ALTINCI BÖLÜM
KAPİTALİST MANÜFAKTÜR VE KAPİTALİST
EV SANAYİİ
I. MANÜFAKTÜRÜN DOĞUŞU VE
TEMEL ÖZELLİKLERİ
Bildiğimiz gibi manüfaktür ile işbölümüne dayanan işbirliği kastedilmektedir. Başlangıcı açısından, manüfaktür, doğrudan doğruya, yukarda tanımlanan “kapitalizmin sanayideki ilk aşamalarına” dahildir. Bir yandan, az çok önemli sayıda işçiye sahip atelyeler, yavaş yavaş işbölümünü getirirler ve bu yolla, kapitalist basit işbirliği, kapitalist manüfaktür haline gelir. Bir önceki bölümde aktarılan Moskova sanayilerine ait istatistikler, manüfaktürün bu oluşma sürecini açıkça göstermektedir: dördüncü kategorideki sanayilerin hepsinde, üçüncü kategorideki sanayilerin bazılarında ve ikinci kategorideki tek tek durumlarda daha büyük atelyeler, sistematik bir biçimde geniş çapta işbölümü uygularlar ve dolayısıyla kapitalist manüfaktür tipleri olarak sınıflandırılmaları gerekir. Bu sanayilerin tekniğine ve ekonomisine dair daha ayrıntılı
[sayfa 338] veriler aşağıda sunulacaktır.
Öte yandan, küçük sanayilerdeki tüccar sermayesinin, en yüksek gelişme aşamasına uğraması üzerine üreticiyi nasıl parça başına ödeme karşılığında başkalarının hammaddesini işleyen bir ücretli işçiye indirgediğini görmüş bulunuyoruz. Eğer daha fazla gelişme, üretime sistematik işbölümünün getirilmesine yol açıyor ve küçük üreticinin tekniğini değiştiriyorsa, eğer “alıcı” bazı ayrıntılı işlemleri seçip, bunları kendi atelyesinde ücretli işçilere yaptırıyorsa, eğer, evde yapılmak üzere iş dağıtılmasına paralel olarak ve bununla kopmaz bir biçimde bağıntılı olarak, işbölümü uygulayan (çoğu kez bu aynı alıcılara ait) atelyeler doğuyorsa, kapitalist manüfaktürün bir başka tür oluşum süreci ile karşı karşıyayız demektir.
Manüfaktür, elsanatları ve ilkel sermaye biçimlerine sahip küçük meta üretimi ile geniş-çaplı makineli sanayi (fabrika) arasında bir bağ olduğundan, kapitalist sanayi biçimlerinin gelişmesinde büyük önem taşır. Manüfaktür küçük sanayilere daha yakındır. Çünkü, el tekniğine dayanmaya devam etmektedir, öyle ki, büyük kuruluşlar, bu yüzden, bütünüyle küçüklerin yerini alamaz, sanayiciyi tarımdan tamamen ayıramazlar. “Manüfaktür, ne toplumdaki üretimi tam anlamıyla kavrayabildi, ne de bu üretimi ta özüne değin (
in ihrer Tiefe )
devrimcileştirebildi. Kent elsanatlarının ve kırsal ev sanayilerinin geniş temeli üzerinde, bir iktisadî sanat yapıtı gibi yükseldi.”
Manüfaktürü fabrikaya yaklaştıran şey, büyük pazarın, ücretli işçilere sahip büyük kuruluşların, mülksüz işçi yığınlarını tam egemenliği altına alan büyük sermayenin doğuşu olmuştur.
Rus yazınında, “fabrika” üretimi denen şeyin, “elsanatı” üretiminden ayrılmasına ilişkin, ilkinin “yapaylığına”, ikincinin ise “halkçı” niteliğine ilişkin önyargı, öylesine yaygındır ki, manüfaktür sanayiinin bütün daha önemli dalları hakkındaki verileri incelemeyi ve küçük köylü sanayileri aşamasından çıktıktan sonraki ve geniş-çaplı makine sanayiince değiştirilmeden önceki iktisadî örgütlenmelerini göstermeyi özellikle önemli buluyoruz.
[sayfa 339]
II. RUS SANAYİİNDE KAPİTALİST MANÜFAKTÜR
Lif işleyen sanayilerle işe başlayalım.
1)
Dokuma Sanayileri
Keten, yünlü, pamuklu ve ipekli kumaşların, şeritlerin vb. dokunması, (geniş-çaplı sanayiin ortaya çıkışından önce) Rusya’nın her yerinde şöyle örgütlenmişti: sanayiin başında, onlarca ve yüzlerce işçi çalıştıran büyük kapitalist atelyeler geliyordu; büyücek sermayeye sahip bu atelye sahipleri, hammaddelerin geniş çaplı alımına giriştiler, bunları kısmen kendi kuruluşlarında işlediler, kısmen de, bükülmüş iplik ve argacı kumaşı parça başına ücretle evde ya da küçük atelyelerde dokuyan küçük üreticilere (
işodası sahipleri, ara-kişiler,[133] alt-aracılar, köylü “elsanatçıları”, vb.) verdiler. İşin kendisi elle yapılıyordu, ve şu işlemler işçiler arasında dağıtılmıştı: (1) iplik boyama: (2) iplik sarma (çoğu kez kadın ve çocuklar bu işlemde uzmanlaşırlardı); (3) iplik atma ( atıcılar”); (4) dokuma; (5) dokumacılar için kumaş sarma (bobin işçileri’ çoğu kez çocuklar). Bazan büyük atelyelerde, (argacı, tiriz ve gücü gözlerinden geçiren) “iplik geçiriciler” bulunurdu.
işbölümü genellikle, yalnız tek tek işlemlere değil, eşyalara, yanı çeşitli kumaş türleri üretmekte uzmanlaşan dokumacılara da uygulanmaktadır Evde yapılacak bazı işlemlerin seçilmesi, kuşkusuz, bu tip sanayiin iktisadî yapısında hiç bir değişiklik yapmaz. Dokumacıların çalıştığı işodaları ya da evler, manüfaktürevinin yalnızca dış bölümleridir. Bu tip sanayiin teknik temeli, yaygın ve sistematik işbölümü ile el üretimidir; iktisadî bir görüş açısından, burada, son derece geniş bir (ulusal) pazarda, hammaddelerin alımını ve eşyaların satışını denetleyen ve bir proleter dokumacılar yığınını tam egemenliği altına almış olan büyük sermayenin oluşumunu görmekteyiz; birkaç büyük kuruluş (kelimenin dar anlamıyla manüfaktürevleri) bir yığın küçük kuruluşa egemen olmuştur. İşbölümü, köylülük arasından uzman zanaatçıların doğmasına yol açar; Vladimir eyaletindeki İvanovo köyü (1871’de İvanovo-Voznesensk kasabası oldu ve şimdi bir büyük-çaplı makine sanayii merkezidir) Yaroslavl eyaletindeki Velikoye köyü ve Moskova, Köstroma, Vladimir ve Yaroslavl eyaletlerindeki, şimdi fabrika kentlerine dönüşmüş olan daha birçok köy gibi, tarım-dışı, manüfaktür merkezlen
[sayfa 340] ortaya çıkar.
İktisat ve istatistik yazınımızda, bu yolla örgütlenmiş olan sanayi, genellikle iki kısma ayrılır: evlerinde çalışan, ya da çok büyük olmayan işodalarında, atelyelerde vb. çalışan köylüler, “elsanatı” sanayii başlığı altında sınıflandırılırken, daha büyük işodaları ve atelyeler, “fabrikalar ve atelyeler” başlığı altında toplanmaktadır (ve üstelik, küçük kuruluşların büyüklerinden, işodalarının manüfaktür evlerinden, evlerinde çalışan işçilerin kapitalistin atelyesinde çalışan işçilerden ayrılması konusunda, kesinlikle saptanmış ve hep aynı biçimde uygulanan kurallar bulunmadığından, bu iş tamamen rasgele yapılmaktadır.)
Doğal olarak, bazı ücretli işçileri bir yana ve bu ücretli işçileri kiralayan bazı patronları (kuruluşlarında çalışan işçilere ek olarak) öbür yana koyan, böyle bir sınıflandırma bilimsel görüş açısından saçmadır.
“Elsanatı dokuma sanayilerinden birine, yani Vladi-mir eyaletindeki ipekli dokumacılığa ait ayrıntılı verilerle bunu sergileyelim.
“İpekli sanayi” kapitalist manüfaktürün tipik bir örneğidir. Bunda elemeği hüküm sürmektedir. Toplam kuruluş sayısı içinde, küçükler çoğunluğu oluştururlar (313 kuruluştan 179’u, ya da toplamın %57’si 1-5 işçiye sahiptir), ama bunlar, büyük bölümüyle, bağımsız değillerdir ve bir bütün olarak sanayi içindeki önemleri bakımından büyük kuruluşların çok gerisindedirler. 20-150 işçiye sahip kuruluşlar, toplamın %8’ini (25) oluştururlar, ama toplam işçi sayısının %41,5’i bunlarda toplanmıştır ve toplam üretimin %51’i bunlardan gelir. Sanayideki toplam işçi sayısından (2.823) 2.092’si, yani %74,1’i ücretli işçidir. “İş sırasında, gerek eşyalarda, gerekse tek tek işlemlerde işbölümüne raslanır.” Dokumacılar, seyrek olarak hem “kadife”, hem de “saten” (bu işteki iki ana uğraş) yapabilmektedirler. “Atelye içinde, ayrı ayrı işlemler halinde işbölümü, yalnızca ücretli işçi çalıştıran büyük fabrikalarda”, yani manüfaktürlevlerinde, “en sıkı biçimde uygulanmaktadır”. Tam anlamıyla bağımsız mülk sahiplerinin sayısı yalnızca 123’tür, hammaddeleri kendileri alan ve mamul maddeyi satanlar bir tek bunlardır; 242 aile işçisine sahiptirler ve, “büyük bölümüyle parça
[sayfa 341] başına ücret alan 2.498 ücretli işçi çalıştırırlar”, dolayısıyla toplam 2 740 işçiye ya da toplam işçi sayısının %97’sine sahiptirler. O halde açıktır ki, bu manüfaktürevı sahipleri tarafından “ara-kışiler (işodası sahipleri) aracılığıyla, evde yapılacak işin dağıtılması, hiç de özel bir sanayi biçimi değil, yalnızca, manüfaktürdekı sermayenin işlemlerinden biridir. Bay Karizomenov, haklı olarak belirtiyor ki “az sayıda büyük kuruluşun (%8) yanısıra, küçük kuruluşlar yığınının (%57) varlığı ve kuruluş başına çalıştırılan işçi sayısının önemsiz oluşu (7½), işin asıl niteliğini gizlemektedir” (
loc. cit., 39) Manüfaktüre özgü olan uzmanlaşma, burada, sanayicilerin tarımdan ayrılmasında (toprak, bir yandan yoksullaşmış dokumacılar, öte yandan da büyük manüfaktürevi sahipleri tarafından terkedilir) ve tarımcıların yaşadığından çok daha “nezih” yaşayan, ve mujiğe yukardan bakan özel bir sınaî nüfus tipinin oluşumunda açıkça görülmektedir (
loc.
cit., 106). Fabrika istatistiklerimiz her zaman bu sanayiin, yalnızca, pek rasgele seçilmiş bölümünü kaydetmişlerdir.
Moskova eyaletindeki “şerit sanayii” tamamen benzer bir biçimde örgütlenmiş olan kapitalist manüfaktürdür.
Saratov eyaleti, Karnisin uyezdindeki desenli pamuklu bez sanayii açısından da durum aynen budur. 1890
Kılavuz ’una göre, burada 4.250 işçiye ve 265 000 ruble tutarında üretime sahip 31 “fabrika” varken,
Liste ’ye göre kuruluşta 33 işçi çalıştıran ve 47.000 ruble tutarında bir üretime’ sahip bir “iş-dağıtım dairesi” bulunuyordu. (Bir başka deyişle 1890’da, kuruluş içinde ve dışında fazla olarak çalıştırılan işçiler aynı kaba konuyordu!) Yerel araştırmacılara göre, 1888’de,
hemen hemen 7.000 dokuma tezgâhı, desenli pamuklu bez üretmekle uğraşıyordu.
Toplam üretim 2 milyon rubleydi ve “bütün iş”
[sayfa 342] günde 7-8 köpeklik bir ücret karşılığında 6 ve 7 yaşlarındaki çocuklar da dahil olmak üzere, “elsanatçılarını” çalıştıran “birkaç manüfaktürcü tarafından yürütülüyordu”. (
Raporlar ve Soruşturmalar, c., I)
Ve bunun gibi.
2) Tekstil Sanayiinin Öteki Dalları, Keçe İşi
Resmî fabrika istatistikleriyle değerlendirirsek, keçe üretimi, çok zayıf bir “kapitalist” gelişme gösterir; bütün Avrupa Rusyası’nda, 1.212 işçiye ve 454.000 ruble tutarında bir üretime sahip, toplam 55 fabrika bulunmaktadır (1890
Kılavuz’u). Ama bu rakamlar yalnızca, geniş ölçüde gelişmiş bir kapitalist sanayiin rasgele seçilmiş bir parçasını gösterirler. Nijni-Novgorod eyaleti, keçenin “fabrika” üretiminde birinci yeri işgal eder ve bu eyalette baş sanayi merkezi, Arzamas kenti ve Viyezdnaya Sloboda yörekentidir (burada 278 işçiye ve 120.000 ruble tutarında bir üretime sahip 8 “fabrika” bulunmaktadır; 1897’de burada 3.222 kişi ve, Krasnoye köyünde 2.835 kişi oturuyordu). “Elsanatı” keçe yapımı, bu merkezler çevresinde, 935 işçi çalıştıran 103.847 ruble tutarında bir üretime sahip, 243 kadar kuruluşta gelişti (
Elsanatı Komisyonuna ait İşlemler, V). Bu bölgedeki keçe yapımının iktisadî örgütlenmesini açıkça sergileyebilmek için, grafik yöntemini deneyelim ve bu sanayiin genel yapısı içinde özel yerler işgal eden üreticileri, belirli simgelerle gösterelim.
O halde, açıktır ki, “fabrika” ve “elsanatı” sanayii ayrımı, tamamen yapaydır, karşımızda olan şey, kapitalist manüfaktür kavramına tam uyan, tek ve bütün bir sanayidir.
Teknik yönden bu el üretimidir. İşin örgütlenmesi, işbölümüne dayanan
[sayfa 343] işbirliğidir, işbölümü burada iki biçimde görülür: eşyalara göre (bazı köy
ler düz keçede, başkaları çizmede, şapkada, çorapta vb. uzmanlaşırlar) ve tek tek işlemlere göre (örneğin, bütün Vasilyev Vrag köyü, yarı-mamul maddenin bitirildiği Krasnoye köyü için, şapka ve çorap
hazırlarlar, vb.). Bu kapitalist işbirliğidir, çünkü başında,
[sayfa 344]
büyük manüfaktürevleri yaratmış olan ve bir yığın küçük kuruluşu (karışık bir iktisadî ilişkiler ağıyla) egemenliği altına almış olan büyük sermaye bulunmaktadır. Üreticilerin büyük çoğunluğu,
bir işlem yapan ve son derece sağlığa aykırı koşullar altında giri
şimciler için üretimde bulunan işçiler haline dönüştürülmüşlerdir. Çoktan beri bulunan sanayi ve tam yerleşmiş kapitalist ilişkiler, sanayilerin tarımdan ayrılması sonucunu verir: Krasnoye köyün
de tarım, kesin yıkım içindedir ve burada oturanların yaşamı, tarımsal nüfusunkinden farklıdır.
Bir dizi başka bölgedeki keçe sanayiinin örgütlenmesi de tamamen buna benzemektedir. Aynı eyalete bağlı, Semyonov uyezdindeki 363 köy topluluğunda, 1889’da, sanayi, 4.038 çalışan kişiye sahip 3.180 aile tarafından yürütülüyordu. 3.946 işçiden, yalnızca 752’si pazar için çalışıyordu, 576’sı ücretli işçiydi. 2.618’i, büyük bölümüyle, patronların malzemesini kullanma temeli üzerinde, patron
lar için çalışıyordu; 189 aile, 1.805 aileye iş veriyordu. Büyük mülk, sahipleri 25 ücretli işçiye varan sayıda ücretli işçi çalıştıran atel
yelere sahiptir ve senede 10.000 ruble kadar değerinde yün - satın alırlar.
Büyük mülk sahiplerine
binciler denir; senelik devirleri 5.000 rubleden 100.000 rubleye kadar değişir; kendi yün mağazalarına ve eşyalarını satmak için kendi dükkancıklarına sahiptirler.
Liste, Kazan eyaleti için 122 İşçiye, 48.000 ruble tutarında bir üretime ve, aynı zamanda 60 dışarda, fazladan çalıştırılan işçiye sahip, 5 keçe “fabrikası” veriyor. Açıktır ki bu dışarda çalıştırılan işçiler, ayrıca “elsanatçıları”na da dahil edilmişlerdir, bunlarla ilgili olarak, çoğu kez “alıcılar” için çalıştıklarını ve 60 işçiye sahip kuruluşlar bulunduğunu okuyoruz.
Kostroma eyaletindeki 29 keçe “fabrikasından” 28’i Kineşma uyezdinde toplanmıştır ve
[sayfa 345] kuruluşlarda çalışan 593 işçiye ve dışarda çalışan 458 işçiye sahiptir (
Liste, s. 68-70; işletmelerden ikisi, yalnızca dışarda çalışan işçilere sahiptir. Buharlı motorlar daha şimdiden görülmektedir).
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler’den
(XV), öğrendiğimize göre, bu eyaletteki, toplam 3.908 yün-tarakçısı ve keçe yapımcısından 2.008’i Kineşma uyezdinde toplanmıştır. Kostroma keçe yapımcıları, büyük bölümüyle bağımlıdırlar ya da son derece sağlığa aykırı koşullar altında ücret karşılığı çalışırlar.
Tver eyaletine bağlı Kalyazin uyezdinde, bir yandan “fabrika sahipleri” için ev işi yapıldığını (
Liste, 113), ve öte yandan esas bu uyezdin, “elsanatı” keçe yapımcılarının merkezi olduğunu görürüz; bunların 3.000’e varan bir kısmı, “Zimnyak” denilen (60’larda, burası Alekseyev’in kumaş fabrikasının yeriydi) boş topraklardan geçerek bu uyezde gelir ve “büyük bir yün-tarakçıları ve keçe yapımcıları, emek-pazarı” oluştururlar.
Yaroslavl eyaletinde, “fabrika sahipleri için” dış işler de yapılır (
Liste, 115) ve tüccar mülk sahipleri için, onların yününü vb. kullanarak çalışan “elsanatçıları” vardır.
KEÇE SANAYİİNİN ÖRGÜTLENMESİNİ GÖSTEREN DİYAGRAM
Yünü birinci elden satın alan, tamamen bağımsız mülk sahipleri.
Yünü ikinci elden satın alan bağımsız mülk sahipleri (dalgalı çizgi, kimden aldıklarını gösterir).
Malzemelerini kullandıkları mülk sahipleri için parça başına ücretle çalışan bağımsız olmayan üreticiler (düz çizgi kim için çalıştıklarım gösterir).
Ücretli işçiler (iki düz çizgi, kimin için çalıştıklarım gösterir).
Rakamlar, işçilerin sayısını yaklaşık olarak gösterir.* Noktalı dikdörtgenlerin içindeki veriler, elsanatı sanayii denen şeye, gerisi “fabrika ve atelyeler sanayii denen şeye aittir.
* Kaynaklar metinde gösterilmiştir. Kuruluş sayısı bağımsız işçiler sayısının yarısı kadardır. (Vasilyev Vrag’da 52 kuruluş, Krasnoye köyünde 5+55+110 ve 4 küçük köyde 21 kuruluş). Öte yandan Arzamas kenti ve Viyezdnaya Sobada için 8 rakamı, işçilerin değil, “fabrikalardın sayısını gösterir.
3) Şapka-Kasket ve Kenevir-İp İşleri
Yukarda, Moskova eyaletindeki şapka ve sanayiine ilişkin istatistikler verdik.
Bunlar toplam üretimin ve toplam işçi sayısının üçte-ikisinin, ortalama 15,6 ücretli işçiye sahip 18 kuruluşta toplandığını göstermektedir.
“Elsanatı” şapka yapımcıları, yalnızca şapka yapım işlemlerinin bir kısmını yaparlar: kendi “bitirme kuruluşlarına” sahip, Moskova tüccarlarına satılan
kalıpları yaparlar- öte yandan, “makasçılar” (tüyleri kesen kadınlar), evde, “elsanatı” şapka yapımcıları için çalışırlar. Böylece, her şeyi hesaba katarak işbölümüne dayanan ve bütün bir çeşitli iktisadî bağımlılık biçimleri ağında karmaşık hale gelmiş kapitalist işbirliğini bulmaktayız. Sanayiin merkezinde (Podolsk uyezdi, Klenovo köyü), sanayicilerin (esas olarak ücretli işçiler) tarımdan ayrılması
nüfusun gereksinme düzeyinde bir yükselme ile birlikte, açıkça görülebilir:
[sayfa 346] bunlar “daha nezih” yaşar, pamuklu bez, hatta kumaş giysi giyerler, semaver satın alır, eski gelenekleri bırakırlar, vb., böylelikle de oradaki, eski dönem hayranlarının acı yakınmalarına yol açarlar.
Yeni dönem, göçmen şapka yapımcılarının ortaya çıkmasına bile vesile olur.
Kapitalist manüfaktürün tipik bir örneği de, Kostroma eyaleti, Bui uyezdi, Molvitino köyündeki kasket sanayiidir.
“Molvitino köyü ve ... 36 küçük köydeki baş ... uğraş, şapka sanayiidir.” Tarım terkedilmektedir. 1861’den bu yana, sanayi büyük ölçüde gelişmiş; dikiş makineleri yaygın bir biçimde kullandır hale gelmiştir. Molvitino’da, herbirinde 5-25 erkek ve 1-5 kadın işçi çalışan 10 atelye bütün yıl boyunca işlemektedir. “En iyi atelye ... yılda 100.000 ruble dolayında bir iş hacmine sahiptir”.
İş ayrıca evlere de dağıtılmaktadır (örneğin, taç malzemeleri, evlerinde kadınlar tarafından yapılır). İşbölümü, en sağlığa aykırı koşullar altında çalışan ve genellikle verem olan işçileri, sakat eder. Sanayiin uzun süredir var oluşu, (200 yıldan fazla) çok usta elsanatçıları yaratmıştır; Molvitino sanatçıları, büyük kentlerde ve uzak bölgelerde de tanınmaktadırlar.
Kaluga Eyaleti, Medin uyezdindeki kenevir sanayiinin merkezi. Polotnyani Zavod köyüdür. Bu, topraksız ve çok sınaî (1.000’den fazla “elsanatçısı”) bir nüfusa sahip büyük bir köydür (1897 sayımına göre, 3.685 kişi oturuyordu); burası, Medin uyezdindeki “elsanatı” sanayilerinin merkezidir.
Kenevir sanayii aşağıdaki biçimde örgütlenmiştir: büyük mülk sahiplerinin (bunlardan 3 tane vardır, en büyükleri Yerokhin’dir) ücretli işçi çalıştıran atelyeleri ve hammaddeler satın almak için az çok önemli ölçülere varan döner sermayeleri vardır. Kenevir “fabrika”da taranır, eğiricilerce evlerinde eğirilir ve hem evde, hem fabrikada bükülür. Fabrikada gerilir ve hem fabrikada, hem evde dokunur. 1878’de kenevir sanayiinde, toplam 841 “elsanatçısı” sayılmıştı; Yerokhin hem bir “elsanatçısı” hem de, 1890’da ve 1894-1895’te, 94-64 işçi çalıştıran bir “fabrika sahibi” olarak kabul edilir:
Raporlar ve Soruşturmalar’a göre (c. II, s. 187) “yüzlerce köylü” onun için çalışır.
Nijni-Novgorod eyaletinde, ip sanayii de, tarım dışı sanayi
[sayfa 347] köylerinde Gorbatov uyezdine bağlı Nijni İzbilets ve Verkhni Izbilets’te toplanmıştır.
Bay Karpov’a göre (
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c. VIII), Gorbatov-İzbilets bölgesi, bir büyük ip yapımı alanıdır- Gorbatov kentinde oturanların bir kısmı, sanayi ile de uğraşır ve Verkhni İzbilets ve Nijni İzbilets köyleri, aslında, “hemen hemen Gorbatov kentinin bir parçasıdır”; burada oturanlar, kent halkı gibi yaşar, her gün çay içer, dükkânlardan satın alınan giysiler giyer ve beyaz ekmek yerler. Toplam olarak, 32 köyde oturanların üçte-ikisi gibi büyük bir bölümü, sanayi ile uğraşır, bu 1½ milyon ruble kadar bir üretime sahip toplam (2.096 erkek ve 2.605 kadın) 4.701 çalışan insan demektir. Sanayi 200 seneden ben vardır ve artık zayıflamaktadır. Şöyle örgütlenmiştir: herkes, 29 mülk sahibi için, onların malzemelerini kullanarak çalışır, parça başına para alır “mülk sahiplerine tümüyle bağımlıdır” ve günde 14-15 saat çalışır. Zemstvo istatistiklerine göre (1899) sanayi, 1.699 erkek işçi (
artı çalışma yaşında olmayan 558 kadın ve erkek) çalıştırır. Çalışan 1.648 kişiden yalnızca 197’si satış için çalışır, 1.340’ı mülk sahipleri için çalışır
ve 111’i 58 mülk sahibinin atelyelerinde çalışan ücretli İşçilerdir.
