JAPONYA'YA KARŞI DİRENME SAVAŞI DÖNEMİ (II)
KÖY ARAŞTIRMALARI'NA ÖNSÖZ ve SONSÖZ
Mart ve Nisan 1941
ÖNSÖZ
17 Mart 1941
SONSÖZ
19 Nisan 1941
İNCELEME TARZIMIZI YENİDEN DÜZENLEYELİM[1*]
Mayıs 1941
I
Çin Komünist Partisi'nin yirmi yılı boyunca, Marksizm-Leninizmin evrensel gerçeği Çin devriminin somut pratiğiyle gittikçe daha çok kaynaşmıştır. Partimizin çocukluk döneminde Marksizm-Leninizmi ve Çin devrimini ne kadar sığ ve yetersiz bir şekilde kavradığımızı anımsayacak olursak, bugünkü kavrayışımızın çok daha derin ve zengin olduğunu görebiliriz. Felakete uğrayan Çin milletinin en yiğit evlatları, yüz yıl boyunca, her ölenin yerini bir yenisi alarak, ülkeyi ve halkı kurtaracak gerçeği bulmak için savaştılar ve hayatlarını feda ettiler. Bununla gurur duyuyoruz. Ama Marksizm-Leninizmi, [sayfa 20] yani gerçeklerin en doğrusunu, milletimizi kurtaracak silahların en güçlüsünü ancak Birinci Dünya Savaşı'ndan ve Rusya'daki Ekim Devrimi'nden sonra bulduk. Bu silahın kullanılmasını, yayılmasını ve örgütlenmesini ilk başlatan Çin Komünist Partisi oldu. Marksizm-Leninizmin evrensel gerçeği Çin devriminin somut pratiğiyle kaynaşır kaynaşmaz, Çin devrimine yepyeni bir görünüm kazandırdı. Partimiz, Japonya'ya Karşı Dilenme Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana. Marksizm-Leninizmin evrensel gerçeğine dayanarak, bu savaşın somut pratiğini, Çin'i ve bugünkü dünyayı incelemede ileri bir adım attı ve aynı zamanda Çin tarihini incelemeye başladı. Bütün bunlar çok olumlu belirtilerdir.II
Ama hâlâ eksiklerimiz, hem de çok büyük eksiklerimiz var. Kanımca, bu eksiklerimizi gidermezsek çalışmalarımızda ve Marksizm-Leninizmin evrensel gerçeğini Çin devriminin somut pratiğiyle kaynaştırma davamızda, bu büyük davamızda bir adım bile ilerleyemeyiz.III
Bu fikri daha iyi açıklayabilmek için, iki zıt tutumu karşılaştırmak istiyorum.IV
Yukarıdaki görüşlere uygun olarak, şu önerilerde bulunmak istiyorum:BİR UZAKDOĞU MÜNİH'İ KOMPLOSUNU AÇIĞA ÇIKARALIM[2*]
25 Mayıs 1941
FAŞİZME KARŞI ULUSLARARASI BİRLEŞİK CEPHE ÜZERİNE[3*]
23 Haziran 1941
ŞENSİ- KANSU NİNGSİA SINIR BÖLGESİ TEMSİLCİLER MECLİSİNDE KONUŞMA
21 Kasım 1941
PARTİNİN ÇALIŞMA TARZINI DÜZELTELİM[4*]
1 Şubat 1942
BASMAKALIP PARTİ YAZILARINA KARŞI ÇIKALIM[5*]
8 Şubat 1942
YENAN SANAT ve EDEBİYAT FORUMUNDA KONUŞMALAR
Mayıs 1942
AÇILIŞ KONUŞMASI
2 Mayıs 1942
KAPANIŞ KONUŞMASI
23 Mayıs 1942
I
Birinci sorun şudur: Kimin için sanat ve edebiyat?II
Sanat ve edebiyatın kime hizmet edeceği sorununu çözdükten sonra, onu izleyen soruna, yani sanat ve edebiyatın nasıl hizmet edeceği sorununa geliyoruz. Bazı yoldaşlarımızın dediği gibi kendimizi, sanat ve edebiyatın düzeyini yükseltmeye mi, yoksa onu yaygınlaştırmaya mı adamalıyız?III
Sanat ve edebiyatımız halk kitleleri için olduğuna göre, şimdi, Parti içi ilişkilerdeki bir sorunu, yani Partinin sanat ve edebiyat alanındaki çalışması ile Partinin bir bütün olarak çalışması arasındaki ilişkiyi ve bunun yanı sıra Partinin dış ilişkilerindeki bir sorunu, yani Partinin sanat ve edebiyat alanındaki çalışması ile Partili olmayanların bu alandaki çalışması arasındaki ilişkiyi, sanat ve edebiyat çevrelerinin birleşik cephesi sorununu tartışmaya başlayabiliriz.IV
Sanat ve edebiyat eleştirisi, sanat ve edebiyat dünyasında başlıca mücadele yöntemlerinden biridir. Sanat ve edebiyat eleştirisi geliştirilmelidir. Yoldaşlarımızın haklı olarak belirttikleri gibi, geçmişteki çalışmalarımız bu bakımdan oldukça yetersiz kalmıştır. Sanat ve edebiyat eleştirisi, önemli ölçüde özel incelemeyi gerektiren karmaşık bir meseledir. Burada sadece, temel mesele olan eleştiride kullanılacak ölçütler üzerinde duracağım. Ayrıca, bazı yoldaşların getirdiği birkaç özel sorun ve bazı yanlış görüşler konusunda da kısaca fikrimi belirteceğim.ÇOK ÖNEMLİ BİR SİYASET[6*]
7 Eylül 1942
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞININ DÖNÜM NOKTASI[7*]
12 Ekim 1942
EKİM DEVRİMİ'NİN YİRMİ BEŞİNCİ
YILDÖNÜMÜNÜN KUTLANMASI DOLAYISIYLA
6 Kasım 1942
JAPONYA'YA KARŞI SAVAŞTA EKONOMİK VE MALÎ MESELELER[8*]
Aralık 1942
ÖNDERLİK YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN BAZI MESELELER[10*]
1 Haziran 1943
GUOMİNDANG'A YÖNELTİLEN BAZI SORULAR[11*]
12 Temmuz 1943
ÜS BÖLGELERİNDE TOPRAK KİRASINI AZALTMA, ÜRETİMİ ARTIRMA VE
"HÜKÜMETİ DESTEKLEYELİM HALKI SEVELİM"
KAMPANYALARINI YAYALIM[12*]
1 Ekim 1943
GUOMİNDANG MERKEZ YÜRÜTME KOMİTESİNİN VE SİYASİ HALK KONSEYİNİN
TOPLANTILARI ÜZERİNE BİR YORUM[13*]
5 Ekim 1943
ÖRGÜTLENİN![14*]
29 Kasım 1943
İNCELEMEMİZ VE ŞİMDİKİ DURUM[15*]
12 Nisan 1944
II
Şimdiki durumun iki özelliği şudur: Birincisi, anti-faşist cephe daha da güçlenirken, faşist cephe çöküyor; ikincisi, anti-faşist cephe içinde halk güçleri daha da güçlenirken, halk düşmanı güçler çöküyor. Birinci özellik, oldukça açıktır ve kolayca görülebilir. Hitler çok geçmeden yenilecektir: Japon saldırganları da yenilgiye doğru ilerlemektedir. İkinci özellik bu kadar açık değildir ve öyle kolayca görülemez. Ancak, bu özellik de Avrupa'da, İngiltere ile Birleşik Amerika'da ve Çin'de her geçen gün daha belirgin bir hale geliyor.III
Yeni zaferler kazanmak için. Parti kadrolarımızı ağırlıklardan kurtulup, motoru çalıştırmaya çağırmalıyız. "Ağırlıklardan kurtulmak", zihnimizi birçok yükten kurtarmak anlamına gelir. Birçok şey, eğer onlara körü körüne ve hiç eleştiriden geçirmeksizin bağlanırsak bizim için birer yük, birer ağırlık haline gelebilir. Birkaç örnek verelim: Hata işledinizse, bunların yükünü hayat boyu sırtınızda taşıyacağınızı düşünebilir ve bu yüzden cesaretinizi kaybedebilirsiniz: hata işlememişseniz, hiç hata işlemeyeceğinizi sanabilir ve kibirliliğe kapılabilirsiniz. Çalışmada başarısızlık, kötümserliğe ve bezginliğe yol açabilir; buna karşılık başarı, kibir ve böbürlenme doğurabilir. Henüz kısa bir mücadele geçmişi olan bir yoldaş, bu nedenle sorumluluktan kaçabilir: kıdemli bir kimse, uzun bir mücadele geçmişi olduğu için bildiğinden şaşmaz bir tutum takınabilir. Sınıf kökenleriyle gurur duyan işçi ve köylü yoldaşlar, aydınlara tepeden bakabilir: bazı bilgilere sahip oldukları için aydınlar da, işçi ve köylü yoldaşları hor görebilir. Bir kimsenin herhangi bir alanda kazandığı ustalık, onun böbürlenmesine ve başkalarını hor görmesine yol açan kişisel bir sermaye haline gelebilir. Hatta bir insanın yaşı bile böbürlenme konusu olabilir. Gençler, zeki ve yetenekli olduklarından yaşlılara değer vermeyebilirler: yaşlılar da zengin tecrübelere sahip olduklarından gençlere tepeden bakabilirler. Eleştirici bir uyanıklık olmazsa, bütün bunlar birer ağırlık, birer yük haline gelebilir. Bazı yoldaşların kibirli olmalarının, kendilerini kitlelerden tecrit etmelerinin ve tekrar tekrar hata yapmalarının önemli bir nedeni, yanlarında bu gibi ağırlıklar taşımalarıdır. Dolayısıyla, kitlelerle sıkı bağlar sürdürmenin ve daha az hata yapmanın ön koşullarından biri, kişinin kendi ağırlıklarını gözden geçilmesi, bunlardan kurtulması ve böylelikle zihnini özgürlüğe kavuşturmasıdır. Partimizin tarihinde pek çok kez büyük bir kibirlilik ortaya çıktı ve bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kaldık. Birincisi, 1927 yılının ilk yarısındaydı. Kuzey Seferi Ordusu Vuhan'a ulaşmıştı ve bazı yoldaşlar öylesine kibirli ve kendilerinden öylesine emin bir hale gelmişlerdi ki, Guomindang'ın bize saldırmak üzere olduğunu unutmuşlardı. Sonuç, devrimin yenilgisine yol açan Cen Dusiu çizgisinin [sayfa 180] hatası oldu. İkincisi 1930'daydı. Çan Kayşek'in Feng Yusiang ve Yen Sişan'a[67] karşı büyük çapta bir savaşa girişmesinden yararlanan Kızıl Ordu, birkaç muharebe kazandı ve gene bazı yoldaşlar kibirlendiler, kendilerine aşırı güvendiler. Sonuç, gene devrimci güçlerin bazı kayıplarına yol açan Li Lisan çizgisinin hatası oldu. Üçüncüsü, 1931'deydi. Kızıl Ordu Guomindang'ın üçüncü "kuşatma ve bastırma" harekâtını ezmiş ve hemen arkasından Japon istilasıyla karşılaşan ülkenin dört bir yanındaki halk, coşkun ve kahramanca Japonya'ya karşı hareketi başlatmıştı. Bazı yoldaşlar gene kibirlendiler ve kendilerine aşırı güvendiler. Bunun sonucu, çok büyük çabalarla inşa ettiğimiz devrimci güçlerin hemen hemen yüzde 90'ının yitirilmesine mal olan siyasal çizgideki çok daha ciddi bir hata oldu. Dördüncüsü 1938'deydi. Direnme Savaşı başlamıştı ve birleşik cephe kurulmuştu. Bazı yoldaşlar gene kibirlendiler ve kendilerine aşırı güvendiler. Bunun sonucu olarak, Cen Dusiu çizgisine bir bakıma benzeyen bir hata işlediler. Bu kez devrimci çalışma bu yoldaşların hatalı fikirlerinin özellikle etkili olduğu yerlerde ağır kayıplara uğradı. Bütün Partili yoldaşlar bu kibirlilik ve hata örneklerinden ders almalıdır. Yoldaşların, ibret almaları ve başarı anlarında kibirlilik hatasını tekrarlamamaları için Kuo Mojo'nun Li Zu-çeng[68] üzerine denemesini son zamanlarda yeniden yayımladık.HALKA HİZMET[16*]
8 Eylül 1944
ÇİFTE ONUNCU BAYRAMINDA ÇAN KAYŞEKTN YAPTIĞI KONUŞMA ÜZERİNE[17*]
11 Ekim 1944
KÜLTÜREL ÇALIŞMADA BİRLEŞİK CEPHE[18*]
30 Ekim 1944
EKONOMİK ÇALIŞMA YAPMAYI ÖĞRENMELİYİZ[19*]
10 Ocak 1945
GERİLLA BÖLGELERİNDE DE ÜRETİM MÜMKÜNDÜR[20*]
31 Ocak 1945
PARTİMİZİN TARİHİNDEKİ BAZI MESELELER ÜZERİNE KARAR[21*]
I
II
Çin'in Yeni Demokratik Devrimi'nin birinci döneminde, 1921 'den 1927'ye kadar ve özellikle 1924-1927 arasında Çin halkının, Komünist Enternasyonal tarafından doğru bir şekilde yönetilen ve Çin Komünist Partisi'nin doğru önderliği altında ileri atılan ve örgütlenen büyük, anti-emperyalist ve anti-feodal devrimi hızla ilerledi ve büyük zaferler kazandı. Bu büyük devrimde, Çin Komünist Partisi'nin bütün üyeleri, büyük devrimci çalışmalar yaptılar, işçi, gençlik ve köylü hareketlerini bütün ülkede geliştirdiler. Guomindang'ın yeniden örgütlenmesini ve Milli Devrimci Ordu'nun kurulmasını teşvik ettiler ve buna yardımcı oldular. Doğu Harekâtı'nın[78] ve Kuzey Seferinin, siyasal belkemiğini oluşturdular, emperyalizme ve feodalizme karşı millet çapındaki büyük mücadeleye önderlik ettiler ve böylece Çin devrim tarihinin en şanlı sayfasını yazdılar. Ne var ki, bu devrim yenilgiyle sonuçlandı, [sayfa 207] çünkü 1927'de, o zamanlar bizim müttefikimiz olan Guomindang'taki gerici klik devrime ihanet etti, çünkü o zamanlar emperyalizm ve gerici Guomindang kliğinin birleşik kuvvetleri çok güçlüydü ve özellikle Partimizde, Cen Dusiu'nun temsil ettiği sağcı ideoloji, bu devrimin bitim döneminde (altı ay kadar) Komünist Enternasyonal'in ve Stalin yoldaşın birçok akıllıca direktifini reddeden, Mao Zedung yoldaş ye öbür yoldaşların doğru görüşlerini reddeden teslimiyetçi bir politikaya dönüştü ve Parti'nin yönetici organına hâkim oldu; bunun sonucu olarak, Guomindang devrime ihanet edip, halka birden saldırdığında Parti ve halk etkili bir direnme hareketi örgütleyemedi.III
1927'de, devrimin yenilgisinden sonra, partimizde, hem "Sol" hem Sağ sapmalar oldu. Birinci Büyük Devrim döneminin bir avuç teslimiyetçisi ki, Cen Dusiu onların başıydı, devrimin geleceği hakkında karamsarlığa düştüler ve zamanla parti tasfiyecileri (likidatörler) haline geldiler. 1927 devriminden sonra, Çin burjuvazisi zaten emperyalizmi ve feodal güçleri alt etmiştir, halk üzerindeki hâkimiyetini dengelemiştir, Çin toplumunda bugünden kapitalizm hâkimdir ve toplum barışçı yollarla gelişecektir diyerek gerici Troçkist'lerin tutumunu benimsediler.IV
Yoldaşlar, çeşitli sol çizgilerin ve özellikle üçüncü "Sol" çizginin hatalarını daha iyi anlasınlar ve "Gelecekteki hatalardan kaçınmak" için geçmiştekilerden ders alarak böyle hataların tekrarlanmasını önleyebilsinler diye, bu çizgilerin siyasal, örgütsel ve ideolojik açıdan doğru çizginin karşısında nasıl bir öze sahip olduklarını ortaya koyalım.VI
Yukardan da anlaşılacağı gibi çeşitli "Sol" çizgiler ve özellikle bütün partiye hâkim olmuş olan üçüncü "Sol" çizgi rastlantı değil, belli sosyal ve tarihsel koşulların ürünüydü.VII
Bu Genişletilmiş Yedinci Genel Toplantı kesinlikle bildirir ki: Son yirmi dört yıl boyunca Çin devrim pratiği; Mao Zedung tarafından temsil edilen çizginin, Partimizin mücadele çizgisinin, bütün ülke halkının mücadele çizgisinin bütünüyle doğru olduğunu kanıtlamıştır ve kanıtlamaktadır. Bugünkü Direnme Savaşı'nda Partimizin ulaştığı büyük başarılar ve Partimizin oynadığı belirleyici rol, bu çizginin doğruluğunun en canlı örnekleridir. Fırtınalı gelişimiyle Çin devriminin tümü açısından bakılınca, son yirmi dört yıl içinde, Partimizin önderliği altında büyük başarılar ve zengin deneyler elde edildiği görülür. Parti içinde bazı dönemlerde çıkan "Sol" ve sağ hatalar sadece kısmi olaylardır. Partinin yeterli deneye ve siyasal bilince sahip olmadığı bir zamanda böyle olayları bütünüyle önleyebilmek zordu. Üstelik bu hataları yok etmek için verilen mücadelededir ki, Parti daha güçlü ve daha sağlam hale gelebilmiştir. Bugün bütün Parti Mao Zedung yoldaşın çizgisinin doğruluğunu kabul etmekte ve eşi görülmemiş bir siyasal bilinçle onun bayrağı altına toplanmaktadır. Mao Zedung yoldaşın temsil ettiği Marksist-Leninist ideoloji; kadroları, parti üyelerini ve halk kitlelerini artan sayılarda ve gitgide daha fazla derinden kavradıkça, sonuç Partinin ve Çin devriminin büyük ilerleme kaydetmesi ve yenilmez bir güce kavuşması olacaktır.ÇİNİN İKİ MUHTEMEL GELECEĞİ[22*]
23 Nisan 1945
KOALİSYON HÜKÜMETİ ÜZERİNE[23*]
24 Nisan 1945
***
DAĞLARI TAŞIYAN BUDALA İHTİYAR[25*]
ORDUNUN KENDİ İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN ÜRETİM
HURLEY-ÇAN DÜETİ BİR FİYASKODUR[27*]
HURLEY SİYASETİNİN TEHLİKESİ ÜZERİNE[28*]
WILLIAM Z. FOSTER YOLDAŞA TELGRAF
JAPON İSTİLACILARINA KARŞI SON RAUND
II. İÇ ve DIŞ DURUM
Çin halkı bu temel talepleri gerçekleştirebilir mi? Bu, Çin halkının siyasal bilinç düzeyine, birliğine ve çabalarına bağlıdır. Aynı zamanda, şimdiki iç ve dış durum son derece elverişli imkânlar sağlamaktadır. Eğer Çin halkı bu imkânlardan iyi bir şekilde yararlanabilir, gayretli, canlı ve kararlı bir şekilde savaşmaya devam edebilirse, saldırganları kesinlikle yenecek ve yeni bir Çin inşa edecektir. Çin halkı, kutsal görevlerini yerine getirme mücadelesinde çabasını iki katına çıkarmalıdır.
Şimdiki uluslararası durum nedir?
Şimdiki askeri durum şöyledir: İtalyan halkı ayaklanmalara girişirken, Sovyet ordusu Berlin'e taarruza geçiyor: İngiltere, Birleşik Amerika ve Fransa'nın müttefik kuvvetleri Sovyet taarruzuyla uyum halinde Hitlerci kalıntılara yükleniyor. Bütün bunlar, Hitler'i bütünüyle ortadan kaldıracaktır. Hitler yok edildikten sonra, Japon saldırganlarının yenilmesi pek uzun sürmeyecektir. Çinli ve yabancı gericilerin kehanetlerinin tersine, faşist saldırgan güçler kesinlikle yerle [sayfa 260] bir edilecek ve halkın demokratik güçleri kesinlikle zafer kazanacaktır. Dünya kesinlikle gerici yolu değil, ilerici yolu tutacaktır. Elbette çok uyanık olmalı, olayların akışında bazı geçici, hatta belki de ciddi değişiklikler olabileceğini hesaba katmalıyız; birçok ülkede hâlâ, ülke içindeki ve dışındaki halka birliği, ilerlemeyi ve kurtuluşu çok gören kuvvetli gerici güçler vardır. Bu olasılığı, gözden kaçıran bir kimse, siyasal hatalar yapar. Ancak tarihin genel akışı şimdiden açıkça bellidir ve bu değişmeyecektir. Bu sadece faşistler için, aslında onların yardımcıları olan bütün ülkelerdeki gericiler için kötü; halklar ve bütün ülkelerdeki örgütlü demokratik güçler için bir nimettir. Dünya tarihinin itici gücü, sadece ve sadece halktır. Sovyet halkı büyük bir kuvvet toplamış ve faşizmin yenilgiye uğratılmasında esas güç olmuştur. Faşizmin yıkılmasını mümkün kılan, Sovyet halkının çabaları ve onunla birlikte öteki anti-faşist müttefik ülkelerin halklarının çabalarıdır. Savaş halkı eğitmiştir ve savaşı kazanacak, barışa ve ilerlemeye ulaşacak olan, halktır.
Bu yeni durum, Birinci Dünya Savaşı'ndakinden çok farklıdır. O zaman Sovyetler Birliği henüz ortada yoktu ve halk, bugün birçok ülkede olduğu kadar siyasal açıdan uyanmış değildi, iki dünya savaşı tamamıyla farklı iki dönemi temsil eder.
Bu, faşist saldırgan ülkelerin yenilgiye uğratılması, ikinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve uluslararası bansın kurulmasından sonra artık hiçbir mücadele olmayacağı anlamına gelmez. Faşist güçlerin hâlâ yaygın olan kalıntıları, kesinlikle sorun çıkarmaya devam edeceklerdir; şimdi faşist saldırıya karşı savaşan kamp içinde de demokrasiye karşı çıkan ve başka milletleri ezen güçler vardır ve bunlar çeşitli ülkelerdeki, sömürge ve yan-sömürgelerdeki halkları ezmeye devam edeceklerdir. Bu yüzden, uluslararası barış sağlandıktan sonra, dünyanın büyük bir kısmında anti-faşist kitlelerle faşizmin kalıntıları, demokrasi ile demokrasi düşmanlığı, milli kurtuluş ile milli baskı arasında gene sayısız mücadeleler olacaktır. Halk en geniş çaplı zaferini, ancak uzun ve sürekli çabalarla, faşizmin arta kalan güçlerini, antidemokratik güçleri ve bütün emperyalist güçleri alt ettiği zaman kazanacaktır. Elbette o gün çok çabuk ya da çok kolay gelmeyecektir, ama kesinlikle gelecektir. Anti-faşist ikinci Dünya Savaşı'ndaki zafer, [sayfa 261] savaş sonrası mücadelelerinde halkların zaferine giden yolu açacaktır. Ancak bu mücadelelerde zafer kazanıldığı zaman, kalıcı ve sürekli bir barış teminat altına alınmış olur.
Şimdiki yurtiçi durum nedir?
Çin'in uzun süreli savaşı, Çin halkını büyük fedakârlıklara zorlamaya devam edecektir, ama aynı zamanda bu savaş onları çelikleştirmiştir. Çin halkını geçen yüzyıldaki bütün büyük mücadelelerinden çok daha büyük ölçüde uyandırmış ve birleştirmiştir. Çin halkı, yalnız amansız bir milli düşmanla değil, aynı zamanda, aslında düşmana yardım eden kuvvetli yerli gerici güçlerle de karşı karşıyadır; bu, madalyonun bir yüzüdür. Öteki yüzü ise, Çin halkının siyasal açıdan her zamankinden daha bilinçli olmakla kalmayarak, güçlü Kurtarılmış Bölgeler ve günden güne büyüyen ülke çapında bir demokratik hareket inşa etmiş olmasıdır. Bunlar, elverişli iç koşulları meydana getirir. Eğer Çin halkının son yüzyıllık mücadelelerindeki yenilgi ve başarısızlıklar, bazı zorunlu iç ve dış koşulların yokluğu yüzünden ileri geldiyse, o zaman bugünkü durum farklıdır, bütün gerekli şartlar mevcuttur. Yenilgiyi önlemek ve zafer kazanmak için her imkân vardır. Eğer bütün halkı kararlı bir mücadele içinde birleştirebilir ve onlara gerektiği gibi önderlik edebilirsek, zafere ulaşırız.
Çin halkının, saldırganları yenmek ve yeni bir Çin inşa etmek üzere birleşebileceğine güveni şimdi çok daha fazladır. Onlar için bütün güçlükleri yenme ve temel taleplerini, büyük tarihi özlemlerini gerçekleştirme zamanı gelmiştir. Bu konuda herhangi bir kuşku olabilir mi? Bence hayır.
Bugünkü genel iç ve dış durum budur.
III. JAPONYA'YA KARŞI SAVAŞTA İKİ ÇİZGİ
ÇİN'İN MESELELERİNİN ANAHTARI
Yurtiçi durumdan söz ederken, Çin'in Direnme Savaşı'nın özel bir tahlilini de yapmamız gerekir.
Çin, faşizme karşı savaşta yer alan beş büyük ülkeden biri ve Asya [sayfa 262] kıtasında Japon saldırganlarına karşı çarpışan başlıca ülkedir. Çin halkı, yalnız Japonya'ya karşı savaşta büyük bir rol oynamakla kalmamıştır, aynı zamanda savaş sonrasında dünyadaki barışı korumada çok büyük bir rol. Doğudaki barışı korumada ise belirleyici bir rol oynayacaktır. Çin, Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı'nın sekiz yılı boyunca, kendini kurtarmak ve müttefik ülkelere yardım etmek üzere çok büyük çaba harcamıştır. Bu çabayı harcayan, esas olarak Çin halkıdır. Çin ordularında çok sayıda subay ve asker çarpışmış ve cephede kanlarını dökmüştür; Çin işçileri, köylüleri, aydınları ve sanayicileri cephe gerisinde çok çalışmış, yurtdışındaki Çinliler savaşı desteklemek için bağışta bulunmuş ve halka karşı olan üyeleri dışında bütün Japonya'ya karşı siyasal partiler savaşta kendi üzerlerine düşeni yapmışlardır. Kısacası, Çin halkı ter ve kan dökerek, Japon saldırganlarına karşı sekiz uzun yıl kahramanca savaşmıştır. Ama Çin halkının savaşta oynadığı rol hakkındaki gerçeğin dünya tarafından bilinmesini önlemek amacıyla Çinli gericiler birkaç yıldır dedikodular yaymakta, kamuoyunu yanıltmaktadırlar. Ayrıca, bu sekiz yıl boyunca Çin'in kazandığı çeşitli tecrübelerin kapsamlı bir özeti henüz yapılmamıştır. Bu yüzden, bu Kongre, halkın eğitilmesi için bütün bu tecrübeyi gereğince özetlemeli ve Partimizin siyasetinin formüle edilmesi için bir temel sağlamalıdır.
İş böyle bir özetlemeye gelince, herkesin bildiği gibi Çin'e yol gösteren iki farklı çizgi vardır. Bunlardan biri, Japon saldırganlarının yenilgiye uğratılmasına götürürken, öbürü sadece Japon saldırganlarının yenilgisini imkânsızlaştırmakla kalmamakta, aynı zamanda onlara bazı bakımlardan gerçekten yardım etmekte ve Direnme Savaşımızı baltalamaktadır.
Guomindang hükümetinin Japonya'ya karşı pasif direnme siyaseti ve halkı aktif bir şekilde bastırmak şeklindeki gerici iç siyaseti, askeri başarısızlıklara, büyük toprak kayıplarına, mali ve ekonomik buhranlara, halk üzerinde baskı ve zulme ve milli birliğin bozulmasına yol açmıştır. Bu gerici siyaset, savaşın etkili bir şekilde sürdürülmesi uğruna Çin halkının bütün Japonya'ya karşı güçlerinin seferber edilmesini ve birleştirilmesini engellemiş, halkın uyanmasını ve birliğini kösteklemiştir. Gene de bu siyasal uyanış ve bu birlik ilerlemekten [sayfa 263] asla geri kalmamış, ancak Japon saldırganları ve Guomindang hükümetinin ikili baskısı altında dolambaçlı bir yoldan ilerlemiştir. Açıkçası, uzun bir süredir Çin'de iki çizgi vardır: Guomindang hükümetinin halka baskı ve pasif direnme çizgisi ve Çin halkının bir halk savaşı verme uğruna kendi bilinci ve birliğini yükseltme çizgisi. Çin'in bütün meselelerinin anahtarı buradadır.
