1 .
Günümüzde ayaklanma gerçekten savaş türünden bir sanattır ve ihmal edildiği zaman, ihmal eden partinin mahvına sebep olacak kurallara bağlıdır. Partilerin yapısından ve ayaklanma durumunda göz önüne alınması gereken hususlardan mantıksal olarak çıkarılan bu kurallar o kadar açık ve basittir ki, 1848'deki kısa deneyleri Almanlara bunları gayet iyi öğretmiştir. Önce, oyununuzun sonuçlarıyla karşılaşmaya tamamen hazır olmadıkça ayaklanma ile oynamayınız. Ayaklanma son derece berilsiz niceliklerle yapılan bir hesaptır. Bu niceliklerin değeri her gün değişebilir. Karşınızdaki güçler örgüt, disiplin ve yerleşmiş otorite bakımından sözden ileridirler. Sizin onlara karşı kuvvetli üstünlükleriniz olmadıkça yenilir ve mahvolursunuz. İkinci olarak, ayaklanma bir kere başladı mı, en büyük bir azimle ve hücum planında yürür. Savunucu bir eylem her silahlı ayaklanmanın ölümüdür. Düşmanlarla boy ölçüşmeye kalkmadan kaybedilir. Hasımlarınızı güçleri dağınıkken bastırınız; küçük de olsa her gün yeni başarılar, ilerlemeler tertipleyiniz. İlk başarılı ayaklanmanın size verdiği moral üstünlüğü muhafaza ediniz; daima en kuvvetli tahrike kapılan ve daha emin olan yanı gözeten, iki taraf arasında mütereddit kişileri kendi tarafınıza toplayınız;
düşmanlarınızı size karşı güçlerini bir araya getirmeden geri çekilmeye zorlayınız. Devrimci politikanın bugüne kadar bilinen en büyük üstadı Danton'un dediği gibi,
.
15.
DOĞU HALKLARININ KURTULUŞU
V. İ. Lenin
... Sovyet Rusya'nın Kolchak'a karşı tam zaferini gördük. Kapitalist boyunduruğundan kurtarılan işçilerle köylülerin birleşmiş kuvvetlerinin mucizeler yaratabileceğinin pratik ispatıdır bu. Devrimci bir savaşın çalışan, ezilen halkın ilgisini çektiğinde, halkı sömürücülere karşı dövüştükleri bilincine ulaştırdığında, onlara mucizeler yaratma gücünü ve yeteneğini verdiğinin pratik ispatıdır bu.
Kızıl Ordu'nun başardıklarının, çarpışmasının ve zafer tarihinin bütün Doğu halkları için büyük, çığır açıcı bir önemi olacağını sanıyorum. Bu deney onlara şunu gösterecek: Ne kadar güçsüz olurlarsa olsunlar, çarpışmada askerlik sanatının ve tekniğin bütün harikalarını (sayfa 129) kullanan Avrupalı ezicilerin iktidarı, ne kadar kırılmaz görünürse görünsün, gene de, ezilen halkların açtığı devrimci bir savaş, birçok olanağıyla çalışan ve sömürülen milyonlarca insanı eyleme geçirmeyi gerçekten başarırsa, Doğu halkları kurtarılabilir; bu yalnız uluslararası devrim bakımından değil, kuvvetli emperyalist ülkelerin silahlı istilasına katlanan Sovyet Cumhuriyeti'nin Asya'da, Sibirya'da edindiği doğrudan doğruya askeri deney bakımından da mümkündür.
Bundan başka, Rusya'daki İç Savaş deneyi bize ve bütün ülkelerin komünistlerine iç savaş potasında devrim coşkusunun kaynayıp gelişmesi yanında, ülkenin iç birliğinin de kuvvetlendiğini gösterdi. Savaş bir ülkenin bütün iktisadi ve örgütsel güçlerini sınar. Sonunda, açlığa, soğuğa katlanan işçiler ve köylüler için savaş çok güç olsa da, bu iki yıllık deneye dayanarak kazandığımızı ve bundan sonra da kazanacağımızı söyleyebiliriz; çünkü çok geniş ve sağlam bir ülkemiz var, açlığa ve soğuğa karşın köylülerimizle işçilerimiz el ele duruyor, kuvvetleniyor, her ağır darbeye daha büyük bir güçbirliği ve artan bir iktisadi verimle karşılık veriyorlar...