Verilmiş-toprak sahibi, 1.288- aileden, yalnızca 727’si ya da yarıdan biraz fazlası, topraklarının tümünü kendi eker verilmiş-toprak sahibi çalışan kişilerden 306’sı, ya da %19,4’u tarımla hiç uğraşmaz. Bu “mülk sahiplerinin” kimler oldukları sorusuna dönersek, “elsanatı” sanayii alanından “fabrika” sanayii alanına geçmemiz gerekir. 1894-95 Lzste’sine göre, burada binalarda 231 işçi çalıştıran 1.155 işçinin ise dışarda çalıştığı 423.000 ruble tutarında bir üretime sahip iki ip fabrikası bulunuyordu. Bu kuruluşlardan ikisi de motor yerleştirmişlerdi (ne 1879’da ne de 1890’da buna sahip değillerdi), dolayısıyla, biz, burada, açıkça, kapitalist manüfaktürden, kapitalist makineli sanayie geçişi ve “elsaanatı” iş dağıtıcılarının ve alıcıların, gerçek fabrika sahiplen haline dönüşmelerini görmekteyiz.
Perm eyaleti 1894-95 elsanatı sayımı, 343 işçiye (143 u kiralanmıştır) ve 115.000 ruble tutarında bir üretime sahip, 68 köylü ip ve sicim işyeri kaydetmişti.
Bu kuruluşların başında ise büyük
[sayfa 348] kuruluşlar, yani, hep birlikte ele alındığında 101 işçi çalıştıran (91’i kiralanmış) ve 81.000 ruble tutarında bir üretime sahip, 6 mülk sahibi bulunuyordu.
Bu büyük kuruluşlardaki üretim sistemi “seri manüfaktür”ün (Marx’ın deyimiyle
[135]), yani, farklı işçilerin, hammaddeyi işlerken
ardarda şu farklı işlemleri uyguladıkları manüfaktür tipinin en çarpıcı örneği olabilir: (1) kenevir ditme; (2) tarama; (3) eğirme; (4) kangal yapma; (5) katranlama; (6) silindire sarma; (7) delikli tahtadan iplik geçirme; (8) demir buştan iplik geçirme; (9) örgülerin birleştirilmesi, iplerin bükülmesi ve toplanması.
Orel eyaletindeki kenevir sanayii örgütlenmesinin de buna benzediği ortadadır; önemli sayıdaki küçük köylü kuruluşları arasından esas olarak kentlerde büyük manüfaktürevleri doğar, ve bunlar “fabrika ve atelyeler”e dahil edilirler (1890
Kılavuz’una göre, Orel eyaletinde, 1.671 işçiye ve 795.000 ruble tutarında bir üretime sahip 100 kenevir ditme fabrikası bulunmaktaydı). Köylüler, kenevir sanayiinde, “tüccarlar için” (muhtemelen aynı manüfaktürcüler için), onların malzemelerini kullanarak, parça başına ücretle çalışırlar, iş özel işlemlere ayrılmıştır: “ditmeciler” keneviri dider; “eğiriciler” eğirir; “kırpıcılar” düzeltir, “çarkçılar” çarkı döndürürler. İş çok zordur; çoğu verem ve “fıtık” olur. Toz öylesine kaimdir ki, “eğer alışkın değilseniz, orada bir çeyrek saatten fazla kalamazsınız.” İş, sıradan sundurmalarda şafak sökerken başlayıp, hava kararıncaya dek, mayıstan eylüle kadar sürer.
4) Tahta İşleme İşleri
Bu alandaki en tipik kapitalist manüfaktür örneği, sandık yapım sanayiidir. Örneğin Perm araştırmacılarının verilerine göre, “bu sanayi şöyle örgütlenmiştir: ücretli işçi çalıştıran atelyelere sahip birkaç büyük mülk sahibi, malzemeleri satın alır, eşyaları
[sayfa 349] kısmen kendi binalarında yapar, ama esas olarak, parçaları yapan küçük atelyelere malzeme verir ve kendi dükkânlarında onları biraraya getirir, bitirdikten sonra da hazır eşyayı pazara sürer. İşbölümünden ... geniş ölçüde yararlanılır; bütün sandığın yapımı, her-biri, ayrı elsanatçısı tarafından yapılan on ya da oniki işleme ayrılmıştır. Sanayideki örgütlenme, bir işlemi yapan işçilerin (
Das Kapital’deki deyimle,
Teilarbeiter )
sermayenin emri altında birleşmesinden ibarettir.
Bu, farklı işçilerin hammaddeyi ürüne dönüştürürken, ardarda işlemler yapmayıp sonradan birleştirilmek üzere ürünün çeşitli parçalarını yaptıkları, türdeş olmayan manüfaktürdür (Marx’ın deyimiyle,
heterogene Manufaktur[136]). Kapitalistlerin, “elsanatçıları”nın evde yaptığı işi yeğlemeleri, kısmen, manüfaktürün yukarda değinilen niteliğiyle, ve kısmen (ve esas olarak) da, ev işçilerinin daha ucuz olan emeği ile açıklanır.
Bu sanayideki nispeten büyük atelyelerin de, bazan, “fabrikalar ve atelyeler” arasına dahil edildiğini kaydedelim.
Çok olasıdır ki, sandık yapım sanayii Vladimir eyaletine bağlı Murom uyezdinde de buna benzer biçimde örgütlenmiştir.
Liste’ye göre, burada, binalarda 89 ve
dışarda 114 işçi çalıştıran, 69.810 ruble tutarında bir üretime sahip, (hepsi elle işleyen) 9 “fabrika” bulunmaktadır.
Örneğin Perm eyaletindeki araba sanayii de benzer biçimde örgütlenmiştir: küçük kuruluşlar arasından, ücretli işçi çalıştıran birleştirme atelyeleri çıkar; küçük elsanatçıları, gerek kendi malzemeleriyle, gerekse de “alıcıların” (yani birleştirme atelyeleri sahiplerinin) sağladığı malzemelerle arabaların parçalarım yapan işçilerdir.
Poltava “elsanatı” araba yapımcıları hakkında, Ardon yörekentinde, ücretli işçi çalıştıran ve ayrıca evlere iş de veren (büyük patronlar, 20 gibi yüksek bir sayıda dışarı işçisine sahiptir) atelyelerin bulunduğunu okuyoruz.
Kazan eyaletinde, eşyalara göre işbölümü, kent arabalarının yapımında görülür: bazı köyler, kızakta, başkaları tekerlekli arabalarda vb. uzmanlaşır. [
sayfa 350] “Bütünüyle köylerde bir araya getirilen (ama madenî iş, tekerlek ya da araba kolu olmaksızın) kent arabaları Kazanlı tüccar alıcıya yollanır, o da, onları, madenî işleri için demircilere geri yollar. Ondan sonra arabalar tekrar kentteki dükkân ve atelyelere gönderilir, orada işleri tamamlanır, yani döşeme ve boyaması yapılır. ... Eskiden kent arabaları Kazan’da demirlenirdi, sonradan bu iş yavaş yavaş, kent sanatçılarından daha az bir ödeme karşılığında evde çalışan elsanatçılarına geçmiştir. ...”
Demek ki, sermaye, ev işçilerine iş dağıtmayı yeğler, çünkü bu, işgücünün maliyetini azaltır. Araba sanayiinin örgütlenmesi, aktarılan verilerden de anlaşılacağı gibi, çoğu durumda, sermayenin egemenliği altında olan elsanatçılarının parçaları yaptığı bir sistem oluşturur.
Voronej eyaleti Pavlovsk uyezdine bağlı büyük Vo-rontsovka sanayi köyü (1897’de, burada 9.541 kişi oturuyordu), adeta, tek bir tahta eşyalar manüfaktürevi teşkil eder. (
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, vb., c. IX, Rahip M. Popov’un makalesi.) 800 evden fazlası sanayi ile uğraşır (ayrıca 5.000’den fazla kişinin oturduğu Aleksandrovka yörekentindeki bazı aileler de vardır). Bunlar. 267.000 ruble civarında bir değere ulaşan iki tekerlekli arabalar, dört tekerlekli yaysız arabalar, tekerlekler, sandıklar vb. yapar! Üçte-birinden azı bağımsız ustalardır; ustaların atelyelerinde ücretli işçilere az raslanır.
Çoğunluk, parça başına ücretle, sipariş üzerine köylü tüccar için çalışır. İşçiler mülk sahiplerine borçludur ve ağır çalışma ile yıpranmaktadırlar: halk, gitgide takatsiz kalmaktadır. Yörekentin sakinleri kırsal tipte değil, sınaî tiptedirler ve (sebze ekili küçük toprak parçaları dışında) tarımla hemen hiç uğraşmazlar, çünkü verilmiş-toprakları acınacak ölçüde küçüktür. Sanayi çoktan beri vardır ve nüfusu tarımdan ayırmakta, zengin ile yoksul arasındaki çatlağı gitgide daha çok genişletmektedir. Halk gıdasız, yavan yiyeceklerle yaşar; “eskisine göre daha şık”, “ama gücünün ötesinde olan”, hepsi de satın alınmış giysiler giyer. “Nüfus, sanayi ve ticaret ruhuna yenilmiştir.” “Hiç bir sanatı olmayanların hemen hemen tümü, bir ticaret yapar. ... Sanayi ve ticaretin etkisiyle, köylü, genellikle, daha girişken olmuştur, bu da onu daha gelişmiş ve daha verimli yapmıştır.”
[sayfa 351]
Nijni-Novgorod eyaletine bağlı, Semyonov uyezdinin, ünlü tahta-kaşık sanayii, örgütlenmesi bakımından kapitalist manüfaktüre yakındır. Küçük atelyeler yığını arasından öne çıkan ve onlara egemen olan büyük atelyelerin bulunmadığı doğrudur, ama burada, iyice kök salmış bir işbölümünü ve parça-iş yapan işçilerin, sermayeye bütünüyle bağlılığını görmekteyiz. Hazır olmazdan önce, kaşık en az 10 elden geçer, alıcılar işlemlerin bazılarını özel olarak kiralanmış işçilere yaptırır ya da uzman işçilere verir (örneğin vernikleme için); bazı köyler, özel işlemlerde uzmanlaşır (örneğin Diyakovo köyü, parça başına ücretle, alıcının siparişi üzerine, kaşığın son işlerinin tamamlanmasında uzmanlaşmıştır; Kvostikovo Diyanovo ve Jujelka köyleri verniklemede uzmanlaşmıştır vb.). Alıcılar, keresteyi, toptan olarak, Şamara ve öteki eyaletlerden satın alır, tuttukları işçileri buralara gruplar halinde yollarlar; hammaddeler ve mamul mallar için, mağazaları vardır, elsanatçılarına, işlenmek üzere, en değerli malzemeleri sağlarlar, vb.. Parça-iş yapan işçiler yığını, bütünüyle sermayenin egemenliğinde olan bir tek karmaşık üretim mekanizması içinde birleşmiştir. "Kaşık yapımcıları için, ister patronun hesabına ve onun binalarında ücretle çalışsınlar, isterse kendi kulübelerinde iş yapsınlar, hiç farketmez, çünkü, ötekilerde olduğu gibi, bu sanayilerde de, her şey tartılır, ölçülür ve sayılır. Kaşık yapımcısı hiç bir zaman sağ kalmasına yetecek kadardan fazlasını kazanmaz.”
Bu koşullar altında, bütün işe hâkim olan kapitalistlerin, kendi atelyelerini açmakta hiç acele etmemeleri çok doğaldır ve el ustalığına ve geleneksel işbölümüne dayanan sanayi, kapalılığı ve hareketsizliği içinde durgun kalır. Toprağa bağlı olan “elsanatçıları”, alışkanlıkları içinde taşlaşmış görünür: 1879’da olduğu gibi, 1889’da da, parayı, hâlâ, eski biçimde, gümüşle değil de, banknot olarak sayarlar.
Moskova eyaletindeki oyuncak sanayiinin başında da, aynı biçimde, kapitalist manüfaktürevi tipindeki kuruluşlar bulunur.
481 atelyeden, 20’si, 10 işçinin üstünde işçiye sahiptir. Gerek eşyalara gerekse tek tek işlemlere göre işbölümü, çok geniş çapta
[sayfa 352] uygulanır, emeğin üretkenliğini (işçiyi sakat etme pahasına) büyük ölçüde artırır. Örneğin, küçük bir atelyenin, satış fiyatının %26’sı oranında, büyük bir atelyenin ise %58’i oranında bir kazanç getirdiği hesaplanmıştır.
Kuşkusuz, büyük mülk sahiplerinin, değişmeyen sermayesi de, çok daha büyüktür: teknik usullere raslanır (örneğin, kurutma sundurmaları). Sanayiin merkezi, tarım-dışı bir kasaba olan Sergiyevski yörekentidir (burası toplam 1.398 işçinin 1.055’ine, 405.000 rublelik toplam üretimin 311.000 rublelik miktarına sahiptir; nüfusu 1897 sayımına göre 15.155’tir). Bu sanayi üzerine makalenin yazarı, küçük atelyelerin hüküm sürmesine vb. değinerek, bu sanayiin, fabrika sanayimden çok, manüfaktür halinde gelişeceğini, çok kuvvetli olmasa da, daha olası görmektedir. Şöyle diyor: “Gelecekte, küçük üreticiler, her zaman, az ya da çok bir başarıyla, geniş-çaplı üretimle rekabet edebileceklerdir.” (
loc. cit., 93.) Yazar unutuyor ki, manüfaktürde teknik temel, daima, küçük sanayilerde kullanılan aynı el üretimidir; işbölümü, hiç bir zaman küçük üreticileri bütünüyle safdışı edecek ölçüde, belirleyici bir avantaj olamaz, özellikle bu sonuncular, işgününü uzatma vb. gibi yollara başvururlarsa; manüfaktür, hiç bir zaman üretimin tümünü kapsayacak bir duruma gelemez, yalnızca, küçük kuruluşlar yığını üstünde, bir üstyapı olarak kalır.
5) Çiftlik Hayvanları Ürünlerinin
İşlenmesi. Deri ve Kürk İşleri
En geniş deri sanayii alanları, “elsanatı” ve fabrika sanayiinin tam kaynaşmasının özellikle çarpıcı örneklerini, çok gelişmiş (derinliğine ve genişliğine) kapitalist manüfaktürün örneklerini verirler.
İşin tipik yanı şudur ki, “fabrika” deri sanayilerinin büyüklüğü ile dikkati çeken eyaletler (Vyatka, Nijni-Novgorod, Perm ve Tver). bu alanda “elsanatı” sanayilerinin özel bir gelişimi ile göze çarparlar.
Nijni-Novgorod eyaleti, Gorbatov uyezdine bağlı Bogorodskoye köyünde, 1890
Kılavuz ’una göre, 392 işçiye ve 547.000 ruble tutarında bir üretime sahip 58 “fabrika” bulunuyordu; 1894-95 Liste’sine göre, binalarda çalışan 1.499, dışarda çalışan 205 işçiye ve 934.000 ruble tutarında bir üretime (son rakamlar yalnızca
1 başlıca yerel sanayi olan çiftlik hayvanı ürünlerinin işlenmesini kapsamaktadır) sahip 119 “atelye” bulunuyordu. Ama bu veriler, yalnızca, kapitalist
[sayfa 353] manüfaktürün üst düzeyleri ile ilgilidir. Bay Karpov, 1879 da, bu köyde ve çevresinde, aşağıdaki sanayilerde, 5.669 işçiye (bunların büyük bir kısmı evde kapitalistler için çalışıyordu) ve 1.490.000 ruble tutarında bir üretime sahip
296 kuruluşun bulunduğunu hesaplamıştı: tabaklama, yapıştırma, (eşyaları taşımak için) sepet örme, koşum takımı yapımı, at tasması yapımı, eldiven yapımı, ve kendi başına, çömlekçilik. 1889 Zemstvo sayımına göre bölgede 4.401 sanayici ve haklarında ayrıntılı bilgi verilen 1.842 işçi bulunmaktadır; bunların 1.119’u başkalarının atelyelerinde ücret karşılığı çalışır, 405’i ise evde patronlar için çalışır.
“8.000 kişilik bir nüfusa sahip olan Bogorodskoye, sürekli işleyen, dev bir tabakhanedir. “
Daha açık söylersek, burası hammaddeleri satın alan, derileri tabaklayan ve tümüyle mülksüz birkaç bin işçiyi, iş için kiralayarak ve küçük kuruluşlara hâkim olarak, onları çeşitli eşyalar haline sokan birkaç büyük kapitalist tarafından denetim altında tutulan bir “seri” manüfaktürevidir.
Bu sanayi, çok uzun süredir, 17. yüzyıldan beri vardır; sanayiin tarihinde özellikle anılmaya değer olanlar, Şeremetevler (19. yüzyılın başlangıcında), sanayiin gelişmesine büyük ölçüde yardım eden ve bu arada, burada çok önceden ortaya çıkan proletaryayı yerel zenginlerden koruyan toprak beyleridir. 1861’den sonra sanayi büyük ölçüde gelişmiş ve özellikle büyük kuruluşlar, küçük kuruluşlar aleyhine büyümüşlerdir; yüzyılların sınaî faaliyeti, nüfusun arasından, işi bütün Rusya’ya yayan, şaşılacak ölçüde hünerli elsanatçıları yaratmıştır. Sıkıca kök salmış olan kapitalist ilişkiler, sanayiin tarımdan ayrılmasına yol açmıştır: Bogorodskoye köyünün kendisinde, hemen hemen hiç çiftçilik yapılmamaktadır; burası, tam tersine, bu “kente” göç eden komşu köyleri topraktan ayırmaktadır.
Bay Karpov, bu köyde, “köy sakinleri arasında köylü özelliklerinin hiç bulunmadığını” kaydediyor, öyle ki “bir kentte değil de, bir köyde [
sayfa 354] olduğunuz asla aklımıza gelmeyecektir”. Bu köy, Gorbatov’u ve belki Arzamas hariç, Nijni-Novgorod eyaletinin bütün öteki uyezd kentlerini çok geride bırakmıştır. “Eyaletteki önemli ticarî ve sınaî merkezlerden biridir ve sanayii ve ticareti milyonları bulur.” “Bogorodskoye’nin sınaî ve ticarî etkisi altındaki dairenin yarıçapı çok geniştir; ama Bogorodskoye ile en yakından bağıntılı olan yerler, onun 10-12 verstlik bir yarıçap içindeki çevresidir. Bu sınaî çevre, adeta, bizzat Bogorodskoye’nin bir devamıdır.” “Bogorodskoye sakinleri, sıradan kaba mujiklere hiç benzemezler: kasabalı tipte zanaatçılar, köylüleri küçük gören açıkgöz, deney sahibi insanlardır. Bogorodskoye sakinlerinin yaşam biçimi ve ahlâk ölçüleri tamamen kentlidir.” Buna, Gorbatov uyezdine bağlı sınaî köylerin nüfusun nispeten yüksek bir okuryazarlık düzeyi ile göze çarptığım da eklemeliyiz. Böylece, Pavlovo, Bogorodskoye ve Vorsma köylerindeki okuryazar ve öğrenci, kadın-erkek oram, sırasıyla %37,8 ve %20’dir. Uyezdin geri kalan bölümünde ise bu oranlar, %21,5 ve %4,4’tür. (Zemstvo İstatistik
Malzeme’si.)
Katunki ve Gorodets (Balakna uyezdi), Bolşoye Mu-raşkino (Knyajinin uyezdi), Yurino (Vasil uyezdi) ve aynı uyezddeki Tubanayevka, Spasskoye, Vatras ve Latişika köylerindeki deri işleme sanayilerindeki ilişkiler de (yalnızca daha küçük çapta olarak), tamamen buna benzerdir. Bunlar, çevrelerinde tarımsal köylerden oluşan bir “halka” bulunan çeşitli benzer sanayilere ve zaman zaman kapitalist atelyeleri “fabrika ve atelyeler arasına dahil edilen büyük girişimcilerin egemenliğinde sayısız küçük kuruluşa (ve ayrıca evde çalışan işçilere) sahip, benzer tarım-dışı merkezlerdir.
Önceden söylenmiş olanlarla karşılaştırıldığında hiç bir yeni şey getirmeyecek olan istatistik! ayrıntılara girmeksizin, yalnızca Katunki köyüne ilişkin, aşağıdaki şu son derece ilginç tanımı aktaralım:
“Ustalar ve işçiler arasındaki ilişkilerde, ilk bakışta pek fark-edilmeyen ve ne yazık ki [?] her yıl gitgide yokolmakta olan belli
[sayfa 355] bir ataerkil basitlik. ... Sanayilerin elsanatı niteliğini tanıtlar [?].
Ancak son zamanlardadır ki, gerek sanayilerde, gerekse nüfusta fabrika niteliği görülmeye başlanmıştır; bu da, özellikle, buharlı gemilerin hizmete girmesiyle ilişkinin kolaylaştığı kentlerin etkisiyledir. Bugün köy, alışılmış bir sınaî kasabaya benzemektedir: tarımın hiç bir izi yoktur; evler kasabalardaki gibi yanyana yapılmıştır; zenginlerin güzel, tuğladan evleri, onların yanısıra fakirlerin berbat kulübeleri; köyün ortasında toplanan fabrikaların uzun tahta ve tuğladan yapıları – bütün bunlar Katunki’yi komşu köylerden kesin çizgilerle ayırır ve yerel nüfusun sınaî niteliğini açıkça gösterir. Köy sakinlerinin kendileri de, şimdiden Rusya’da biçimlenmiş olan “fabrika işçisi” tipini akla getiren, ayırıcı özelliklere sahiptirler; ev eşyasında, giysi ve davranışlarda, belli bir gösterişçi
lik, çoğu durumda müsrifçe yaşam alışkanlıkları, geleceğe aldırış etmeme, konuşmada bir ilerleme ve çoğu kez yapmacıklı tavır, kır köylülerine karşı belli bir küçümseyiş – Rusya’daki her fabrika insanı gibi, onlar da bütün bu özelliklere sahiptirler.
Nijni-Novgorod eyaletine bağlı Arzamas kentinde, 1890’da istatistiklere göre, 64 işçi çalıştıran toplam 6 tabakhane vardı (
Kılavuz); bu, kürk, kundura yapımı ve öteki sanayileri kucaklayan kapitalist manüfaktürün yalnızca küçük bir bölümüdür. Aynı fabrikalar evde de işçi çalıştırırlar. Gerek Arzamas kentinde (1878’de,
400 olarak hesaplanmıştır); gerekse 360 kürkçü aileden 330’unun Arzamas tüccarları için, onların malzemelerini kullanarak ve ayda 6-9 ruble karşılığında günde 14 saat çalıştıkları 5 yörekent köyünde durum böyledir,
işte bunun içindir ki kürkçüler, solgun, zayıf
ve düşkün insanlardır. Viyezdnaya Sloboda yörekentinde, 600 kundura yapımcısı aileden 500’ü, kesilmiş deriyi aldıkları patronları için çalışırlar. Sanayi çoktan beri vardır, hemen hemen 200 yaşındadır, ve hâlâ da büyümekte ve gelişmektedir. Buranın sakinleri
tarımla hemen hiç uğraşmazlar; bütün yaşam biçimleri, tamamen kentlidir ve “son modaya göre” yaşarlar. Aynı şey, yukarda değinilen kürkçü köyler için de geçerlidir, buraların sakinleri de “köylüyü horgörür ve ‘kır budalası’ derler”.
[sayfa 356]
Vyatka eyaletinde de tamamen aynı şeyi görüyoruz. Vyatka ve Slobodskoyi uyezdleri, gerek “fabrika”, gerekse “elsanatı” deri ve kürk işlerinin merkezidir. Vyatka uyezdinde elsanatı tabakha
neleri, kentin dış mahallelerinde toplanmıştır ve bunların örneğin büyük mülk sahipleri için çalışmakla, büyük atelyelerin sınaî faaliyetlerini “tamamlarlar”, çoğu durumda, elsanatı koşum takımı yapımcıları ve tutkal yapımcıları da, büyük mülk sahipleri için çalışır. Kürk fabrikası sahipleri, onlar için evde çalışan, pösteki diken vb. yüzlerce kişi çalıştırır. Bu, kolları olan tek bir manüfaktürevidır: koyun postu hazırlama ve koyun postundan palto yapımı, deri ve koşum takımı vb.. Daha da çarpıcı olan Slobodskoyi uyezdinde
var olan ilişkilerdir (sanayilerin merkezi, Demyanka yörekentidır); burada, elsanatı tabakçılarının (870 kişi), kundura ve eldiven yapımcılarının (855), koyun postu hazırlayıcılarının (940), ve terzilerin (kapitalistlerin siparişi üzerine koyun postundan kısa ceketler ya
pan 309 kişi) başında, az sayıda büyük fabrika sahiplerini görürüz. Genel olarak söylersek, deri eşyalarının bu tip örgütlenmesinin çok yaygın olduğu ortadadır: bunun için,
Liste, Vyatka eyaletine bağlı Sarapul kentinde, aynı zamanda ayakkabı da yapan, binalar
daki 214 işçiye ek olarak, 1.080 dışarı işçisi çalıştıran 6 tabakhanenin bulunduğunu söylüyor (s. 495). Eğer bütün Rus tüccarları ve fabrika sahipleri, çalıştırdıkları dışarı işçilerini aynı ayrıntılı ve kesinlikle tanımlasalardı, “elsanatçıları”mız, her tür Maniovlarca öylesine parlak sözlerle tanımlanan o “halk” sanayii temsilcileri ne duruma gelirlerdi?