TARİH DOLAMBAÇLI BİR YOL İZLER
Bu iki çizgi meselesinin neden Çin'in bütün meselelerinin anahtarı olduğunu halkın anlamasına yardım etmek için, Japonya'ya Karşı Direnme Savaşımızın tarihini gözden geçirmek gerekir.
Çin halkının Direnme Savaşı dolambaçlı bir yol izlemiştir. Savaş ta 1931'de başladı. O yılın 18 Eylül'ünde, Japon saldırganları Şenyang'ı işgal ettiler ve birkaç ay içinde üç kuzeydoğu eyaletini ele geçirdiler. Guomindang hükümeti bir direnmeme siyaseti benimsedi. Fakat Guomindang hükümetine rağmen Çin Komünist Partisi'nin önderlik ya da yardım ettiği halk ile bu eyaletlerdeki askerlerin yurtsever bir kesimi Japon Aleyhtarı Gönüllüleri ve Japonya'ya Karşı Birleşik Ordu'yu örgütlediler ve kahramanca bir gerilla savaşına giriştiler. Bu kahramanca gerilla savaşı büyük boyutlara ulaştı ve birçok güçlük ve başarısızlığa rağmen hiçbir zaman düşman tarafından bastırılamadı. 1932'de Japon saldırganları Şanghay'a saldırınca, Guomindang içindeki bir grup yurtsever bir kere daha Guomindang hükümetinin isteğine karşı çıktı ve Japon saldırganlarına karşı direnmede On Dokuzuncu Yol Ordusu'na önderlik etti. 1933'de Japon saldırganları Cehol ve Çahar Eyaletlerini işgal ettiler ve üçüncü defa Guomindang içindeki bir grup yurtsever, Guomindang hükümetinin isteğine karşı çıktı ve düşmana karşı direnmek üzere Japonya'ya Karşı Müttefik Ordu'nun örgütlenmesinde Komünist Partisiyle işbirliği yaptı. Fakat Japonya'ya karşı bütün bu mücadelelerle destek, bütünüyle Çin halkından, Çin Komünist Partisi'nden, öteki demokratik gruplardan ve yurtdışındaki yurtsever Çinlilerden geldi. Guomindang hükümeti ise direnmeme siyaseti izleyerek hiçbir katkıda bulunmadı. Tam tersine, [sayfa 264] Şanghay ve Çahar'daki Japonya'ya karşı hareketleri Guomindang hükümetinin kendisi bastırdı. Guomindang hükümeti ayrıca, 1933'de On Dokuzuncu Yol Ordusu tarafından Fucien'de kurulmuş olan halk hükümetini de devirdi.
O günkü Guomindang hükümeti neden bir direnme siyaseti benimsemişti? Bunun asıl nedeni, onun 1927'de Guomindang-Komünist işbirliğini ve Çin halkının birliğini yıkmış olmasıdır.
1924'de Dr. Sun Yatsen, Çin Komünist Partisi'nin önerilerini kabul ederek, Komünistlerin de katıldığı Guomindang Birinci Milli Kongresini topladı; Rusya ile ittifakı, Komünist Partisiyle işbirliğini ve köylülerle işçilere yardımı öngören Üç Büyük Siyaseti benimsedi. Vampoa Askeri Akademisi'ni açtı ve Guomindang, Komünist Partisi ve halkın bütün kesimlerinin milli birleşik cephesini kurdu. Bunun sonunda, Kvangtung Eyaleti'ndeki gerici güçler 1924-25'de yok edildi, muzaffer Kuzey Seferi 1926-27 boyunca sürdürüldü, Yangze ve San Irmak boyunca birçok bölge zaptedildi, Kuzeydeki savaş ağası hükümeti yenilgiye uğratıldı ve halkın kurtuluş mücadelesi o güne kadar Çin tarihinde görülmemiş bir ölçüde yayıldı. Fakat Kuzey Seferinin gelişmesinin kritik bir anında, 1927 ilkbahar sonları ile yaz başlarında Guomindang yetkililerinin izlediği gerici ve hain siyasetler, "partinin temizlenmesi" ve katliam siyasetleri, bu milli birleşik cepheyi (Çin halkının kurtuluş davasını temsil eden ve Guomindang, Komünist Partisi ve halkın bütün kesimlerinden meydana gelen birleşik cepheyi) ve onun bütün devrimci siyasetlerini yıktı. Guomindang dünkü müttefiklerini Çin Komünist Partisi ve Çin halkını, artık düşman olarak görüyor; dünkü düşmanlarını, emperyalistleri ve feodalleri ise, artık müttefik sayıyordu. Böylelikle, Çin Komünist Partisi'ne ve halka karşı kalleşçe ani bir saldırıya girişildi ve büyük, canlı ve güçlü devrim bastırıldı. Bundan sonra birliğin yerini iç savaş, demokrasinin yerini diktatörlük, aydınlık Çin'in yerini karanlık Çin aldı. Ama Çin Komünist Partisi ve Çin halkı yılmadı, boyun eğmedi ve yok edilemedi. Parti ve halk kendini toparladı, yaralarını sardı, ölen yoldaşlarını gömdü ve yeniden savaşa atıldı. Devrimin yüce bayrağını daha da yükselterek, silahlı direnişe girişti. Çin'de geniş bir bölgede halk hükümetleri kurdu; i toprak reformu yaptı; halk ordusunu, yani Çin Kızıl Ordusu'nu kurdu; [sayfa 265] Çin halkının devrimci güçlerini korudu ve geliştirdi. Dr. Sun Yatsen'in Guomindang gericileri tarafından terk edilen devrimci Üç Halk İlkesi, halk. Komünist Partisi ve demokratlar tarafından sürdürüldü.
Üç kuzeydoğu eyaletinin Japon saldırganları tarafından istila edilmesinden sonra, 1963'te, Çin Komünist Partisi o sırada devrimci üs bölgelerine ve Kızıl Ordu'ya saldıran bütün Guomindang kuvvetlerine, Japonya'ya karşı birleşik direnmeyi kolaylaştırmak amacıyla bir ateşkes antlaşması yapılmasını önerdi. Bu öneride üç şart ileri sürülmüştü: Saldırıların durdurulması, halka demokratik hakların tanınması ve halkın silahlandırılması. Fakat Guomindang yetkilileri bunu reddettiler.
Bundan sonra Guomindang hükümetinin iç savaş siyaseti daha da şiddetlenirken, Çin halkının iç savaşın sona erdirilmesi ve Japonya'ya Karşı birleşik direnme talep eden sesi gittikçe daha gür çıkmaya başladı. Şanghay'da ve başka birçok yerde çeşitli yurtsever halk örgütleri kuruldu. 1934 ile 1936 yılları arasında Partimizin Merkez Komitesi önderliğinde. Kızıl Ordu'nun Yangze Irmağı'nın kuzey ve güneyindeki ana kuvvetleri anlatılamayacak kadar büyük güçlüklerin üstesinden geldiler ve Kuzeybatı Çin'e kadar yürüyüp, buradaki Kızıl Ordu birlikleriyle birleştiler. İşte bu iki yıl içinde Çin Komünist Partisi yeni duruma uygun yeni ve kapsamlı bir siyasal çizgi saptadı ve uyguladı. Bu çizgi, mücadele hedefi Japonya'ya karşı birleşik direnme ve yeni demokratik cumhuriyetin kurulması olan Japonya'ya Karşı Milli Birleşik Cephe çizgisiydi. 9 Aralık 1935'te Peyping'deki öğrenci kitleleri. Partimizin önderliğinde kahramanca bir yurtsever hareket başlattılar: Çin Milli Kurtuluş Öncü Birliği'ni[125] kurarak bu hareketi Çin'deki bütün büyük şehirlere yaydılar. 12 Aralık 1936'da Japonya'ya karşı direnme yanlısı iki yurtsever Guomindang grubu. Kuzeydoğu Ordusu ve On Yedinci Yol Ordusu, Guomindang'ın gerici siyasetine, Japonya'yla uzlaşma ve yurtiçinde halkı katletme siyasetine birlikte yiğitçe karşı çıkarak [sayfa 266] ünlü Sian Olayı'nı hazırladılar. Guomindang içindeki öbür yurtseverler de o zamanki Guomindang yöneticilerinin siyasetinden hoşnut değillerdi. Guomindang yöneticilerinin, iç savaş siyasetini terk etmek ve halkın taleplerini kabul etmek zorunda kalmalarını sağlayan koşullar bunlardı. Sian Olayı'nın barışçı bir şekilde çözülmesi bir dönüm noktası oldu; yeni koşullarda yurtiçinde işbirliği şekillendi ve ülke çapında Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı başladı. 1937 Mayıs'ında Lukuçiao Olayından[126] az önce, Partimiz 1935'ten beri Parti Merkez Komitesince izlenen yeni siyasal çizginin onaylandığı tarihi milli konferansını topladı.
7 Temmuz 1937'teki Lukuçiao Olayından 1938 Ekim'inde Vuhan'ın düşüşüne kadar, Guomindang hükümeti Japonya'ya karşı savaşta nispeten faaldi. Bu dönem boyunca, Japonya'nın geniş çapta saldırıları ve bütün halkın artan yurtsever öfkesi, Guomindang hükümetini Japon saldırganlarına karşı direnmeyi siyasetinin ağırlık merkezi haline getirmeye zorlamıştı ve bu, bütün ordu ve halkın Japonya'ya karşı mücadelesinde yeni bir atılımı kolaylaştırmış ve bir süre için yeni ve canlı bir hava hüküm sürmüştü. Komünistler ve diğer demokratlar da dâhil olmak üzere bütün halk, ülkenin tehlike içinde ve halkın şevkle dolu olduğu bir sırada Guomindang hükümetinin demokratik reformlar yapma ve Dr. Sun Yatsen'in devrimci Üç Halk İlkesini uygulama fırsatından yararlanacağını içtenlikle umuyordu. Ne var ki, ümitler boşa çıktı. Bu iki yıllık nispeten faal direnme süresinde bile, Guomindang yöneticileri, kitlelerin bir halk savaşı için seferber edilmesine karşı çıktılar, halkın Japonya'ya karşı ve demokratik eylemler için kendiliğinden birleşme çabalarına kısıtlamalar getirdiler. Guomindang hükümeti, Çin Komünist Partisi'ne ve öteki Japonya'ya karşı partilere karşı eski tavrını bir ölçüde değiştirdiyse de, bu partilere eşit haklar tanımayı reddetmeye ve onların faaliyetlerini birçok bakımdan kısıtlamaya devam etti. Çok sayıda yurtsever siyasi mahkûm, hâlâ hapiste tutulmaktaydı. Her şeyden önce Guomindang hükümeti, 1927'de iç savaşı başlattıktan sonra kurmuş olduğu oligarşik diktatörlüğü [sayfa 267] hâlâ muhafaza ediyordu. Bu yüzden milletin ortak iradesini temsil edecek bir demokratik koalisyon hükümetinin kurulması imkânsızdı.
Biz Komünistler, bu dönemin ilk başlarında Çin'in Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı'nda iki farklı çizginin var olduğuna işaret etmiştik: Zafere götürecek olan ve her şeyi kapsayan bir halk savaşı ya da yenilgiye yol açacak olan ve halkın ezilmesini sürdürecek bir kısmi savaş. Biz, ayrıca savaşın uzun süreli olacağına ve kaçınılmaz olarak birçok engel ve güçlüğü barındıracağına, fakat Çin halkının varını yoğunu ortaya koyarak kesin zaferi mutlaka kazanacağına da işaret ettik.
HALK SAVAŞI
Aynı dönemde, Kuzeybatı Çin'e gitmiş olan Komünistlerin yönetimindeki Kızıl Ordu'nun ana kuvvetleri Çin Milli Devrimci Ordusu'nun Sekizinci Yol Ordusu olarak, Yangze Irmağı'nın her iki yakasındaki çeşitli yerlerde kalmış olan Çin Kızıl Ordusu'nun gerilla birlikleri ise Çin Milli Devrimci Ordusu'nun Yeni Dördüncü Ordusu olarak yeniden düzenlendiler. Bunlardan ilki, çarpışmak üzere Kuzey Çin cephesine, ikincisi de Orta Çin cephesine gitti, iç savaş dönemi sırasında Vampoa Askeri Akademisi'nin ve Milli Devrimci Ordusu'nun Kuzey Seferi günlerindeki demokratik geleneğini korumuş ve geliştirmiş olan Çin Kızıl Ordusu'nun mevcudu bir zamanlar yüz binleri buluyordu. Fakat Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı'nın başlamasıyla Guomindang hükümeti tarafından güney üs bölgelerimize karşı girişilen insafsız tahribat, Uzun Yürüyüş sırasındaki kayıplarımız ve öbür nedenler sonucunda ordu mevcudu on binlere düşmüştü. Bu yüzden bu orduyu küçümseyen ve Japonya'ya karşı direnmede esas olarak Guomindang'a güvenilmesi gerektiğini düşünenler vardı. Ama en iyi yargıç halktır. Halk, o zamanki sayısının az olmasına rağmen, Sekizinci Yol Ordusu'nun ve Yeni Dördüncü Ordu'nun üstün vasıfta olduğunu, yani ancak onların gerçek bir halk savaşı verebileceğini ve onlar bir kere Japonya'ya karşı cephelere ulaşıp, oradaki geniş kitlelerle birleştiler mi, önlerinde sınırsız imkânlar açılacağını biliyordu. [sayfa 268]
Ve halk haklıydı. Şimdi, ben bu raporu sunarken, ordumuzun mevcudu 910 bine varmış ve normal üretim çalışmalarından çekilmemiş olan köy milislerimizin sayısı 2 200 000'i aşmış bulunuyor. Düzenli ordumuzun Guomindang'ın ordusundan (merkezi olduğu kadar yerel kontrol altındaki Guomindang kuvvetlerini de hesaba katarsak) hâlâ sayıca çok düşük olmasına rağmen, savaşmakta olduğu Japon ve kukla kuvvetlerinin sayılarına ve savaş cephelerinin genişliğine, savaştaki etkinliğine, harekâtlarında gördüğü kitle desteğine ve siyasal niteliği, kaynaşmışlığı ve birliğine bakacak olursak, düzenli ordumuz şimdiden Çin Direnme Savaşı'nın esas kuvveti haline gelmiştir.
Bu ordu güçlüdür; çünkü bütün üyeleri siyasal bilince dayanan bir disipline sahiptir: Onlar birkaç kişinin ya da dar bir kliğin özel çıkarları için değil, geniş halk kitlelerinin ve bütün milletin çıkarları uğruna bir araya gelmekte ve savaşmaktadırlar. Bu ordunun tek amacı, kesinlikle Çin halkının safında yer almak ve Çin halkına canla başla hizmet etmektir.
Bu amacın rehberliğinde bu ordu, yenilmez bir ruha sahiptir, bütün düşmanları alt etmeye ve asla boyun eğmemeye kararlıdır; koşullar ne kadar çetin olursa olsun, son erine kadar savaşmaya devam edecektir. Bu amacın rehberliğinde bu ordu, hem kendi safları içinde, hem de kendi safları dışındakilerle kusursuz bir birlik sağlamıştır. Ordu içinde, subaylar ile erler arasında, üstler ile astlar arasında ve askeri çalışma, siyasal çalışma ve geri hizmetler arasında birlik vardır; ordu dışında, ordu ile halk arasında ve ordumuz ile dost ordular arasında birlik vardır. Bu birliği zedeleyen her şey kesinlikle ortadan kaldırılmalıdır.
Bu amacın rehberliğinde bu ordu, düşman subaylarını ve erlerini saflarını kazanma, savaş esirlerine karşı tutum konusunda doğru bir siyasete sahiptir. Düşman kuvvetlerinin teslim olan, tarafımıza geçen ya da silahlarını bıraktıktan sonra ortak düşmana karşı savaşa katılmak isteyen bütün üyeleri, hiç istisnasız sevinçle karşılanmakta ve kendilerine gerekli eğitim verilmektedir. Herhangi bir savaş esirini öldürmek, ona kötü davranmak ya da hakaret etmek yasaktır.
Bu amacın rehberliğinde bu ordu, halk savaşı için zorunlu olan bir strateji ve taktikler sistemi kurmuştur. Değişen somut duruma uyarak, uygulanan esnek gerilla savaşında ve aynı zamanda hareketli savaşta ustalaşmıştır. [sayfa 269]
Bu amacın rehberliğinde bu ordu, halk savaşı için kesinlikle gerekli olan ve kendi saflarında, birliği, dost ordularla birliği, halkla birliği güçlendirmeyi, düşman kuvvetlerini parçalamayı ve her muharebede zafer sağlamayı hedef alan bir siyasal çalışma sistemi kurmuştur.
Bu amacın rehberliğinde bütün ordu, gerilla savaşı koşullarında harekâtlar yaparak, muharebeler arasındaki ve talim devreleri arasındaki sürelerden tahıl ve öteki ihtiyaçlarını üretmek için yararlanabilir ve aslında yararlanmıştır da. Böylece ekonomik güçlüklerin alt edilmesi, yaşam koşullarının düzeltilmesi ve halkın yükünün hafifletilmesi için bütünüyle, yarı yarıya ya da en azından kısmen kendine yeterli duruma gelebilir. Çeşitli askeri üs bölgelerinde birçok küçük çapta silah atölyelerinin kurulması için her imkân sonuna kadar kullanılmıştır.
Üstelik bu ordu güçlüdür; çünkü kitlelerin geniş silahlı örgütleri olan halk savunma müfrezeleri ve milisler, onunla uyum içinde çarpışmaktadır. Çin'in Kurtarılmış Bölgelerindeki bütün kadın ve erkekler, gençlerden orta yaşlılara kadar herkes, Japonya'ya karşı halk savunma müfrezelerinde, gönüllülük ve demokrasi temelinde ve üretim çalışmalarım bırakmaksızın örgütlenmiştir. Savunma müfrezelerinin orduya ve gerilla birliklerine katılanlar dışındaki en seçkin unsurları milislere dâhil edilmişlerdir. Kitlelerin bu silahlı kuvvetlerinin işbirliği olmadan düşmanı yenmek mümkün olmazdı.
Son olarak da, bu ordu güçlüdür çünkü ana kuvvetler ve bölgesel kuvvetler olarak ikiye ayrılmıştır. Ana kuvvetler herhangi bir bölgede ve gerektiği an harekâta hazırdır, bölgesel kuvvetler ise yerel milisler ve savunma müfrezeleriyle işbirliği içinde kendi bölgelerini savunmaya ve burada düşmana saldırmaya ağırlık verir. Bu işbölümü halkın gönülden desteğini kazanmıştır. Bu doğru işbölümü olmadan, örneğin dikkat yalnız ana kuvvetler üzerinde toplanıp, bölgesel kuvvetler ihmal edilseydi. Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinde hüküm süren şartlarda düşmanın yenilmesi de imkânsız olacaktı. Bölgesel kuvvetlerin komutasında, iyi eğitim görmüş ve dolayısıyla askeri, iktisadî çalışmalarda ve kitle çalışmasında daha yetenekli olana pek çok silahlı [sayfa 270] çalışma ekibi örgütlenmiştir. Bunlar, düşman hatlarının gerisindeki en uzak bölgelere kadar sızmakta, düşmana darbeler indirmekte, kitleleri Japonya'ya karşı mücadele için ayaklandırmakta ve böylece çeşitli Kurtarılmış Bölgelerin cepheden askeri harekâtlarına destek sağlamaktadırlar. Bunların hepsinde büyük başarıya ulaşmışlardır.
Çin'in Kurtarılmış Bölgelerindeki Japonya'ya karşı olan bütün insanlar, demokratik hükümetlerinin önderliğinde, silahlı kuvvetleri desteklemek için canla başla çeşitli görevleri yerine getirecek olan işçi, köylü, gençlik ve kadın örgütlerine, kültürel, meslekî ve öteki örgütlere katılmaya çağrılmışlardır. Bu görevler, halkın orduya katılmak, ona tahıl taşımak, askerlerinin ailelerine bakmak ve askeri birliklerin maddi ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmak için seferber edilmesiyle sınırlı değildir. Bu görevler ayrıca, geniş çapta baskınlar yapmak ve düşmana karşı kara mayınları döşemek, düşman hakkında bilgi toplamak, hainleri ve casusları bulup çıkarmak, yaralıları nakletmek, korumak ve ordunun harekâtlarına doğrudan doğruya katılmak üzere gerilla birliklerinin, milislerin ve savunma müfrezelerinin seferber edilmelerini de kapsar. Aynı zamanda bütün Kurtarılmış Bölgelerdeki halk çeşitli türde siyasal, ekonomik, kültürel ve sağlık çalışmalarına da canla başla katılmaktadır. Bununla ilgili en önemli konu, tahıl ve diğer ihtiyaç maddelerinin üretiminde herkesin seferber edilmesi, ordu ve halkın kendine yeterli hale gelmek üzere yürüttükleri üretim kampanyalarını desteklemek üzere özel durumlar dışında bütün hükümet kuruluşlarının ve okulların boş zamanlarını kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretime ayırmalarını sağlamak ve böylelikle uzun süreli Direnme Savaşı'nın yürütülmesi için üretimde büyük bir artışın yaratılmasına yardımcı olmaktır. Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinde düşman büyük bir tahribata yol açmıştır ve sık sık seller, kuraklıklar ve böceklerin ekinlere verdiği zararlar görülmektedir. Fakat demokratik hükümetler buralarda örgütlü bir şekilde bu güçlüklerin üstesinden gelinmesinde halka önderlik etmektedir. Böceklerin yok edilmesi, sellerin kontrol altına alınması ve felâketzedelere yardım için geniş kitle kampanyalarıyla bugüne kadar eşi görülmedik sonuçlar elde edilmekte ve böylece uzun süreli Direnme Savaşı'nın sürdürülmesi mümkün olmaktadır. [sayfa 271] Tek kelimeyle, her şey cephe için, her şey Japon saldırganlarının yenilmesi ve Çin halkının kurtuluşu için: işte Çin'in Kurtarılmış Bölgelerindeki bütün ordu ve bütün halk için genel slogan, genel siyaset budur.
Gerçek halk savaşı budur. Ancak böyle bir halk savaşı vererek milli düşmanı yenebiliriz. İşte Guomindang halk savaşına şiddetle karşı çıktığı için başarısızlığa uğramıştır.
Modem silahlarla donatıldıktan sonra, Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinin ordusu daha da güçlenecek ve Japon saldırganlarını kesin yenilgiye uğratabilecektir.
İKİ SAVAŞ CEPHESİ
En başından beri, Çin'in Direnme Savaşı'nda iki cephe olagelmiştir: Guomindang cephesi ve Kurtarılmış Bölgeler cephesi.
Vuhan'ın 1938 Ekim'inde düşmesinden sonra Japon saldırganları Guomindang cephesindeki stratejik taarruzlarından vazgeçmişler ve ana kuvvetlerini yavaş yavaş Kurtarılmış Bölgeler cephesine kaydırmışlardır; aynı zamanda Guomindang hükümetinin bozguncu görüşlerinden yararlanarak onunla uzlaşmacı bir barış imzalamaya istekli olduklarını ilan etmiş ve Çin halkını aldatmayı amaçlayan bir siyaset benimseyerek, hain Vang Çingvey'in Çungking'i terk etmesini ve Nanking'de bir kukla hükümet kurmasını sağlamışlardır. Bundan sonra, Guomindang hükümeti, ağırlığı gitgide Japonya'ya karşı direnişten Komünist Partisi'ne ve halka karşı çıkmaya kaydırarak, siyasetini değiştirmeye başladı. Bu siyaset değişikliği, kendini ilk kez askeri alanda gösterdi. Kendi askeri gücünü koruyabilmek için Guomindang hükümeti Japonya'ya karşı pasif direnme siyasetini benimsedi: Japon istilacılarının Kurtarılmış Bölgelere bütün güçleriyle saldırmalarına izin vererek, savaşın bütün yükünü Kurtarılmış Bölgeler cephesinin üzerine yıktı: buna karşılık kendisi, "dağın tepesinde oturup, kaplanların dövüşmesini seyretti".
1939'da Guomindang hükümeti gerici nitelikteki "Kökü Dışarıda [sayfa 272] Partilerin Faaliyetlerini Kısıtlayıcı Önlemleri" kabul etmiş ve halkla Japonya'ya karşı partileri Direnme Savaşı öncesinde kazandıkları her türlü haktan bütünüyle yoksun bırakmıştı. Bundan sonra, Guomindang bölgelerinde bütün demokratik partiler ve en başta Çin Komünist Partisi, Guomindang hükümeti tarafından yeraltına itilmişlerdi. Bu bölgelerde, her eyalette, hapishaneler ve toplama kampları komünistler, genç yurtseverler ve öbür demokrasi savaşçılarıyla tıklım tıklım doludur. 1939'dan 1943 sonbaharına kadar beş yıl içinde Guomindang hükümeti, milli birliği parçalamak amacıyla geniş çapta üç anti-komünist saldırıya[127] girişmiş ve böylece ciddi bir iç savaş tehlikesi yaratmıştı, işte bu dönemde Yeni Dördüncü Ordu'nun "dağıtılması" emri verilmiş ve bu ordunun Güney Anhuy'da bulunan 9 binden fazla askeri katledilmişti. Bu, bütün dünyayı sarsan bir olaydı. Şu ana kadar Guomindang birlikleri tarafından Kurtarılmış Bölgeler kuvvetlerine karşı girişilen saldırılar kesilmiş değildir ve kesileceğine dair hiçbir belirti de yoktur. Aynı zamanda Guomindang gericileri bir yığın iftira ve yalan kusmaktadırlar. Komünist Partisini, Sekizinci Yol Ordusu'nu ve Yeni Dördüncü Ordu'yu ve Kurtarılmış Bölgeleri kötülemek amacıyla , "hain parti", "hain ordu", "hain bölgeler" ve "Direnme Savaşı'nı baltalayan ve devleti tehlikeye düşüren" gibi yaftalar ve sözler uydurdular. Buhranın üstesinden gelmek amacıyla, 7 Temmuz 1939'da Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi aşağıdaki sloganları ortaya itan bir bildiri yayımladı: "Direnişte sebat edelim ve teslimiyete karşı çıkalım! Birlikte sebat edelim ve bölünmeye karşı çıkalım!" Bu beş yıl içinde Partimiz, bu tam zamanında atılmış sloganlardan hareket ederek, gerici ve halk düşmanı üç anti-komünist saldırıyı şiddetle geri püskürtmüş ve her defasında buhranın üstesinden gelmiştir.
O yıllar süresince, Guomindang cephesinde gerçekten ciddi bir çarpışma olmamıştı. Japon saldırısı esas olarak Kurtarılmış Bölgeleri hedef almıştı. 1943 yılında Kurtarılmış Bölgeler halkı ve ordusu, Çin'i işgal eden Japon kuvvetlerinin yüzde 64'ünü ve kukla birliklerin de yüzde 95'ini hareket edemez duruma getirdiği halde Guomindang cephesi [sayfa 273] Japon kuvvetlerinin sadece yüzde 36'sı ve kukla birliklerin de yüzde 5'iyle uğraşmaktaydı.
1944 yılında Japon saldırganları, Çin'in kuzey-güney ana demiryolu hattının başından sonuna kadar ulaşıma açılmasını zorlamak için harekâtlara giriştiler.[128] Paniğe kapılan Guomindang kuvvetleri, hiçbir direnme gösteremediler. Birkaç ay içinde Henan, Hunan, Kvangsi ve Kvantung eyaletlerinde geniş alanlar düşman eline geçti. Ancak bundan sonra iki cephede savaşan düşman kuvvetleri arasındaki oranda bazı değişiklikler oldu. Bu durumda bile, bu raporun sunulduğu şu anda, üç kuzeydoğu eyaletinde bulunanlar dışında, Çin'deki 580 bin Japon askerini içeren 40 tümenden, 320 bin askeri içeren 22,5 tümen ya da toplam kuvvetin yüzde 56'sı Kurtarılmış Bölgeler cephesinde ve 260 bin askeri içeren 17,5 tümen ya da toplam kuvvetin yüzde 44'ü ise Guomindang cephesinde dövüşmektedir, iki cephede dövüşen kukla birliklerin oranında hiçbir değişiklik olmamıştır.
