindedir. Gerçekte, Rusya’daki tütün fabrikalarının sayısı, 1866’da 343, Besarabya eyaletinde ise 13 idi.63 işçi sayısı 20 bin kadar abartılmıştır, ve, Askerî İstatistikî Özet’in derleyicilerinin kendileri bile “Besarabya eyaletinde gösterilen fabrikaların... tütün tarlalarından başka bir şey olmadığını” belirtmişlerdir (s. 414). Herhalde, Bay N. –on, kullandığı istatistik yayının metnine bir göz atmayı gereksiz görmüştür; işte bunun için de hatayı farkedememiş ve çok ciddî bir havayla, “tütün fabrikalarındaki... işçi sayısında görülen ufak bir artıştan” sözetmemiştir (adı geçen makale, s. 104)!! Bay N. –on, yalnızca, Askerî İstatistiki Özet ve 1890 Kılavuz’undan dolaylı vergi ödeyen işlerdeki işçilerin sayısını [sayfa 421] almakta (186.053 ve 144.332) ve azalmanın yüzdesini hesaplamaktadır. ... “25 yıllık bir dönem içinde, çalıştırılan işçi sayısında önemli bir düşüş olmuştur. Bu sayı %22,4 azalmıştır. ...” “Burada” (yani dolaylı vergi ödenen işlerde) “hiç bir yükselme belirtisi görmüyoruz, açık gerçek, işçi sayısının basit bir biçimde önceki miktarın dörtte biri oranında azalmış olmasıdır.” (ibid.) Gerçekten de, bundan daha “basit” ne olabilir? Elinizin altına gelen ilk rakamı alm ve bir yüzde hesaplayın! Askerî İstatistikî Özet’te verilen rakamın işçilerin sayışım kırk bin kadar abarttığı yolundaki önemsiz duruma gelince, bu, ihmal edilse de olur.

7) Sonuçlar


      Son iki bölümde verilen fabrika istatistiklerimiz hakkındaki eleştiriler, bizi şu temel sonuçlara götürür:
      1) Reform-sonrası dönemde Rusya’daki fabrikaların sayısı hızla büyümektedir.
      Fabrika istatistiklerimizden çıkan karşıt sonuç hatalıdır. Sorun şudur ki, bize verilen fabrika rakamları, küçük zanaat, elsanatı ve tarım kuruluşlarını da kapsamaktadır ve günümüzden geriye doğru ne kadar çok gidersek, fabrika sayısına dahil edilen küçük kuruluş sayısı da o kadar büyümektedir.
      2) Fabrika işçilerinin sayısı ve fabrika ve atelyeler üretiminin hacmi de geçmiş dönemler için istatistiklerimizde, abartılmıştır. Bunun nedeni, birinci olarak, eskiden daha büyük sayıda küçük kuruluşun dahil edilmiş olmasıdır. Dolayısıyla, elsanatlarıyla birleştirilen sanayilere ait veriler özellikle güvenilmezdir.64 İkinci neden ise, eskiden bugüne kıyasla kapitalist ilişkiler için çalıştırılan daha fazla ev işçisinin, fabrika işçisi olarak sınıflandırılmış olması gerçeğidir.
      3) Bu ülkede, rakamlar resmî fabrika istatistiklerinden alınmışsa, bunların aynı kaynaktan alınmış öteki rakamlarla karşılaştırıla-bilir sayılması gerektiğini ve tersi kanıtlanıncaya kadar, bunlara az-çok güvenilir gözü ile bakılması gerektiğini düşünmek âdettir. Oysa yukarda söylenenler, karşıt sonuca, yani tersi kanıtlanıncaya [sayfa 422] kadar farklı zamanlara ve farklı eyaletlere ait fabrika istatistiklerimizle yapılan bütün karşılaştırmalara güvenilmez gözü ile bakılması gerektiği sonucuna yol açmaktadır.

IV. MADENCİLİK SANAYİİNİN GELİŞMESİ65


      Rusya’nın Reform-sonrası gelişmesinin ilk döneminde cevher madenciliğinin baş merkezi Urallar’dı. Son zamanlara kadar Merkezî Rusya’dan kesin bir biçimde ayrılmış tek bir bölge oluşturan Urallar, aynı zamanda orijinal bir sınaî yapıya da sahipti. Uzun zamanlardan beri, Urallar’daki “emeğin örgütlenmesinin” temeli serflikti, bu durum, bugüne, tam 19. yüzyılın sonuna dek, bu madencilik alanındaki yaşamın çok önemli yönleri üzerine damgasını vurmuştur. Eski günlerde, serflik, Urallar’daki çok büyük zenginliğin ve onun yalnız Rusya’da değil, kısmen de Avrupa’daki egemen durumunun temeliydi. 18. yüzyılda, demir, Rusya’nın başlıca ihracat maddelerinden biriydi; 1782’de, 3,8 milyon pud kadar demir ihraç edilmişti; 1800-1815’te 2-1½ milyon pud arası; 1815-1838’de 11/3 milyon pud ihraç edilmişti. Daha “19. yüzyılın 20’lerinde, Rusya, Fransa’nın 1½ katı, Prusya’nın 4½ katı ve Belçika’nın 3 katı kadar hamdemir üretiyordu.” Ama, Avrupa kapitalizmi başlangıç dönemindeyken Urallar’ı bu yüksekliklere çıkaran bu serflik, kapitalizm en parlak günlerini yaşarken de, Urallardaki çöküşün nedeni olmuştur. Urallardaki demir sanayii çok yavaş gelişmiştir. 1718’de Rusya’nın hamdemir üretimi 6½ milyon pud kadardı; 1767’de 9½ milyon pud kadar; 1806’da – 12 milyon pud; 30’larda – 9-11 milyon pud arası; 40’larda – 11-13 [sayfa 423] milyon pud arası; 50’lerde – 12-16 milyon pud arası; 60’larda – 13-18 milyon pud arası, 1867’de – 17½ milyon puddu. Bir yüzyılda üretim iki katına bile çıkmamış, ve Rusya, geniş-çaplı makineli sanayiin metalürjideki gelişmeye büyük bir hız verdiği Avrupa ülkelerinin çok gerisine düşmüştür.
      Urallardaki durgunluğun ana nedeni serfliktir; demir döküm-evi sahipleri hem feodal toprak beyleri hem de sanayici idiler, ve güçleri sermaye ve rekabete değil, tekele,66 ve senyörlük hakkına dayanıyordu. Ural demir dökümevi sahipleri bugün bile büyük toprak sahipleridir. 1890’da İmparatorluktaki 262 dökümevi, 11,4 milyon desiyatinlik toprağa sahipti (8,7 milyon desiyatinlik ormanlık arazi dahil), bunun 10,2 milyonu 111 Ural dökümevine aitti (ormanlık arazi, 7,7 milyon desiyatindi). Dolayısıyla, ortalama olarak, her Ural atelyesi yüzbin desiyatin kadarlık, geniş latifundialara sahipti. Bu malikânelerden köylülere toprak dağıtılması bugüne dek tamamlanmıştır. Emek, Urallarda, yalnız kiralama ile değil, aynı zamanda da emek-hizmeti temeli üzerinde elde edilmektedir. Örneğin Perm eyaletine bağlı Krasnoufimsk uyezdinde, Zemstvo istatistiklerine göre, ya bedavadan ya da çok düşük bir kira karşılığında, fabrika-mülkiyetinde olan toprağı, otlağı, ormanlık araziyi vb. kullanan binlerce köylü bulunmaktadır. Toprağın bu karşılıksız kullanımının, aslında pek yüksek bir maliyeti olduğu akla yakındır, çünkü bu durum ücretlerin çok düşük bir düzeye İndirilmesine yarar; dökümevleri, atelyelere bağlanmış olan ve düşük ücret ödenen “kendi” işçilerine sahip olurlar.67 İşte Bay V. D. Belov, bu ilişkileri şöyle tanımlıyor: [sayfa 424]
      Bay Belov’a göre, Urallar, “orijinal” geçmişleriyle biçimlenmiş işçilere sahip olma avantajından yararlanır. “Öteki fabrikalardaki, dışarda, hatta St. Petersburg’daki işçiler, fabrikalarının çıkarlarını yürekten savunmazlar: bugün burdalarsa yarın yoklardır. Fabrika işler durumdayken çalışırlar; kârın yerini zarar alınca, çantalarını alır ve geldikleri gibi hızla ve isteyerek uzaklaşırlar. İşçiler ve patronlar birbirlerine sürekli düşmandır. ... Ural işçilerinde durum tümüyle farklıdır. Onlar, o yerin yerlileridir ve atelyelerin dolaylarında toprakları, çiftlikleri ve aileleri bulunur. Kendi refahları, atelyelerin refahına sıkı sıkıya, kopmaz bir biçimde bağlıdır. Eğer atelyenin işi iyi gidiyorsa, onlarınki de iyi gider; eğer atelye kötü durumdaysa, bu onlar için de kötüdür; ama onu bırakamazlar (aynen böyle!): burada torbalarından daha fazla şeyleri vardır (aynen böyle!); burayı bırakmak bütün dünyalarını yıkmak, toprağı, çiftliği ve aileyi terketmek anlamına gelir. ... Onun için de yıllarca buraya bağlı kalmaya, yarı-ücretle çalışmaya, ya da, aynı anlama gelen, çalışma zamanlarının yanısıra işsiz kalmaya hazırdırlar, öyle ki, kendileri gibi, öteki yerel işçiler de, bir lokma ekmek kazanabilsinler. Kısacası, kalmalarına izin verildiği sürece, patronların önereceği bütün koşulları kabul etmeye hazırdırlar. ... O halde, Ural işçileriyle atelyeler arasında kopmaz bir bağ vardır; ilişkiler, bugün de, eskisi gibi, serf bağımlılığından kurtulmalarından önce olduğu gibidir; yalnızca bu ilişkilerin biçimi değişmiştir, o kadar. Eski serflik ilkesinin yerini yüce karşılıklı yarar ilkesi almıştır.”68
      Bu yüce karşılıklı yarar ilkesi, esas olarak, ücretlerin özellikle düşük bir düzeye indirilmesiyle kendini gösterir. “Güneyde ... bir işçi Urallardakinin, iki hatta üç katına malolur” –örneğin, birkaç bin işçiyi kapsayan verilere göre, (senede işçi başına) 177 rubleye karşı 450 ruble, Güneyde, “kendi köylerinin tarlalarında ya da herhangi bir yerde, iyi bir ücret kazanma fırsatı doğar doğmaz, işçiler, dökümhaneleri, kömür –ya da cevher– madenlerini terke-derler” (Vestnik Finansov, 1897, n° 17, s. 265). Oysa Urallarda, iyi bir ücret düşünülemez.
      Ural işçilerinin düşük ücretleri ve köle durumları ile doğal olarak ve kopmaz bir biçimde bağlı olan bir şey de, Uralların teknik geriliğidir. Orada, pik demir, çoğunlukla, yakıt olarak odunun yardımıyla, soğuk ya da birazcık ısıtılmış hava cereyanı geçen, eski [sayfa 425] moda ocaklarda eritilir. 1893’te, Urallardaki soğuk-hava ile işleyen ocak sayısı, 110 ocağın 37’si idi, oysa güneyde bunların sayısı 18 ocak içinde, 3 idi. Madenî yakıtla çalışan bir ocağın yıllık ortalama üretimi 1,4 milyon pud iken, odun yakıtı ile işleyen bir ocağındaki 217.000 pud idi. 1890’da Bay Keppen şöyle yazıyordu: “Pik demiri eritmedeki tasfiye süreci, Urallardaki dökümevlerinde hâlâ iyice yerleşmiş durumdadır, oysa Rusya’nın öteki kısımlarında bunun yerini, hemen tümüyle, tavlama süreci almıştır.”[152] Buharlı motorlar, Urallarda, Güneye göre çok daha az kullanılır. Son olarak, Uralların toplumdan uzak durumuna, oradaki büyük mesafe ve demiryollarının yokluğu yüzünden Rusya’nın merkezinden tecrit olmasına değinmeden geçemeyiz. Pek yakın zamanlara kadar, Uralların ürünleri, Moskova’ya, yılda bir kez nehirden “salla taşıma” biçimindeki ilkel yöntemle taşınmaktaydı.69
      Böylece, Reform-öncesi sistemin en dolaysız kalıntıları, emek hizmetinin yaygın uygulanışı, emeğin düşük üretkenliği, tekniğin geriliği, düşük ücretler, el üretiminin hüküm sürmesi, bölgenin doğal zenginliklerinin ilkel ve zorbaca eski kafalı bir anlayışla sömürülmesi, tekeller, rekabete engeller, zamanın genel ticarî ve sınaî ilerleyişinden uzaklık ve ayrılma – Uralların genel görünümü işte böyledir.
      Güneydeki madencilik bölgesi70, birçok bakımlardan Uralların tam karşıtıdır. Uralların yaşlılığına ve burada hüküm süren sistemin “çok eskiliğinden ötürü geçerli” olmasına karşılık, güney gençtir ve oluşum dönemi içindedir. Burada son onyıllarda doğmuş olan salt kapitalist sanayi, hiç bir gelenek, hiç bir kast bölünmesi ya da ulusal bölüme, toplumun belirli kesimlerindeki hiç bir uzaklık tanımaz. Güney Rusya’ya büyük bir yabancı sermaye, mühendis ve işçi akını olmuştur; ve bugünkü atılım döneminde (1898), Amerika’dan buraya, bütün olarak fabrikadan getirilmektedir.71 [sayfa 426] Uluslararası sermaye gümrük duvarı içine yerleşmekte ve “yabancı” topraklar üzerine tesis kurmakta tereddüt etmemiştir: ubi bene, ibi patria* ... Uralların yerini Güneyin almasına ilişkin istatistikler aşağıdadır[153][Tablo 90]:

[TABLO 90]

Yıllar

Pik Demir Üretimi (Bin Pud)

İmparatorlukta
Toplam
Kömür
Üretimi
(Milyon Pud)

İmparatorluk
Toplamı

%

Urallarda

%

Güneyde

%

1867
1877
1887
1897
1902

17.028
24.579
37.389
114.782
158.618

100
100
100
100
100

11.084
16.157
23.759
41.180
44.775

65,1
65,7
63,5
35,8
28,2

56
1.596
4.158
46.349
84.273

0,3
6,5
11,1
40,4
53,1

26,7
110,1
276,8
683,9
1.005,21


      Bu rakamlar, bugün Rusya’da nasıl bir teknik devrimin yer aldığını ve geniş-çaplı kapitalist sanayiin, üretim güçlerinin gelişmesi için ne büyük bir kapasiteye sahip olduğunu açıkça göstermektedir. Uralların egemenliği serf- emeğinin, teknik geriliğin ve durgunluğun egemenliği anlamına geliyordu.72 Şimdi ise [sayfa 427] tersine, metalürji sanayiindeki gelişmenin Rusya’da, Batı Avrupa’da-kinden ve hatta, bazı bakımlardan, Birleşik Devletler’dekinden de hızlı ilerlediğini görüyoruz. 1890’da Rusya dünya hamdemir üretiminin %2,9’uriu (745 milyon puddan 22 milyon pud) ve 1894’te – %5,1’ini (1.584,2’den 81,3 milyon pud) üretiyordu (Vestnik Finansov, 1879, n° 22). Son on yıl içinde (1886-1896) Rusya pik demir üretimini üç katına çıkardığı halde (32½ milyon puddan 96½ milyon puda), örneğin Fransa’nın bunu yapması 28 yıl (1852-1880), Amerika’nın 23 yıl (1845-1868), İngiltere’nin, 22 (1824-1846) ve Almanya’nın 12 (1859-1871; bkz: Vestnik Finansov, 1897, n° 50) yıl sürmüştür. Genç ülkelerdeki kapitalizmin gelişmesi, eski’ ülkelerin örneği ve yardımıyla, büyük ölçüde hızlanmaktadır. Kuşkusuz, son on yıl (1888-1898) istisnaî bir atılım dönemi olmuştur, bu dönem, bütün kapitalist refah dönemleri gibi, kaçınılmaz olarak bir bunalıma yolaçacaktır; ama kapitalist gelişme, ani atılışlardan başka bir yolla ilerleyemez.
      Makinenin üretime girişi ve işçilerin sayısının artması, Güneyde, Urallardakinden çok daha hızlı olmuştur.73 [Tablo 91.] [sayfa 428]

[TABLO 91]

Yıllar

Madencilikte Kullanılan Buharlı
Motor ve Beygirgücü

Çalıştırılan Maden İşçisi
(Tuz Madencileri Hariç)

Rusya’nın
Tümünde

Urallarda

Güneyde

Rusya’nın
Tümünde

Urallarda

Güneyde

Buharlı
Motor

Toplam
Beygirgücü

Buharlı
Motor

Toplam
Beygirgücü

Buharlı
Motor

Toplam
Beygirgücü

1877
1893

895
2.853

27.880
115.429

268
550

8.070
21.330

161
585

5.129
30.759

256.919
444.646

145.455
238.630

13.865
54.670


      Böylece, Urallarda, buhar gücünün kullanılmasındaki artış, yalnızca 2½ kat olduğu halde, Güneyde bunun altı kat olduğunu görüyoruz.74 Dolayısıyla, işçilerin sayısını hızla artıran, aynı zamanda da, emeklerinin üretkenliğini büyük ölçüde yükselten şey, kapitalist geniş-çaplı sanayidir.
      Güney’in yanısıra, Reform-sonrası dönemde madencilik sanayiindeki şaşırtıcı büyüme ile kendini gösteren Kafkasya’ya da değinmek gerekir. 60’larda bir milyon puda bile ulaşamamış olan petrol üretimi (1865’te 557.000), 1870’te – 1,7 milyon pud, 1875’te – 5,2 milyon pud, 1880’de – 21,5 müyon pud, 1885’te – 116 milyon pud, 1890’da – 242,9 milyon pud, 1895’te – 384 milyon pud ve 1902’de – 637,7 milyon pud olmuştur. Hemen tüm petrol, Bakü eyaletinde elde edilir, ve Bakü, “önemsiz bir kentken, 112.000 kişinin oturduğu, Rusya’nın birinci sınıf bir sanayi merkezi haline gelmiştir.75 Petrol çıkarılması ve işlenmesindeki dev gelişme, Rus ya da, Amerikan ürününü tümüyle sürüp atan gazyağının daha fazla tüketilmesine (fabrikada işlenmesi sonucu ucuzlayan ürünün, kişisel tüketiminin artmasına) ve petrol yan ürünlerinin, fabrikalarda, atelyelerde ve demiryollarında yakıt olarak daha da büyük ölçüde tüketilmesine (üretken tüketimin artışı) yolaçmıştır.76 Kafkasya madencilik sanayiindeki işçilerin sayısı da çok hızlı büyümüştür: 1877’de 3.431 iken, 1890’da 17.603 olmuş, yani beş kat artmıştır.
      Güneydeki sanayiin yapısını göstermek için, Donetz havzasındaki kömür sanayiine ilişkin verileri ele alalım (burada, ortalama maden, Rusya’nın öteki kısımlarındakinden daha küçüktür). Madenleri, çalıştırılan işçi sayısına göre sınıflandırırsak şu görünümü elde ederiz77 (Bkz: s. 430, [Tablo 92]: [sayfa 429]

[TABLO 92]

İşçi Sayılarına
Göre Maden Grupları

Donetz
Havzasında

Maden Başına
Ortalama

İşçi
Başına
Düşen
Üretim (Pud)

Maden Sayısı

Kuyu ve Galeriler

İşçi Sayısı

Kömür Üretimi
(Pud)

Buharlı Motor
Sayısı

Toplam
Beygirgücü

İşçiler

Kömür Üretimi
(Pud)

Buharlı Motorlar

Toplam
Beygirgücü

I. 10 işçiye kadar çalıştıran
II. 10-25 işçi çalıştıran
III. 25-100 işçi çalıştıran
IV. 100-500 işçi çalıştıran
V. 500-1.000 işçi çalıştıran
VI. 1.000 ve daha fazla işçi
    çalıştıran
Bilinmeyen sayıda işçi çalıştıran

Toplam

27
77
119
29
5

3
9

269

31
102
339
167
67

16
40

762

172
1.250
5.750
6.973
3.698

5.021
? (2.296)

25.167

178
3.489
28.693
59.130
23.164

53.605
15.008

183.267


8
62
87
24

29
18

228


68
766
1.704
756

1.724
808

5.826

6,4
16,2
48,3
240,4
739,6

1.673,7


93.5

6,6
45,3
241,1
2.038,9
4.632,8

17.868,3


681,3


0,1
0,5
3
4,8

9,6


0,9


0,8
6,4
58,7
151,2

574,6


21,6

1,0
2,8
4,9
8,4
6,3

10,6


7,3


      Demek ki, bu bölgede (ve yalnız bu bölgede) büyük sayılarına karşın, toplam üretimde kesinlikle önemsiz bir rol oynayan (104 küçük maden, toplam kömür üretiminin yalnızca %2’sini üretir) ve aşırı ölçüde düşük bir emek üretkenliği ile dikkati çeken, son derece küçük köylü madenleri bulunmaktadır. Öte yandan, en büyük 37 maden, toplam işçi sayısının hemen hemen 3/5’ini çalıştırmakta ve toplam kömür üretiminin %70’den fazlasını üretmektedir. Emeğin [sayfa 430] üretkenliği, madenlerin büyüklüğüne paralel olarak, hatta makine kullanılıp kullanılmadığına bakmadan artar (bkz: örneğin, buhar gücü miktarı ve işçi basma üretim bakımından, V ve III. maden kategorileri). Donetz havzasındaki üretim yoğunlaşması, durmadan artmaktadır: böylece, 1882-1886 arası, dört yıl içinde, 512 kömür sevkiyatçısından 21’i, herbiri 5.000 vagon dolusu olmak üzere (yani 3 milyon pudluk) kömür sevketmiştir, bu, toplam 480.000 üzerinden 229.700 vagon dolusu yani yarıdan azı eder. Oysa 1891-1895 arası dört yılda 872 sevkiyatçı bulunuyordu, bunun 55’inden herbiri 5.000 vagon dolusu kömür sevketmiştir, bu, toplam 1.178.800 üzerinden, 925.400 vagon dolusu, yani toplam sayısının 8/10’dan fazlası eder.78 Madencilik sanayiinin gelişmesine ilişkin olarak sunmuş olduğumuz veriler, iki bakımdan özellikle önemlidir: birincisi, bunlar, Rusya’da, ulusal ekonominin bütün alanlarında yer almakta olan, toplumsal-iktisadî ilişkilerdeki değişikliğin özünü görülmemiş bir açıklıkla ortaya koymaktadır; ikincisi de bunlar, gelişen bir kapitalist toplumda, üretim araçları, yani, kişisel değil, üretken tüketim maddeleri üreten sanayi dallarında, özellikle hızlı bir büyüme olduğu yolundaki teorik önermeyi örneklemektedirler. Bir toplumsal ekonomi biçiminin yerini, bir başkasının alışı, madencilik sanayiinde özellikle açıktır, çünkü burada iki biçimin tipik örnekleri, ayrı ayrı bölgelerdir. Bir bölgede, ilkel, geleneksel tekniği, ikamet ettiği yere bağlanmış bir nüfusun kişisel bağımlılığı, sıkı sıkıya yerleşmiş kast gelenekleri, tekelleri, vb. ile eski kapitalizm-öncesi dünya vardır; öteki bölgede ise, bütün geleneklerden kesin ayrılık, teknik bir devrim, ve salt kapitalist makineli sanayide hızlı bir büyüme görülür.79 Bu örnek, narodnik iktisatçıların hatasını, açıkça ortaya koymaktadır. Onlar, girişimcilerimizin tarımda hemen emek-hizmetine, sanayide ise ev-işi dağıtımına başvurmalarına ve, madencilikte, işçiyi bağlamaya, küçük kuruluşların rekabetini yasa yoluyla engellemeye vb., vb. çalıştıklarına işaret ederek, Rusya’daki kapitalizmin ilerici niteliğini inkâr etmektedirler. Bu tip iddiaların [sayfa 431] mantıksızlığı ve tarihî perspektifi bile bile tahrif etmeleri hemen göze çarpmaktadır. Gerçekten de, girişimcilerimizin, kapitalizm-öncesi üretim yöntemlerinin avantajlarından yararlanma çabalarının, kapitalizmin gelişmesini geciktiren ve çoğu halde yasa gücüyle varlığını koruyan geçmişin kalıntılarına değil de, kapitalizme yüklenebileceği sonucu nasıl çıkarılmaktadır? Örneğin, öteki maden bölgesinde, böyle bağlamalar ve böyle yasaklamalar yıllardan beri mevcutken, ve bugün bile varken ve bir başka bölgede, dökümevi sahipleri daha ilkel yöntemler kullanarak ve daha ucuz ve daha uysal emek istihdam ederek, pik-demirleri üzerinden, çaba harcamadan, “köpek başına köpek, hatta köpek başına birbuçuk kopek” kâr elde ettikleri zaman, güneyli maden sahiplerinin, işçileri bağlamaya ve küçük kuruluşların rekabetini yasa yoluyla engellemeye pek istekli olmalarına şaşılabilir mi?80 Tam tersine, bu koşullar altında, Rusya’daki kapitalizm-öncesi iktisadî düzeni idealize edebilen ve kapitalizmin gelişmesini engelleyen bütün eski kuruluşların kaldırılması yolundaki, en önemli ve acil zorunluluğa gözlerini kapayan insanların var olmasına şaşmamız gerekmez mi?81
      Öte yandan, madencilik sanayiine ilişkin veriler önemlidir, çünkü, bunlar, kapitalizmin ve içpazarın üretken tüketim maddeleri sayesinde, kişisel tüketim maddeleri sayesinde büyüdüğünden daha hızlı büyüdüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Örneğin, madencilik sanayiinin ürünlerine olan tüm iç talebin doyurulmasının, “muhtemelen çok yakında gerçekleşeceğini” iddia eden Bay N. –on bu durumu görmezlikten gelmektedir. (Denemeler, 123.) Gerçek şudur ki, (kişi başına düşen) maden, kömür vb. tüketimi, kapitalist toplumda durağan kalmaz ve kalamaz, zorunlu olarak artar. Demiryoluna eklenen her yeni mil, her yeni atelye, bir kır burjuvasının edindiği her pulluk, cevher madenciliğinin ürünlerine olan talebi artırır. 1851’den 1897’ye dek, Rusya’daki, örneğin pik-demir tüketimi kişi başına 14 puddan 11/3 puda yükselmişse de, bu sonuncu miktar bile, ileri ülkelerdeki pik-demir talebinin ölçüsüne ulaşmak için önemli bir artış göstermek zorundadır. (Belçika ve İngiltere’de, bu miktar, kişi başına 6 pudun üstündedir.) [sayfa 432]

V. BÜYÜK KAPİTALİST İŞLETMELERDEKİ
İŞÇİLERİN SAYISI BÜYÜYOR MU?


      Fabrika ve madencilik sanayileri istatistiklerini inceledikten sonra, narodnik iktisatçıların dikkatini bu kadar çok çekmiş olan ve onların olumsuz olarak yanıtladıkları (Bay V. V., N. –on, Karişev ve Kablukov Rusya’daki fabrika işçileri sayısının –eğer artıyorsa– nüfusa göre daha yavaş arttığını ileri sürmüşlerdir) bu soruyu artık yanıtlayabiliriz. Her şeyden önce sorunun, ticarî ve sınaî nüfusta, tarımsal nüfus aleyhine bir artış olup olmadığı (aşağıya bakınız), ya da, geniş-çaplı makineli sanayideki işçilerin sayısında bir artış olup olmadığı biçiminde konması gerektiğini belirtelim. Gelişen bir kapitalist toplumda, küçük sınaî kuruluşlardaki, ya da manüfaktürevlerindeki işçilerin sayısında bir artış olması gerektiği iddia edilemez, çünkü, fabrika sürekli olarak daha ilkel sanayi biçimlerini safdışı etmektedir. Oysa, bizim fabrika istatistiklerimiz, yukarda ayrıntılarıyla gösterildiği gibi, her zaman, kelimenin bilimsel anlamıyla fabrikadan sözetmezler.
      Bizi ilgilendiren soruna ilişkin verileri incelemek için, birinci olarak, bütün dallara ait sonuçları, ikinci olarak da uzun bir döneme alt sonuçları ele almamız gerekir. Ancak bunu yaparsak, verilerin azçok karşılaştırılabilir olmasını garantilemiş oluruz. 1865-1890 arasındaki yılları, Reform-sonrası dönemdeki bu yirmi beş yıllık süreyi ele alıyoruz. Mevcut istatistikleri özetleyelim. Fabrika istatistikleri, 1865’e ilişkin en tam verileri sunmaktadır; Avrupa Rusyası için, damıtma, bira yapımı, pancar şekeri ve tütün hariç, bütün işlerde 380.638 fabrika işçisi bulunduğunu göstermektedir.82 Bu işlerdeki işçi sayısını saptamak için, mevcut olan tek veriyi, Askerî İstatistikî Özet’tekileri ele almak zorundayız, bunlar da, yukarda gösterildiği gibi, düzeltilmelidir. Adı geçen işlerdeki 127.935 işçiyi de eklersek,83 1865’te Avrupa Rusyası’ndaki (tüketim vergisi ödeyen ve ödemeyen işlerdeki) toplam fabrika işçilerinin sayısını 508.573 olarak buluruz.84 Bu rakam 1890 için 839.730’dur.85 Artış, [sayfa 433] %65’tir, yani nüfustaki artıştan çok daha büyük. Ancak, akılda tutmak gerekir ki, aslında artış, hiç kuşkusuz, bu rakamların gösterdiğinden daha büyüktür: yukarda ayrıntısıyla göstermiştik ki, 1860’ların fabrika istatistikleri, küçük elsanatı, zanaat ve tarım kuruluşlarını, ayrıca da ev işçilerim kapsamaları yüzünden abartılmıştır. Ne yazık ki, malzeme olmadığından, bütün bu abartmaları tümüyle düzeltemiyoruz ve özellikle, büyük fabrikalardaki işçilerin sayısına ilişkin daha tam veriler aşağıda sunulacağından, düzeltmeyi de yeğlemiyoruz.
      Madencilik ve metalürji istatistiklerine geçelim. 1865 yılına ait maden işçileri sayısı yalnızca bakır ve demir işleri, bir de altın ve platin alanları için verilmiştir, Avrupa Rusyası için bu rakam 133.176 idi.86 1890’da aynı işlerde, 274.748 işçi,87 yani iki katından fazla sayıda işçi çalışıyordu. Bu sonuncu rakam, 1890’da Avrupa Rusyasızdaki toplam maden işçisi sayısının %80,6’sını temsil eder; eğer 1865’te de, adı geçen işlerin toplam maden işçisi sayısının %80,6’sını kapsadığını varsay arsak,88 1865 için toplam işçi sayısını 165.230 olarak, 1890 için ise 340.912 olarak elde ederiz, %107’lik bir artış.
      Ayrıca, demiryolu işçileri de, büyük kapitalist işletmelerdeki işçiler kategorisine dahildir. 1890’da. Avrupa Rusyası, Polonya ve Kafkasya’da bu işçilerin sayısı 254.415’ti.89 1865 rakamı bilinmemektedir, [sayfa 434] ama bir verstlik demiryolunda çalışan demiryolu işçisi sayısı çok az dalgalandığından, bu sayı, yeterli ölçüde bir yaklaşıklıkla saptanabilir. Verst başına 9 işçi sayarsak, 1865’teki toplam demiryolu işçilerinin sayısını 32.076 olarak buluruz.90 Hesaplarımızı özetleyelim. [Tablo 93.]