Burada gerek “fabrika” sanayiinin (kumaş fabrikaları, sabun atelyeleri, tabakhaneler ve damıtmaevleri), gerekse elsanatı sanayiinin, ki bu sonuncusu ilkiyle sıkı bağıntı içindedir, merkezî olan
[sayfa 357] Tambov eyaleti, Tamboy uzeydine bağlı Raskazovo sanayi köyüne (1897’de nüfusu 8.284’tü), ve şu aşağıdaki sanayilere de değinmek gerekir: tabaklama, keçe yapımı (70 patron; 20-30 işçi çalıştıran kuruluşlar), tutkal yapımı, kundura yapımı, çorap örgüsü (alıcıların tartıyla verdiği yünden çorabın örülmediği bir tek ev bile yoktur) vb.. Bu köyün yanında, aynı tür sanayileriyle tanınan Belaya Polyana yörekenti (300 aile) vardır. Morşansk uyezdinde, elsanatı sanayilerinin merkezi, Pokrovskoye-Vasilyevskoye köyüdür; burası aynı zamanda fabrika sanayiinin de merkezidir (bkz:
Kılavuz ve
Raporlar ve Soruşturmalar, c. III). Kursk eyaletinde, sınaî köy ve “elsanatı” sanayilerinin merkezi olarak şu yörekentler göze çarpar: Veliko-Mihayilovka (Novi Oskol uyezdi; 1897’de nüfusu 11.853 idi), Borisovka (Grayivoron uyezdi, 18.071 kişi), Tomarovka (Belgorod uyezdi, 8.176 kişi), Miropolye (Sudja uyezdi, 10.000’den fazla nüfus, bkz:
Raporlar ve Soruşturmalar, c. I, 1888-1889’a ait bilgi). Aynı köylerde, “deri atelyeleri” de görülecektir (bkz: 1890
Kılavuz’u). Başlıca “elsanatı” sanayii, deri ve kundura yapımıdır. Ta 18. yüzyılın ilk yarısında doğmuş ve 19. yüzyılın 60’larında en yüksek gelişme noktasına ulaşarak, “salt ticarî nitelikte, istikrarlı bir örgütlenme” haline gelmiştir. Bütün iş, deriyi satın alan ve işlemek üzere elsanatçılarına veren üstencilerin tekelindeydi. Demiryolları, sermayenin bu tekel niteliğini yoketti ve kapitalist üstenciler, sermayelerini daha kârlı girişimlere aktardılar. Bugün aşağıdaki biçimde örgütlenmiştir: 120 kadar büyük girişimci vardır; bunlar ücretli işçilerin çalıştığı atelyelere sahiptirler ve ayrıca da evlere iş dağıtırlar; 3.000 gibi yüksek bir sayıda küçük bağımsız patronlar vardır (ama bunlar, derilerini büyüklerden alırlar); evde çalışan 400 kişi (büyük patronlar için çalışırlar) ve bir o kadar da ücretli işçi bulunmaktadır; sonra bir de çıraklar vardır. Toplam kundura yapımcılarının sayısı 4.000’nin üstündedir. Ek olarak, el-sanatı çömlekçileri, ikon kılıfı yapımcıları, ikon boyacıları, masa örtüsü dokuyucuları vb. bulunur.
Kapitalist manüfaktürün çok kendine özgü ve tipik bir örneği de, Olonets eyaletine bağlı Kargopol uyezdindeki sincap kürkü sanayiidir.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemlerde (c. IV) bir sanatçı ve öğretmen, bu sanayii, gerçeklere dayanan derin bir bilgi ve sınaî nüfusun tüm yaşamının gerçekçi ve katışıksız bir sunumu ile tanımlamaktadır. Onun anlatımına göre (1878’de) sanayi, 19. yüzyılın başından beri mevcuttu: 8 patron, 175 işçi çalıştırıyor, buna ek olarak da 1.000 gibi yüksek bir sayıda terzi kadına ve evde patronlar için çalışan 35 kürkçü aileye (farklı köylerde), 336.000 ruble
[sayfa 358] tutarında bir üretim yapan toplam 1.300-1.500 kişiye sahip bulunuyorlardı. İlginç bir nokta olarak belirtmek gerekir ki, bu gelişen bir sanayi iken, fabrika istatistiklerine dahil edilmemiştir. 1879
Kılavuz’u, buna hiç değinmemektedir. Ama zayıflamaya başladığı zaman, istatistikler, bunu da dahil etmişlerdir. 1890
Kılavuz’u Kargopol uyezdi ve kenti için, 121 işçiye ve 50.000 ruble tutarında bir üretime sahip 7 atelye verirken,
Liste, 79 işçiye (artı 57 dışarı işçisi) ve 49.000 ruble tutarında bir üretime sahip 5 atelye vermektedir.
Kapitalist manüfaktürün bu dalında hüküm süren durum, Rusya’nın sayısız ıssız kırsal alanlarında, kendi başına bırakılmış, eski, tümüyle yerli “elsanatı sanayileri”nde neler olup bittiğinin bir örneği olarak çok öğreticidir. Sanatçılar, çok sağlıksız bir ortamda, günde 15 saat çalışır ve ayda 8 ruble, yılda 60 ya da 70 rubleden az kazanırlar. Patronların gelirleri, yılda 5.000 rubleyi bulur. Patronlarla işçiler arasındaki ilişkiler “ataerkil”dir: eski geleneğe göre, patron, işçiye, bedavadan kvas ve tuz verir, bunu da patronun aşçısından yalvararak alırlar. Patrona karşı bir minnet ifadesi olarak (onlara iş verdiği için), işçiler, para almadan sincap kuyruğu çekmeye gelir ve ayrıca işten sonra kürkleri temizlerler. İşçiler bütün hafta atelyede yaşarlar ve patronlar, görünüşte bir şaka olarak, onları tartaklayıp dururlar (s. 218,
loc. cit.), onlara her tür işi yaptırırlar, saman toplamak, kar küremek, su getirmek, elbise yıkamak gibi. Bizzat Kargopol’un içinde, emek, şaşılacak ölçüde ucuzdur, ve çevredeki köylüler “hemen hemen hiçe yakın bir şey karşılığında çalışmaya hazırdırlar”. İş elle yapılır, sistemli bir işbölümü ve uzun bir çıraklık vardır (8-12 yıl); çırakların çokluğu kolayca tasavvur edilebilir.
6) Geri Kalan Çiftlik Hayvanı
Ürünlerini İşleme İşleri
Kapitalist manüfaktürün özellikle dikkate değer bir örneği de, Tver eyaleti, Korçeva uyezdine bağlı, Kimri köyünde ve
[sayfa 359] çevrelerindeki ünlü kundura sanayiidir.
Sanayi çok eskidir. 16. yüzyıldan beri mevcuttur. Reformdan bu yana, büyümeye ve gelişmeye devam etmiştir. 70’lerin başında, Pletnev, bu sanayiin kapsadığı alanda 4 volost saymıştı, ama 1888’de alan 9 volostu kapsıyordu. Sanayiin örgütlenmesi temel olarak şöyledir: sanayiin başında, ücretli işçi çalıştıran büyük atelye sahipleri bulunur; dışarı işçilerince yapılmak üzere kesilmiş deri dağıtırlar. Bay Pletnev 124 yetişkin, 60 çocuk çalıştıran, 818.000 ruble tutarında bir üretime sahip bu tipte 20 patron saymıştır; bu kapitalistler için evde çalışan işçilerin sayısı ise, yazara göre, yaklaşık olarak 1.769 yetişkin ve 1.833 çocuktur. Sonra küçük patronlar vardır, her biri 1-5 ücretli işçiye ve 1-3 çocuğa sahiptir. Bu patronlar, mallarım esas olarak Kimri’deki köy pazarında elden çıkarırlar; sayıları 224’tür ve 460 yetişkin ve 301 çocuk, onlar için çalışır; üretim 187.000 ruble tutarındadır. O halde hepsi, 2.353 yetişkin (bunların 1.769’u evde çalışır) ve 2.194 çocuk (1.833’ü evde çalışır) çalıştıran, 1.005.000 ruble tutarında bir üretime sahip 244 patron vardır. Ayrıca, çeşitli tek tek işlemler yapan atelyeler de bulunur; sepilemek (kazıma aleti ile deri temizlemek) ; parçalarla uğraşma (sepilemeden kalan ufak parçaları tutkallama); özel arabacılık (4 patron, 16 işçi ve en çok 50 at); özel marangozluk (kutu yapımı) vb..
Pletnev, bütün bölge için toplam üretimi 4,7 milyon ruble olarak hesaplamıştır. 1881’de elsanatçısı sayısı 10.638, göçmenlerle birlikte 26.000, üretim 3,7 milyon ruble olarak hesaplanmıştı. Emek koşullarına gelince, aşırı ölçüde uzun iş-gününe (14-15 saat) ve son derece sağlığa aykırı çalışma koşullarına, aynî ödemeye vb. değinmek önemlidir. Sanayiin merkezi olan Kimri köyü, “daha çok küçük bir kent gibidir” (
Raporlar ve [sayfa 360] Soruşturmalar, I, 224); buranın sakinleri yoksul tarımcılardır ve bütün yıl boyunca sanayi ile uğraşırlar, yalnızca kır elsanatçıları, tırpan mevsiminde sanayii bırakırlar. Kimri köyündeki evler, kent tipindedir ve sakinleri kentli yaşam alışkanlıkları ile (“gösterişçilik” gibi) ayırdedilirler. Son zamanlara kadar, bu sanayi, belki de, patronlar, kendilerini “isteyerek elsanatçısı diye nitelediklerinden” (
ibid., 228), “fabrika” istatistiklerine dahil edilmemiştir.
Liste, ilk olarak, Kimri bölgesinde herbiri 15-40 işçi çalıştıran ve dışarı işçisine sahip olmayan 6 kundura atelyesini kapsamına almıştır. Kuşkusuz, sayısız eksikler de içermektedir.
Manüfaktür, Moskova eyaleti, Bronnitsi ve Bogorods-koye uyezdlerindeki düğme sanayiini – toynak ve koçboynuzlarından düğme yapımını da kapsar, 52 kuruluşta çalışan 487 işçi bu sanayi ile uğraşmaktadır; toplam üretim 264.000 rubledir. 5’ten az kişi çalıştıran kuruluşların sayısı 16; 5-10 kişi çalıştıranların 26; 10 ve daha fazla çalıştıranların sayısı 10’dur. Ücretli işçi çalıştırmayan usta-patronların sayısı yalnızca 10’dur; bunlar büyük patronlar için, onların malzemelerini kullanarak çalışırlar. Yalnızca büyük sanayiciler (verilen rakamlardan anlaşıldığına göre, kuruluş başına 17-21 işçi çalıştırırlar) tamamen bağımsızdırlar.
Kılavuz ’da “fabrika sahipleri” olarak geçenlerin bunlar olduğu ortadadır (bkz: s. 291: 4.000 ruble tutarında bir üretime ve 73 işçiye sahip 2 kuruluş). Bu, “seri manüfaktür “dür; boynuzlar önce “demirci dükkânı” denen yerde (ocağı olan bir tahta kulübe) buharda pişirilir; sonra kesildikleri atelyeye gönderilir, bundan sonra örneğin basıldığı baskı makinesine giderler ve son olarak da torna tezgâhında tamamlanır ve parlatılırlar. Sanayi, çıraklara sahiptir. İşgünü 14 saattir, aynî ödeme olağan bir şeydir. Patronlarla adamları arasındaki ilişkiler, aşağıdaki durumdan da görüleceği gibi ataerkildir: patron, işçi “çocukları” çağırır ve, ücret defterine de “çocukların defteri” denir; patron, işçilere ödeme yaparken onlara bir konferans çeker ve ücret konusundaki “isteklerini” hiç bir zaman bütünüyle kabul etmez.
Küçük sanayiler tablomuza dahil edilmiş olan (Be-şinci Bölüm, Ek I, sanayi n° 31 ve 33), boynuz sanayii de aynı tiptedir. Düzinelerce ücretli işçi çalıştıran “elsanatçıları” da
Kılavuz’da “fabrika sahipleri” olarak geçerler (s. 291). İşbölümü uygulanmaktadır; ayrıca ev işçilerine de (boynuz yontucular) iş verilmektedir. Bogorodsk uyezdindeki sanayi merkezi, tarımın arka plana geçmekte olduğu büyük Koteiçi köyüdür (1897’de nüfusu 2.494 idi). Moskova Zemstvo yayını,
Moskova Eyaletine Bağlı Bogordsk Uyezdinde. [sayfa 361] 1890’da Elsanatı Sanayileri, çok haklı olarak belirtmektedir ki, bu köy, “
büyük bir tarak manüfaktürevinden başka bir şey değildir ”
(s. 24, italikler bize aittir). 1890’da, bu köyde 3,5-5,5 milyon tarak üreten 100’den fazla sanayici sayılmıştı. “Çoğu kez, boynuz taciri, aynı zamanda, mamul malların da alıcısı ve çoğu durumda kendisi de büyük bir tarak yapımcısıdır.” Boynuzları “parça-başına fiyatla” almak zorunda bırakılan yapımcıların durumu özellikle kötüdür: “bunların durumu, gerçekte, büyük kuruluşlardaki ücretli işçilerin durumundan da kötüdür”. Yoksulluk, onları, bütün ailelerinin emeğini, ölçüsüz sömürmeye,
onların işgünlerini uzatmaya ve çocukları işe koymaya zorlar. “Kışın Koteiçi”de iş, sabahın birinde başlar ve ‘parça-iş’ yapan ‘bağımsız’ sanatçının kulübesinde ne zaman biter, kesinlikle söylemek zordur.” Aynî ödeme geniş ölçüde uygulanır. “Fabrikalardan böyle güçlükle atılmış olan bu sistem, küçük elsanatı kuruluşlarında hâlâ bütün gücüyle yürürlüktedir.” (27.) Vologda eyaletine bağlı, Kadnikov uyezdinde, 58 köycüğün bulunduğu, Ustye köyü (“Ustişçina” olarak bilinir) alanındaki boynuzdan eşya sanayii de, muhtemelen, benzer esaslar üzerine örgütlenmiştir. Bay V. Borisov (
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c. IX) burada, 45.000 ruble tutarında bir üretime sahip 388 elsanatçısı saymıştır; elsanatçılarının tümü, boynuzları, St. Petersburg’dan kaplumbağa kabuğunu ise dışardan alan kapitalistler için çalışırlar.
Moskova eyaletindeki fırça sanayiinin başında (bkz: Beşinci Bölüm, Ek I, Sanayi n° 20) çok sayıda ücretli işçiye ve sistemli bir işbölümüne sahip, büyük kuruluşlar görürüz.
Bu noktada, 1879 ve 1895 yılları arasında, bu sanayiin örgütlenmesinde ortaya çıkan değişikliklere değinmek ilginç olacaktır (bkz: Moskova Zemstvo yayını: 1895
Araştırmasına Göre Fırça Sanayii )
. Hali-vakti yerinde sanayiciler, sanayilerini sürdürmek üzere Moskova’ya gitmişlerdir. Sanayicilerin sayısı %70 artmıştır, bu artış, kadınların (+-%170) ve kızların (+ %159) sayısında özellikle büyük olmuştur. Ücretli işçilere sahip büyük atelyelerin sayısı azalmıştır: ücretli işçilere sahip kuruluşların oranı %62’den %39’a düşmüştür. Bunun nedeni, patronların,
evde yapılmak üzere iş dağıtmaya başlamalarıdır. Delme makinesinin (fırça tahtalarında delik yapmak için) genel olarak kullanılmaya başlanmasa, fırça yapımındaki süreçlerden birini
[sayfa 362] hızlandırmış ve kolaylaştırmıştır. “Yerleştiricilere” (kılları tahtaya yerleştiren sanatçılar) olan talep artmış; ve gitgide uzmanlaşan bu işlem, emekleri ucuz olduğundan kadınların payına düşmüştür Kadınlar, evde kıl yerleştirerek çalışmaya başlamışlar ve parça-başına para almışlardır. Böylece, ev sanayiine başvurmanın büyümesine, bu durumda, teknikteki ilerleme (delme makinesi), işbölümündeki ilerleme (kadınlar kıl yerleştirmenin dışında bir şey yapmıyorlar) ve kapitalist sömürüdeki ilerleme (kadın ve kızların emeğinin ucuz olması) neden olmuştur. Bu örnek, büyük bir açıklıkla göstermektedir ki,
ev sanayii hiç de kapitalist manüfaktür kavramını ortadan kaldırmaz, tersine, bazan
onun daha da geliştiğinin bir belirtisidir.
7) Madenî Ürünlerin İşlenmesi
Seramikle ilgili bölümde, Gjel bölgesindeki (Moskova eyaleti, Bronnitsi ve Bogorodskoye uyezdlerine bağlı 25 köylük bir alan) sanayilerde, kapitalist manüfaktürün bir örneğini görürüz. İlgili istatistikler, küçük sanayiler tablomuzda verilmiştir. (Beşinci Bölümün, Ek I, Sanayi n° 15, 28 ve 37.) Bu verilerden anlaşılmaktadır ki, üç Gjel sanayii: çömlekçilik, porselen ve süsleme arasında büyük farklar bulunmasına karşın, her sanayide, bir kuruluş grubundan ötekine geçtikçe bu farklar ortadan kalkar, ve ardarda çoğalan boyutlarda bir dizi atelye elde ederiz. Bu üç sanayide, derecelere göre, kuruluş başına düşen, ortalama işçi sayısı şöyledir 2,4-4,3-8,4-4,4-7,9-13,5-18-69-226,4. Bir başka deyişle atelyeler, en küçüğünden, en büyüğüne kadar sıralanır. Hiç kuşku yok ki, büyük kuruluşlar, kapitalist manüfaktür kategorisine dahildirler (makine kullanımına geçmedikçe, fabrika haline gelmemişlerdir); ama önemli olan, yalnızca bu değil, aynı zamanda da,
küçük kuruluşların, büyüklerle bağıntılı olması; burada şu ya da bu tipte bir örgütlenmeye sahip ayrı ayrı atelyelerin değil, bir
tek sanayi sisteminin sözkonusu olmasıdır. “Gjel tek bir iktisadî bütün oluşturur” (İsayev,
loc. cit, 138), ve bölgedeki büyük atelyeler, küçük atelyelerden yavaş yavaş ve azar azar bu hale gelmişlerdir (
İbid., 121). İş, önemli ölçüde
işbölümü ile, elle yapılır:
[sayfa 363] çömlekçiler arasında çevirme işçilerini (farklı türde çömlekçilikte uzmanlaşırlar), ocakçıları vb., ve bazan renkleri hazırlamak için özel işçiler görürüz. Porselen eşya manüfaktüründe, işbölümü son derece ayrıntılıdır: eziciler, çevirme işçileri, besleyiciler, ocakçılar, dekoratörler vb.. Hatta çevirme işçileri, çeşitli porselen eşya cinslerinde uzmanlaşırlar (bkz: İsayev,
loc. cit., 140: bir durumda, işbölümü, emeğin üretkenliğini %25 artırmaktadır). Dekoratörlere ait dükkânlar, porselen yapımcıları için çalışır, ve dolayısıyla, yalnızca bu yapımcılara ait manüfaktürevlerinin ayrıntılı özel bir işlem gören bölümleridirler. Fizik gücün bizzat bir uzmanlık haline gelişi, gelişmiş kapitalist manüfaktüre ait bir özelliktir. Dolayısıyla, Gjel’de, bazı köyler (hemen hemen tek adamına kadar) kil kazmada çalışırlar. Özel ustalık gerektirmeyen ağır işlerde (övütme), hemen tamamen kuvvet ve gayretleri açısından, pek sağlam olmayan Gjellilere göre daha üstün olan Tula ve Ryazan eyaletleri işçileri çalıştırılmaktadır. Aynî ödeme yaygın biçimde uygulanır. Tarım kötü bir yoldadır. “Gjelliler dejenere olan bir ırktır” (İsayev, 168) – zayıf göğüslü, dar omuzlu, takatsiz; dekoratörler genç yaşta görme duygularını yitirirler vb.. Kapitalist işbölümü, işçiyi çökertir ve bozar. İşgünü 12-13 saattir.
8) Madenî İşler.
Pavlovo Sanayileri
Ünlü Pavlovo kilit ve çatal-bıçak sanayi Nijni-Novgorod eyaletine bağlı Gorbatov uyezdinin tümünü ve Vladimir eyaletine bağlı Murom uyezdini kapsar. Bu sanayiler çok önceden doğmuşlardır. Smirnov’a göre, ta 1621’de, (
kadastrolara göre
[137]) Pavlovo’da 11 demirci vardı. 19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, bu sanayiler, çok uzaklara yayılmış bir tam gelişmiş kapitalist ilişkiler ağı oluşturmuştu. Reformdan sonra, bu bölgedeki Sanayiler gelişmeye ve yayılmaya devam ettiler. 1889 Zemstvo sayımına göre, Gorbatov Uyezdinde, 13 volost ve 119 köy, sanayi ile uğraşıyordu, bu, toplam 5,953 aile, 6.570 erkek işçi (bu köylerdeki toplam çalışanlar sayısının %54’ü) ve 2.741 yaşlı, çocuk ve kadın, hepsi 9.311 kişi eder. Murom uyezdinde, Bay Grigoryev, 1881’de 6 sınaî volost, 66 köy, 1.545 aile ve 2.205 erkek işçi (bu köylerdeki toplam çalışanlar sayısının %39’u) kaydetmiştir. Yalnızca büyük, tarım-dışı sınaî köyler (Pavlovo, Vorsma) oluşmakla kalmamış, çevre köylüler bile tarımdan ayrılmışlardır: Gorbotov uyezdinde, Pavlovo ve Vorsma dışında, 4.492 kişi sanayi ile uğraşıyordu, bunun 2.357’si,
[sayfa 364] ya da
yandan fazlası tarımla uğraşmıyordu. Pavlovo gibi merkezlerdeki yaşam, tamamen kentlileşmiş ve çevredeki “kaba” köylerin yaşamıyla kıyaslanamayacak ölçüde daha gelişmiş gereksinmelerin, daha kibar bir çevrenin, giysilerin, yaşam biçiminin vb. doğmasına yol açmıştır.
Pavlovo sanayilerinin iktisadî örgütlenmesine dönersek, her şeyden önce, “elsanatçıları”nın başında en tipik kapitalist manüfaktürevlerinin bulunduğu kesin gerçeğini belirtmemiz gerekir, örneğin, Zavyalovlar’ın kuruluşunda (daha 60’larda, dışarda 100’den fazla işçi çalıştırıyordu ve şimdi bir buharlı motor kullanılmaya başlanmıştır) bir çakı, 8 ya da 9 elden geçer: demirci, bıçak ağzı yapıcısı, sap yapıcısı (genellikle bir dışarı işçisi), çelik tavcısı, düzeltici, cilacı, son işleri yapan kişi, bileyici ve markacı. Bu, işbölümüne dayanan, işçilerin önemli bir kısmının tek tek işlemleri kapitalistin atelyesinde değil de, evde çalışarak yaptıkları, yaygın kapitalist işbirliğidir. Bay Labzin, (1866’da) Pavlovo, Vorsma ve Vaça’daki daha büyük kuruluşlar hakkında, bu bölgedeki bütün üretim dallarını kapsayan şu gerçekleri veriyor: 15 mülk sahibi, binalarda çalışan 500 işçiye ve dışarda çalışan 1.134 işçiye, yani 351.700 ruble tutarında bir üretim yapan toplam 1.634 işçiye sahiptir, iktisadî ilişkilerin bu tanımının, zamanımızda, bölgenin tümü için, ne ölçüde geçerli olduğu, aşağıdaki verilerden anlaşılabilir.
[Tablo 82]:
[sayfa 365]
[TABLO 82]
Bölgeler
|
Sanayilerle Uğraşan ve Çalışan
İnsan Sayısı
|
Yaklaşık
Olarak
Toplam
Üretim
(Milyon
Ruble)
|
Pazar
İçin
|
Bir
Patron
İçin
|
Ücretliler Olarak
|
Patron ve Ücretliler İçin
|
Toplam
|
Pavlovo
Selitba
Murom
Toplam
|
3.132
41
500
3.673
|
2.819
60
?
–
|
619
136
?
–
|
3.438
196
2.000
5.634
|
6.570
237
2.500
9.307
|
}
|
2
1
3
|
O halde, sanayiin özetlediğimiz biçimde örgütlenmesi, bütün bölgelerde hüküm sürer. Toplam işçi sayısının hemen hemen
beşte-üçü kapitalistçe çalıştırılmaktadır. Dolayısıyla, burada da, sanayiin genel yapısı içinde, manüfaktürün egemen olduğunu
ve işçi yığınlarını hükmü altında tuttuğunu, ama bunu küçük üretimi kökünden söküp atmadan yaptığını görüyoruz. Küçük üretimin nispî direnişi, birinci olarak, Pavlovo sanayiinin bazı dallarında (örneğin kilit yapımı)- makineli üretime henüz hiç geçilmemiş olmasıyla, ikincisi de küçük üreticinin batmaktan kurtulması için, onu ücretli işçiden de’ aşağılara batıracak yollara başvurmasıyla, tümüyle açıklanır. Bu yollar şunlardır: işgününün uzatılması ve yaşam düzeyinin ve genel gereksinmelerin düşürülmesi. “Mülk sahipleri için çalışan elsanatçıları grubunun kazançları, daha az dalgalanmaya uğrar” (Grigoryev,
loc. cit., 65); örneğin, Zavyalovlar’da, en az ücret alan işçi, sap yapımcısıdır; “evde çalışır ve bunun için de daha düşük kazançlarla yetinir” (68). “Fabrika sahipleri için” çalışan elsanatçıları, “ürünlerini pazara götürenlerin ortalama kazançlarından biraz daha fazla kazanç elde ederler. Daha büyük kazançlar, özellikle fabrikalarda yaşayan işçiler arasında görülür.” (70.)