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, hem düzenli hem de yerel kuvvetler olarak mevcudu 800 bini aşan kukla birlikler, ya Guomindang komutanlarının yönetiminde teslim olmuş birliklerden ya da teslim olduktan sonra Guomindang subayları tarafından örgütlenmiş birliklerden meydana gelmektedir. Guomindang gericileri, bu kukla birlikleri, önceden yanlış ve haince bir teoriyle, yani "milleti dolambaçlı bir yoldan, kurtarma" teorisiyle donatmışlar ve teslim olmalarından bu yana onlara manevi ve örgütsel açıdan destek olmuşlar, onları Japon saldırganları ile birlik halinde, Çin halkının Kurtarılmış Bölgelerine saldırmaya yöneltmişlerdir. Bu gericiler de Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi'ni ve Kurtarılmış Bölgeleri abluka altına almak ve buralara saldırmak için sayılan en azından 797 bini bulan büyük kuvvetler toplamışlardır. Bu vahim durum, Guomindang hükümetinin haberleri örtbas etme siyasetiyle pek çok Çinli ve yabancıdan gizlenmektedir. [sayfa 274]
ÇİN'İN KURTARILMIŞ BÖLGELERİ
Çin'in Komünist Partisi yönetiminde bulunan Kurtarılmış Bölgelerin nüfusu şimdi 95.500.000'dir. Bunlar, kuzeyde İç Moğolistan'dan güneyde Haynan Adasına kadar uzanır; düşman, aşağı yukarı gittiği her yerde Sekizinci Yol Ordusu'nu, Yeni Dördüncü Ordu'yu veya diğer bazı halk kuvvetlerini faaliyette bulmaktadır. Bu geniş kurtarılmış topraklar, Liaonihg, Cehol, Çahar, Suiyuan, Şensi, Kansu, Ningsia, Şansi, Hcbey, Henaıı, Şandung, Kiangsu, Çekyang. Anhuy, Ciangsi, Hupeh, Hunan, Kvantung ve Fucien Eyaletlerinin büyük ya da küçük kısımlarını içine alan 19 ana Kurtarılmış Bölgeden oluşmaktadır. Bütün bu Kurtarılmış Bölgelere rehberlik eden merkez Yenan'dır. Sarı Irmağın batısında bulunan ve sadece bir buçuk milyon nüfusa sahip olan Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi, Çin'in bu geniş kurtarılmış kısmını meydana getiren 19 bölgeden sadece biridir ve aslında Çekyang Eyaleti'nin doğusundaki ve Haynan Adası'ndaki Kurtarılmış Bölgeler dışında, en az nüfusa sahip bölgedir. Bunun farkında olmayan bazı kişiler, Çin'in kurtarılmış topraklarının esas olarak Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi'nden itibaren olduğunu sanmaktadırlar. Bu yanlış anlama, Guomindang hükümetinin ablukasından ileri gelmektedir. Kurtarılmış Bölgelerin her birinde Japonya'ya Karşı Milli Birleşik Cephe'nin bütün zorunlu siyasetleri yürürlüğe konmuştur. İçinde Komünistlerin ve Japonya'ya karşı diğer partilerle partili olmayanların temsilcilerinin işbirliği yaptığı, halk tarafından seçilmiş hükümetler, yani yerel koalisyon hükümetleri kurulmuştur ya da kurulmaktadır. Kurtarılmış Bölgelerde halkın bütün gücü seferber edilmiştir. Bunun bir sonucu olarak düşmanın korkunç baskısına, Guomindang'ın askeri kuşatmasına ve saldırılarına, diş yardımdan kesinlikle yoksun oluşlarına rağmen Çin'in Kurtarılmış Bölgeleri sağlam kalmış ve düşman işgali altındaki topraklan daraltıp, kendi topraklarını genişleterek durmadan gelişmiştir; bunlar, demokratik bir Çin'e örnek oluşturmakta ve Japon saldırganlarının sürülüp atılmasında ve Çin halkının kurtarılmasında esas gücü meydana getirmektedirler ve müttefik ülkelerle askeri işbirliği halindedirler. Çin Kurtarılmış Bölgelerinin silahlı kuvvetleri. Sekizinci Yol Ordusu, [sayfa 275] Yeni Dördüncü Ordu ve öbür silahlı halk kuvvetleri, yalnızca Japonya He savaşta bir kahramanlık örneği vermekle kalmamış, aynı zamanda Japonya'ya Karşı Milli Birleşik Cephe'nin demokratik siyasetlerinin uygulanmasında da örnek olmuştur. Çin Komünist Partisi Merkez Komitesinin 22 Eylül 1937'de yayınladığı "Çin'in bugün ihtiyaç duyduğu şey, Dr. Sun Yatsen'in Üç Halk ilkesidir; Partimiz bunların tam olarak gerçekleştirilmesi için savaşmaya hazırdır" görüşünü taşıyan bildirisi, Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinde bütünüyle uygulamaya konmuştur.
GUOMİNDANG BÖLGELERİ
Dikta yönetiminde ısrar eden Guomindang'ın esas hâkim kliği, Japonya'ya karşı pasif direnme siyaseti ve halka karşı yönelen bir iç siyaset izlemiştir. Bunun sonucu olarak silahlı kuvvetleri, başlangıçtaki büyüklüklerinin yarısından azma inmiş ve bunların çoğu aslında savaşma güçlerini kaybetmişlerdir. Bu klik ile geniş kitleler arasında çok derin bir uçurum ve kitlelerin yoksullaşmasının yarattığı meydana gelen ciddi bir buhran, büyük bir hoşnutsuzluk ve yaygın bir baş kaldırma durumu mevcuttur; bu kliğin sadece savaştaki rolü azalmakla kalmamış, aynı zamanda bu klik, Çin halkının Japonya'ya karşı bütün güçlerinin seferber edilmesinin ve birliğinin önünde bir engel haline gelmiştir.
Guomindang'ın esas hâkim kliğinin önderliğinde böylesine vahim bir durum niçin ortaya çıktı? Çünkü bu klik, Çin'in büyük toprak ağaları, büyük bankerleri ve büyük kompradorlarının çıkarlarını temsil etmektedir. Bu gerici kesimi oluşturan getiren bir avuç insan, Guomindang hükümetinin yönetimi altındaki bütün önemli askeri, ekonomik ye kültürel kuruluşları tekeline almıştır. Onlar kendi çıkarlarının korunmasını, Japonya'ya karşı direnmenin üstünde tutarlar. Onlar da "millet her şeyden üstündür" derler, ama hareketleri milletin büyük çoğunluğunun isteklerine uymaz. Onlar da "devlet her şeyden üstündür" derler, ama kastettikleri demokratik bir halk devleti değil, büyük toprak ağaları, büyük bankerler ve büyük kompradorların feodal-faşist diktatörlüğüdür. Dolayısıyla, halkın ayaklanmasından, demokratik [sayfa 276] hareketten, Japonya'ya karşı savaşta bütün kitlelerin seferber edilmesinden korkarlar. Japonya'ya karşı pasif direnme siyasetleri ve halka, demokrasiye, Komünist Partisi'ne karşı gerici iç siyasetlerinin temel nedeni burada yatar. Her şeyde ikiyüzlü bir siyaset izlerler. Örneğin, bir yandan Japonya'ya karşı direniyor, öbür yandan pasif savaş siyaseti izliyorlar ve ayrıca teslim olma yolundaki Japon aldatmacalarına sürekli bir hedef oluşturuyorlar. Çin'in ekonomisini geliştirmekten söz ediyorlar, ama gerçekte kendi bürokrat sermayelerini, yani büyük toprak ağaları, bankerler ve kompradorların sermayesini artırıyor, Çin ekonomisinin can damarını tekelleri altına alıyor ve köylüleri, işçileri, küçük burjuvazi ile tekelci olmayan burjuvaziyi insafsızca eziyorlar. "Demokrasi"yi uygulamaktan ve "iktidarı halka geri vermekten" söz ediyorlar, ama demokrasi uğrundaki halk hareketini insafsızca bastırıyor ve en ılımlı demokratik bir reformu bile uygulamayı reddediyorlar. "Komünist meselesi siyasal bir meseledir ve siyasi olarak çözülmelidir" diyorlar, ama Çin Komünist Partisi'ni askeri, siyasal ve ekonomik yönlerden insafsızca baskı altında tutuyorlar ve Çin Komünist Partisi'ni "1 numaralı düşman", Japon saldırganlarını ise ancak "2 numaralı düşman" sayarak, her allahın günü iç savaş hazırlıklarıyla ve Komünist Partisini yok etme komplolarıyla uğraşıp duruyorlar. Bir "modern devlet" kuracaklarını söylüyorlar, ama büyük toprak ağaları, bankerler ve kompradorların feodal-faşist diktatörlüğünü sürdürmek için umutsuzca didiniyorlar. Sovyetler Birliği ile resmi diplomatik ilişkilerini sürdürmelerine rağmen, aslında ona düşmandırlar. ABD inzivacıları[24*]ile birlikte faşist Almanya'nın ömrünü uzatmak için, aslında Çin halkı üzerindeki kendi faşist iktidarları da dâhil her yerdeki faşistlerin ömrünü uzatmayı amaçlayan "Avrupa'dan önce Asya" türküsünü söylüyorlar, ama aynı zamanda anti-faşist kahraman kisvesine bürünerek, diplomatik manevralara girişiyorlar. Eğer bu çelişen ikiyüzlü siyasetlerinin köküne inecek olursanız, bunların tümünün büyük toprak ağaları, bankerler ve kompradorlar sosyal kesiminden kaynaklandığını göreceksiniz. [sayfa 277]
Gene de Guomindang aynı türden insanları barındıran bir siyasal parti değildir. Her ne kadar büyük toprak ağaları, bankerler ve kompradorlar tabakasını temsil eden gerici klik tarafından kontrol ediliyor ve yönetiliyorsa da, bu klikle bütünüyle bir tutulmamalıdır. Bazı Guomindang yöneticileri, kendilerini hiçe sayan, bir kenara iten ya da saldıran bu kliğe dâhil değillerdir. Kadrolarının ve üyelerinin çoğu, Üç Halk ilkesi Gençlik Birliği üyelerinin çoğu, bu kliğin yönetiminden hoşnut değildir ve hatta bazıları ona karşı bile çıkmaktadır. Aynı şey, Guomindang'ın bu klik tarafından kontrol edilen bütün orduları, hükümet organları, ekonomik ve kültürel kuruluşları için de geçerlidir. Bunların hepsinin arasında oldukça önemli sayıda demokrat unsur vardır. Üstelik gerici kliğin kendisi de birkaç rakip hizbe bölündüğünden, sımsıkı kenetlenmiş bir bütün değildir. Kuşkusuz, Guomindang'ı gericilerden meydana gelmiş, kaynaşmış bir bütün olarak görmek hatalıdır.
BİR ZITLIK
Çin halkı, Kurtarılmış Bölgelerle Guomindang bölgeleri arasındaki keskin zıtlığı artık görmektedir.
Gerçekler yeterince açık değil midir? Ortada iki çizgi, halk savaşı çizgisi ile halk savaşına karşı olan pasif direnme çizgisi var. Bunlardan biri, dış yardımdan bütünüyle yoksun olan Çin'in Kurtarılmış Bölgelerindeki güç koşullarda bile zafere götürürken, diğeri dış yardım alan Guomindang bölgelerindeki son derece elverişli koşullarda bile yenilgiye götürüyor.
Guomindang hükümeti başarısızlıklarını silah yokluğuna yüklemektedir. Fakat ikisinden hangisinin silahları daha azdır diye sorulabilir: Guomindang birliklerinin mi, yoksa Kurtarılmış Bölgelerdeki birliklerin mi? Çin'in bütün kuvvetleri arasında silah sıkıntısını en ciddi şekilde çeken, elinde sadece düşmandan ele geçirdiği silahlar ile en elverişsiz koşullarda imal ettiği silahlar olan Kurtarılmış Bölgeler silahlı kuvvetidir.
Doğrudan doğruya Guomindang merkezi hükümetine bağlı kuvvetlerin, [sayfa 278] eyalet askerlerinden çak daha iyi bir şekilde silahlandırıldıkları doğru değil midir? Gene de eyalet askerleri savaşma gücü bakımından, merkezi kuvvetlerin çoğundan üstündür.
Guomindang geniş insan gücü kaynaklarına hükmetmektedir, ama gene de izlediği yanlış askere alma siyaseti, insan gücü eksiklerinin giderilmesini çok güçleştirmektedir, ilişkilerinin düşman tarafından kesilmiş olmasına ve sürekli savaşıyor olmalarına rağmen, Çin'in Kurtarılmış Bölgeleri tükenmez insan gücü seferber edebilmektedir çünkü halkın ihtiyaçlarıyla bağdaştırılan milis ve savunma müfrezeleri sistemi her yerde uygulanmakta ve insan gücünün kötü bir şekilde kullanılmasından ve israf edilmesinden kaçınılmaktadır.
Guomindang'ın bol tahıl üretilen geniş alanlara sahip olmasına ve halkın da ona her yıl 70-100 milyon tan tahıl vermesine rağmen, ordusu her zaman yiyecek sıkıntısı çekmekte ve askerleri çok zayıf düşmektedir; çünkü tahılın çoğu, aracılar tarafından çalınmaktadır. Düşmanın cephe gerisinde bulunan Çin'in Kurtarılmış Bölgeleri'nin çoğu, düşmanın "her şeyi yak, herkesi öldür, her şeyi yağmala" siyasetiyle harabeye çevrilmesine ve Kuzey Şensi gibi bazı bölgelerin çok çorak olmasına rağmen, kendi çabalarımızla tarımsal üretimi artırarak tahıl meselesini başarıyla çözmüş bulunuyoruz.
Guomindang bölgeleri son derece ciddi bir ekonomik buhranla karşı karşıyadır. Sanayi işletmelerinin çoğu iflas etmiş ve hatta kumaş gibi bazı ihtiyaç maddelerinin ABD'den ithali gerekmiştir. Fakat Çin'in Kurtarılmış Bölgeleri kumaş ve diğer ihtiyaçlarını sanayisinin gelişmesi sayesinde karşılayabilmektedir.
Guomindang bölgelerinde işçiler, köylüler, tezgâhtarlar, devlet memurları, aydınlar ve kültür işçileri son derece büyük bir yoksulluk içinde yaşamaktadırlar. Kurtarılmış Bölgelerde ise bütün halk giyecek ve iş sahibidir.
Millî buhranı vurgunculuk amacıyla sömüren memurların, aynı zamanda ar ve hayâdan yoksun tüccarlar ve zimmetine para geçirmeye alışkın kişiler haline gelmiş olmaları, Guomindang bölgelerinin bir özelliğidir. Sade bir şekilde yaşama ve çok çalışmada örnek olan kadroların devamlı işlerinin yanı sıra üretime de katılmaları, dürüstlüğün takdir edilerek zimmete para geçirmenin kesinlikle yasaklanması da [sayfa 279] Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinin bir özelliğidir.
Guomindang bölgelerinde halkın hiçbir özgürlüğü yoktur. Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinde ise halk tam bir özgürlüğe sahiptir.
Guomindang yöneticilerinin karşı karşıya kaldıkları bu bozukluklardan kim sorumludur? Başkaları mı yoksa kendileri mi? Suçlu olan, yeterince yardım vermedikleri için yabancı ülkeler mi, yoksa Guomindang hükümetinin diktatörce yönetimi, kokuşmuşluğu ve yetersizliğimi? Cevap açık değil midir?
"DİRENME SAVAŞI'NI BALTALAYAN ve DEVLETİ
TEHLİKEYE DÜŞÜREN" KİMDİR?
Su götürmez delillerin ışığında, Çin halkının Direnme Savaşı'nı baltalayan ve ülkemizi tehlikeye düşüren, Guomindang hükümetinin kendisi değil midir? Tam on yıldır bu hükümet kendini bütünüyle iç savaşa adamıştır, milli savunmayı bütünüyle ihmal ederken kılıcının keskin yanını halka çevirmiş ve direnmeme siyasetiyle dört kuzeydoğu eyaletini düşmana bırakmıştır. Japon saldırganları Çin Şeddinin güneyine ilerledikleri zaman, kısa süreli bir direnme göstermiş, fakat ardından Lukuçiao'dan Kveyçov Eyaletine kadar geri çekilmiştir. Buna rağmen Guomindang "Komünist Partisi Direnme Savaşı'nı baltalıyor ve devleti tehlikeye düşürüyor" iddiasını ileri sürmektedir (1943 Eylül'ünde toplanan Guomindang Merkez Yürütme Komitesinin On Birinci Genel Toplantısı Kararlarına bakın). Gösterdiği tek delil ise, Komünist Partisi'nin Japonya'ya karşı kahramanca direnen Kurtarılmış Bölgeleri kurmak için halkın bütün kesimleriyle birleşmiş olmasıdır. Guomindang'ın mantığı Çin halkının mantığından öylesine farklıdır ki, pek çok meselede halkla ortak bir dil bulamayışına şaşmamak gerekir.
İşte iki soru.
Birincisi. Guomindang hükümetinin, Heylungkiang Eyaleti'nden Lukuçiao'ya ve Lukuçiao'dan Kveyçov'a kadar uzanan böylesine geniş ve yoğun nüfuslu bir araziyi terk etmesinin esas sebebi nedir? Bu, onun önce Japonya'ya karşı direnmeme ve sonra pasif direnme siyasetinden ve yurtiçinde halka karşı çıkma siyasetinden başka bir şey [sayfa 280] olabilir mi?
İkincisi, Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinin, Japonlar ve kukla kuvvetlerinin insafsız ve uzun süreli saldırılarını ezmesini, böylesine geniş topraklan geri almasını ve böylesine büyük bir nüfusu milli düşmanın pençesinden kurtarabilmesinin esas sebebi nedir? Bu, bizim doğru çizgimiz, halk savaşı çizgimizden başka bir şey olabilir mi?
"HÜKÜMET EMİRLERİNE ve ASKERİ EMİRLERE İTAATSİZLİK"
Guomindang hükümeti, Çin Komünist Partisi'ni devamlı olarak "hükümet emirlerine ve askeri emirlere itaatsizlikle" de suçlamaktadır. Buna cevap olarak söylememiz gereken tek şey, Çin halkının büyük güçlük ve zorluklarla geri aldığı Kurtarılmış Bölgelerin Japon saldırganlarına geri verilmesi anlamına gelecek "hükümet emirlerine ve askeri emirlere" Çin halkının sağduyusunu paylaşan Çin Komünistleri iyi ki itaat etmediler, olacaktır. Bazı örnekler verelim: 1939'da "Kökü-Dışarıda Partilerin Faaliyetlerini Kısıtlama Önlemleri", 1941'de "Yeni Dördüncü Ordu'nun dağıtılması" ve Yeni Dördüncü Ordu'nun "Sarı Irmağın eski yatağının kuzeyine çekilmesi" için emirler, 1943'de "Çin Komünist Partisi'nin feshedilmesi" emri, 1944'te "On tümen dışındaki birliklerin belirli bir süre içinde dağıtılması" emrinin bize verilmesi ve Guomindang hükümetinin bizimle yaptığı son konuşmalarda "bir taviz" olarak nitelediği ve bir koalisyon hükümeti kurulmaksızın, diktatörlük hükümetindeki birkaç koltuğa karşılık, bizim silahlı kuvvetlerimizi ve yerel hükümetlerimizi teslim etmemizi gerektiren öneri. Çok şükür böyle bir şeye boyun eğmedik ve böylece Çin halkı için bu kirlenmemiş toprak parçasını ve kahraman Japonya'ya karşı orduyu muhafaza ettik. Çin halkının böylesine bir "itaatsizlik"ten dolayı kendisini kutlaması gerekmez mi? Guomindang hükümeti, Heylungkiang'dan Kveyçov'a kadar yoğun nüfuslu alanı kendi faşist hükümet kararnameleri, ve bozguncu askeri emirleri vasıtasıyla Japon istilacılarına sunduktan sonra, artık yaptıklarının yettiğini düşünmüyor mu? Japon saldırganları ve gericiler, bu "hükümet emirlerini ve askeri emirleri" sevinçle karşılayabilirler, fakat dürüst bir Çinli yurtsever [sayfa 281] bunları sevinçle karşılayabilir mi? Biçimsel değil, gerçek bir koalisyon hükümeti olmadan, faşist diktatörlük değil, bir demokratik hükümet olmadan, Çinli Komünistlerin halkın özgürlüğüne kavuştuğu Kurtarılmış Bölgeleri ve Direnme Savaşı'nda çok önemli hizmetler yapmış halk ordularını, bozguncu, faşist ve diktatör şimdiki Guomindang hükümetine teslim etmesine Çin halkının göz yumacağı düşünülebilir mi? Kurtarılmış Bölgeler ve halk ordusu olmadan Çin halkının Japonya'ya karşı mücadele davası bugünkü duruma gelebilir miydi? Ve bunlar olmazsa, Çin milletinin geleceğinin ne olacağını tahmin edebiliyor musunuz?
İÇ SAVAŞ TEHLİKESİ
Guomindang içindeki esas hâkim klik, bugüne kadar, gerici diktatörlük ve iç savaş siyasetinde ısrar etmiştir. Bu kliğin, bilinen bir müttefik ülkenin kuvvetleri Çin topraklarının önemli bir kısmını Japon saldırganlarından temizledikten sonra iç savaşı yeniden başlatmak için uzun bir süredir hazırlıklar yaptığına ve bu hazırlıkları şimdi hızlandırdığına dair pek çok belirti vardır. Bu klik, aynı zamanda bazı müttefik ülkelerin generallerinin İngiliz generali Skobi'nin (Scobie)[129] Yunanistan'da yapmakta olduğu işi Çin'de de yapacaklarını ummaktadır. Skobi ve gerici Yunan hükümeti tarafından girişilen katliamı alkışlamaktadır. Çin'i 1927-1937'de olduğu gibi, bir kere daha iç savaş girdabına atmayı planlamaktadır. "Milli meclisin toplanması" ve "siyasal çözüm" maskesi ardında gizlice iç savaşa hazırlanmaktadır. Eğer yurttaşlarımız bunun farkına varmaz, onun tertiplerini açığa çıkarmaz ve bu hazırlıklara bir son vermezlerse, bir sabah ansızın iç savaşın top seslerini duyacaklardır. [sayfa 282]
GÖRÜŞMELER
Öbür demokratik partilerin onayını aldıktan sonra, Çin Komünist Partisi, 1944 Eylül'ünde Siyasî Halk Konseyinde Guomindang'ın tek parti diktatörlüğüne derhal son verilmesi ve Japon saldırganlarının yenilmesi, yeni bir Çin'in inşa edilmesi ve iç savaşın önlenmesi amacıyla bir koalisyon hükümeti kurulması talebini ortaya sürdü. Bu, kuşkusuz tam zamanında yapılmış bir talepti ve birkaç aylık bir süre içinde geniş kitlelerin hareketli desteğini kazandı.
Tek parti diktatörlüğünün kaldırılması, bir koalisyon hükümetinin kurulması ve gerekli demokratik reformların yapılması meselesi üzerine Guomindang hükümetiyle pek çok defa görüşmeler yapmıştık, fakat o, bütün önerilerimizi reddetmişti. Guomindang, sadece tek parti diktatörlüğünün kaldırılarak bir koalisyon hükümetinin kurulmasını değil, gizli polisin kaldırılması, halkın özgürlüklerini kısıtlayan gerici kanun ve kararnamelerin iptali, siyasal mahkûmların serbest bırakılması, siyasal partilerin meşruluğunun tanınması. Kurtarılmış Bölgelerin tanınması ve bunları kuşatan ve hücum eden orduların geri çekilmesi gibi acilen ihtiyaç duyulan demokratik reformların bir tekini bile uygulamaya gönüllü değildir. Bunun sonucu olarak Çin'deki siyasal ilişkiler çok gerginleşmiştir.
İKİ MUHTEMEL GELİŞME
Bir bütün olarak durumun ve var olan iç ve dış koşulların yukarıda tahlilinin ışığında burada bulunan herkesten, uyanık olmalarını ve davamızın pürüzsüz ve kolayca ilerlemesini beklememelerini isteyeceğim. Hayır, davamız pürüzsüz ve kolayca ilerlemeyecektir. Aslında biri iyi, öteki kötü iki muhtemel gelişme, iki yol vardır. Bir muhtemel gelişme ya da yol, faşist diktatörlüğün devam etmesi ve demokratik reformlara izin verilmemesi; Japon saldırganlarına değil, halka karşı çıkmaya ağırlık verilmesi ve hatta Japon saldırganları yenildikten sonra Çin'i bağımsızlık, özgürlük, demokrasi, birlik, refah ve güçten yoksun olduğu eski kötü durumuna sürükleyecek olan bir iç savaşın [sayfa 283] patlak vermesidir. Bu muhtemel gelişme ya da yol hâlâ geçerlidir ve ortadan kalkmadığı gibi, elverişli bir uluslararası durum, halkımızın artan siyasal bilinci ve örgütlü gücü sayesinde kendiliğinden yok olmuş da değildir. Çin'de bu muhtemel gelişme ya da yolun gerçekleşeceğini umanlar, yurtiçinde Guomindang içindeki gericilik ve yurtdışında emperyalist zihniyetli gericilerdir. Bu, meselenin hesaba katılması gereken bir yanıdır.
Ama bir yan daha vardır ve yine bir bütün olarak durumun ve iç ve dış koşulların yukarıdaki tahlilinin ışığında, ikinci muhtemel gelişme ya da yol uğrunda mücadelede güven ve cesaret kazanabiliriz. Bu, bütün güçlüklerin alt edilmesi, bütün halkın birleştirilmesi, Guomindang'ın faşist diktatörlüğünün kaldırılması, demokratik reformların uygulanması, Japonya'ya karşı güçlerin sağlamlaştırılıp geliştirilmesi, Japon saldırganlarının bütünüyle yenilmesi ve bağımsız, özgür, demokratik, birleşik, müreffeh ve güçlü yeni bir Çin'in inşa edilmesidir. Çin'de bu ikinci muhtemel gelişme ya da yolun gerçekleşeceğini umanlar, yurt içinde halk kitleleri, Komünist Partisi ve diğer demokratik partiler ve yurtdışında bizi kendilerine eşit gören bütün milletler, ilericiler ve kitlelerdir.
Biz Komünistler, bizim ve bütün Çin halkının önünde hâlâ büyük güçlükler ve birçok engel bulunduğunu ve önümüzde uzun ve dolambaçlı bir yol uzandığını çok iyi biliyoruz. Ama bütün Çin halkıyla birlikte bütün güçlük ve engellerin üstesinden geleceğimizi ve tarihin Çin'e yüklediği görevi yerine getireceğimizi de biliyoruz. Bizim için ve bütün halk için büyük görev, ilk muhtemel gelişme ya da yolun önüne geçmek ve ikincisi uğruna vargücümüzle çalışmaktır. Esasen iç ve dış durum, bütün Çin halkı ile birlikte biz Komünistlerden yanadır. Buna zaten yeterince açıklık getirmiştik. Umarız ki, Guomindang yetkilileri, savaşın kazanılabilmesi, Çin halkının çektiği acıların hafifletilebilmesi ve yeni bir Çin'in kısa bir zamanda yaratılabilmesi uğruna şimdiki hatalı siyasetlerini, dünyadaki genel eğilimi ve Çin halkının duygulanın dikkate alarak değiştirmeye cesaret ederler. Yol ne kadar dolambaçlı olursa olsun, Çin halkı, bağımsızlık ve kurtuluşunu elde etme görevini kesinlikle yerine getirecektir ve bunu yapmanın zamanı da gelmiştir. Geçen yüzyılda [sayfa 284] sayısız şehidin uğrunda can verdiği yüce emelleri gerçekleştirme görevi, bizim kuşağa düşmektedir ve bizi durdurmak için girişilecek her girişim kesinlikle başarısızlığa uğrayacaktır.
IV. ÇIN KOMÜNİST PARTİSİ'NİN SİYASETİ
Çin'in Direnme Savaşı'ndaki iki çizgiyi tahlil ettim. Böyle bir tahlil, kesinlikle zorunludur. Çünkü bu ana kadar, hâlâ pek çok Çinli, bu savaşta gerçekten neler olup bittiğini bilmiyor. Guomindang hükümetinin abluka siyaseti, Guomindang bölgelerindeki ve yabancı ülkelerdeki pek çok insanı karanlıkta bırakmaktadır. 1944'te bir grup Çinli ve yabancı muhabirin bir inceleme gezisi amacıyla buraya gelişlerine kadar, Guomindang bölgelerindeki ve yabancı ülkelerdeki halk, Çin'in Kurtarılmış Bölgeleri hakkında hemen hiçbir şey bilmiyordu. Bu grup geri döner dönmez, Kurtarılmış Bölgelerdeki gerçek durumun dışarıda öğrenilmesinden son derece korkan Guomindang hükümeti, kapıyı sürgülemiş ve başka muhabirlerin buraya gelmesine izin vermeyi reddetmiştir. Aynı şekilde Guomindang bölgeleri hakkındaki gerçekleri de örtbas etmektedir. Bu yüzden "iki bölgenin" gerçek görünümlerini halka elden geldiğince iletmek gibi bir görevimiz olduğunu sanıyorum. Ancak halk Çin'deki bütün durumu açıkça gördüğü zaman, Çin'deki iki büyük siyasal parti, Komünist Partisi ile Guomindang arasında siyaset farkı olduğunu ve iki çizgi arasında neden böyle bir mücadelenin bulunduğunu anlayacaktır. Ancak o zaman halk, iki parti arasındaki ayrılığın, bazılarının iddia ettiği gibi, gereksiz ya da önemsiz ya da titizlikten ileri gelen bir ayrılık olmayıp, yüz milyonlarca kişinin hayatım yakından ilgilendiren bir ilke meselesi olduğunu görecektir.