[TABLO 93]
BÜYÜK KAPİTALİST İŞLETMELERDEKİ İŞÇİ SAYISI
(BİN)

Yıllar

Fabrika
Sanayiinde

Madencilikte

Demiryollarında

Toplam

1865
1890

509
840

165
340

32
252

706
1.432


      O halde, 25 yılda, büyük kapitalist işletmelerdeki işçilerin sayısı, iki kattan fazla artmış, yani genel olarak nüfustan çok daha hızlı artmakla kalmamış, kentli nüfustan bile hızlı artmıştır.91 Dolayısıyla işçilerin, tarımdan ve küçük sanayilerden, sürekli olarak artan bir biçimde, büyük sanayi kuruluşlarına kayışı, şüphe götürmez.92 Narodniklerimizin pek sık başvurdukları ve istismar ettikleri [sayfa 435] istatistikler de bunu göstermektedir. Ama onların istatistikleri istismar etmelerinin en üst noktası, aşağıdaki şu gerçekten tuhaf icattır: fabrika işçilerinin toplam nüfusa olan oranını buluyorlar (!) ve buldukları bu rakama dayanarak (% 1 kadar) bu “bir avuç” işçinin ne kadar önemsiz olduğu93 hakkında yazıp çiziyorlar! Örneğin, Bay Kablukov, “Rusya’daki fabrika işçilerinin”94 nüfusa oranının hesaplanmasını yineledikten sonra, şöyle diyor: “Oysa Batıda (!!), manüfaktür sanayiinde çalışan işçilerin sayısı ...” (bir okul çocuğu için bile, “fabrika işçileri” ile “manüfaktür sanayiinde çalışan işçiler”in hiç de bir ve aynı şey olmadığı açık değil midir?) “nüfusun tamamen farklı bir oranını teşkil eder”, yani bu oran İngiltere’de %53, Fransa’da %23’tür. “Kolaylıkla görülebilir ki, oradaki ve buradaki fabrika işçileri sınıfının (!!) oranındaki farklılık o kadar büyüktür ki, bizim gelişmemizin seyrini, Batı Avrupa’nın ki ile özdeşleştirmek söz konusu olamaz.” Ve bunu bir profesör ve istatistik uzmanı yazıyor! Olağanüstü bir cesaretle, bir seferde iki hata birden işliyor: (1) Fabrika işçilerinin yerine manüfaktür sanayiinde çalışan işçiler konuyor ve (2) bu sonuçların yerine de, manüfaktür sanayi ile uğraşan nüfus konuyor. Bilgili istatistikçilerimize bu kategorilerin anlamını açıklayalım. Fransa’da 1891 sayımına göre, manüfaktür sanayiinde çalışan işçilerin sayısı 3,3 milyon – nüfusun üçte-birinden azı idi (36,8 milyon, işine göre sınıflandırılmış, 1,3 milyon ise işine göre sınıflandırılmamıştır). Bunlar, yalnızca fabrika işçileri değil, bütün sınaî kuruluşlarda ve işletmelerde çalıştırılan işçilerdir. Oysa, manüfaktür sanayii ile uğraşan nüfusun sayısı, 9,5 milyondu (toplam nüfusun %26’sı kadar). Burada, patronlar vb. (1 milyon); sonra memurlar, kâtipler, vb. 0,2 milyon; ailedeki bağımlı kişiler 4,8 milyon; ve ev hizmetlileri 0,2 milyon,95 işçilerin sayısına eklenmiştir. Rusya’da, bunlara tekabül eden oranları göstermek için, örnek olarak belirli merkezleri ele almalıyız. Çünkü, bütün nüfusun yaptığı işleri gösteren istatistiklerimiz yoktur. Bir kent bir de kır merkezini ele alalım. Petersburg’da 1890 yılma ait fabrika istatistikleri, fabrika işçilerinin sayısını 51.760 olarak verdiği halde (Kılavuz’a göre), 15 Aralık 1890 St. Petersburg sayımına göre, manüfaktür sanayii ile uğraşan kadın-erkek [sayfa 436] kişilerin sayısı, 341.991’di ve aşağıdaki biçimde dağılmıştı96 [Tablo 94]:

[TABLO 94]

KADIN-ERKEK SAYISI

[Gruplar]

Bağımsız
(Kendi Kendine
Geçinebilen)

Aile Mensupları
ve Ev Hizmetçileri

Toplam

Patronlar
İdarî kadro (kâtipler)
İşçiler
Tek kişilik üreticiler

Toplam

13.853
2.226
148.111
51.514

215.704

37.109
4.574
61.098 <
23.506

126.287

50.962
6.800
209.209
75.020

341.991


      Bir başka örnek: Nijni-Novgorod eyaleti Gorbatov uyezdine bağlı Bogorodskoye köyünde (burası, görmüş olduğumuz gibi, tarımla uğraşamaz, “âdeta tek bir tabakhane” teşkil eder), 1890 Kılavuz’una göre, 392 fabrika işçisi bulunduğu halde, sanayilerle uğraşan nüfus, 1889 Zemstvo sayımına göre hemen hemen 8.000’dir (toplam nüfus 9.241’dir); ailelerin 9/10’undan fazlası sanayilerle uğraşmaktadır. Dileriz, bu rakamlar Bay N. –on, Kablukov ve şürekâsını düşündürür!
      İkinci baskıya ek – Şimdi, bütün nüfusun uğraşlarına ait istatistikler veren, 1897 ulusal sayımının sonuçlarına sahip bulunuyoruz. Rusya İmparatorluğunun tümüne ait, tarafımızdan özetlenmiş veriler (milyon olarak) şöyledir97 [Tablo 95]:

[TABLO 95]

İşler

Kadın-Erkek

Bağımsız

Aile
Mensupları

Toplam

a) Resmî memurlar ve silâhlı kuvvetler
b) Rahipler ve serbest meslekler
c) İrat sahipleri ve emekliler
d) Mahkûmlar, orospular, meslekleri belirsizler, bilinmeyenler

Toplam üretken olmayan nüfus

e) Ticaret
f) Demiryolları ve ulaştırma
g) Özel hizmet, ev hizmetçileri ve gündelikçiler

Toplam yarı-üretken nüfus

h) Tarım
i) Sanayi

Toplam üretken nüfus
Genel toplam

1,5
0,7
1,3
0,6

4,1

1,6
0,7
3.4

5,7

18,2
5,2

23,4
33,2

0,7
0,9
0,9
0,3

2,8

3,4
1.2
2,4

7,0

75,5
7,1

82,6
92,4

2,2
1,6
2,2
0,9

6,9
5,0
1,9
5.8

12,7

93,7
12,3

106,0
125,6


      Söylemeye gerek yok ki, bu veriler, fabrika işçileri sayısı ile tüm nüfusu karşılaştırmak yolundaki narodnik icadın saçmalığına dair yukarda söylenmiş olanları tamamen doğrulamaktadır.
      Her şeyden önce, Rusya’daki nüfusun uğraşlara göre dağılımı [sayfa 437] hakkındaki verileri, Rusya’daki tüm meta üretiminin ve kapitalizmin temelinin toplumsal işbölümü olduğunu sergileyecek biçimde gruplandırmak ilginç olacaktır. Bu açıdan, tüm nüfus üç büyük alt bölüme ayrılmalıdır: I. Tarımsal. II. Ticarî ve Sınaî, III. Üretken olmayan (daha açık bir deyişle, iktisadî faaliyete katılmayan). Bu dokuz gruptan (a’dan i’ye kadar), yalnızca biri, doğrudan doğruya ve tümüyle bu üç ana alt-bölümden birine sokulmaz. Bu özel hizmet, ev hizmetçileri ve gündelikçileri kapsayan g grubudur. Bu grup, ticarî ve sınaî nüfusla, tarımsal nüfus arasında, yaklaşık olarak dağıtılmalıdır. Birincisine, bu grubun kentlerde oturan kesimi (2,5 milyon), ikincisine ise kırsal alanlarda oturan kesimi (63,3 milyon) dahil edilmiştir. Bu durumda, Rusya’daki toplam nüfusun dağılmasına ilişkin şu görünümü elde etmiş oluruz [Tablo 96]:

[TABLO 96]

Rusya’daki tarımsal nüfus
Ticarî ve sınaî nüfus
Üretken olmayan nüfus

Toplam

97,0 milyon
21,7 milyon
6,9 milyon

125,6 milyon


      Bu tablo, bir yandan, meta dolaşımının, dolayısıyla da meta üretiminin Rusya’da sıkıca köksalmış olduğunu açıkça gösterir. Rusya kapitalist bir ülkedir. Öte yandan da, bundan, öteki [sayfa 438] kapitalist ülkelerle karşılaştırıldığında, Rusya’nın iktisadî gelişmesinde, hâlâ çok geri olduğu sonucu çıkar.
      Devam edelim. Bu çalışmada yaptığımız tahlilden sonra, Rusya’daki tüm nüfusun uğraşlarına ilişkin istatistikler, Rusya’nın tüm nüfusunun, sınıf durumuna göre, yani, toplumsal üretim sisteminde kişilerin bulunduğu duruma göre bölündüğü temel kategorileri yaklaşık olarak saptamakta kullanılabilir ve kullanılmalıdır.
      Köylülüğün bölündüğü temel iktisadî grupları bildiğimiz için bu kategorileri –kuşkusuz ancak yaklaşık olarak– saptamak mümkündür. Ve Rus tarım nüfusunun tümüne rahatça köylü gözü ile bakılabilir, çünkü toprak beylerinin toplam içindeki sayısı, ihmal edilebilecek kadar azdır. Üstelik toprak beylerinin oldukça önemli bir bölümü, irat sahipleri, resmî memurlar, yüksek rütbeliler vb. kategorisine dahil edilmiştir. Ancak, 97 milyonluk köylü yığını içinde, üç ana grup ayırdedilmelidir: alt grup – nüfusun proleter ve yan-proleter tabakası; orta grup – yoksul küçük köylü çiftçiler; ve üst grup – hali-vakti yerinde küçük köylü çiftçiler. Yukarda, ayrı sınıf unsurları olarak, bu grupların temel iktisadî özelliklerini tahlil etmiştik. Alt grup, geçimini esas olarak, ya da yan yana, işgücünü satarak sağlayan mülksüz nüfustur. Orta grup, yoksul küçük köylü çiftçileri kapsar, çünkü orta köylü en iyi yıllarda, ancak iki yakasını bir araya getirir, ama bu grubun baş geçim aracı “bağımsız” (kuşkusuz sözde bağımsız) küçük-çaplı çiftçiliktir. Nihayet, üst grup, hali-vakti yerinde küçük köylü çiftçilerden oluşur, bunlar azçok önemli sayıda, verilmiş-toprak sahibi çiftlik emekçisini ve gündelikçiyi ve genel olarak her türden ücretli emekçileri sömürürler.
      Bu gruplar, yaklaşık olarak, toplamın, sırasıyla %50, %30 ve %20’sini oluşturur. Yukarda, aynı şekilde, her grubun toplam aile sayısı ya da çiftlik sayısı içindeki payını ele almıştık. Şimdi, bunları, nüfusun bir oranı olarak ele alacağız. Bu değişiklik, alt grupta bir artışa, üst grupta bir azalışa yol açar. Ama kuşkusuz, son on yılda, Rusya’da ortaya çıkan değişiklik de tamı-tamına budur. At [sayfa 439] mülkiyetindeki azalma, köylülüğün yıkımı, kırsal bölgelerde yoksulluğun ve işsizliğin büyümesi vb. de bu durumu itiraz kabul etmez bir biçimde tanıtlamaktadır.
      Yani, tarımsal nüfus içinde 48,5 milyon kadar proleter ve yarı-proleter; 29,1 milyon kadar yoksul küçük köylü çiftçi ve onların aileleri ve 19,4 milyon kadar da hali-vakti yerinde küçük mülk sahibi nüfus bulunmaktadır.
      Şimdi soru, ticarî ve sınaî nüfusla, üretken olmayan nüfusun nasıl dağıtılacağıdır. Sonuncu grup nüfusun kesinlikle büyük burjuvaziye dahil olan kesimlerini de kapsar: bütün irat sahipleri (“sermaye ve gayrimenkulden gelen gelirle yaşayanlar” – istatistiklerimizdeki 14. grubun ilk altbölümü: 900.000), ondan sonra, burjuva aydınlarının bir kısmı, yüksek askerî ve sivil memurlar vb.. Bunların hepsinin sayısı V/2 milyon kadardır. Bu üretken olmayan nüfus grubunun öteki kutbunda, ordunun, donanmanın, jandarma ve polisin alt kademeleri (1,3 milyon kadar) ev hizmetçileri ve öteki sayısız hizmetçiler (hepsi 1/2 milyon kadar), hemen hemen 1/2 milyon dilenci, serseri vb., vb. bulunur. Burada, ana iktisadî tiplere en çok yaklaşan grupları, ancak kabaca ayırabiliriz: 2 milyon kadarı, proleter ve yarı-proleter nüfusa (kısmen lümpen proleterlere) dahil edilecektir; 1,9 milyon kadarı, yoksul küçük mülk sahiplerine ve kâtiplerin, idarî personelin, burjuva aydınların vb. büyük bir kısmı da dahil olmak üzere, 1,5 milyon kadarı da, hali-vakti yerinde küçük mülk sahiplerine dahil edilecektir.
      Son olarak, ticarî ve sınaî nüfus içinde de en büyük kesim, kuşkusuz proletaryadır ve proletarya ile büyük burjuvazi arasındaki uçurum çok büyüktür. Ama sayım sonuçları, nüfusun bu bölümünün patronlar, tek kişilik üreticiler, işçiler vb. olarak bölünmesine ilişkin hiç bir veri sağlamamaktadır. St. Petersburg’un sınaî nüfusuna ait, kişinin üretimdeki konumuna göre sınıflandırılmış olan yukarda aktardığımız verileri, model olarak almaktan başka çaremiz yok. Bu verilere dayanarak, kabaca, %7 büyük burjuvazi, %10 hali-vakti yerinde küçük-burjuvazi, %22 yoksul küçük mülk sahibi ve %61 proletarya olarak ayırabiliriz. Kuşkusuz, sanayideki küçük üretim bir bütün olarak Rusya’da St. Petersburg’da olduğundan çok daha fazla inatçıdır, ama o zaman da, tek kişilik üreticiler ve evlerinde patronlar için çalışan elsanatçıları yığını, yarı-proleter nüfusa katmıyoruz. Dolayısıyla, bir bütün olarak, ele alınan oranlar, her halükârda, gerçekte olduklarından pek farklı olmayacaktır. Bu durumda ticarî ve sınaî nüfus için, 1,5 milyon kadar büyük burjuvazi, 2,2 milyon kadar hali-vakti yerinde, 4,8 milyon kadar [sayfa 440] muhtaç küçük üretici ve 13,2 milyon kadar da nüfusun proleter ve yarı-proleter tabakasına mensup kişi bulmuş oluyoruz.

[TABLO 97]

[Gruplar]

Kadın-Erkek
Toplam Nüfus
(Milyon, Yaklaşık)

Büyük burjuvazi, toprak beyleri, yüksek memurlar vb.
Hali-vakti yerinde küçük mülk sahipleri
Yoksul küçük mülk sahipleri
Proleterler* ve yarı-proleterler

Toplam

3,0
23,1
35,8
63,7

125,6

* Bunların sayısı en az 22 milyondur. Sonraki sayfalara bakınız.

 

Hiç kuşkumuz yok ki, bizim kadet ve yarı-kadet iktisatçılarımız ve siyasetçilerimiz, Rus iktisadının bu “aşırı-basitleştirilmiş” kavranışına karşı öfkeyle seslerini yükselteceklerdir. Ne de olsa, ayrıntılı bir tahlilde, iktisadî çelişkilerin derinliğinin üstünü örtmek ve aynı zamanda da, bir bütün olarak bu çelişkiler hakkındaki sosyalist görüşlerin “hamlığından” yakınmak pek elverişli ve avantajlı olmaktadır. Ulaştığımız sonuç hakkındaki bu tür eleştirilerin, kuşkusuz bilimsel değeri yoktur.

Çeşitli rakamların, yaklaşıklık derecesi hakkında görüş ayrılıkları elbette olabilir. Bu açıdan, Bay Lositski’nin, 1897 Sayımına Dayanarak Rusya Nüfusu Üzerine İncelemeler (Mir Boji [Geniş Dünya. -ç.], 1905, n° 8) adlı çalışmasına değinmek ilginç olacaktır. Yazar, işçi ve hizmetçilere ait salt sayım rakamlarını ele almış ve bunlardan, Rusya’daki proleter nüfusun 22 milyon; köylü ve toprak sahibi nüfusun 80 milyon; ticaret ve sanayideki patron ve kâtiplerin 12 milyon kadar ve sanayi ile uğraşmayan nüfusun 12 milyon kadar olduğunu hesaplamıştır.

Bu rakamlara göre proleterlerin sayısı, bizim ulaştığımız [sayfa 441] rakama çok yakındır.98 “Tarımsal dışarı işlere” bağımlı olan yoksul-köylüler arasında, elsanatçıları arasında vb., geniş bir yarı-proleterler yığınının bulunduğunu yadsımak, Rus iktisadına ilişkin bütün verilerle alay etmek anlamına gelir. Yarı-proleter nüfusun büyüklüğünden kuşku duymamak için, yalnızca Avrupa Rusyası’ndaki 374 milyon atı olmayan aileyi, kirayla tutulan topraklara ilişkin bütün Zemstvo istatistiklerini, “tarımsal dışarı işleri”, bütçeleri vb. ansımak yeter. Proleter ve yarı-proleter nüfusun, birlikte, köylülüğün yarısını oluşturduğunu kabul etmekle, muhtemelen bu sayıyı ne olduğundan az, ne de olduğundan çok göstermiş oluruz. Tarımsal nüfus dışında ise, proleterler ve yarı-proleterler kuşkusuz daha da yüksek bir yüzde oluştururlar.
      Ayrıca, eğer tüm iktisadî tablonun yerine küçük ayrıntılar koymak istemiyorsak, hali-vakti yerinde küçük mülk sahiplerinin arasına, ticarî ve sınaî idarî personelin, kâtiplerin, burjuva aydınların, resmî memurların vb. önemli bir bölümünü de katmamız gerekir. Belki de burada pek titiz davrandık ve bu nüfus grubunun sayısını pek yüksek saptamış olduk: çok mümkündür ki, yoksul küçük mülk sahiplerini daha yüksek bir sayıda, hali-vakti yerinde olanları da daha düşük bir sayıda koymamız gerekirdi. Ama, kuşkusuz, böyle bölmeler yaparken, insan kesin bir istatistikî doğruluk peşinde koşamaz.
      İstatistikler, etraflı bir tahlille saptanan toplumsal ve iktisadî ilişkileri sergilemeli ve bizde çoğu kez yapıldığı gibi, kendi başlarına bir amaç haline getirilmemelidirler. Rusya nüfusundaki, küçük-burjuva tabakasının büyük sayısının üstünü örtmek, yalnızca gerçek iktisadî durumumuzun görünümünü tahrif etmek olacaktır.

VI. BUHARLI MOTOR İSTATİSTİKLERİ


      Üretimde buharlı motorların kullanılması, geniş-çaplı makineli sanayiin en tipik özelliklerinden biridir. Bu nedenle, bu konuda elde bulunan verileri incelemek ilginç olacaktır. 1875-1878 yıllarına ait buharlı motor sayısı, Rusya İmparatorluğundaki Buharlı-Motor İstatistikleri İçin Malzeme’de (St. Petersburg 1882, Merkezî İstatistik Komitesince yayınlanmıştır)99 verilmiştir. 1892 yılı için ise, [sayfa 442] bütün fabrika ve madencilik işlerini kapsayan Fabrika Sanayii Üzerine Veriler Derlemesi’nin rakamlarına sahibiz. İşte bu verilerin karşılaştırılması [Tablo 98]:

[TABLO 98]
SANAYİDEKİ BUHARLI MOTOR SAYISI

[Bölgeler]

1875 - 1878

1892

Buharlı
Kazanlar

Buharlı
Motorlar

Beygirgücü
Kapasitesi

Buharlı
Kazanlar

Buharlı
Motorlar

Beygirgücü
Kapasitesi

Avrupa Rusyası (50 eyalet)
Polonya
Kafkasya
Sibirya ve Türkistan

İmparatorluk toplamı

7.224
1.071
115
100

8.510

5.440
787
51
75

6.353

98.888
14.480
583
1.026

114.977

31.272
2.328
514
134

14.248

10.458
1.978
514
135

13.085

256.469
81.346
5.283
2.111

345.209


      16 yılda, Rusya’daki buharlı motorların beygirgücü kapasitesi üç kat, Avrupa Rusyası’ndaki ise 272 kat arttı. Buharlı motor sayısı daha az arttı, öyle ki, buharlı motor başına düşen ortalama kapasite önemli ölçüde yükseldi: Avrupa Rusyasızda 18 beygirgücünden 24 beygirgücüne, Polonya Krallığında 18 beygirgücünden 41 beygirgücüne çıktı. Dolayısıyla bu dönemde, geniş-çaplı makineli sanayi çok hızlı gelişmiştir. Buhar gücü kapasitesine gelince, 1875-1878’de aşağıdaki eyaletler başı çekiyordu: St. Petersburg (17.808 beygirgücü), Moskova (13.668), Kiev (8.363), Perm (7.348) ve Vladimir (5.684) – bu beş eyalet toplamı 52.871 beygirgücü ya da Avrupa Rusyası toplamının 3/5 kadarıdır. Ondan sonra Podolsk (5.480), Petrokov (5.071) ve Varşova (4.760) eyaletleri gelir. 1892’de sıra değişmiştir: Petrokov (59.063), St. Petersburg (43.961), Ekaterinoslav (27.839), Moskova (24.704), Vladimir (15.857) ve Kiev (14.211) – son beş eyalet toplamı 126.572 beygirgücü ya da hemen hemen Avrupa Rusyası toplamının 1/2’sidir. Ondan sonra Varşova (11.310) ve [sayfa 443] Perm (11.245) eyaletleri gelir. Bu rakamlar, iki yeni sınaî merkezin oluşumunu açıkça gösterir: Polonya’da ve güneyde. Petro-kov eyaletinde toplam kapasite 11,6 kat artmıştır, Ekaterinoslav ve Don eyaletlerinde ise birlikte olarak,100 2.834 beygirgücünden 30.932 beygirgücüne çıkmış, ya da 10,9 kat artmıştır. Böylesine hızlı büyümüş olan bu sınaî merkezler, en alt düzeylerden en yüksek düzeylere çıkmışlar ve eski sınaî merkezlerin yerine geçmişlerdir. Bu verilerin de üretken tüketim maddeleri üreten sanayilerdeki, yani madencilik ve metalürji sanayilerindeki özellikle hızlı gelişmeyi yansıttıklarını belirtelim. 1875-78’de bu sanayiler, toplam 22.966 beygirgücünde 1.040 buharlı motor kullanıyorlardı (Avrupa Rusyası’nda), 1890’da ise toplam 74.204 beygirgücünde 1.960 buharlı motora sahiptirler, yani 14 yılda, bir bütün olarak sanayide, 16 yıllık toplam buharlı motor sayısı artışını aşan bir artış olmuştur.101

VII. BÜYÜK FABRİKALARIN GELİŞMESİ


      Fabrika istatistiklerimizin yetersiz niteliği, yukarda gösterildiği gibi, bizi, Rusya’daki geniş-çaplı makineli sanayiin Reformdan bu yana gelişmesini saptamak için daha karmaşık hesaplara başvurmak zorunda bırakmıştır. 1866, 1879, 1890 ve 1894-95 için en büyük fabrikalara, yani kuruluş başına 100 ve daha fazla işçiye sahip olanlara ait verileri seçtik.102 Dışarı işçileri yalnızca 1894-95 [sayfa 444] Liste’sinin verilerinde kesinlikle ayırdedilmiştir; bu yüzden, önceki yıllara (özellikle 1866 ve 1879) ait olan veriler, dipnotta değinilen düzeltmelere karşın hâlâ biraz abartılmış olabilirler.
      Bu en büyük fabrikalara ait sonuçları veriyoruz [Tablo 99]:

TABLO 99 – AVRUPA RUSYASI’NDAKİ EN BÜYÜK FABRİKALAR

İşçi Sayısına
Göre
Fabrika Grupları

1866

1879

1890

1894-95

Toplam
Fabrika

Buharlı
Motoru
Olan
Fabrikalar

İşçi
Sayısı

Üretim
(Bin Ruble)

Toplam
Fabrika

Buharlı
Motoru
Olan
Fabrikalar

İşçi
Sayısı

Üretim
(Bin Ruble)

Toplam
Fabrika

Buharlı Motoru
Olan Fabrikalar

İşçi
Sayısı

Üretim
(Bin Ruble)

Toplam
Fabrika

Buharlı
Motoru
Olan
Fabrikalar

İşçi
Sayısı

Üretim
(Bin Ruble)

A) 100-499
işçiye sahip
B) 500-999
işçiye sahip
C) 1.000 ve daha fazla
işçiye sahip

 
512
 
90

 
42

 
204
 
68

 
35

 
109.061
 
59.867
 

62.801

 
99.830
 
48.359
 

52.877

 
641
 
130
 

81

 
354
 
119
 

76

 
141.727
 
91.887
 

156.760

 
201.542
 
117.830
 

170.533

 
712
 
140
 

99

 
455
 
140
 

99

 
156.699
 
94.305
 

213.333

 
186.289
 
148.546
 

253.130

 

Toplam*

644

307

231.729

201.066

852

549

390.374

489.905

951

694

464.337

587.965

 

A) 100-499
işçiye sahip
B) 500-999
işçiye sahip
C)
1.000 ve
daha fazla
işçiye sahip

 

 
981
 
166
 

91

 
534
 
145
 

83

 
219.735
 
115.586
 

174.322

 
289.006
 
142.648
 

198.272

 
1.133
 
183
 

115

 
769
 
183
 

115

 
252.656
 
121.553
 

248.937

 
355.258
 
190.265
 

313.065

 

Toplam**

 

1.238

762

509.643

629.926

1.431

1.067

623.146

858.588

 

A) 100-499 işçiye sahip
B) 500-999 cişçiye sahip
C) 1.000 ve
daha fazla cişçiye sahip

 

 
979
 
164
 

86

 
532
 
144


78

 
219.436
 
113.936
 

163.044

 
288.759
 
140.791
 

177.537

 
1.131
 
182
 

108

 
767
 
182
 

108

 
252.063
 
120.936
 

226.207

 
352.526
 
186.115
 

276.512

 
1.136
 
215
 

117

 
935
 
212
 

117

 
252.676
 
143.453
 

259.541

 
374.444
 
229.363
 

351.426

Toplam***

 

1.229

754

496.416

607.087

1.421

1.057

599.206

815.153

1.468

1.264

655.670

955.233


      * 1866, 1879, 1890 verileri, 71 işe ait verileri kapsar. Bunlar için 1866’ya ait bilgiler mevcuttur.
      ** 1879 ve 1890 verileri, gerek dolaylı vergi ödeyen, gerek dolaylı vergi ödemeyen bütün işleri kapsar.
      *** 1879, 1890, 1894-95 verileri ray (çelik) üretimi hariç bütün işleri kapsar.


