1 Aralık 1999 günü ABD'nin Seattle kentinde emperyalist ülkelerin yeni sürekli ve resmi bir örgütlenmesi olarak oluşturulan Dünya Ticaret Örgütü [World Trade Organization-WTO] toplantısı "beklenmedik" bir şekilde büyük bir kitlesel protesto eylemiyle başladı. Daha tam deyişle, Amerikan emperyalizminin merkezinde, Seattle kentinde yapılacak olan WTO toplantısı, kitlesel protesto eylemleri nedeniyle belirlenen zamanda toplanamadı. 50.000'i aşkın Amerikalının, Dünya Ticaret Örgütünün emperyalist sistem içindeki işlevine karşı eyleme başlamalarıyla, toplantıya katılacak olan temsilciler sokağa çıkamaz hale geldiler. Binlerce Amerikan polisi ve askeri, protesto eylemini gerçekleştiren kitleyi dağıtmak üzere harekete geçirildi ve makineli tüfeklerle, zırhlı araçlarla harekete geçen polis ve askeri birlikler kitleyi dağıtabilmek için saatlerce Seattle sokaklarında terör estirdiler.
Amerikan polisinin ve askeri birliklerinin gaz bombaları kullanarak dağıtmaya çalıştığı kitlenin "şaşırtıcı" direnişi karşısında yüzlerce kişi gözaltına alınırken, Seattle kentinde sıkıyönetim ilan edildi ve sokağa çıkma yasağı konuldu.
İlan edilen sokağa çıkma yasağına rağmen, protesto eylemleri sokak aralarında devam etti ve her sokak kitleyle polis ve askeri birliklerin çatışmalarına sahne oldu. Tüm dünya televizyonlarında açıklandığı gibi, Dünya Ticaret Örgütü toplantısı, sokağa çıkma yasağı sayesinde gecikmeli olarak gerçekleştirilebildi.
Herhangi bir zamanda, herhangi bir ülkede meydana gelen bir kitle gösterisi ile Seattle kendinde meydana gelen kitle eylemleri, her yönden birbirleriyle büyük benzerlikler gösteriyordu. Ancak bu kez, yer farklıydı. Dünyanın "tek süper gücü", "emperyalist dünyanın tek egemeni" ABD'nin merkezinde gerçekleşmiş ve binlerce kişi polis ve askeri birliklerle saatlerce çatışmıştı.
Dünya çapında "globalizm"in propagandasının yapıldığı, "globalizm"le dünyanın nasıl "refaha" kavuşacağının ilan edildiği, her ülkenin "küçük Amerika" olmaya özendirildiği, "globalizm" söylemiyle emperyalist sömürünün alabildiğine yoğunlaştırıldığı bir dönemde, "büyük Amerika"da ortaya çıkan bu gelişme, pekçok kişiyi "şaşırttı".
Emperyalizme karşı mücadele etmenin "çağdışı" ilan edildiği, emperyalizme bağımlılığın "öneminin kalmadığı"nın propagandasının yapıldığı ülkemizde, anti-emperyalist bir kitle eylemi düzenlemeyi bırakalım, böyle bir eylemin yapılmasının gerekliliğini söylemenin bile cesaret istediği bir dönemde ABD'nin Seattle kentinde sıkıyönetim ilan edilerek durdurulmaya çalışılan kitle eylemi, kaçınılmaz olarak "globalistler"i ve onların etkisinde bulunan herkesi "şaşırttı".
Şüphesiz, "globalizm" propagandistleri için, Seattle olayları, "zenginlikten, refahtan sıkılmış bir avuç kişinin" gerçekleştirdiği "anarşist" bir eylemden başka bir şey olamazdı! Ne de olsa, Dünya Ticaret Örgütü, dünya ticaretini düzenleyecekti, ABD başta olmak üzere, her ülke dünya ticaretinin düzenlenmesiyle daha fazla ticaret olanaklarına sahip olacaktı ve bu sayede "bizim" ülkemiz de daha fazla ihracat yapacak ve daha fazla dolar sahibi olacaktı. Ama ne yazık ki, ABD'nin "bir avuç anarşisti" bu düzene "çomak" sokmaya kalkmıştı. Bu eylemleriyle "bizim" geleceğinin hayallerini kurduğumuz dolarları engellemek istiyorlardı. Öyleyse, Amerikan polisinin ve askeri birliklerinin bu "anarşistlere" karşı silah kullanması, sıkıyönetim ilan edilmesi "yerindeydi"!
Her nasıl yorumlanırsa yorumlansın, nasıl sunulursa sunulsun, tek gerçek Amerikan emperyalizminin merkezinde, bizzat Amerikalılar, emperyalizme karşı onbinlerle eyleme geçmişlerdi. Ve bu eylem Vietnam savaşından bugüne kadar geçen 25 yıl içinde gerçekleşmiş ilk büyük anti-emperyalist kitle eylemiydi. Emperyalist ülkeler arasında dünya pazarlarının yeniden paylaşımı konusunda büyük pazarlıkların yapılacağı WTO toplantısına karşı gerçekleştirilen bu kitle eylemi, aynı zamanda, emperyalist metropollerdeki kitlelerin potansiyel gücünü ortaya koymuştur.
Sovyetler Birliği'nin dağıtılmışlığı koşullarında, emperyalizmin, özel olarak Amerikan emperyalizminin "zafer" çığlıklarıyla, hiçbir direnmeyle karşılaşmayacakları düşüncesiyle dünya çapında egemenliklerini ilan ettikleri ve her istediklerini yapabileceklerini sandıkları bir zamanda Seattle olayları büyük bir "şok" yaratmıştır.
Oysa, tarihin diyalektiği açık biçimde ortaya koymuştur ki, nerede bir sömürü, baskı, eşitsizlik, haksızlık varsa, orada her zaman bir karşı çıkış, bir direnme, bir mücadele, er ya da geç varolacaktır.
Seattle olayları, bu gerçeği bir kez daha kanıtlamıştır.