Çin'in bugünkü vahim durumunda ülkedeki halk, demokratlar ve demokratik partiler ve Çin'deki duruma ilgi duyan başka ülkeler halkları, ayrılığın yerini birliğin alacağını, demokratik reformların yapılacağını umuyor ve bugünkü birçok hayati sorunu çözmede Çin Komünist Partisi'nin siyasetinin ne olduğunu bilmek istiyor. Kuşkusuz. Parti üyelerimiz, bu konularla daha derinden ilgilenmektedirler. [sayfa 285]
Savaş sırasında Japonya'ya Karşı Milli Birleşik Cephe siyasetlerimiz, her zaman açık ve kesin olmuş ve sekiz yıllık savaş içinde sulanmıştır. Kongremiz, bunlardan gelecekteki mücadelelerimize yol gösterecek sonuçlar çıkarmalıdır.
Burada, Çin'in Sorunlarını çözmek için başlıca siyasetlerimize ilişkin olarak Partimiz tarafından varılan bazı kesin sonuçları açıklayacağım.
GENEL PROGRAMIMIZ
Çin halkı, Çin Komünist Partisi ve Japonya'ya karşı olan bütün demokratik partiler, Çin halkının Japonya'ya karşı bütün güçlerini seferber etmek, birleştirmek ve Japon saldırganlarını bütünüyle silip süpürmek ve bağımsız, özgür, demokratik, birleşik, müreffeh ve güçlü ve yeni Çin inşa etmek için üzerinde anlaşmaya varılmış ortak bir programa acil olarak ihtiyaç duymaktadırlar.
Böyle bir ortak program, genel ve özel olmak üzere iki bölüme ayrılabilir. Önce genel, sonra da özel programı ele alalım.
Japon saldırganlarının bütünüyle yok edilmesi ve yeni bir Çin'in kurulması gerektiği ana düşüncesi temelinde, biz Komünistler ve halkın ezici çoğunluğu, Çin'in gelişmesinin bugünkü aşamasında aşağıdaki görüşler üzerinde anlaşmaya vardık, ilk olarak, Çin'de büyük toprak ağalarının ve büyük burjuvazinin diktatörlüğü altında feodal, faşist, halk düşmanı bir devlet sistemi olamaz, çünkü Guomindang'ın esas hâkim kliğinin 18 yıllık yönetimi bu sistemin artık iflas ettiğini kanıtlamıştır, ikinci olarak, Çin'de eski tip bir demokratik diktatörlük (saf bir milli burjuva devleti) asla kurulamaz ve bu yüzden de buna teşebbüs edilmemelidir: çünkü bir yandan, Çin milli burjuvazisi ekonomik ve siyasal yönden zayıflığını ortaya koymuştur ve öbür yandan, uzun bir zamandan beri yeni bir etken, yani köylü kitlelerinin, şehir küçük burjuvazisinin, aydınların ve demokratik güçlerin önderliğini üstlenmiş ve siyaset alanında büyük gücünü ortaya koymuş ve önderi Çin Komünist Partisi olan uyanmış Çin proletaryası ortaya çıkmıştır. Üçüncü olarak, Çin halkının önünde, yabancı ve feodal baskılara karşı [sayfa 286] mücadele etmek görevi varken ve sosyalist devlet için gerekli sosyal ve ekonomik koşullar henüz mevcut değilken, bugünkü aşamada onun sosyalist devlet sistemini kurması da aynı şekilde imkânsızdır.
O zaman biz ne öneriyoruz? Biz, Japon saldırganları tam bir yenilgiye uğratıldıktan sonra, Yeni Demokrasi adını verdiğimiz bir devlet sisteminin, yani işçi sınıfı önderliğinde halkın ezici çoğunluğuna dayanan bir birleşik cephe demokratik ittifakının kurulmasını öneriyoruz.
Ancak bu tür bir devlet sistemi, gerçekten Çin halkının ezici çoğunluğunun taleplerini karşılar, çünkü ilk olarak, milyonlarca sanayi işçisinin ve on milyonlarca zanaatkârın ve tarım işçisinin, ikinci olarak, Çin halkının yüzde 80'ini, yani 450 milyonluk nüfusun 360 milyonunu meydana getiren köylülüğün ve üçüncü olarak milli burjuvazinin, aydın eşrafın ve yurtseverlerin yanı sıra çok sayıdaki şehir küçük burjuvazisinin onayını alabilir ve gerçekten de almaktadır.
Kuşkusuz, bu sınıflar arasında çelişmeler, özellikle de emek ile sermaye arasındaki çelişme hâlâ vardır ve bunun sonucu olarak her sınıfın kendi özel talepleri vardır. Bu çelişmelerin ve farklı taleplerin varlığını inkâr etmek, ikiyüzlülüktür ve yanlıştır. Fakat bütün bir Yeni Demokrasi aşaması boyunca bu çelişmeler, bu farklı talepler daha büyümeyecek ve hepsinin ortaklaşa sahip olduğu taleplerin önüne geçmeyecektir. Böyle bir şeye izin verilemez. Bu taleplerin birbirine uyumu sağlanabilir. Bu uyumun sağlanması ile bu sınıflar yeni demokratik devletin siyasal, ekonomik ve kültürel görevlerini birlikte gerçekleştirebilirler.
Savunduğumuz Yeni Demokrasi siyaseti, dış baskının ve iç feodal ve faşist baskının yıkılmasından ve ardından eski tip demokrasinin değil, bütün demokratik sınıfların birleşik cephesi olan bir siyasal sistemin kurulmasından ibarettir. Bu görüşlerimiz. Dr. Sun Yatsen'in devrimci görüşleri ile tam bir uyum halindedir. Guomindang'ın Birinci Milli Kongresinin Bildirisinde Dr. Sun şöyle diyordu:
Modern devletlerdeki sözde demokratik sistem, genellikle burjuvazinin tekelindedir ve sadece halkı baskı altında tutmanın bir aracı haline gelmiştir. Öte yandan, Guomindang'ın Demokrasi İlkesi [sayfa 287] sadece birkaç kişinin değil, bütün halkın malı olan bir demokratik sistemdir.
Bu, Dr. Sun'un büyük bir siyasal öğüdüdür. Çin halkı, Çin Komünist Partisi ve bütün demokratlar buna saygı göstermeli, bunu sıkı sıkıya uygulamalı ve bunu çiğnemeye ya da karşı gelmeye kalkışan bütün kişi ve gruplara karşı kararlı bir mücadele vermeli ve böylece Yeni Demokrasinin bu bütünüyle doğru siyasal ilkesini savunmalı ve geliştirmelidir.
Yeni demokratik devletin örgütlenme ilkesi, çeşitli düzeylerdeki halk kongrelerinin ana siyasetleri saptandığı ve o düzeydeki hükümetleri seçtiği demokratik merkeziyetçilik olmalıdır. Bu ilke, hem demokratiktir, hem de merkeziyetçidir, yani demokrasi temelinde merkeziyetçi ve merkezi önderlik altında demokratiktir. Bu, bütün yetkilerin çeşitli düzeylerdeki halk kongrelerinde toplanması sayesinde demokrasiye tam anlamını verebilen ve aynı zamanda o düzeydeki halk kongrelerince kendilerine verilmiş bütün işlerin merkezi yönetimini sağlayan ve halkın demokratik hayatı için her şeyi koruyan her düzeydeki hükümetler aracılığıyla merkezileşmiş yönetimi güvence altına alabilen tek düzendir.
Ordu ve tüm silahlı kuvvetler, yeni demokratik devlet aygıtının önemli bir kısmını oluştururlar ve bunlar olmadan devlet savunulamaz. Bütün başka iktidar organları gibi, yeni demokratik devletin silahlı kuvvetleri de halka aittir ve halkı korur: azınlığa ait olan ve halkı ezen eski tip ordu, polis vb. ile hiçbir ortak yanı yoktur.
Savunduğumuz Yeni Demokrasi ekonomisi de, aynı şekilde. Dr. Sun'un ilkeleri ile uyum halindedir. Toprak meselesinde Dr. Sun, "toprak işleyenindir" görüşünü savunmuştur. Sanayi ve ticaret meselesinde Dr. Sun, yukarıda sözü edilen bildiride şöyle demektedir:
Çinlilere ya da yabancılara ait olan bankalar, demiryolları ve havayolları gibi işletmelerden tekelci nitelikte ya da özel işletme için çok büyük olanlar, özel sermayenin halkın geçimi üzerinde tahakküm kurmaması için devlet tarafından işletilecek ve yönetilecektir: sermayenin düzenlenmesine ilişkin temel ilke budur." [sayfa 288]
Bugünkü aşamada Dr. Sun'un ekonomik meselelere ilişkin görüşlerine bütünüyle katılıyoruz.
Bazı kişiler, Çin Komünistlerinin, bireysel inisiyatifin gelişmesine, özel sermayenin büyümesine, özel mülkiyetin korunmasına karşı olduğundan kuşku duymaktadırlar, fakat bunlar yanılıyorlar. Çin halkının bireysel inisiyatifinin gelişmesine gaddarca köstek olan, özel sermayenin büyümesini engelleyen ve halkın mallarını tahrip eden, yabancı baskısı ve feodal baskıdır. Bu engelleri ortadan kaldırmak ve bu tahribatı durdurmak, halkın toplum çerçevesinde kişiliğini serbestçe geliştirebilmesini ve bu türden özel kapitalist ekonominin kazanç elde edecek, fakat "halkın geçimi üzerinde tahakküm kurmayacak" şekilde serbestçe gelişebilmesini sağlamak ve özel mülkiyetin bütün uygun biçimlerini korumak: işte bunlar, savunduğumuz Yeni Demokrasinin görevidir.
Bugünkü aşamada, Çin'in milli ekonomisi, Dr. Sun'un ilkelerine ve Çin devriminin tecrübesine uygun olarak, devlet sektörü, özel sektör ve kooperatif sektöründen oluşmalıdır. Fakat buradaki devlet, elbet "birkaç kişinin malı olan" bir devlet değil, proletarya önderliğindeki "bütün halkın malı olan" bir yeni demokratik devlet olmalıdır.
Yeni Demokrasi kültürü de aynı şekilde, asla "birkaç kişinin malı olan" bir kültür olmamalı, "bütün halkın malı olan", yani milli bilimsel bir kültür, bir kitle kültürü olmalıdır.
Biz Komünistlerin, bugünkü aşama için, bütün burjuva demokratik devrim aşaması için savunduğumuz genel ya da temel programı budur. Bu bizim asgarî programımızdır; bizim gelecekteki ya da azami programımız sosyalizm ve komünizmdir. Bu asgarî programın gerçekleştirilmesi, Çin devletini ve Çin toplumunu bir adım daha ileri, sömürge, yarı-sömürge ve yarı-feodal toplumdan yeni demokratik devlete ve topluma götürecektir.
Programımızın gerektirdiği proletaryanın siyasal önderliği, proletaryanın önderliğindeki devlet ve ekonomide kooperatif sektörü, sosyalist unsurlardır. Gene de, bu programın gerçekleştirilmesi Çin'i sosyalist bir topluma dönüştürmeyecektir.
Biz Komünistler, siyasal görüşlerimizi gizlemeyiz. Şurası, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık ve kesindir ki, gelecek için [sayfa 289] programımız ya da azami programımız Çin'i sosyalizme ve komünizme götürmektir. Hem Partimizin adı, hem de Marksist dünya görüşümüz, geleceğin bu yüce ülküsünü, bu eşsiz parlaklıktaki ve sonsuz güzellikteki geleceği açıkça göstermektedir. Partiye katılırken her Komünistin yüreğinde açıkça belirlenmiş iki hedef vardır: Bugün yeni demokratik devrim ve gelecekte sosyalizm ve komünizm. Her Komünist, kesinlikle mücadele etmemiz gereken komünizm düşmanlarının düşmanca hareketlerine, kaba ve cahilce iftiralarına, küfür ve alaylarına rağmen, bu iki hedef için savaşacaktır, iyi niyetli kuşkulara gelince, onlara meseleleri iyi niyetle ve sabırla açıklamalı ve onlara saldırmamalıyız. Bütün bunlar çok açık, kesin ve kuşku götürmez şeylerdir.
Fakat Çin'de bütün Komünistler ve komünizm sempatizanları, bugünkü aşamanın hedefini gerçekleştirmek için mücadele etmelidirler; Çin halkını sefil sömürge, yarı-sömürge ve yarı-feodal durumdan kurtarmak ve esas görevi köylülüğün kurtuluşu olan proletarya önderliğindeki yeni demokratik Çin'i, Dr. Sun Yatsen'in devrimci Üç Halk İlkesinin Çin'ini bağımsız, özgür, demokratik, birleşik, müreffeh ve güçlü Çin'i kurmak için yabancı ve feodal baskıya karşı mücadele etmelidirler. Aslında yapmakta olduğumuz budur. Son 24 yıldır biz Komünistler, Çin halk kitleleri ile birlikte bu hedef için kahramanca savaşmaktayız.
Eğer herhangi bir Komünist ya da komünizm sempatizanı, sosyalizm ve komünizmin lafını eder, ama bu hedef uğrunda mücadele etmezse, eğer burjuva demokratik devrimi küçümser, gevşer ya da birazcık da olsa yavaşlar ve çok küçük de olsa sadakatsizlik ve soğukluk gösterir ya da bu uğurda kanını akıtmaya ya da canını vermeye isteksiz olursa, o zaman bilerek ya da bilmeyerek sosyalizme ve komünizme şu ya da bu ölçüde ihanet etmektedir ve kesindir ki, siyasal bilince sahip sağlam bir Komünizm savaşçısı değildir. Sosyalizme ancak bir demokrasi aşamasından geçilerek ulaşılacağı, Marksizmin bir kanunudur. Ve Çin'de demokrasi uğruna mücadele uzun süreli bir mücadeledir. Birleşik yeni demokratik devlet olmadan, yeni demokratik ekonominin devlet sektörü, özel kapitalist sektörü ve kooperatif sektörü gelişmeden milli, bilimsel bir kültür, bir kitle kültürü, [sayfa 290] yani yeni demokratik bir kültür gelişmeden ve yüz milyonlarca insanın kişiliği kurtarılıp geliştirilmeden, kısacası, Komünist Partisi'nin önderliğinde yeni tipte kapsamlı bir burjuva demokratik devrim olmadan, sömürge, yarı-sömürge ve yarı-feodal düzenin yıkıntıları üzerinde bir sosyalist toplum inşa etmeye çalışmak bir ham hayal olur.
Bazı kişiler, Komünistlerin kapitalizmden korkmak şöyle dursun, belirli koşullarda onun gelişmesini niçin savunduklarını anlayamıyorlar. Cevabımız basittir: Belirli bir düzeydeki kapitalist gelişmenin yabancı emperyalizm ve yerli feodalizm baskısının yerini alması, sadece bir ilerleme değil, kaçınılmaz bir süreçtir. Bu, burjuvazi için olduğu kadar proletarya için de yararlıdır, hatta belki de proletarya için daha da yararlıdır. Bugün Çin'de gereksiz olan yerli kapitalizm değil, yabancı emperyalizm ve yerli feodalizmdir: aslında bizdeki kapitalizm pek küçüktür. Tuhaftır ki, Çin burjuvazisinin bazı sözcüleri kapitalizmin gelişmesini açıkça savunmaktan, çekinmekte ve ona ancak dolaylı bir şekilde değinmektedirler. Çin'de gerekli bir düzeyde kapitalist gelişmeye izin verilmesini kesinlikle reddeden ve sosyalizme bir adımda varılmasından, Üç Halk ilkesinin ve sosyalizmin görevlerinin "bir çırpıda gerçekleştirilmesi"nden söz eden bazı kişiler de vardır. Bu görüşlerin, ya Çin milli burjuvazisinin zayıflığını yansıttığı, ya da büyük toprak ağalan ve büyük burjuvazinin demagojik bir oyunu olduğu açıktır. Biz Komünistler, toplumsal gelişmenin Marksist kanunlarına ilişkin bilgimiz sayesinde, Çin'de Yeni Demokrasi devlet sistemi altında toplumsal ilerlemenin çıkarları açısından, devlet sektörü ve emekçi halk tarafından işletilen özel ve kooperatif sektörlerin gelişmesinin yanı sıra ekonomideki özel kapitalist sektörün (halkın geçimi üzerinde tahakküm kurmamak koşuluyla) gelişmesinin kolaylaştırılmasının gerekli olduğunu açıkça kavrıyoruz. Biz Komünistler, boş sözler ve aldatıcı oyunların zihinlerimizi bulandırmasına izin vermeyeceğiz.
Biz Komünistler, "Bugün Çin için gerekli olan Üç Halk ilkesidir ve Partimiz Üç Halk ilkesinin tam olarak gerçekleştirilmesi için savaşmaya hazırdır" dediğimiz zaman samimiyetimizden kuşku duyan bazı kişiler vardır. Bu, onların Dr. Sun Yatsen'in 1924 yılında Guomindang'ın Birinci Milli Kongresi'nin Bildirisinde açıkladığı ve [sayfa 291] bizim de kabul ettiğimiz Üç Halk İlkesinin temel ilkeleriyle, Partimizin bugünkü aşamadaki programının, yani asgari programımızın belli temel ilkelerinin uyuştuğunu anlamamış olmalarının bir sonucudur. Dr. Sun Yatsen'in Üç Halk İlkesinin, Partimizin bugünkü aşamadaki programı ile her konuda değil, yalnız belli temel ilkelerde uyuştuğuna işaret etmeliyiz. Partimizin Yeni Demokrasi programı, özellikle, Yeni Demokrasi teorisi, programı, pratiği Dr. Sun'un ölümünden bu yana geçen 20 yıl içinde, Çin devrimin gelişimi ile birlikte bir hayli geliştiğinden ve daha da gelişeceğinden, Dr. Sun'un ilkelerinden elbette ki çok daha geniş kapsamlıdır. Ancak bu Üç Halk İlkesi, özünde daha önceki, eski Üç Halk İlkesinden farklı olarak, bir Yeni Demokrasi programıdır, kuşkusuz bunlar "Çin'in bugün ihtiyaç duyduğu şeyler"dir ve yine kuşkusuz "Partimiz, onların tam olarak gerçekleştirilmesi için savaşmaya hazırdır". Biz Çin Komünistlerine göre, Partimizin asgarî programı için mücadele ile Dr. Sun'un devrimci ya da yeni Üç Halk İlkesi için mücadele, (her bakımdan olmasa bile) temelde tek ve aynı şeydir. Bu nedenle Çin Komünistleri geçmişte ve bugün olduğu gibi gelecekte de, devrimci Üç Halk İlkesinin en içten ve en titiz uygulayıcıları olacaklardır.
Bazı kişiler şüphecidir ve Komünist Partisi bir kez iktidara gelince, onun Rusya örneğini izleyeceğini, proletarya diktatörlüğü ve tek parti sistemi kuracağını düşünmektedirler. Buna cevabımız şudur: Demokratik sınıfların ittifakına dayanan bir yeni demokratik devlet, proletarya diktatörlüğü altındaki bir sosyalist devletten ilkede farklıdır. Kuşkusuz, Yeni Demokrasi sistemimiz proletaryanın ve Komünist Partisi'nin önderliğinde inşa edilecektir; ama Yeni Demokrasi aşaması boyunca Çin'de tek sınıf diktatörlüğü ve tek parti hükümeti olması mümkün değildir ve onun için buna teşebbüs edilmemelidir. Komünist Partisi'ne karşı tavırları düşmanca değil, işbirliği yönünde olması şartıyla bütün siyasal partiler, sosyal gruplar ve kişilerle işbirliğini reddetmemiz için hiçbir neden yoktur. Rusya'daki sistemi, Rusya tarihi şekillendirmiştir. Rusya'da insanın insan tarafından sömürülmesi, bir sosyal sistem olarak ortadan kaldırılmış; en yeni tipte demokrasinin siyasal, ekonomik ve kültürel sistemi, yani sosyalizm uygulamaya konulmuştur ve bütün sosyalizme karşı partileri bir kenara atan halk, sadece Bolşevik Partisini desteklemektedir. Rusya için son derece [sayfa 292] gerekli ve akla uygun olan Rusya sistemini şekillendiren, işte bütün bunlardır. Bolşevik Partisi'nin tek siyasal parti olduğu Rusya'da bile, iktidar organlarında uygulanan sistem, yönetim organlarında sadece işçi sınıfının ve Bolşeviklerin çalışabildiği bir sistem değil, hâlâ işçi, köylü ve aydınların ittifakı sistemi ve Parti üyeleriyle partili olmayan insanların ittifakı sistemidir. Bugünkü aşamada Çin sistemini, Çin tarihinin bugünkü aşaması şekillendirmektedir ve daha uzun bir süre burada özel bir devlet ve siyasal iktidar biçimi var olacaktır. Bu biçim, Rusya sisteminden farklı olmakla birlikte, bizim için son derece gerekli ve akla uygundur. Bu, demokratik sınıfların ittifakına dayalı yeni demokratik devlet ve siyasal iktidar biçimidir.
ÖZEL PROGRAMIMIZ
Her dönemde Partimizin, bu genel programa dayalı özel bir programı da olmalıdır. Yeni Demokrasi genel programımız, bütün bir burjuva demokratik devrim aşaması boyunca, yani birkaç on yıl değişmeden kalacaktır. Ama bu aşama boyunca çeşitli dönemlerde koşullar değişmiştir ya da değişmektedir ve bizim de buna uygun olarak özel programımızı değiştirmek zorunda kalmamız doğaldır. Örneğin, Yeni Demokrasi Genel Programımız, Kuzey Seferi, Toprak Devrimi Savaşı ve Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı dönemleri boyunca aynı kalmış fakat bu üç dönemde dost ve düşmanlarımız aynı kalmadığından özel programımızda değişmeler olmuştur.
Çin halkı şimdi şu durumda bulunmaktadır.
1. Japon saldırganları henüz yenilgiye uğratılmamıştır;
2. Çin halkı, milli birliği gerçekleştirmek, Japonya'ya karşı bütün güçleri hızla seferber etmek ve birleştirmek, müttefiklerle işbirliği yaparak Japon saldırganlarını yenmek üzere demokratik bir değişiklik için hep birlikte çalışmaya acil olarak ihtiyaç duymaktadır ve
3. Guomindang hükümeti milli birliği bozmakta ve böyle bir demokratik değişikliği engellemektedir.
Bugünkü durumda özel programımız nedir, bir başka deyişle halkın acil talepleri nelerdir?
Biz aşağıdaki istekleri uygun ve asgari talepler olarak görüyoruz: [sayfa 293]
Japon saldırganlarının bütünüyle yenilmesi ve müttefiklerle işbirliği yaparak uluslararası barışın kurulması için bütün var olan güçlerin seferber edilmesi:
Guomindang'ın tek parti diktatörlüğünün yıkılması ve yerine bir demokratik koalisyon hükümeti ile bir birleşik yüksek komutanlık kurulması:
Halka karşı çıkan ve milli birliği zedeleyen Japon taraftan unsurların, faşistlerin ve bozguncuların cezalandırılması ve böylece milli birliğin inşasına yardımcı olunması:
İç savaş tehlikesi yaratan gericilerin cezalandırılması ve böylece iç bansın güvence altına alınmasına yardımcı olunması:
Hainlerin cezalandırılması, düşmana teslim olan subaylara karşı ceza tedbirleri alınması ve Japon ajanlarının cezalandırılması:
Gerici gizli polisin ve onun bütün zorbaca faaliyetlerinin ortadan kaldırılması ve toplama kamplarının kapatılması:
Halkın söz, basın, toplanma, demek kurma, siyasal düşünce ve dini inanç ve kişi özgürlüklerini baskı altına alan bütün gerici kanun ve kararnamelerin iptal edilmesi ve halkın bütün kişi haklarının güvence altına alınması:
Bütün demokratik parti ve grupların meşruluğunun tanınması:
Bütün yurtsever siyasal tutukluların serbest bırakılması:
Çin'in Kurtarılmış Bölgelerini kuşatan ve bunlara saldıran bütün askeri birliklerin geri çekilmesi ve Japonya'ya karşı cepheye sevk edilmesi:
Çin'in Kurtarılmış Bölgelerindeki Japonya'ya karşı Silahlı kuvvetlerin ve halk tarafından seçilen hükümetlerin tanınması:
Kurtarılmış Bölgelerin ve onların silahlı kuvvetlerinin sağlamlaştırılması ve genişletilmesi, kaybedilmiş bütün toprakların geri alınması:
Silahlı ayaklanmalar için, yeraltı silahlı kuvvetlerinin örgütlenmesinde Japon işgali altındaki bölgeler halkına yardım edilmesi:
Çin halkının silahlanmasına, evini ve yurdunu savunmasına izin [sayfa 294] verilmesi:
Guomindang Yüksek Komutanlığına doğrudan bağlı bulunan ve sürekli muharebe kaybeden, halka zulmeden ve aynı komutanlığa doğrudan bağlı olmayan ordulardan kendilerini ayıran orduların, ekonomik ve askeri bakımlardan değiştirilmesi ve feci yenilgilerden sorumlu olan komutanların cezalandırılması:
Askere alma sisteminin ve subay ve askerlerin yaşam koşullarının düzeltilmesi:
Japonya'ya karşı savaşan dövüşen askerlerin ailelerine ihtimam gösterilmesi ve böylece cephedeki subay ve askerlerin ailevi kaygılardan kurtarılması:
Sakat askerlere ve canlarını vatan uğruna vermiş olan askerlerin ailelerine ihtimam gösterilmesi ve terhis olmuş askerlerin yerleşmelerine, hayatlarını kazanmalarına yardımcı olunması:
Savaşın sürdürülmesini kolaylaştırmak için savaş sanayilerinin geliştirilmesi;
Müttefiklerden alman askeri ve mali yardımın Direnme Savaşı'nda yer alan bütün ordulara adil bir şekilde dağıtılması:
Yiyici memurların cezalandırılması ve namuslu bir idare kurulması:
Orta ve alt kademelerdeki devlet memurlarının maaşlarının yükseltilmesi:
Çin halkına demokratik haklar tanınması; Zalim "pao-çia" sisteminin[130] kaldırılması:
Savaş göçmenlerine ve doğal afet kurbanlarına yardım sağlanması: [sayfa 295]
Çin'in kaybedilmiş toprakları geri alındıktan sonra, düşman işgalinden zarar gören halka geniş ölçüde yardım yapılması amacıyla büyük fonların ayrılması:
Aşırı vergilerin ve çeşitli harçların kaldırılması ve düzenli bir müterakki verginin konulması:
Tarım üretiminin artırılmasını kolaylaştırmak için köylük bölgelerde reformlar yapılması, kira ve faizin azaltılması, kiracı köylülerin haklarını koruyacak uygun önlemlerin alınması, yoksul düşmüş köylülere düşük faizli kredi verilmesi ve köylülerin örgütlenmelerine yardımcı olunması:
Bürokrat sermayenin kanun dışı ilan edilmesi:
Bugünkü ekonomik denetim siyasetinin kaldırılması:
Şiddetli enflasyonun ve hızla yükselen fiyatların denetlenmesi:
Özel sanayiye yardım edilmesi ve ona kredi bulma, hammadde satın alma ve ürünlerini pazarlama kolaylıklarının sağlanması:
Sanayi üretiminin artırılmasını kolaylaştırmak için işçilerin yaşam koşullarının düzeltilmesi, işsizlere yardım sağlanması ve işçilerin örgütlenmesine yardım edilmesi; Eğitimde Guomindangcı fikirlerin aşılanmasına son verilmesi ve milli, bilimsel bir kültür ve eğitim, bir kitle kültür ve eğitiminin geliştirilmesi:
Öğretmenlerin ve eğitim kuruluşlarındaki tüm görevlilerin geçimlerinin ve akademik özgürlüklerinin güvence altına alınması:
Gençlerin, kadınların ve çocukların çıkarlarının korunması:
Genç öğrenci göçmenlere yardım sağlanması, bütün çalışmalara eşit katkıda bulunmaları için gençlerin ve kadınların örgütlenmesine yardım edilmesi, evlenme özgürlüğü ve kadınlar ile erkekler arasında eşitliğin sağlanması ve gençlerle çocuklara yararlı bir eğitimin verilmesi:
Çin'deki azınlık milliyetlere karşı daha iyi davranılması ve özerklik hakları tanınması:
Yurtdışındaki Çinlilerin çıkarlarının korunması ve anayurda dönenlere yardım edilmesi: [sayfa 296]
Japon zulmünden kaçarak Çin'e sığınan yabancı uyrukluların korunması ve onların Japon saldırganlarına karşı verdikleri mücadelenin desteklenmesi:
Çin-Sovyet ilişkilerinin geliştirilmesi.