      Bu tabloyu tahlilimize, 1866, 1879 ve 1890 yıllarına ait verilerle başlayalım. Bu yıllar boyunca, toplam büyük fabrika sayısı şöyle değişmiştir: 644, 852, 951, ya da yüzde olarak: 100, 132, 147. Dolayısıyla 24 yıl içinde, büyük fabrikaların sayısı hemen hemen yüzde elli artmıştır. Üstelik, eğer değişik büyük fabrika kategorilerine ait verileri ele alırsak, göreceğiz ki, fabrikalar ne kadar büyükse, sayıları da o kadar çabuk büyümektedir. (A: 512, 641, 712 fabrika; B: 90, 130, 140, C: 42, 81, 90). Bu, üretimdeki yoğunlaşmanın arttığını gösterir.
      Makineleşmiş kuruluşların sayısı, toplam fabrika sayısından daha hızlı büyür; bu büyüme yüzde olarak şöyledir: 100, 178, 226. Gitgide artan sayıda büyük fabrika, buharlı motor kullanımına geçmektedir. Fabrikalar ne kadar büyükse, aralarındaki makineleşmiş kuruluş sayısı da o kadar büyüktür; eğer bu kuruluşların, kategorideki toplam fabrika sayısına oranını hesaplarsak, şunları elde ederiz: A) %39, %53, %63;B) %75, %91, %100; C) %83, %94, %100. Buharlı motorların kullanılması, üretimin hacmindeki genişleme ile, üretimde işbirliğinin genişlemesi ile sıkı sıkıya bağlıdır.

Bütün büyük fabrikalardaki işçilerin sayısı, yüzde olarak şöyle değişmiştir: 100, 168, 200. 24 yıl boyunca, işçilerin sayısı iki katına çıkmış, yani toplam “fabrika işçileri” sayısındaki artışı geçmiştir. Yıllara göre, büyük fabrika başına düşen ortalama işçi sayısı şöyledir: 369, 458, 488, ve kategorilere göre; A) 213, 221, 220; B) 665, 706, 673; C) 1.495, 1.935, 2.154. Demek ki, gitgide artan sayıda işçiler büyük fabrikalarda toplanmaktadır. 1866’da 1.000 ve daha fazla işçi çalıştıran fabrikalar, büyük fabrikalardaki toplam işçi sayısının %27’sini; 1879’da %40’ını; 1890’da %46’sını çalıştırmaktaydı.

Bütün büyük fabrikaların üretimindeki değişiklik, yüzde ile ifade edersek, şöyle olacaktır: 100, 243, 292, kategorilere göre: A) 100, 201, 187; B) 100, 245, 308; C) 100, 323, 479. Dolayısıyla, bütün büyük fabrikaların üretim hacmi hemen hemen üç kat artmıştır, ve fabrika ne kadar büyükse, bu artış o kadar hızlı olmaktadır. Ama eğer ayrı ayrı kategorilere göre her yıl için emek üretkenliğini karşılaştıracak olursak, biraz daha farklı bir görünüm elde ederiz. Bütün büyük fabrikalardaki, işçi başına ortalama üretim: 866, 1.250 ve 1.260: ruble, kategorilere göre ise: A) 901, 1.410, 1.191; B) 800, 1.282, 1.574; [sayfa 445] C) 841, 1.082, 1.188 olacaktır. Böylece, alt kategoriden üste doğru gittikçe, her ayrı yıl için (işçi başına) üretimde hiç bir artış görmeyiz. Bunun nedeni, çeşitli kategorilerin, eşit olmayan oranlarda farklı değerde hammadde kullanan, dolayısıyla da işçi başına, farklı değerde bir yıllık üretim elde eden sanayilerdeki fabrikaları da içermesidir.103
      1879-1890 yıllarına ve 1879-1890-1894-1895 yıllarına ait verileri, aynı ayrıntı ile incelenmeye değer bulmuyoruz, çünkü bu, yukarda biraz farklı yüzdeler için söylediklerimizin tekrarı anlamına gelecektir.
      Son zamanlarda, Fabrika Müfettişlerine Ait Raporların Derlemesi, fabrika ve atelyelerin, çalıştırılan işçi sayısına göre gruplara ayrılmasına ilişkin veriler sağlamıştır. 1903’e ait veriler şöyledir [Tablo 100]:

[TABLO 100]

Kuruluş Grupları

Rusya’nın
64 Eyaletinde

Avrupa Rusyası’nın
50 Eyaletinde[154]

Kuruluş
Sayısı

İşçi
Sayısı

Kuruluş
Sayısı

İşçi
Sayısı

20 işçiden az
21-50 işçi
51-100 işçi
101-500 işçi
501-1.000 işçi
1.000 işçiden fazla

Toplam

5.749
5.064
2.271
2.095
404
238

15.821

63.652
158.602
156.789
463.366
276.486
521.511

1.640.406

4.533
4.253
1.897
1.755
349
210
12.997

51.728
134.194
130.642
383.000
240.440
457.534

1.397.538


      Bu verilerin, daha önce aktarılanlarla karşılaştırılması, ufak da olsa, belirli bir hataya yol açacaktır. Her halükârda, bu veriler, büyük fabrikaların sayısının (99 ya da 100 işçinin üstünde çalıştıranlar) ve buralarda çalışan işçilerin sayısının hızla arttığını göstermektedir. İşçilerin ve dolayısıyla üretimin yoğunlaşması da bu büyük fabrikaların en büyüklerinde artış gösterir.
      Büyük fabrikalara ait verileri, resmî istatistiklerimizdeki bütün “fabrika ve atelyelere” ait verilerle karşılaştırırsak 1879’da, bütün [sayfa 447] “fabrika ve atelyeler”in %4,4’ünü oluşturan büyük fabrikaların, toplam fabrika işçileri sayısının %68,8’ini, ve toplam üretimin %54,8’-ini kendinde topladığını görürüz; 1890’da, büyük fabrikalar toplam “fabrika ve atelye” sayısının %6,7’sini oluşturmakta ve tüm fabrika işçilerinin %71,1’ini ve toplam üretimin %57,2’sini kendinde toplamaktaydı. 1894-95’te büyük fabrikalar bütün “fabrika ve atelyeler”in %10,1’ini oluşturuyor ve bütün fabrika işçilerinin %74’ünü, toplam üretimin ise %70,8’ini kendilerinde topluyorlardı. 1903’te, Avrupa Rusyasızdaki 100’den fazla işçi çalıştıran büyük fabrikalar, toplam fabrika sayısının %17’sini oluşturuyor ve toplam fabrika işçileri sayısının %76,6’sını kendilerinde topluyorlardı.104 Demek ki, çoğu buhar gücü ile çalışan büyük fabrikalar, az sayıda olmalarına karşın, işçilerin ve tüm “fabrika ve atelyeler”in, büyük ve gitgide büyüyen bir bölümünü kendilerinde toplarlar. Reform-sonrası dönemde bu büyük fabrikaların ne büyük bir hızla büyüdüklerine zaten değinmiştik. Şimdi madencilik sanayiindeki aynı ölçüde büyük girişimlere ilişkin verileri sunalım105 [Tablo 101]:

[TABLO 101]
1890’DA AVRUPA RUSYASI’NDAKİ
EN BÜYÜK KURULUŞLAR

İşçi Sayısına Göre
Fabrika, Atelye,
Maden, Ocak vb. Grupları

Madencilik Sanayiinde

Fabrika ve Madencilik
Sanayilerinde

Toplam Kuruluş

Buhargücü
Kullanan
Kuruluşlar

İşçi Sayısı

Toplam Kuruluş

Buhargücü
Kullanan
Kuruluşlar

İşçi Sayısı

A) 100-499 işçi
B) 500-999 işçi
C) 1.000 ve daha fazla işçi

Toplam

236
73
71

380

89
38
49

176

58.249
50.607
149.098

257.954

1.369
256
186

1.811

858
221
164

1.243

310.906
172.160
398.035

881.101


      Madencilik sanayiinde, işçilerin büyük işletmelerde toplanması daha da büyüktür (oysa buharlı motor kullanan işletmelerin yüzdesi daha küçüktür); 305.000 işçiden 258.0004, yani %84,5’i, 100 ve daha çok işçi çalıştıran işletmelerde toplanmıştır; maden işçilerinin hemen hemen yarısı, herbiri 1.000 ve daha fazla işçi çalıştıran, birkaç çok büyük kuruluşta çalışır. Ve Avrupa Rusyası’ndaki toplam fabrika ve maden işçisi sayısının (1890’da 1.180.000), dörtte-üçü (%74,6) 1.000 ve daha fazla işçi çalıştıran işletmelerde toplanmıştır; hemen hemen yarısı (1.180.000’den 570.000’i) herbiri 500 ve daha fazla işçi çalıştıran işletmelerde toplanmıştır.106
 

      Burada, 1865-1880 dönemine kıyasla, 1880-1890 döneminde, kapitalizmin gelişmesinde ve “fabrika nüfusunun” büyümesinde bir [sayfa 448] “yavaşlama” olmasına dair Bay N. –on’un ortaya attığı sorun üzerinde durmayı gerekli görüyoruz.107 Bay N. –on, ayırıcı özelliği olan orijinal mantığı sayesinde, bu görülmemiş buluştan, “gerçeklerin” Denemeler’de ileri sürdüğü “kapitalizmin, gelişmesinde belli sınırlara eriştikten sonra, kendi içpazarının daralmasına yol açtığı” iddiasını “tamamen doğruladığı” sonucunu çıkarmayı becermiştir. – Her şeyden önce, “artış hızındaki yavaşlamanın”, içpazardaki bir daralma anlamına geldiğini iddia etmek saçmadır. Eğer fabrika işçilerinin sayısı nüfustan daha hızlı büyüyorsa (ve Bay N. – on’un kendi verilerine göre durum tamıtamına böyledir; 1880-1890 arasında %25’lik bir artış), bu, nüfusun tarımdan koptuğunu ve içpazarın kişisel tüketim maddeleri için bile büyüdüğünü gösterir. (Üretim araçları pazarına hiç değinmiyoruz.) İkincisi, yüzde olarak ifade [sayfa 449] edilen, “büyümedeki bir düşüş”, belirli bir gelişme aşamasındaki kapitalist bir ülkede mutlaka görülmek zorundadır, çünkü küçük miktarlar, yüzde olarak, büyüklerden her zaman daha hızlı büyürler. Kapitalist gelişmedeki ilk adımların özellikle hızlı olmasından çıkarılan tek sonuç, genç ülkenin, eskileri aşmaya çabalıyor olmasıdır. Ama, ilk dönemdeki yüzde artışını, daha sonraki dönemler için bir ölçüt olarak almak hatalıdır. Üçüncüsü, büyümede bir düşme olduğu gerçeği, Bay N. –on’un ele aldığı dönemler karşılaştırılarak hiç de kanıtlanamaz. Kapitalist sanayideki gelişme ancak çevrimler halinde ilerleyebilir; dolayısıyla, farklı dönemleri karşılaştırmak için bütün bir dizi yıl için veriler ele alınmalıdır,108 öyle ki özellikle zengin, yükselme yılları ile düşüş yuları ayırdedilebilsin. Bay N. –on, bunu yapmamış ve büyük bir hataya düşmüştür, çünkü 1880 yılının büyük bir yükselme yılı olduğunu görmezlikten gelmiştir. Üstelik Bay N. –on, karşıt iddiayı “uydurmakta” da tereddüt etmemiştir. Şöyle diyor: “1880 ara yılının (1865 ve 1890 arasında), bir kötü mahsul yılı olduğunu da belirtmeliyiz, öyle ki, o sene kaydolunan işçilerin sayısı, normalin altodaydı”!! (İbid., 103-104.) Bay N. -on, 1880 rakamlarını aldığı yayının (Kılavuz, 3. baskı) metnine bir göz atsaydı, orada, 1880’in, sanayide, özellikle deri ve makine yapım sanayiinde bir “hamle” ile göze çarptığını (s. IV) ve bunun savaştan sonra, mallara olan talebin çoğalması ve hükümet siparişlerinin artması yüzünden olduğunu okuyacaktı. Bu hamlenin derecesi hakkında bir fikir edinmek için 1879 Kılavuz’una bakmak yeter.109 Ama Bay N. –on, romantik teorisine uysun diye gerçekleri tamamen tahrif etmekten çekinmemektedir.

VIII. GENİŞ-ÇAPLI SANAYİİN DAĞILIMI


      Üretimin çok büyük kuruluşlarda toplanmasının yanısıra, üretimin ayrı ayrı fabrika sanayi merkezlerinde ve farklı tipteki fabrika merkezlerinde toplanması da, geniş-çaplı sanayiin nitelendirilmesi [sayfa 450] bakımından önemlidir. Ne yazık ki, fabrika istatistiklerimiz, yalnızca yetersiz ve karşılaştırılamaz malzeme vermekle kalmamakta ayrıca da bu malzemeyi çok elverişsiz bir biçimde düzenlemektedir. Örneğin, bugünkü yayınlarda, sanayiin dağılımı, (fabrika sanayiinin dağılımını, ayrıca haritalarla da sergileyen 60’lann en iyi yayınlarında yapıldığı gibi kasaba ve uyezdlere göre değil) yalnızca eyaletlere göre gösterilmiştir. Ama, geniş-çaplı sanayiin dağılımına ilişkin doğru bir görünüm sunabilmek için, veriler, ayrı ayrı merkezler için, yani ayrı ayrı kasabalar, sınaî yerleşme merkezleri, ya da yan yana bulunan sınaî yerleşme merkezî gruplarına göre ele alınmalıdır; eyaletler ya da uyezdler, arazi birimleri olarak çok büyüktür.110 Bu durumu göz önünde tutarak, 1879 ve 1890 Kılavuz’undan, fabrika sanayiimizin en önemli merkezlerde toplanması hakkındaki verileri hesaplamayı uygun gördük. Ekte verilen tablo (Ek III), Avrupa Rusyası’ndaki, 103 fabrika merkezi hakkındaki verileri içerir; toplam işçi sayısının yarısı kadarı, bu merkezlerde toplanmıştır.111
      Tablo, Rusya’da üç ana tip fabrika merkezi olduğunu gösterir. 1) Kentler. Gerek işçilerin ve gerek kuruluşların büyük yoğunlaşması ile ayırdedilen kentler ilk sırayı alırlar. Bu açıdan, büyük kentler özellikle göze çarpar. Her metropol kentte (yörekentler dahil) 70.000 kadar fabrika işçisi toplanmıştır; 1890’da Riga 16.000, İvanovo-Voznesensk 15.000 ve Bogorodsk 10.000 işçiye sahipti. Öteki kentlerden herbiri 10.000’in altında işçiye sahiptir. Birkaç büyük kentteki fabrika işçilerine ilişkin resmî rakamlara şöyle bir gözatarsak, (Odessa 1890’da – 8.600, Kiev – 6.000, Don Rostovu – 5.700 vb.) [sayfa 451] bu rakamların gülünç denecek ölçüde düşük olduğunu görürüz. Yukarda verilen St. Petersburg örneği, bu merkezlerdeki sanayi işçilerinin gerçek sayısını elde etmek için, bu rakamların kaç katının alınması gerektiğini gösteriyor. Kentlere ek olarak, yörekentlere de değinmek gerekir. Büyük kentlerin yörekentleri, çoğu kez büyük sınaî merkezlerdir, ama elimizdeki verilerle, bu tür yalnızca bir merkezi, St. Petersburg yörekentinı ayırabildik; 1890’da buradaki işçilerin sayısı 18.900’dü. Tablomuza dahil edilmiş olan Moskova uyezdindeki yerleşme merkezlerinden birkaçı da aslında yörekenttir.112
      İkinci tip merkez, Moskova, Vladimir ve Kostroma eyaletlerinde özellikle çok olan fabrika köyleridir (tablomuza dahil edilen 63 en önemli kırsal merkezden 42’si bu eyaletlerdedir). Bu merkezlerin başında, Orekhovo-Zuyevo kasabası gelir (tabloda, Orekhovo ve Zuyevo ayrı olarak verilmiştir, ama aslında bunlar bir merkezdirler); işçi sayısı açısından yalnızca başkentler onu geçmektedir (1890’da 26.800).113 Yaroslavl ve Tver eyaletlerinde olduğu gibi, yukarda belirtilen üç eyalette de, kırsal fabrika merkezlerinin çoğunluğunu, büyük dokuma fabrikaları (pamuk eğirme ve dokuma, keten, yün dokuma vb.) oluşturur. Eskiden, bu tip köylerde, hemen her zaman, iş-dağıtım daireleri, yani komşu el dokumacıları yığınları üzerinde tam bir egemenlik kurmuş olan kapitalist manüfaktür merkezleri bulunurdu. İstatistiklerin, ev işçilerini fabrika işçileriyle karıştırmadıkları hallerde bu tip merkezlerin gelişmesine ilişkin veriler, çevre bölgelerden binlerce köylüyü kendine çeken ve onları fabrika işçilerine dönüştüren geniş-çaplı makineli sanayideki büyümeyi açıkça yansıtır. Ayrıca, çok sayıda kırsal fabrika merkezi de, büyük maden ve metalürji fabrikalarından oluşur. (Bobrovo köyündeki Kolomna atelyesi, Yuzovka atelyesi, Bryansk atelyesi ve diğerleri); bunların çoğu madencilik başlığı altında sınıflandırılmış [sayfa 452] ve bu nedenle, tablomuza dahil edilmemiştir. Güney-batı eyaletlerindeki köy ve kasabalarda kurulmuş olan pancar şekeri tasfiyehaneleri de, çok sayıda köy fabrika merkezleri oluştururlar; örnek olarak bunların en büyüklerinden birini, Kiev eyaletindeki Smela kasabasını alıyoruz.
      Üçüncü tip fabrika merkezi, “elsanatı” köyleridir, burada bulunan en büyük kuruluşlar çoğu kez “fabrika ve atelye” olarak sınıflandırılır. Tablomuzda, Pavlovo, Vors-ma, Bogorodskoye ve Dubovka köyleri bu tip merkezlerin örnekleridir. Bu tip merkezlerdeki fabrika işçisi sayısı ile, toplam sınaî nüfus arasında bir karşılaştırma, yukarda, Bogorodskoye köyü için yapılmıştır.
      Eğer tablomuzdaki merkezleri, her merkezdeki işçi sayısına göre ve merkezin tipine göre (kent ya da köy) gruplandırırsak, aşağıdaki verileri elde ederiz (Bkz: s. 454/[sayfa 542] [Tablo 102]).

[TABLO 102]
AVRUPA RUSYASI’NDAKİ ÖNDE GELEN FABRİKA MERKEZLERİ

İşçi Sayısına ve
Merkez
Tipine Göre Merkez
Kategorileri

1879

1890

Merkezlerin
Sayısı

Fabrika ve
Atelyeler
Sayısı

Üretim
(Bin Ruble)

İşçi Sayısı

Merkezlerin
Sayısı

Fabrika ve
Atelyeler
Sayısı

Üretim
(Bin Ruble)

İşçi Sayısı

Kentlerde

Kasaba ve
Köylerde

Toplam

Kentlerde

Kasaba ve
Köylerde

Toplam

10.000 ve daha fazla işçiye sahip
    merkezler
5.000-10.000 işçiye sahip
    merkezler
1.000-5.000 işçiye sahip
    merkezler

1.000 ve daha fazla işçiye
sahip merkezlerin toplamı

1.000’in altında işçiye sahip
    merkezler
Hiç işçisi olmayan merkezler

Toplam

Kentler (ve çevreleri)
Kasaba ve köyler

 
4
 
6
 
22
 

32

 
8

40

40

 
1
 

 
37
 

38

 
20
5

63


63

 
5
 
6
 
59
 

70

 
28
5

103

40
63

 
1.393
 
148
 
1.029
 

2.570

 
260
1

2.831

2.574
257

 
279.398
 
65.974
 
174.171
 

519.543

 
17.144

536.687

421.310
115.377

 
158.670
 
49.340
 
133.712
 

341.722

 
14.055

355.777

257.181
98.596

 
6
 
10
 
17
 

33

 
6
1

40

40

 
1
 
4
 
48
 

53

 
10

63


63

 
7
 
14
 
65
 

86

 
16
1

103

40
63

 
1.644
 
931
 
804
 

3.379
 

259

3.638

3.327
311

 
361.371
 
151.029
 
186.422
 

698.822

 
8.159

706.981

535.085
171.896

 
206.862
 
90.229
 
144.255
 

441.346

 
9.898

451.244

298.651
152.593


      Tablo göstermektedir ki, 1893’te (toplam 752.000 işçiden) 356.000’i bu 103 merkezde toplanmış iken, 1890’da (876.000 işçiden) 451.000’i buralarda toplanmıştı. Buna göre, işçilerin sayısı %26,8 artmıştır, oysa büyük fabrikalarda (100 ve daha fazla işçi) genel olarak artış yalnızca %22’dir, bu dönemde toplam işçi sayısı ise yalnızca %16,5 artmıştır. Demek ki, işçiler en büyük merkezlerde toplanmaktadır. 1879’da yalnızca 11 merkez, 5.000’in üstünde işçiye sahipti, 1890’da ise bunlardan 21 tane vardı. 5.000-10.000 işçiye sahip merkezlerin sayısındaki artış, özellikle dikkati çekmektedir. Bunun iki nedeni vardır: (1) Güneyde (Odessa, Don Rostovu vb.) fabrika sanayiinin görülmemiş ölçüde büyümesi; ve (2) merkezî eyaletlerdeki fabrika köylerinin büyümesi.
      Kent ve kır merkezlerinin karşılaştırılması gösterir ki’, 1890’da, sonuncular, başta gelen merkezlerdeki toplam işçi sayısının üçte-biri kadarını (451.000 işçiden 152.000’i) kucaklamaktadır. Bütün Rusya için bu oran daha yüksek olmalıdır, yani fabrika işçilerinin üçte-birinden çoğu kentler dışında olmalıdır. Gerçekten de, bütün önemli kent merkezleri tablomuza dahil edilmiştir, oysa belirttiklerimizin dışında, herbiri birkaç yüz işçiye sahip kırsal merkezlerin sayısı pek fazladır (cam atelyeleri, tuğla atelyeleri, damıtmaevleri, pancar şekeri tasfiyehaneleri vb. bulunan yerleşme merkezleri). Maden işçileri de esas olarak, kentlerin dışında bulunur. Bu yüzden, Avrupa Rusyası’ndaki toplam fabrika ve maden işçisi sayısından en az yarısının (belki de daha çoğunun) kentlerin dışında bulunacağı düşünülebilir. Bu sonuç çok önemlidir, çünkü Rusya’daki sınaî nüfusun, kentli nüfusu büyük ölçüde aştığını göstermektedir.114
      Şimdi, fabrika sanayiinin kentsel ve kırsal merkezlerde hangi [sayfa 453] hızla geliştiğine bakarsak, bunun, hiç kuşkusuz, sonuncularda daha hızlı olduğunu görürüz. Sözkonusu dönemde, 1.000 ve daha fazla işçiye sahip kentsel merkezlerin sayısı pek az büyümüşken (32’den 33’e), bu kategorideki kırsal merkezlerin sayısı çok büyük ölçüde artmıştır (38’den 53’e). 40 kentsel merkezdeki işçilerin sayısı yalnızca % 16,1 artmışken (257.000’den 299.000’e), 63 kırsal merkezdeki işçilerin sayısı %54,7 artmıştır (98.500*den 152.000’e), Kentsel merkez başına düşen ortalama işçi sayısı yalnızca 6.400*den 7.500’e çıktığı halde, kırsal merkez başına ortalama işçi sayısı, 1.500’den 2.400’e çıkmıştır. Demek ki, fabrika sanayii, kentler dışında özellikle hızlı olarak yayılmak, yeni fabrika merkezleri yaratmak ve bunları, kentsel merkezlere göre daha hızlı ilerletmek ve büyük kapitalist işletmelerin dünyasından tecrit olmuş gibi görünen uzak kırsal alanlara derinlemesine girmek eğilimindedir. Bu son derece önemli durum, bize, birinci olarak, geniş-çaplı makineli sanayiin toplumsal ve iktisadî ilişkileri nasıl bir hızla dönüştürdüğünü gösterir. Eskiden biçimlenmesi yıllar alan şey, şimdi on yıllık dönem içinde doğmaktadır. Örneğin, bir önceki bölümde değinilen, “elsanatı köyleri” gibi tarımsal olmayan merkezlerin oluşmasıyla –Bogorodskoye, Pavlovo, Kimri, Koteiçi Velikoye ve diğerleri– kırsal nüfusu, binlerle, hemen sınaî yerleşme merkezlerine çeken, modern fabrikaların yarattığı yeni merkezlerin kurulma sürecini karşılaştırmamız yeter.115 Toplumsal işbölümü büyük bir hız kazanmıştır. Eski [sayfa 455] hareketsizlik ve tecridin yerine, iktisadî yaşamın zorunlu bir koşulu olarak nüfusun hareketliliği geçer. İkincisi, fabrikaların kırsal bölgelere nakli, kapitalizmin, köy topluluğundaki kast kapalılığının yarattığı engelleri aştığını ve hatta bu kapalılıktan yararlandığını gösterir. Fabrikaların kırsal bölgede kurulması, epeyce elverişsizliklere yol açarsa da bu durum ucuz emek arzını garantiler. Mujiğin fabrikaya gitmesine izin verilmemekte, onun için de fabrika mujiğe gitmektedir.116 Mujik kendine en büyük yararları sağlayacak patronu aramada (ortak sorumluluk sistemi ve topluluğu terketmesinin karşısına çıkan engeller yüzünden) tam özgür değildir; ama patron en ucuz işçiyi aramak için mükemmel bir yol bulmuştur. Üçüncüsü, çok sayıda kırsal fabrika merkezi ve bunlardaki hızlı büyüme, Rus fabrikasının köylü yığınından kopuk olduğu, onlar üzerinde pek az etki yaptığı görüşünü temelsiz kılar. Fabrika sanayiimizdeki dağılımın özel niteliği, tersine, bu etkinin çok yaygın olduğunu ve fabrika duvarları ile sınırlanmış olmaktan çok uzak olduğunu göstermektedir.117 Ama öte yandan, fabrika sanayiimizdeki dağılımın bu özel niteliği geniş-çaplı makineli sanayiin çalıştırdığı nüfus üzerindeki değiştirici etkisinde geçici bir gecikmeye yol açar. Irak yerlerde oturan mujiği, bir darbede fabrika işçisine dönüştürmekle, fabrika, bir süre için kendine en ucuz, en az’ gelişmiş ve en az titiz bir “işçi” arzı sağlayabilir. Ama, bu gecikmenin çok uzun sürmeyeceği ve geniş-çaplı makineli sanayiin etkisine tâbi alanın daha da büyük ölçüde genişlemesi pahasına elde edildiği ortadadır.