“Fabrikalardaki” işgünü, en fazla 16 saat olmak üzere, 14½-15 saattir “Öte yandan, evde çalışan elsanatçısının işgünü, hiç bir zaman 17 saatin altında değildir ve bazan 18 ve hatta 19 saat gibi yüksek bir düzeydedir.” (
ibid.. )
2 Haziran 1897 yasası,[138] buradaki ev-işinde bir artışa neden olduysa, bunda şaşılacak hiç bir şey yoktur; bu elsanatçılarının, çabalarını, mülk sahiplerini, fabrikalar örgütlemeye zorlamak doğrultusuna yönelmeleri zamanı gelmiştir. Okur, ayrıca, yarı-bağımsız küçük üreticiyi ezen, ünlü Pavlovo
[sayfa 366] “borç-alımı”, “değişim”, “karı-rehini” ve bunlara benzer kölelik ye kişisel alçalış biçimlerini hatırlasın.
Neyse ki, hızlı gelişmekte olan geniş-çaplı makineli üretim, bu en kötü sömürü biçimlerini, manüfaktürün yaptığı gibi, öyle seve seve hoşgörmez. Konumuzu biraz atlayarak, bu bölgedeki fabrika üretimine ilişkin veriler aktaralım.
[Tablo 83.]
[TABLO 83]
Yıllar
|
“Fabrika ve
Ateyeler”in
Sayısı
|
Çalıştırılan İşçi Sayısı
|
Toplam Üretim
(Bin Ruble)
|
Buhar Gücüne Sahip
Kuruluş Sayısı
|
15 ya da Daha Fazla
İşçi Çalıştıran
Kuruluş Sayısı
|
Binalarda
|
Dışarda
|
Toplam
|
1879
1890
1894-95
|
31
38
31
|
?
Yaklaşık
1.206
1.905
|
?
Yaklaşık
1.115
2.197
|
1.161
2.361
4.102
|
498
594
1.134
|
2
11
19
|
12
24
31
|
Demek ki, gitgide artan sayıda işçinin, makine kullanmaya başlayan büyük kuruluşlara çekildiğini görüyoruz.
9) Öteki Madenî İşler
Nijni-Novgorod eyaleti ve uyezdine bağlı, Bezvodnoye
[sayfa 367] köyündeki sanayiler de, kapitalist manüfaktüre girerler. Bu da, sakinlerinin çoğu tarımla hiç uğraşmayan ve birkaç köylük bir sınai alanın merkezi görevini yapan bir sınaî köydür, 1889 Zemstvo sayımına göre,
(Malzeme, c. VIII, Nijni-Novgorod, 1895), Bezvodnoye volostunda (581 aile) ailelerin %67,3’ü hiç toprak ekmez, %78,3 unun hiç atı yoktur, %82,4’ü sanayilerle uğraşır ve %57,7’si ailede okuryazar kişilere ve okul çocuklarına sahiptir (uyezd ortalaması, %44,6). Bezvodnoye sanayileri, çeşitli madenî eşyaların üretimiyle uğraşır- zincirler, balık oltaları ve madenî levhalar; üretim, 1883’te, 2½ milyon ruble olarak,
1888-89’da ise 1½
milyon ruble olarak
hesaplanmıştır. Sanayiin örgütlenmesi şöyledir: mülk sahipleri için, onların malzemelerini kullanarak çalışma; bu, tek tek işlemler yapan bir dizi işçi arasında dağıtılmıştır ve kısmen patronların atelyelerinde, kısmen de evlerde yapılır. Örneğin balık oltaları yapımında, çeşitli işlemler, “bükücüler”, “kesiciler” (özel bir barakada çalışırlar) ve “sivrilticiler” (kadın ve çocuklar kanca uçlarını evlerinde sivriltirler) tarafından yapılır; bütün bunlar, parça-başına ücretle kapitalist için çalışırlar, bükücüler kendi hesaplarına, kesicilere ve sivrilticilere iş verirler. “Madenî tel, şimdi atla çekilen bocurgatlarla yapılmaktadır; eskiden, teli, büyük sayılar halinde buraya getirilen kör adamlar çekerdi. ...” Kapitalist manüfaktürün “uzmanlıklarından” biri! “Bu işin yapıldığı koşullar, bütün öteki işlerdeki koşullardan çok farklıdır. İnsanlar, biriken at gübresinden çıkan zararlı gazlarla dolu, boğucu bir havada çalışmak zorundadır.”
Tel elek,
topluiğne
ve sırma tel sanayileri de,
aynı kapitalist manüfaktür esasları üzerinde örgütlenmiştir. Sırma tel sanayiinde, 80lerin başında, 670 işçi çalıştıran (%79’u kiralanmıştı) ve 368.500 ruble tutarında bir üretime sahip 66 kuruluş vardı; bu kapitalist kuruluşlardan bazıları, arasıra, “fabrika ve atelyeler”e de dahil ediliyorlardı.
Yaroslavl eyaleti ve uyezdine bağlı Burmakino volostu ve
[sayfa 368] çevre volostlardaki çilingir sanayileri de, muhtemelen aynı çizgilerde örgütlenmiştir. Her halükârda, burada, aynı işbölümünü (demirciler, körükçüler ve çilingirler), ücretli emekte aynı yaygın gelişmeyi (Burmakino volostundaki 307 demirciden 2311 ücretli işçi çalıştırır), bütün bu özel işçiler üzerinde büyük sermayenin aynı egemenliği (alıcılar en üstte; demirciler onlar için, çilingirler de demirciler için çalışıyor), eşyaların alımı ile, eşyaların, bazıları arasıra “fabrika ve atelyeler” arasına dahil edilen kapitalist atelyelerde üretiminin aynı birleşimini görüyoruz.
Bir önceki bölümün ekinde, Moskova eyaletindeki, tepsi ve bakır kazan sanayileri hakkında
istatistikler verilmiştir (sonuncu sanayi “Zagarye” diye bilinen bölgededir). Verilerin gösterdiğine göre, ücretli emek bu sanayilerde egemen durumdadır, sanayilerin başında, kuruluş başına ortalama 18-23 ücretli işçi çalıştıran, 16.000-17.000 ruble tutarında bir ortalama üretime sahip büyük atelyeler gerekmektedir. Eğer buna, burada, işbölümünün çok yaygın bir biçimde uygulandığını da eklersek,
sözkonusu olan şeyin kapitalist manüfaktür olduğu açıkça anlaşılacaktır.
“Mevcut teknik koşullar ve işbölümü altında, bir anormallik olan küçük sınaî birimler, büyük atelyelerin yanısıra, varlıklarını ancak işgününü en son sınıra uzatarak koruyabilirler” (İsayev,
loc. cit., 33) – örneğin tepsi yapımcıları arasında,
19 saat çalışan bile vardır. Burada, olağan işgünü, 13-15 saattir; küçük mülk sahipleri için 16-17 saattir. Aynî ödeme yaygın biçimde uygulanır (hem 1876’da, hem de 1890’da).
Şunu da ekleyelim ki, bu sanayiin uzun süredir var oluşu (en geç, 19. yüzyılın başında doğmuştur) ve yaygın uzmanlaşma, bu durumda da çok usta işçiler yaratmıştır; Zagaryeliler sanatçılıklarıyla tanınırlar. Sanayide, ayrıca, hiç bir ön eğitim gerektirmeyen
[sayfa 369] ve küçük yaşta işçilerin bile yapabileceği, uzmanlıklar da doğmuştur. Bay İsayev haklı olarak şöyle diyor: “Bu, hemen küçük yaşta bir işçi olabilme ve adeta çalışma zorunda kalmaksızın bir meslek edinebilme olanağı, işgücünün eğitilmesini isteyen elsanatı ruhunun kaybolmakta olduğunu göstermektedir; birçok ayrıntılı işlemlerin basitliği, elsanatının manüfaktüre geçmesinin bir belirtisidir.”
(loc cit., 34.) Yalnızca, şunu söyleyelim ki, “elsanatı ruhu” belli bir ölçüye kadar, her zaman, manüfaktürde kalır, çünkü onun temeli de aynı el üretimidir.
10) Mücevher, Semaver ve
Akordeon İşleri
Kostroma eyaleti ve uyezdine bağlı Krasnoye köyü, genellikle “halkımızın” kapitalist manüfaktürünün merkezleri olarak gösterilen sınaî köylerden biridir. Bu büyük köy (1897’de, burada 2.612 kişi oturuyordu), nitelik bakımından tamamen kentlidir; sakinleri kent halkı gibi yaşar ve (pek az istisna ile) tarımla uğraşmazlar. Krosnoye, 4 volostu ve 51 köyü (Nerekta uyezdinin Sidorovskoye volostu da dahil olmak üzere) ve buralardaki, 735 aile ve 1.706 kadar işçiyi kapsayan mücevher sanayiinin merkezidir.
Bay Tillo şöyle diyor: “Sanayiin baş temsilcileri, kuşkusuz, Krasnoye koyunun büyük sanayicileridir; Puşilovlar, Mazovlar, Sorokinler, Çulkovlar ve öteki tüccarlar. Bunlar malzeme (altın, gümüş ve bakır) satın alır, sanatçı çalıştırır, mamul eşya alır, evde yapılacak iş için sipariş dağıtır, örnek sağlarlar vb..” (2043.) Büyük sanayicilerin, atelyeleri, madenin son işleri yapmaları için “elsanatçıları”na Verilmeden önce eritildiği ve dövüldüğü, sözde, “rabotorni”leri (laboratuvarları) vardır; “pretsi” (presler ve damga için boyalar), “zımbalar” (şekilleri kakmak için), “silindirler” (madenleri uzatmak için), tezgâhlar vb. gibi teknik aletleri vardır, işbölümü yaygın bir biçimde uygulanır: “Hemen hemen her eşya, manüfaktür sırasında, belirli bir düzenle, birkaç elden geçer. Örneğin, küpe yapımında, patron sanayici, önce, gümüşü kendi atölyesine gönderir, burada gümüşün bir kısmı yuvarlanır ve bir kısmı
[sayfa 370] tel halinde çekilir; sonra, sipariş üzerine, malzeme, bir sanatçıya verilir, o da, eğer ailesi varsa, İşi birkaç kişi arasında böler; biri, gümüş levhaları küpe biçiminde kesmek için zımba kullanır, öteki teli küpelerin kulağa takıldığı halkalar olarak büker, bir üçüncüsü, bu parçaları lehimler ve nihayet, dördüncüsü tamamlanan küpeleri cilalar. Bu işlerden hiç biri zor değildir ya da fazla eğitim gerektirmez; çoğu kez, lehimleme kadınlar ve 7-8 yaşında çocuklar tarafından yapılır.” (2041.)
Burada da işgünü aşın ölçüde uzundur, genellikle 16 saati bulur. Erzak ile ödeme çok görülür.
Aşağıdaki istatistikler (çok yakın zamanlarda, yerel bir ayar müfettişi tarafından yayınlanmıştır) bu, sanayiin iktisadî yapısını açıkça göstermektedir
[139] [Tablo 84]:
[TABLO 84]
Sanatçı Grupları
|
Sanatçı Sayısı
|
%
|
Toplam
İşçiler
(Yaklaşık)
|
%
|
Toplam Eşyalar
|
%
|
Hiç eşya teslim etmeyen
|
404
|
}66,0
|
1.000
|
58{
|
_
|
–
|
12 libreye kadar teslim eden
|
81
|
11
|
1,3
|
12-120 libre teslim eden
|
194
|
26,4
|
500
|
29
|
236
|
28,7
|
120 ve daha fazla libre teslim eden
|
56
|
7,6
|
206
|
13
|
577
|
70,0
|
Toplam
|
735
|
100
|
1.706
|
100
|
824
|
100
|
“İlk iki grup (toplam sanatçı sayısının üçte-ikisi kadar), elsanatçısı olarak değil de, evde çalışan fabrika işçileri olarak sınıflandırılmalıdır.” Üst grupta, “ücretli emek gitgide daha sık ortaya çıkmaktadır. ... Elsanatçıları, başkaları tarafından yapılmış eşyalar satın almaya başlamışlardır”; bu grubun üst tabakasında “alıcılık egemendir” ve “alıcılardan dördünün atelyeleri bile yoktur”.
[sayfa 371]
Tula kasabası ve çevrelerindeki semaver ve akordeon sanayileri kapitalist manüfaktürün çok tipik örnekleridir. Genel olarak söylersek bu bölgedeki “elsanatı” sanayileri, 15. yüzyıla kadar giden uzun bir geçmişe sahiplerdir.
17. yüzyılın ortalarında özellikle hızlı bir gelişme göstermişlerdir; Bay Borisov’a göre, Tula sanayilerinin gelişmesinde, ikinci dönem, o zaman başlamıştır. 1637’de ilk demir dökümevi kuruldu (Hollandalı Vinius tarafından) Tula tüfekçileri ayrı bir demirciler yörekenti kurdular, özel hak ve ayrıcalıklardan yararlanan ayrı bir toplumsal tabaka oluşturdular. 1696’da, Tula’da, ünlü bir Tula demircisi tarafından ilk demir dökümevi kuruldu ve sanayi, Urallar’a ve Sibirya’ya yayıldı.
Böylece Tula sanayilerinin tarihinde üçüncü dönem başladı. Elsanatçıları kendi atelyelerini kurdular ve işi çevre köylülerine öğrettiler 1810’larda ve 1820’lerde, ilk semaver fabrikaları açıldı. “1825’e gelindiğinde, Tula’da, tüfekçilere ait 43 ayrı fabrika vardı, oysa bugün var olanların hemen hepsi, bir zamanlara tüfekçileri olan bugünün Tula tüccarlarına aittir.”
(loc. cit., 2262.) Dolayısıyla burada, eski lonca ustalarıyla, sonraki kapitalist manüfaktür şefleri arasında doğrudan doğruya bir devamlılık ve bağlantı görüyoruz 1864’te Tula tüfekçileri serf bağımlılığından
[140] kurtuldular ve kasabalı sınıfına dahil edildiler; gelirler, köy elsanatçılarının sert rekabeti sonucu düştü (bu da sanayicilerin kentten kıra gidişi biçiminde ters bir akım doğurdu); işçiler, semaver, kilit, çatal-bıçak ve akordeon sanayilerine döndüler (ilk Tula akordeonları, 1830-1835 yıllarında ortaya çıktı).
Semaver sanayii, bugün şöyle örgütlenmiştir. Başın-da, onlarca ve yüzlerce işçi çalıştıran atelyelere sahip büyük kapitalistler bulunur, ama bunlar, aynı zamanda, birçok ayrı ayrı işlemi, kentli ve köylü işçilerce evlerinde yapılmak üzere dağıtırlar; bu işlemleri yapanlar, bazan, hâlâ kendi atelyelerine sahiptir ve ücretli işçi çalıştırırlar. Doğal olarak, büyüklerin yanısıra birbirini izleyen aşa
malarla kapitalistlere bağımlı olan küçük atelyeler de bulunur, işbölümü, bu işin bütün yapısının genel temelidir. Semaver yapımı süreci, aşağıdaki ayrı işlemlere bölünmüştür: (1) bakır levhaların boru halinde kıvrılması (boru yapma); (2) boruların lehimlenmesi;
[sayfa 372] (3) bağlantı yerlerinin eğelenmesi; (4) altlarının yerleştirilmesi; (5) kalıpların dövülmesi; (6) içlerinin temizlenmesi; (7) gövdenin ve
boynun çevrilmesi; (8) kaplama; (9) alttaki deliklerin ve kapakların presle zımbalanması; (10) semaverlerin birleştirilmesi. Ayrıca küçük bakır parçaların dökülmesinde ayrı süreçler vardır: (a) kalıp
ların hazırlanması ve (b) döküm. İş, evde yapılmak üzere verildiğinde, bu işlemlerin herbiri özel bir “elsanatı” sanayn oluşturabilir. Bu “sanayiler”den biri, Bay Borisov tarafından,
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler’in VII. cildinde tanımlanmıştır. Bu sanayi (semaverin boru haline getirilmesi), köylülerin tanımlamış olduğumuz işlemlerden birini, parça başına ücretlerle, tüccarların malzemelerini kullanarak yapmalarından ibarettir. 1861’den sonra, elsanatçıları, kırsal bölgede çalışmak üzere Tula kentinden ayrıldılar; geçim maliyeti ve ihtiyaç düzeyi, kırsal bölgede daha düşüktü
(loc. cit, 893). Bay Borisov, çok haklı olarak, “elsanatçısı”nın bu dayanıklılığını, semaver dövmede elemeğinin korunmasına bağlamaktadır; “Manüfaktürcü için, köy elsanatçısını çalıştırmak her zaman kârlı olacaktır, çünkü, o, kentli zanaatçının fiyatından %10-20 daha düşük bir fiyata çalışır.” (916).
Bay Borisov’un hesabına göre, 1882’de, semaver üretiminin değeri, yaklaşık olarak 5 milyon ruble, işçilerin sayısı (elsanatçıları
dahil) toplam 4.000-5.000’di. Bu durumda da, fabrika istatistikleri, yalnızca, kapitalist manüfaktürün bir bölümünü kapsamaktadır. 1879
Kılavuz’u, 1879 yılı için, Tula eyaletinde, (hepsi elle işleyen), 1.479 işçiye ve 836.000 ruble tutarında bir üretime sahip, 53 fabri
ka saymıştı. 1890 Kılavuz’u, 162 fabrika, 2.175 işçi ve 1,1 milyon rublelik bir üretim vermektedir; oysa, firmalar listesi, 1.326 işçiye ve 698.000 ruble tutarında bir üretime sahip, 50 fabrika (biri buhar gücü ile çalışır) içerir. Açıktır ki, bu durumda yüz kadar kuruluş “fabrikalar” olarak sınıflandırılmıştır. Son olarak,
Liste, 1894-95 için şunu verir: 25 fabrika (4’ü buharla çalışan), 1.202 işçi (+ 607 dışarı işçisi) ve 1.613.000 ruble tutarında bir üretim. Bu verilerde, ne fabrikaların sayısı, ne de işçilerin sayısı (yukardaki nedenden dolayı ve ayrıca önceki yıllarda, binalarda ve dışarda çalışan işçilerin aynı kaba konmuş olması yüzünden) karşılaştırılabilir. Hiç kuşku olmayan tek şey, manüfaktürün yerini, sürekli olarak geniş-çaplı makine sanayiinin almasıdır: 1879’da 100 ve daha fazla işçiye
[sayfa 373] sahip 2 fabrika vardı; 1890’da (biri buharla çalışan) 2 ve 1894-95’te (üçü buharla çalışan) 4 fabrika bulunuyordu.
Daha düşük bir gelişme aşamasında olan, akordeon sanayii de, tamamen aynı yoldan örgütlenmiştir.
“Akardeon yapımında on ayrı işten fazla iş bulunur”
(Elsa-natı Komisyonuna Ait İşlemler, IX, 236); bir akordeonun farklı parçalarının yapımı, ya da bazı işlemlerin gerçekleştirilmesi, ayrı, yarı-bağımsız “elsanatı” sanayileri oluşturur. “İşler durgun olduğu zaman, bütün elsanatçıları, fabrikalar için ya da azçok büyük atelyeler için çalışır, bunların sahipleri onlara malzeme sağlarlar; ama, canlı bir akordeon talebi olduğu zaman, elsanatçılarından parçalar satın alan, onları birleştiren ve mamul malları, akordeonların büyük bir istekle satın alındıkları yerel dükkânlara götüren, çok sayıda küçük üretici ortaya çıkar. Bay Borisov’un hesapladığına göre, 1882’de, bu sanayide, 4 milyon ruble tutarında bir üretime sahip 2.000-3.000 işçi bulunuyordu; 1879 fabrika istatistikleri, 22 işçiye ve 5.000 ruble tutarında bir üretime sahip iki “fabrika”; 1890’da 275 işçiye ve 82.000 ruble tutarında bir üretime sahip 19 fabrika; 1894-95’te, 23 işçiye
(artı 17 dışarı işçisi) ve 20.000 ruble tutarında bir üretime sahip bir fabrika göstermekteydi.
Buharlı motorlar hiç kullanılmıyordu. Bütün bu rakam değişiklikleri, kapitalist manüfaktürün karmaşık yapısını oluşturan parçalar olan tek tek kuruluşların, tamamen gelişigüzel seçildiğini gösterir.
III. MANÜFAKTÜRDE TEKNİK.
İŞBÖLÜMÜ VE ÖNEMİ
Şimdi yukardaki verilerden sonuçlar çıkaralım ve bunların,
[sayfa 374] gerçekten de, sanayimizde kapitalizmin gelişmesinde özel bir aşamayı gösterip göstermediğine bakalım.
İncelemiş olduğumuz, bütün sanayilerin ortak özelliği, el üretiminin korunması ve sistemli, yaygın işbölümü uygulanmasıdır. Üretim süreci, farklı uzman sanatçılar tarafından gerçekleştirilen tek tek birkaç işleme bölünmüştür. Böyle uzmanların eğitilmesi, oldukça uzun bir zaman alır ve bu yüzden
çıraklık da doğal olarak manüfaktürle birlikte bulunur. Çok iyi bilinmektedir ki, meta ekonomisinin ve kapitalizmin genel koşulları altında, bu, en kötü kişisel bağımlılık biçimlerine ve sömürüye yol açar.
Çıraklığın ortadan kalkması, manüfaktürdeki daha yüksek bir gelişme ile ve makinelerin eğitim dönemini asgariye indirdiği ya da çocukların bile yapabileceği kadar kolay tek tek işlemlerin ortaya çıktığı geniş-çaplı makineli sanayiin doğuşu ile bağıntılıdır (bkz: yukardaki Zagarye örneği).
El üretiminin, manüfaktürün temeli olarak korunması, onun, fabrika ile karşılaştırıldığında, özellikle göze çarpan bereketsizliğini açıklar. İşbölümünün gelişmesi ve yaygınlaşması, çok yavaş ilerler, öyle ki, on yıllarca (ve hatta yüzyıllarca) manüfaktür, bir kez benimsedi mi, o biçimi korur; görmüş olduğumuz gibi, sanayilerden birçoğu, oldukça eski kaynaklıdır, ama bunların çoğunda, son zamanlara kadar, üretim yöntemlerinde büyük değişiklikler görülmemiştir.
İşbölümüne gelince, burada, teorik iktisadın, onun emeğin üretken güçlerinin gelişmesi sürecinde oynadığı role ilişkin, herkesçe bilinen görüşlerini tekrarlamayacağız. El üretimi temeli üzerinde, teknikte, işbölümü aracılığıyla olanın dışında başka hiç bir ilerleme olamazdı.
Yalnızca, geniş-çaplı makineli sanayie bir hazırlık aşaması olarak işbölümüne duyulan gereksinmeyi açıkça ortaya koyan,
[sayfa 375] iki ana duruma değinelim. Birincisi, makine kullanımına geçilmesi, ancak üretim süreci, bir dizi en basit salt mekanik işlemlere bölündüğü zaman mümkündür; makineler, önce, en basit işlemler için kullanılmıştır ve bunların en karmaşık süreçlere yayılması çok tedricen olur. Örneğin, dokumacılıkta, düz kumaşların üretiminde öteden beri motorlu tezgâh egemendi, oysa ipekli dokumacılık, esas olarak, elle yapılmaya devam etmektedir; makinistlik işinde, makine, ilkönce, en basit işlemlerden birine – övütmeye uygulanmıştır, vb.. Ama, üretimin bu en basit işlemlere ayrılması, geniş-çaplı makineli üretime geçilmesi için zorunlu bir hazırlık adımı olduğu halde, aynı zamanda küçük sanayilerin büyümesine de yol açar. Çevredeki nüfus, ya manüfaktürevi sahiplerinin siparişleri üzerine, onların malzemelerini kullanarak (fırça manüfaktüründe, kıl yerleştirilmesi; deri işinde, koyun postları, koyun postundan palto, eldiven, çizme vb. dikilmesi; tarak manüfaktüründe, boynuz yontma; semaver borulama vb.) ya da, hatta, “bağımsız olarak” malzemeleri satın alıp, ürünün belirli kısımlarını yaparak ve bunları manüfaktürcülere satarak (şapka, araba, akordeon ve öteki sanayilerde vb.), son derece ayrıntılı işlemleri evlerinde yapabilir duruma gelirler. Küçük (hatta bazan “bağımsız”) sanayilerdeki büyümenin, kapitalist manüfaktürdeki büyümenin bir ifadesi olması, mantığa aykırı gibi görünmektedir; ama bir gerçektir. Bu tip “elsanatçıları”nın “bağımsızlığı”, tamamen, uydurmadır.
Eğer, öteki ayrıntılı işlemlerle, ürünün öteki parçalarıyla,
bir bağıntı olmasaydı, bunların yaptıkları iş yapılamaz ve ürünleri arasıra da olsa kullanım-değerine sahip olamazdı. Ve yalnızca (şu ya da bu biçimde) ayrı ayrı işlemler yapan bir işçi yığını üstünde hüküm süren
büyük sermaye bu bağıntıyı yaratabilirdi
ve yarattı. Narodnik iktisadın temel hatalarından biri, bir tek işlem yapan “elsanatçısı”nın, kapitalist manüfaktürevinin parçalarından biri olduğu gerçeğini görmezlikten gelmesi ya da üstünü örtmesidir.