Bu taleplerin gerçekleştirilmesinde en önemli nokta, Guomindang'ın tek parti diktatörlüğüne derhal son vermek ve demokratik bir geçici merkezi hükümetin, ülke çapında destek gören ve bütün Japonya'ya karşı partilerin ve partili olmayanların temsilcilerini içeren bir koalisyon hükümetinin kurulmasıdır. Bu ön koşul gerçekleşmeden, Guomindang bölgelerinde ve dolayısıyla bütün ülkede herhangi bir gerçek değişiklik yapmak mümkün değildir.
Bu talepler, Çin halk kitlelerinin ve müttefik ülkelerdeki demokratik kamuoyunun geniş kesimlerinin isteklerini dile getirmektedir.
Japonya'ya karşı olan bütün demokratik partilerin üzerinde anlaşmaya vardıkları asgari bir özel program, kesinlikle gereklidir ve biz, yukarda özetlenen program temelinde bu partilerle görüşmeye hazırız. Farklı partilerin farklı talepleri olabilir, ama hepsi de ortak bir program üzerinde anlaşmaya varmalıdırlar.
Guomindang bölgelerinde böyle bir program henüz halkın talebi olmaktan öteye gidememiştir. Japon işgali altındaki bölgelerde bu, silahlı ayaklanmalar için yeraltı kuvvetlerinin örgütlenmesine ilişkin madde dışında, ancak bu bölgeler geri alındığı zaman gerçekleştirilecek bir programdır. Kurtarılmış Bölgelerde bu, daha şimdiden uygulanmış, uygulanmakta olan ve uygulanmasına devam edilmesi gereken bir programdır.
Çin halkının ana hatları yukarıda açıklanan acil talepleri ya da özel programı, savaş dönemi ve savaş sonrasının daha da açıklığa kavuşturulması gereken pek çok hayatî meselesini kapsamaktadır. Aşağıda bu meseleleri açıklarken, Guomindang'ın esas hâkim kliği tarafından savunulan bazı yanlış görüşleri eleştirecek ve aynı zamanda başkaları tarafından sorulan bazı soruları cevaplandıracağız. [sayfa 297]
1. Japon Saldırganlarını Tamamen Yok Edelim,
Yarı Yolda Uzlaşmaya İzin Vermeyelim
Kahire Konferansı[131] yerinde bir davranışla, Japon saldırganlarının kayıtsız şartsız teslim olmaya zorlanmasını kararlaştırdı. Ama Japon saldırganları, şimdi perde arkasından uzlaşmacı bir barış için çalışırlarken, Guomindang hükümetindeki Japon yanlısı unsurlar; kukla Nanking hükümeti aracılığıyla gizli Japon görevlileriyle görüşmeler yapmaktadırlar ve buna henüz bir son verilmemiştir. Dolayısıyla, yarı yolda bir uzlaşma tehlikesi henüz bütünüyle ortadan kalkmamıştır. Kahire Konferansı, başka bir iyi karar daha almıştır: Dört kuzeydoğu eyaleti, Tayvan ve Penghu Adaları Çin'e geri verilmelidir. Ama bugünkü siyasetiyle Guomindang hükümetinin ta Yalu Irmağına kadar savaşacağına ve kaybettiğimiz bütün toprakları geri alacağına asla güvenemeyiz. Bu koşullarda Çin halkı ne yapmalıdır? Çin halkı, Guomindang hükümetinden Japon saldırganlarını bütünüyle yok etmesini talep etmeli ve yarı yolda hiçbir uzlaşmaya izin vermemelidir. Uzlaşma için girişilen bütün tertiplere derhal son verilmelidir. Çin halkı Guomindang hükümetinden şimdiki pasif direnme siyasetini değiştirmesini ve bütün askeri kuvvetini Japonya'ya karşı aktif savaşa seferber etmesini istemelidir. Halk, kendi silahlı kuvvetlerini (Sekizinci Yol Ordusu, Yeni Dördüncü Ordu ve tüm silahlı halk birliklerini) genişletmeli ve kendi inisiyatifleriyle düşmanın ulaştığı her yerde Japonya'ya karşı silahlı kuvvetleri büyük ölçüde geliştirmeli ve kaybedilmiş bütün topraklan müttefiklerle doğrudan işbirliği halinde savaşarak geri almaya hazırlıklı olmalıdır. Hiçbir koşulda yalnızca Guomindang'a güvenmemelidir. Japon saldırganlarını yenilgiye uğratmak, Çin halkının kutsal hakkıdır. Eğer gericiler halkı bu haktan yoksun bırakmaya kalkışırlarsa, halkın Japonya'ya karşı faaliyetlerini bastırmaya ya da halkın gücünü zayıflatmaya kalkışırlarsa, o zaman Çin halkı, ikna yolu işe yaramadığı takdirde kendini savunmak için [sayfa 298] vargücüyle karşı saldırıya geçmelidir. Çünkü Çinli gericilerin milli ihanet anlamına gelen bu hareketleri sadece Japon saldırganlarına yarar ve onlara cesaret verir.
2. Guomindang'ın Tek Parti Diktatörlüğüne Son Verelim,
Demokratik Bir Koalisyon Hükümeti Kuralım
Japon saldırganlarını yok etmek için bütün ülkede demokratik reformlar yapmak gereklidir. Ancak Guomindang'ın tek parti diktatörlüğü kaldırılıp, demokratik bir koalisyon hükümeti kurulmadıkça, bu mümkün olmayacaktır.
Guomindang'ın tek parti diktatörlüğü aslında Guomindang içindeki halk düşmanı kliğin diktatörlüğüdür ve Çin'in milli birliğini parçalayan, savaşta Guomindang cephesinin yenilgilerini hazırlayan ve Çin halkının Japonya'ya karşı güçlerinin seferber edilmesinin ve birleştirilmesinin önündeki başlıca engel olan, bu diktatörlüktür. Çin halkı. Direnme Savaşı'nın acı tecrübeleriyle dolu sekiz yıl boyunca bu diktatörlüğün kötülüklerini bütün açıklığıyla kavramıştır ve çok doğru olarak buna derhal son verilmesini talep etmektedir, iç savaşı çıkartan da bu gerici diktatörlüktür ve derhal ortadan kaldırılmadığı takdirde yeniden halkın başına iç savaş felaketini getirecektir.
Çin halkının, halk düşmanı diktatörlüğe son verilmesini talep eden gür sesi, öylesine yaygın ve güçlüdür ki, Guomindang yetkilileri "iktisadî vesayetin daha erken sona ermesi"ni açıkça kabul etmek zorunda kalmışlardır ve bu da "ekonomik vesayet"in ya da tek parti diktatörlüğünün halkın desteğini ve halkın gözündeki itibarını ne kadar kaybettiğini gösterir. Çin'de tek bir kişi yoktur ki, "siyasal vesayet"in ya da tek parti diktatörlüğünün yararlı olduğunu ya da bunun kaldırılmaması ya da "sona erdirilmemesi"ni hâlâ söylemeye cesaret etsin. Bu da durumdaki büyük değişikliği gösterir.
Tek parti diktatörlüğünün "sona erdirilmesi" zorunluluğu, kesin ve su götürmez bir şeydir. Ama bunun nasıl yapılacağı konusunda değişik görüşler vardır. Bazıları, onu hemen sona erdirip, geçici bir demokratik koalisyon hükümeti kurulsun diyorlar. Bazıları da, hele biraz [sayfa 299] durun, "milli meclis" toplansın ve "iktidar" bir koalisyon hükümetine değil, "halka geri verilsin" diyorlar.
Bu ne demektir?
Bu, işleri yapmanın iki yolu var demektir: Dürüst yol ve dürüst olmayan yol.
Önce dürüst yolu ele alalım. Dürüst yol, derhal Guomindang'ın tek parti diktatörlüğünün kaldırıldığını ilan etmek, Guomindang, Komünist Partisi, Demokratik Birlik ve hiçbir partiye üye olmayanların temsilcilerinden oluşan geçici bir merkezi hükümet kurmak ve Çin halkının yukarıda ortaya koyduğumuz acil talepleri gibi demokratik bir siyasal faaliyet programını ilan etmektir. Bunun amacı, milli birliğin yeniden sağlanması ve Japon saldırganlarının yenilgiye uğratılmasıdır. Bu meseleleri tartışmak ve bir anlaşmaya varmak üzere çeşitli partilerin ve partili olmayanların temsilcilerinin katıldığı bir yuvarlak masa konferansı düzenlenmeli ve sonra da buna uygun faaliyetlere girişilmelidir. Bu, Çin halkının kuvvetle destekleyeceği birlik yoludur.
Şimdi de dürüst olmayan yolu ele alalım. Dürüst olmayan yol, kitlelerin ve bütün demokratik partilerin taleplerine aldırış etmemek, Guomindang içindeki halk düşmanı klik tarafından tezgâhlanan sözüm ona bir milli meclisin toplanmasında ısrar etmek ve bu meclisin, pratikte anti-demokratik olacak ve bu kliğin diktatörlüğünü destekleyecek bir "anayasa" kabul etmesini sağlamaktır. Bunların amacı, meşru olmayan bir "milli hükümet"e (birkaç düzine Guomindang üyesinin atanmasıyla özel olarak kurulmuş, halka zorla kabul ettirilmiş ve kamuoyunda kesinlikle hiçbir temele sahip olmayan bir hükümete) meşruluk kisvesi sağlamak ve böylece iktidarı halka geri verme görünümü altında aslında onu Guomindang içindeki aynı gerici kliğe "geri vermek"tir. Bunları onaylamayan herkes, "demokrasi" ve "birliği" baltalamakla suçlanacak ve bu da o kimseye karşı girişilecek cezalandırma hareketleri için bir "gerekçe" olacaktır. Bu yol, Çin halkının kararlılıkla karşı koyacağı bölücülük yoludur.
Gerici kahramanlarımızın bu bölücü siyasete uygun olarak atmaya hazırlandıkları adımlar büyük bir olasılıkla onların yok olmasıyla sonuçlanacaktır. Kendi boyunlarına bir ilmik geçirerek sıkıca bağlamaktadırlar. [sayfa 300] Bu ilmik, "milli meclis"tir. Niyetleri, ilk olarak bir koalisyon hükümetinin kurulmasını önlemek ikinci olarak diktatörlüklerini sürdürmek ve üçüncü olarak da, iç savaş için bir bahane hazırlamak amacıyla "milli meclis"i tılsımlı bir silah olarak kullanmaktır. Ama tarihin mantığı onların bu niyetlerine ters düşmektedir ve onlar "ancak kendi ayaklarına düşürecekleri bir taşı kaldırmış" olacaklardır. Çünkü Guomindang bölgelerinde özgürlüğün olmadığı ve Japon işgali karşısında halkın seçimlere katılamayacağı, özgürlüğün bulunduğu Kurtarılmış Bölgelerin ise Guomindang hükümeti tarafından tanınmadığı bugün artık herkesçe bilinmektedir. Bu durumda nasıl olur da milli delegeler olabilir? Nasıl olur da "milli meclis" olabilir? Şamatasını yaptıkları milli meclis, sekiz yıl önce iç savaş sırasında Guomindang diktatörlüğünün en ince ayrıntısına varıncaya kadar tezgâhladığı meclisin aynısıdır. Eğer böyle bir meclis toplanırsa, bütün millet kaçınılmaz bir şekilde ona karşı ayaklanacaktır. O zaman bizim gerici kahramanlarımızın paçalarım bu zor durumdan nasıl kurtarabileceklerini sormak gerekir. Bu koşullar hesaba katılırsa, sahte milli meclisin toplanması, sadece onların yok olmalarıyla sonuçlanacaktır.
Biz Komünistler, Guomindang'ın tek parti diktatörlüğünün sona erdirilmesi için iki adım öneriyoruz. Birinci olarak, bugünkü aşamada bütün partilerin ve partili olmayanların temsilcilerinin hep birlikte anlaşmasıyla geçici bir koalisyon hükümeti kurulması, ikinci olarak, bir sonraki aşamada serbest ve kısıtlanmamış seçimlerden sonra bir milli meclis toplanması ve olağan bir koalisyon hükümetinin kurulması. Her iki durumda da bu, katılmayı isteyen bütün sınıfların ve siyasal partilerin temsilcilerinin, bugün Japonya'ya karşı savaşta, gelecekte de milli inşada bir demokratik ortak program üzerinde birleştikleri bir koalisyon hükümeti olacaktır.
Guomindang ya da öteki partilerin, grup ya da kişilerin niyetleri ne olursa olsun, beğensinler beğenmesinler, bunun bilincinde olsunlar olmasınlar, Çin'in izleyeceği tek yol budur. Bu, bir tarih kanunu, hiçbir gücün tersine çeviremeyeceği karşı konulmaz bir akımdır.
Demokratik reformun bu meselesinde ve bütün meselelerinde, biz Komünistler, her ne kadar Guomindang yetkilileri yanlış siyasetlerinde [sayfa 301] hâlâ inatla diretiyor ve görüşmeleri zaman kazanmak ve kamuoyunu aldatmak için kullanıyorlarsa da, bugünkü yanlış siyasetlerinden vazgeçmeye istekli olduklarını gösterdikleri ve demokratik reformları kabul ettikleri an, onlarla görüşmelere yeniden başlamaya hazır olduğumuzu açıkça ilan ederiz. Ama görüşmeler direnme, birlik ve demokrasi genel ilkesi temeline dayanmak zorundadır. Kulağa ne kadar hoş gelirse gelsin, bu genel ilkeden uzaklaşan sözüm ona önlemleri, planları ya da boş bildirileri kabul etmeyeceğiz.
3. Halka Özgürlük
Bugün halkın özgürlük mücadelesi esas olarak Japon saldırganlarına yönelmiş bulunmaktadır. Ama Guomindang hükümeti, halkı özgürlüğünden yoksun bırakarak ve halkın elini kolunu bağlayarak, onun Japon saldırganlarına karşı savaşmasını engellemektedir. Bu sorun çözülmedikçe, milletin bütün Japonya'ya karşı güçlerini seferber etmek ve birleştirmek mümkün olmayacaktır. Programımızda öne sürülen şu talepler halkın Japonya'ya karşı direnme, birleşme ve demokrasiyi elde etme özgürlüğüne sahip olabilmesi için halkı zincirlerinden kurtarma amacını gütmektedir: Tek parti diktatörlüğünün kaldırılması, bir koalisyon hükümetinin kurulması, gizli polisin tasfiye edilmesi, baskıcı kanun ve kararnamelerin iptal edilmesi, hainlerin, casusların, Japon yanlısı unsurların, faşistlerin ve yiyici memurların cezalandırılması, ekonomik tutukluların serbest bırakılması, bütün demokratik partilerin meşruluğunun tanınması. Kurtarılmış Bölgeleri kuşatan ya da buralara saldıran birliklerin geri çekilmesi, Kurtarılmış Bölgelerin tanınması, "pao-çia" sisteminin kaldırılması ve ekonomi, kültür ve kitle hareketlerine ilişkin daha birçok talep.
Özgürlük, halk tarafından mücadeleyle kazanılır. Hiç kimse tarafından bir lütuf olarak verilmez. Çin'in Kurtarılmış Bölgelerindeki halk, özgürlüğünü daha şimdiden kazanmıştır. Öteki bölgelerdeki halk da[sayfa 302] özgürlüğünü kazanabilir ve kazanmalıdır. Çin halkı ne kadar özgür ve örgütlü, halkın demokratik güçleri de ne kadar kuvvetli olursa, geçici ve birleşik bir koalisyon hükümetinin kurulması olanakları da o kadar artar. Bu koalisyon hükümeti bir kere kuruldu mu, halka tam özgürlük sağlar ve böylelikle kendi temellerini sağlamlaştırır. Ancak o zaman, Japon saldırganları bütünüyle yok edildikten sonra yurt çapında serbest ve kısıtlanmamış seçimlerin yapılması, demokratik bir milli meclisin toplanması, olağan ve birleşik bir koalisyon hükümetinin kurulması mümkün olur. Halk özgür olmadıkça, gerçekten halkın seçtiği bir milli meclis ve hükümet olamaz. Bu yeterince açık değil midir?
Söz, basın, toplanma, demek kurma, siyasal düşünce ve dini inanç özgürlükleri ve kişi hakları, halkın önemli özgürlükleridir. Çin'de bu özgürlüklerin eksiksiz uygulandığı tek yer, Kurtarılmış Bölgelerdir.
Dr. Sun Yatsen 1925 yılında ölüm döşeğinde kaleme aldığı Vasiyetnamesinde şöyle diyordu:
"Kendimi kırk yıldır Çin'in özgürlüğünü kazanması ve başka ülkelerle eşitliğinin sağlanması uğrunda milli devrim davasına adadım. Bu kırk yıl boyunca edindiğim tecrübeler, benu bu amaca ulaşmak için halk kitlelerini harekete geçirme ve bize kendi eşiti gibi davranan dünya ülkeleriyle birleşme zorunluluğuna kesinlikle inandırmıştır."
Dr. Sun'a ihanet eden aşağılık halefleri, halk kitlelerini harekete geçirecekleri yerde, onlara zulmetmekte ve onları söz, basın, toplanma, dernek kurma, ekonomik düşünce ve dini inanç özgürlüklerinden ve kişi haklarından bütünüyle yoksun bırakmaktadırlar. Bunlar, gerçekten halk kitlelerini ayaklandıran ve halkın özgürlük ve haklarını koruyan Komünist Partisi'ne, Sekizinci Yol Ordusu'na, Yeni Dördüncü Ordu'ya ve Kurtarılmış Bölgelere "hain parti", "hain ordu" ve "hain bölgeler" yaftasını yapıştırıyorlar. Doğru ile yanlışın böylesine ters yüz edilmesine yakında bir son verileceğini umuyoruz. Eğer bu durum daha fazla devam edecek olursa, Çin halkının sabrı taşacaktır. [sayfa 303]
4. Halkın Birliği
Japon saldırganlarını yok etmek, iç savaşa engel olmak ve yeni bir Çin inşa etmek için, bölünmüş bir Çin'i birleşmiş bir Çin'e dönüştürmek zorunludur. Bu, Çin halkının tarihsel görevidir.
Peki, Çin nasıl birleştirilecek? Bir diktatör tarafından zorbaca mı birleştirilecek, yoksa halk tarafından demokratik bir biçimde mi? Yuan Şihkay'dan[132] bu yana, Kuzeyli savaş ağaları zorbaca bir birleşmeye ağırlık vermişlerdi. Ama sonuç ne oldu? İsteklerinin tersine, elde ettikleri birleşme değil, bölünme oldu. Ve sonunda iktidardan tepetaklak yuvarlandılar. Yuan Şihkay'ın izinde yürüyen Guomindang'ın halk düşmanı kliği, kendileri Omey Dağına[133] çekilirken, Japon saldırganlarına kapıyı açmak için zorbaca birleştirmeyi gerçekleştirmeye çalıştılar ve iç savaşı tam on yıl sürdürdüler. Şimdi de gene bulundukları dağın tepesinden, zorbaca birleştirme teorilerinin yaygarasını koparıyorlar. Kime sesleniyor bunlar? Namuslu hangi yurtsever Çinli onları dinler? On altı yıllık Kuzeyli savaş ağaları yönetimi ve on sekiz yıllık Guomindang dikta yönetimi altında yaşamış olan halk, engin tecrübeye ve keskin gözlere sahip olmuştur. Bir diktatör tarafından zorbaca birleştirilmeyi değil, kitleler tarafından demokratik bir biçimde birleştirilmeyi istemektedir. Biz Komünistler, daha 1935'te Japonya'ya Karşı Milli Birleşik Cephe siyasetini ortaya attık ve o günden bu yana bu uğurda savaştık. 1939'da Guomindang, gerici "Kökü Dışarıda Partilerin Faaliyetlerini Kısıtlama Önlemleri"ni yürürlüğe koyup yakın bir teslimiyet, bölünme ve gerileme tehlikesi yaratırken ve kendi zorbaca birleştirme teorisi hakkında yaygaralar kopartırken, [sayfa 304] biz tekrar şunu açıkladık: Teslimiyete değil direnmeye, bölünmeye değil birliğe, gerilemeye değil ilerlemeye dayanan bir birleştirme olmalıdır. Ancak direnmeye, birliğe ve ilerlemeye dayanan birleştirme gerçek birleştirmedir. Öbürleri sahtedir. Bunu söyleyeli altı yıl oldu, ama mesele hâlâ aynıdır.
Eğer halk özgürlük ve demokrasiden yoksunsa birlik olabilir mi? Halk özgürlük ve demokrasiye sahip oldu muydu, birlik de gerçekleşir. Çin halkının özgürlük, demokrasi ve koalisyon hükümeti hareketi aynı zamanda birlik için bir harekettir. Özel programımızda özgürlük, demokrasi ve koalisyon hükümetiyle ilgili birçok talep öne sürerken, aynı zamanda birliği de hedef almış oluyoruz. Halk düşmanı Guomindang kliğinin diktatörlüğü yıkılıp bir demokratik koalisyon hükümeti kurulmadıkça, sadece Guomindang bölgelerinde herhangi bir demokratik reform yapmanın, ya da bu bölgelerdeki orduları ve halkı Japon saldırganlarının yenilgiye uğratılması için seferber etmenin imkânsız hale gelmekle kalmayacağı, bunların ardından bir iç savaş felaketinin de baş göstereceği açıktır. Guomindang içinden birçokları da dâhil olmak üzere partili partisiz bu kadar çok sayıda demokrat neden tam bir fikir birliği içinde koalisyon hükümeti istemektedir? Çünkü bugünkü buhranın bütünüyle farkındadırlar ve bu buhranın üstesinden gelmek ve hem düşmana karşı, hem de milli inşada birliği sağlamak için başka hiçbir yol olmadığını görmektedirler.
5. Halk Ordusu
Halkın safında yer alan bu ordu olmadan, Çin halkının özgürlüğe ve birliğe kavuşması, bir koalisyon hükümeti kurması, Japon saldırganlarını bütünüyle yenilgiye uğratması ve yeni bir Çin inşa etmesi imkânsızdır. Bugün için bütünüyle halkın safında yer alan silahlı kuvvetler sadece Kurtarılmış Bölgelerin Sekizinci Yol Ordusu ve Yeni Dördüncü Ordusu'dur. Bunlar da pek büyük değildirler ve yeterli olmaktan uzaktırlar. Gene de halkın karşısında yer alan Guomindang grubu, Kurtarılmış Bölgeler ordularını zayıflatmak ve yok etmek için aidi arkası kesilmeyen dolaplar çevirmektedir. 1944 yılında Guomindang [sayfa 305] hükümeti Komünist Partisi'ne "Kurtarılmış Bölgelerdeki silahlı kuvvetlerin beşte dördünün belirli bir süre içinde dağıltılmasını" talep eden sözüm ona bir muhtıra verdi. 1945'teki en son görüşmeler sırasında, daha ileri giderek sonradan Komünist Partisi'nin meşruluğunun tanınacağı vaadiyle, Kurtarılmış Bölgelerdeki bütün silahlı kuvvetlerin Komünist Partisi tarafından kendisine devredilmesini istedi.
Bu kişiler, Komünistlere, "birliklerinizi bize devredin, biz de size özgürlüğünüzü bahşedelim" demektedirler. Onların teorisine göre, ancak ordusu olmayan bir siyasal parti özgürlükten yararlanabilir. Ama Çin Komünist Partisi'nin 1924-1927 yılları arasında sadece küçük bir askeri kuvvete sahipken yararlandığı özgürlük, Guomindang hükümetinin "parti içi temizlik" ve katliam siyasetleriyle yok edildi. Ve bugün, silahlı kuvvete sahip olmayan Çin Demokratik Birliği ve Guomindang içindeki demokratlar özgürlüğe de sahip değildirler. Guomindang rejimi altındaki işçileri, köylüleri, öğrencileri ve kültür, eğitim, sanayi çevrelerindeki ilerici eğilimli kişileri ele alalım. Bunlar, son on sekiz yıldır hiçbir silahlı kuvvete sahip değildirler, ama hiçbir özgürlüğe de sahip olmadılar. Bütün bu demokratik partiler ve insanlar, ordu kurdukları, "feodal ayrılıkçılık" yaptıkları, "hain bölgeler" kurdukları ve "hükümet emirlerini ve askeri emirleri çiğnedikleri" için mi özgürlükten yoksun bırakılmışlardır? Hiç de değil. Tam, tersine, bütün bunları yapmadıkları için özgürlükten yoksun bırakılmışlardır.
"Ordu devlete aittir." Bu bütünüyle doğrudur ve yeryüzünde bir devlete ait olmayan tek bir ordu yoktur. Ama ne türden bir devlete? Büyük toprak ağaları, büyük bankerler ve büyük kompradorların feodal ve faşist diktatörlüğü altındaki bir devlete mi, yoksa geniş halk kitlelerinin bir yeni demokratik devletine mi? Çin'in kuracağı tek devlet, bir yeni demokratik devlet olabilir ve bu temele dayanarak bir yeni demokratik koalisyon hükümeti kurulmalıdır. Halkın özgürlüğünü koruyabilmesi ve yabancı saldırganlara karşı etkili bir biçimde mücadele edebilmesi için, Çin'in bütün silahlı kuvvetleri böyle bir devletin böyle bir hükümetine ait olmalıdır. Çin'de yeni demokratik koalisyon hükümeti kurulur kurulmaz, Çin'in Kurtarılmış Bölgeleri silahlı kuvvetlerini [sayfa 306] bu hükümete devredecektir. Ama aynı zamanda bütün Guomindang silahlı kuvvetlerinin de bu hükümete devredilmesi gerekecektir.
1924 yılında Dr. Sun Yatsen şöyle demişti: "Bugün, milli devrimde yeni bir dönemin başlangıcı olmalıdır.... İlk adım silahlı kuvvetleri halkla birleştirmek, ikinci adım ise onu halkın silahlı kuvvetlerine dönüştürmektir."[134] Sekizinci Yol Ordusu ve Yeni Dördüncü Ordu, bu siyaseti uyguladıkları için, "halkın silahlı kuvvetleri", yani halk ordusu haline gelmiş ve zaferler kazanabilmişlerdir. Kuzey Seferi'nin ilk döneminde Guomindang orduları, Dr. Sun'un "ilk adımı"nı atmış ve dolayısıyla zaferler kazanmışlardı. Kuzey Seferi'nin ikinci döneminde, bunlar "ilk adım"ı bile terk etmiş, halka karşı bir tutum takınmış ve dolayısıyla o günden bu yana giderek daha fazla bozulmuş ve yozlaşmışlardır. Bunlar iç savaşta aslan kesilmekte, ama iş yabancı düşmana karşı savaşmaya gelince süt dökmüş kediye dönmektedirler. Guomindang ordusundaki her dürüst yurtsever subay, Sun Yatsen ruhunu yeniden canlandırmaya ve birliklerini buna uygun olarak düzeltmeye koyulmalıdır.
Eski orduları düzeltme çalışmasında, yeniden eğitilebilecek bütün subaylara, köhne dünya görüşünden kurtulmaları ve doğru bir dünya görüşü kazanmalarına yardımcı olmak amacıyla uygun bir eğitim verilmeli ve böylece halk ordusunda kalmaları ve ona hizmet etmeleri sağlanmalıdır.
Çin halkının ordusunun yaratılması uğruna mücadele, bütün milletin görevidir. Bir halkın ordusu yoksa hiçbir şeyi yoktur. Bu meselede hiçbir boş teoriye yer olamaz.
Biz Komünistler, Çin ordusunun düzeltilmesi görevini desteklemeye hazırız. Çin Kurtarılmış bölgelerinin silahlı kuvvetlerine karşı koyma yerine, halkla birleşmeye ve Japon saldırganlarına karşı koymaya gönüllü olan, bütün askeri kuvvetler, dost askeri birlikler olarak görülmeli. Sekizinci Yol Ordusu ve Yeni Dördüncü Ordu tarafından onlara gerekli yardım yapılmalıdır. [sayfa 307]
6. Toprak Meselesi
Japon saldırganlarını yok etmek ve yeni bir Çin inşa etmek için, toprak düzeninin değiştirilmesi ve köylülerin kurtarılması zorunludur. Dr. Sun Yatsen'in "toprak işleyenindir" tezi, devrimimizin burjuva demokratik nitelikte olan bugünkü dönemi için doğrudur.