İzin verirseniz... Doğu ulusları bakımından gelişen durum hakkında birşeyler söylemek istiyorum. Sizler çeşitli Doğulu halkların Komünist partilerinin ve komünist örgütlerinin temsilcilerisiniz. Rus Bolşevikleri, yeni devrim yolları göstermenin çok güç ama çok soylu ödevini yüklenerek eski emperyalizmde bir gedik açmayı başardılar diyebilirim; oysa sizin, Doğulu işçilerin temsilcilerinin, önünüzde daha büyük ve daha yeni bir ödeviniz var. Bütün dünyada yaklaşan sosyalist devrimin sadece her ülkenin işçi sınıfının kendi ülkesinin burjuva sınıfına karşı zaferi olmayacağı açıkça görünüyor. Devrimler çabuk ve kolayca gelseydi bu mümkün olurdu. Emperyalistlerin buna izin vermeyeceğini, her ülkenin kendi Bolşeviklerine (sayfa 130) karşı silahlandığını, tek düşüncelerinin yurtta Bolşevizmi yenmek olduğunu biliyoruz. Bu yüzden her ülkede bir iç savaş mayalanıyor. Bu savaşta eski Sosyalist uzlaştırıcılar burjuva sınıfının yanında olacaklar. Bu yüzden sosyalist devrim sadece her ülkedeki devrimci işçi sınıflarının kendi burjuva sınıflarına karşı çarpışması olmayacak. Hayır! Emperyalistlerin ezdiği bütün sömürgelerin ve ülkelerin, bütün bağımlı ülkelerin uluslararası emperyalizme karşı çarpışması olacak bu. Geçen Mart ayında kabul ettiğimiz Parti programında, yaklaşan dünya sosyalist devrimini tanımlarken gelişmiş ülkelerdeki işçilerin emperyalistlere ve sömürücülere karşı iç savaşının, uluslararası emperyalizme karşı ulusal savaşlarla birleşmeye başladığını söyledik. Devrimci akım bunu doğruluyor, günden güne daha da doğrulayacak. Bu, Doğuda da böyle olacak.
Doğuda da kitlelerin yeni bir yaşam kurmak ve buna bağımsız olarak katılmak için ayaklanacağını biliyoruz; çünkü halkın yüz milyonlarcası, şimdiye kadar uluslararası emperyalist siyasetin nesneleri olarak ve kapitalist kültürüyle uygarlığını verimlendirme malzemesi olan her türlü haktan yoksun bir biçimde, bağımlı uluslara aittir.
Sömürgeler için mandalar verildiğinden söz ettikleri zaman, bunun soygun ve yağma mandaları demek olduğunu, yani önemsiz bir halk topluluğuna dünya nüfusunun çoğunu sömürme hakkı verildiğini çok iyi biliriz. Bağımsız devrimci bir kuvvet kuramadığı için o zamana kadar tarihsel ilerleme yörüngesinin dışında kalan bu çoğunluk, bildiğimiz gibi, yirminci yüzyılın başlarında böyle hareketsiz bir rol oynamayı bıraktı. 1905'in ardından Türkiye'de, İran'da, Çin'de devrimler olduğunu ve Hindistan'da devrimci bir eylemin geliştiğini biliyoruz. Emperyalist savaş da devrimci hareketin gelişmesine katkıda bulundu; çünkü, Avrupalı emperyalistler çarpışmalarında tam (sayfa 131) örgütlü sömürge birlikleri kurmak zorunda kaldılar. Ayrıca, emperyalist savaş, Doğuyu uyandırdı, ve Doğu halklarını uluslararası siyasete soktu. İngiltere ve Fransa. sömürge halklarını silahlandırdı, onların askeri tekniğe ve bugünün makinalarına alışmasına yardım etti. Bu bilgiyi onlar sömürgeci efendilerine karşı kullanacaklar .Çağdaş devrimde Doğunun uyanma döneminin ardından bütün Doğulu halkların dünyanın alınyazısını kararlaştırmaya katılacakları dönem gelecek ve artık sadece başkalarını zenginleştiren nesneler olmayacaklar. Doğu halkları pratik eylem gereksinmesinin, her ulusun bütün insanlığın alınyazısına biçim vermeye katılması gereksinmesinin farkına varmaya başlıyor.
İşte bu yüzden, dünya devriminin gelişme tarihinde -başlangıcına bakılırsa bu devrim uzun yıllar sürecek ve büyük çabalar isteyecek- devrimci mücadelede devrimci eylemde sizlerin büyük bir rol oynamaya ve uluslararası emperyalizme karşı mücadelemizde bizimle birlik olmaya çağrılacağınızı düşünüyorum. Uluslararası devrime katılmanız sizi karışık ve güç bir ödevle karşılaştıracak, bunun yerine getirilmesi ortak başarımızın temelini atmaya hizmet edecek, çünkü, halkın çoğunluğu ilk defa burada bağımsız olarak hareket etmeye başlıyor; uluslararası emperyalizmi yoketme kavgasında yorulmaz bir etken olacak bunlar.