IX. KERESTE VE İNŞAAT SANAYİLERİNİN
GELİŞMESİ


      Geniş-çaplı makineli sanayiin büyümesinin zorunlu koşullarından [sayfa 456] biri (ve ilerlemesinin çok tipik bir yardımcısı) yakıt ve inşaat malzemeleri sağlayan sanayiin ve ayrıca da inşaat sanayiinin gelişmesidir. Kereste sanayii ile işe başlayalım.
      Kendi gereksinmeleri için ağaç kesmek ve ilk düzeltmesini yapmak, köylülüğün çok eski zamanlardan beri yaptığı, hemen her yerde, çiftçinin bir yığın işinin bir parçasını oluşturan bir uğraştır. Oysa, kereste sanayi derken, yalnızca, kerestenin satış için hazırlanmasını kastediyoruz. Gerek kişisel tüketim, (kentlerin büyümesi, köylerdeki tarımsal olmayan nüfusun artışı, özgürlüklerine kavuşan köylülerin ormanlık toprakları yitirmeleri), gerekse özellikle üretken tüketim için, keresteye olan talep hızla büyüdüğünden, Reform-sonrası dönemde, bu sanayi, özellikle hızlı bir büyüme gösterir. Ticaretin, sanayiin, kent yaşamının askerî gereksinmelerin, demiryollarının vb., vb. gelişmesi, insanlar tarafından değil de, sermaye tarafından kullanılacak olan keresteye talebi büyük ölçüde artırmıştır. Örneğin, sınai eyaletlerde, odun yakıtın fiyatı “büyük bir hızla” artmıştır: “son beş yıldır (1881’e kadar) odun yakıtının fiyatı iki katından fazla artmıştır.”118 “Kereste fiyatı, büyük ölçüde artmaya başlamıştır”.119 Kostroma eyaletinde, “fabrikaların, büyük odun yakıtı tüketimi yüzünden, fiyat, son yedi yıl içinde, iki katına çıkmıştır.”120 vb.. Kereste ihracatı, 1856’da 5.947.000 rubleden, 1881’de 30.153.000 rubleye, ve 1894’te 39.200.000 rubleye yükselmiştir, yani yükselme oranı 100 : 507 : 659’dur.121 Avrupa Rusyası’nın iç suyollarından naklonunan inşaat kerestesi ve odun yakıtı miktarı, 1866-1868’de yılda ortalama 156 milyon pud,122 1888-1890’da yılda 701 milyon puddu,123 yani dört kattan fazla bir artış olmuştu. Demiryolu ile taşınan miktar, 1888-1890’da, ortalama 290 milyon pud,124 olduğu halde, 1866-1868’de, muhtemelen, 70 milyon puddan fazla değildi.125 Yani, 60’larda toplam kereste yükü 226 milyon pud tutarındaydı – bu dört kattan fazla bir artış demektir. O halde, kereste sanayiinin çok büyümüş [sayfa 457] olduğu kesin bir gerçektir.
      Bu sanayi nasıl örgütlenmiştir? Salt kapitalist çizgiler üzerinde. Girişimciler –keresteyi, kesmek, biçmek, sala yüklemek vb. için işçi kiralayan “kereste sanayicileri”– ormanlık araziyi, toprak sahiplerinden satın alırlar. Örneğin, Moskova eyaletinde, Zemstvo istatistikleri, kereste sanayileriyle uğraşan 24.000 köylünün içinde yalnızca 337 kereste sanayicisi saymışlardır.126 Vyatka eyaletine bağlı Slobo-dskoi uyezdinde 123 kereste sanayicisi kaydedilmişken (“Küçükler çoğunlukla, büyüklerin alt-aracılarıdır”, büyük kereste sanayicisi yalnızca 10 tanedir), kerestecilikle uğraşan işçi sayısı 18.865’tir, işçi başına düşen ortalama kazanç da 19½ rubledir.127 Bay S. Korolenko’nun hesabına göre, bütün Avrupa Rusyası’nda 2 milyon gibi yüksek bir sayıda köylü, kerestecilikle uğraşmaktadır,128 ve eğer, örneğin, Vyatka eyaletinin (11 uyezdinden) 9 uyezdinde 56.430 kadar kereste işçisi ve bütün Kostroma eyaletinde 47.000 kadar kereste işçisi kaydedilmişse, bu rakam hiç de abartma değildir.129 Kerestecilik en az para ödenen uğraşlardan biridir; sağlık koşulları pek fenadır ve işçilerin sağlığı büyük zarar görmektedir. Uzak orman köşelerinde çalışmaya terkedilen bu işçiler, tamamen savunmasız bir durumdadır ve sanayiin bu dalında, bağımlılık, truck-system ve “ataerkil” köylü sanayilerine eşlik eden buna benzer şeyler hüküm sürmektedir. Bu tanımlamayı doğrulamak üzere, yerel araştırmacıların bazı görüşlerini aktaralım. Moskova istatistikçileri, genellikle, kereste işçilerinin gelirlerini önemli ölçüde azaltan “zorunlu erzak satın almadan” sözederler. Kostroma kerestecileri “ormanda, gruplar halinde, acele ve kötü bir biçimde kurulmuş kulübelerde yaşarlar, buralarda soba bile yoktur ve üstü açık ocaklarla ısıtılırlar. Kötü bir çorbadan ve hafta sonuna kadar taş gibi olan ekmekten oluşan kötü bir gıda, pis kokulu bir hava ... sürekli nemli giysiler ... bütün bunların kereste sanayicilerinin sağlığı üzerinde yıkıcı bir etki yapması kaçınılmazdır”. İnsanlar “kereste” volostlarında, sınaî volostlarda (yani dışarı işlerinin egemen olduğu volostlarda) yaşadıklarından “çok daha pis” koşullar altında yaşarlar.130 Novgorod eyaletine bağlı Tikvin uyezdi ile ilgili olarak [sayfa 458] şunları okuyoruz: “Bütün resmî istatistiklerde, halkın tarımla uğraştığını görmenize karşın, tarım ... ek bir gelir kaynağı teşkil eder. ... Köylünün hayatî gereksinmelerini karşılamak için aldığı her şey, kereste sanayicileri için kereste keserek ve sala yükleyerek kazanılmıştır. Ama kısa zamanda bir bunalım başgösterecektir: beş ya da on yıl içinde, hiç orman kalmayacaktır. ...” “Kereste kamplarında yaşayan adamlar, daha çok kayıkçılara benzerler,[155] kışı, ormanla çevrili kereste kamplarında geçirirler ... baharda, evde çalışma alışkanlığını kaybettiklerinden, keresteleri salla taşıma işine yönelirler; yalnızca hasat ve ot kurutma, onları eve döndürür. ...” Köylüler,’kereste sanayicilerine “sürekli bağımlılık” içindedir.131 Vyatka araştırmacılarının belirttiğine göre, kerestecilik için kiralama mevsimi, genellikle, vergi ödeme zamanına denk gelecek biçimde düzenlenmekte, ve patrondan erzak satın alınması, kazançları büyük ölçüde düşürmektedir..
      “Gerek ağaç-deviriciler, gerekse odun kesiciler bir yaz gününde 17 köpek kadar, ve kendi atlarıyla çalışırlarsa günde 33 kopek kadar alırlar ... bu emeğin harcandığı son derece sağlığa aykırı koşulları düşünürsek, bu düşük ödeme, emekleri için yetersiz bir karşılıktır”132 vb., vb..
      Demek ki, kereste işçileri, kır proletaryasının büyük bölümlerinden birini oluştururlar; ufacık toprak parçalarına sahiptirler ve işgüçlerini en aleyhte koşullar altında satmak zorundadırlar. İş, son derece düzensiz ve gelişigüzeldir. Bu nedenle keresteciler, yedek ordunun (ya da, kapitalist toplumdaki nispî nüfus fazlasının) teorinin gizli olarak tanımladığı133 biçimini temsil ederler; kırsal nüfusun belli (ve görmüş olduğumuz gibi oldukça büyük) bir bölümü, her zaman, bu işi yapmaya hazır olmalı, her zaman buna muhtaç olmalıdır. Bu, kapitalizmin varlığı ve gelişmesinin bir [sayfa 459] koşuludur. Ormanlar kereste sanayicilerinin açgözlü yöntemleriyle mahvoldukça (ki bu, büyük bir hızla ilerlemektedir), odunun yerine kömürü geçirme ihtiyacı gitgide büyümekte ve geniş-çaplı makineli sanayi için sağlam bir temel görevi yapabilecek tek sanayi dalı olan kömür sanayii, daha da büyük bir hızla gelişmektedir. Belirli ve az dalgalanan bir fiyata her zaman ve her miktarda elde edilebilecek ucuz yakıt – işte modern fabrikanın talebi budur. Kereste sanayii, bunu karşılayacak durumda değildir.134 İşte bunun için de, bir yakıt kaynağı olarak, kömür sanayimden daha ağır basması, düşük bir kapitalist gelişme düzeyine tekabül eder. Toplumsal üretim ilişkilerine gelince, bu bakımdan yaklaşık olarak, kapitalist manüfaktür, geniş-çaplı makineli sanayie göre ne ise, kereste sanayii de, kömür sanayiine göre odur. Kereste sanayii, en ilkel bir teknik, doğal kaynakların ilkel yöntemlerle sömürülmesi demektir; kömür sanayii, tam bir teknik devrime ye yaygın bir biçimde makine kullanımına yol açar. Kereste sanayii, üreticiyi bir köylü olarak bırakır; kömür sanayii, onu bir fabrika işçisine dönüştürür. Kereste sanayii, bütün eski ataerkil yaşam biçimini hemen hemen olduğu gibi bırakır, uzak orman köşelerinde çalışmaya terkedilen işçileri en kötü bağımlılık biçimleriyle bir ağ gibi sarar, onların cehaletlerinden, savunmasız ve tecrit olmuş durumlarından yararlanır. Kömür sanayii, nüfusta hareketlilik yaratır, büyük sınaî merkezler kurar ve kaçınılmaz olarak üretim üzerinde kamu denetiminin başlamasına yol açar. Kısacası anlatılan bu değişiklik, manüfaktürün yerine fabrikanın geçmesi gibi, ilerici bir anlam taşır.135 [sayfa 460]
      İnşaat da, başlangıçta, köylülerin yaptığı ev uğraşlarının bir parçasıydı ve bugün bile yarı-doğal köylü ekonomisinin korunduğu her yerde böyle olmaya devam etmektedir. Daha sonraki gelişme, inşaat işçilerinin, müşterilerin siparişi üzerine çalışan uzman zanaatçılar haline gelmesine yolaçmıştır. Büyük köylerde ve küçük kentlerde, inşaat sanayii, bugün bile, büyük ölçüde bu çizgiler
üzerinde örgütlenmiştir; zanaatçı, genellikle toprakla olan bağını korur ve çok dar bir müşteri çevresi için çalışır. Kapitalizmin gelişmesi ile, bu sanayi sisteminin sürdürülmesi olanaksızlasın Ticaretin, fabrikaların, kentlerin ve demiryollarının büyümesi, ataerkil dönemin eski yapılarından mimarlık ve boyut açısından farklı bina tipleri için bir talep yaratır. Yeni binalar çok çeşitli ve pahalı malzemeleri, çok farklı uzmanlıklardaki işçi yığınlarının işbirliğini ve tamamlanmaları için oldukça uzun bir zamanı gerektirir; bu yeni binaların dağılımı, nüfusun geleneksel dağılımına hiç uymaz; bunlar büyük kent ve yörekentlerde, meskûn olmayan yerlerde, yapım halinde olan demiryolları boyunca vb. kurulmuştur. Yerel zanaatçı bir göçmen işçi haline gelir ve adım adım tüketici ile üretici arasına giren ve gerçek bir kapitalist haline gelen, bir girişimci müteahhit tarafından kiralanır. Kapitalist iktisadın kasınmak gelişimi uzun süren kötü iş dönemlerinim ardından “inşaat patlaması” dönemlerinin gelişi (şimdi, 1898’de yaşadığımız gibi), inşaat sanayiindeki kapitalist ilişkilerin yayılmasını ve derinleşmesini büyük ölçüde hızlandırır.
      İşte, Rus iktisat yazınındaki malzemeye göre, bu sanayım Reform-sonrası evrimi böyle olmuştur.136 Bu evrim, yerel işbölümünde çalışan nüfusun belli bir inşaat dalında uzmanlaştığı geniş bölgelerin oluşumunda, özellikle çarpıcı bir biçimde yansımaktadır.137 [sayfa 461] Bu bölgesel uzmanlaşma, inşaat işi için büyük pazarların oluşmasını ve bununla bağıntılı olarak kapitalist ilişkilerin doğmasını öngörür. Bu noktayı sergilemek için böyle bir bölgeye ait veriler aktaralım. Vladimir eyaletine bağlı Pokrov uyezdi, eskiden beri, marangozlarıyla ünlüdür, bu marangozlar, daha yüzyılın başlarında toplam nüfusun yarısından fazlasını oluştururlardı. Reformdan sonra marangozluk yayılmaya devam etti.138 “Marangozlar bölgesinde, müteahhitler, alt-aracılara ve fabrika sahiplerine benzer bir unsurdur”; bunlar, genellikle, marangoz ar-tellerinin en girişimci üyeleri arasından çıkarlar. “On yıl içinde, 50.000-60.000 ruble arasında ve daha fazla net kâr elde eden müteahhit örneklerine sık sık rastlanır. Bazı müteahhitler 300-500 arası marangoz çalıştırır ve gerçek kapitalistler haline gelirler. ... Yerel köylülerin ‘hiç bir şey marangoz ticareti kadar kârlı değildir’ demeleri şaşırtıcı değildir”.139 Sanayiin bugünkü örgütlenişinin özünü, bundan daha çarpıcı biçimde anlatan bir şey yoktur! “Marangozluk bu yöredeki tüm köylü yaşamı üzerinde derin bir etki yapmıştır. ... Köylü marangoz, tarıma gitgide daha az zaman ayırmakta ve sonunda tarımı tümüyle bırakmaktadır.” Kentlerdeki yaşam, marangoza kültürel damgasını vurmuştur: çevredeki köylülerden çok daha temiz bir hayat yaşar ve “kültürlü görünümüyle”, “nispeten yüksek zihnî gelişimiyle” dikkati çeker.140
      Mevcut bölük pörçük verilere bakarak, Avrupa Rusyası’ndaki toplam inşaat işçisi sayısının çok büyük olduğunu söyleyebiliriz. Kaluga eyaletinde, yerel ve göçmen inşaat işçilerinin sayısı, [sayfa 462] 1896’da, 39.860 olarak hesaplanmıştı. Yaroslavl eyaletinde, 1894-95’te, resmî verilere göre, 20.170 göçmen işçi bulunuyordu. Kostroma eyaletinde 39.500 kadar göçmen işçi vardır. Vyatka eyaletinin (11 uyezdinden) 9 uyezdinde, (80’lerde), 30.500 kadar göçmen İşçi vardı, Tver eyaletinin (12 uyezdinden) 4 uyezdinde, yerel ve göçmen, 15.585 işçi vardı. Nijni-Novgorod eyaletine bağlı Gorbatov uyezdinde, yerel ve göçmen 2.221 işçi vardı. Her yıl başka bölgelerde çalışmak üzere Ryazan eyaletini terkeden, yalnızca marangozların sayısı, resmî rakamlara göre, 1875 ve 1876 yılları için, 20.000’in altında değildi. Orel eyaletine bağlı Orel uyezdinde 2.000 yapı işçisi vardı. Poltava eyaletinin (15 uyezdinden) 3 uyezdinde, 1.440 işçi vardı. Şamara eyaletine bağlı Nikolayevsk uyezdinde, 1.339 işçi vardı.141 Bu rakamlarla değerlendirirsek, Avrupa Rusyası’ndaki yapı işlerinin sayısı, en az bir milyon olmalıdır.142 Bu rakam, daha çok asgarî bir rakam kabul edilmelidir, çünkü bütün kaynaklar, Reform-sonrası dönemde yapı işçilerinin sayısının hızla büyüdüğünü göstermektedir.143 Yapı işçileri, toprakla bağıntıları –bugün zaten çok zayıflamış olan–144 ve her yıl daha da azalan, oluş halindeki sanayi proleterleridir. Yapı işçilerinin koşulları kereste işçilerininkinden çok farklıdır ve daha çok fabrika işçilerininkilere benzemektedir. Bunlar büyük kent ve sanayi merkezlerinde çalışırlar, bu da, önceden de gördüğümüz gibi, kültür [sayfa 463] düzeylerini önemli ölçüde yükseltir. Zayıflayan kereste sanayii, ataerkil yaşam biçimini hâlâ hoşgören bir kapitalizmin az gelişmiş biçimlerini temsil ederken, gelişen inşaat sanayii, kapitalizmin daha yüksek bir biçimini temsil eder, yeni bir sanayi işçileri sınıfının doğmasına yol açar ve eski köylülükte derinlere giden bir farklılaşmayı belirler.

X. FABRİKANIN EKİ


      Fabrikanın eki ile, varlığı doğrudan doğruya fabrikaya bağlı olan ücretli emek ve küçük sanayi biçimlerini kastediyoruz. Bunlar, her şeyden önce (kısmen), daha önce sözünü etmiş olduğumuz ve bazı hallerde, doğrudan doğruya, fabrika merkezlerindeki sınaî nüfusun bir bölümünü oluşturan ve başka hallerde ise çevre köylerdeki nüfusa dahil olan kereste ve yapı işçilerini içerir.145 Ayrıca, bazan bizzat fabrika sahipleri tarafından işletilen bataklık turbalarında çalışan işçileri;146 arabacıları, yükleyicileri, ambalajcıları, ve genel olarak emekçi denen, her zaman sınaî merkezlerdeki nüfusun oldukça önemli bir bölümünü oluşturan kişileri içerir. Örneğin St. Petersburg’da, 15 Aralık 1890 sayımı, “gündelikçiler ve emekçiler” grubunda (kadın-erkek) 44.814 kişi; arabacılık sanayiinde ise 51.000 kişi (kadın-erkek) kaydetmişti, bunların 9.500’ü, özel olarak, ağır ve çeşitli yükleri araba ile taşımakla uğraşmaktaydı. Ayrıca, fabrikalar için bazı yardımcı işleri de, küçük “bağımsız” sanayiciler yapıyorlardı; fabrika merkezlerinde ve çevrelerinde, yağ fabrikaları ve damıtmaevleri için, varil yapımı,147 cam eşyası ambalajlamak için sepet yapımı,148 madenî eşya için sandık yapımı, doğramacı ve borucuların aletleri için tahta sap yapımı149 ayakkabı fabrikaları için ufak çivi yapımı ve deri atelyeleri [sayfa 464] için “tabaklama” vb.,150 fabrika eşyalarının paketlenmesi için hasır örme (Kostroma ve öteki eyaletlerde), kibrit için “çöp” yapımı (Ryazan, Kaluga ve öteki eyaletlerde), tütün fabrikaları için karton kutu yapımı (St. Petersburg çevrelerinde),151 sirke fabrikaları için odun-tozu yapımı,152 büyük fabrikaların talepleri karşısında gelişen, işe yaramaz ipliklerin küçük bükme sundurmalarında bükülmesi153 vb., vb. gibi sanayiler doğmuştur. Bütün bu küçük sanayiciler, yukarda sözü edilen ücretli işçiler gibi, ya fabrika merkezlerinin sınaî nüfusuna, ya da çevre köylerin yarı-tarımsal nüfusuna dahildirler. Ayrıca, bir fabrikanın yaptığı iş, yarı-mamul bir malın üretimiyle sınırlı olduğu zaman, bazan, bu malın işlenmesini sürdüren, küçük sanayilerin ortaya çıkması gerekir; örneğin, makine ile iplik eğrilmesi, el dokumacılığına hız vermiştir, madenî eşyaları “elsanatı” ile üretenler, dökümhanelerin etrafında toplanmışlardır. Son olarak da kapitalist ev sanayii, çoğu kez fabrikanın bir ekidir.154 Geniş-çaplı makineli sanayi çağı, bütün ülkelerde, kapitalist ev sanayiinin, örneğin, hazır giysi yapımı gibi dallarda yaygın bir biçimde gelişmesiyle göze çarpar. Yukarda, bu sanayiin Rusya’da ulaştığı geniş boyutlar üzerinde, ona özgü koşullar üzerinde ve ev sanayiini manüfaktür bölümünde anlatmanın neden daha doğru olacağı üzerinde durmuştuk.
      Fabrikanın eklentilerine ilişkin tam bir tanımlamaya benzer bir şey yapabilmek için, nüfusun uğraşlarına ilişkin eksiksiz istatistiklere ya da, salt, fabrika merkezleri ve çevrelerindeki tüm iktisadî yaşamı anlatan tanımlamalara gerek vardır. Ama yetinmek zorunda kaldığımız bölük pörçük veriler bile, fabrika sanayiinin [sayfa 465] öteki sanayi biçimlerinden ayrı olduğu, fabrika nüfusunun fabrikalarda çalışmayan nüfustan ayrı olduğu yolunda, ülkemizde yaygın olan görüşün yanlışlığını göstermektedir. Genel olarak bütün toplumsal ilişkiler gibi, sanayi biçimlerinin gelişmesi de, ancak, bir yığın içice geçmiş, geçici biçimler arasından ve görünüşte geçmişe doğru dönüşler yaparak, çok yavaş ilerleyebilir. Demek ki, küçük sanayilerdeki büyüme, (görmüş olduğumuz gibi) kapitalist manüfaktürdeki ilerlemeyi ifade edebilir; şimdi görüyoruz ki, fabrika da, bazan, küçük sanayileri geliştirebilir. “Alıcı” için çalışma da, hem manüfaktürevinin, hem de fabrikanın bir ekidir. Bu tür olguların önemini doğru olarak değerlendirebilmek için, bunları, gelişmesinin belli bir aşamasında, sanayiin tüm yapısı ile ve gelişmedeki ana eğilimler ile bağıntılı olarak ele almalıyız.

XI. SANAYİİN TARIMDAN
TAM OLARAK AYRILMASI


      Sanayiin tarımdan tam olarak ayrılması, ancak geniş-çaplı makineli sanayi ile gerçekleşir. Rusya gerçekleri, Kapital’in yazarınca, öteki ülkeler için saptanan,155 ama genellikle narodnik iktisatçılarca görmezlikten gelinen bu tezi tümüyle doğrulamaktadır. Bay N. –on, Denemeler’inde, yerli yersiz, “sanayiin tarımdan ayrılmasından” sözetmekte, ama kesin verilere dayanarak, bu sürecin gerçekte nasıl olduğunu ve hangi değişik biçimleri aldığını inceleme zahmetine girmemektedir. Bay V. V., sanayi işçimizin, toprakla olan bağıntısına değinmekte (manüfaktürde; yazarımız, Kapital yazarının teorisini izliyormuş gibi yapmasına karşın, kapitalizmin çeşitli aşamalarını ayırdetmeyi gerekli görmüyor!) ve bu açıdan bizim [italikler yazara aittir] kapitalist sanayiimizin”, işçi-çiftçiye olan, “utanç verici [aynen böyle!] bağımlılığından” vb. Gözetmektedir (Kapitalizmin Kaderi, s. 114 ve diğerleri). Anlaşılan Bay V. V., yalnız “bizim ülkemizde” değil, Batının her yerinde, kapitalizmin, geniş-çaplı makineli sanayi kurulmadan işçilerin topraktan tam olarak ayrılmasını gerçekleştirmediğini hiç duymamış ya da duymuşsa, unutmuş. Son olarak, Bay Kablukov, geçenlerde, öğrencilerine, gerçeklerin şu şaşırtıcı tahrifatını sunmuştur: “Batıda fabrikadaki iş, işçinin tek geçim aracı olduğu halde, bizim ülkemizde, nispeten az sayıda istisna ile [aynen böyle!!], işçi, fabrikadaki işe, ikincil bir uğraş gözü ile bakar, toprak [sayfa 466] onu daha çok çeker.156
      Bu sorunun gerçekçi bir tahlili, Moskova sağlık istatistiklerin-deki, Bay Dementyev’in “fabrika işçilerinin tarımla bağlantısı” üzerine makalesinde yapılmıştır.157 20.000 kadar işçiyi kucaklayan, düzenli olarak derlenmiş istatistikler göstermiştir ki, fabrika işçilerinin yalnızca %14,1’i, tarımsal işlerde çalışmak için ayrılmaktadır. Ama daha da önemli olan ve adı geçen yapıtta bütün ayrıntılarıyla kanıtlanmış olan gerçek, işçileri topraktan ayıran şeyin, esas makineli üretim olduğudur. Bu gerçeği kanıtlamak üzere aktarılan bir dizi rakam arasında, aşağıdaki şu en çarpıcı olanları seçtik.158 [Tablo 103.]