Neden devrimimizin bugünkü dönemde burjuva demokratik nitelikte olduğunu söylüyoruz? Bununla şunu kastediyoruz: Bu devrimin hedefi genel olarak burjuvazi değil, milli ve feodal baskıdır; bu devrimde alman önlemler, genel olarak özel mülkiyetin kaldırılmasına değil, korunmasına yöneliktir ve bu devrimin sonucunda kapitalizmin hâlâ oldukça uzun bir süre belli bir ölçüde gelişmesine izin verilse bile, işçi sınıfı Çin'i sosyalizm yönünde ilerletmek için kuvvet toplayabilecektir. "Toprak işleyenindir" demek, toprağı feodal sömürücülerden köylülere devretmek, feodal toprak ağalarının özel mülkiyetini, köylülerin özel mülkiyetine dönüştürmek ve onları feodal toprak ilişkilerinden kurtarmak ve böylece bir tarım ülkesinin bir sanayi ülkesine dönüşmesini mümkün kılmak demektir. Dolayısıyla "toprak işleyenindir" tezi, proleter sosyalist bir talep değil, burjuva demokratik nitelikte bir taleptir. Bu sadece biz Komünistlerin değil, bütün devrimci demokratların talebidir. Aradaki fark şudur ki, Çin koşullarında sadece biz Komünistler bu talebi özel bir ciddiyetle ele alıyor ve onun sadece sözünü etmekle kalmayıp uygulamaya da koyuyoruz. Devrimci demokratlar kimlerdir? Devrimci demokratların en tutarlısı olan proletaryanın yanı sıra bunların en geniş grubunu köylüler oluşturur. Köylülerin ezici çoğunluğu, yani feodal bağları olan zengin köylüler dışında hepsi, "toprağın işleyene" verilmesini güçlü bir şekilde talep etmektedirler. Şehir küçük burjuvazisi de devrimci demokratlardandır ve "toprak işleyenindir" tezi, tarımda üretici güçlerin gelişmesine yardımcı olacağından, bu aynı zamanda onun da çıkarınadır. Milli burjuvazi, yalpalayan bir sınıftır, pazarlara ihtiyacı olduğundan "toprak işleyenindir" tezini onlar da onaylarlar; ancak pek çoğu, toprak mülkiyetiyle bağlan olduğundan, bundan korkar. Dr. Sun Yatsen Çin'deki ilk devrimci demokrattı. Şehir küçük burjuvazisi ve köylülerin yanı sıra milli burjuvazinin devrimci kesimini de temsil [sayfa 308] eden Dr. Sun, silahlı bir devrim yaptı ve "toprak mülkiyetinin eşitleştirilmesi" ve "toprak işleyenindir" tezlerini ileri sürdü. Ama ne yazık ki iktidardayken inisiyatifi ele alıp toprak düzeninde reform yapmadı. Ve Guomindang'ın halk düşmanı kliği iktidarı ele geçirdiği zaman, onun savunduğu görüşlere bütünüyle ihanet etti. Bugün bu klik, "toprak işleyenindir" tezine inatla karşı çıkmaktadır, çünkü büyük toprak ağaları, bankerler ve kompradorlar kesimini temsil etmektedir. Çin'de sadece köylüleri temsil eden bir ekonomik parti olmadığından ve milli burjuvazinin siyasal partileri de tutarlı bir toprak programına sahip olmadıklarından, tutarlı bir toprak programı saptamış ve uygulamış, köylülerin çıkarları uğruna canla başla savaşmış ve dolayısıyla köylülerin ezici çoğunluğunu büyük müttefiki olarak kazanmış tek parti olan Çin Komünist Partisi, köylülerin ve tüm devrimci demokratların önderi haline gelmiştir.
1927'den 1936'ya kadar, Çin Komünist Partisi toprak düzeninde eksiksiz bir reform yapılması için çeşitli önlemler aldı ve Dr. Sun'un "toprak işleyenindir" tezini yürürlüğe koydu. Halka karşı on yıllık savaşta "toprak işleyenindir" tezine dişlerini gıcırdatıp, pençelerini gösterenler ve ona karşı savaşanlar Guomindang'ın işte bu gerici kliği. Dr. Sun Yatsen'in adına layık olmayan takipçilerinden oluşan bu çetedir.
Komünist Partisi, Japonya'ya karşı savaş döneminde, "toprak işleyenindir" siyasetini, kira ve faizin azaltılması siyasetine dönüştürerek büyük bir taviz vermiştir. Bu taviz yerindedir, Çünkü Guomindang'ın Japonya'ya karşı savaşa katılmasına yardımcı olmuş ve Kurtarılmış Bölgelerdeki toprak ağalarının, köylüleri savaş için seferber etmemize karşı direnişlerini azaltmıştır. Özel olarak bir engel çıkmadığı takdirde, bu siyasetimizi savaştan sonra da, ilk olarak kira ve faizin azaltılmasını bütün yurt çapında yayıp, ardından "toprak işleyenindir" tezinin yavaş yavaş gerçekleştirilmesi için uygun önlemleri alarak sürdürmeye hazırız.
Fakat Dr. Sun'a ihanet edenler, "toprak işleyenindir" tezi şöyle dursun, kira ve faizin azaltılmasına bile karşı çıkmaktadırlar. Guomindang hükümeti, kendi ilan etmiş olduğu "kirada yüzde 25 indirim"i öngören kararnameyi ve öbür kararnameleri uygulamamıştır. Bunları yalnız biz, Kurtarılmış Bölgelerde yürürlüğe koyduk ve bu suç [sayfa 309] yüzünden Kurtarılmış Bölgeler "hain bölgeler" damgasını yedi.
Japonya'ya karşı savaş sırasında sözüm ona iki aşama teorisi ortaya çıkmıştır. Buna göre bir "milli devrim" aşaması, bir de "demokrasi" ve "halkın refahı uğruna devrim" aşaması vardır. Bu teori yanlıştır.
"Amansız bir düşmanla karşı karşıya iken demokratik reformlar ya da halkın refahı meselesini ortaya atamayız; Japonlar gidene kadar beklesek iyi olur." Savaşta kesin zaferi önlemek amacıyla Guomindang gerici kliği tarafından ortaya atılan saçma teori işte budur. Bununla birlikte bu teoriyi tekrarlayıp duran ve onun aşağılık savunucuları haline gelen kişiler vardır.
"Amansız bir düşmanla karşı karşıya iken, demokrasi ve halkın refahı meselesini bir çözüme bağlamadıkça, Japonlara karşı üsler kurmamız ve saldırılara karşı direnmemiz imkânsızdır." Çin Komünist Partisi'nin savunduğu ve hatta daha şimdiden uygulamaya koyup kusursuz sonuçlar elde ettiği görüş işte budur.
Japonya'ya karşı savaş döneminde, kira ve faizin azaltılması ve diğer demokratik reformların hepsi bu savaşa hizmet eder. Savaş çabalarına karşı toprak ağalarının direnişini yumuşatmak için, onların toprak mülkiyetine son vermekten kaçınmış ve yalnız kira ve faizi azaltmıştık; aynı zamanda onları servetlerini sanayiye aktarmaya teşvik etmiş ve aydın eşrafa, savaş için yapılan kamu faaliyetlerine ve hükümet çalışmalarına, diğer halk temsilcilerinin yanında katılma olanağı tanımıştık. Zengin köylülere gelince, onları üretimi geliştirmeye teşvik etmiştik. Bütün bunlar, köylük bölgelerdeki kararlı demokratik reformlar çizgisinin bir parçasıdır ve kesinlikle gereklidir.
İki çizgi vardır: Ya Çin köylülerinin demokrasi ile halkın refahı meselesini bir çözüme bağlama çabalarına inatla karşı durmak ve yozlaşmış, etkisiz ve Japonya ile hiçbir şekilde savaşamaz hale gelmek, ya da Çin köylülerinin çabalarını kararlılıkla desteklemek ve nüfusun yüzde 80'ini meydana getiren bu en büyük müttefiki kazanarak muazzam bir savaşma gücü yaratmak. Bunlardan birincisi Guomindang hükümetinin, ikincisi ise Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinin çizgisidir.
Oportünistlerin çizgisi, bu iki çizgi arasında yalpalama, köylüleri desteklediklerini iddia etmekle birlikte kira ve faizi azaltma, köylüleri [sayfa 310] silahlandırma ya da köylük bölgelerde demokratik siyasal iktidarı kurma kararlılığından yoksun olmaktır.
Emrindeki bütün kuvvetleri kullanan Guomindang'ın halk düşmanı kliği, Çin Komünist Partisi'ne karşı açık-gizli, askeri-siyasi, kanlı-kansız her türden vahşi saldırılar yöneltmiştir. Sosyal konumu içinde ele alındığında, iki parti arasındaki anlaşmazlık, özünde bu toprak ilişkileri meselesindedir. Guomindang gerici kliğinin dalına nerede bastık? Tam da bu meselede değil mi? bu kliğin Japon saldırganlarına büyük ölçüde yardımcı olmasının ve onların koruyuculuğunu ve desteğini kazanmasının nedeni, tam da bu değil miydi? Çin Komünist Partisi'ne yöneltilen bütün suçlamalar ("Direnme Savaşı'nı baltalama ve devleti tehlikeye düşürme", "hain parti", "hain ordu", "hain bölgeler" ve "hükümetin-emirlerine ve askeri emirlere itaatsizlik") tam da bu alanda milletin gerçek çıkarları uğruna çalıştığı için yöneltilmemiş miydi?
Çin sanayi işçilerinin kaynağı, köylülerdir. İleride, on milyonlarca köylü daha şehirlere giderek fabrikalara girecektir. Eğer Çin güçlü bir milli sanayice pek çok modern şehir kuracaksa, köylü nüfusun şehirli nüfusa dönüştürülmesi için uzun bir süreç gerekecektir.
Çin sanayisinin başlıca pazarını oluşturanlar, köylülerdir. Ancak onlar yiyecek ve hammaddeleri bol miktarda sağlayabilir ve büyük miktarda mamul madde tüketebilirler.
Çin ordusunun kaynağı, köylülerdir. Japon saldırganlarının can düşmanı olan askerler, askeri üniforma giymiş köylülerdir.
Bugünkü aşamada Çin demokrasisinin temel siyasi gücü, köylülerdir. Çinli demokratlar 360 milyon köylünün desteğine dayanmadıkça bir şey elde edemezler.
Bugünkü aşamada Çin kültür hareketinin başlıca meselesi, köylülerdir. Eğer 360 milyon köylü hariç tutulursa, "cehaletin yok edilmesi", "eğitimin halka indirilmesi", "kitleler için edebiyat ve sanat" ve "halk sağlığı" çoğunlukla boş sözler haline gelmez mi?
Bunu söylerken, elbet, halkın 90 milyonluk geri kalan kısmının siyasal, ekonomik ve kültürel önemini ve özellikle ekonomik açıdan en bilinçli olan ve dolayısıyla bütün devrimci harekete önderlik etme yeteneğine sahip işçi sınıfını gözden kaçırmıyorum. Bu konuda bir yanlış [sayfa 311] anlaşılma olmasın. Yalnız Komünistler için değil, Çin'deki bütün demokratlar için bu meselelerin kavranması kesinlikle zorunludur.
Toprak düzeninde bir reform yapıldığında (bu, kira ve faizin azaltılması kadar ilkel bir reform da olsa) köylüler üretime daha fazla ilgi duyarlar. Bunun ardından köylülerin gönüllülük temeli üzerinde adım adım tarım kooperatifleri ve diğer kooperatifleri örgütlemelerine yardım edildikçe, üretici güçler gelişecektir. Bugün için tarım kooperatifleri ancak emek-değişim ekipleri, karşılıklı yardımlaşma ekipleri ve iş-değişim grupları gibi bireysel köylü ekonomisi yani köylülerin özel mülkiyeti esasına dayanan kolektif, karşılıklı yardımlaşma emek örgütleri olabilir; bu durumda bile emek verimliliğindeki ve üretimdeki artış daha şimdiden şaşırtıcıdır. Bu örgütler, Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinde yaygın bir şekilde geliştirilmiştir ve bundan böyle mümkün olduğu kadar yayılmalıdır.
Emek-değişim ekibi türünden kooperatif örgütünün köylüler arasında uzun süredir var olduğu, fakat geçmişte onun, köylülerin yoksulluklarını hafifletme çabalarında kullandıkları bir araçtan öteye geçemediği söylenebilir. Bugün Çin'in Kurtarılmış Bölgelerindeki emek-değişim ekipleri, hem biçim hem de öz bakımından farklıdırlar; köylü kitlelerinin üretimi artırma ve daha iyi bir hayat için mücadele etmede kullandıkları bir araç haline gelmişlerdir.
Son tahlilde, Çin'deki herhangi bir siyasal partinin siyaset ve uygulamasının halk üzerindeki etkisinin iyi ya da kötü, çok ya da az olması, halkın üretici güçlerini geliştirmesine yardım edip etmediğine ve ne kadar ettiğine, bu güçleri engelleyip engellemediğine bağlıdır. Çin'deki sosyal üretici güçler ancak Japon saldırganlarının yok edilmesi, toprak reformunun uygulanması, köylülerin kölelikten kurtarılması, modern sanayinin geliştirilmesi ve bağımsız, özgür, demokratik, birleşik, müreffeh ve güçlü bir yeni Çin'in kurulmasıyla serbest kılınabilir ve Çin halkı bunu sevinçle karşılar.
Ayrıca şuna da işaret etmeliyiz ki, köylük bölgelerde çalışmaya gelen şehirli aydınların, köylük bölgelerin özelliklerini, yani buraların hâlâ dağınık ve geri bir bireysel ekonomiye dayalı olduğunu ve bundan başka Kurtarılmış Bölgeler arasındaki bağlantının düşman tarafından geçici olarak kesildiğini ve bu bölgelerin gerilla savaşı vermekte [sayfa 312] olduğunu kavramaları kolay değildir. Bu özellikleri kavrayamadıklarından, köylük bölgelerin meselelerine ve buralardaki çalışmalara çoğunlukla yanlış bir şekilde, şehirlerdeki hayat ve çalışma açısından yaklaşır ve ele alırlar, böylece köylük bölgelerin gerçeklerinden koparlar ve köylülerle kaynaşamazlar. Bu durumun eğitimle ortadan kaldırılması zorunludur.
Çin'in çok sayıdaki devrimci aydını, köylülerle tek vücut haline gelmelerinin gerekliliğini kavramalıdırlar. Köylülerin onlara ihtiyacı vardır ve yardımlarını beklemektedirler. Aydınlar şevkle köylük bölgelere gitmeli, öğrenci kıyafetini sırtlarından atarak kaba elbiseler giymeli ve ne kadar önemsiz olursa olsun her türlü işe istekle girişmelidirler; köylülerin ne istediklerini öğrenmeli ve Çin demokratik devriminin en önemli görevlerinden biri olan köylük bölgelerde demokratik devrimin gerçekleştirilmesi mücadelesinde köylülerin harekete geçirilmesine ve örgütlenmesine yardımcı olmalıdırlar.
Japon saldırganları yok edildikten sonra, onların ve baş hainlerin gasp ettikleri topraklara el koymalı ve bunları topraksız ya da az topraklı köylülere dağıtmalıyız.
7. Sanayi Meselesi
Japon saldırganlarını yenilgiye uğratmak ve yeni bir Çin inşa etmek için sanayiyi geliştirmek gereklidir. Fakat Guomindang yönetimi altında, her konuda yabancı ülkelere bağımlılık vardır ve onun mali ve ekonomik politikası halkın bütün ekonomik yaşamını mahvetmektedir. Guomindang bölgelerinde hepsi hepsi birkaç küçük sanayi işletmesi vardır ve bunlar da genellikle iflastan kurtulamaz. Siyasi reformlar olmazsa, bütün üretici güçler mahvolur ve bu tarım ve sanayi için de geçerlidir.
Çin, bağımsız, özgür, demokratik ve birleşik olmadıkça, sanayiyi geliştirmek genellikle imkânsız olacaktır. Japon saldırganlarını yok etmek bağımsızlığı kazanmaya çalışmak demektir. Guomindang'ın tek parti, diktatörlüğünü kaldırmak, demokratik ve birleşik bir koalisyon hükümeti kurmak, Çin'in bütün askerlerini halkın silahlı gücü haline [sayfa 313] dönüştürmek, toprak reformunu uygulamak ve köylüleri kölelikten kurtarmak, özgürlük, demokrasi ve birliğe ulaşmaya çalışmak demektir. Bağımsızlık, özgürlük, demokrasi ve birlik olmadan, gerçekten büyük çapta bir sanayi kurmak imkânsızdır. Sanayi olmadan, sağlam bir milli savunmadan, halkın refahından, ülkenin zenginlik ve güçlülüğünden söz edilemez. 1840'daki Afyon Savaşından[135] bu yana 105 yıllık tarih ve özellikle Guomindang'ın iktidara gelişinden bu yana geçen 18 yıllık, bu önemli noktayı Çin halkına kavrattı. Yoksul ve güçsüz olmayan, müreffeh ve güçlü bir Çin; sömürge ya da yarı-sömürge değil, bağımsız: yarı-feodal değil, özgür ve demokratik; bölünmüş değil, birleşmiş bir Çin demektir. Yarı-sömürge, yarı-feodal ve bölünmüş Çin'de pek çok kişi, yıllarca sanayiyi geliştirmenin, milli savunmayı güçlendirmenin ve halka refah, ülkeye zenginlik ve güç kazandırmanın hayalini kurmuş, ama bunların bütün hayalleri yıkılmıştır. Pek çok iyi niyetli eğitimci, bilim adamı ve öğrenci, ülkeye, bilgileriyle hizmet edebilecekleri inancıyla kendilerini iş ve çalışmalarına verdiler, siyasetle hiç ilgilenmediler, ama bunun da bir hayal olduğu ortaya çıktı, yıkılmış bir hayal. Bu, aslında iyi bir belirtidir, çünkü bu çocukça hayallerin yıkılması, Çin'i refah ve güçlülüğe götüren yolun başlangıcıdır. Çin halkı savaşta pek çok şey öğrenmiştir; Japon saldırganlarının yenilmesinden sonra hepsi de birbiriyle ilişkili ve vazgeçilmez şeyler olan bağımsızlık, özgürlük, demokrasi, birlik, refah ve güce sahip yeni demokratik bir Çin inşa etmek gerektiğini biliyorlar. Çin halkı, eğer bunu yaparsa, Çin'i parlak bir gelecek beklemektedir. Ancak yeni demokratik siyasal sistem bütün Çin'de kurulduğu zaman, Çin halkının üretici güçleri serbest kalacak [sayfa 314] ve her türlü gelişme olanağına sahip olacaktır. Bu noktayı her gün gittikçe daha fazla insan kavramaktadır.
Yeni demokratik siyasal sisteme kavuşulduğunda Çin halkının ve onun hükümetinin, ağır ve hafif sanayiyi birkaç yıl içinde adım adım kurmak ve Çin'i bir tarım ülkesinden bir sanayi ülkesine dönüştürmek için pratik önlemler alması gerekecektir. Yeni demokratik devlet, sağlam bir ekonomik temele, bugünkünden daha ileri bir tarıma, milli ekonomide ağırlıklı bir yer tutan büyük sanayi işletmelerine ve buna uygun haberleşme, ticaret ve maliyeye sahip olmadıkça pekiştirilemez. Biz Komünistler, ülkenin bütün demokratik partileriyle ve sanayi çevreleriyle bu amaç uğruna işbirliği halinde savaşmaya hazırız. Çin işçi sınıfı, bu vaadin yerine getirilmesinde büyük bir rol oynayacaktır. Birinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, Çin işçi sınıfı, Çin'in bağımsızlığı ve kurtuluşu uğruna bilinçli bir şekilde savaşmıştır. 1921 yılı, Çin işçi sınıfının öncüsü Çin Komünist Partisi'nin doğuşuna tanık olmuş ve ardından da Çin'in kurtuluş mücadelesi yeni bir aşamaya girmiştir. Bundan sonra gelen üç dönem (Kuzey Seferi, Toprak Devrimi Savaşı ve Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı) boyunca işçi sınıfı ve Çin Komünist Partisi vargücüyle çalışmış ve Çin halkının kurtuluş davasına paha biçilmez bir katkıda bulunmuşlardır. Japon saldırganlarının kesin olarak yenilmesi ve özellikle büyük şehirlerin ve önemli ulaşım hatlarının geri alınması için mücadelede Çin işçi sınıfı çok büyük bir rol oynayacaktır. Ve Japonya'ya karşı savaştan sonra Çin işçi sınıfının çabaları ve katkısının ve daha da büyük olacağı şimdiden söylenebilir. Çin işçi sınıfının görevi, sadece yeni demokratik bir devletin kurulması için mücadele etmek değil, ayrıca Çin'in sanayileşmesi ve tarımın modernleşmesi için de mücadele etmektir.
Yeni demokratik devlet sisteminde, emek ve sermayenin çıkarlarını düzenleme siyaseti benimsenecektir. Bu siyaset, devlet sektörü ile özel sektörün, emekle sermayenin, sanayi üretimini geliştirmek üzere beraberce çalışmaları için, bir yandan işçilerin çıkarlarını koruyacak, koşullara göre sekiz-on saatlik işgününü yürürlüğe koyacak, uygun işsizlik sigortası ve sigorta sağlayacak ve sendika hakkını güvence altına alacaktır; öte yandan da gereğince idare edilen devlet işletmelerinin, özel işletmelerin ve kooperatif işletmelerinin [sayfa 315] kanunla yasayla saptanmış kârlarını güvence altına alacaktır.
Japon saldırganlarının ve baş hainlerin Çin'deki işletmelerine ve mallarına el konacak ve bunlar, Japonya yenildiğinde hükümetin emrine verilecektir.
8. Kültür, Eğitim ve Aydınlar Meselesi
Yabancı ve feodal zulmün Çin halkına getirdiği belalar milli kültürümüzü de etkilemektedir. Özellikle ilerici kültür ve eğitim kurumları ve ilerici kültür işçileri ve eğitimciler acı çekmişlerdir. Yabancı ve feodal zulmün kökünü kazımak ve yeni demokratik bir Çin inşa etmek için halkın hizmetinde çok sayıda eğitimci ve öğretmene, ayrıca halkın bilim adamlarına, mühendislerine, teknisyenlerine, hekimlerine, gazetecilerine, yazarlarına, edebiyatçılarına, ressamlarına ve şuadan kültür işçilerine ihtiyacımız var. Bunlar halka hizmet ruhuyla dolup taşmalı ve çok çalışmalıdırlar. Halka dürüst bir şekilde hizmet ettikleri takdirde, bütün aydınlar değerli bir milli ve sosyal varlık olarak kabul edilmelidirler. Aydınlar meselesi Çin'de özel bir önem kazanır, çünkü ülkemiz yabancı ve feodal zulmün sonucu olarak kültürel bakımdan geri bir ülkedir ve halkın kurtuluş mücadelesinde aydınlara acilen ihtiyaç vardır. Halkın son elli yıllık kurtuluş mücadelesinde, özellikle 1919'daki 4 Mayıs Hareketinden bu yana ve Japonya'ya karşı sekiz yıllık savaşta, birçok devrimci aydın çok büyük bir rol oynamıştır. Önümüzdeki mücadelelerde daha da büyük roller oynayacaklardır. Dolayısıyla, halkın safları arasından entelektüel bakımdan donatılmış her türden kadronun sistemli olarak yetiştirilmesi ve aynı zamanda eldeki bütün yararlı aydınlarla birleşmeye ve onları yeniden eğitmeye özen gösterilmesi, bir halk hükümetinin görevidir.
Halkın yüzde 80'inin içinde bulunduğu cehaletin yok edilmesi, yeni Çin için hayati bir görevdir.
Köleleştirici feodal ve faşist kültür ve eğitimin bütünüyle ortadan kaldırılması için uygun ve kesin önlemler alınmalıdır.
Halk arasındaki salgın hastalıkları ve diğer hastalıkları önlemek ve [sayfa 316] tedavi etmek, tıp ve sağlık alanındaki kamu hizmetlerini yaygınlaştırmak için canlı bir faaliyete girişilmelidir.
Halka hizmet etmek üzere yeni bir bakış açısına ve yeni yöntemlere sahip olabilmeleri için, eski türden kültür ve eğitim işçileri ve hekimler uygun bir biçimde yeniden eğitilmelidir.
Çin halkının kültür ve eğitimi yeni demokratik olmalıdır; yani Çin kendi milli bilimsel kültür ve eğitimini, kitle kültür ve eğitimini oluşturmalıdır.
Yabancı kültüre gelince, ona kapımızı bütünüyle kapamak yanlış bir tutum olur. Böyle yapacağımıza, Çin'in yeni kültürünün geliştirilmesinde yararlanmak üzere yabancı kültürün içinde ilerici olan her şeyi almalıyız. Ama yabancı kültürü körü körüne kopya etmek de yanlıştır; ona, Çin halkının gerçek ihtiyaçlarını karşılamak üzere eleştirici bir gözle yaklaşmak daha doğru olur. Sovyetler Birliği'nde yaratılmış olan yeni kültür, kendi halk kültürümüzün inşasında bize örnek olmalıdır. Aynı şekilde, eski Çin kültürü de, ne olduğu gibi reddedilmeli, ne de körü körüne kopya edilmeli, ama Çin'in yeni kültürünün gelişmesine yardımcı olmak üzere ayıklanarak benimsenmelidir.
9. Azınlık Milliyetleri Meselesi
Halk düşmanı Guomindang kliği Çin'de birçok milliyetin varlığını inkâr etmekte ve Han milliyeti dışında kalanların hepsine "kabile" damgası yapıştırmaktadır. Azınlık milliyetlerine ilişkin olarak Çing Hanedanı hükümetlerinin ve Kuzeyli savaş ağalarının gerici politikasını devralmıştır; onları mümkün olan her yolla ezmekte ve sömürmektedir. Bu konuda açık örnekler 1943'teki İhçao Birliği'ndeki Moğolların katledilmesi, 1944'ten beri Sinkiang'daki azınlık milliyetlerinin silah zoruyla bastırılması ve son yıllarda Kansu Eyaleti'ndeki Huy halkının katledilmesidir. Bunlar yanlış bir Han şovenizmi ideolojisinin ve siyasetinin belirtileridir.
1924'te Dr. Sun Yatsen, Guomindang'ın Birinci Kongresi Bildirisinde şöyle yazıyordu: "Guomindang'ın milliyetçilik ilkesi ikili bir [sayfa 317] anlam taşır. Birincisi, Çin milletinin kurtuluşu, ikincisi de, Çin'deki bütün milliyetlerin eşitliğidir" ve "Guomindang Çin'deki bütün milliyetlere kendi kaderlerini tayin etme hakkını tanıdığını, emperyalizme ve savaş ağalarına karşı devrim zafere ulaştığında özgür ve birleşik bir Çin Cumhuriyeti (bütün milliyetlerin özgür birliği) kurulacağını resmen ilan eder."
Çin Komünist Partisi, Dr. Sun Yatsen'in milliyetler siyasetine burada belirtilen şekliyle bütünüyle katılmaktadır. Komünistler, bütün azınlık milliyetlerinin halklarına bu uğurda savaşmaları için faal bir şekilde yardım etmeli, kitlelerle bağlan olan önderleri de dahil olmak üzere, onlara siyasal, ekonomik ve kültürel kurtuluşları ve gelişmeleri için savaşmakta ve halkın çıkarlarını koruyacak kendi ordularını kurmakta yardımcı olmalıdır. Konuşma ve yazı dillerine, görenek ve geleneklerine, dini inançlarına saygı göstermelidir.
Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi'nin ve Kuzey Çin'deki Kurtarılmış Bölgelerin Moğol ve Huy milliyetlerine karşı yıllardır takındığı tavır doğrudur ve yaptıkları çalışmalar verimli olmuştur.
10. Dış Siyaset Meselesi
Çin Komünist Partisi, Atlantik Bildirisine ve uluslararası Moskova, Kahire, Tahran ve Kırım Konferansları'nın[136] kararlarına katılmaktadır: çünkü bu kararların hepsi faşist saldırganların yenilmesine ve dünya barışının sağlanmasına katkıda bulunmaktadır.
Çin Komünist Partisi'nin savunduğu dış siyasetin temel ilkesi [sayfa 318] şudur: Çin bütün ülkelerle diplomatik ilişkiler kuracak ve bu ilişkileri güçlendirecektir. Savaşta askeri harekâtlar arasında uyumun sağlanması, barış konferansları, ticaret ve yatırım gibi bütün ortak meseleleri, Japon saldırganlarının bütünüyle yenilmesi ve dünya barışının sağlanması, milli bağımsızlık ve eşitlik konusunda karşılıklı saygı gösterilmesi, devletler ve halklar arasında karşılıklı çıkarların ve dostluğun geliştirilmesi temel koşullarına dayanarak çözecektir.
Çin Komünist Partisi, uluslararası barışı ve savaş sonrası güvenliği korumak için bir örgütün kurulması üzerine Dambırtın Oks (Dumbarton Oaks) Konferansı'nın önerilerine ve Kırım Konferansının kararlarına bütünüyle katılmaktadır. Çin Komünist Partisi, San Fransisko'da yapılan Uluslararası Örgütlenme Üzerine Birleşmiş Milletler Konferansı'nı sevinçle karşılar. Çin Komünist Partisi, Çin halkının isteklerini dile getirmesi için bu konferansa giden Çin heyetine kendi temsilcisini de atamıştır.[137]
Biz, Guomindang hükümetinin Sovyetler Birliğine karşı düşmanlığa son vermesi ve Çin-Sovyet ilişkilerini hızla geliştirmesi gerektiğine inanıyoruz. Sovyetler Birliği, eşit olmayan antlaşmaları reddeden ve Çin ile yeni, eşit antlaşmalar imzalayan ilk ülkedir. 1924'de Dr. Sun Yatsen tarafından toplanan Guomindang'ın Birinci Milli Kongresi ve onun ardından gelen Kuzey Seferi sırasında Sovyetler Birliği, Çin'in kurtuluş savaşına yardım eden tek ülkeydi. 1937'de Japonya'ya karşı savaş patlak verdiğinde, Japon saldırganlarına karşı Çin'e yardım eden ilk ülke gene Sovyetler Birliği olmuştu. Çin halkı Sovyet hükümetine ve halkına yardımlarından dolayı minnettardır. Sovyetler Birliği katılmadan Pasifik meselelerinin kesin ve tam olarak çözülmesinin imkânsız olduğuna inanıyoruz.