Doğulu halkların çoğu Avrupa'nın en geri kalmış ülkesinden -Rusya'dan- daha kötü bir durumdalar. Ama biz, derebeylik kalıntılarına ve kapitalizme karşı çarpışmamızda Rus işçileriyle köylülerini birleştirerek başarılı olduk; işçilerle köylüler derebeyliğe, kapitalizme karşı birleştikleri için zaferimiz kolay oldu. Doğulu halklarla ilişki kurmak özellikle önemlidir; çünkü Doğulu halkların çoğunluğu kapitalist fabrikaların okulundan geçmiş işçiler değil, orta çağ baskısının kurbanları olan (sayfa 132) sömürülen ve çalışan halkların tipik temsilcileridir. Rus Devrimi, işçilerin kapitalizmi yendikten ve çalışan yaygın köylü kitlesiyle birleştikten sonra orta çağ baskısına karşı nasıl zafer kazandıklarını gösterdi. Şimdi Sovyet Cumhuriyetimiz uyanan Doğulu halkları bir araya getirip onlarla birlikte uluslararası emperyalizme karşı çarpışmalıdır.
Bu bakımdan sizler, önceki dünya Komünistlerinin karşılaşmadığı bir ödevle karşı karşıyasınız: Komünizmin genel teorisine ve pratiğine dayanarak Avrupa ülkelerinde olmayan özel koşullara kendinizi uydurmalısınız; bu teoriyi ve pratiği, halkın çoğunun köylü olduğu yerlerin koşullarına, kapitalizmle değil orta çağ kalıntılarıyla çarpışmak gereken yerlerin koşullarına uygulayabilmelisiniz. Tek ödev bu. Güç ama hoşnutluk verici bir ödev; çünkü şimdiye kadar çarpışmanın dışında kalan kitleler ona katılmaya başladılar; ayrıca Doğudaki komünist hücre örgütleri size Üçüncü Enternasyonal ile sıkı ilişki kurma fırsatı verir. Dünyanın ilerlemiş işçileriyle orta çağ koşulları altında çalışan ve sömürülen kitlelerin bu bağlaşmasının özel biçimlerini bulmalısınız. Sizlerin büyük ölçüde yapacağınızı, biz ülkemizde küçük ölçüde başardık. Umarım bu ödevi başarıyla yapacaksınız. Sizlerin temsilcileri olduğunuz Doğudaki komünist örgütleri sayesinde ileri devrimci işçi sınıfıyla ilişki kuracaksınız. Ödeviniz komünist propagandasının her ülkede halkın anlayacağı bir dille sürdürülmesini sağlamaktır.
Son zaferin ancak dünyanın bütün ilerlemiş işçi sınıfı tarafından kazanılabileceği açıktır; biz Ruslar, başka ülkelerin, yani İngiliz, Fransız, Alman işçilerinin pekiştireceği işe başlıyoruz. Ama bütün ezilen sömürge uluslarının çalışan halklarının, en başta Doğulu ulusların (sayfa 133) yardımı olmadan bunların zafere ulaşamayacaklarını anlıyoruz. Komünizme geçişin yalnız öncülerle başarılamayacağını bilmeliyiz. Ödev şudur: Çalışan kitleleri, eriştikleri düzleme bakmadan devrimci faaliyete, bağımsız eyleme, örgütleşmeye itmek; daha ilerlemiş ülkelerin komünistleri için yazılmış gerçek komünist öğretisini her halkın diline çevirmek; hemen yapılması gereken pratik ödevleri yapmak ve başka ülkelerin işçilerini ortak bir mücadelede birleştirmek.
Bunlar, çözümünü hiçbir komünist kitabında bulamayacağınız sorunlardır; ama bu çözümü Rusya'nın başlattığı ortak mücadelede bulacaksınız. Bu sorunla uğraşacak ve onu kendi bağımsız deneyinizle çözeceksiniz. Bu işte bir yandan öteki ülkelerin çalışan halklarının öncüleriyle sıkı bir bağlantının yardımını, öte yandan temsilcisi olduğunuz Doğa halklarına gerçek yaklaşma yolları bulma yeteneğinizin yardımını göreceksiniz. Tarihsel nedenlerle, bu halklar arasında uyanmakta olan, uyanması gereken burjuva milliyetçiliği temeline dayanacaksınız. Aynı zamanda, her ülkenin çalışan ve sömürülen halklarına yaklaşma yolları bulup onlara anlayacakları bir dille tek kurtuluş umutlarının uluslararası devrimde olduğunu ve uluslararası işçi sınıfının Doğuda çalışan ve sömürülen milyonlarca insanın tek dostu olduğunu anlatmalısınız.