Özellikle üzerinde durulması gereken ikinci durum, manüfaktürün usta işçiler eğilmesidir. Geniş-çaplı makineli sanayi, bundan önce, manüfaktürün işçileri eğittiği uzun bir dönem gelmemiş olsaydı, Reform-sonrası dönemde böyle hızla gelişmezdi. Örneğin, Vladimir eyaletine bağlı Pokrov uyezdindeki, “elsanatı” dokuma sanayiini araştıranlar, Kudikino volostundaki (Orekovo köyünün
[sayfa 376] ve ünlü Morozov fabrikalarının bulunduğu yer) dokumacıların, dikkate değer “teknik hüner ve deneylerinden” sözetmektedirler: “hiç bir yerde ... böylesine bir ... emek yoğunluğu göremeyiz: burada, dokumacı ile bobin işçisi arasında kesin bir işbölümü, ayırımsız uygulanmaktadır. ...” “Geçmiş ... Kudikinlilere ... üretim tekniğinde uzman ustalığını ... her türlü güçlüğü yenme yeteneğini vermiştir.”
İpekli dokumacılığa ilişkin olarak şunları okuyoruz: “Herhangi bir köyde ve herhangi bir sayıda, fabrika kurulamaz, fabrika, dokumacının ardından, göçmen işçiler sayesinde” (ya da, ev sanayii sayesinde diye ekleyelim) “bir miktar usta işçinin oluştuğu köylere gitmektedir.”
St. Petersburg kundura fabrikası
[141] gibi kuruluşlar, eğer Kimri köyü etrafındaki bölgede, örneğin, şimdi göç etmiş olan usta işçiler yüzyıllardan beri gelişiyor olmasaydı vb., böyle çabuk gelişemezlerdi. Bu arada şunu da belirtelim ki, işte bunun için, manüfaktürün, belirli işlerde uzmanlaşmış ve çok sayıda usta işçi eğitmiş bir dizi büyük bölge oluşturmasına, çok büyük önem verilmektedir.
Kapitalist manüfaktürdeki işbölümü, tek tek parçaları yapan “elsanatçıları” da dahil olmak üzere, işçiyi biçimsizleştirir ve sakat eder. Büyük ustalar ve sakatlar yaratır, ustalıklarıyla araştırmacıları şaşırtan birinciler pek seyrek görülürler,
ikinciler ise – zayıf göğüslü, oransız gelişmiş kollara, “eğri belkemiğine”
sahip vb. vb., “elsanatçıları” yığını biçimindedir.
[sayfa 377]
IV. BÖLGESEL İŞBÖLÜMÜ VE
TARIMIN SANAYİDEN AYRILMASI
Genel olarak, işbölümü ile doğrudan doğruya bağıntılı biçimde, yukarda değinildiği gibi, bölgesel işbölümü – belli bölgelerin, bir ürünün o ürünün bir türünün ve hatta bir ürünün belirli bir parçasının üretiminde uzmanlaşmaları görülür. El üretiminin egemenliği, bir küçük kuruluşlar yığınının varlığı, işçinin toprakla bağıntısının korunması, sanatçının belirli bir işe bağlanması – bütün bunlar, kaçınılmaz olarak, manüfaktürde farklı sınaî bölgelerin ayrılmasına yol açar; bazan bu yerel ayrılma, yalnızca tüccar patronların iş yaptığı dünyanın geri kalan kısmından tam tecride varır.
Aşağıdaki parçada, Bay Karizomenov, bölgesel işbölümünün önemini azımsamaktadır: “İmparatorluğun geniş alanları, doğal koşullardaki kesin farklılıklarla birlikte bulunur: bir yer kereste ve vahşî hayvanlar bakımından, öteki sığır bakımından zengindir, bir üçüncüsünde ise kil ve demir boldur. Bu doğal özellikler, sanayii belirler. Büyük uzaklıklar ve ulaştırma zorlukları, hammaddelerin taşınmasını olanaksız ya da son derece pahalı yapmıştır. Bunun sonucu olarak da, sanayi, zorunlu olarak, bol hammaddelerin hemen yakında bulunduğu yerde yuvarlanmak durumunda kalmıştır. Sanayimizin tipik özelliği – meta üretiminin büyük ve toplu alanlarda uzmanlaşması, bundan doğar.” (
Yuridiçeski Vestnik, loc. cit., s. 440.)
Bölgedeki işbölümü, sanayimizin değil (gerek Rus-ya’da, gerekse öteki ülkelerde) manüfaktürün tipik bir özelliğidir; küçük sanayiler böyle geniş bölgeler yaratmamışlar, fabrika onların ayrılığını yoketmiş ve kuruluşların ve işçi yığınlarının başka yerlere naklini kolaylaştırmıştır. Manüfaktür, yalnızca toplu alanlar yaratmakla kalmaz, bu alanlara uzmanlaşma da getirir (eşyalara göre işbölümü). Belli bir yerdeki hammaddelerin varlığı, manüfaktür için hiç de hayatî değildir, ve hatta onun için pek olağan bile değildir, çünkü manüfaktür, oldukça geniş bir ticarî temas öngörür.
[sayfa 378]
Manüfaktürün yukarda anlatılan özellikleriyle bağıntılı olan bir durum da, . kapitalist evrimdeki bu aşamanın, tarımın sanayiden özel bir biçimde ayrılmasıyla göze çarpmasıdır. Artık, en tipik sanayici, köylü değil, çiftçilik yapmayan “zanaatçı” (ve öteki kutupta – tüccar ve atelye sahibi)dir. Çoğu durumda, (görmüş olduğumuz gibi) manüfaktür çizgilerinde örgütlenmiş olan sanayiler, tarım-dışı merkezlere sahiptirler: kentler ve çoğu zaman da, sakinleri tarımla hemen hiç uğraşmayan ve ticarî ve sınaî nitelikte yerleşme yerleri olarak sınıflandırılmaları gereken köyler. Burada sanayiin tarımdan ayrılmasının kökleri, manüfaktür tekniğinde, bura iktisadında ve yaşam biçimindeki (ya da kültürdeki) özelliklerde bulunmaktadır. Teknik, işçiyi, bir işe bağlar ve bu yüzden bir yandan onu tarıma elverişsiz (fizikî yönden zayıf vb.) hale getirirken, öte yandan da sanatla sürekli olarak ve uzun süre uğraşılmasını gerektirir. Manüfaktürün iktisadî yapısı, sanayiciler arasında, küçük sanayilerde olduğundan çok daha derin bir farklılaşma ile nitelenmiştir; ve gördük ki, küçük sanayilerde, sanayideki farklılaşmaya paralel olarak tarımda bir farklılaşma vardır. Manüfaktürün bir koşulu ve sonucu olan, üretici yığınlarının son derece yoksullaşmaları ile, burada çalışacak unsurlar, iktisaden biraz sağlam durumda olan çiftçiler arasından sağlanamaz. Manüfaktürün kültürel özellikleri arasında, birincisi, sanayiin, nüfus üzerine damgasını vuran çok uzun (bazan yıllardan beri süren) varlığı, ikincisi de nüfusun daha yüksek geçim düzeyine sahip olması görülür.
İkinci durum üzerinde, ilerde daha ayrıntılı olarak duracağız, ama, önce, manüfaktürün, sanayiin tarımdan tam ayrılmasına yolaçmadığını belirtelim. El tekniği ile, büyük kuruluşlar, küçükleri bütünüyle safdışı edemezler, özellikle eğer küçük elsanatçıları işgünlerini uzatır ve gereksinme düzeylerini düşürürlerse: bu koşullar altında, manüfaktür, görmüş olduğumuz gibi, küçük sanayileri geliştirir bile. Bu yüzden, çoğu durumda, tarım-dışı bir manüfaktür
[sayfa 379] merkezi çevresinde, bütün bir tarımsal yerleşme alanının bulunduğunu ve bura sakinlerinin de sanayilerle uğraştığını görmemiz doğaldır. Dolayısıyla, bu bakımdan da, manüfaktürün küçük el üretimi ile fabrika arasındaki geçici niteliğinin açıkça ortaya çıktığını anlarız. Eğer, Batıda bile, kapitalizmin manüfaktür dönemi, sınaî işçilerin tarımdan tümü ile ayrılmasını sağlayamamışsa,
köylüleri toprağa bağlayan birçok kuruluşların korunduğu Rusya’da bu ayrılmanın gecikmemesi düşünülemez. Bu yüzden, tekrar ediyoruz, Rus kapitalist manüfaktürünün en tipik yanı, çevre köylerin nüfusunu –bura sakinleri yarı-tarımcı ve yarı-sanayicilerdir– kendine çeken ve bu köylere hâkim olan tarım-dışı merkezdir.
Bu bakımdan özellikle dikkate değer bir gerçek de bu tip tarım-dışı merkezlerdeki nüfusun daha yüksek kültür düzeyidir. Daha yüksek bir okuryazarlık derecesi, oldukça yüksek bir gereksinme ve yaşam düzeyi, “yerli köy toprağının” “kabalığından” güçlü bir kopuş – bu tip merkezlerin sakinlerinin olağan ayırıcı özellikleri bunlardır.
Kapitalizmin ve üstelik tanımlanan merkezlerin büyük çoğunluğu, genellikle, “elsanatı” sanayileri başlığı altında sınıfla
ndırıldığından, en ateşli narodniğin bile, hemen hemen hiç bir zaman “sunî” diye nitelendirmeye kalkışamayacağı salt “halk”
[sayfa 380] kapitaliz
minin de, ilerici tarihî rolünü açıkça gösteren bu gerçeğin büyük önemi kolayca anlaşılabilir! Manüfaktürün geçici niteliği, burada da
kendini göstermektedir, çünkü o, yalnızca, halkın zihniyetini değiştirmeye başlamakta ve ancak geniş-çaplı makineli sanayi, bu değişimi tamamlamaktadır.
V. MANÜFAKTÜRÜN İKTİSADÎ YAPISI
İncelemiş olduğumuz manüfaktür çizgisinde örgütlenmiş olan bütün sanayilerde, geniş işçi yığınları bağımsız değillerdir, sermayeye tabidirler ve ne hammaddeye, ne de mamul mala sahip olmayıp, yalnızca ücret alırlar. Aslında bu “sanayiler”deki işçilerin büyük çoğunluğu, ücretli işçilerdir, ancak bu ilişki, manüfaktürde, fabrikadaki tam ve saf niteliğe hiç bir zaman ulaşamaz. Manüfaktürde, tüccar sermayesi, sınaî sermaye ile birleşmiştir, onunla, en değişik biçimlerde içice girmiştir ve işçinin kapitaliste bağımlılığı, bir başka kişinin atelyesinde ücretle çalışmaktan, evde bir “patron” için çalışmaya, ve nihayet hammaddenin alımında ya da ürünün satışında bağımlılığa kadar bir dizi biçime ve ayrıntıya bürünür. Manüfaktürde, bağımlı işçilerin yanısıra, her zaman, azçok önemli bir sayıda, yarı-bağımsız üreticiler de bulunur. Ama bağımlılık
biçimlerinin, bütün bu çeşitliliği, yalnızca, manüfaktürün temel özelliğinin, emeğin temsilcileri ile sermayenin temsilcileri arasındaki ayrılığın şimdiden bütün kuvvetiyle ortaya çıktığı gerçeğinin üstünü örter. Köylülerin kurtuluşu gerçekleştiği zaman, Rus manüfaktürünün büyük merkezlerinde ardarda birkaç kuşak, zaten bu ayrılığa damgasını vurmuş bulunuyordu. Yukarda incelenen bütün “sanayiler”de, tek geçim yolları, mülk sahibi sınıfın mensuplarına
bağımlılık durumunda çalışmak olan bir yığın insan görürüz; öte yandan da, (şu ya da bu biçimde) o bölgenin hemen tüm sanayiini denetleyen, bir hali-vakti yerinde sanayiciler azınlığı görünür. Manüfaktürümüze, bir önceki aşamadan ayrı olarak, belirgin bir kapitalist nitelik veren şey, işte bu gerçektir. O zamanlar da, sermayeye
bağımlılık ve ücretle çalışma vardı, ama henüz kesin bir biçim almamıştı, sanayicilerin çoğunluğunu, nüfusun çoğunluğunu kucaklamamıştı, üretime katılan kişilerden oluşan çeşitli gruplar arasında bir bölünmeye yol açmamıştı. Üstelik, önceki aşamada, üretimin kendisi de, hâlâ küçük boyutlarını korumaktadır –patron ile işçi ara
sındaki fark nispeten küçüktür– hemen hemen hiç büyük kapitalist yoktur (ki bunlar, her zaman manüfaktürün başına geçerler) – bir tek işleme, dolayısıyla da bu ayrıntılı işlemleri tek bir
[sayfa 381] üretim mekanizması halinde birleştiren sermayeye bağlı işçiler de yoktur.
Yukarda aktardığımız verilerin bu niteliğini çarpıcı bir biçimde doğrulayan eski bir yazarın kanıtı şöyle: “Kimri köyünde, örneğin Pavlovo gibi öteki sözde zengin Rus köylerinde olduğu biçimde, nüfusun yarısı, tamamen sadaka ile yaşayan dilencilerdir. ... Eğer bir işçi hastalanırsa ve üstelik de yalnız yaşıyorsa, ertesi haftayı bir ekmek kırıntısı bile olmadan geçirmek tehlikesi ile karşı karşıyadır.”
Demek ki, Rus manüfaktür iktisadının temel özelliği, daha 60larda tamamen ortaya çıkmıştı – bütün “ünlü” “köylerin” zenginliği ile “elsanatçılarının” büyük çoğunluğunun tam proleterleşmesi arasındaki karşıtlık. Bu özellikle bağıntılı olan bir durum da, manüfaktürdeki en tipik işçilerin (yani bütünüyle ya da aslında topraktan kopmuş olan zanaatçıların), kapitalizmin bir önceki aşamasına doğru değil, bir sonrakine doğru eğilim göstermesi, köylüden çok, geniş-çaplı makineli sanayideki işçiye yakın olmasıdır. Elsanatçılarının kültürel düzeyine ilişkin yukarda aktarılan veriler, bunun çarpıcı örneğidir. Ama bu tanımlama manüfaktürde çalışan bütün kişileri kapsamaz. Çok sayıda küçük kuruluşun ve küçük patronun varlığını sürdürmesi, toprakla bağın korunması, ve evde çalışmanın son derece yaygın bir biçimde gelişmesi – bütün bunlar, manüfaktürdeki, çok sayıda “elsanatçısı”nın hâlâ köylülüğe, küçük patronlar olmaya, geleceğe değil, geçmişe eğilim gösterme sine
ve bağımsız patron haline gelebilme yolunda her tür hayale (aşırı çalışmayla, tutumluluk ve beceriklilikle) kapılmaya yol açar.
Vladimir eyaletindeki “elsanatı sanayileri”ni inceleyen bir araştırmacı bu küçük-burjuva hayalleri, şaşılacak bir doğrulukla şöyle değerlendiriyor:
“Geniş-çaplı sanayiin, küçük sanayi üzerindeki nihaî zaferi, sayısız işodalarına dağılmış olan işçilerin, bir tek ipek fabrikasında biraraya getirilmesi, yalnızca zaman meselesidir ve bu zafere ne kadar çabuk ulaşırsa dokumacılar için o kadar iyi olacaktır.
[sayfa 382]
“Bugünkü ipek sanayiinin örgütlenmesinin niteliği, iktisadî kategorilerin istikrarsızlığı ve kesin olmayışı, geniş-çaplı üretim ile küçük üretim ve tarım arasındaki mücadeledir. Bu mücadele, küçük patronu ve dokumacıyı heyecan ateşlerine sürükler, onlara hiç bir şey vermez, ama onları topraktan koparır, borca sokar ve depresyon dönemlerinde onları ezer. Üstelik, geniş-çaplı üretim, fabrika sahibi ve işçilerin çıkarlarını, birinin zenginliğini, ötekinin yoksulluğunu, öyle açık bir biçimde karşı karşıya kor ki, dokumacının kendisi de, bir fabrika sahibi haline gelmek isteğini duyamaz. Küçük üretim, dokumacıya geniş-çaplı üretimden daha fazla bir şey vermez, ama küçük üretim, ikincinin istikrarına sahip değildir ve bu nedenle işçiyi çok daha derinden yıkar. Elsanatçısı dokumacının kafasında yanlış ümitler uyanır,
kendi tezgâhını kurma fırsatını bekler. Bu ülküyü gerçekleştirmek için, kendini son derece sıkar, borca düşer, çalar, yalan söyler, dokumacı arkadaşlarına, bahtsız dostlar gözüyle değil, düşmanları gözüyle, uzak geleceğe ait, hayalinde canlandırdığı o kötü tezgâhın rakipleri gözüyle bakar. Küçük patron, iktisaden önemsiz olduğunu anlamaz: alıcılara ve fabrika sahiplerine yaltaklanır, hammaddelerini nereden ve nasıl satın aldığını, ürününü nerede ve nasıl sattığını dokumacı arkadaşlarından saklar. Bağımsız bir patron olduğunu hayalleyerek, gönüllü ve zavallı bir araç, büyük tacirlerin elinde bir oyuncak haline gelir. Kendini bataklıktan kurtarmayı» üç ya da dört tezgâh edinmeyi başarır başarmaz, patronun sorunlarından dokumacıların tembelliğinden ve ayyaşlığından, fabrika sahibine borçların ödenmesine karşı garanti verilmesi zorunluluğundan sözetmeye başlar. Eski iyi günlerde, kilerci ve kâhya nasıl feodal köleliğin canlı örnekleri idilerse, küçük usta da, sınaî köleliğin canlı örneğidir. Üretim aletleri, üreticiden tümüyle ayrılmadıkça, ve üretici hâlâ bağımsız bir patron olma olanaklarına sahip oldukça, alıcı ile dokumacı arasındaki iktisadî uçurum daha aşağı iktisadî kategorileri yöneten ve sömüren ve üst kategorilerin sömürüsüne uğrayan mülk sahipleri, küçük patronlar ve aracı kişiler tarafından kapatıldıkça, çalışanların toplumsal bilinci bulanıklaşır ve düşünceleri uydurma şeylerle çarpıtılır. Dayanışma olacak yerde rekabet doğar, ve aslında iktisaden düşman grupların çıkarları birleştirilir. Yalnızca iktisadî sömürü ile yetinmeyen bugünkü ipek üretimi örgütü, sömürülenler arasında da kendine adam bulur ve onlara çalışanların kafalarını bulandırmak ve yüreklerini bozmak görevini verir.” (
Vladimir Eyaleti Sanayileri, c. III, s. 124-126.)
[sayfa 383]
VI. MANÜFAKTÜRDE TÜCCAR VE SANAYİ SERMAYESİ.
“ALICI” VE “FABRİKA SAHİBİ”
Yukardaki verilerden açıkça anlaşılmaktadır ki, kapitalist gelişmenin bu aşamasında, her zaman, büyük kapitalist atelyelerin yanısıra, çok büyük sayıda küçük kuruluşlar da görürüz; hatta bunlar, toplam üretimde tamamen ikinci derecede bir rol oynamalarına karşın, bir kural olarak, sayıca egemen durumdadırlar. Manüfaktürde küçük kuruluşların varlığını sürdürmesi (ve hatta, yukarda gördüğümüz gibi, gelişmesi), çok doğal bir olgudur. El üretimi altında büyük kuruluşlar, küçük kuruluşlara göre, kesin bir avantaja sahip değildirler; işbölümü, en basit ayrıntılı işlemleri yaratarak, küçük atelyelerin doğuşunu kolaylaştırır. Bu nedenle, kapitalist manüfaktürün
tipik bir özelliği, tamı tamına, az sayıda, nispeten büyük kuruluşların yanısıra, önemli sayıda küçük kuruluşun bulunmasıdır. Bunlar arasında herhangi bir bağıntı var mıdır? Yukarda incelenmiş olan veriler, bunlar arasındaki bağıntının çok yakın olduğu, büyük kuruluşların küçüklerden doğduğu, küçük kuruluşların bazan yalnızca, manüfaktürevlerinin dış bölümleri olduğu, çoğu halde bunlar arasındaki bağıntının, büyük patronlara ait olan ve küçükleri egemenliği altında tutan, tüccar sermayesi vasıtasıyla kurulduğu konularında hiç bir kuşkuya yer bırakmamaktadır. Büyük atelye sahibi, hammaddeleri geniş çapta satın almak, eşyalarını geniş çapta satmak
zorundadır. İş hacmi ne kadar büyükse, malların alım ve satımında, sınıflandırmada, eşya depolamada vb. vb. (ürün birimi başına- düşen) masrafları o kadar küçüktür ve böylece hammaddelerin, küçük patronlara perakende olarak yeniden satılması ve onlara ait eşyaların satın alınması ortaya çıkar, manüfaktürevi sahibi, bunları, kendi malı olarak tekrar satar.
Eğer (çoğu kez olduğu gibi) hammaddelerin satışı ve eşyaların alımı
[sayfa 384] sırasındaki bu işlemlerle bağımlılık ve tefecilik birleşmişse, eğer küçük patron malzemeleri kredi ile alıyor ve eşyaları borcunu ödemek üzere teslim ediyorsa, büyük manüfaktürevi sahibi, sermayesi üzerinden, ücretli işçilerden asla elde edemeyeceği kadar yüksek bir düzeyde bir kâr elde eder. İşbölümü, küçük patronların büyüklere bağımlılığı şeklindeki böyle ilişkilerin gelişmesine yeni bir hız verir: sonuncular, ya yapılmak üzere (ya da bazı ayrıntılı işlemlerin gerçekleştirilmesi için) evlere malzeme dağıtırlar, ya da “el-sanatçıları”ndan ürünün parçalarını, özel ürün türlerini vb. alırlar. Kısacası, tüccar sermayesi ile sınaî sermaye arasındaki en yakın ve en kopmaz bağ, manüfaktürün en tipik özelliklerinden biridir. “Alıcı”, burada, hemen her zaman, manüfaktürevi sahibi ile (herhangi bir büyüklükteki her atelyeyi, “fabrika” olarak sınıflandıran, geçerli ama yanlış terimi kullanırsak, “fabrika sahibi” ile) içice geçmiştir. Bunun içindir ki, çoğu durumda, büyük kuruluşların üretim çaplarına ilişkin veriler,
kendi başlarına, bunların “elsanatı sanayileri”mizdeki gerçek önemleri konusunda
hiç bir fikir vermezler,
çünkü bu tip kuruluşların sahipleri, yalnızca kuruluşlarında çalışan işçilerin emeğine değil, bir ev işçileri yığınının ve hatta (fiilen) karşılarında alıcı durumunda oldukları bir yarı-bağımsız küçük usta-patronlar yığınının emeğine de hâkim durumdadırlar.
Rus manüfaktürüne ilişkin veriler, böylece,
Kapital’in yazarınca saptanan yasayı, yani tüccar sermayesindeki gelişme derecesinin sınaî sermayedeki gelişme derecesiyle ters orantılı olduğunu çarpıcı bir
biçimde gözler önüne sermektedir.[143] Gerçekten de II. Kesimde tanımlanan bütün sanayileri şöyle nitelendirebiliriz: bunlarda büyük
[sayfa 385] atelye sayısı ne kadar az olursa, “alıcılık” o kadar gelişmiştir, ve tersi durumda da “alıcılık” o kadar az gelişmiştir; bütün değişiklik, her durumda egemen olan ve “bağımsız” elsanatçısmı, çoğu kez ücretli işçilerinkiyle kıyaslanamayacak koşullar içine sokan, sermayenin biçimindedir.
Narodnik iktisadın temel hatası, bir yandan, büyük ve küçük kuruluşlar arasındaki bağıntıyı, öte yandan da tüccar ve sanayi sermayesi arasındaki bağıntıyı görmezlikten gelmesi ya da tahrif etmesidir. “Pavlovo bölgesindeki fabrika sahibi, karmaşık bir alıcı tipinden başka bir şey değildir”, Bay Grigoryev böyle diyor (
loc. cit., s. 119). Bu, yalnız Pavlovo için değil, kapitalist manüfaktür çizgileri üzerinde örgütlenmiş olan sanayilerin çoğunluğu için geçerlidir: bunun gibi, tersi de doğrudur: manüfaktürdeki alıcı, karmaşık bir “fabrika sahibi” tipidir; bu arada şunu da belirtelim ki, bu, manüfaktürdeki alıcı ile küçük köylü sanayilerindeki alıcı arasındaki temel farklılıklardan biridir. Ama “alıcı” ile “fabrika sahibi” arasındaki bağıntı gerçeğinde küçük sanayi lehine bir kanıt görmek, (bay Grigoryev ve birçok diğer narodniğin yaptığı gibi), kesinlikle keyfî sonuçlar çıkarmak ve önceden edinilmiş tasarımlara uysun diye gerçekleri çarpıtmak demektir. Görmüş olduğumuz gibi, bir dizi gerçek, tüccar sermayesi ile sınaî sermayenin birleşiminin, doğrudan üreticinin durumunu ücretli işçinin durumundan daha beter yaptığını, işgününü uzattığını, kazancını azalttığını ve iktisadî ve kültürel gelişmeyi geciktirdiğini doğrulamaktadır.
VII. MANÜFAKTÜRÜN BİR EKİ OLARAK
KAPİTALİST EV SANAYİİ
Kapitalist ev sanayiine –yani bir girişimciden elde edilen hammaddelerin, parça-başına ödeme karşılığında evde işlenmesine– bir önceki bölümde belirtildiği gibi, küçük köylü sanayilerinde de raslanır. Daha sonra göreceğiz ki, bu, fabrikanın, yani geniş-çaplı makine sanayiinin yanısıra, (ve geniş bir çapta) tekrar karşımıza çıkar. Demek ki, kapitalist ev sanayiine, sanayideki kapitalizmin bütün aşamalarında raslarız, ama bu en çok manüfaktüre özgü bir durumdur. Gerek küçük köylü sanayileri, gerekse geniş-çaplı makineli sanayi, ev sanayii olmaksızın çok kolay durumu idare edebilir. Oysa, işçinin toprakla olan bağının tipik bir biçimde korunduğu ve büyük kuruluşların etrafında çok sayıda küçük kuruluşun bulunduğu kapitalist gelişmenin manüfaktür aşaması ev işi dağıtımı olmaksızın pek zor düşünülebilir, ya da hiç düşünülmez.
