"ÖRNEĞİN, herkesin bildiği gibi, marksistlerin içten davran[madıkları] ve en düşük kültür düzeyinde bulundukları için, muhtemelen kent ve fabrika proletaryası tarafından yönetilecek olan
'kristiyanskaya çern' çapulcu köylüler, köylü takımı."
Bu demektir ki, köylünün toplu olarak bulunduğu her yerde, Batı Avrupa kıtasının bütün ülkelerinde olduğu gibi azçok bir çoğunluk oluşturduğu yerlerde bile, İngiltere'deki gibi yok olmadığı ve yerini tarım gündelikçilerine bırakmadığı yerlerde, şunlar olabilir: ya bugüne kadar Fransa'da olduğu gibi her işçi devrimini engeller ve yıkar, ya da yönetimi elinde tutan proletarya (çünkü köylü mülk sahibi proletaryaya dahil değildir, ve konumunun onu proletaryaya dahil ettiği yerde bile, o dahil olmadığını sanır), onun durumunu
(sayfa 490) doğrudan iyileştirecek ve, bunup sonucunda, onu devrim saflarına kazanacak önlemler almalıdır. Bu önlemler, özel toprak sahipliğinden kolektif toprak sahipliğine geçişi daha baştan kolaylaştırmalıdır, öyle ki iktisadi araçlarla köylünün kendisi ona yaklaşsın; ama örneğin miras hakkının ya da mülkiyetinin kaldırılacağını ilan ederek onu ürkütmemeye özen gösterilmelidir. Bu, ancak, köylünün yerini kapitalist kiracının aldığı ve toprağı fiilen işleyenin, kırsal işçi kadar bir proleter, bir ücretli emekçi olduğu ve, dolayısıyla, onunla dolaylı değil, doğrudan özdeş çıkarlara sahip bulunduğu yerlerde yapılabilir; Bakunin'in devrimci programında olduğu gibi, büyük mülkleri basitçe köylülere aktararak parsellerin büyütülmesiyle toprak sahipliğini güçlendirme yoluna çok az gidilmelidir.
"Ya da, sorunu ulusal bir bakış açısından ele alacak olursak, o zaman, Alman proletaryasını kendi burjuvazisine kölece bir bağımlılık içine sokan aynı nedenlerle, Slavların da, Almanlar bakımından, Alman proletaryasına kölece bir bağımlılık içinde olacağını düşünebiliriz." (s. 278.)
Okul çocuklarına yaraşır bir saçmalık! Köklü bir toplumsal devrim, iktisadi gelişmenin belirli tarihsel koşullarına bağlıdır; bu koşullar onun öngerekleridir. Dolayısıyla bu, ancak, kapitalist üretimle birlikte sanayi proletaryasının halkın hiç değilse önemli bir bölümünü oluşturduğu yerlerde olanaklıdır. Herhangi bir başarı şansına sahip olması için, sanayi proletaryasının, köylüler için,
mutatis mutandis*,[Gerekli değişiklikleri yaparak
-ç.] en azından Fransız burjuvazisinin kendi devrimi sırasında o günkü Fransız köylüleri için yaptıklarını yapabilmelidir. İşçi yönetiminin tarım emekçilerinin baskı altına alınmasını gerektirmesi, güzel bir düşünce! Ama Bay Bakunin'in ta derinlerde yatan düşüncesi de burada açığa çıkıyor. Toplumsal devrim konusunda hiç bir fikre sahip değil, yalnızca bu devrimin siyasal sözcüklerini biliyor; bu devrimin iktisadi koşullarının onun için hiç bir anlamı yok. Bundan önceki bütün iktisadi biçimler, ister gelişmiş olsunlar ister olmasınlar, emekçinin (bu ister ücretli emekçi, ister köylü vb. olsun) köleleştirilmesini getirdiğinden, bir
köklü devrimin, bütün bu biçimler
(sayfa 491) altında aynı derecede olanaklı olduğuna inanıyor. Hatta daha da ileri gidiyor. İktisadi temeli kapitalist üretim olan Avrupa'daki toplumsal devrimin tarım ve hayvancılık yapan Rus ya da Slav halkların sahip oldukları düzeyin üzerine temellendirilmesini ve bu düzeyi aşmamasını istiyor;
denizciliğin kardeşler arasında farklılıklar yarattığını anladığı halde bunu istiyor, ama yalnızca
denizciliğin, çünkü bu bütün politikacıların bildikleri bir farklılıktır! Bakunin'in toplumsal devriminin temeli, iktisadi koşullar değil,
iradedir.
(sayfa 492)
1874'te ve 1875 başlarında
Marx 'tarafından yazılmıştır
İlk kez Letopisi Marksizma,
n° 11, 1926'da yayımlanmıştır
Dipnotlar
[283] Bakunin'in 1873'te yayınlanan
Devlet ve Anarşi (Staatlischkeit und Anarchie) kitabı üzerine bu düşünceler, anarşist öğretilerin ve gelişmelerin, bilimsel komünizmin devlet, proletarya diktatörlüğünün tarihsel zorunluluğu, sosyalist devrimin başarısının vazgeçilmez koşulu olan işçi sınıfı ile köylülüğün ittifakı gibi bellibaşlı önermeleri temeline dayanarak eleştiren bir polemik yapıtıdır. -490.