[TABLO 103]

Fabrika ve Atelyeler

Tarlada Çalışmak
Üzere Ayrılanlar
(%)

Elde pamuklu dokuma ve boyama
İpekli dokuma
Porselen ve dokumacılık
Elde pamuklu bez-basma ve çözgü-dağıtım daireleri
Keçe kumaş (tam üretim)
Pamuk eğirme ve motorlu tezgâhla dokuma
Basma ve bitirme dahil motorlu tezgâh dokumacılığı
Mühendislik işleri
Pamuklu bez basma ve makine ile bitirme

72,5
63,1
31,0
37,0
20,4
13.8
6,2
2,7
2,3

} El Üretimi


} Makine Üretimi

      İşlerden 8’ini, el ile ve makine ile sürdürülenler olmak üzere bölerek, yazarın tablosunu tamamladık. Doku-zuncuya, keçe kumaş üretimine gelince, bu, kısmen el ile, kısmen de makine ile yapılmaktadır. El-tezgâhlı fabrikalardaki dokumacıların [sayfa 467] %63 kadarı tarla işi için ayrılırken, motorlu tezgâhlarda çalışanlardan bir teki bile ayrılmamaktadır; makineleşmiş kumaş fabrikaları bölümlerinde çalışanlardan %3,3’ü ayrılmaktadır. “Demek ki, fabrika işçilerinin toprakla bağlarını koparmalarının en önemli nedeni, el üretiminden makineli üretime geçiştir. El üretimi yapan fabrikaların hâlâ nispeten önemli sayıda olmasına karşın, buralarda çalışan işçilerin sayısı, makineli üretim yapan fabrikalardaki işçi sayısına kıyasla çok azdır, onun için de, tarla işi için ayrılanların oranı olarak yetişkin işçilerin %14.1’i ve tümüyle köylü tabakasına mensup yetişkin işçilerin %15,4’ü gibi küçük oranlar elde ederiz.”159 Moskova eyaletindeki fabrikaların sıhhî teftişinin sonuçları olarak aşağıdaki rakamları elde ettiğimizi hatırlayalım: Makineleşmiş fabrikalar, toplamın %22,6’sını oluşturur (buharlı motor kullanan %18 4 dahil); toplam işçi sayısının %80,7’si buralarda toplanmıştır Elemeği fabrikaları %69,2 oranındadır. Toplam işçi sayısının ancak %16 2’sini çalıştırırlar. 244 makineleşmiş fabrikada 92.302 işçi çalışırken (fabrika başına 873 işçi), 747 elemeği fabrikasında 18.520 işçi çalışmaktadır (fabrika başına 25 işçi).160 Yukarda bütün Rus fabrika işçilerinin, çoğu makineleşmiş olan, en büyük işletmelerde büyük ölçüde toplandığını göstermiştik, buralarda kuruluş başına ortalama 488 ve daha fazla işçi düşmektedir. Bay Dementyev, işçilerin doğum yerlerinin, topraktan ayrılmaları üzerine etkisini, o bölgede doğmuş işçilerle göçmen işçiler arasındaki farkları, toplumsal tabaka farklılıklarını (kasabalı ya da köylü) vb., ayrıntısıyla incelemiş ve bütün bu farklılıkların ana etken tarafından gölgede bırakıldığı ortaya çıkmıştır: bu etken, el üretiminden makineli üretime geçiştir.161 “Eski çiftçinin bir fabrika işçisine dönüşmesine yardım eden etkenler ne olursa olsun, bu özel işçiler şimdiden mevcuttur. Bunlar, yalnızca köylü sayılırlar, ama köyle olan tek ilişkileri, pasaportlarını yenilerlerken ödedikleri vergiler [sayfa 468] yoluyladır, çünkü, aslında köyde çiftlikleri ve çoğu kez evleri bile yoktur, genellikle evleri satılmıştır. Toprak üzerindeki haklarını bile, deyim yerindeyse hukuken korurlar ve 1885-1886’da birçok fabrikada ortaya çıkan düzensizlikler göstermiştir ki, bu işçiler köye tümüyle yabancılaşmışlardır, tıpkı köylülerin de onlara, kendi köylerinin çocuklarına, yabancı gözüyle bakmaları gibi. Dolayısıyla, daha şimdiden biçimlenmiş olan, kendilerine ait bir evleri ve gerçekten de hiç bir mülkleri olmayan bir sınıfla, hiç bir bağı olma-. yan ve zorla .geçinen bir sınıfla karşı karşıyayız. Ve bu sınıf dün doğmuş değildir. Onun da bir fabrika şeceresi vardır ve oldukça önemli bir bölümü, daha şimdiden, üçüncü kuşağını yaşamaktadır.”162 Son olarak, fabrikanın sanayiden ayrılmasına ilişkin ilginç veriler, son fabrika istatistiklerinde verilmiştir. Fabrika ve Atelyeler Listesi (1894-95 verileri) her fabrikanın, yıl içinde çalıştığı günlerin sayısı hakkında bilgi vermektedir. Bay Kasperov, “ortalama olarak, Rus fabrikasının yılda 165 gün çalıştığını” “bu ülkedeki fabrikaların %35’inin yılda 200 günden az çalıştığım” hesapladığı zaman, bu verileri, narodnik teorileri desteklemek için kullanmakta acele etmiştir.163 Söylemeye gerek yok ki, “fabrika” terimindeki belirsizliği gözönünde tutarsak, bu tür genel rakamlar hemen hemen tümüyle değersizleşir, çünkü sene içinde, belirli sayıda gün için, kaç işçinin çalıştırıldığını göstermezler. Yukarda görmüş olduğumuz gibi (Kesim VII), toplam fabrika işçisi sayısının ¾ kadarını çalıştıran büyük fabrikalara (100 ve daha fazla işçi) ait, gerekli rakamları Liste’den hesapladık. Farklı kategorilerde, bir yıl başına düşen ortalama çalışma günü sayısını şöyle bulduk: A) 242, B) 235, C) 273,164 ve bütün büyük fabrikalar için, 244. Eğer işçi başına düşen ortalama çalışma günü sayısını hesaplarsak, büyük bir fabrikadaki işçi başına düşen ortalama sayı olarak, 253 çalışma günü buluruz. Liste’de, çeşitli işlerin bölündüğü 12 bölümden, yalnızca birinde, alt kategoriler için ortalama çalışma günü sayısı, 200’ün altındadır; yani XI. Kesimde (gıda ürünleri): A) 189; B) 148; C) 280’dir. Bu bölümdeki A ve B kategorilerinde bulunan fabrikalar, 110.588 işçi çalıştırır, bu da büyük fabrikalardaki toplam işçi sayısının (655.670), %16,2’sidir. Belirtmemiz gerekir ki, bu [sayfa 469] bölüm oldukça farklı işleri birleştirmektedir, örneğin, pancar şekeri ve tütün, damıtma ve un değirmenciliği vb.. Geri kalan bölümler için, fabrika başına düşen ortalama çalışma günü sayısı şöyledir: A) 259; B) 271; C) 272. Demek ki, fabrikalar ne kadar büyükse, yıl boyunca çalıştıkları gün sayısı da o kadar fazladır. Dolayısıyla, Avrupa Rusyası’ndaki bütün büyük fabrikalara ait genel veriler, Moskova sağlık istatistikleri sonuçlarını doğrulamakta ve ‘ fabrikanın, sürekli bir fabrika işçileri sınıfı yarattığını tanıtlamaktadır.
      O halde, Rus fabrikasına ilişkin veriler, Kapital’in teorisini tümüyle doğrulamaktadır: sınaî nüfusu tarımdan ve ona bağlı olan ataerkil yaşamın yüzyıllar süren geleneklerinden ilk ve son kez ayırarak, sınaî nüfusun yaşam koşullarında tam ve kesin bir devrim yaratan şey, geniş-çaplı makineli sanayidir. Ama öte yandan, geniş-çaplı makineli sanayi, ataerkil ve küçük-burjuva ilişkileri yıkmakla tarımdaki ve sanayideki ücretli işçileri birbirine daha da yakınlaştıran koşulları yaratır: birincisi, genel olarak kırsal bölgelere, ilk kez tarım-dışı merkezlerde doğmuş olan ticarî ve sınaî yaşam biçimini getirir; ikincisi, nüfusta hareketlilik ve gerek tarımsal, gerek sınaî işçilerin kiralanması için büyük pazarlar yaratır; üçüncüsü, geniş-çaplı makineli sanayi, tarıma makineyi sokarak kırsal bölgelere, yüksek yaşam düzeyleriyle göze çarpan, usta sanayi işçileri getirir.

XII. RUS SANAYİİNDE
KAPİTALİZMİN GELİŞMESİNDEKİ ÜÇ AŞAMA


      Şimdi, sanayimizdeki kapitalizmin gelişmesine ilişkin verilerden çıkarılacak temel sonuçları özetleyelim.165
      Bu gelişmede üç temel aşama vardır: küçük meta üretimi (küçük, esas olarak köylü sanayileri); kapitalist manüfaktür; ve fabrika (geniş-çaplı makineli sanayi). Gerçekler, Rusya’da yaygın olan, “fabrika” ve “elsanatı” sanayilerinin birbirlerinden ayrı olduğu görüşünü kesinlikle çürütmektedir. Tersine, böyle bir ayırım, tümüyle sunidir. Adı geçen sanayi biçimleri arasındaki bağıntı ve devamlılık, en dolaysız ve en yakın türdendir. Gerçekler, çok açık bir biçimde göstermektedir ki, küçük meta üretimindeki ana eğilim, kapitalizmin gelişmesine doğru, özellikle, manüfaktürün [sayfa 470] doğuşuna doğrudur, manüfaktür de gözlerimizin önünde, büyük bir hızla geniş-çaplı makineli sanayie dönüşmektedir. Belki de, sanayiin ardarda gelen biçimleri arasındaki yakın ve dolaysız bağıntının en çarpıcı belirtilerinden biri, büyük ve hatta en büyük fabrika sahiplerinden çoğunun, bir zamanlar, küçük sanayicilerin en küçüklerinden biri olmaları ve “halk üretimi”nden “kapitalizme” kadar bütün aşamalardan geçmiş olmalarıdır. Savva Morozov, serf köylü (özgürlüğünü 1820’de satın almıştı), çobanlık, arabacılık, dokuma işçiliği, mallarını alıcılara satmak için Moskova’ya yaya yolculuk eden elsanatı dokumacılığı yapmıştı; sonra da küçük bir kuruluşun, bir iş-dağıtımı dairesinin, bir fabrikanın sahibi oldu. 1862’de öldüğü zaman, kendisinin ve birçok oğlunun iki büyük fabrikası vardı. 1890’da, torunlarına ait 4 fabrika, 39.000 işçi çalıştırıyor, 35 milyon ruble değerinde mal üretiyordu.166 Vladimir eyaletinin ipek sanayiinde, büyük fabrika sahiplerinden bazıları, eskiden işçi dokumacı ya da “elsanatı” dokumacısı idiler.167 İvanova-Voznesensk’teki en büyük fabrika sahipleri (Kuvayevler, Fokinler, Zubkovlar, Kokuşkinler, Bobrovlar ve daha birçokları), eskiden elsanatçısıydılar.168 Moskova eyaletindeki brokar fabrikalarının hepsi elsanatı işodalarından gelişmiştir.169 Pavlovo bölgesindeki, fabrika sahibi Zavyalov, 1864’te, hâlâ, “sanatçı Kabarov’un basit bir işçisi olduğu zamanların canlı anılarına” sahipti.170 Fabrika sahibi Varipayev eskiden bir küçük elsanatçısı idi.171 Kondratov, bir zamanlar eşyalarını bir torba içinde taşıyarak Pavlovo’ya kadar yürüyen bir elsanatçısı idi.172 Fabrika sahibi Asmolov, bir zamanlar, bir seyyar satıcının at sürücüsüydü, sonra bir küçük tacir, daha sonra bir küçük tütün atelyesinin sahibi ve nihayet, milyonlar tutarında bir iş hacmi bulunan bir fabrikanın sahibi oldu.173 Ve daha böyle birçokları var. Bu ve benzer durumlarda, narodnik iktisatçıların, “sunî” kapitalizmin nerede başladığını ve “halk” sanayiinin nerede, sona erdiğini nasıl saptayacaklarını görmek ilginç olacaktır. [sayfa 471]
      Yukarda sıralanan üç ana sanayi biçimi, her şeyden önce, teknik sistemleriyle birbirlerinden ayrılırlar. Küçük meta üretimi, hemen hemen çok eski zamanlardan beri değişmeden kalmış olan, tamamen ilkel el tekniği ile tanımlanır. Sanayideki küçük üretici, hammaddeleri işleme yöntemlerinde gelenekleri izleyen bir köylü olarak kalır. Manüfaktür, teknikte esaslı bir değişiklik yaratan ve Köylüyü bir fabrika işçisine, “bir tek ayrıntılı işlem yapan bir emekçiye”, dönüştüren işbölümünü getirir. Ama el üretimi kalır ve bu temele dayanarak üretim yöntemlerinde ilerleme kaçınılmaz olarak çok yavaş olur. İşbölümü kendiliğinden doğar ve tıpkı köylü emeği gibi geleneksel olarak ilerler. Yalnızca geniş-çaplı makineli sanayi radikal bir değişiklik getirir, el ustalığını bir kenara atar, üretimi yeni rasyonal ilkelere dayanarak değiştirir ve bilimi sistematik olarak üretime uygular. Rusya’daki kapitalizm, geniş-çaplı makineli sanayii örgütlemediği sürece, ve henüz bunu gerçekleştirmediği sanayilerde, teknikte hemen tam bir durgunluk görürüz, yüzyıllarca önce üretimde kullanılmış olan aynı el tezgâhının ve aynı su değirmeninin ya da yel değirmeninin kullanıldığını görürüz. Öte yandan da, fabrikaya bağlanan sanayilerde, tam bir teknik devrim ve makineli üretim yöntemlerinde son derece hızlı bir ilerleme görürüz.
      Görüyoruz ki, kapitalizmin farklı gelişme aşamaları, farklı teknik sistemlerle bağıntılıdır. Küçük meta üretimi ve manüfaktür, küçük kuruluşların hüküm sürmesi ile tanımlanır, bu küçük kuruluşlar arasından ancak birkaç büyük kuruluş doğar. Geniş-çaplı makineli sanayi, küçük kuruluşları tamamen safdışı eder. Kapitalist ilişkiler küçük kuruluşlarda da doğar (ücretli, işçi çalıştıran atelyeler ve tüccar sermayesi biçiminde), ama bunlar hâlâ pek az gelişmişlerdir ve üretime katılan gruplar arasında keskin karşıtlıklar halinde biçimlenmemişlerdir. Ne büyük sermaye, ne de yaygın bir proletarya tabakası henüz mevcut değildir. Manüfaktürde her ikisinin de doğduğunu görüyoruz. Üretim araçlarına sahip olan ile çalışan arasındaki uçurum, şimdi çok genişlemiştir. Sakinlerinin çoğu çalışan yoksul insanlar olan “zengin” yerleşme merkezleri doğmaktadır. Hammadde satın alıp, mamul madde satarak büyük kazanç sağlayan az sayıda tüccar ve kıt kanaat geçinen bir ayrıntı işçileri yığını – işte manüfaktürün genel görünümü böyledir. Ama küçük kuruluşların çokluğu, toprakla olan bağın korunması, üretimde ve bütün yaşam biçiminde geleneğe bağlılık – bütün bunlar manüfaktürün aşırı-uçları arasında bir yığın ara unsur yaratır ve bu aşırı uçların gelişmesini geciktirir. [sayfa 472] Geniş-çaplı makineli sanayide bütün bu geciktirici etkenler yok olur; toplumsal çelişkilerin keskinliği had safhaya ulaşır. Kapitalizmin bütün karanlık yanları adeta bir araya toplanır: bildiğimiz gibi, makine, işgününün mümkün olduğu kadar fazla uzatılmasına büyük bir hız kazandırır; kadınlar ve çocuklar sanayie çekilir; bir yedek işsizler ordusu oluşur (ve fabrika üretimindeki koşullardan dolayı oluşmalıdır) vb.. Ancak, fabrikanın yolaçtığı emeğin geniş çapta toplumsallaştırılması, ve çalıştırdığı insanların duygularında ve kavramlarındaki değişiklik, (özellikle, ataerkil ve küçük-burjuva geleneklerin yıkılması) bir tepkiye yol açar: geniş-çaplı makineli sanayi, önceki aşamalardan farklı biçimde, zorunlu olarak, üretimin planlı düzenlenmesini ve üretim üzerinde kamu denetimini gerektirir (bu son eğilimin bir belirtisi, fabrika yasalarıdır).174
      Üretimdeki gelişmenin niteliği de, kapitalizmin çeşitli aşamalarına göre değişir. Küçük sanayilerde bu gelişme köylü iktisadındaki gelişmenin peşinden gelir; pazar son derece dar, üretici ile tüketici arasındaki mesafe kısadır, ve üretimin küçük olan çapı, pek az dalgalanan yerel talebe kendini kolayca uydurur. İşte bunun için, sanayi, bu aşamada, çok istikrarlı oluşu ile tanımlanır, ama bu istikrar, teknikte durgunlukla ve ortaçağ geleneklerinin her tür kalıntısına dolaşmış ataerkil toplumsal ilişkilerin korunmasıyla birdir. Manüfaktürevleri, büyük bir pazar için –bazan bütün ülke için– çalışırlar ve dolayısıyla üretim, kapitalizme özgü olan istikrarsızlığı kazanır; bu fabrika üretimi koşullarında en büyük yoğunluğa erişen bir istikrarsızlıktır. Geniş-çaplı makineli sanayi ancak hamleler halinde, birbiri ardı sıra gelen refah ve bunalım dönemleriyle gelişebilir. Fabrikanın bu kasınmak büyümesi, küçük üreticilerin yıkımını büyük ölçüde hızlandırır; işçiler bir yükselme döneminde, yığınlar halinde fabrikaya çekilir ve sonra da dışarı atılırlar. Her tür işi yapmaya hazır, geniş bir yedek işsiz ordusunun oluşumu, geniş-çaplı makineli sanayiin varlığı ve gelişmesi için bir koşul haline gelir. İkinci Bölümde, bu ordunun, köylülüğün hangi tabakasından toplandığını göstermiş ve daha sonraki bölümlerce, sermayenin bu yedekleri hazır tuttuğu temel iş tiplerine işaret etmiştik. Geniş-çaplı makineli sanayiin “istikrarsızlığı”, her zaman olaylara küçük üretici gözüyle bakan ve eski [sayfa 473] durgunluğun yerine üretim yöntemlerindeki ve tüm toplumsal ilişkilerdeki hızlı dönüşümü getiren şeyin, yalnızca bu “istikrarsızlık” olduğunu unutan kişilerin gerici yakınmalarına yolaçmıştır ve yolaçmaya devam etmektedir.
      Bu dönüşümün belirtilerinden biri, sanayiin tarımdan ayrılması, sanayideki toplumsal ilişkilerin, tarım üzerinde ağırlığını duyuran feodal ve ataerkil sistemin geleneklerinden kurtulmasıdır. *Küçük meta üretiminde, sanayici, köylü kabuğundan henüz hiç de çıkmış değildir; çoğu durumda bir çiftçi olarak kalmaktadır, ve küçük sanayi ile küçük tarım arasındaki bu bağıntı öylesine derindir ki, sanayi ve tarımdaki küçük üreticilerin paralel farklılaşması biçiminde ilginç bir yasa gözlemliyoruz. Bir küçük-burjuvazinin ve ücretli işçilerin oluşması, ulusal iktisadın her iki alanında da aynı zamanda ilerler, böylece, farklılaşmanın her iki kutbunda da sanayicinin tarımdan kopmasına zemin hazırlar. Manüfaktürde bu kopuş daha şimdiden önemli bir düzeydedir. Tarımla uğraşmayan bir dizi sınaî merkez doğmuştur. Sanayiin baş temsilcisi, artık köylü değil, bir yandan tüccar ve manüfaktürevi sahibi, öte yandan da “zanaatçıdır”. Sanayi ve dünyanın öteki bölgeleriyle olan nispeten gelişmiş ticarî alışveriş, nüfusun yaşam düzeyini ve kültürünü yükseltir; artık manüfaktürevi işçisi köylüye tepeden bakmaktadır. Geniş-çaplı makineli sanayi, bu dönüşümü tamamlar, sanayii tarımdan kesinlikle ayırır ve, görmüş olduğumuz gibi, eski köylülüğe tümüyle yabancı olan ve yaşam biçimi, aile ilişkileri ve gerek maddî, gerek manevî açıdan daha yüksek gereksinme düzeyi ile ondan ayrılan, nüfusun özel bir sınıfını yaratır.175 Küçük sanayilerde ve manüfaktürde, her zaman ataerkil ilişkilerin kalıntılarını ve kişisel bağımlılığın çeşitli biçimlerini görürüz, bunlar, kapitalist iktisadın genel koşullarında, çalışan halkın durumunu son derece kötüleştirir ve onları küçültür, bozar. Çoğu kez ülkenin çeşitli kısımlarından gelen işçi yığınlarını bir araya toplayan geniş-çaplı makineli sanayi, ataerkilliğin ve kişisel bağımlılığın kalıntılarını hoşgörmeyi kesinlikle reddeder ve “geçmişi” gerçekten “küçük gören tutumuyla” göze çarpar. Üretimi düzenleme ve onun [sayfa 474] üzerinde kamu denetimi kurma zorunluluğuna yol açan ve bu olanağı yaratan esas koşullardan biri de, modası geçmiş geleneklerden bu kopuştur. Özellikle, fabrikanın nüfusun yaşam koşullarında yarattığı değişimden söz ederken, kadın ve çocukların üretime çekilmesinin,176 temelde ilerici olduğunu belirtmek gerekir. Kapitalist fabrikanın, çalışan nüfusun bu kategorilerini özellikle zor koşullar içine soktuğu ve işgününün düzenlenmesi ve kısaltılmasının, sağlığa uygun emek koşulları sağlanmasının vb., onlar için özellikle gerekli olduğu tartışılmaz bir gerçektir; ama sanayide kadın ve çocuk çalıştırılmasını tümüyle yasaklama ya da bu tip işe yer vermeyen ataerkil yaşam biçimini koruma çabaları, gerici ve ütopik olacaktır. Geniş-çaplı makineli sanayi eskiden dar ev, aile ilişkileri çerçevesinden hiç çıkmayan nüfusun bu kategorilerinin ataerkil tecridini yıkmakla, onları toplumsal üretime doğrudan doğruya katmakla, onların gelişmesini hızlandırır, bağımsızlıklarını artırır; başka bir deyişle, kapitalizm-öncesi ilişkilerin ataerkil hareketsizliğiyle kıyaslanamayacak ölçüde üstün olan yaşam koşulları yaratır.177
      Sınaî gelişmenin ilk iki aşamasında nüfusun yerleşik nitelikte [sayfa 475] olduğu görülür. Bir köylü olarak kalan küçük sanayici, çiftliği ile köyüne bağlıdır. Manüfaktürdeki zanaatçı, genellikle, manüfaktürün yarattığı küçük, ayrı sınaî alana bağlıdır. Sanayi sisteminin kendisinde, gelişmesinin birinci ve ikinci aşamalarında, üreticinin yerleşik ve ayrı durumunu bozacak hiç bir şey yoktur. Çeşitli sanayi alanları arasında alışveriş enderdir. Sanayiin öteki alanlara nakli, yalnızca, tek tek küçük üreticilerin göçü sayesinde olur; bunlar, ülkenin uzak kısımlarında, yeni küçük sanayiler kurarlar. Öte yandan, geniş-çaplı makineli sanayi, zorunlu olarak nüfusta hareketlilik yaratır; çeşitli bölgeler arasında ticarî alışveriş büyük ölçüde gelişir; demiryolları yolculuğu kolaylaştırır. Emeğe olan talep, bir bütün olarak çoğalır – yükselme dönemlerinde artar, bunalım dönemlerinde azalır, öyle ki işçilerin bir fabrikadan ötekine, ülkenin bir yerinden ötekine gitmeleri bir zorunluluk haline gelir. Geniş-çaplı makineli sanayi, görülmemiş bir hızla büyüyen, bir dizi sınaî merkez yaratır, bunu bazan da meskûn olmayan yerlerde yapar, işçilerin yığın halinde göçü olmaksızın böyle bir şey olanaksızdır. Daha ilerde tarımsal olmayan, dışarı sanayileri denen şeyin, boyutlarından ve öneminden sözedeceğiz. Şimdilik, Moskova eyaletine ait Zemstvo sağlık istatistiklerini kısaca sunmakla yetineceğiz. 103.175 fabrika işçisi arasında yapılan bir soruşturma göstermiştir ki, 53.238’i, ya da toplamın %51,6’sı çalıştıkları uyezdde doğmuştur. Demek ki, işçilerin yarışma yakın bir kısmı, bir uyezdden ötekine göç etmiştir. Moskova eyaletinde doğmuş olan işçilerin sayısı 66.038 ya da %64’tür.178 İşçilerin üçte-birinden çoğu öteki eyaletlerden (esas olarak, Moskova eyaletine bitişik, merkezî sanayi bölgesindeki eyaletlerden) gelmişlerdir. Farklı uyezdlerin karşılaştırılması, en çok sanayileşmiş olanların, orada doğmuş işçilerin en düşük oranda olmasıyla göze çarptığını gösterir. Örneğin, pek az sanayileşmiş olan Mojaysk ve Volokolamsk uyezdlerinde fabrika işçilerinin %92-%93’ü, çalıştıkları uyezdin yerlisidir. Çok yüksek ölçüde sanayileşmiş olan Moskova, Kolomna ve Bogorodsk uyezdlerinde, yerli işçilerin yüzdesi, %24, %40 ve %50’ye düşmektedir. Araştırmacılar, bundan, “bir uyezddeki fabrika üretiminin önemli [sayfa 476] ölçüde gelişmesi, dış unsurların buraya akın etmesini teşvik eder” sonucunu çıkarmaktadırlar.179 Bu gerçekler, ayrıca (ekleyelim), sanayi işçilerinin hareketinin, tarım işçilerinin hareketinde gözlemlediğimiz, aynı özellikleri taşıdığını da göstermektedir. Yani sanayi işçileri de yalnızca emek fazlası olan yerlerden göç etmezler, aynı zamanda emek kıtlığı olan yerlerden de göç ederler. Örneğin Bronnitsi uyezdi, Moskova eyaletinin öteki uyezdlerinden ve başka eyaletlerden 1.125 işçi çekerken, aynı zamanda da, daha fazla sanayileşmiş olan Moskova ve Bogorodsk uyezdlerine 1.246 işçi verir. Demek ki, işçiler, yalnızca, “yakında, yerel uğraşlar” bulamadıklarından değil, aynı zamanda, koşulların daha iyi olduğu yerlere gitmek üzere de ayrılırlar. Bu gerçek, basit de olsa bu gerçeği narodnik iktisatçılara bir kez daha hatırlatmakta yarar vardır, çünkü onlar, kapitalizmin yarattığı nüfustaki hareketliliğin ilerici anlamına gözlerini kapayarak yerel uğraşları idealize etmekte ve sınaî bölgelere göçü yermektedirler.
      Geniş-çaplı makineli sanayii önceki biçimlerden ayıran, yukarda tanımlamış olduğumuz tipik özellikler, emeğin toplumsallaştırılması sözcükleriyle özetlenebilir. Gerçekten de, dev bir ulusal ve uluslararası pazar için üretim, ham ve yardımcı maddeler satın almak için ülkenin çeşitli kısımlarıyla ve farklı ülkelerle, sıkı ticarî ilişkiler geliştirmek, büyük bir teknik ilerleme, üretimin ve nüfusun dev işletmelerde toplanması, ataerkil yaşamın eskimiş geleneklerinin yıkılması, nüfusta hareketlilik yaratılması ve işçinin gereksinme düzeyinin yükseltilmesi, işçinin gelişmesi – bütün bunlar, ülkedeki üretimi ve onunla birlikte üretime katılanları, gitgide daha çok toplumsallaştıran kapitalist sürecin unsurlarıdır.180
      Rusya’daki geniş-çaplı makineli sanayi ile kapitalizm için [sayfa 477] içpazarın ilişkisi sorununa gelince, yukarda sunulan veriler, şu sonucu doğurur. Rusya’daki fabrika sanayiinin hızla gelişmesi, üretim araçları için (yapı malzemeleri, yakıt, madenler vb.) büyük ve gitgide büyüyen bir pazar yaratmakta ve nüfusun, kişisel tüketim maddeleri değil de üretken tüketim maddeleri yapımı ile uğraşan bölümünü büyük bir hızla artırmaktadır. Ama kişisel tüketim maddeleri pazarı da, nüfusun gitgide daha büyük bir bölümünü tarımdan ayıran, ticarî ve sınaî uğraşlara iten, geniş-çaplı makineli sanayideki büyüme sayesinde hızla genişlemektedir. Fabrikada yapılan ürünlerin içpazarına gelince, bu pazarın oluşma süreci, bu ki tabın ilk bölümlerinde ayrıntısıyla incelenmiştir. [sayfa 478]