Bütün müttefik ülkelerin hükümetlerinden ve hepsinden önce Birleşik Amerika ve İngiltere hükümetlerinden, Çin halkının sesine ciddiyetle kulak vermelerini, Çin halkının dileklerine ters düşen dış siyasetler [sayfa 319] güderek onunla dostluğu bozmamalarını talep ediyoruz. Herhangi bir yabancı hükümet, Çin gericilerine yardım edecek ve Çin halkının demokratik davasına karşı çıkacak olursa, onun ağır bir hata işlemiş olacağını iddia ediyoruz.
Çin halkı, birçok yabancı hükümetin eşit olmayan antlaşmalar imzalama yolunda attıkları adımları sevinçle karşılar. Ancak sadece eşit antlaşmalar imzalamanın, Çin'in gerçek eşitlik kazandığı anlamına gelmeyeceğini düşünüyoruz. Gerçek ve fiili eşitlik, aslında yabancı hükümetlerin bir armağanı değildir, tersine, esas olarak Çin halkını bunu kendi çabasıyla elde etmesi gerekir ve bunu elde etmenin yolu siyasal, ekonomik ve kültürel bakımdan yeni demokratik bir Çin kurmaktır. Aksi halde, bu sadece lafta kalan ve gerçek olmayan bir bağımsızlık ve eşitlik olacaktır. Yani Çin, Guomindang hükümetinin bugünkü siyasetini izleyerek hiçbir zaman gerçek bağımsızlık ve eşitlik kazanamaz.
Japon saldırganlarının yenilgiye uğratılmasından ve kayıtsız şartsız teslim olmasından sonra, Japon faşizmi ve militarizminin siyasal, ekonomik ve sosyal kökleriyle birlikte bütünüyle yok edilmesi için Japon halkının bütün demokratik güçlerine kendi demokratik düzenlerini kurmalarında yardımcı olmak gerektiği kanısındayız. Japon halkı, demokratik bir düzene kavuşmadıkça, Japon faşizminin ve militarizminin bütünüyle yok edilmesi ve Pasifikte barışın sağlanması imkânsızdır.
Kahire Konferansı'nın Kore'nin bağımsızlığına ilişkin karanımı doğru olduğunu düşünüyoruz. Çin halkı, Kore halkının kurtuluşa kavuşmasına yardımcı olmalıdır.
Hindistan'ın bağımsızlığına kavuşacağını umuyoruz. Çünkü bağımsız ve demokratik bir Hindistan, sadece Hindistan halkı için değil, aynı zamanda dünya barışı için de gereklidir.
Güneydoğu Asya ülkeleri olan Birmanya, Malezya, Endonezya, Vietnam ve Filipinler'e gelince: Japon saldırganlarının yenilmesinin ardından bu halkların kendi bağımsız ve demokratik devletlerini [sayfa 320] kurma haklarını kullanacaklarını umuyoruz. Tayland'a ise, Avrupa'daki faşist uydu devletlere davranıldığı gibi davranılmalıdır.
Özel programımızın başlıca maddeleri bunlardır.
Bütün milletin desteğini kazanmış bir demokratik koalisyon hükümeti olmadan, bu özel programdaki maddelerin hiçbirinin ülke çapında başarıyla yürütülemeyeceğini tekrar belirtelim.
Çin Komünist Partisi, Çin halkının kurtuluş davası uğruna verdiği 24 yıllık mücadele sayesinde öyle bir duruma gelmiştir ki, Çin'e ilişkin meseleler konusunda onun görüşlerini dikkate almayan herhangi bir siyasal parti ya da sosyal grup herhangi bir Çinli ya da yabancı ciddi bir hata yapar ve kesinlikle başarısızlığa uğrar. Bizim görüşlerimizi dikkate almayan ve kendi tutucu yollarını izlemeye çalışan kişiler vardı ve bugün de vardır. Ama bunların hepsi de sonunda kendilerini bir çıkmazda bulmuşlardır. Neden? Çünkü bizim görüşlerimiz Çin halk kitlelerinin çıkarlarına uygundur. Çin Komünist Partisi, Çin halkının en sadık sözcüsüdür ve Çin Komünist Partisi'ne saygı duymayan bir kimse aslında Çin halk kitlelerine de saygı duymuyor demektir ve yenilgiye uğramaya mahkûmdur.
GUOMİNDANG BÖLGELERİNDEKİ GÖREVLER
Partimizin genel ve özel programları üzerine ayrıntılı bir açıklama yaptım. Kuşkusuz bu programlar bütün Çin'de er geç uygulanacaktır. Bu, bir bütün olarak iç ve dış durumun Çin halkının önüne serdiği bir görünümdür. Ama şu an için Guomindang bölgeleri, düşman işgalindeki bölgeler ve Kurtarılmış Bölgelerdeki koşullar farklıdır ve programımızın bu bölgelerde farklı biçimlerde uygulanması zorunlu olmaktadır. Farklı koşullar farklı görevlere yol açar. Bu görevlerden bazılarını yukarıda açıkladık. Diğerlerini ise biraz daha açıklamak gerekiyor.
Guomindang bölgelerinde halk, yurtsever faaliyetlere serbestçe katılamamaktadır ve demokratik hareketler yasa dışı kabul edilmektedir. [sayfa 321] Buna karşılık çeşitli sosyal kesimler, demokratik partiler ve kişiler gittikçe daha faal olmaktadır. Çin Demokratik Birliği bu yılın Ocak ayında Guomindang'ın tek parti diktatörlüğünün sona erdirilmesini ve bir koalisyon hükümeti kurulmasını talep eden bir bildiri yayımladı. Halkın birçok kesimi de, buna benzer bildiriler yayımladılar. Guomindang içinde de pek çok kişi partilerinin yönetici organlarının siyasetlerine karşı gittikçe daha fazla kuşku ve hoşnutsuzluk göstermekte, partilerinin halktan tecrit olma tehlikesini gittikçe daha iyi görmekte ve dolayısıyla zamana uygun demokratik reformlar istemektedirler. Çungking'de ve diğer yerlerde işçiler, köylüler, kültür çevreleri, öğrenciler, eğitim çevreleri, kadınlar, sanayi ve ticaret çevreleri, devlet memurları ve hatta bazı asker ve subaylar arasında demokratik hareketler gelişmektedir. Bu olaylar, bütün ezilen kesimler arasındaki demokrasi hareketlerinin gitgide bir ortak hedef etrafında toplandığını göstermektedir. Bugünkü hareketlerin bir zaafı da, toplumdaki temel kesimlerin harekete henüz geniş çapta katılmamış olmaları ve büyük acılar çekmekte olan en önemli güçlerin, yani işçiler, köylüler, askerler, alt kademelerdeki devlet memurları ve öğretmenlerin henüz örgütlenmemiş olmalarıdır. Bir başka zaaf ise, hareketteki demokratik nitelikli kişilerden birçoğunun temel siyaset konusunda, yani demokratik bir kitle temelinde mücadele edilerek durumun değiştirilmeye çalışılması gerektiği konusunda hâlâ aydınlanmamış ve tereddütlü olmalarıdır. Ama nesnel durum, bütün ezilen kesimleri, siyasal partileri ve sosyal grupları her geçen gün uyanmaya ve birleşmeye zorlamaktadır. Guomindang hükümetinin hiçbir baskısı bu hareketin ilerlemesini durduramaz.
Milli birliğin sağlanması, koalisyon hükümetinin kurulması, Japon saldırganlarını yenilgiye uğratılması ve yeni bir Çin inşa edilmesi uğrunda mücadele edebilmek için, Guomindang bölgelerindeki bütün ezilen kesimler, siyasal partiler ve sosyal grupların demokratik hareketlerini daha geniş bir alana yaymaları ve dağınık güçlerini yavaş yavaş toparlamaları gerekir. Çin Komünist Partisi ve Kurtarılmış Bölgeler halkı onlara elden gelen bütün, yardımı yapmalıdır.
Guomindang bölgelerinde Komünistler, geniş bir Japonya'ya Karşı [sayfa 322] Milli Birleşik Cephe siyaseti izlemeye devam etmelidirler. Ortak hedefler uğrundaki mücadelede, dün bize karşı çıkmış olsalar bile bugün bize karşı olmayan herkesle birleşmeliyiz.
JAPON İŞGALİ ALTINDAKİ BÖLGELERDEKİ GÖREVLER
İşgal altındaki bölgelerde, Komünistler, Japonya'ya karşı olan herkesi Fransız ve İtalyan örneklerini izlemeye ve silahlı ayaklanmalar hazırlamak amacıyla örgütler ve yeraltı kuvvetleri kurmaya çağırmalıdır. Öyle ki, zamanı geldiğinde, dıştan saldıran ordularla uyum içinde içten harekete geçebilsinler.
İşgal bölgelerindeki kardeşlerimizin Japon saldırganlarından ve onların aşağılık uşaklarından gördükleri zulüm, talan, tecavüz ve aşağılama bütün Çinlilerde şiddetli bir öfke uyandırmıştır ve intikam saati hızla yaklaşmaktadır. Avrupa savaş alanındaki zaferler ve Sekizinci Yol Ordumuz ile Yeni Dördüncü Ordumuzun zaferleri işgal altındaki bölgelerdeki halkın Japonya'ya karşı ruhunu harekete geçirmiş ve yükseltmiştir, işgal altındaki bölgelerdeki halk, bir an önce kurtuluşa kavuşmak için acilen örgütlenmek istiyor. Bu nedenle, işgal altındaki bölgelerdeki çalışmalarımıza, Kurtarılmış Bölgelerdeki çalışmalarımıza verdiğimiz kadar önem vermeliyiz. Çalışan görevlilerimizden büyük bir kısmı buralara gönderilmelidir. Oradaki halk arasından çok sayıda faal unsur eğitilmeli, ilerletilmeli ve yerel çalışmalara katılmalıdır. Bütün bölgelerden daha uzun bir süre işgal altında kalmış olan ve Japon saldırganları için hayati bir sanayi ve asker yığma bölgesi olan dört kuzeydoğu eyaletindeki yeraltı faaliyetlerimizi yoğunlaştırmalıyız. Bu kaybedilmiş toprakların geri alınması için, kuzeydoğudan güneye kaçmış olan halkla aramızdaki dayanışmayı güçlendirmeliyiz.
Komünistler, bütün işgal altındaki bölgelerde en geniş birleşik cephe siyasetini izlemelidirler. Ortak düşmanı yenilgiye uğratmak için, Japon saldırganlarına ve onların aşağılık uşaklarına karşı çıkan herkesle birleşmelidirler. [sayfa 323]
Düşmana yardım ederek kendi yurttaşlarına cephe alan bütün kukla orduları, kukla polisleri ve diğerlerini, hareketlerinin canice niteliğinin hızla farkına vararak zamanında pişman olmaları ve suçlarının bedelini düşmana karşı kendi yurttaşlarına yardım ederek ödemeleri için uyarmalıyız. Yoksa millet onlardan düşman yıkıldığı gün, kesinlikle hesap soracaktır.
Komünistler, yanlış yola yöneltilmiş olan kitleleri milli düşmana karşı kendi safımıza kazanabilmek için, belli bir kitleye sahip olan bütün kukla örgütlere karşı ikna edici bir propagandaya girişmelidirler. Aynı zamanda, kaybedilmiş topraklar geri alındığında, en iğrenç suçlan işleyen ve pişmanlık duymayan işbirlikçiler hakkında adaletin karşısına çıkarılmaları için delil toplanmalıdır.
Çin halkı, Komünist Partisi, Sekizinci Yol Ordusu, Yeni Dördüncü Ordu ve halkın diğer silahlı kuvvetlerine karşı savaşmak üzere, işbirlikçileri açıkça örgütleyerek millete ihanet eden Guomindang gericileri, zamanında nedamet getirmeleri için uyarılmalıdırlar. Yoksa kaybedilmiş topraklar geri alındığında, Japonya'nın öteki işbirlikçileriyle birlikte suçlarından ötürü kesinlikle cezalandırılacaklar ve kendilerine en küçük bir merhamet gösterilmeyecektir.
KURTARILMIŞ BÖLGELERDEKİ GÖREVLER
Partimiz, bütün yeni demokratik programını Kurtarılmış Bölgelerde yürürlüğe koyarak başarılı sonuçlar almış ve böylece Japonya'ya karşı muazzam bir güç yaratmıştır. Bundan böyle bu güç her bakımdan geliştirilmeli ve sağlamlaştırılmalıdır.
Bugünkü koşullarda, Kurtarılmış Bölgelerin genişletilmesi ve işgal altındaki bölgelerin daraltılması için, Kurtarılmış Bölgelerin askeri birlikleri Japonlardan ve onların kuklalarından geri alabilecekleri bütün bölgelere karşı geniş saldırılara girişmelidirler.
Ama aynı zamanda düşmanın hâlâ güçlü olduğu ve Kurtarılmış Bölgelere karşı saldırılara girişebileceği de unutulmamalıdır. Bizim bölgelerimizin orduları ve halkı her an bu saldırıları ezmeye hazır olmalı [sayfa 324] ve her yoldan bu bölgeleri sağlamlaştırmaya çalışmalıdır.
Saldırganların nihaî yenilgisi için yeterli kuvvet toplayabilmek amacıyla Kurtarılmış Bölgelerdeki ordular, gerilla birlikleri, halk milisleri ve savunma müfrezelerini genişletmeli, bunların eğitilmesini ve pekiştirilmesini hızlandırarak savaşma güçlerini artırmalıyız.
Kurtarılmış Bölgelerdeki ordu hükümeti desteklemeli ve halkı sevmeli, demokratik hükümetler ise halka orduyu destekleme ve Japonya'ya karşı savaşan askerlerin ailelerine ihtimam gösterme çalışmalarında önderlik etmelidirler. Böylece ordu ile halk arasındaki ilişkiler daha da iyi olacaktır.
Yerel koalisyon hükümetleri ve kitle örgütlerinin çalışmalarında, Komünistler yeni demokratik program temelinde Japonya'ya karşı olan bütün demokratlarla yakın işbirliğini sürdürmelidirler.
Askerî çalışmalarda da Komünistler aynı şekilde Kurtarılmış Bölgelerdeki orduların üyesi olsun olmasın, bizimle işbirliği yapmak isteyen ve Japonya'ya karşı olan bütün demokratlarla sıkı bir işbirliğine girmelidirler.
İşçi, köylü ve emekçi halk kitlelerinin savaş ve üretimdeki şevklerini artırmak amacıyla kira ve faizin azaltılması ve işçilerin ve memurların ücretlerinin artırılması siyasetini kapsamlı bir biçimde uygulamalıyız. Kurtarılmış Bölgelerdeki kadrolar, ekonomik çalışma yapmayı sebatla öğrenmelidirler. Eldeki bütün güçler tarım, sanayi ve ticaretin geniş ölçüde geliştirilmesi ve askerlerle halkın yaşam koşullarının düzeltilmesi uğrunda seferber edilmelidir. Bu amaçla emek yarışması kampanyaları açılmalı ve emek kahramanlarına ve örnek işçilere ödüller verilmelidir. Japon saldırganları şehirlerden atıldığı zaman, görevlilerimiz şehirdeki ekonomik çalışmanın nasıl yapılacağını hızla öğrenmelidir.
Kurtarılmış Bölgeler halkının ve en başta da işçi, köylü ve asker kitlelerinin siyasal bilinç düzeylerini yükseltmek ve çok sayıda kadroyu eğitmek amacıyla kültür ve eğitim çalışmalarımız geliştirilmelidir. Bu çalışmalara katılanlar, onu ilerletebilmek için köylük bölgelerdeki var olan koşullara ve oralardaki insanların ihtiyaç ve isteklerine uygun öz ve biçimler benimsemelidirler.
Kurtarılmış Bölgelerdeki bütün çalışmalarımızda maddi kaynaklar [sayfa 325] son derece idareli kullanılmalı, her alanda uzun vadeli planlar yapılmalı ve kaynakların kötü kullanımı ve israfından kaçınılmalıdır.
Bu, gerek Japon saldırganlarının yenilgiye uğratılabilmesi, gerekse yeni bir Çin'in inşa edilebilmesi için zorunludur, işlerin yerel halk tarafından yapılmasına yardım etmeye ve yerel halkın en iyi unsurları arasından birçok yerel kadro yetiştirmeye büyük özen göstermeliyiz. Öteki yerlerden gelen yoldaşlar yerel halkla kaynaşmadıkça ve yerel kadrolara yürekten, özenle ve somut duruma uygun bir biçimde yardım etmedikçe ve onları kendi kardeşleri gibi sevmedikçe, büyük görevimiz olan demokratik devrimi köylük bölgelerde gerçekleştirmemiz imkânsız olacaktır.
Sekizinci Yol Ordusu, Yeni Dördüncü Ordu ya da halk silahlı kuvvetlerinden birinin herhangi bir birliği bir yere vardığı zaman, derhal yerel halkın yerel kadrolar önderliğinde sadece milis ve savunma müfrezeleri şeklinde değil, aynı zamanda yerel birlikler ve bölgesel kuvvetler şeklinde de örgütlenmelerine yardım etmelidir. Bu, yerel halk; tarafından yönetilen düzenli kuvvetlerin ve düzenli ordu kuruluşlarının ortaya çıkmasını mümkün kılacaktır. Bu son derece önemli bir görevdir. Bu görev gerçekleştirilmedikçe, ne Japonya'ya karşı kalıcı üs bölgeleri inşa edebilir, ne de halk ordusunu genişletebiliriz. Kuşkusuz yerel halk da, başka yerlerden gelen devrimci işçileri ve halk kuvvetlerini hararetle karşılamalı ve onlara yardımcı olmalıdır.
Gizli yıkıcılara karşı mücadele konusunda herkes uyarılmalıdır. Çünkü milli davanın açık düşmanlarını ve yıkıcıları açığa çıkarmak ve bunlarla mücadele etmek her ne kadar kolaysa da, gizli çalışanlar için aynı şey söylenemez. Dolayısıyla, bu meseleyi bütün ciddiyetiyle ele almalı ve böyle kişilerle mücadele ederken çok dikkatli olmalıyız.
Dinî inanç özgürlüğü ilkesi uyarınca, Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinde bütün dinler serbesttir. Protestanlığa, Katolikliğe, İslamiyete, Budizme ve diğer dinlere inanan herkes, halk hükümeti yasalarına uydukları sürece halk hükümeti tarafından korunurlar. Herkes dine inanıp inanmamakta serbesttir; zorlamaya da, ayrıma da izin verilmez.
Kongremiz, Kurtarılmış Bölgeler halkına, çeşitli Kurtarılmış Bölgelerdeki faaliyetler arasında uyum sağlanması, Direnme Savaşı'ndaki [sayfa 326] çalışmaların güçlendirilmesi. Guomindang bölgelerindeki halkın Japonya'ya karşı demokratik hareketine yardım edilmesi, işgal edilmiş bölgelerdeki halkın gizli silahlı kuvvetlerine yardım edilmesi ve milli birliğin ve bir koalisyon hükümetinin kurulmasının sağlanması meselelerini tartışmak üzere Çin Kurtarılmış Bölgeler Halk Konferansı'nın[138] Yenan'da bir an önce toplanmasını önermelidir. Çin'in Kurtarılmış Bölgeleri bugün halkın Japonya'ya karşı direnme ve yurdu kurtarma yolunda ülke çapında mücadelesinin ağırlık merkezi haline geldiğinden, ülkenin dört bir yanındaki geniş kitleler umutlarını bize bağlamışlardır ve onları hayal kırıklığına uğratmamak da bizim görevimizdir. Böyle bir konferans, Çin halkının milli kurtuluş davasına büyük bir hız verecektir.
V. BÜTÜN PARTİ BİRLEŞSİN VE GÖREVLERİNİ
GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN MÜCADELE ETSİN!
Yoldaşlar! Artık görevlerimizi ve bunları başarmak için gerekli olan siyasetleri kavradığımıza göre, bu siyasetleri uygularken ve bu görevleri yerine getirirken tutumumuz ne olmalıdır?
Bugünkü iç ve dış durum, bizim ve bütün Çin halkının önünde parlak imkânlar açmakta ve bugüne kadar görülmemiş ölçüde elverişli koşullar sağlamaktadır; bu açıktır ve kuşku götürmez. Ama aynı zamanda hâlâ ciddi güçlükler vardır. Meselenin sadece parlak yanını gören, ama güçlükleri görmeyen kimse, Partinin görevlerini gerçekleştirmek için etkili bir biçimde mücadele edemez.
Çin halkıyla birlikte Partimiz, sekiz yıllık Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı da dâhil olmak üzere, yirmi dört yıllık geçmişi boyunca Çin milleti için muazzam bir güç inşa etmiştir; çalışmamızın başarısı açıktır ve kuşku götürmez. Ama aynı zamanda çalışmamızda hâlâ kusurlar vardır. Meselenin sadece başarılı yanını gören ama kusurları görmeyen bir kimse, aynı şekilde Partinin görevlerini gerçekleştirmek için etkili bir biçimde mücadele edemez.
Çin Komünist Partisi, 1921'de doğuşundan bu yana yirmi dört yıl içinde Kuzey Seferi, Toprak Devrimi Savaşı ve hâlâ sürmekte olan Japonya'ya [sayfa 327] Karşı Direnme Savaşı gibi üç büyük mücadeleden geçti. En başından beri Partimiz Marksizm-Leninizm teorisi temeline dayanmıştır; çünkü Marksizm-Leninizm dünya proletaryasının en doğru ve en devrimci bilimsel düşüncesinin billurlaşmasıdır. Marksizm-Leninizmin evrensel gerçeği Çin devriminin somut pratiğiyle birleştirildiği zaman Çin devrimi yepyeni bir görünüm kazandı ve tarihî Yeni Demokrasi aşaması doğdu. Marksist-Leninist teoriyle silahlanmış olan Çin Komünist Partisi, Çin halkına yeni bir çalışma tarzı, esas olarak teori ile pratiği birleştirmeyi, kitlelerle sıkı bağlar kurmayı ve özeleştiri yapmayı gerektiren bir çalışma tarzı getirdi.
Bütün dünyadaki proletarya mücadelesinin pratiğini yansıtan Marksizm-Leninizmin evrensel gerçeği, Çin proletaryasının ve halkının devrimci mücadelesinin somut pratiğiyle kaynaştırıldığında, Çin halkının elinde yenilmez bir silah haline gelir. Bunu Çin Komünist Partisi başarmıştır. Partimiz, bu ilkeye ters düşen dogmatizm ve dar-deneyciliğin her türlü belirtisine karşı kuvvetle mücadele ederek gelişmiş ve ilerlemiştir. Dogmatizm, somut pratikten kopmak demektir. Dar-deneycilik ise, bölük pörçük tecrübeleri evrensel gerçek olarak görmek hatasını işler. Bu her iki oportünist düşünce de Marksizme aykırıdır. Partimiz, yirmi dört yıllık mücadelesi boyunca bu tür yanlış düşüncelere karşı başarıyla savaşmıştır ve savaşmaktadır ve böylece kendisini ideolojik yönden büyük ölçüde sağlamlaştırmaktadır. Bugün Partimizin 1.210.000 üyesi vardır. Bunun büyük çoğunluğu Partiye, Direnme Savaşı sırasında katılmıştır ve ideolojileri birçok bakımdan saf değildir. Aynı şey. Partiye savaştan önce katılan üyelerden bazıları için de geçerlidir. Son birkaç yıl içindeki düzeltme çalışmaları son derece başarılı olmuş, ideolojide saflığın sağlanması yönünde epeyce yol alınmıştır. Bu çalışma sürdürülmeli ve Parti içindeki ideolojik eğitim "gelecekteki hataları önlemek için, geçmişteki hatalardan ders çıkarmak" ve "hastayı kurtarmak için hastalığı tedavi etmek" anlayışıyla daha da yaygın bir biçimde geliştirilmelidir. Partinin her kademedeki yönetici kadrolarına Partimizi bütün siyasal partilerden ayırt eden özelliğin, teori ile pratiğin sımsıkı birleştirilmesi olduğunu kavratmalıyız. Bu nedenle ideolojik eğitim, büyük siyasal mücadeleler için bütün partiyi birleştirmenin esas halkası olarak kavranmalıdır. İdeolojik eğitim [sayfa 328] yapılmadığı sürece Parti siyasal görevlerinden hiçbirini yerine getiremez.
Partimizi bütün diğer siyasal partilerden ayırt eden bir başka özellik de, bizim en geniş halk kitleleriyle sıkı bağlarımız olmasıdır. Halka canla başla hizmet etmek, kitlelerden bir an bile kopmamak, her durumda bireyin ya da küçük bir grubun çıkarlarından değil, halkın çıkarlarından hareket etmek, halka karşı sorumluluğumuzun Partinin yönetici organlarına karşı sorumluluğumuzla aynı şey olduğunu anlamak: işte hareket noktamız budur. Komünistler gerçeği savunmaya her zaman hazır olmalıdırlar. Çünkü gerçek, halkın çıkarlarına uygundur. Komünistler hatalarını düzeltmeye her zaman hazır olmalıdırlar. Çünkü hatalar halkın çıkarlarına aykırıdır. Yirmi dört yıllık tecrübe bize şunu öğretiyor: Doğru bir görev, doğru bir siyaset ve doğru bir çalışma tarzı belli bir anda ve yerde daima kitlelerin taleplerine uygun düşer ve kitlelerle bağlarımızı sağlamlaştırır. Yanlış bir görev, yanlış bir siyaset ve yanlış bir çalışma tarzı belli bir anda ve yerde kitlelerin taleplerine daima ters düşer ve bizi kitlelerden koparır. Dogmatizm, dar-deneycilik, hotzotçuluk, kuyrukçuluk, sekterlik, bürokrasi ve çalışmada kendini beğenmişlik gibi kötülüklerin kesinlikle zararlı ve bağışlanmaz olmasının ve bu illetlere tutulmuş olan herkesin bunları yenmek zorunda olmasının nedeni, bütün bunların bizi kitlelerden koparmasıdır. Kongremiz, bütün Partiyi uyanık olmaya ve hangi mevkide olursa olsun hiçbir yoldaşın kitlelerden kopmamasına dikkat etmeye çağırmalıdır. Her yoldaşa halkı sevmeyi, kitlelerin sesine dikkatle kulak vermeyi, her gittiği yerde kendini kitlelerin bir parçası olarak görmeyi ve kendini kitlelerden üstün tutmak yerine, onların içinde erimeyi, kitlelerin bulunduğu düzeyi göz önünde tutarak onları uyandırmaya ve onların siyasal bilincini yükseltmeyi, kitlelerin kendi azalarıyla adım adım örgütlenmelerine ve belli bir zaman ve yerdeki iç ve dış koşulların elverdiği gerekli bütün mücadeleleri yürütmelerine yardım etmeyi öğretmelidir. Hotzotçuluk, her türlü çalışmada yanlıştır. Çünkü kitlelerin siyasal bilinç düzeyini aşması ve gönüllü kitle eylemi ilkesini çiğnemesiyle acelecilik hastalığını yansıtır. Yoldaşlarımız kendi anladıkları her şeyi kitlelerin de anladığını sanmamalıdırlar. Kitlelerin anlayıp anlamadıkları ve harekete geçmeye [sayfa 329] hazır olup olmadıkları, ancak kitlelerin arasına girip araştırma yapmakla öğrenilebilir. Bu şekilde hareket edersek, hotzotçuluğun önüne geçebiliriz. Kuyrukçuluk da her türlü çalışmada yanlıştır. Çünkü kitlelerin siyasal bilinç düzeyinin gerisinde kalması ve kitleleri ileriye götürme ilkesini çiğnemesiyle ağırdan alma hastalığını yansıtır. Yoldaşlarımız kendilerinin henüz anlamadıkları şeyleri kitlelerin hiç anlamadığını sanmamalıdırlar. Çoğu zaman kitleler bizi aşar ve buna karşılık yoldaşlarımız onlara önderlik etmekte aciz kalır, bazı geri unsurların görüşlerini yansıtır ve üstelik bu görüşleri geniş kitlelerin görüşleri sanarak söz konusu geri unsurların kuyruğuna takılır. Kısacası her yoldaşın şunu anlaması sağlanmalıdır: Bir Komünistin söz ve eylemlerini sınamanın en iyi yolu, bunların halkın büyük çoğunluğunun en yüksek çıkarlarıyla bağdaşıp bağdaşmadığına ve onların desteğini kazanıp kazanmadığına bakmaktır. Her yoldaşın şunu anlamasına yardım edilmelidir: Halka dayandığımız, kitlelerin tükenmez yaratıcı gücüne kuvvetle inandığımız, dolayısıyla onlara güvenip kendimizi onlarla bütünleştirdiğimiz sürece, her düşmanı ezebilir ve her güçlüğün üstesinden gelebiliriz; buna karşılık hiçbir düşman bizi ezemez.