[sayfa 386] Ve görmüş olduğumuz gibi, Rusya’daki olaylar, gerçekten de göstermektedir ki, kapitalist manüfaktür çizgileri üzerinde örgütlenmiş sanayilerde, ev işi dağıtımı özellikle yaygındır. İşte bu nedenle, aşağıda aktarılan örneklerden bazıları, özel olarak manüfaktüre ait sayılmasalar da, biz kapitalist ev sanayiinin tipik özelliklerini esas bu bölümde incelemeyi uygun gördük.
Her şeyden önce, ev sanayiinde, kapitalistle işçi arasındaki aracı kişilerin çokluğuna değinelim. Büyük girişimcinin kendisi bazan farklı köylere dağılmış olan yüzlerce, binlerce işçiye malzeme dağıtamaz; gereken şey, malzemeleri yığın halinde alıp, küçük miktarlarda dağıtacak aracıların (bazı durumlarda, hatta bir aracılar hiyerarşisinin) ortaya çıkmasıdır. Burada, düzenli bir
sweating system* en ağır bir sömürü sistemi görüyoruz: işçiye yakm olan, “alt-aracılar” (ya “atelye sahibi”, ya da dantela sanayiindeki “tacir kadın” vb., vb.), onun özel sıkıntılı durumlarından bile yararlanmayı bilir ve büyük bir kuruluşta düşünülemeyecek ve bütün denetim ve gözetim olasılıklarını kesinlikle olanaksız kılan sömürü yöntemleri icat eder.
Terletme sisteminin yanısıra, ve belki de onun biçimlerinden biri olarak, fabrikalarda yasaklanmış olan, ama elsanatı sanayilerinde, özellikle işin evlere dağıtıldığı yerlerde hüküm sürmeye devam eden
truck system’i** –erzak olarak ödeme sistemi– görülür. Yukarda, çeşitli sanayüeri tanımlarken, bu yaygın uygulamaya ilişkin örnekler verilmişti.
Üstelik, kapitalist ev sanayii, kaçınılmaz olarak son derece sağlığa aykırı çalışma koşullan gerektirir. İşçinin tam yoksulluğu,
[sayfa 387] çalışma koşullarını, nasıl olursa olsun kurallarla denetlemenin kesin olanaksızlığı, ve yaşanan ve çalışılan binaların birleşmesi, işte bunlar, ev işçilerinin oturdukları yerleri bulaşıcı hastalıkların ve iş
hastalıklarının yuvası haline dönüştüren koşullardır. Büyük kuruluşlarda, böyle şeylerle savaşılabilır; oysa ev sanayii bu bakımdan kapitalist sömürünün en “liberal” biçimidir.
Aşırı derecede uzun bir işgünü, kapitalist için ev işi yapmanın ve genel olarak küçük sanayilerin de esas özelliğidir. “Fabrikalardaki ve “elsanatçıları” arasındaki işgününün nispî uzunluğunu gösteren örnekler vermiştik.
Kadınların ve en genç yaştaki çocukların üretime çekilmesi, hemen her zaman, ev sanayiinde gözlemlenir. Bunu sergilemek için, Moskova eyaletindeki kadın sanayilerine ait bir tanımdan bazı gerçekler aktaralım. Pamuk sarmada çalışan 10.004 kadın vardır; çocuklar 5 ya da 6 yaşlarında işe başlarlar (!); günlük kazanç 10 köpek, yıllık kazanç ise 17 rubledir. Kadın sanayilerinde işgünü, genel olarak 18 saati bulur. Örme sanayiinde, çocuklar 6 yaşında işe başlarlar, günlük kazanç 10 köpek, yıllık kazanç 22 rubledir. Toplam olarak 37.514 kadın, kadın sanayilerinde çalışır; 5 ya da 6 yaşında çalışmaya başlarlar (19 sanayiden 6’sında; bu 6 sanayide 32.400 kadın işçi çalışır); ortalama günlük kazanç 13 köpek, yıllık kazanç 26 ruble 20 kopektir.
Kapitalist ev sanayiinin en kötü yanlarından biri, işçinin gereksinme düzeyinde bir düşüşe yol açmasıdır. Patron, halkın yaşam düzeyinin özellikle düşük olduğu ve işçinin toprakla olan bağıntısının onun pek az bir miktar karşılığında çalışmasını mümkün kıldığı. uzak bölgelerden işçi toplayabilmektedir. Örneğin bir köy çorap kuruluşunun sahibinin açıklamasına göre, Moskova’da kiralar yüksektir ve üstelik, örücülere “beyaz ekmek sağlamak ... gerekmektedir ... oysa burada, işçiler işi kendi kulübelerinde yaparlar ve kara ekmek yerler. ... Bu durumda Moskova nasıl bizimle rekabet edebilir!”
Pamuk sarma sanayiindeki çok düşük ücretler, köylülerin karıları, kızları, vb. için bunun yalnızca bir ek gelir kaynağı olmasıyla açıklanır. “Böylece, bu işte hüküm süren sistem, bu işi tek geçim aracı olarak yapanların ücretlerini en alt sınıra kadar iter, geçimlerini, yalnızca fabrika emeği ile sağlayanların
[sayfa 388] ücretle
rini, asgarî gereksinmelerinin altına düşürür, ya da onların geçim düzeylerini yükseltmelerini geciktirir. Her iki durumda da, son de
rece anormal koşullar yaratır.” “Fabrika ucuz dokumacılar arar” diyor Bay Karizomenov, “ve bunları, kendi köylerinde, sanayi merkezlerinin çok uzağında bulur. ... Sınaî bölgelerden, dış bölgelere gidildikçe, ücretlerin sürekli olarak düşmesi, kuşku duyulmayan bir gerçektir.”
Dolayısıyla, patronlar, nüfusu sunî olarak kırsal bölgelere bağlayan koşullardan pekâlâ yararlanabilirler.
Ev işçilerinin tecridi de bu sistemin daha az kötü bir yanı de
ğildir. Sorunun bu yönünü, bizzat alıcılar canlı bir biçimde şöyle tanımlıyor: “Her ikisinin de” (Tver demircilerinden çivi alan bü
yük ve küçük alıcılar) “işlemleri, bir sisteme göre örgütlenmiştir – çivileri topladıkları zaman, kısmen para ile, kısmen de demir ile ödeme yaparlar ve
demircileri daha söz dinler yapabilmek için, her zaman, onları, evlerinde çalıştırırlar.” Bu sözler, “elsanatı” sanayümizin “canlılığı” konusunda basit bir ipucu vermektedir!
Ev işçilerinin tecridi ve aracıların bolluğu, doğal olarak yaygın bağımlılığa, uzak kırsal bölgelerde çoğu kez “ataerkil” üişkilere eşlik eden, her tür kişisel bağımlılığa yolaçar. Genel olarak “elsanatı” sanayilerinde, özel olarak da ev sanayiinde işçilerin patronlara borçluluğu son derece yaygındır.
Çoğu kez, işçi, yalnızca
bir Lohnsklave değil, ayrıca da bir Schuldsklave’dir*. Yukarda, kırsal ilişkilerin “ataerkil niteliğinin” işçiyi hangi koşullara soktuğuna dair örnekler verilmişti.
Kapitalist ev “sanayiinin tanımından, onun yayılmasını hazırla
yan koşullara geçersek, ilkönce, bu sistemle köylünün, toprak parçasına bağlanması arasındaki bağıntıya değinmeliyiz. Hareket
[sayfa 389] özgürlüğünün yokluğu, toprağı başından atmak için arasıra parasal kayba uğrama zorunluluğu (toprağa yapılan ödeme, ondan gelen geliri aştığı zaman, öyle ki, toprak parçasını kiraya veren bir köylü, kirayla tutana bir miktar para ödemek zorunda kalır), köylü topluluğunun kast kapalılığı – bütün bunlar, kapitalist ev işinin uygulanma alanını sunî olarak genişletir, köylüyü bu en kötü sömürü biçimlerine sunî olarak bağlar. Eskimiş kuruluşlar ve kast ilkesi ile doldurulmuş bir tarım sistemi, böylece, gerek tarımda, gerekse sanayide çok kötü bir etki yapar, köleliğin ve kişisel bağımlılığın en büyük ölçüde gelişmesi ile, çalışan insanların en ağır yazgıları ve en çaresiz durumları ile elele giden teknik bakımdan geri üretim biçimlerinin varlığını sürdürür.
Üstelik, kapitalistler için evde çalışmakla, köylülüğün farklılaşması arasında da kesin bir bağıntı vardır. Ev işinin yaygın varlığı, iki koşulu öngörür: (1) işgüçlerini satmak, hem de ucuza satmak
zorunda olan bir kır proleterleri yığının varlığı; (2) yerel koşulları iyi tanıyan, işin dağıtımında aracıların fonksiyonunu yükümlenebilecek,
hali-vakti yerinde köylülerin varlığı. Tüccarın gönderdiği bir satıcı, (özellikle azçok karmaşık sanayilerde) her zaman bu görevi yerine getiremeyecek ve bu işi, “onlardan biri olan” bir yerel köylü kadar “ustaca” hemen hiç bir zaman yapamayacaktır.
Büyük girişimciler, belki de, eğer emirleri altında, kredi ile ya da komisyon ile mal teslim edebilecekleri, küçük ticarî işlemlerini genişletmek için açgözlülükle her fırsata sarılan bütün bir küçük girişimciler ordusu olmasaydı, ev işçilerine iş dağıtmada, işlemlerin yarısını gerçekleştiremez duruma düşeceklerdi.
Nihayet, kapitalist ev sanayiinin, kapitalizm tarafından yaratılan artı-nüfus teorisindeki yerine değinmede son derece önemlidir Hiç kimse, Rus işçilerinin kapitalizm tarafından “özgür bırakılması” hakkında Bay V. V., N. –on ve narodnikler kadar çok konuşmamıştır, ama bunlardan hiç biri, Reform-sonrası dönemde,
[sayfa 390] Rusya’da doğmuş olan ve doğmakta olan emeğin “yedek ordusu”nun özel biçimlerini tahlil etme zahmetine girmemişlerdir. Narodniklerin hiç biri, ev işçilerinin, belki de, kapitalizmimizin “yedek ordusunun en büyük bölümünü oluşturdukları yolundaki ufak ayrıntıyı farketmemişlerdir bile.
Evde yapılmak üzere iş dağıtmakla, büyük girişimciler, atelyeler kurmak vb. için, hiç bir önemli sermaye ve zaman harcamaksızın, üretimi, hemen istenen boyutlarda artırmak olanağına kavuşurlar. Artan talep, sanayiin büyük bir dalının canlandırılmasından (örneğin, demiryolu yapımı), ya da savaş vb. gibi durumlardan doğduğu zaman, pazar koşullan, böyle anî bir üretim genişlemesini çok sık gerektirir.
Dolayısıyla, İkinci Bölümde, milyonlarca tarım proleterinin oluşumu olarak tanımladığımız sürecin bir başka yanı da, bu arada, Reform-sonrası Rusya’da, kapitalist ev sanayiindeki dev gelişmedir. “Aileyi ve komşu pazardaki birkaç alıcıyı gözönünde tutan, ev ekonomisine, kesinlikle doğal olan ekonomiye ait işlerden kurtulan işçilere ne olmuştur? İşçilerle dolup taşan fabrikalar,
geniş-çaplı ev sanayiindeki hızlı gelişme, buna açık bir cevap veriyor.” (
Vladimir Eyaleti Sanayileri, III, 20, italikler bizimdir.) Aşağıdaki kesimde verilen rakamlar, bugün Rusya’da, girişimciler tarafından ev sanayiinde çalıştırılan işçilerin sayısının ne kadar büyük olması gerektiğini gösterecektir.
[sayfa 391]
VIII. “ELSANATI” SANAYİİ NEDİR?
Bundan önceki iki bölümde, esas olarak, Rusya’da, genellikle “elsanatı” sanayii denen şeyin üzerinde durduk. Şimdi, başlıktaki soruyu yanıtlamaya çalışabiliriz.
Yukarda tahlil edilen sanayi biçimlerinden hangilerinin, yayınlarda, genel “elsanatı sanayileri” yığını arasında sayıldığını anlayabilmek için, bazı istatistiklerle işe başlayalım.
Moskova istatistikçileri, köylü “sanayileri”yle ilgili araştırmalarını bitirirken,
çeşit çeşit bütün tarım-dışı uğraşları özetlediler. Yerel sanayilerle (metaların yapımı ile) uğraşan, toplam 141.329 kişi (c. VII, Kısım III) sıraladılar, ama bunun içine zanaatçılar (ayakkabıcıların bir kısmı, camcılar ve daha birçokları), bıçkıcılar vb., vb. de dahildir. En az 87.000’i (bizim farklı sanayilere ait hesaplarımıza göre) kapitalistlerce çalıştırılan ev işçileri idi.
Verilerini birleştirdiğimiz 54 sanayideki ücretli işçi sayısı, toplam 29.446 işçi üzerinden, 17.566 işçi, yani %59,65’tir. Vladimir eyaleti için aşağıdaki sonuçları elde ettik (
Vladimir Eyaleti Sanayileri’nin beş sayısından): 31 sanayide toplam 18.286 kişi çalışmaktadır; bunların 15.447’si, kapitalist ev sanayiinin egemen olduğu sanayilerle uğraşırlar (5.504 ücretli işçi, yani deyim yerindeyse, ikinci dereceden ücretli adam dahil). Ayrıca, 150 kırsal zanaatçı (bunların 45’i kiralanmıştır) ve 2.689 küçük meta üreticisi (bunlardan 5111 kiralanmıştır) vardır. Kapitalist ilişkiler içinde çalışan toplam işçi sayısı (15.447+45+511=) 16.003, yani %87,5’tir.
Kostroma eyaletinde, (
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler’deki, Bay Tillo’nun tablolarını temel alırsak)
[sayfa 392] 83.633 yerel sanayici vardır, bunun 19.701’i kereste işçisidir (ne de “elsanatçısı”!), 29.564’ü evlerinde kapitalistler için çalışır; 19.954 kadarı, küçük meta üreticilerinin egemen olduğu sanayilerle uğraşır ve 14.414’ü de köy zanaatçısıdır.
Vyatka eyaletinin 9 uyezdin-de, (aynı
îşlemler ’e göre) 60.019 yerel sanayici vardır, bunların 9.672’si değirmenci ve yağhanecidir; 2.032’si (kumaş boyaması ile uğraşan) saf zanaatçılardır; 14.928’i, büyük çoğunluk bağımsız çalışmak üzere, kısmen zanaatçı, kısmen meta üreticisidir; 14.424’ü kısmen sermayeye bağlı sanayilerle uğraşır; 14.875’i tamamen sermayeye bağlı sanayilerle uğraşır; 4.088’i ücretli emeğin tümüyle egemen olduğu sanayilerle uğraşır.125
İşlemler’deki, öteki eyaletlere ilişkin verilere dayanarak, örgütlenmesi hakkında azçok ayrıntılı bilgi bulunan sanayilere ait bir tablo düzenledik. 21.151.000 ruble tutarında bir üretime sahip, 107.957 kişi çalıştıran 97 sanayi görüyoruz. Bunların içinde, ücretli emeğin ve kapitalist ev sanayiinin egemen olduğu sanayiler 70.204 kişi (18.621.000 ruble) çalıştırırlar; ücretli işçilerin ve kapitalistler için evde çalıştırılan işçilerin yalnızca bir azınlık oluşturduğu sanayiler 26.935 kişi (1.706.000 ruble) çalıştırırlar; ve nihayet, bağımsız emeğin hemen tümüyle egemen olduğu sanayiler 10.818 kişi (824.000 ruble) çalıştırırlar. Nijni-Novgorod eyaletine bağlı, Gorbatov ve Semyonov uyezdlerindeki 7 sanayie ait zemstvo istatistik malzemesine göre, 16.303 elsanatçısı bulunmaktadır; bunun 4.614’ü yerel pazar için çalışır; 8.520’si “bir patron için” ve 3.169’u ücretli işçi olarak çalışır; bir başka deyişle, 11.689’u kapitalist ilişkiler içinde çalıştırılan işçilerdir. 1894-95 Perm elsanatı sayımına göre, 26.000 elsanatçısından 6.500’ü (%25) ücretli işçidir, 5.200’ü (%20) alıcılar için çalışır; bir başka deyişle %45’i kapitalist ilişkiler içinde çalıştırılan işçilerdir.
Veriler bölük pörçük olsa da (başkası elimizde bulunmamaktadır),
kapitalist ilişkiler içinde çalıştırılan bir işçiler yığının bir bütün olarak, “elsanatçıları” arasında sınıflandırılmış olduğunu açıkça göstermektedir. Örneğin (yukarda aktarılan verilere göre) kapitalistler için evde çalışanların sayısı 200.000’den
fazladır. Ve bu, hepsi etraflı bir biçimde taranmamış olan, 50-60 kadar uyezde ait
[sayfa 393] bir rakamdır. Bütün Rusya için, bu tip işçilerin sayısı iki milyon kadar bir şey olmalıdır.
Eğer buna “elsanatçıları” tarafından çalıştırılan ücretli işçileri de eklersek –ve yukarda aktarılan rakamlardan görülebilir ki, bunların sayısı, hiç de bazan Rusya’da sanıldığı kadar düşük değildir–- kabul etmemiz gerekecek ki, sözde “fabrika ve atelyeler”in dışında, kapitalist ilişkiler içinde çalıştırılan 2 milyonluk sınaî işçi rakamı, asgarî bir rakamdan başka bir şey olamaz.
Son iki bölümde aktarılan rakamlar, bizi, – “elsanatı sanayii nedir?”– sorusuna, kullanılan terimin, bilimsel araştırma amaçlarına kesinlikle uymadığı, ve genellikle ev sanayileri ve elsanatla-rından büyük manüfaktürevlerindeki ücretli emeğe kadar, her türden tüm sanayi biçimlerini kapsamak üzere kullanılan bir terim olduğu yanıtını vermeye zorlamaktadır.
“Elsanatı sanayilerime ait birçok tanımda âdet olan, bu en değişik tipteki iktisadî örgütlerin aynı kaba konuşu,
örneğin Korsak gibi bir yazara
[sayfa 394] kıyasla geriye doğru büyük bir adım atan ve en garip teorileri geliştirmek için mevcut terim karışıklığından yararlanan narodnik iktisatçılar tarafından hiç eleştirilmeden ve tamamen akılsızca bir biçimde devralınmıştır. “Elsanatı sanayii”ne iktisaden türdeş bir şey, kendi kendine yeterli bir şey gözü ile bakılıyor ve hemen “fabrika” sanayii anlamına geldiği kabul edilen “kapitalizmin” “
karşısına konuyordu ”
(aynen böyle!). Örneğin Bay N. –on’u ele alalım.
Denemeler ’inin 79. sayfasında “Sanayilerin Kapitalistleşmesi (?)”
başlığını, ve sonra da, hiç bir saklı tutma ya da açıklama olmaksızın “Fabrikalar Üzerine Veriler” başlığını görüyoruz. ... Basitlik pek etkili: “kapitalizm” = “fabrika sanayii” ve fabrika sanayii = resmî yayınlarda bu başlık altında sınıflandırılan şeyler. Ve böyle derin bir “tahlile”
dayanılarak, “elsanatçıları” arasına dahil edilmiş olan kapitalist ilişkiler içinde çalıştırılan işçiler yığını, kapitalizmin hesabından siliniveriyor. Bu tür bir “tahlile”
dayanılarak, Rusya’daki farklı sanayi biçimleri sorunu atlatılıyor. Bu tür bir “tahlile”
dayanılarak, “elsanatı” sanayiimizle “fabrika” sanayimiz arasındaki fark, ikincinin birinciden ayrılması, “fabrika” sanayiinin “sunî yapısı” vb. ile ilgili en saçma ve zararlı önyargılar yerleştiriliyor. Bu, bir önyargıdır, çünkü şimdiye dek, hiç biri, sanayiin bütün dallarında “elsanatı” sanayii ile “fabrika” sanayii arasında çok yakın ve kopmaz bir bağıntı bulunduğunu gösteren verileri incelemeye kalkışmamıştır.
Bu bölümün amacı, bu bağıntının tamıtamına neden ibaret olduğunu ve Rusya’da küçük-çaplı sanayi ile geniş-çaplı makineli sanayi arasında duran sanayi biçiminin hangi özel teknik, iktisadî ve kültürel özellikleri temsil ettiğini göstermek olmuştur.
[sayfa 395]
Dipnotlar
Kapitalist manüfakturun bu oluşum sürecinin bir tanımı için bkz: Marx Kapital, III, 318-320; Rusça çeviri 267-270.[130] “Manüfakturun doğusu eski loncaların bağrından bile olmamıştır. Modern atelyenin başına geçen eski lonca ustası değil, tüccardı.” ( Misère de la Philosophie, 190.)[131] Marx’a göre manüfaktür kavramının başlıca özelliklerini başka yerlerde sıralama fırsatını bulmuştuk. ( Çalışmalar, 179 [Bkz: Lenin, Collected Works, c. 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. -ç.])
Kapital, I2, s. 383.[132]
Karş: Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c. VII, Kısım III, (Moskova 1883) s. 63-64.
Bu tip en önemli kentlerin bir listesi için, bir sonraki bölüme bakınız.
Böyle karışıklıklara ait örnekler, bir sonraki bölümde verilecektir.
Bkz: Vladimir Eyaletindeki Sanayiler, III. Elsanatı sanayimiz hakkındaki yazında tanımlanan bütün dokuma sanayileri için ayrıntılı veriler sunmak, olanaksız ve gereksizdir. Üstelik, bu sanayilerin çoğunda, fabrika şimdi üstün durumdadır. “Elsanatı dokumacılığı” konusunda, ayrıca bkz: Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c. VI ve VII. – Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler. – Elemeği İstatistikleri Üzerine Malzeme.[134] – Raporlar ve Soruşturmalar. – Korsak, loc. cit..
Askerî İstatistikî Özet, Vladimir eyaletinde, 1866’da 98 işçi çalıştıran ve 4.000 rublelik toplam üretime sahip, 98 ipek fabrikası (!) saymayı başarmıştır (!). 1890 Kılavuz’u,
35 fabrika, 2.112 işçi ve 936.000 ruble veriyor. 1894-95 Liste’sine göre, 98 fabrika, 1.918.000 rublelik üretim yapan 2.281 işçi ve ek olarak “Kuruluşların dışında, fazladan” çalışan 2.477 işçi bulunmaktadır. Hadi, buradaki “elsanatçıları”nı, “fabrika işçileri”nden ayırdetmeye çalışın bakalım.
1890 Kılavuz’una göre, Moskova dışında 303 işçiye ve 58.000 ruble tutarında bir üretime sahip 10 şerit fabrikası vardı. Ama Moskova Eyaletine Ait istatistik Sonuçlar’a göre, (c. VI, Kısım II) 2.619 işçiye (bunların %72,8’i ücretli işçilerdi) ve 963.000 ruble tutarında bir üretime sahip 400 kuruluş vardı.
Fabrika Müfettiş Raporları Koleksiyonu (St Petersburg 1906) der ki Saratov eyaletinde 10.000 işçiye sahip 33 dağıtım ofisi bulunmaktaydı. (2. baskıya not.)
Bu sanayiin merkezi Sosnovka volostudur, 1886 zemstvo sayımına göre, burada kadın-erkek 38.000 kişilik bir nüfusa sahip 4.626 ai2e; 291 sınaî kuruluş bulunmaktadır. Bütün volostta ailelerin %10’u evsizdi (uyezddeki oran %6,2’dir) ve ailelerin %44,5’i çiftçilik yapıyorlardı (uyezddeki oran %22,8’dir). Bkz: Saratov Eyaletine Ait îstatistikî Sonuçlar, c. XI. – Dolayısıyla, kapitalist manüfaktür, burada da, işçileri topraktan ayıran sınaî merkezler yaratmıştır.
Şunu da belirtelim ki, verilen şekil, kapitalist manüfaktür çizgisi üzerinde örgütlenmiş olan bütün Rus sanayileri için geçerlidir: her yerde sanayiin başında büyük kuruluşları (bâzan “fabrika ve atelyeler” arasında sınıflandırılırlar) ve, tamamen onların egemenliği altında olan bir küçük kuruluşlar yığınını – tek sözcükle, işbölümü ve el üretimine dayanan kapitalist işbirliğini görürüz. Yalnız burada değil, öteki sanayilerin çoğunluğunda da, tarım-dışı merkezler, manüfaktür tarafından tamamen aynı yolla oluşturulur.
22-24 reomür derecesinde çalıştıklarından, çıplaktırlar. Hava ince ve kalın toz, yün ve öteki şeylerle doludur. “Fabrikaların zemini (her yerdeki yıkama sundurmalarında vb.) topraktır.
Krasnoye sakinlerinin özel argolarından sözetmek ilginç olacaktır- bu durum manüfaktüre özgü bölgesel tecridin bir özelliğidir. “Krasnoye köyünde, fabrikalara, Matroiskçe, pavornya [mutfak -ç.] denir. ... Matroisk Ophen lehçesinin sayısız dallarından biridir; bu lehçenin üç anakolu, esas olarak Vladimir eyaletinde konuşulan asıl Ophen; Kostroma eyaletinde konuşulan Galivan; ve Nijni-Novgorod ve Vladimir eyaletlerinde konuşulan Matroisk’tir. (Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, V, s. 465.) Yalnızca geniş-çaplı makine sanayii toplumsal ilişkilerin yerel niteliğini yok eder ve onların yerine ulusal (ve uluslararası) ilişkileri kor.