Dipnotlar


      1 Das Kapital, I, Bölüm 13 [Sol Yayınları, Onbeşinci Bölüm].
      2 İbid, I2, s. 499[149].
      3 Bay N. –on, Russkoye Bogatstovo, 1894, n° 6, s. 103 ve 119. – Bkz: ayrıca Denemeler’i ve Bay V. V.’nin Kapitalizmin Kaderi, birçok yerde.
      4 Oteçestvenniye Zapiski, 1883, n° 7, Bay Postoronni’den editöre mektup [yabancı].
      5 Fabrika istatistiklerimizin kaynakları üzerine ayrıntılı bir tarama için, bkz: Rusya İmparatorluğu İstatistik Tarihi, Dizi 11, c. VI, St. Petersburg 1872. 1868 Avrupa Rusya’sındaki Fabrika Sanayii İstatistikleri İçin Malzeme, Bay Bock tarafından derlenmiştir. “Giriş”, s. I-XXIII.
      6 Çalışmalar’da,
“Fabrika İstatistiklerimiz Sorunu Üzerine” başlıklı makaleye bakınız, burada Ticaret ve Manüfaktür Bakanlığının fabrika istatistiklerimiz üzerine son yayını ayrıntısıyla incelenmektedir. (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 4. .)
      7 İstatistikî Tarih’in “Önsöz’ünde P. Semyonov, I, 1886, s. XXVII.
      8 Avrupa Rusyası’ndaki Fabrika Sanayiinin Ana Kollarına Ait İstatistikî Atlas, Fabrika ve Atelyelerin Listesi İle, 3 cilt, St. Petersburg 1869, 1870 ve 1873.
      9 Maliye Bakanlığı Yıllığı, I, s. 140.
      10 İbid.. s. 306.
      11 Fabrika sahiplerinin sonuçlarında, çalıştırılan işçi sayısını ve üretimi olduğundan az göstermelerine gelince, yukarda değinilen kaynaklar bu rakamların doğruluğunu arama konusunda iki ilginç çaba harcamışlardır. Timiryozev, yüzden fazla büyük fabrika sahibinin, resmî istatistikler için hazırladıkları sonuçları, 1865 Sergisi için hazırladıkları sonuçlarla karşılaştırdı. Sonuncu rakamların birincilerden %22 oranında yüksek olduğu ortaya çıktı (loc. cit., I, s. IV-V). 1868’de Merkezî İstatistik Komitesi, bir deney olarak, Moskova ve Vladimir eyaletlerindeki fabrika sanayii üzerine özel bir araştırma düzenledi (1868’de, Avrupa Rusyası’ndaki bütün işçilerin ve fabrika ve atelyelerin yaptığı toplam üretimin hemen hemen yarısı burada toplanmıştı. Eğer, gerek Maliye Bakanlığı, gerekse Merkezî istatistik Komitesince haklarında veri sağlanan işleri ele alırsak, aşağıdaki rakamları elde ederiz: Maliye Bakanlığına göre 1.749 fabrika, 131.568.000 ruble tutarında bir üretime sahip 186.521 işçi varken, Merkezî İstatistik Komitesinin araştırmasına göre 1.704 fabrika, binalarda çalışan 196.315 işçi, ek olarak 33.485 dışarı işçisi ve 137.758.000 ruble tutarında bir üretim vardı.
      12 Çok mümkündür ki, bu sonuçlar, sadece valilik raporlarından alınmış olabilir, bu raporlar, aşağıda göreceğimiz gibi, her zaman fabrika ve atelyelerin sayısını büyük ölçüde abartırlar.
      13 Askerî İstatistikî Özet’in, “fabrika” terimini ne kadar yaygın bir biçimde kullandığı, aşağıda anlatılanlardan özellikle anlaşılabilir: Yıllık istatistiklerine büyük kuruluşlarımızın istatistikleri” denir, (s. 319, italikler yazarındır). Görmüş olduğumuz gibi bu “büyük” kuruluşların 1/3’ü 1.000 rublenin altında bir üretime sahiptir!! Askerî İstatistikî Özet’te verilen rakamların, bugünkü fabrika istatistikleriyle karşılaştırmak amacıyla kullanılmaması gerektiği hususunun daha ayrıntılı kanıtına girmiyoruz, çünkü Bay Tugan-Baronovski bu görevi zaten yapmış bulunuyor (bkz: Fabrika, vb. adlı kitabı, s. 336 ve devamı). Bkz: Çalışmalar, s. 271 ve 275. (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 4, “Fabrika İstatistiklerimiz Sorunu üzerine”. -ç.)
      14 Denemeler, s. 125 ve Russkoye Bogatstvo, 1894, n° 6.
      15 Yuridiçeski Vestnik, 1889, n° 9, ve Rus Ulusal İktisadı Üzerine Malzeme, Moskova 1898.
      16 Tarımsal İktisat Üzerine Konuşmalar, Moskova 1897, s. 13.
      17 Örnekler bir sonraki bölümde verilecektir. Burada, Kılavuz’un s. 679 ve devamına değinelim; bu sayfalara bir gözatarsak metinde söylenenlerin haklı olduğuna hemen inanırız.
      18 Kılavuz’un üçüncü basımında (St. Petersburg 1894) bu kaygı yinelenmemektedir, böyle olması da üzülünecek bir şeydir, çünkü veriler her zamanki kadar yetersizdir.
      19 Bkz: Kılavuz’un ikinci ve üçüncü baskılarında, fabrikaların top-lam üretime göre sınıflandırılması.
      20 Söylemeye gerek yok ki, küçük kuruluşlara ait veriler tamamen rasgeledir: bazı eyaletlerde ve bazı yıllarda, bunların sayıları yüzlerle, binlerle verilmiş, bazılarında ise onlarla, birlerle verilmiştir. Örneğin Besarabya eyaletinde, 1887’den 1890’a kadar: 1.479 – 272 – 262 – 1.684; Penza eyaletin de, 1885’ten 1891’e kadar, 4 – 15 – 0 – 1.127 – 1.135 – 2.148 – 2.264, vb., vb..
      21 Bkz: Çalışmalar’daki örnekler, s. 274. (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 4. “Fabrika İstatistiklerimiz Sorunu Üzerine” .) Bay Tugan-Baronovski, gerçek fabrikaların sayısında, 1885 ve 1891 arasında bir düşüş olduğunu öne sürmekle (Fabrika, s. 350) ve farklı işler için, farklı zamanlarda, ortalama işçi sayısını karşılaştırmakla biraz yaralıyor (ibid. 355). Derleme’deki veriler, özel olarak işlenmeden, böyle sonuçlara ulaşmakta kullanılamayacak kadar karışıktır.
      22 N. A. Karişev, “Rusya’da Manüfaktür Sanayiinin Ana Kollarının Dağılımı Üzerine İstatistikî İnceleme”, Yuridiçeski Vestnik, 1889, n° 9, Ey-lül. Çalışmalar’ımızda incelemiş olduğumuz, Bay Karişev’in en son yapıtı ile birlikte, bu makale fabrika istatistiklerinin nasıl ele alınmaması gerektiği konusunda bir örnek teşkil etmektedir.
      23 Bay Karişev’in makalesinin IV. Kesimi. Şunu da belirtelim ki, Sonuçlar’la karşılaştırmak için, Derleme yerine, Bay Orlov’un Kılavuz’unu da ele alabilirdik. Bay Karişev de bunun ikinci basımından aktarmalar yapmıştır (1884).
      24 “Böylece, sonuncunun üçte ikisi” (toplam yıllık üretim) “nispeten küçük tipte kuruluşlarca sağlanır. Bu olgunun kökleri, Rus Ulusal İktisadının pek çok, son derece önemli unsurlarında yatabilir. Bu arada, nüfus çoğunluğunun toprak tasarruf sistemi ülkemizde profesyonel bir fabrika işçileri sınıfının gelişmesine ciddî engeller çıkaran köy topluluğunun dayanıklılığı (aynen böyle!), bunlar arasında sayılmalıdır. Fabrika ve atelyelerimizin esas olarak toplandığı Rusya’nın tam (merkezî) bölgesinde, ürünlerin evde işlenmesinin yaygın niteliği de bununla birleşmektedir (!).” (İbid. italikler Bay Karişev’e aittir). Zavallı “köy topluluğu”! Her şeyin suçu da ona yükleniyor, bilgili hayranlarının istatistik! hataları bile!
      25 Bay D. Jibankov’un Smolensk Eyaletindeki Fabrika ve Atelye-lerin Sıhhî Teftişi adlı yapılandaki veriler (Smolensk, c. I, 1896).
      26 Yaroslavl Eyaleti İncelemesi, c. II, Yaroslavl 1896, Bkz: ayrıca, 1895 Tula Eyaleti Elkitabı, (Tula 1895), Kesim VI, s. 14-15: 1893 Fabrika Sonuçları.
      * Bkz: Lenin, Collected Works, c. 4, “Fabrika İstatistiklerimiz Sorunu Üzerine.” -ç.
      27 Bay Karişev’in hesaplarına göre, Liste’de verilen Avrupa Rusya-sı’na ilişkin toplam rakamlar şöyledir: 885.555 işçiye ve 1;345.346.000 ruble tutarında bir üretime sahip 14.587 fabrika.
      28 Ticaret ve Sanayi Bakanlığınca yayınlanan, fabrika müfettişleri raporları koleksiyonu (1901-1903 için) fabrika ve atelyelerin sayısı hakkında veriler sunduğu gibi, buralarda çalıştırılan işçiler hakkında da (Rusya’nın 64 eyaleti için) veriler sunmaktadır; fabrika ve atelyeler işçilerin sayısına göre sınıflandırılmışlardır (20’ye kadar; 21-50; 51-100; 101-500; 501-1.000; 1.000’den fazla). Bu, fabrika istatistiklerimizde ileri doğru büyük bir adımdır. Büyük atelyelere ait veriler, muhtemelen, en azından bir ölçüde güvenilirdir. 20’den az işçi çalıştıran “fabrikalar”a ait rakamların gelişigüzel ve tamamen değersiz olduğu ortadadır. Örneğin, Nijni-Novgorod eyaletinde, 20’den az işçi çalıştıran fabrikaların sayısı, 1903’te, 266 olarak, buralarda çalışan işçilerin sayısı ise – 1.975 ya da ortalama 8 işçiden az olarak verilmiştir. Perm eyaletinde, 150 işçi çalıştıran, böyle 10 fabrika vardır. Kuşkusuz gülünç, 64 eyalet için, 1903 toplamı: 1.640.406 işçi çalıştıran 15.821 fabrikadır; eğer 20 işçiden az çalıştıran fabrika ve atelyeleri çıkarırsak, 1.576.574 işçi çalıştıran 10.072 fabrika ve atelye bulunur. (2. baskıya not)
      29 Karş: Vestnik Finansov, 1896, n° 35. Nijni-Novgorod kongresindeki tartışmalara ve incelemelere ait raporlar. Bay Mihailovski, fabrika istatistiklerinin karışık durumunu çok canlı olarak tanımlamış; anketin nasıl, “en alt kademedeki polis memuruna kadar gittiğini, memurun onu, sonunda, bir makbuz karşılığında, dikkate değer saydığı kuruluşlara, ama çoğu kez de önceki yıllar dolaştırdıklarına dağıttığını” göstermiştir; –çeşitli sorulara verilen yanıtlar, ya: “geçen seneki gibi”dir– (bunun doğruluğuna inanmak için çeşitli eyaletlerdeki çeşitli işler için, Ticaret ve Manüfaktür Bakanlığına ait Derlemeler’e bakmak yeter) – ya da bütünüyle anlamsızdırlar, vb..
      30 Veriler, madencilik hariç, bütün işlerle (yani, dolaylı vergi ödeyenler dahil) ilgilidir. 1879, 1890 ve 1894-95 için, verileri Kılavuzlar’dan ve Liste’den hesapladık. Liste’deki verilerden eskiden fabrika istatistiklerinde hiç hesaba katılmamış olan matbaa işlerini çıkardık (bkz: Çalışmalar, s. 273). [Bkz: Lenin, Collected Works, c. 4, “Fabrika İstatistiklerimiz Sorunu Üzerine”. .] Yıllık’taki verilere göre, 1866 yılında 71 işte, toplam 6.891 kuruluş içinden, herbiri 16 ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran 1.861 kuruluş bulunmaktadır; 1890’da bu 71 iş, 16 ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran toplam kuruluş sayısının beşte dördünü kendine toplamıştı. “Fabrika” terimi için benimsemiş olduğumuz ölçüt, kanımızca, en doğru olanıdır. Çünkü, fabrika istatistiklerimize ait en çeşitli programlar, 16 ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran kuruluşların fabrika sayılmasını kesinlikle kabul etmiştir ve bu sanayiin bütün kolları için geçerlidir. Hiç kuşku yok ki, fabrika istatistikleri 16 ve daha fazla sayıda işçi çalıştıran kuruluşların tümünü hiç bir zaman kaydedememişlerdir, şimdi de kaydedemezler (bkz: Altıncı Bölüm, II. Kesimdeki örnekler), ama eskiden bugün olduğundan daha fazla atlama olduğunu düşünmek için de bir neden yoktur. 1903 için, veriler, Fabrika Müfettişleri Raporlarının Derlemesi’’nden alınmıştır. Avrupa Rusyası’nın 50 eyaletinde, herbiri 20’den fazla işçi çalıştıran, 8.856 fabrika ve atelye bulunmaktaydı.
      31 Tersi belirtilmedikçe her durumda, 1866 için Yıllık’taki verileri ve 1879 ve 1890 için Kılavuzlar’daki verileri almaktayız. Tarihî İstatistikî Özet (c. II), 1855’den 1879’a kadar kumaş üretimine ilişkin yıllık bilgi vermektedir; 1855-1859’dan 1875-1879’a dek çalıştırılan işçilerin beş yıllık ortalamaları şöyledir: 107.433; 96.131; 92.117; 87.960 ve 81.458.
      32 Bkz: Rusya’daki Manüfaktür Sanayiinin Çeşitli Dalları Üzerine Bir İnceleme, c. I, St. Petersburg 1862, özellikle s. 165 ve 167. Ayrıca bkz: Askerî İstatistikî Özet, s. 357 ve devamı. Bugün, kumaş imalâtçıları listesinde 1860’larda büyük çoğunluğu teşkil etmiş olan ünlü soylu ailelere pek seyrek raslıyoruz
      33 Aşağıdaki Örnekler Zemstvo istatistik malzemesinden alınmıştır. Saratov eyaletine bağlı, Volsk uyezdindeki, N. P. Gladkov’a ait kumaş fabrikalarıyla (1866’da 306 işçi çalışıyordu) ilgili olarak bu uyezde ait Zemstvo istatistik özetinde şunları okuyoruz (s. 275): köylüler, beye ait fabrikada çalışmaya zorlanıyorlardı. “Evleninceye kadar fabrikada çalışıyor, sonca da, köy topluluğunun vergi ödeyen üyeleri oluyorlardı.” Ryazan eyaleti, Ranenburg uyezdine bağlı Riassi köyünde, 1866’da, 180 işçi çalıştıran bir kumaş fabrikası vardı. Köylüler 1870’te kapatılmış olan bu fabrikada çalışarak angarya hizmet yapıyorlardı (Ryazan Eyaleti İçin İstatistikî Sonuçlar, c II, Kısım I, Moskova 1882, s. 330).
      * İngilizce metinde manorial-possessional charecter, Fransızca metinde carècter de possession alloidele. -ç.
      34 Bkz: Nisseloviç, Rusya İmparatorluğunda Fabrika Hukukunun Bir Tarihi, Kısım I ve II, St. Petersburg 1883-1884. – A. Semyonov, Rus Dış Ticareti ve Sanayiine Ait Tarihî Veriler Üzerine Bir İnceleme, St. Peters-burg, 1858-1859, 3 kısım. – V. İ. Semevski, Katerin II Saltanatında Köylüler, St. Petersburg 1881. – Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar. Sıhhî İstatistik Kesimi, c. IV, Kısım I (genel özet), Moskova 1890, A. V. Pogojev’in makalesi, “Moskova Eyaletindeki, Malikâne Mülkiyeti Biçimi, Fabrikalar”. – M. Tugan-Baronovski, Rus Fabrikası, St. Petersburg 1898, c. I.
      35 Bkz: Uzman Komisyonlarının İncelemelerine Göre Rus Sana-yiinin Başarıları, St. Petersburg 1897, s. 60.
      36 Bu ve bundan sonraki örneklerdeki, buharlı motorlara ilişkin veriler, Merkezî İstatistik Komitesince yayınlanan Rusya İmparatorluğunda Buharlı Motor İstatistikleri İçin Malzeme, St. Petersburg 1882’den; 1890 için, Fabrika Sanayii Üzerine Veriler Derlemesi’nden alınmıştır; makineleşmiş kuruluşlara ilişkin veriler Kılavuz’dandır.
      37 Bkz: Tugan-Baronovski, loc. cit, s. 420. – Semyonov, 1859’da kapitalistler için çalışan köy el dokumacılarının toplam sayısını yaklaşık olarak, 385.857 hesaplamıştır (loc. cit, III, 273); buna, “öteki fabrika işleriyle” uğraşan 200.000 köy işçisini eklemişti (ibid., s. 302). Bugün, yukarda gördüğümüz gibi kapitalist ilişkiler içinde çalıştırılan ev işçilerinin sayısı çok daha büyüktür.
      38 2.000 rublenin altında bir üretime sahip kuruluşlar, işodası olarak sınıflandırılmaktadır. Merkezî İstatistik Komitesinin, 1868’de, Mosko-va ve Vladimir eyaletlerindeki fabrika ve atelyeler üzerine yaptığı özel araştırmaya ait verilerde küçük dokuma kuruluşlarının üretim rakamlarının yalnızca yapılan iş için ödenen miktarı gösterdiği, tekrar tekrar belirtilmektedir. Ev işçilerine iş dağıtan kuruluşlar, daire olarak sınıflandırılmıştır. 1866 için, bu kuruluşlara ait rakam, Moskova eyaleti örneğindeki açık ihmaller yüzünden tam olmaktan çok uzaktır.
      39 Askerî İstatistikî Özet, 380. – Manüfaktür Sanayiinin İncelen-mesi, c. II, St. Petersburg 1863, s. 451. – 1898’de pamuklu dokumacılıkta kullanılan makine hizmeti ile çalışan tezgâhların sayısı 100.630 olarak hesaplanmıştır. Rus Sanayiinin Başarıları, s. 33.
      40 Askerî İstatistikî Özet, s. 367-368. İaşe dairesi sonuçları.
      41 İpekli dokumada, 1879’da, 495 makineli tezgâh ve 5.996 el tezgâhı vardı (Tarihî-İstatistikî İnceleme), 1890’da ise, birincisinden 2.899 adet, ikincisinden 7.500’ün üstünde vardı.
      42 Örneğin, 1879’da bu işlerdeki fabrika sayısı 729 olarak hesaplanmıştı; bu sayının, 466’sı, 977 işçiye ve 170.000 rublelik bir üretime sahipti. Bugün bile, beyle birçok “fabrika” görülebilir – örneğin Vyatka ve Perm eyaletlerindeki elsanatı sanayilerinin tanımında olduğu gibi.
      43 Bkz: Askerî İstatistikî Özet, s. 389. Manüfaktür Sanayiinin İnce-lenmesi, I, 309.
      44 Böylece, 1879’da 91 hasır örgü fabrikasından 39’unun herbiri 1.000 rubleden az bir üretime sahipti (bkz: Çalışmalar, s. 155). 1890’da, zift ve katran işinde 140 fabrika olduğu görülmüştü; bunların hepsi, 2.000 rubleyi aşan bir üretime sahiptirler; 1879’da 1.033 adet sayılmıştı, bunların 911’i 2.000 rubleden daha az bir üretime sahiptirler; 1866 için listedeki sayı 699’dur (imparatorluk için), hatta Askerî İstatistikî Özet, bu rakamı 3.164 olarak vermektedir!! (Bkz: Çalışmalar, s. 156 ve 271.) [Bkz: Collected Works, c. 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı” ve c. 4, “Fabrika İstatistiklerimiz Sorunu Üzerine”, -ç.]
      45 Askerî İstatistikî Özet, Tarihî-İstatistikî İnceleme ve Üretici Güç-ler, IX, 16. – 1866’daki işçi sayısı – 5.645; 1890’da – 25.471; 1875-1878’de – toplam 332 beygirgücünde 34 buharlı motora sahip 38 makineleşmiş kuruluş; 1890’da toplam 3.319 beygirgücünde 208 buharlı motora sahip 141 makineleşmiş kuruluş.
      46 Potas üretimi için, 1879 ve 1890 Kılavuz’una bakınız. Güherçile üretimi, bugün St. Petersburg’daki bir fabrikada toplanmıştır, oysa 60’larda ve 70’lerde, güherçile, gübre yığınından elde edilirdi.
      47 Burada da 60’Iar ve 70’lerdeki fabrika sayısı bir dizi küçük kuruluşu da kapsamaktadır.
      48 1875’te, Prof. Kitari Rusya’daki Deri Üretiminin Haritası adlı yapıtında 47½ milyon ruble tutarında bir üretime sahip toplam 12.939 kuruluş verdiği halde, fabrika istatistikleri, 2672 milyon ruble tutarında bir üretime sahip 2.764 kuruluş vermektedir (Tarihî-İstatistikî İnceleme). Bu bölümdeki işlerden biri olan kürk işinde de, küçük kuruluşlarla fabrikaların benzer bir biçimde birleştirildiğini görüyoruz: bkz: 1879 ve 1890 Kılavuz’u.
      49 Hatta Askerî İstatistikî Özet, 3.890’lık bir toplam vermektedir!!.
      50 Eğer; Kılavuz’da gösterilen fabrikaları, 1890 için, kuruluş tarihlerine göre ayırırsak şunu elde ederiz: 1.506 fabrikadan bilinmeyen tarihlerde kurulanlar 97 idi, 1850’den önce – 331; 1850’lerde – 147; 60’larda – 239; 70’lerde – 320; 80’lerde – 351; 1890’da 21 fabrika kurulmuştu. Ardarda gelen her on yılda, bir öncekine göre daha fazla fabrika kurulmuştur.
      51 Bu sanayideki küçük kuruluşlar, artık elsanatçılarıyla birlikte sınıflandırılmaktadır. Bkz: örneğin, küçük sanayiler tablosu (Ek I) ya da Çalışmalar, s. 158-159. [Bkz: Collected Works, c. 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. .] Maliye Bakanlığı Yıllığı (c I) bu sanayilere ait toplamlar vermeyi reddetmiştir, çünkü rakamların abartılmış olduğu ortadadır. O zamandan bu yana, istatistikte yapılan ilerleme, artmış bir ücret ve kullanılan malzemenin kalitesini dikkate almakta kendini göstermiştir.
      52 Böylece 60’larda, düzinelerce demirci, bazı eyaletler için, “dökümhane” olarak sınıflandırılmıştır. Bkz: Maliye Bakanlığı Sonuçlan ve Malzeme 1866, n° 4. s. 406; 1867, n° 6, s. 384. – İstatistikî Tarih, Seri II, c. 6. – Bkz: ayrıca yukarda verilen örnek (§ II), burada, 1866 Yıllık’ı, Pavlovo bölgesinin küçük elsanatçılarını “fabrika sahipleri” arasına katmaktadır.
      53 Bkz: Çalışmalar’daki örnekler, s. 269 ve s. 284, burada Bay Karişev’in bu durumu ihmal etmekle işlediği hata incelenmektedir. Örneğin, 1879 Kılavuz’u, 1890 Kıtlavuz’una dahil edilmemiş olan, Kulebaki ve Viksa dökümhanelerini ya da bunların bölümlerini içermektedir (s. 356 ve 374).
      54 Ve ek olarak “fabrika ve atelyeler” arasında sayılmayan 32.957 “küçük yeldeğirmeni”.
      55 Çalışmalar’da, yukarda aktarma yaptığımız makalede, Bay Ka-rişev’in çıkardığı bu türden sonuçların örneklerine bakınız. (Bkz: Col-lected Works, c. 4, op. cit.. -ç.]
      56 Kuşkusuz, büyük su değirmenleri de fabrika niteliğindedir, ama bunları, küçüklerinden ayırmak için, elimizde hiç bir veri bulunmamaktadır. 1890 Ktlavuz’unda, herbiri 10 ve daha fazla işçi çalıştıran 250 su değirmeni görüyoruz. Bunlar 6.378 işçi çalıştırıyorlardı.
      57 Askerî İstatistikî Özet, Kılavuzlar ve Derleme. 1894-95 Liste’sine göre, Avrupa Rusyası’nda 1.192 buharlı değirmen bulunmaktadır. Buharlı motor istatistikleri, 1875-1878’de, Avrupa Rusyası’ndaki buharlı değirmen sayısı 294 olarak vermişti.
      58 Yağ-sıkma, nişasta, pekmez, malt, şekerleme, reçel, sirke.
      59 Russkoye Bogatstovo, 1894, n° 6, s. 104-105.
      60 Maliye Bakanlığı Yıllığı, I, s. 76 ve 82. Toplam damıtmaevi sayısı (işler halde olmayanlar dahil), sırasıyla 4.737 ve 4.646 idi.
      61 Yıllık, I. s. 104.
      62 Örneğin, Askerî İstatistikî Özet, 299 işçiye ve 21.600 ruble tutarında bir üretime sahip 218 damıtmaevi (!) saymıştır, (Yıllık’a göre, eyalette 7 damıtmaevi bulunmaktaydı). Pek muhtemelen, bunlar küçük ev ve köylü kuruluşlarıydı.
      63 Maliye Bakanlığı Yıllığı, s. 61. Bkz: Manüfaktür Sanayii İncele-mesi (c. 2, II, St. Petersburg 1863), burada 1861 için ayrıntılı bilgi verilmektedir. 6.937 işçi çalıştıran 534 fabrika; ve Besarabya eyaletinde, 73 işçi çalıştıran 31 fabrika. Tütün fabrikalarının sayısı, yıldan yıla büyük ölçüde dalgalanmaktadır.
      64 Eğer bütün işlere ait, uzun dönemler için toplam rakamları ele alırsak, adı geçen nedenden ötürü doğan abartma büyük olmayacaktır, çünkü küçük kuruluşlar, toplam işçi sayısında ve toplam üretimde küçük bir yüzde oluştururlar. Söylemeye gerek yok ki, benzer kaynaklardan alınan rakamların karşılaştırılması varsayılmaktadır (Maliye Bakanlığı sonuçları ile valilik raporlarınınkileri, ya da Askerî İstatistikî Özet’in sonuçlarını karşılaştırmak sözkonusu olamaz).
      65 Kaynaklar: Semyonov, Rus Ticaret ve Sanayiine Ait Tarihî Veriler Üzerine Bir İnceleme, c. III, St. Petersburg 1859, s. 323-339. Askerî İstatistikî Özet, madencilik sanayii ile ilgili bölüm. Maliye Bakanlığı Yıllığı, c. I, St. Petersburg 1869. 1864-1867 için Madenciliğe Ait İstatistikî Sonuçlar, c. I, St. Petersburg 1864-1867 (Maden Mühendisleri Heyeti Bilimsel Komitesince yayınlanmıştır). I. Bogolyubki, Rusya İmparatorluğu, Maden İstatistikleri Üzerine Deneme, St. Petersburg 1878. Rusya Sanayii Üzerine Tarihî-İstatistikî İnceleme, St. Petersburg 1883 c. I (Keppen’in makalesi). 1890 Rus Madencilik ve Metalürji Sanayilerine Ait İstatistikî Sonuçlar, St. Petersburg 1892. İbid., 1901 için (St. Petersburg 1904) ve 1902 için (St. Petersburg 1905). K. Skalovski 1877’de, Rusya’daki Madencilik ve Metalürjinin Verimliliği, St. Petersburg 1879. Rus Madencilik ve Metalürji Sanayii, Chicago Sergisi için Madenler Bakanlığınca yayınlanmıştır, St. Petersburg 1893 (Keppen tarafından derlenmiştir). 1890 İçin Rusya Sonuçlan, Merkezî İstatistik Komitesince yayınlanmıştır. St. Petersburg 1897. Rusya’nın Üretici Güçleri, St. Petersburg 1896, Bölüm VII. 1896-1897 yıllarına ait Vestnik Finansov, Perm eyaletine bağlı Ekaterinburg ve Krasnoufimsk uyezdlerine ait Zemstvo istatistik sonuçlan ve ötekiler.
      66 Köylülere özgürlük verildiği zaman, Ural demir ustaları, kendi girişim alanlarında, kömür –ve odun– yakan kuruluşların açılmasını yasaklayan bir yasa konusunda direndiler ve onun devamım sağladılar. Ayrıntılar için, bkz: Çalışmalar, s. 193-194. [Bkz. Collected Works, c. 2. “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. .]
      67 Ural işçisi “... kısmen de bir çiftçidir, öyle ki, ücret öteki madencilik –ve– maden bölgelerindekinden daha düşük olsa da, madenlerdeki çalışma, çiftliğinde ona büyük destek sağlar.” (Vesinik Finansov, 1897, n° 8). Bildiğimiz gibi, Ural köylülerinin serf bağımlılığından kurtarılma koşulları, madencilik sanayiindeki durumlarına uydurulmuştu. Madencilik ve atelye nüfusu, hiç toprağa sahip olmayan, bütün yıl boyunca sanayide çalışmak zorunda olan işçiler ve verilmiş-topraklara sahip olan, yardımcı işler yapmak zorunda olan tarım emekçileri şeklinde bölünmüştü. Bugüne kadar yaşamış olan terim, yani Ural işçilerinin “borç kölesi” oluşları çok ilginçtir. Örneğin, Zemstvo istatistiklerinde, “Arta atelyelerindeki dükkânlarda işlerine borç yüzünden bağlanmış olan bir işçi grubu hakkındaki bilgileri” okuyunca, insan, istemeyerek, tarihine bakmak üzere, yapıtın baş sayfasına dönüyor: acaba, gerçekten de, diyelim, doksandörtte değiliz de, kırkdörtte miyiz? [151]
      68 Elsanatı Sanayiini Soruşturma Komisyonuna Ait İşlemler, c. XVI, St. Petersburg 1887, s. 8-9 ve devamı. Aynı yazar, daha sonra “sağlıklı halk” sanayiinden sözetmeye devam ediyor!
      69 Bu salla gidişin bir tanımı için, Bay Mamin-Sibiryak’ın Kayalıklar yapıtına bakınız. Bu yazar, yazılarında, Urallardaki yaşamı anlatır. Bu yaşam, hakların olmayışı, fabrikalara bağlı nüfustaki cehalet ve aşağılaşma, “soyluların” “ciddî, çocukça eğlenceleri” ve Rusya da dahil olmak üzere bütün ülkelerdeki kapitalist gelişmeye özgü olan toplumun orta tabakasının (orta sınıf ve öteki aydınlar) yokluğu ile, Reform-öncesi dönemden pek az farklıdır.
      70 Madencilik istatistiklerinde, “Güney ve Güney-Batı Rusya” terimi, Volhinya, Don, Ekaterinoslav, Kiev, Astrahan, Besarabya, Podolsk, Taurida, Harkov, Kerson, ve Çernigov eyaletleri demektir. Aktarılan rakamlar buralar için geçerlidir. İlerde, Güney hakkında söylenen her şey (ufak değişikliklerle) Reform-sonrası dönemde, büyük önem taşıyan bir diğer madencilik alanı olan Polonya için de geçerlidir.
      71 Vestnik Finansov, 1897, n° 16: Nikopol-Mariupol Şirketi, Ameri-ka’dan bir boru kıvırma fabrikası ısmarlamış ve Rusya’ya getirmiştir.
      * İşler nerde iyiyse, ora benim ülkemdir. .
      72 Söylemeye gerek yok ki, Ural demir ustaları durumu biraz daha farklı değerlendirmektedir. Onların geçen yılki kongrelerdeki beliğ yakınmalarından bir örnek verelim: “Uralların sunduğu tarihî hizmetleri herkes bilmektedir. İki yüzyıldan beri, bütün Rusya, Ural fabrikalarının ürünleriyle toprağı sürmüş ve biçmiş, çekiç sallamış, kazmış ve odun kesmiştir. Rus halkı, göğsünde, Ural bozkırında yapılmış haç taşımış, Ural dingilleri üzerinde araba sürmüş, Ural çeliğinden yapılmış ateşli silahlar kullanmış, Ural tavalarında gözleme pişmiş ve ceplerinde Ural parası şıkırdamıştır. Urallar, tüm Rus halkının gereksinmelerini karşılamış ...” (bu halk, hemen hiç demir kullanmaz; 1851’de Rusya’daki hamdemir tüketimi, kişi başına 14 pound, 1895’te – 1,13 pud ve 1897’de 1,33 pud olarak hesaplanmıştı) “ve onların gereksinmelerine ve zevklerine uyan eşyalar üretmiştir. Urallar doğal zenginliklerini cömertçe (?) harcamış, moda peşinde koşmamış ya da demiryolları, maden fırınları ve anıtlar yapımına kapılmamıştır. Ve yüzyıllar süren hizmetlerine karşılık, bir gün unutulduklarını ve ihmal edildiklerini görmüşlerdir.” (Vestnik Finansov, 1897, n° 32; Urallardaki Madencilik Kongrelerinin Sonuçlan.) Gerçekten de “yüzyılların kutsadığı” kuruluşlar nasıl da ihmal ediliyor! Ve bütün bunlar, ulusal iktisadımıza “istikrarsızlığı” sokan sinsi kapitalizmin kabahatidir. “Demiryolu yapımına kendini kaptırmadan” eski biçimde yaşamak ve Ural tavalarında gözleme pişirmek ne kadar da hoş olurdu!
      73 Bay Bogolyubski’nin hesabına göre, 1868’de madencilikte kullanılan buharlı motor sayısı toplam 526’dır ve 13.575 beygirgücündedir.
      74 1886’da, Urallarda, demir üretiminde çalışan işçilerin sayısı 145.910, 1893’te – 164.126 idi; Güneyde, 5.956 ve 16.447 idi. Artışlar (yaklaşık) 1/3 ve 2¾ kattır. 1902 için, buharlı motor sayısı ve beygirgücüne ilişkin hiç veri yoktur. Ancak, 1902’de, bütün Rusya’da çalıştırılan maden işçileri sayısı (tuz madencileri hariç), Urallarda 249.805 ve Güney’de 145.280 olmak üzere, 604.972 idi.
      75 Vestnik Finansov, 1897, n° 21. 1863’te Bakü’nün nüfusu, 14.000; 1885’te ise – 45.700 idi.
      76 1882’de lokomotiflerin %62’den fazlası, odunla çalışıyordu; oysa 1895-96’da, lokomotiflerin %28,3’ü odun, %30’u petrol, %40,9’u kömürle işliyordu. (Üretici Güçler, XVII, 62.) Petrol sanayii, içpazarı ele geçirdikten sonra, petrol ihracatı. Rus kapitalizmi için dışpazarların bulunmadığı yolunda laflar etmeyi seven bazı Rus iktisatçılarının, öncül kehanetlerine karşın çok hızlı büyümektedir. (Vestnik Finansov, 1897, n° 32.)
      77 1890, Madencilik ve Metalürji Sanayileri Sonuçları’ndaki maden listelerinden alınan veriler.
      78 N. S. Avdakov’un verilerinden. Donetz Kömür Sanayii Üzerine Kısa İstatistiki İnceleme, Harkov 1896.
      79 Son zamanlarda, Urallar da, yeni yaşam koşullarının etkisi altında değişmeye başlamıştır, ve Urallar, demiryolu hatlarıyla, “Rusya”ya daha sıkı bağlandığı zaman, bu değişiklik daha da hızlı olacaktır. Ural demir cevherini Donetz kömürü ile değiştirmek için, Urallar’ın, demiryolu ile güneye bağlanması önerisi, bu bakımdan büyük önem taşıyacaktır. Şimdiye kadar, farklı pazarlar için çalışmış olan ve esas olarak hükümet sözleşmelerine dayanan, Urallar ve Güney, birbirleriyle pek az rekabet etmişlerdir. Ama yağmur gibi yağan hükümet sözleşmeleri, sonsuza dek sürmeyecektir.
      80 Elsanatı Sanayii Üzerine Soruşturmalar ve Raporlar’da Yegu-nov’un makalesi, c. III, s. 130.
      81 Örneğin, Bay N. –on, bütün yakınmalarını yalnızca kapitalizme karşı yöneltmiş (bkz: özellikle güneyli maden sahipleri hakkındaki gözlemleri, Denemeler, s. 211 ve 296) ve böylece, Rus kapitalizmi ile madencilik sanayiimizin kapitalizm-öncesi yapısı arasındaki ilişkiyi tamamen tahrif etmiştir.
      82 Maliye Bakanlığı Sonuçları ve Malzemesi, 1867, n° 6. Yukarda gösterildi ki, bugünkü verilerle karşılaştırmak amacıyla, yalnızca aynı kaynağın yani Maliye Bakanlığının verileri kullanılabilir.
      83 Bira yapımındaki işçilerin sayısı 6.825’tir; bu rakam da abartılmıştır, ama veri yokluğu yüzünden düzeltilemez; pancar şekeri yapımında – 68.334 (Maliye Bakanlığı Yıllığı’na göre); tütün yapımında – 6.116 (düzeltilmiştir) ve damıtmada – 46.660 (düzeltilmiştir) işçi çalışmaktadır.
      84 Bay Tugan-Baronovski, 1866 için, Bay Veşniyakov’un verdiği – 493.371 rakamını vermektedir (Fabrika, s. 339). Bu rakama nasıl ula-şıldığım bilmiyoruz; bizim verdiğimizden pek az farklıdır.
      85 1890 Kılavuz’una göre 875.764 toplamından, madencilik istatistiklerinde iki kez sayılan işçilerin sayısını, yani asfaltta 291, tuzda 3.468, zarf üretimindeki 32.275 işçiyi çıkarmak zorundayız.
      86 60’lardaki maden işçilerinin sayısı için, bkz: İstatistikî Tarih, I, 1866; Maliye Bakanlığı Yıllığı, I; 1864-1867 için Madenciliğe Ait İstatistikî Sonuçlar, St. Petersburg, 1864-1867, Madencilik Bilimsel Komitesi tarafından yayınlanmıştır.
      87 1890’daki Madencilik ve Metalürji Sanayilerine Ait İstatistikî Sonuçlar, St. Petersburg 1892. Bu kaynağa göre, Avrupa Rusyası’na ait toplam 342.166’dır, gazyağı tasfiyehanelerindeki işçilerin sayısını bundan çıkarırsak (Kılavuz’da dahil edilmiştir) ve bazı ufak hataları düzeltirsek, toplam 340.912 olacaktır.
      88 Madencilik sanayiinin öteki dalları arasında, işçi sayısının, belki de biraz arttığı dallar da vardır (tuz madenciliği); bazı dallarda bu sayı önemli ölçüde artmış olmalıdır (kömür madenciliği, taş ocağı), bazı dallar ise, 1860’larda hiç bulunmamaktaydı (civa madenciliği gibi).
      89 Demiryolları ve İç Suyolları Üzerine İstatistikî İnceleme, St. Petersburg 1893, s. 22. Ulaştırma Bakanlığınca yayınlanmıştır. Ne yazık ki, Avrupa Rusyası’nı ayıracak verilere sahip değiliz. Demiryolu işçilerinin arasına, yalnızca sürekli işçileri değil, geçici işçileri (10.477) ve gündelikçileri de (74.504) katıyoruz. Bir geçici işçinin ortalama yıllık ücreti 192 ruble, bir gündelikçinin ise 235 rubledir. Ortalama günlük ücret, 78 köpektir. Dolayısıyla gerek geçici işçiler, gerekse gündelikçiler, yılın büyük kısmında çalışırlar, onun için Bay N. –on’un yaptığı gibi onları görmezlikten gelmek (Denemeler, s. 124) yanlıştır.