İşte önünüzdeki büyük ödev bu; devrim çağı ve devrimci hareketin gelişmesi sayesinde -bundan kuşkulanılamaz- bu ödev Doğunun komünist örgütlerinin birleşik çabalarıyla ve başarıyla yapılacak, uluslararası emperyalizme karşı tam bir zaferle sonuçlanacaktır. (sayfa 134)
"Address to the Second All-Russian Congress of Communist Organizations of the Peoples of the East", V. İ. Lenin, Selected Works, Cilt 3, s. 285, 289-93; Demeç 22 Kasım 1919'da verildi.
Dipnotlar
[1] 1 Aslında Fransızca yazılmıştır: de l'audace, de l'audace, encore de l'audace.
[2] Uhlan: Türkçe "oğlan" sözcüğünden alınmış, bir tür süvari askeri anlamına (Çev.)
[3] 1860-1861 İç Savaşı: Amerika Birleşik Devletlerinden birkaç devletin ayrılmasından ötürü bu adı almıştır. (Çev.)
[4] Napolyon'un Prusya Ordusunu yendiği 1806 Jena Savaşı.
[5] Brumaire, Fransız Devrimi tarihinde 22 veya 23 Ekimden, 20 veya 21 Kasıma kadar süren ikinci aya verilen addır. Bu ayın 18. gününde ise, Napoleon Bonaparte cumhuriyeti devirip iktidara geçmiştir. Napoleon'un yeğeni Louis Bonaparte'ın 2 Aralık 1851'deki darbesini bu olayın bir özentisi olarak değerlendiren Marks'ın bir eseri Louis Bonaparte'ın 18 Brumaire'i adını taşımaktadır.
[6] Karl Marx, The Eighteenth Brumaire of Louis Bonaparte, International Publishers. 1963.
[7] Louis Bonaparte hükümetinin yıkılışının ve 18 Mart 1871'de Komünün kurulmasına takaddüm eden geçici burjuva cumhuriyetine karşı girişilen başarısız isyanın tarihleri.
[8] I. Napolyon'un 1809'da Avusturya ordusunu yenilgiye uğrattığı savaşın yeri.
[9] Menşeviklerin 1905 olaylarına ilişkin yorumu.
[10] 1905 Kasımında Moskova'da Kara Yüzler'in tehdidini önlemek için kuruldu. Kara Yüzler, devrimci harekete saldırmak, adam öldürmek, Yahudi kırımlarında kullanmak üzere polisin örgütlediği çetelerdi.
[11] 1905 Aralığında çeşitli Letonya şehirleri Çar birliklerine karşı gerilla savaşına başlayan devrimci işçilerin, tarım işçilerinin, köylülerin silahlı müfrezelerinin eline geçmişti. 1906 Ocağında da Letonya'daki ayaklanmalar Çar generallerinin ceza seferleriyle bastırıldı.
[12] Bolşevik sosyal-demokratlar, gerilla eylemlerine karşı anlamsız bir tutku taşıdıkları suçlamasıyla sık sık karşılaşırlar. Gerilla eylemleri konusundaki karar taslağında (Partiniye Izvestia, Sayı:2 ve Lenin'in Kongreye Raporu), gerilla eylemlerini savunan bolşevik kesimin bu eylemlerin benimsenmesi için aşağıdaki koşulları önerdiğini anımsamak, bu nedenle, yanlış olmayacaktır: Hangi koşul altında olursa olsun, özel mülkiyete "elkonulmasına" izin verilmemeliydi; hükümet mallarının "elkonulması" salık verilmemeliydi ama ancak bunalrın partinin denetimi altında olması ve gelirleri bir ayaklanmanın gereksinimleri için kullanılması kaydıyla kabul edilirdi. Gerilla eylemleri, şiddet biçimi içinde zalim hükümet memurlarına ve kara-yüzlerin aktif üyelerine karşı salık verilmeliydi, ama bu da ancak şu koşullarla, 1) yığınların duyguları hesaba katılmalıdır; 2) o yöredeki işçi sınıfı hareketinin koşulları hesaba katılmalıdır; ve 3) proleteryanın kuvvetlerinin ziyan olmaması konusuna dikkat gösterilmelidir. Bu taslak ile Birlik Kongresinin benimsediği karar arasındaki pratikteki farklılık, özellikle hükümet mallarına "elkonulmasına" izin verilmemesi olgusunda yatar.
[13] Lenin'in burada tartıştığı Junius Broşurü, aralarında Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht, Frans Mehring, Clara Zetkin'in de bulunduğu Alman Sol Sosyal Demokratlarının Uluslararası Grubu tarafından yazılmıştı. Ocak 1916'da bu grup Spartakus grubu adını aldı, sonra da Almanya Komünist Partisinin öncüsü olan Spartakus Birliği oldu.