Nijni-Novgorod Eyaletindeki Toprakların Değerlendirilmesi İçin Malzeme, c. XI, Nijni-Novgorod 1890, s. 211-214.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, VI.
Raporlar ve Soruşturmalar, III.
Vladimir Eyaletindeki Sanayiler, c. II.
Vladimir Eyaletindeki Sanayiler, c. II, s. 271.
Bkz: Beşinci Bölüm, Ek I, sanayi n° 27.
Bu kuruluşlardan bazıları, arasıra “fabrikalar ve atelyeler arasına dahil edilir. Bkz: örneğin, 1879 Kılavuz’u, s. 126.
Bkz: yukarda, Beşinci Bölüm, VII. kesim.
Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, IV, Kısım I, s. 282-287.
Bkz: Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, IX ve Raporlar ve Soruşturmalar, III.
Bu tip atelyeler, kazara, henüz “fabrika ve atelyeler” arasına dahil edilmemişlerdir.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, II.
Zemstvo istatistiklerine göre (
Malzeme, c. VII, Nijni-Novgorod 1892), 1889’da bu köylerde, 341 ve 119 aile vardı ve bunlar sırasıyla kadın-erkek, 1 277 ve 440 kişiden oluşuyorlardı. 253 ve 103 verilmiş-toprak sahibi aile vardı. Sanayilere katılan aile sayısı 284 ve 91 idi, bunun 257 ve 32’si tarımla uğraşmıyordu. 218 ve 51 ati olmayan aile vardı. Verilmiş-topraklarını kiraya veren aile sayısı 237 ve 53’tü.
Karş: Nijni-Novgorod Elkitabı, c. IV, Rahip Roslaylev’in makalesi.
Perm Eyaletindeki Elsanatı Sanayiinin Durumuna İlişkin Eskiz-ler, s. 158, tablo toplamlarında bir hata ya da bir yanlış basım vardır.
İbid”
s. 40 ve tablo 188. Bu kuruluşlar, Liste’de de ifade edilmiş gözüküyor, s. 152. Büyük kuruluşları küçükleriyle karşılaştırma amacıyla, tarımcı meta üreticilerini ayırdık; bkz: Çalışmalar, s. 156. (Bkz: Lenin, Collected Works, c 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. -ç.)
Sibirya-Urallar Sergisinde Perm Eyaletindeki Elsanatı Sana-yileri, Kısım III, s. 47 ve devamı.
Orel eyaleti, Trubçevsk, Karaçev ve Orel uyezdleri için Zemstvo istatistik sonuçlarına bakınız. Büyük manüfaktürevleri ile küçük köylü kuruluşları arasındaki bağıntı, bu sonuncularda da ücretli emeğin gelişmesinden anlaşılır: Örneğin, Orel uyezdinde, 16 köylü usta eğirici, 77 işçi çalıştırmaktadır.
V. İlyin. Çalışmalar, s. 176. (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. -ç.)
Bu konudaki Perm elsanatı sayımı üzerine kesin veriler için, bkz: ibid., s. 177. (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. -ç.)
Perm eyaleti ve bu “elsanatı sanayiinin” merkezi olan Nevyanski Zavod (tarım-dışı) köyü üzerine, bkz: Kılavuz ve Liste.
Karş: Çalışmalarımız, s. 177-178. (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. -–ç.)
Raporlar ve Soruşturmalar, I.
Raporlar ve Soruşturmalar, III.
14 büyük kereste tüccarı bulunmaktadır. Bunların kereste kurutma odaları (maliyeti 300 ruble) vardır, herbiri 6 işçi çalıştıran bu odalardan köyde 24 tane bulunur. Bu tüccarlar, ayrıca avans para vererek avuçları içine aldıkları İşçilere malzeme verirler.
Burada, genel olarak, kereste sanayiinde kapitalizmin gelişmesi sürecine de değinmek uygun olur. Kereste tüccarları, keresteyi, ham satmazlar: işlemek ve çeşitli tahta eşyalar yapmak üzere işçi kiralarlar, sonra da bunları satarlar. Bkz: Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, vb., VIII, s. 1268-1314. Ayrıca Orel Eyaleti, Trubcevsk Uyezdine Ait İstatistikî Sonuçlar.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c. II, 1879, Ayrıca bkz: Semyonov uyezdi için zemstvo istatistik Malzeme’si,
c. XI, 1893.
Vermiş olduğumuz istatistikler (V. Bölüm, Ek I, sanayi n° 2, 7, 26). oyuncak yapımcılarının yalnızca ufak bir bölümünü kapsar, ama bu veriler 11-18 işçiye sahip atelyelerin doğduğunu göstermektedir.
Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c. VI, Kısım II, s. 47.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, IX.
Gorbatov uyezdindeki, Toprakların Değerlendirilmesi İçin Malzeme.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, IX.
Böylece, at tasması sanayiinin başında, herbiri 10-30 ücretli işçiye ve 5-10 dış işçiye sahip 13 büyük mülk sahibi bulunmaktadır. Büyük eldiven yapımcıları, kesimi kendi atelyelerinde (2 ya da 3 ücretli işçi çalıştırarak) yapar ve eldivenleri, binalarının dışında, 10-20 kadına diktirirler: bunlar, baş parmak-yapımcıları ve dikişçilere ayrılır, birinciler işi mal sahibinden alır ve sömürdükleri sonuncular arasında dağıtırlar (1879 yılına ait bilgi).
1899’da 1.812 aileden (9.241 kişiyi kapsar), 1.469’u, hiç toprak ekmiyordu (1897’de 12.342 kişi). Pavlovo ve Bogorodskoye köyleri, Gorbatov uyezdindeki öteki köylerden, sakinlerinin pek azının bunları terketmesiyle ayrılır; tersine, Gorbatov uyezdindeki köylerini terkeden köylülerden %14.9’u Pavlovo’da %4 9’u ise Bogorodskoye’de yaşarlar. Nüfustaki artış 1858 ve 1889 yılları arasında uyezd için %22,1, ama Bogorodskoye köyü için %42 idi. (Bkz: Zemstvo istatistik Malzeme’si.)
Bkz: adı geçen uyezdler için, Zemstvo istatistik Malzeme’si.
- Elsanatı Komisyonuna Ait işlemler, IX ve VI. - Kılavuz ve Liste. - Raporlar ve Soruşturmalar, II.
1889’da, burada 1.305 kişiyi kapsayan 380 aile (hiç biri toprak ekmiyordu) vardı. Katunki volostunun tümünde, ailelerin %90,6’sı sanayilerle uğraşır, çalışanların %70,1’i yalnızca sanayi ile meşguldür (yani tarımla uğraşmaz). Okuryazarlık açısından, bu volost, uyezd ortalamasının çok üstündedir, bu açıdan yalnızca, gene tarım-dışı olan ve çok gelişmiş sandal yapım sanayilerine sahip bulunan Çernoretsk volostu onu geçer, Bolşoye Muraşkino köyü, 1887’de kadın-erkek 3.473 kişiyi kapsayan toplam 1.887 aileye (bunun 853’ü hiç toprak ekmezdi) sahipti. 1897 sayımına göre, Gorodets’in nüfusu 6.330 Bolşoye Muraşkino’nunki 5.341, Yurino’nunki 2.189, Spasskoye’nın 4.494 ve Vatras’ın 3.012 idi.
Elsanatı Komisyonum Ait İşlemler, IX, s. 2567. 1880 için bilgi.
Arzamas fabrikalarındaki işçilerin koşulları kırsal işçilerinkinden daha iyidir. (
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, III, s. 133.)
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, III, s. 76.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c. XI, s. 3084. (Bkz: 1890 Kılavuz’u) Elsanatçıları arasına, 60 işçi çalıştıran bir atelye sahibi, köylü tarıma Dolguşin de dahildir. Bu tip birkaç elsanatçısı vardır.
1890 Kılavuz’una göre, 700’den fazla işçi çalıştıran 27 patron vardı
Vladimir eyaleti Suya uyezdine bağlı ünlü Dunilovo “elsanatı” köyü için ayrıca karş: Liste, s, 489. 1890 Kılavuz’u, burada 151 işçi çalıştıran 6 kürk fabrikasının bulunduğunu söylerken, Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler’e göre (c. X); bu bölgede 2.200 kadar kürkçü ve 2.300 koyun postu palto yapımcısı bulunmaktadır; 1877’de “elsanatçısı” sayısı 5.500 gibi yüksek bir rakamdı. Bu uyezddeki kıl eleklerin yapımı da, muhtemelen, aynı biçimde örgütlenmiştir, bu sanayi ile, 40 kadar köy ve “Mardasseroler” diye bilinen (bu bölgenin adı dolayısıyla 4.000 kişi uğraşır. Çalışmalarımız’da Perm eyaletindeki deri ve ayakkabı tamirciliği sanayilerindeki benzer örgütlenmeyi tanımlamıştık, s. 171 ve devamı. (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. -ç.)
1894 yılına ait, “elsanatçıları” hakkında bazı bilgiler şöyledir: “Sincap kürkleri, Kargopol kasabasındaki bazı en yoksul kadınlar ve Pavlovo volostundaki köylü kadınlar tarafından dikilir. Bunlara en düşük fiyat ödenir.” Öyle ki, bir terzi kadın, ayda, yalnızca, kendi yiyeceğini sağlayan 2 ruble 40 köpek ile 3 ruble arası bir kazanç elde eder, ve bu ücret için (parça başına), günde, aralıksız 12 saat çalışmak zorundadır. “İş çok yorucudur, çünkü çok büyük zorlama ve gayret gerektirir.” Terzi kadınların sayısı şimdi 200 kadirdir. (
Olonets Eyaletindeki Elsanatı Sanayii, Bay Blagoveşçeski ve Garyazin’in Makalesi, Petrozavodsk 1895, s. 92-93.)
Bkz: Rus İmparatorluğu İstatistik Kayıtları, II. c III, St. Peters-burg, 1872 Rusya’daki Elsanatı Sanayii ve Elemeğinin incelenmesi için Malzeme, L. Maykov tarafından derlenmiştir. V. A. Ptetnev’in makalesi. Bu çalışma, sanayideki tüm örgütlenmenin tanımında açıklık bakımından en iyi çalışmadır En son çalışmalar değerli istatistikler ve halkın yaşamına ait gerçekler vermektedir, ama, bu karmaşık sanayiin iktisadî yapısının sergilenmesinde daha az yeterlidirler. Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c. VIII, Bay Pokvovski’nin makalesi. – Raporlar ve Soruşturmalar, c. I.
Karş: Raporlar ve Soruşturmalar: 7 sanayici grubu: 1° den eşya tacirleri- 2° ayakkabı alıcıları; 3° deri stoku yapan ve ev işçilerine dağıtan büyük atelye patronları (5-6 kişi); 4° ücretli işçi çalıştıran küçük atelye patronları; ayrıca ev işçilerine de malzeme verirler; 5° tek kişilik kuruluşlar -ya pazar için ya da patronlar için çalışırlar (3 ve 4’ün aşağısında); 6° ücretli işçiler (sanatçılar, kalfalar, çocuklar); 7° “kalıp yapımcıları, çentikçiler ve ayrıca sepileme, yağlama ve tutkallama atelyeleri sahipleri ve işçileri (s. 227, loc. cit)
. 1897 sayımına göre Kimri köyünün nüfusu, 7.017’dir.
“Bıçkıcı”, fırça tahtalarını keser; “delici”, onlarda delik açar; “temizleyici”, kıl temizler; “yerleştirici”, kılı “yerleştirir”; “birleştirici” fırçaların arkalarına tahta şeritler yapıştırır. (
Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c VI, Kısım I, s. 18.)
Yukarda tanımlanmış olan dokuma sanayilerinde olduğu gibi bu sanayide de, kapitalist manüfaktür, dar anlamıyla, dünün ekonomisidir. Reform-sonrası dönemin niteliği, bu manüfaktürün geniş-çaplı makineli sanayie dönüşmesidir. Buharlı motor kullanan Gjel çömlek imalâthanelerinin sayısı 1866’da I, 1879’da 2 ve 1890’da 3 idi. (
Maliye Bakanlığı Yıllığı’ndaki verilere göre c I, 1879 ve 1890 Kılavuz’u.)
Pavlovo ve Vorsma’da okuryazar nüfusun daha çok oluşu, ve köylülerin, köylerden bu merkezlere doğru göçü için, yukarıya bakınız.
Zemstvo İstatistiki Malzeme verileri, ve Bay Annenski’nin Rapor’u, ayrıca A N Potresov’un araştırmaları (yukarda değinilen). Murom bölgesine ait rakamlar yaklaşıktır. 1897 sayımına göre, Vorsmo sakinlerinin sayısı 4.674, Pavlovo sakinlerinin sayısı ise 12.431 idi.
Vermiş olduğumuz veriler hiç bir biçimde bu egemenliği tam ifade etmiyor: Biraz sonra görüleceği üzere, pazar için çalışan elsanatcıları mülk sahipleri için çalışanlardan daha da çok sermayeye bağımlıdır, mülk sahibi için çalışan elsanatcıları da, ücretli işçilerden daha da çok sermayeye bağımlıdır Pavlovo sanayileri, tüccar sermayesi ile sanayi sermayesi arasındaki genel olarak kapitalist manüfaktürün küçük üreticilere olan ilişkisine özgü olan kopmaz bağı belirgin bir biçimde gösteriyor.
Toprakla olan bağ da, kazançları azaltan önemli bir etkendir. Köy elsanatçıları “bir bütün olarak, Pavlovo çilingirlerinden daha az kazanırlar”. (Annenski, Rapor, s. 61). Birincilerin kendi tahıllarını yetiştirdiklerim hesaba katmamız gerektiği doğrudur, ama o durumda bile “sıradan köy elsanatçısının koşulları, ortalama Pavlovo çilingirinin koşullarından iyidir demek çok zordur” (61).
Bunalımlar sırasında öyle olur ki, sözcüğün gerçek anlamıyla para almadan çalışır, “beyazı siyahla”, yani mamul malları, hammaddelerle değiştirirler; bu “çok sık” olur. (Grigoryev, ibid., 93.)
Selitba ve Vaça köyleri ve çevreleri de dahil olmak üzere, bütün bölge için Kılavuz ve Liste’den alınmış veriler. 1890 Kılavuz’u, kuşkusuz, dışarı işçilerini de, toplam fabrika işçileri sayısına dahil etmiştir; yalnızca iki en büyük kuruluş için (Zavyalovlar ve F. Varipayev’ler) bir düzeltmeyle yetinerek, dışarı işçilerinin sayısını yaklaşık olarak hesapladık. Liste’deki ve Kılavuz’daki, “fabrikalar ve atelyeler”e ait rakamları karşılaştırmak için, yalnızca 15 ve daha fazla işçi çalıştıran kuruluşlar ele alınmalıdır (bu, Çalışmalarımız’da çok daha ayrıntılı olarak incelenmiştir, “Fabrika İstatistiklerimiz Sorunu Üzerine” başlıklı makale). (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 4. -ç.)
Pavlovo sanayi dallarından birinde, kilit yapımında, tersine, ücretli işçi çalıştıran atelyeler sayısında bir düşüş vardır. Bu gerçeği ayrıntısıyla anlatan A. N. Potressov (
loc. cit)
, nedenine de işaret etmiştir – Kovno eyaletinde kilit yapım fabrikasının rekabeti (1890’da, 500.000 rublelik bir üretim yapan 500 işçiye sahip ve 1894-95’te, 730.000 rublelik bir üretim yapan, 625 işçiye sahip Schmidt Kardeşler).
Elsanatı Komisyonuna Ait işlemler, IX. Bezvodnoye köyünün nüfusu, 1897’de 3.296 idi.
Raporlar ve Soruşturmalar, c. I. – Liste, bu bölge için, binalarda 21 işçi, dışarda 29 işçi çalıştıran ve 68.000 ruble tutarında bir üretime sahip 4 “fabrika” veriyor.
Raporlar ve Soruşturmalar, I, s. 186.
Beşinci Bölüm, Ek I, Sanayi n° 29.
İbid., n° 32.
Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c. VI, Kısım I, Bolum I, ve 1890’da Bogorodsk Uyezdi Sanayileri.
Örneğin bkz: Liste, n° 8819.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c. VI, 1880 soruşturması. –Raporlar ve Soruşturmalar, c. I, (1838-1889), bkz: s. 271: “hemen hemen bütün iş ücretli işçi çalıştıran atelyelerde toplanmıştır”. Bkz: ayrıca Yaroslavl Eyaleti İncelemesi, c. II, Yaroslavl 1896, s. 8, 11. –Liste, s. 403.
Beşinci Bölüm, Ek, I, Sanayi n° 19 ve 30.
Bir kazancının atelyesinde, farklı işlerin yapılması için beş usta işçiye ihtiyaç vardır; tepsi yapımcının atelyesinde en az 3, “normal bir atelyede” ise 9 işçiye ihtiyaç vardır. “Büyük kuruluşlarda”, “üretkenliği artırmak amacıyla”, “güzel” bir “işbölümü” uygulanır. (İsayev, loc. cit, 27 ve 31.)
1890 Kılavuz’u Zagarye bölgesi için, 184 işçi çalıştıran, 37.000 ruble tutarında bir üretime sahip 14 fabrika veriyor. Bu rakamların, yukarda aktarılan Zemstvo istatistikleriyle karşılaştırılması göstermektedir ki, bu durumda da, fabrika istatistikleri, yalnızca, geniş ölçüde gelişmiş olan kapitalist manüfaktürün üst tabakasını kapsamaktadır.
Karş: Bogorodsk Uyezdindeki Elsanatı Sanayileri.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c. IX, Bay A. Tülo’nun makalesi. – Raporlar ve Soruşturmalar, c. III (1893). Sanayi gelişmeye devam etmektedir. Karş: Russkiye Vedomosti’ye mektup, 1897, n° 231. Vestnik Finansov, 1898, n° 42. Toplam üretim 1 milyon rubleyi aşar, bunun 200.000 rublesini işçiler, 300.000 rublesini alıcılar ve tüccarlar alır.
“Krasnoye elsanatçıları arasında, her tür eşya ve hatta her parça, belirli bir zanaatçı tarafından yapılır ve dolayısıyla, örneğin, yüzüklerin ve küpelerin, bileziklerin ve broşların vb. aynı evde yapıldığı pek seyrek görülür; genellikle belirli bir eşya, parçalar halinde, yalnızca aynı evlerde değil, hatta ayrı köylerde yaşayan, farklı işçi uzmanlarca yapılır.” (
Raporlar ve Soruşturmalar, c. III, s. 76).
Vestnik Finansov, 1898, n° 42.
Bkz: Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler’de Bay V. Borisov’un makalesi, c. IX.
Tula demircisi, Nikita Demidov Antufyev, Tula kasabası yakınlannda bir demir atelyesi kurarak Büyük Peter’in himayesini kazandı; 1702’de kendisine Nevyansk atelyeleri verildi. Torunları, ünlü Ural demir manüfaktürcüleri, Demidovlardır.
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c X, Bay Manokin’in Perm eyaletine bağlı Suksun’daki semaver sanayiine ilişkin eksiksiz bir tanımım içerir. Bunun örgütlenişi Tula eyaletindekinin aynıdır. Karş: İbid., c. IX, 1882 sergisindeki elsanatı sanayileri üzerine, Bay Borisov’un makalesi.
Açıktır ki Tula ve çevrelerindeki makine işlerinin örgütlenişinde benzer özellikler görülür. Bay Borisov’un 1882’de hesapladığına göre, bu sanayilerde çalıştırılan işçi sayısı 2.000-3.000 arasındaydı ve bunlar 2½ milyon rubleye yakın değerde madenden eşya üretiyorlardı. Bu elsanatçıları, tüccar sermayesinin çok ağır baskısı altındaydılar. Tula Eyaletindeki madenî eşya “fabrikaları” bazan dışarı işçilerine sahiptirler. (Karş: Liste, s. 393-395.)
Akardeon yapımının gelişmesi, ayrıca, ilkel folk adetlerinin safdışı edilmesi ve geniş, ulusal bir pazarın yaratılması süreci olarak da ilginçtir: Bu pazar olmaksızın, süreçlere göre işbölümü olmazdı ve işbölümü olmaksızın mamul mal ucuz bir biçimde üretilemezdi: “Ucuzlukları yüzünden ... akordeonlar, hemen her yerde, ilkel telli folk çalgılarının ve balalaykanın yerine geçmişlerdir.” (Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, c. IX, s. 2276.)
29 Kasım 1891. Tula kenti sayımı, akordeon satan 36 kuruluş ve 36 akordeon atelyesi vermektedir (Bkz: Tula Eyaleti, 1895 Elkitabı, Tula 1895).
Bir tek Örnekle yetinelim. Kursk eyaleti, Grayvoron uyezdine bağlı, Borisovka köyünde, 500 kadar kişi çalıştıran bir ikon boyama sanayii bulunur. Sanatçıların çoğunluğu işçi çalıştırmaz, günde 14-15 saat çahşan çıraklar tutar. Bir sanat okulunun kurulması hakkında bir öneri yapıldığında, bu sanatçılar, çıraklarının karşılıksız işgücünü kaybetme korkusuyla, bu öneriye şiddetle karşı çıktılar (
Raporlar ve Soruşturmalar, I, 333). Ev sanayiinde, kapitalist manüfaktür altındaki çocukların koşulları, çıraklarmkinden daha iyi değildir, çünkü ev işçisi, işgününü uzatmak, ailesinin bütün çabalarını son sınırına kadar kullanmak zorundadır.
“Geniş-çaplı üretimin ve manüfaktürün ev biçimi, geniş bir bölgeyi kapsayan küçük bağımsız sanayi, kaçınılmaz ve hatta bir dereceye kadar da istenen bir çıkış yoludur.” (
Krizomenov, Yuridiçeski Vestnik’te, 1883, n° 11, s. 435.)
Neden yalnızca sermaye bu bağıntıyı yaratabilmişti? Çünkü, görmüş olduğumuz gibi, meta üretimi, küçük üreticilerin dağınık durumuna ve tam farklılaşmalarına yol açar, ve çünkü küçük sanayiler, manüfaktüre, kapitalist atelyeler ve tüccar sermayesi mirasını bırakmışlardır.
Vladimir Eyaletindeki Sanayiler, IV, 22.
İbid., III, 63.
1890’da, 514 işçiye ve 600.000 ruble tutarında bir üretime, 1894-95’te 845 işçiye ve 1.288.000 rublelik üretime sahiptir.
“Toptan sanatlar” deyimi bunu pek iyi tanımlamaktadır. Korsak şöyle yazıyor: “17. yüzyılın başında, kır sanayii, daha gözle görülebilir bir biçimde gelişmeye başladı; bütün köyler, üzellikle, Moskova yakınında ve karayolları boyunca yerleşmiş olanlar, belli bir sanayi ile uğraşmaya başladılar; bazılarının sakinleri, tabakçı, ötekilerinki dokumacı, daha başkalarınki ise, boyacı, araba yapımcısı, demirci vb. oldular. ... Son yüzyılın sonlarına doğru, bazılarının adlandırdığı gibi, bu toptan sanatlar, Rusya’da gelişmiş bulunuyordu.” (
loc. cit, 119421.)
İki örnekle yetinelim: ünlü Pavlovo çilingiri, Kvorov, 1 zolotnik ağırlığında [=14,25 gram -ç.] 24 kilit yapmıştı; bu kilitlerin bazı parçalan, toplu-iğne başından bile büyük değildi (Labzin, loc. cit, 44). Moskova eyaletinde bir oyuncak yapımcısı, hemen bütün yaşamını, koşum takımı vurulmuş atları tamamlamaya harcamıştı, ve öyle bir elçabukluğuna ulaşmıştı ki, günde 400 tanesini bitirebüiyordu. (
Moskova Eyaletine Ait İsatistikî Sonuçlar, c. VI, Kısım II, s. 38-39.)
Bay Grigoryev, Pavlovo elsanatçılarını şöyle tanımlıyor: “Bu işçilerden birine rasladım ... altı yıldan beri aynı mengenede çalışıyordu ve çıplak sol ayağı ile, üzerinde durduğu tahtanın yarısından çoğunu eskitmişti; acı bir alayla, bütün tahtayı eskittiği zaman patronun kendisini başından atmak niyetinde olduğunu söylüyordu.” (
Op. cit., s. 108-109.)
Kargopol uyezdindeki sincap kürkü sanayii, Semyonov uyezdindeki tahtakaşık sanayii.
Dokuma sanayilerinde, Pavlovo ve Gjel sanayilerinde, Perm deri sanayilerinde ve daha birçoklarında, ithal malı (yani yerel değil) hammadde kullanılır (bkz: Çalışmalar, s. 122-124). (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. -ç.)
Bay V. V., Elsanatı Sanayi Üzerine Deneme’sinde, bizi temin ediyor ki, “ülkemizde ... tarımın tümüyle terkedildiği pek az elsanatı sanayii bölgesi vardır” (3) –yukarda gösterdik ki, tersine, böyle pek çok bölge vardır– ve “ülkemizde görülen, işbölümünün zayıf belirtileri sınaî ilerlemenin gücünden çok, köylü mülklerinin büyüklüğündeki değişmezliğe bağlıdır ...” (40). Bay V. V., bu “elsanatı sanayi bölgelerinin*’ özel bir teknik, ekonomi ve kültür sistemi ile ayırdedildikîerini ve kapitalizmin gelişmesinde özel bir aşamayı nitelediklerini farkedemiyor. Önemli olan şey, “sınaî köyler”in çoğunluğunun, “verilmiş-toprakların en küçüklerini” almış olmalarıdır (39) – (1861’de, sınaî yaşamları on yıllarca ve bazı hallerde yüzyıllarca ilerledikten sonra!) ve kuşkusuz, yetkililerin bu göz yumması olmasaydı, kapitalizm olmayacaktı.