      90 1866’da, demiryollarında çalıştırılan, verst başına işçi sayısı 9,0; 1890’da – 9,5; 1893’te – 10,2; 1894’te – 10,6; 1895’te – 10,9’dur; demek ki, bu sayı, açıkça büyüme eğilimindedir. Bkz: 1890 ve 1896, Rusya İçin Sonuçlar, ve Vestnik Finansov, 1897, n° 39. – Bu bölümde, yalnızca 1865 ve 1890 yıllarına ait verileri karşılaştırmakla ilgilendiğimizi belirtelim; bu nedenle, ister bütün imparatorluk için, ister yalnızca Avrupa Rusyası için, demiryolu işçileri sayısını ele alalım, ister verst başına 9 işçi, isterse daha az ele alalım; ya da, ister bütün madencilik alanlarını, isterse yalnızca 1865 yılına ait verilere sahip olanları ele alalım, hiç farketmez.
      91 Avrupa Rusyası’nda, 1863’teki kent nüfusu 6,1 milyon, 1897’de ise 12,0 milyondu.
      92 Büyük kapitalist işletmelerdeki işçilerin sayısına ilişkin en son veriler şöyledir: 1900 için, tüketim vergisi ödemeyen işletmelerdeki fabrika işçilerinin sayısına ait veriler mevcuttur; 1903 için, tüketim vergisi ödeyen işletmelere ait veriler vardır. Madencilik ve metalürji sanayilerindeki işçiler hakkında, 1902 yılına ait veriler mevcuttur. Demiryolu işçilerinin sayısı verst başına 11 kişi düşünülerek saptanabilir (1 Ocak 1904 tarihli bilgi). Bkz: 1906 Rusya Yıllığı, ve 1902 için Madencilik ve Metalürji Sanayilerine Ait Sonuçlar.
      Bu verileri özetlersek, şunu elde ederiz: Avrupa Rusyası’ndaki 50 eyalette, 1900-1903’te, 1.261.571 fabrika işçisi; 477.025 maden işçisi; 468.941 demiryolu işçisi bulunuyordu. Toplam 2.207.537 idi. Bütün Rusya İmparatorluğunda, 1.509.516 fabrika işçisi; 626.929 maden işçisi, 655.929 demiryolu işçisi vardı. Toplam 2.792.374 idi. Bu rakamlar da, metinde söylenenleri tümüyle doğrulamaktadır. (İkinci baskıya not.)
      93 N. –on, loc. cit, 326 ve diğerleri.
      94 Tarım İktisadı Üzerine Konuşmalar, Moskova 1897, s. 14.
      95 Devlet Adamının Yıllığı, 1897, s. 472.
      96 1890 Sayımına Göre St Petersburg, St. Petersburg 1893, II’den XV’e kadar olan grupların toplamlarını aldık. Sınaî işlerle uğraşan kişilerin toplam sayısı 551.700’dür: bunun 200.748’i ticaret, arabacılık ve hancılıkla uğraşır. – “Tek kişilik üreticiler”, hiç işçi çalıştırmayan küçük üreticiler anlamına gelir.
      97 28 Ocak 1897, Birinci Genel Nüfus Sayımının İncelenmesine Ait Sonuçların İmparatorluk İçin Genel Özeti, Merkezî İstatistik Komitesince yayınlanmıştır, c. II, Tablo XXI, s. 296. İş gruplarını şöyle düzenledim: (a) 1,2 ve 4; (b) 3 ve 5-12; (c) 14 ve 15; (d) 16 ve 63-65; (e) 46-22; (f) 41-45; (g) 13; (h) 17-21; (i) 22-40.
      98 Bay Lositski’nin kullandığı işçi ve hizmetçilere ait istatistiklerle ilgili olarak ayrıntılara girmenin yeri burası değil. Bu istatistikler, işçilerin sayısını olduğundan çok daha az gösterdikleri için yanlıştır.
      99 13 iş grubunda, 1892 yılıyla karşılaştırabilme amacıyla aşağıdaki grupları çıkarıyoruz: I (tarım), XII (basım ve litografi) ve XIII (“su tesisatı işleri” vb.). Lokomobiller buharlı motorlarla birlikte sayılmıştır.
      100 Bu eyaletleri birleştiriyoruz, çünkü 1878’den bu yana bunların sınırları değişmiştir.
      101 1892’den beri Rusya’da buharlı motorların kullanımında gösterilen ilerleme, 1904’te, fabrika müfettişlerinin raporlarına göre, 64 eyalette 27.579 buharlı fabrika kazanı bulunmasından anlaşılabilir; tarımda kullanılanlar hariç toplam sayı 31.887 idi. (İkinci baskıya not)
      102 Kaynaklar: Maliye Bakanlığı Yıllığı, I (yalnızca 71 işe ait veriler); Kılavuz’lar birinci ve üçüncü baskılar – bütün işlere ait veriler, ayrıca Liste’deki veriler; ama Liste’deki verilerle, Kılavuz’daki verileri karşılaştırmak için, ray manüfaktürü, sonuncudaki işler arasından çıkarılmalıdır. Ev işçilerinin fabrika işçilerine dahil edildiği kuruluşlar çıkarılmalıdır. Ev işçilerinin fabrika işçilerine dahil edildiği kuruluşlar çıkarılmıştır. Bazı durumlarda ev işçilerinin dahil edildiği, adı geçen yayında, dipnot olarak özellikle belirtilmiştir; bazılarında ise, bu durum, farklı yıllara ait verilerin karşılaştırılmasından doğmaktadır; örneğin, 1879, 1890 ve 1894-95 yılları için Saratov eyaletindeki pamuklu dokumaya ilişkin verilere bakınız. (Kars: Altıncı Bölüm, § II, 1.) – Sinzheimer (Ueber die Grenzen der Weiterbildung des fabrikmässigen Grossbetriebes in Deutschland. [“Almanya’daki Geniş-Çaplı Fabrika Üretiminin Yayılmasının Sınırları Üzerine”], Stuttgart 1893), büyük fabrikalar başlığı altında, 50 ve daha fazla işçi çalıştıran kuruluşları sınıflandırır. Bu Ölçünün düşük olduğu kanısında değiliz, ama Rus verilerini hesaplarken karşılaşılan güçlükler yüzünden, en büyük fabrikalarla yetinmek zorunda kaldık.
      103 Böylece, 1866’da, A. kategorisi, işçi başına ortalama yıllık üretimin 6.000 ruble kadar olduğu 17 şeker rafinerisini de içerirken, (üst kategorilere dahil olan) tekstil fabrikalarında, işçi başına ortalama yıllık üretim 500-1.500 ruble arasında oynuyordu.
      104 Kılavuz ve Liste’de verilen, fabrika sanayiimize ilişkin toplam rakamlar, yukarda § II’de aktarılmıştır. [Bkz: Çalışmalar, s. 276. (Bkz: Collected Works, c 4 “Fabrika İstatistiklerimiz Sorunu Üzerine”. .)] Toplam “fabrika ve atelyeler” sayısı içinde, büyük fabrikalar yüzdesinin artışı, her şeyden önce, bu sonuncu terimin, istatistiklerimizde giderek daha sınırlı bir anlam kazandığını gösterir.
      105 Bu veriler, 1890 Madencilik ve Metalürji Sanayilerine Ait İstatistiki Sonuçlar’dan derlenmiştir. Kılavuz’da sıralanan işletmeler dahil edilmemiştir. Böyle yapmakla, Avrupa Rusyası’ndaki toplam maden işçisi sayısı 35.000 azaltılmış oluyor (340.000 – 35.000 = 305.000).
      106 Rusya’da kaydedilmeyen maden gelişmesi de dahil olmak üzere bütün Alman sanayiini kapsayan 1895 sanayi sayımı, 1.000 ve daha fazla işçi çalıştıran toplam 248 kuruluş kaydetmişti; bu kuruluşlardaki toplam işçi sayısı 430.286 idi. Dolayısıyla, Rusya’daki en büyük fabrikalar, Almanya’dakilerden daha büyüktür.
      107 Russkoye Bogotstvo, 1894, n° 6, s. 101 ve devamı. Yukarda vermiş olduğumuz, büyük fabrikalara ait veriler de, 1866-1879’a kıyasla, 1879-1890’da daha düşük oranda bir büyüme olduğunu gösterir.
      108 Örneğin Bay Tugan-Baranovski’nin, Fabrika’da, s. 307 ve grafik, yaptığı gibi. Grafik, 1879 ve özellikle 1880 ve 1881 yıllarının, özel yükselme yılları olduğunu açıkça göstermektedir.
      109 Örneğin bakınız, keçe kumaş üretimi – ordu kumaşı üretiminde artış; tabaklama – büyük faaliyet, deri eşyalar – büyük bir fabrika, “Savaş Bakanlığı için” 2,5 milyon ruble tutarında mal üretmektedir (s. 288). İjevsk ve Sestroretsk atelyeleri, 1890’daki 1¼ milyon rubleye karşın, 7½ milyon ruble değerinde topçuluk malzemesi çıkarmaktadır. Bakır-işlemede, erler için teçhizat ve askerî aletler üretimi göze çarpar (s. 388-389); patlayıcı madde fabrikaları tam kapasite ile çalışmaktadır vb..
      110 “... (Moskova eyaletine bağlı) uyezdlerde, fabrika ve atelyeler eşit dağıtılmış olmaktan çok uzaktır: çok sanayileşmiş uyezdlerde, fabrika kuruluşlarının, buralarda, azçok önemli ölçüde toplanmasından dolayı, gerçek fabrika merkezi diye adlandırabileceğimiz yerlerin yanısıra, hemen tümüyle fabrika sanayimden yoksun, volostlarla da karşılaşırız, ve tersine olarak da, fabrika ve atelye açısından genellikle fakir olan uyezdlerde şu ya da bu sanayiin azçok önemli ölçüde geliştiği bölgeler bulunmaktadır; elsanatı kulübelerinin ve iş-odalarının yanısıra, geniş-çaplı üretimin bütün niteliklerine sahip, daha büyük kuruluşlar da doğmuştur.” (Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, Sağlık İstatistikleri Bölümü, c. IV. Bölüm I, Moskova 1890, s. 141.) Çağdaş fabrika istatistik yazım içinde en iyisi olan bu yayın, ayrıntılı bir harita yardımıyla, geniş-çaplı sanayiin dağılımını gösterir. Fabrika sanayiinin dağılımı hakkında olan tek şey, merkezlerin fabrika ve işçi sayısına ve toplam üretim miktarına göre bir sınıflandırmasıdır.
      111 Tablo, yalnızca, en az 2.000 rublelik bir üretime sahip kuruluşları ve un değirmenlerinden yalnızca buhar gücü ile çalışanları içermektedir. Dışarı işçileri, bunların fabrika işçileri arasına dahil edildikleri belirtilen yerlerde, kapsam dışı bırakılmıştır; bu durumlar bir yıldızla (*) belirtilmiştir. 1879 sanayi patlaması da bu verileri etkilemeden edemezdi.
      112 “... Moskova yakınlarındaki büyük Çerkizovo köyü, yerel sakinlere göre, büyük bir fabrikadır ve sözcüğün gerçek anlamıyla Moskova’nın bir devamıdır Semyonovskaya kapısının ötesinde, hemen yakında ... gene çok sayıda değişik fabrikalar toplanmıştır. ... Buradan pek uzak olmayan bir mesafede de, dokuma sundurmalarıyla İzmayilovo köyünü ve dev İzmayılovo Tekstil fabrikasını görürüz.” Bu, Moskova’nın kuzeyine doğrudur. Güneye doğru, “Serpukov Kapısının ötesinde, ilk rastladığımız şey, kendi başına bir kasaba olan, büyük Devrilov Tekstil Fabrikasıdır. ... Daha ilerde, birbirinden pek uzak olmamak üzere bir dizi büyük tuğla atelyesi bulunur.” (İstatistikî Sonuçlar, IV, Bölüm I, s. 143-144.) Demek ki fabrika sanayiinin yoğunlaşması, aslında tablomuzda gösterebildiğimizden daha önemlidir.
      113 1879’da, burada, yalnızca 10.900 işçi kaydedilmiştir. Farklı kayıt yöntemleri kullanıldığı anlaşılıyor.
      114 28 Ocak 1897 sayımı, bu sonucu tamamen doğrulamıştır. Bütün İmparatorluktaki kentli nüfus, kadın-erkek 16.828.395 kişi olarak verilmişti. Ticarî ve sınaî nüfus ise yukarda gösterdiğimiz gibi, 21,7 milyondur. (İkinci baskıya not.)
      115 “Kriyov Rog kasabasında, nüfus, 1887-1896 arasında, 6.000’den 17.000’e, Dinyeper Şirketinin Kamenka atelyelerinde – 2.000’den 18.000’e çıktı; daha 1892’de istasyon binalarından başka bir şey bulunmayan Drunkovka istasyonu yakınında, şimdi 6.000 kişilik bir yerleşme merkezî vardır; Grantsevka atelyelerinde, hemen hemen 3.500 kişi vardır; bir dizi atelyenin kurulduğu, Konstantinovka istasyonu yakınlarında, yeni bir yerleşme merkezi oluşmaktadır; Şuzovka, bugün, 29.000 kişilik bir nüfusa sahip bir kasabadır. ... Birkaç yeni fabrikanın kurulduğu Ekatirinoslav yakınındaki Nijni-Dnyeprovsk kumlu boş topraklarında 6.000 kişilik bir nüfusa sahip yeni bir yerleşme merkezi doğmuştur. Mariupol’daki atelyeler, 10.000 kişilik yeni bir nüfusu çekmiştir vb. Kömür madenleri etrafında yoğun nüfuslu merkezler doğmaktadır.” (Vestnik Finansov, 1897, n° 50.) Russkiye Vedomosti’ye göre (21 Kasım 1897, n° 322), Bakmut uyezdi Zemstvo Meclisi, 1.000 kişilik bir nüfusa sahip ticarî yerleşme merkezlerinin kasaba sayılması, 5.000 kişilik bir nüfusa sahip olanların ise kent sayılması için bir dilekçe hazırlamıştır. “Burada ... ticarî ve fabrika yerleşme merkezlerinde eşi görülmemiş bir büyüme olduğu görülecektir. ... Bugüne kadar, hepsi birden, otuz yerleşme merkezi doğmuştur, bunlar gerçek bir Amerikan hızıyla fışkırmakta ve büyümektedirler. ... 2 hava fırınına sahip dev bir metalürji atelyesinin, bir dökümevinin ve bir hadde fabrikasının tamamlanmak üzere olduğu ve kasım ayı başlarında işletmeye açılacağı Volintsevo’da, daha yakın zamanlara kadar hemen hiç kimsenin oturmadığı bir bozkır olan bu alana yerleşmiş olan 5.000-6.000 kişilik bir nüfus vardır. Fabrika nüfusunun akımıyla birlikte, tacirlerin, elsanatçılarının ve genel olarak küçük sanayicilerin de akın ettiğini görürüz; bunlar, her tür mallarını, çalışan nüfusa kolayca ve hızla satacaklarını umarlar.”
      116 “Fabrika, ucuz dokumacılar arar ve bunları kendi köylerinde bulur. ... Fabrika, dokumacıyı izlemelidir.” (Vladimir Eyaleti Sanayileri, III, 63.)
      117 Yukarda belirtilmiş olan (Bölüm III, Kesim IV, s. 184, dipnot), Ekaterinoslov eyaletine bağlı Bakmut uyezdindeki madencilik sanayiinin, yerel tarım sistemi üzerindeki etkisini ansıyalım. – Ayrıca toprak sahiplerinin, fabrikaların nüfusu “bozduğu” yolundaki ortak yakınmaları da tipiktir.
      118 Vladimir Eyaleti Sanayileri, I, 61.
      119 İbid, IV, 80.
      120 Jıbankov, Göçmen İşçi Çalıştıran Sanayilerin Nüfus Hareketi Üzerine Etkisi, Kostroma 1887, s. 25.
      121 Üretici Güçler, Rusya’nın Dış Ticareti, s. 39. 1902’deki kereste ihracatı – 55,7 milyon ruble; 1903’te – 66,3 milyon ruble. (İkinci baskıya not).
      122 Askerî İstatistikî Özet, s. 486-487.
      123 Demiryolları ve İç Suyolları Üzerine İstatistikî İnceleme, St. Petersburg 1893 (Ulaştırma Bakanlığınca basılmıştır), s. 40.
      124 İbid., s. 26.
      125 Toplam demiryolu yükünün, yaklaşık olarak 1/5’i tutarında olduğunu varsayarsak (Askerî İstatistikî Özet, s. 511, bkz: 518-519).
      126 Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c. VII, Kısım I, Bölüm 2. Bu ülkede, çoğu kez, kerestecilikte, patronlarla işçiler arasında bir ayrım yapılmaz, sonunculara da kereste sanayicisi denir.
      127 Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, XI, 397.
      128 Kiralanmış Emek.
      129 Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler’den hesaplanmıştır.
      130 loc. cit., s. 19-20 ve 39. Buna çok benzeyen bir görüş için bkz: Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, XII, 265.
      131 Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, VIII, s. 1372-1373, 1474. “Kereste sanayiinin gereksinmeleri sayesinde, Tikvin uyezdinde, demircilik, tabaklama, kürk, kısmen de kunduracılık işleri gelişti; birincisi kayık-kancaları, ötekiler ise çizme, koyun derisinden ceket ve eldiven yapmaktadırlar.” Bu arada şunu da belirtelim ki, burada, üretim araçları yapımının (yani, kapitalist ekonomideki Bölüm I) tüketim maddeleri yapımına (yani, Bölüm II) nasıl bir hız kazandırdığının bir örneğini de görüyoruz. Tüketimi izleyen şey, üretim değil, Üretimi izleyen tüketimdir.
      132 Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, XI, s. 399-400, 405, 147. “Tarımın ikincil önem taşıdığı” ve baş rolü sanayilerin özellikle de keresteciliğin oynadığına dair, bkz: Orel eyaleti Trubçevsk uyezdine ait Zemstvo sonuçlarındaki pek çok örnek, (Trubçevsk Uyezdine Ait İstatistikî Sonuçlar, Orel 1887, özellikle köylere ilişkin sözler).
      133 Das Kapital, I2, s. 668. [156]
      134 İşte, bu konuda, Polonya Krallığında Fabrika Sanayiini Soruş-turma Komisyonunun Üyelerine Ait Rapor’dan alınan bir örnek (St. Petersburg 1888, Kısım I) Kömür Polonya’da, Moskova’daki fiyatın yarısına malolur. Polonya da, bir pud iplik başına düşen ortalama yakıt masrafı 16-37 köpekken, Moskova bölgesinde bu 50-73 köpektir. Yakıt, Moskova bölgesinde, 12-20 ay için stok edilir, Polonya’da ise, bu süre, 3 aydan fazla değildir ve çoğu durumda 1-4 haftadır.
      135 Bay N. –on, kereste sanayiinin yerine kömür sanayiinin geçmesinden söz ederken (Denemeler, 211, 243), her zamanki gibi, salt yakınmalarla yetinmiştir. Bizim romantik kapitalist kömür sanayiinin arkasında, kıyas kabul etmez türden, berbat sömürü biçimleriyle göze çarpan, aynı ölçüde kapitalist kereste sanayiinin durduğu yolundaki küçük gerçeği görmezlikten gelmeye çalışmaktadır. Ama uzun uzadıya “işçilerin sayısı” üzerinde duruyor! Milyonlarca işsiz köylüyle karşılaştırırsak, 600.000 İngiliz madencisi de nedir ki? – diye soruyor (211). Bunu şöyle yanıtlıyoruz: kapitalizmin nispî bir nüfus fazlası yarattığına kuşku yok, ama, Bay N, –on, bununla, geniş-çaplı makineli sanayiin gereksinmeleri arasındaki bağıntıyı kesinlikle görememiştir. Çeşitti işlerde, hatta rasgele ve düzensiz olarak çalışan köylülerin sayısını, yalnızca kömür çıkarmakla uğraşan uzman madencilerin sayısı ile karşılaştırmak, kesinlikle saçmadır Bay N. -on, Rusya’da, gerek fabrika gerekse maden işçilerinin sayısındaki ve genel olarak ticarî ve sınaî nüfustaki hızlı büyümeyi gizlemek için bu yollara başvurmaktadır, çünkü bu durum, onun teorisini bozmaktadır.
      136 Yukarıda belirtme fırsatı bulduğumuz gibi, bu evrimi saptamak zordur, çünkü yazınımızda inşaat işçilerine, çoğu kez, “zanaatçı” denmekte, ücretli işçiler çok yanlış bir biçimde bu kategoride sınıflandırılmaktadır. – Batıda, inşaat’ sanayii örgütlenmesinin benzer gelişimi için, örneğin, bkz: Webb, Die Geschichte des Britischen Trade Unionismus, Stuttgart 1895, s. 7.[157]
      137 Örneğin Yaroslavl eyaletinde Danilov uyezdi, özellikle, ocak yapımcıları sıvacılar! ve duvarcılarıyla ünlüdür; bu uyezdin değişik volostları, esas olarak bu işlerin biri ya da ötekinden uzman sağlar. Boyacıların önemli bir bölümü Yaroslavl uyezdinin, Transvolga kesiminden gelir, marangozlar Miloga uyezdinin merkezî kesiminden gelir, vb.. (Yaroslavl Eyaleti incelemesi, c. II, Yaroslavl 1896, s. 135 ve diğerleri.)
      138 50’lerin sonunda, 10.000 kadar marangoz Argunovo bölgesini terketmişti (Argunovo volostu, bu sanayiin merkezidir). 60’larda, Pokrov uyezdindeki 548 köyden, 503’ü marangozlukla uğraşıyordu (.Vladimir Eyaleti Sanayileri, IV, s. 161 ve devamı).
      139 İbid, s. 164-165. İtalikler bizimdir.
      140 İbid., 165-166. Benzer tanımlamalar başka kaynaklarda da bulunabilir. Bkz: Jıbankov, Göçmen İşçi Çalıştıran Sanayilerin Kostroma Eyaletindeki 1866-1883 Nüfus Hareketi Üzerine Etkisi, Kostroma 1887. – Kostroma Eyaleti, Soligaliç Uyezdinde Kentsel Köylü İstihdamlar I, Yuridiçeski Vestnik’te, 1890, n° 9. – Kadınların Ülkesi, Kostroma 1891. – Köylülerin Dışarı İşlerinin Araştırılması İçin Bir Genel Program Hazırlan-ması Üzerine Deneme. – 1892-1895’te Smolensk Eyaletinde Göçmen İşçi Çalıştıran Sanayiler, Smolensk 1896. –- Göçmen İşçi Çalıştıran Sanayilerin Nüfus Hareketi Üzerine Etkileri, Vraç’ta (“Doktor”), 1895, n° 25. – Ayrıca bkz: yukarda adı geçen, Yaroslavl Eyaleti İncelemesi, Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, 1896 Yılına Ait Kaluga Eyaletinin İstatistikî İncelemesi, Kaluga 1897; 1896. Nijni-Novgorod Eyaletinin Tarımsal İncele-mesi, Nijni-Novgorod 1897, ve öteki Zemstvo istatistik yayınları.
      141 Bir önceki dipnotta değinilenlerin dışında kaynak olarak Zemstvo sonuçları vardır. Bay V. V., (Elsanatı Sanayii Üzerine Makaleler, 61), Poltava, Kursk ve Tambov eyaletlerindeki 13 uyezde ait veriler aktarmıştır. Toplam yapı işçisi sayısı (Bay V. V. onların hepsini, yanlış olarak “küçük sanayici” diye sınıflandırmaktadır), 28.644’tür, uyezdlerdeki toplam yetişkin erkek nüfusa göre oranları %2,7 ile %22,1 arasındadır. Eğer ortalama yüzdeyi (%8,8) ölçüt olarak alırsak, Avrupa Rusyasın’daki yapı işçilerinin sayısı, l1/3 milyon olacaktır (15 milyon yetişkin erkek işçi sayıyoruz). Adı geçen eyaletler, inşaat sanayilerinin en çok geliştiği eyaletlerle, en az geliştiği eyaletler arasında, ortada bir yer İşgal ederler.
      142 28 Ocak 1897 sayımı (Genel Özet, 1905), bütün İmparator-luktaki inşaat sanayi ile uğraşan bağımsız nüfusun (kendi geçimlerini kazananların) sayısını, 717,000 olarak vermekte, bu sanayi ile bir yan iş olarak uğraşan 469.000 çiftçiyi buna eklemektedir. (İkinci baskıya not.)
      143 Yangın sigortası rakamları, bir dereceye kadar, inşaat sanayiinin boyutlarını tahmin ekmekte bize yardımcı olabilir. Yangın sigortası olan yapıların değeri, 1884’te 5.958 milyon ruble, 1893’te ise, 7.854 milyon ruble tutarındaydı. (Üretici Güçler, XII, 65.) Bu, yılda, 188 milyon rublelik bir artışı göstermektedir.
      144 Örneğin Yaroslavl eyaletinde, toplam nüfusun %11-%20’si, ya da erkek işçilerin %30-%56’sı, iş aramak üzere evlerinden ayrılırlar; ayrı-lanların %68,7’si bütün yıl uzaktadır (Yaroslavl Eyaleti İncelemesi). Bütün bunların “yalnızca resmî adları açısından köylü” oldukları ortadadır.
      145 Örneğin, Ryazan eyaletinde “yalnızca Kludov fabrikasında” (1894-95 – 4.849 işçi, 6 milyon ruble üretim), “7.000 gibi yüksek bir sayıda at, kışın, odun taşıma işinde kullanılıyordu; bu atların çoğu Yegoryevsk uyezdi köylerine aitti”.[158] (Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, VII, s. 1109-1110.)
      146 Turba sanayiine ait istatistikler de karışık bir durumdadır. Bu sanayi, bir kural olarak, “fabrika” işleri arasında sınıflandırılmaz (bkz: Kobelyatski, Elkitabı, s. 15), oysa bazan böyledir, örneğin, Liste, Vladimir eyaleti için ve öteki eyaletlerde de turba çıkarıldığı halde, yalnız bu eyalet için, 2.201 işçi çalıştıran 12 turba alanı vermektedir. Svirski’ye göre (Vladimir Eyaletindeki Fabrika ve Atelyeler), 1890’da, Vladimir eyaletinde, turba çıkarmada çalışan toplam işçi sayısı bundan kat kat fazla olmalıdır.
      147 Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c. VI.
      148 İbid., c. VIII. Novgorod eyaletinde.
      149 İbid , c. IX. Tula uyezdinin yörekent volostlarında.
      150 Perm eyaletinde, Kunguz kenti yakınında, Tver eyaletinde, Kimri köyünde vb..
      151 Bkz: St. Petersburg Uyezdi Zemstvo Kurulunun 1889 Raporu, Bay Voynov’un, V. Tıp bölgesi üzerine raporu.
      152 Raporlar ve Soruşturmalar, I, s. 360.
      153 Polonya Krallığındaki Fabrika Sanayiini Soruşturma Raporları, St. Petersburg 1888, s. 24.
      154 Liste’de, herbiri binalarda 1.000 ve daha fazla işçi çalıştıran ve buna ek olarak da toplam 7.857 dışarı işçisine sahip olan 16 fabrika sayıyoruz. Her biri 500-999 işçi çalıştıran ondört fabrika, 1.352 dışarı işçisi çalıştırmaktadır. Liste’de dışarı işinin kaydı, tamamen gelişigüzeldir ve atlamalarla doludur. Fabrika Müfettişlerine Ait Raporların Derlenmesi’ne göre, 1903’te 65.115 işçiye işveren 632 iş-dağıtım dairesi vardı. Kuşkusuz bu veriler çok eksiktir; ama gene de, bu dairelerin büyük çoğunluğunun ve bunların çalıştırdığı işçilerin, fabrika sanayiinin merkezleri ile ilgili olması tipik bir durumdur (Moskova alanı: 503 daire, 49.345 işçi; Saratov eyaleti –Sarpinka kumaşları– 33 daire, 10.000 işçi). (İkinci baskıya not.)
      155 Das Kapital I2, s. 779-780. [159]
      156 Tarımsal (aynen böyle!) iktisat Üzerine Konuşmalar, öğrenciler için banım, Moskova 1897, s. 13. Yoksa bizim bilgili istatistikçimiz, toplamın %85’ini “nispeten az sayıda istisna” olarak kabul edebileceğimizi mi sanıyor (ilerde, metne bakınız)?
      157 Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, Sağlık istatistikleri Bölümü c. IV, Bölüm II, Moskova 1893. Bay Dementyev’in ünlü yapıtında yeniden bakılmıştır: Fabrika, vb..
      158 İstatistikî Sonuçlar, loc. cit., s. 292, Fabrika, ikinci baskı, s. 36.
      159 Sonuçlar, s. 280. Fabrika, s. 26.
      160 Sonuçlar, c. IV, Bölüm I, s. 167, 170, 177.
      161 Bay Jıbankov, Smolensk Eyaletindeki Fabrika ve Atelyelerin Sağlık Koşullarının Araştırılması adlı yapıtında (Smolensk, 1894-1896) Yartsevo teksil fabrikasındaki tarla işi için ayrılan işçilerin sayısının yalnızca yaklaşık %10-15 oranında olduğunu hesaplamıştır. (c. II, s. 307, 445, 1893-1894’te Yartsevo fabrikası Smolensk eyaletindeki 8.810 fabrika işçisinden 3.106’sını çalıştırıyordu.) Bu fabrikada çalıştırılan erkeklerin %28’i (bütün fabrikalar için ortalama, %29) ve kadınların %18,6’sı (bütün fabrikalar için ortalama %21) geçici işçiydi. Bkz: c II, s. 469.) Geçici işçilerin: (1) fabrikada bir yıldan az süre için çalıştırılanları; (2) tarlalardaki yaz işi için ayrılanları; (3) “çeşitli nedenlerle, birkaç yıldan beri fabrikada çalışmayı bırakanları” içerdiğini belirtmek gerekir (II, 445).
      162 Sonuçlar, s. 296. Fabrika, s. 44-46.
      163 Rusya’nın Sınaî Gelişmesinin İstatistikî Özeti, Özgür İktisat Birliği üyesi, M. İ. Tugan-Baronovski’nin okuduğu bir tez ve III. Bölümde, bu tez üzerine toplantılarda yapılan tartışma. St. Petersburg 1898, s. 41.
      164 A Kategorisinin 100-499 işçi, B’nin 500-999, C’nin ise 1.000 ve daha fazla işçi çalıştıran fabrikaları kapsadığını hatırlatalım.
      165 Önsözde belirtildiği gibi, Reform-sonrası dönemle, yetinerek, serf nüfusun emeğine dayanan sanayi biçimlerini bir kenara bırakıyoruz.
      166 Vladimir Eyaleti Sanayileri, IV, 5-7. – 1890 Kılavuz’u. – Şişmar-yov: Nijni-Novgorod ve Skuya-İvanovo Demiryolları Bölgesindeki Sanayi Üzerine Kısa Bir Deneme, St. Petersburg 1892, s. 28-32.
      167 Vladimir Eyaleti Sanayileri, III, s. 7 ve devamı.
      168 Şişmaryov, 56-62.
      169 Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c. VII, Kısım, III.
      170 A. Smirnov, Pavlovo ve Vorsma, s. 14.
      171 Labrin, loc, cit., s. 66.
      172 Grigoryev, loc. cit, s. 36.
      173 Tarihî-İstatistikî İnceleme, c. III, s. 27.
      174 Fabrika yasaları ile geniş-çaplı makine sanayiinin yarattığı koşullar ve ilişkiler arasındaki bağıntı için, Bay Tugan-Baranovski’nin Rus Fabrikası adlı kitabına (Bölüm II, Kısım 2) ve özellikle Temmuz 1897 tarihli Novoye Slovo’daki makaleye bakınız.
      175 “Fabrika işçisi” tipine ilişkin olarak, bkz: yukarda, Altıncı Bölüm, § II, 5, s. 355-356. – Ayrıca Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuç-lar, c. VII, Kısım III. Moskova 1883, s. 58 (fabrika işçisi bir ahlâkçı “bir ukalâ dümbeleği”dir). – Nijni-Novgorod Elkitabı, I, s. 42-43; c. IV, s. 335. – Vladimir Eyaleti Sanayileri. III, 113-114 ve diğerleri. – Novoye Slovo, Ekim 1897, s. 63. – Bkz: ayrıca, Bay Jıbankov’un, ticarî ve sınaî uğraşlar için kentlere giden işçileri tanımlayan, yukarda adı geçen yapıtları.
      176 Kılavuz’a göre, 1890’da Avrupa Rusyası’ndaki fabrika ve atelyeler 210.207’si (%24) kadın, 17.793’ü (%2) oğlan çocuk ve 8.216’sı (%1) kız çocuk olan, toplam 875.764 işçi çalıştırıyordu.
      177 “Yoksul dokumacı-kadın, babasının ve kocasının ardından fabrikaya gider ve onların yanında ve onlardan bağımsız olarak çalışır. O da, erkek gibi, ekmeğini kazanmaktadır.” “Fabrika’da ... kadın, kocasından ayrı, tamamen bağımsız bir üreticidir.” Kadın fabrika işçileri arasında, okuryazarlık görülmemiş bir hızla yayılmaktadır. (Vladimir Eyaleti Sanayileri, III, 113, 118, 112 ve diğer yerlerde.) Bay Karizomenov şu sonucu çıkarmakta tamamen haklıdır: sanayi, “kadının, aileye... kocaya olan iktisadî bağımlılığını yıkar. .*. Fabrikada kadın erkeğe eşittir; bu proleterliğin eşitliğidir. ... Sanayiin kapitalistleşmesi, kadının ailedeki bağımsızlığı uğruna mücadelesinde önemli bir etkendir.” “Sanayi, kadın için, ailesinden ve kocasından tümüyle bağımsız olduğu yeni bir durum yaratır.” (Yuridiçeski Vestnik, 1883, n° 12, s. 582, 596.) Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar’da c. VII, Kısım II, Moskova 1882, s. 152, 138-139), araştırmacılar, elle ve makine ile çorap yapımında çalışan kadınların durumunu karşılaştırmaktadırlar. El işçilerininkiler ise 14-30 köpek kadardır. Makine üretiminde çalışan kadının koşulları şöyle tanımlanmaktadır: “... Karşımızda özgür, hiç bir engel tanımayan, aileden ve köylü kadının yaşam koşullarını oluşturan her şeyden kurtulmuş bir genç kadın, her an bir yeni, bir başka yer için, bir patronu bir başkası için terkedebilecek ve her an kendini işsiz ... bir lokma ekmekten yoksun bir durumda bulabilecek bir genç kadın durmaktadır. ... El üretiminde örücülerin ücreti pek azdır, yiyeceğini karşılamaya yetmeyen, yalnızca eğer o, verilmiş-toprak sahibi olan ve çiftçilik yapan bir ailenin üyesi olarak, kısmen o toprağın ürününden de yararlanıyorsa, kabul edilebilir bir kazançtır; makine üretiminde, çalışan kadın, yiyecek ve çaya ek olarak, ... ailesinden uzakta yaşamasını ve ailenin topraktan aldığı gelir olmaksızın geçinmesini mümkün kılan bir kazanç da sağlar. ... Üstelik, bugünkü koşullarda, makine sanayiindeki kadın işçinin kazancı daha güvenlidir.”
      178 Daha az sanayileşmiş olan Smolensk eyaletinde, 5.000 fabrika işçisi arasında yapılan bir soruşturma, %80’inin o eyaletin yerlisi olduğunu göstermiştir (Jıbankov, loc, cit, II, 442).
      179 Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, Sağlık İstatistikleri Bölümü, C IV, Bölüm I, (Moskova 1890), s. 240.
      180 Son üç bölümde aktarılan veriler, kanımızca, Marx’ın yaptığı, sanayideki kapitalist biçim ve araştırmaların sınıflandırmasının, şimdi yaygın olan, manüfaktürevini fabrika ile karıştıran ve alıcı için çalışmayı özel bir sanayi biçimi gibi gören (Held, Bücher) sınıflandırmadan daha doğru ve sağlam olduğunu göstermektedir. Manüfaktürevini fabrika ile karıştırmak, tamamen o yüzeysel özellikleri sınıflandırmanın temeli yapmak ve manüfaktürü kapitalizmin makine döneminden ayıran teknikte, iktisatta ve toplumsal yaşamdaki temel özellikleri görmezlikten gelmek demektir. Kapitalist ev sanayiine gelince, kuşkusuz bu, kapitalist sanayi mekanizması içinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Gene kuşkusuz, alıcı için çalışma, özellikle makine-kapitalizmi öncesine özgüdür, ama buna, kapitalist gelişmenin en değişik dönemlerinde (ve hem de küçük olmayan bir çapta) raslanacaktır. Alıcı için çalışmanın önemi, o dönem deki ya da o kapitalist gelişme aşamasındaki sanayiin genel yapısı ile bağıntılı olarak incelenmedikçe anlaşılmayacaktır. Köy dükkâncısının siparişi üzerine sepet ören köylü, Zavyalov’un siparişi üzerine evinde bıçak-sapı yapan Pavlovolu zanaatçı, büyük fabrika sahiplerinin ya da tüccarların siparişi üzerine giysi, ayakkabı, eldiven ya da kutu yapan kadın işçi – bunların hepsi alıcı için çalışır, ama bütün bu durumlarda, kapitalist ev sanayii, farklı bir nitelik taşır ve farklı bir öneme sahiptir. Kuşkusuz, Bücher’in, örneğin, kapitalizm-öncesi sanayi biçimlerini incelemekteki değerini hiç bir biçimde yadsımıyoruz, ancak kapitalist sanayi biçimleri sınıflandırmasının yanlış olduğu kanısındayız. – Bücher’in teorilerini benimsediği (yukarda değinilen kısmında) ve bunu Rus “el-sanatçılığına” uyguladığı için, Bay Struve’nin görüşlerine (bkz: Mir Boji, 1898, n° 4) katılamıyoruz. (Bu satırların 1899’da yazılmasından bu yana, Bay Struve, bilimsel ve siyasî gelişme devresini tamamlamayı başarmıştır. Bücher ve Marx arasında, liberal ve sosyalist iktisat arasında gidip gelen bir kişi olmaktan çıkıp, en halisinden bir liberal burjuva haline gelmiştir. Bu satırların yazarı, sosyal demokrasinin bu tür unsurlardan temizlenmesine, gücü yettiğince yardım etmiş olmaktan onur duyar.) (İkinci baskıya not.)