Das Kapital, I2, 779-780.[142]
Bu gerçeğin önemi, bizi, II. kesimde sunulan verileri tamamlamak zorunda bıraktı. Voronej eyaleti, Bobzov uyezdine bağlı Buturlinovko kasabası, deri üretimi merkezlerinden biridir. Burada, 2.383’ü tarımla uğraşmayan 3.681 aile vardır. Okuryazar kişilere sahip olan aileler %53’ü oluştururlar; bu oran uyezd için %38’dir (Bobrov uyezdine ait Zemstvo istatistik sonuçları). Şamara eyaletine bağlı Pokrovskaya kasabası ve Balakovo köyünün herbirinde, pek çoğu dışardan gelme, 15.000 fazla kişi oturur. Çiftçilik yapmayan aileler – %50 ve %42. Okuryazarlık ortalamanın üstünde, İstatistiki malzemeler gösteriyor ki, ticarî ve sınaî köyler, genel olarak, yüksek okuryazarlık oram ve “çiftçilik yapmayan ailelerin geniş çapta ortaya çıkışı” ile ayırdedilirler (Novouzensk ve Nikolayevsk uyezdlerine ait Zemstvo istatistik sonuçları), “Elsanatçılarrnın daha yüksek kültürel düzeylerine ilişkin olarak, ayrıca, karş: Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, III, s. 42; VII, s. 914; Smirnov, loc. cit, s. 59; Grigoryev, loc, cit, s. 106 ve devamı; Annenski, loc. cit, s. 61; Nijni-Novgorod Elkitabı, c. II, s. 223-239; Raporlar ve Soruşturmalar, II, s. 243; III, 151. Ayrıca, Vladimir Eyaletindeki Sanayiler, III, s. 109; bu yapıtta, soruşturmacı Bay Karizomenov’un bir ipekli dokumacısı olan şoförü ile yaptığı konuşma, canlı bir biçimde aktarılmaktadır. Bu dokumacı, şiddetle ve acı bir biçimde, köylülerin “kasvetli” yaşamına, gereksinmelerinin azlığına, geriliklerine vb. karşı çıkıyor ve sözlerini şöyle bitiriyor: “Aman Tanrım, bu insanların ne için yaşadığını düşünün bir!” Çoktan beri bilinir ki, Rus köylüsünün en yoksun olduğu şey, kendi yoksulluğunun bilincidir. Kapitalist manüfaktürevindeki zanaatçının (fabrikadan sözetmeksizin), bu açıdan, nispeten daha zengin olduğu söylenebilir.
N. Ovsiyannikov, “Yukarı Volga Alanının, Nijni-Novgorod Panayırı İle İlgisi”. Nijni-Novgorod Elkitabı’ndaki
makale, c. II, (Nijni-Novgorod 1869). Yazar, Kimri köyüne ait, 1865 yılı verilerine dayanmaktadır. Yazar, panayır incelemesini, burada temsil edilen sanayilerdeki toplumsal ve iktisadî ilişkilerin bir tanımı ile tamamlıyor.
Tıpkı narodnik ideologları gibi.
Bireysel çalışmanın tek tek kahramanları için, (V. Korolen-ko’nun Pavlova’dan Çizgiler’indeki Dujkin gibi) bu, manüfaktür döneminde hâlâ mümkündü, ama kuşkusuz, bir tek işlem yapan mülksüz işçi yığını için değil.
Yukardaki sözleri bir başka örnekle tamamlayalım. Moskova eyaletindeki mobilya sanayiinde (Bay İsayev’in kitabından alınan, 1876 tarihli bilgiler), en büyük sanayiciler, Zeninlerdir. Bunlar, pahalı mobilya yapımını getirmiş ve “kuşaklar boyu usta zanaatçı yetiştirmişlerdir”. 1845’te kendilerine ait bir biçkihane kurdular (1894-95’te 12.000 rublelik üretim, 14 işçi, buharlı motor) Şunu da belirtelim ki, bu sanayide, toplam olarak 708 kuruluş 846’sı ya da %42,7’si kiralanmış olan 1.979 işçi ve 459.000 ruble tutarında bir üretim vardır. 60’larm başında, Zeninler, Nijni-Novgorod’da toptan hammadde almaya başladılar. Keresteyi, arabalarla, yüz tahta başına 13 rubleden satın alıp küçük elsanatçılarına 18-20 rubleden sattılar. 7 köyde (116 kişi bu işte çalışır) çoğunluk Zenin’e mobilya satar. Zenin’in Moskova’da (1874’te kurulmuş olan) bir mobilya ve kontraplak mağazası vardır, bunun yıllık iş hacmi 40.000 rubledir. 20 kadar, tek başına çalışan toptancı Zeninlere iş yapmaktadır.
İşte yukarda söylenenleri sergileyen bir örnek. Orel eyaleti, Trubçevsk uyezdine bağlı Negino köyünde, 8 işçi çalıştıran, 2.000 rublelik bir üretime sahip bir yağ atelyesi bulunmaktadır (1890 Kılavuz’u). Bu küçük atelye, yerel yağ-sıkma sanayiinde sermayenin rolünün pek az olduğunu gösteriyor gibi görünecektir. Ama sınaî sermayedeki pek az gelişme, yalnızca, tüccar ve tefeci sermayesindeki büyük gelişmeyi gösterir. Zemstvo istatistik sonuçlarında, bu köye ilişkin olarak öğreniyoruz ki, 186 aileden 160’ı, tamamen yerel fabrika sahibinin avucunun içindedir; fabrika sahibi, onlann bütün vergilerini bile öder, gereksindikleri her şeyi borç verir (ve bu uzun yıllardan beri öyledir), borcun karşılığı olarak da düşük fiyatla onların yardımlarını sağlar. Orel eyaletindeki köylülerin çoğu da buna benzer bir bağımlılık içindedir. İnsan, bu koşullarda, sınaî sermayedeki zayıf gelişmeden sevinç duyabilir mi?
Dolayısıyla, büyük manüfaktürevi sahipleri hesaba katılmazsa (ne de olsa, bu elsanatı sanayii değil, fabrika sanayiidir!) ve “alıcılar” “aslında tamamen gereksiz ve yalnızca ürünlerin satışını örgütlemeyi becerememekten dolayı var olan” kişiler diye tanımlanırsa, bu tür “elsanatı sanayileri”ndeki iktisadî örgütlenmesinden nasıl bir görünümün elde edileceği gözler önünde canlandırılabilir! (Bay V. V., Elsanatı Sanayi Üzerine Makaleler, 150.)
Bilindiği gibi, Batı Avrupa’da da, kapitalizmin manüfaktür dönemi, ev sanayiinin –örneğin, dokuma sanayilerinde– yaygın gelişimi ile ayırdedilir. Manüfaktürün klasik örneği olarak sunduğu saat yapımını tanımlarken, Marx’ın, kadran, yay ve mahfazanın pek ender olarak manüfaktürevinde yapıldığına ve, genel olarak, ayrıntı işçisinin çoğu kez evde çalıştığına işaret etmesi ilginç bir husustur. (
Das Kapital, I, 2-te Aufl., s. 353-354.) [144]
Bu arada belirtelim ki, işte bu yüzden, fabrika, örneğin “götürü iş alanlar” kendi hesabına işçi kiralayan işçiler türünden aracılarla savaşır. Kars: Kobelyatski: Fabrika Sahipleri İçin Elkitabı vb., St. Petersburg 1897, s. 24 ve devamı. Elsanatı sanayileri hakkındaki bütün yazın, işin evlere dağıtıldığı yerlerde, sanatçıların aracılar tarafından aşırı ölçüde sömürüldüğünü tanıtlayan olaylarla doludur. Örnek olarak Korsak’ın genel görüşünden, loc cit, s. 258, “elsanatı” dokumacılığının tanımından (yukarda aktarılmıştır), Moskova eyaletindeki kadınların çalıştığı sanayilerin tanımından (
Moskova Eyaletine Ait îstatistikî Sonuçlar, c. VI ve VII) ve daha birçoklarından sözedilebilir.
* Terletme sistemi. -ç.
** Aynî ödeme sistemi. -ç.
Kadınların çalıştığı sanayileri tanımlamış olan Bayan Gorbu-nova, yanlış olarak, kazançları sırasıyla, 18 köpek ve 37 ruble 77 köpek olarak verir, çünkü yalnızca her sanayi için ortalama rakamları almakta ve farklı sanayilerde çalışan farklı sayıdaki kadınları hesaba katmamaktadır. [145]
Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c. VII, Kısım II, s. 104.
İbid., s. 285.
Vladimir Eyaletindeki Sanayiler, III, 63. Karş: İbid., 250.
Raporlar ve Soruşturmalar, I, 218. Karş: İbid., 280: fabrika sahibi İrodov, evlerinde çalışan el dokumacılarına iş vermeyi daha kârlı bulduğunu söylüyor.
Moskova eyaletinin fırça sanayiinde (
Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c. VI, Kısım I, s. 32), tarak sanayiinde (
İbid., 261), oyuncak sanayiinde (c. VI, Kısım II. 44), taş-kırma sanayiinde vb. vb. işçilerin patronlara borçlanmasının örnekleri görülür. İpek sanayiinde, dokumacı, vergilerini Ödeyen ve genel olarak “toprak kiralar gibi dokumacıyı kiralayan” patrona gırtlağına kadar borçludur vb.. (
Vladimir Eyaleti Sanayileri, III, 51-55.)
Nijni-Novgorod demircileri hakkında şunları okuyoruz: “Kuşkusuz, burada da, patron, işçinin emeğini sömürür, ama daha az ölçüde (?) ve üstelik bu sömürü ataerkil bir biçimde, adeta hiç bir anlaşmazlık olmaksızın karşılıklı izinle (!) yapılır.” (
Elsanatı Komisyonuna Ait İşlemler, IV, 199.)
Kuşkusuz, bütün kapitalist toplumlarda, her zaman, en kötü koşullarda eve iş götürmeyi kabul edecek bir kır proletaryası olacaktır; ama eskimiş kuruluşlar, ev sanayiinin uygulanma alanını genişletir ve ona karşı mücadeleyi engellerler. Korsak, daha 1861’de, Rusya’da ev sanayiinin son derece yaygın niteliği ile tarım sistemimiz arasındaki bağıntıya işaret etmişti, (
loc. cit., 305-307.)
* Yalnızca bir ücret-kölesi değil, ayrıca da bir borç-kölesi. -ç.
Gördük ki, büyük patron-sanayiciler, alıcılar, işodası sahipleri ve alt-araçılar, aynı zamanda da, hali-vakti yerinde tarımcılardır. Örneğin Moskova eyaletindeki şerit dokumacılığının bir tanımında şöyle deniyor. “Alt-aracı tıpkı dokumacı gibi bir köylüdür, ama dokumacıdan fazla olarak bir kulübeye, bir ata ve bir ineğe sahiptir ve belki de ailesiyle birlikte günde iki kez çay içebilmektedir.”
Narodniklerin çoğunluğu, “modern ev sanayünin” kapitalist niteliğini kuvvetle vurgulayan ve bu ev işçilerinin kapitalizme özgü nispî artı-nüfus biçimlerinden birini oluşturduğuna özellikle işaret eden Marx’ın teorisini izlemek istediklerine göre, işledikleri hata daha da büyük olmaktadır. (
Das Kapital, I2, s. 503 ve devamı; 668 ve devamı; Yirmiüçüncü Bölüm, özellikle Dördüncü Kısım.) [146]
Küçük bir örnek, Moskova eyaletinde, terzilik sanayii yaygındır (1870’lerin sonunda, Zemstvo istatistikleri, eyalette, yerel olarak çalışan toplam 1.123 terzi, evden uzakta çalışan 4.291 terzi saymışlardı); terzilerden çoğu, Moskova’nın hazır giysi tüccarları için çalışırdı. Sanayiin merkezi Zvenigorod uyez-dine bağlı Perkuşkovo volostu idi (bkz: Beşinci Bölüm, Ek I’de, Perkuşkovo terzileri hakkındaki veriler, Sanayi n° 36). Perkuşkovo terzileri, 1877 savaşı boyunca Özellikle iyi iş yaptılar. Özel üstencilerin siparişi ile ordu çadırı yaptılar: 3 dikiş makinesine ve on kadın gündelikçiye sahip alt-aracılar günde 5-6 ruble kazanıyorlardı. Kadınlara günde 20 köpek ödeniyordu. “Söylendiğine göre, o meşgul günlerde, çeşitli çevre köylerden gelen 300’den fazla kadın gündelikçi Şadrino’da (Perkuşkovo volostunun başta gelen köyü) yaşıyordu.” (
Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, c. VI, Kısım II, loc. cit, 256.) “O zamanlar, Perkuşkovo terzileri, yani atelye sahipleri, o kadar çok para kazandılar ki, hemen hepsi kendilerine güzel evler yaptırdılar.” (
İbid.)
Bu, belki 5-10 yılda bir, meşgul bir mevsim geçiren yüzlerce kadın gündelikçi, her zaman, proletarya yedek ordusu saflarında hazır bulunmalıdır.
Hatırlayalım ki, Bay Karizomenov’un hesabına göre (yukarda aktarma yapılan makale), Moskova eyaletindeki 42 sanayide çalışan 102.245 kişiden %66’sı, geniş-çaplı üretimin ev sisteminin kesinlikle egemen olduğu sanayilerle uğraşıyordu.
Ne yazık ki, Yaroslavl eyaletindeki elsanatı sanayii üzerine en son çalışmayı göremedik (
Elsanatı Sanayileri, Yaroslavl Eyaleti Zemstvosu İstatistik Bürosunca yayınlanmıştır, Yaroslavl 1904). Russkiye Vedomosti’deki (1904, s. 248) ayrıntılı gözden geçirmeden anladığımıza göre, bu, son derece değerli bir araştırmadır. Eyaletteki elsanatçısı sayısı 18.000 olarak hesaplanmıştır (1903’teki fabrika işçisi sayısı, 33.898 olarak saptanmıştı). Sanayiler zayıflamaktadır. Girişimlerin beşte-biri ücretli işçi çalıştırır. Toplam elsanatçısı sayısının dörtte-biri ücretli işçidir. Toplam elsanatçısı sayısının %15’i, 5 ya da daha fazla işçiye sahip kuruluşlarda çalışır. Elsanatçılarının tam yarısı, kendilerine malzeme sağlayan patronlar için çalışır. Tarım zayıflamaktadır, elsanatçılarının altıda-biri, ne ata, ne ineğe sahiptir; üçte-biri, bir komşusunu kiralayarak ekim yapar; beşte-birinin hiç ekili toprağı yoktur. Bir elsanatçısının kazancı haftada 1½ rubledir! (2. baskıya not.)
Kaynak kesin rakamlar vermediğinden, bütün bu rakamlar yaklaşıktır. Köy zanaatçıları arasına değirmenciler, demirciler, vb., vb. de dahildir.
Bkz: Çalışmalar, s. 181-182. “Elsanatçıları”na ait rakamlar burada zanaatçıları da kapsamaktadır (%25). Eğer zanaatçıları katmazsak, %29,3 ücretli işçi ve %29,5 alıcılar için çalışan işçi buluruz (s. 122), yani %58,8 kapitalist ilişkiler içinde çalışan işçilerdir. (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 2, “Perm Eya leti 1894-95 Elsanatı Sayımı”. -ç.)
Örneğin hızla gelişmekte olan hazır giysi sanayiinde evde kapitalist iş özellikle gelişmiştir. “Hazır giysi gibi bir esas gereksinme maddesine olan talep, yıldan yıla artmaktadır.” (
Vestnik Finansov, 1897. n° 52, Nijni-Novgorod Panayırı Özeti.) . Bu sanayideki dev gelişme, ancak 80’lerden bu yana olmuştur. Bugün, yalnızca Moskova’da en az 16 milyon rublelik bir toplam değere sahip hazır giysi üretilmekte, bu işte 20.000 kadar işçi çalıştırılmaktadır. Hesaplandığına göre, Rusya’nın tümü için, üretim 100 milyon rubleye ulaşmaktadır. (
Uzman Komisyonlarının İncelemelerine Göre Rus Sanayiinin Başarıları, St. Petersburg 1897, s. 136-137.) St. Petersburg’da, 1890 sayımı, hazır giyside çalışanların sayısını (Grup XI, Sınıflar 116-118) sanayicilerin ailelerine mensup olanları 39.912 olarak vermiştir; buna 19.000 işçi ve aileleriyle birlikte 13.000 tek kişilik üretici de dahildir (
15 Aralık 1890 Sayımına Göre St. Peteısburg)
. 1897 sayımına göre, Rusya’da giysi sanayiinde çalışanların toplam sayısı, 1.158.865, aile üyelerinin sayısı 1.621.511; toplam 2.780.376’dır. (2. baskıya not.)
Hatırlayalım ki, Rusya’daki “elsanatçıları”nın sayısı, en az 4 milyon olarak hesaplanmıştı (Bay Karizomenov’un rakamı. Bay Andreyev 7½ milyon rakamını vermiştir, ama onun yöntemleri çok geniş kapsamlıdır,[147] dolayısıyla, metinde verilen toplam rakamlar, toplam “elsanatçısı” sayısının onda-bir kadarım kapsamaktadır.
Karş: Çalışmalar, s. 179 ve devamı. (Bkz: Lenin, Collected Works, c. 2, “Perm Eyaleti 1894-95 Elsanatı Sayımı.” -ç.)
Sanayi biçimlerim bilimsel olarak tanımlama amacıyla, “elsanatçılığı” teriminin korunmak istenmesi yayınlarımızda, bu “elsanatçılığı” hakkında salt bilgiççe tartışmalara ve tanımlara yolaçmıştır. Bir iktisatçı, elsanatçısını, yalnızca meta üreticisi olarak “anlarken”, bir başkası, zanaatçıları da bu terime katıyordu; biri toprakla bağıntıyı esas özellik sayıyorken, öteki istisnaları kabul ediyordu; biri ücretli emeği dahil etmezken, öteki örneğin 16 işçiye kadar olan yerlerde, bunu da katıyordu, vb., vb.. Söylemeye bile gerek yok ki, (farklı sanayi biçimlerinin araştırılması yerine) bu tür tartışmalar, bir sonuç vermez. “Elsanatçılığı” özel teriminin bu sağlamlığı, her şeyden çok Rus toplumundaki kast bölünmeleriyle açıklanabilir; bir “elsanatçısı”, alt sınıflara mensup bir sanayici, kanat altına alınabilecek, vicdan azabı duyulmadan onunla ilgili oyunlar düzenlenebilecek bir kişidir; sanayiin biçimi hesaba katil-mamaktadır. Oysa tüccar ve soylular (küçük sanayiciler olsalar da) pek ender olarak “elsanatçısı” diye sınıflandırılırlar. “Elsanatı” sanayileri ile, genellikle her tür köylü sanayileri ve yalnızca köylü sanayileri kastedilmektedir.-
Bay V. V. ve N. –on’un pek sevdikleri bu “kapitalistleşme” terimi, kısaca geçmek için bir gazete makalesinde kullanılabilir, ama bütün amacı, kapitalizmin çeşitli biçimlerim ve aşamalarını, bunların anlamını, bağıntısını ve ardarda gelişmesini tahlil etmek olan bir iktisadî araştırmada hiç yeri yoktur. “Kapitalistleşme” dünyada her şey anlamına gelebilir: bir tek “emekçinin” kiralanması, alıcılık, ve buharla çalışan bir fabrika. Bütün bunların karmakarışık edildiği bir durumda, bunun içinden insan nasıl çıkabilir!
Açıklayıcı Notlar
[130] Kral Marx,
Capital, c. III, Moskova 1959, s. 329-331 -339
[131] Bkz: Karl Marx,
The Poverty of Philosophy, Moskova, s. 154
(Felsefenin Sefaleti, Ankara 1975, s. 143). -339
[132] Karl Marx,
Capital, c. I, Moskova 1958, s. 368
(Kapital, Birinci Cilt, Ankara 1975, s. 395.) -339
[133] İşodası sahipleri, ara-kişiler – el tezgâhlarının kurulması için manüfaktürcülere binalarını kiraya veren ve kendileri de orada çalışan bina sahipleri. Aracı ya da işodası sahibi, patronla anlaşarak, binaları ısıtma ya da onarmayı, hammaddeleri dokumalara göndermeyi, mamul malı patrona yollamayı ya da gözetim işini üstlenirdi. -340
[134] Rusya İmparatorluğunun İstatistikî Tarihi, II. c. III. Rusya’daki Elsanatı Sanayi ve El Emeğinin İncelenmesi İçin Malzeme, Kısım 1. İçişleri Bakanlığı Merkezî İstatistik Komitesince yayınlanmıştır, St. Petersburg 1872. -341
[135] Karl Marx.
Capital, c. I, Moskova 1958, s. 342-350
(Kapital, Birinci Cilt, Ankara 1975, s. 370-378). -349
[136] Karl Marx,
Capital, c. I. Moskova 1958, s. 342-350
(Kapital, s. 270-378). -350
[137] Kadastro – vergileme amacıyla toprağın ölçüsü, değeri ve mülkiyetinin resmen kaydedilmesi. Kadastro taramaları, sahip olunan toprağın özelliklerini, burada oturanların gelirlerini, caddelerin, manastırların, istihkâmların vb. tanımlarını veriyordu. Bugün mevcut olan en eski kadastro, 15. yüzyıla kadar gider, ama saklanabilenlerin çoğu 17. yüzyıla aittir. Kadastro taramaları, merkezî hükümet yetkililerince atanan Özel komisyonlarca yapılırdı. -364
[138] 2
Haziran 1897 Yasası, sınaî işletmeler ve demiryolu atelyeleri için liy
2 saatlik bir işgünü saptamıştı. Bu yasa kabul edilmeden önce, Rusya’da işgünü sınırsızdı ve 14 ve 15 saat, hatta daha da fazla sürüyordu. Çarlık hükümeti, Lenin’in başkanlığındaki, “İşçi Sınıfının Kurtuluşu için Mücadele Birliği” tarafından yönetilen işçi sınıfı hareketinin baskısı yüzünden bu yasayı benimsemek zorunda kaldı. Lenin,
Yeni Fabrika Yasası adlı broşürde, yasanın ayrıntılı bir tahlilini ve eleştirisini yapmıştır. (Bkz: Lenin,
Collected Works, c. 2.) -366
[139] Bu tablo,
Vestnik Finansov’da (n° 42, 1898) yayınlanan, benzer, ama daha ayrıntılı bir tabloya dayanmaktadır. -371
[140]1864’ten önce, Tula tüfekçileri devlet serfi idiler ve özel yörekentlerde (slobodalar) yaşıyorlardı. (Devlet demircilerinin slobodası, vb..) Bunlar loncalara bölünmüşlerdi: namlu, tüfek kundağı, silâh çakmağı, kaplama, vb.. Yardımcı işlerin yürütülmesi için, birkaç köyden serf-köylüler, silâh fabrikalarına bağlanmışlardı; görevleri tüfekçiler için kömür hazırlamak, fabrikalara ayrılan ormanlara bekçilik etmek ve fabrika avlularındaki işleri yapmaktı.
Tula’da, feodal bağımlılıktan kurtuluşları sırasında, hemen hemen 4.000 tüfekçi vardı; bunların 1.276’sı fabrikalarda, 2.362’si evlerde çalışmaktaydı. Toplam olarak tüfekçilerin ve ailelerinin sayısı 20.000’den fazla idi. -372
[141] Lenin, burada, 1878’de kurulmuş olan St. Petersburg Ayakkabı İmalât Şirketinin sahip olduğu fabrikaya atıfta bulunuyor. 1894-95’te fabrika, 845 işçi çalıştırıyordu ve üretim değeri 1.287.912 ruble idi (rakamlar
Fabrika ve Atelyeler Listesi’nden alınmıştır. St. Petersburg 1897, n° 13450, s. 548-549). -377
[142] Karl Marx,
Capital, c. I, Moskova 1958, s. 747-749
(Kapital, Ankara 1975, s. 789-791).
[143] Karl Mars,
Capital, c. III, Moskova 1959, s. 323. -385
[144] Karl Marx,
Capital, c. I, Moskova 1958, 342-343
(Kapital, Birinci Cilt, Ankara 1975, s. 370-371). -387
[145] Burada, M. K. Gorbunova’nın,
Moskova Eyaletinde Kadın Sanayileri, Kısım IV’e atıfta bulunulmaktadır
(Moskova Eyaletine Ait İstatistikî Sonuçlar, iktisadî istatistikleri kapsayan kesim, c. VII, Kısım II, Moskova 1882). Giriş, s. IX. -388
[146] Karl Marx,
Capital, c. I, Moskova 1958, s. 478 vb., 643 vb., Bölüm XXV, özellikle Kesim 4.
(Kapital, Birinci Cilt, Ankara 1975, s. 506 vb., 680 vb., Yirmibeşinci Bölüm, özellikle Dördüncü Kesim, s. 678-685). -391
[147] Lenin, Y. N. Andreyev’in,
“Rusya’da Elsanatı Sanayiini Araştırma Komisyonu”nun
Soruşturmalarına ve Öteki Kaynaklara Göre Rusya’da Elsanatı Sanayii, St. Petersburg 1885, adlı yapıtına atıfta bulunmaktadır. (“Yardımcı işlerle” uğraşan kişilerin sayısının 7’/
2 milyon olarak hesaplanması, kitabın 69. sayfasında verilmiştir.) Lenin, ayrıca, aynı yazarın,
Rusya’da Elsanatı Sanayii, St. Petersburg 1882, s. 12, başlıklı yapıtına da değinmektedir. -394