Açıklayıcı Notlar

      [148] Reform-sonrası dönemde, çarlık Rusyası’ndaki geniş-çaplı sanayiin gelişimini tanımlamak için, Lenin, o dönemin sayısız fabrika istatistik kaynaklarında (istatistik! sonuçlar, monograflar ve araştırma çalışmaları, resmî kaynak kitaplar, dergi ve gazete raporları, tezler vb.) bulunan malzemeyi inceledi. Lenin’in istatistikî verileri kontrol, işleme, birleştirme ve bilimsel olarak gruplandırma çalışması çeşitli kitaplardaki notlarında ve Lenin Miscellany XXXIII. 2. kesimde basılan diğer malzemelerde gösterilmiştir. Lenin’in temel fabrika istatistik kaynaklarını değerlendirişi için, ayrıca, “Fabrika istatistiklerimiz Sorunu Üzerine” başlıklı makalesine bakınız. (Bkz: Lenin, Collected Works, e. 4.) -396
     
[149] Karl Marx, Capital, c. I. Moskova 1958, s. 474 (Kapital, Birinci Cilt, Ankara 1975, s.502) -397
     
[150] “Malikâneye ait mülkiyet niteliğindeki toprak beyi kuruluşu”, bir toprak beyine ait olan ve onun serf-köylülerini çalıştıran bir feodal malikâne manüfaktürevi idi. Peter I’in, 1721’de çıkartılan bir kararnamesi ile, fabrika sahiplerine, fabrikalarında çalıştırılmak üzere köylü satın almak izni verildi. Bu tür işletmelere bağlanan feodal işçilere, “sahip olunan köylüler” adı verildi. -410
     
[151] Lenin, Perm Eyaleti, Krasnoufimsk Uyezdi İstatistiklerine Ait Malzeme, c. V, Kısım I’e (Zavodsky bölgesi) atıfta bulunuyor, Kazan 1894; bu yapıtın 65. sayfasında, “1892’de Arta atelyelerindeki dükkânlardaki işlerine, borç ile bağlı olan bir işçiler grubu hakkında bilgi” başlıklı bir tablo bulunmaktadır. -424
     
[152] Lenin, burada, Rusya’nın Madencilik ve Metalürji sanayiinden aktarma yapıyor. Madenler Dairesi tarafından yayınlanmıştır. Şikago 1893 Uluslararası Kolombiya Sergisi, St. Petersburg 1893, s. 52. -426
     
[153] Rusya’da Kapitalizmin Gelişmesi’nin ilk baskısında, tablo, 1890 ve 1896 yıllarına ait rakamları da içeriyordu. İkinci baskıda bu rakamlar çıkarılmıştır. Üstelik, 1897 rakamları da ikinci baskıdaki aynı yıla ait rakamlardan biraz farklıdır. Tablonun, birinci baskıdaki ilgili kısmı şöyleydi:
 

1890

56.560

100

28.174

49,7

13.418

23,7

367,2

1896

98.414

100

35.457

36,6

39.169

39.7

547,2

1897

113.982

100

40.850

35,8

46.350

40,6

—_


      Birinci baskıda verilen 1897 rakamlarının bir dipnotu vardı, bu da, ikinci baskıda çıkarılmıştır; bu dipnotta şöyle deniyordu: — “1898’de İmparatorluktaki pik-demir üretimi, 133 milyon pud olarak hesaplanmıştı, bunun 60 milyon pudu Güneyde, 43 milyon pudu ise Urallarda üretilmişti (Russkiye Vedomosti, 1899, n° 1).” -427
     
[154] Lenin, daha sonra, bu tabloyu, 1908’e ait rakamlarla tamamladı. Lenin’in eklediği veriler, 1910 yılında yayınlanmış olan 1908, Fabrika Müfettişlerine Ait Raporlar Derlemesi’nden (s. 50-51) alınmıştır. Dolayısıyla, Lenin’in notları, ya 1910’da ya da 1911’de yapılmıştır. s. 447
     
[155] “Kayıkçılar — nehirdeki tekneleri iple çeken ya da kürekle götüren işçiler. -459
     
[156] Karl Marx, Capital, c. I, Moskova 1958, s. 642 (Kapital, Birinci cilt, Ankara 1975, s. 680). -459
     
[157] Lenin, Şuşenskoye köyünde sürgünde iken, Krupskaya’nın yardımıyla, Sidney ve Beatrice Webb’in, The History of the Trade Vnionism adlı yapıtının birinci cildini çevirdi ve ikinci cildin çevirisini basıma hazırladı. Webb’in kitabının, “Vladimir İlyin” (yani Lenin) “tarafından İngilizceden çevrilen” birinci cildi, 1900’de St. Petersburg’da, O. N. Popova tarafından basıldı. İkinci cilt 1901’de çıktı. -461
     
[158] A. ve G. Kludov kardeşlerin malı olan “Kludov Fabrikası”, Ryazan eyaleti, Yegoryevsk kasabasında bulunuyordu. Firmanın tam adı: “Yegoryevsk Pamuk İpliği Fabrikası Şti., A. ve G. Kludov” idi, Lenin’in dipnotta verdiği (işçi sayısını ve üretim değerini gösteren) parantez içindeki veriler. Fabrikalar Listesi, St. Petersburg 1897, n° 763’ten alınmıştır. -469
      [159] Karl Marx, Capital, c. I, Moskova 1958, s. 747-749. (Kapital, Birinci Cilt, Ankara 1975, s. 782-784.) -466



Sayfa başına gidiş