Partimizi bütün diğer siyasal partilerden ayırt eden özelliklerden biri de, özeleştirinin dürüst bir şekilde yapılmasıdır. Daha önce de söylediğimiz gibi, düzenli olarak süpürmezsek tozlanır; yüzümüzü düzenli olarak yıkamazsak kirlenir. Aynı şekilde yoldaşlarımızın kafaları ve Partimizin çalışmaları da tozlanabilir; onlar da süpürülmeli ve yıkanmalıdır. "Akarsu pislik tutmaz ve işleyen demir paslanmaz" atasözleri, sürekli hareket etmenin mikropların ve parazitlerin faaliyetini önlediğini anlatır. Çalışmamızı düzenli olarak denetlemek ve bu denetlemelerde demokratik çalışma tarzını geliştirmek, eleştiriden ve özeleştiriden korkmamak ve "bildiğini söyle, sözünü sakınma", "söyleyene kabahat bulma, onun sözlerinden ders çıkar" ve "hata işlemişsen düzelt, işlememişsen bundan sonra işlememeye bak" gibi değerli Çin halk deyişlerini uygulamak, işte yoldaşlarımızın kafalarını ve Partimizin bünyesini her türlü siyasal tozların ve mikropların bulaşmasından korumanın tek etkili yolu budur. Amacı "gelecekteki hataları önlemek için geçmişteki hatalardan ders çıkarmak ve hastayı kurtarmak için hastalığı tedavi etmek" olan düzeltme hareketinin son [sayfa 330] derece etkili olmasının nedeni, yürüttüğümüz eleştiri ve özeleştirinin bütünüyle baştan savma ve saptırılmış değil, dürüst ve namuslu oluşuydu. Bütün hareketlerini geniş Çin halk kitlelerinin en yüce çıkarlarına dayandıran, davamızın haklılığına kesinlikle inanan, davamız uğruna hiçbir fedakârlıktan asla kaçınmayan ve bu uğurda hayatını vermeye her an hazır olan biz Çin Komünistleri, halkın ihtiyaçlarına uygun düşmeyen bir fikri, bir görüşü, bir düşünceyi ya da bir yöntemi terk etmekte isteksizlik gösterebilir miyiz? Siyasi toz ve mikropların temiz yüzümüzü kirletmesini, sağlıklı bünyemizi kemirmesini isteyebilir miyiz? Halkın çıkarları uğruna can vermiş sayısız devrim şehidinin anısı yüreğimizi acıyla doldururken, vazgeçemeyeceğimiz bir kişisel çıkarımız, terk edemeyeceğimiz bir kusurumuz olabilir mi?
Yoldaşlar! Bu kongre sona erdiği zaman, cepheye gidecek ve kongre kararlarının rehberliğinde, Japon saldırganlarının kesin yenilgisini sağlamak ve yeni bir Çin inşa etmek için savaşacağız. Bu hedefe ulaşmak için ülkemizin bütün halkıyla birleşmeliyiz. Tekrar edeyim, Japon saldırganlarının yenilgisine ve yeni bir Çin'in inşasına taraftar olan her sınıf, her parti, her grup ya da kişiyle birleşeceğiz. Bu hedefe ulaşmak için Partimizin bütün güçlerini demokratik merkeziyetçi örgütlenme ve disiplin ilkeleri uyarınca sağlam bir şekilde birleştireceğiz: Partinin Programına, Tüzüğüne ve kararlarına uymayı kabul eden her yoldaşla birleşeceğiz. Kuzey Seferi sırasında Partimiz çoğu daha sonra düşman tarafından dağıtılan 60 binden az üyeye sahipti: Toprak Devrimi Savaşı döneminde 300 binden az üyeye sahiptik ve bunların da çoğu aynı şekilde düşman tarafından dağıtıldı. Şimdi 1.200.000'den fazla üyemiz var. Bu sefer ne olursa olsun düşmanın bizi dağıtmasına meydan vermemeliyiz. Bu üç dönemin tecrübelerinden yararlanabilirsek, alçakgönüllü ve kibirliliğe karşı uyanık olabilirsek, Parti içinde bütün yoldaşlar arasındaki birliği ve Parti dışında bütün halk ile birliği güçlendirebilirsek, düşman tarafından dağıtılmak şöyle dursun, Japon saldırganlarını ve onların aşağılık uşaklarını kararlılıkla, eksiksiz bir biçimde ve bütünüyle yok edeceğimize ve ardından yeni demokratik bir Çin inşa edeceğimize güvenebiliriz.
Devrimin üç döneminin ve özellikle de Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı döneminin tecrübeleri, bizi ve bütün Çin halkını şuna inandırmıştır: [sayfa 331] Çin Komünist Partisi'nin çabaları olmadan, Çin halkının temel direği Çin Komünistleri olmadan, Çin bağımsızlığa ve kurtuluşa asla ulaşamaz, sanayileşmeyi ve tarımın modernleştirilmesini asla gerçekleştiremez.
Yoldaşlar! Üç devrimin tecrübeleriyle silahlanmış Çin Komünist Partisi ile büyük siyasal görevimizi başarabileceğimize kesinlikle inanıyorum.
Binler, on binler, halk için kahramanca şehit düştü. Şehitlerimizin bayrağını yükseltelim, onların kanlarıyla çizdikleri kızıl yolda ilerleyelim!
Yeni demokratik Çin'in doğacağı gün yakındır. O büyük günü selamlayalım!
[sayfa 332]
11 Haziran 1945
Kongremiz çok başarılı oldu. Üç şey yaptık. Birincisi, Partimizin çizgisini saptadık. Çizgimiz, Partimizin önderliğinde Japon saldırganlarını yenmek, bütün halkı kurtarmak ve yeni demokratik bir Çin inşa etmek üzere kitleleri cesaretle seferber etmek ve halk kuvvetlerini genişletmektir, ikincisi, yeni Parti Tüzüğünü kabul ettik. Üçüncüsü, Partinin yönetim organını, yani Merkez Komitesini seçtik. Bundan böyle görevimiz, Parti çizgisinin uygulanmasında bütün üyelere önderlik etmektir. Kongremiz bir zafer kongresi, bir birlik kongresi oldu. Delegeler üç rapor üzerine mükemmel görüşler belirttiler. Birçok yoldaş özeleştiri yaptı ve amaçlanan birlik, özeleştiri yoluyla gerçekleştirildi. Bu kongre bir birlik, özeleştiri ve Parti içi demokrasi örneğidir.
Kongre sona erince, birçok yoldaş görevlerinin başına ya da çeşitli savaş cephelerine gidecektir. Yoldaşlar, nereye giderseniz gidin, kongrenin çizgisinin propagandasını yapmalı ve bunu Parti üyeleri aracılığıyla geniş kitlelere açıklamalısınız.
Kongrenin çizgisinin propagandasını yapmaktaki amacımız, bütün Partinin ve bütün halkın devrimin kesin zaferine olan inancını güçlendirmektir. Halkın, zafer kazanmak için kararlı bir şekilde ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan her güçlüğe göğüs gerebilmesi için ilk önce öncünün siyasal bilincini yükseltmeliyiz. Ama bu yeterli değildir, bizimle birlikte zafer uğruna seve seve ve canla başla savaşabilmeleri için bütün halkın siyasal bilincini de yükseltmeliyiz. Bütün ülke halkını, Çin'in gericilere değil, Çin halkına ait olduğu inancıyla harekete [sayfa 333] geçirmeliyiz. "Dağları Taşıyan Budala İhtiyar" adlı eski bir Çin masalı vardır. Bu masal, çok eskiden Çin'in kuzeyinde yaşayan ve Kuzey Dağının Budala İhtiyarı adıyla bilinen yaşlı bir adamı anlatır. Bu adamın evi güneye bakarmış ve kapısının önünde duran Tayhang ve Vangvu adlı iki büyük dağ yolu kapatılmış. Adam bir gün oğullarını çağırmış ve hep birlikte kazma küreğe sarılmışlar, dağlan büyük bir kararlılıkla kazmaya başlamışlar. Akıllı ihtiyar adıyla bilinen bir başka aksakal onları görünce gülmekten kırılmış: "Amma da aptalsınız! Bu iki koca dağı kendi başınıza kazıp bitirmenize imkân yok!" demiş. Budala İhtiyar cevap vermiş: "Ben ölünce, oğullarım devam eder: onlar ölünce torunlarım devam eder: torunlarım da ölünce, onların oğulları ve torunları devam eder ve bu durmadan sürüp gider. Dağlar ne kadar yüksek olursa olsun, daha fazla büyüyemezler. Ama bizim kazdığımız her bir parçayla biraz daha küçülürler. Neden onları yerle bir edemez mişiz?" Akıllı İhtiyarın yanlış görüşünü böylece çürüttükten sonra, inancından hiçbir şey kaybetmeden her gün kazmaya devam etmiş. Tanrı bütün bu olup bitenden çok etkilenmiş ve yeryüzüne iki melek yollamış: bu melekler de dağları sırtlayıp götürmüşler. Bugün, Çin halkının omuzlarında bütün ağırlığıyla duran iki büyük dağ vardır. Bunlardan biri emperyalizmdir, öteki de feodalizm. Çin Komünist Partisi çoktandır bunların kökünü kazımaya karar vermiştir. Sebat etmeli, bıkmadan usanmadan çalışmalıyız. Böyle yaparsak. Tanrıyı biz de etkileriz. Bizim Tanrımız, Çin halk kitlelerinden başkası değildir. Çin halk kitleleri ayağa kalkıp bizimle birlikte kazarlarsa, bu iki dağı niçin yerle bir etmeyelim?
Dün, Birleşik Amerika'ya giden iki Amerikalıyla konuşurken, ABD hükümetinin bizi yok etmeye çalıştığını ama buna göz yumulmayacağını söyledim. Biz ABD hükümetinin Komünistlere karşı Çan Kayşek'i destekleme siyasetine karşı çıkıyoruz. Ama önce Birleşik Amerika halkıyla onun hükümetinin ve sonra ABD hükümeti içinde siyaseti belirleyenlerle ikinci derecede memurları birbirinden ayırt etmeliyiz. Bu iki Amerikalıya şunu söyledim: 'Hükümetinizde siyaseti belirleyenlere, bizim siz Amerikalıların Kurtarılmış Bölgelere girmenizi yasakladığımızı, çünkü sizin siyasetinizin Komünistlere karşı Çan Kayşek'i desteklemek olduğunu ve bizim uyanık olmamız [sayfa 334] gerektiğini söyleyin. Amacınız Japonya'ya karşı savaşmaksa, Kurtarılmış Bölgelere gelebilirsiniz, ama ilkönce bir anlaşma yapılmalıdır. Sizin her yere burnunuzu sokmanıza izin vermeyeceğiz. Patrick J. Hurley[139] Çin Komünist Partisi ile işbirliği yapılmasına açıkça karşı çıktığına göre neden hâlâ Kurtarılmış Bölgelerimize gelip etrafta sinsice dolaşmak istiyorsunuz?'
ABD hükümetinin Komünistlere karşı Çan Kayşek'i destekleme siyaseti, ABD gericilerinin utanmazlığını gösterir. Ama Çinli olsun yabancı olsun bütün gericilerin Çin halkını zafere ulaşmaktan alıkoyma tertiplerinin hepsi başarısızlığa uğramaya mahkûmdur. Bugün dünyada esas akım demokratik güçlerdir, gericilik ise bir karşı-akımdan başka bir şey değildir. Gerici karşı-akım milli bağımsızlık ve halk demokrasisi esas akımını boğmaya çalışıyor, fakat gericilik asla esas akım olamaz. Bugün, Stalin'in çok önceden işaret ettiği gibi eski dünyada hâlâ üç başlıca çelişme vardır: Birincisi, emperyalist ülkelerdeki proletarya ile burjuvazi arasındaki çelişme: ikincisi, çeşitli emperyalist devletlerin kendi aralarındaki çelişme: ve üçüncüsü, sömürge ve yarı-sömürge ülkelerle emperyalizmin anavatanı olan ülkeler arasındaki çelişme.[140] Bu üç çelişme sadece varlıklarını sürdürmekle kalmamakta, gittikçe keskinleşmekte ve gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bunlar var olduğu ve şiddetlendiği için, bugün hâlâ varlığını sürdüren gerici anti-Sovyet, anti-komünist ve anti-demokratik karşı-akımın yok edileceği gün gelecektir.
Şu anda Çin'de iki kongre yapılıyor: Guomindang'ın Altıncı Milli Kongresi ile Komünist Partisi'nin Yedinci Milli Kongresi. Bu iki kongrenin amacı bütünüyle farklıdır: Birinin amacı, Komünist Partisi'ni ve Çin'deki bütün demokratik güçleri yok etmek ve böylece Çin'i karanlığa boğmaktır: öbürünün amacı ise Japon emperyalizmi ve [sayfa 335] onun uşakları olan Çin'deki feodal güçleri alt etmek ve yeni demokratik bir Çin inşa etmek ve böylece Çin'i aydınlığa kavuşturmaktır. Bu iki çizgi birbiriyle çatışma halindedir. Şuna kesinlikle inanıyoruz ki, Çin halkı Çin Komünist Partisi önderliğinde ve onun Yedinci Kongresi'nin çizgisinin rehberliğinde kesin zafere ulaşacak; Guomindang'ın karşı-devrimci çizgisi ise kaçınılmaz olarak başarısızlığa uğrayacaktır. [sayfa 336]
YAPMASI ÜZERİNE VE BÜYÜK DÜZELTME VE
ÜRETİM HAREKETLERİNİN ÖNEMİ ÜZERİNE[26*]
27 Nisan 1945
Ordumuzun çok büyük maddi güçlüklerle karşı karşıya olduğu ve dağınık harekâtlara giriştiği bugünkü koşullarda, ordunun ikmalini sağlamada bütün sorumluluğu yönetici organların üstlenmeleri asla kabul edilemez, çünkü böyle yapmak, hem çok sayıda subayın, erbaş ve erin inisiyatiflerini kısıtlar hem de onların ihtiyaçlarını karşılayamaz. Şöyle demeliyiz: "Yoldaşlar, hep beraber işe girişelim ve güçlüklerimizin üstesinden gelelim!" Ancak üst kademelerdeki önderlik, görevleri iyi saptar ve kendi çabalarıyla güçlüklerin üstesinden gelebilmeleri için alt kademelere serbesti tanırsa, sorun çözülecek, hem de çok daha tatmin edici bir biçimde çözülecektir. Ama böyle yapacak yerde, üst kademeler alt kademelerin omuzlarına daima taşıyabileceklerinden daha fazla yük yüklerse, onlara serbesti tanımaya cesaret edemezse ve geniş kitleler arasında kendine güvenme coşkusu uyandırmazsa, o zaman, üst kademelerin bütün çabalarına rağmen, sonuçta, hem üst hem de alt kademeler kötü duruma düşecekler ve bu sorun var olan koşullarda asla çözülemeyecektir. Son birkaç yılın tecrübesi, bunu fazlasıyla doğrulamıştır. "Birleşik önderlik ve âdemi merkeziyetçi yönetim" ilkesinin, bugünkü koşullarda, Kurtarılmış Bölgelerimizdeki bütün ekonomik faaliyetleri örgütlemede doğru ilke olduğu kanıtlanmıştır.
Kurtarılmış Bölgeler silahlı kuvvetlerinin toplam mevcudu daha şimdiden 900 bini aşmıştır. Japon saldırganlarını yenmek için, bu sayıyı [sayfa 337] birkaç kat artırmalıyız. Ama şimdiye kadar hiç dış yardım almadık, ilerde dış yardım alsak bile, ihtiyaç maddelerimizi gene de kendimiz sağlamak zorunda olacağız. Bu konuda asla hayale kapılınmamalıdır. Yakın bir gelecekte, gerekli sayıda askeri birliği, şimdi dağınık harekâtlara giriştikleri alanlardan çekmek ve onları belirli düşman hedeflerine hücum etmek için bir araya getirmek zorunda kalacağız. Toplu harekâta girişecek bu büyük birlikler, kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapamayacak, üstelik cephe gerisinden yapılacak ölçüde ikmale ihtiyaç duyacaktır: Sadece geride kalan yerel birlikler ve bölgesel kuruluşlar (ve bunlar gene bir hayli olacaktır), daha önce olduğu gibi hem savaşabilecek hem de üretimle uğraşabilecektir. Durum böyle olunca, savaşmaya ve talime engel olmadığı sürece, hiç istisnasız bütün birliklerin, üretim yoluyla kendi ihtiyaçlarını kısmen nasıl karşılayacaklarını öğrenmek için bu fırsattan yararlanmaları gerektiğinden kuşku duyulabilir mi?
Bizim koşullarımızda, ordunun kendi ihtiyacını karşılamak için üretim yapması, gerçi biçim bakımından geriye dönüktür ya da bir gerilemedir, ama özü bakımından ilericidir ve büyük bir tarihî öneme sahiptir. Biçim açısından bakıldığında, biz işbölümü ilkesini çiğniyoruz. Bununla birlikte bizim koşullarımızda, yani ülkenin bölünmüşlüğü ve yoksulluğu (bu, Guomindang'ın esas hâkim kliğinin suçlarının bir sonucudur), uzun süreli ve dağınık halk gerilla savaşı koşullarında yaptığımız ilerici bir şeydir. Bir bakın, Guomindang'ın askerleri ne kadar soluk yüzlü ve sıska, bizim Kurtarılmış Bölgelerimizin askerleri ise ne kadar sağlıklı ve güçlü! Kendi ihtiyacımızı karşılamak amacıyla üretime başlamadan önceki güçlüklerimize ve o zamandan beri durumumuzun ne kadar düzeldiğine bir bakın! İki askeri birliğin, örneğin iki bölüğün, şu iki yöntem arasında bir seçim yapmalarını isteyelim: Bütün ihtiyaç maddelerinin üst kademeler tarafından sağlanması ile üst kademelerin onlara pek az bir şey sağlaması ya da hiçbir şey sağlamaması ve onları ihtiyaçları olan her şeyi, ya da bunun büyük bir kesimini ya da yansını ya da yarısından azını üretmesine izin vermesi. Hangi yöntem daha iyi isuçlar verecektir? Hangisini tercih edeceklerdir? Kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretimde bir yıllık ciddi tecrübeden sonra, ikinci yöntemin daha iyi sonuçlar verdiğini [sayfa 338] güvenle söyleyecekler ve o yöntemi benimsemek isteyeceklerdir. Ve ilk yöntemle daha yetersiz sonuçlar alındığını söyleyecekler ve onu benimsemek istemeyeceklerdir. Bunun nedeni, ikinci yöntemin ordudaki herkesin yaşam koşullarını düzeltebilmesi, buna karşılık ilk yöntemin üst kademeler ne kadar çabalarsa çabalasın güç maddi koşullarda altında onların ihtiyacını asla karşılayamamasıdır. "Geriye dönük" ve "gerileme" gibi görünen bir yöntemi kabul ettiğimiz için birliklerimiz, ihtiyaç maddeleri sıkıntısının üstesinden gelebildi ve yaşam koşullarını düzeltebildi; bundan dolayı, her asker, sağlıklı ve güçlü bir hale geldi. Bunun bir sonucu olarak, güçlükler içinde yaşayan halkın vergi yükünü hafifletebildik ve böylece onların desteğini kazandık. Artık uzun süreli savaşı sürdürebiliyor ve silahlı kuvvetlerimizi genişletebiliyor, böylece düşman işgalindeki bölgeleri daraltarak Kurtarılmış Bölgeleri genişletiyor ve saldırgana karşı kesin zafer kazanma ve bütün Çin'i kurtarma amacımıza yaklaşıyoruz. Bunun büyük bir tarihi önemi yok mudur?
Ordu'nun kendi ihtiyacını karşılamak için üretim yapması, sadece orduda yaşama koşullarını düzeltmekle, halkın yükünü hafifletmekle ve böylece ordunun daha da genişlemesini sağlamakla kalmamış, aynı zamanda kısa sürede bazı sonuçlar da vermiştir. Bu sonuçlar şunlardır:
1. Subaylarla erler arasındaki ilişkilerin gelişmesi. Subaylar ve erler üretimde birlikte çalışıyorlar ve kardeş gibi yaşıyorlar.
2. Çalışmaya karşı daha iyi bir tutumun doğması. Bizim şimdiki sistemimiz, ne eski paralı asker sistemi, ne de zorunlu askerliktir; üçüncü bir sistemdir, gönüllüleri seferber etme sistemidir. Bu, paralı askerlik sisteminden iyidir, çünkü o sistemdeki gibi birçok işsiz güçsüz yaratmaz. Ama bu, zorunlu askerlik kadar iyi değildir, bununla birlikte, bugünkü koşullarımız zorunlu askerlik sistemini değil, ancak gönüllüleri seferber etme sistemini kabul etmemize izin vermektedir. Seferber edilen askerler uzun bir süre bir ordu hayatı sürdürmek zorundadırlar ve bu onların çalışmaya karşı tutumlarını olumsuz bir biçimde etkileyebilir ve böylece bunların bazılarını işsiz güçsüz hale getirebilir ya da savaş ağası ordularının özelliği olan [sayfa 339] bazı kötü alışkanlıkları onlara bulaştırabilir. Ama ordu kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yapmaya başladığından bu yana çalışmaya karşı tutum düzelmiş ve aylaklık yok edilmiştir.
3. Disiplinin güçlenmesi. Üretimde çalışma disiplini savaşta ve ordu hayatında disiplini zayıflatmaz, tersine güçlendirir.
4. Ordu ile halk arasındaki ilişkilerin gelişmesi. Bir silahlı kuvvet, kendi geçimini sağlamaya başladı mıydı, halkın malına yapılan tecavüzler azalır ya da bütünüyle son bulur. Ordu ve halk, üretimde karşılıklı emek alışverişinde bulundukları ve yardımlaştıkları için aralarındaki dostluk güçlenir.
5. Ordu içinde hükümet hakkındaki şikâyetlerin azalması ve ordu ile hükümet arasındaki ilişkilerin gelişmesi.
6. Halkın giriştiği büyük üretim kampanyasının hız kazanması. Ordu üretime giriştiği zaman, hükümet ve öbür örgütlerin aynı şekilde davranmalarının gerekliliği daha da belirgin bir hale gelir ve bu işe daha büyük bir şevkle sarılırlar. Böylece, bütün halk da üretimin artırılması yolunda genel kampanyanın gerekliliğini daha iyi görür ve işe daha büyük bir şevkle sarılır.
1942'de başlayan yaygın düzeltme hareketi ve 1943'de başlayan yaygın üretim hareketinden birincisi ideolojik, öbürü maddi hayatımızda belirleyici bir rol oynamıştır ve hâlâ oynamaktadır. Zincirin bu iki halkasını kavramazsak, devrim zincirinin bütününü kavramayı başaramayız ve mücadelemiz ilerlemez.
Bildiğimiz gibi, 1937'den önce Partiye katılan üyelerden geriye sadece 20-30 bin kişi kalmıştır ve bugünkü 1.200.000 üyemizin büyük çoğunluğu köylülükten ve küçük burjuvazinin öbür kesimlerinden gelmektedir. Bu yoldaşların devrimci coşkunluğu hayranlık vericidir ve bu yoldaşlar Marksist eğitimden geçmek istemektedirler. Ama kendileriyle birlikte Partiye, Marksizmle uzlaşmayan ve onunla asla uzlaşamayacak olan fikirler getirmişlerdir. Aynı şey Partiye 1937'den önce girenler için de geçerlidir. Bu, son derece ciddi bir çelişme, son derece büyük bir güçlük doğurmaktadır. Bu koşullarda yaygın bir Marksist eğitim hareketini, yani düzeltme hareketini başlatmasaydık, pürüzsüz bir ilerleme kaydedebilir miydik? Elbette edemezdik. Ama [sayfa 340] çok sayıdaki kadro arasındaki bu çelişmeyi -Parti içinde, proleter ideoloji ile proleter olmayan ideolojiler (küçük burjuvazinin, burjuvazinin ve hatta toprak ağası sınıfının, ama genellikle küçük burjuvazinin ideolojileri), yani Marksist ideoloji ile Marksist olmayan ideolojiler arasındaki çelişmeyi- çözdüğümüz ya da çözme süreci içinde olduğumuz için, Partimiz, (tam olmamakla birlikte) eşi görülmemiş ideolojik, siyasal ve örgütsel birlik içinde büyük ve kararlı adımlarla ilerleyebiliyor. Bundan sonra Partimiz daha da büyüyebilir ve büyümelidir. Ve Marksist ideolojinin ilkeleri rehberliğinde Partinin daha da gelişmesine daha etkili bir biçimde yön verebileceğiz.
Zincirin öteki halkası üretim hareketidir. Direnme Savaşı sekiz yıldır sürüyor. Savaş başladığı zaman yiyecek ve giyeceğimiz vardı. Ama işler sürekli kötüleşti ve sonunda büyük bir sıkıntıya düştük. Tahıl, yemeklik yağ, tuz, yatak-yorgan, giyecek ve para sıkıntısı başladı. Bu büyük güçlük, bu büyük çelişme, büyük Japon taarruzlarının ve Guomindang hükümetinin 1940-43'de halka karşı giriştiği üç geniş çaplı saldırının ("anti-komünist saldırılar") ardından başladı. Bu güçlüğü alt etmeseydik, bu çelişmeyi çözmeseydik, zincirin bu halkasını kavramasaydık, Japonlara karşı mücadelemiz ilerleme kaydedebilir miydi? Elbette edemezdi. Ama üretimi geliştirmeyi öğrendik ve hâlâ öğreniyoruz; bu yüzden tekrar güçlü ve canlı bir hale geldik: Hiçbir, düşmandan korkmadan birkaç yıl içinde hepsinin hakkından geleceğiz.
Bundan dolayı, düzeltme ve üretim için girişilen bu iki büyük hareketin tarihî öneminden kuşku duyulamaz.
Daha da ileri gidelim ve bu iki büyük hareketi, mücadelemizdeki öbür görevlerin yerine getirilmesi için bir temel olarak her yere yayalım. Böyle yapabilirsek, Çin halkının tam kurtuluşu güvence altına alınmış olacaktır.
Şimdi ilkbahar, çift sürme zamanıdır ve önder yoldaşların, bütün çalışan görevlilerin ve her Kurtarılmış Bölgedeki halk kitlelerinin üretim halkasını tam zamanında kavrayacaklarını ve geçen yıldan da büyük başarılar sağlamak için çalışacaklarını umuyoruz. Bu yıl özellikle üretimi geliştirmeyi henüz öğrenmemiş olan bölgelerde daha büyük çaba gösterilmelidir. [sayfa 341]
10 Temmuz 1945
Çan Kayşek'in diktatörlük rejimini maskelemek için toplanan Dördüncü Siyasî Halk Konseyi, Çungking'de 7 Temmuz'da çalışmalarına başladı. Bu şimdiye kadar en az sayıda üyenin hazır bulunduğu açılış toplantısıydı. Çin Komünist Partisi'nden kimsenin olmaması bir yana, başka gruplardan Konsey üyelerinin pek çoğu da yoktu. 290 kişilik toplam üyenin sadece 180'i Konseye katıldı. Çan Kayşek bu açılış toplantısında şöyle bir nutuk çekti:
"Hükümet, Milli Meclisin toplantısına ilişkin meselelerde özel olarak hiçbir öneri getirmeyecektir. Dolayısıyla siz baylar, meseleleri etraflıca tartışabilirsiniz. Hükümet, bu meselelerle ilgili görüşlerinizi tam bir dürüstlük ve samimiyetle dinlemeye hazırdır."
Büyük bir olasılıkla bu, Milli Meclisin 12 Kasım'da toplantıya çağrılması işinin sonu demektir. Emperyalist Patrick J. Hurley de bu işe karışmıştır. Hurley önceleri, Çan Kayşek'i böyle bir harekette bulunmaya hararetle teşvik etti. Çan Kayşek'in yılbaşı konuşmasındaki[141] [sayfa 342] sertleşmeye ve 12 Kasım'da "iktidarı halka geri vermeye" kararlı olduğunu açıkladığı 1 Mart konuşmasındaki[142] daha fazla sertleşmeye yol açan buydu. 1 Mart konuşmasında Çin Komünist Partisi'nin önerisini açıkça reddetti. Çin Komünist Partisi'nin önerisi, bütün partilerin katılacağı bir konferansın toplanması ve bir koalisyon hükümetinin kurulması yolundaki Çin halkının genel talebini dile getiriyordu. Çan Kayşek Çin Komünist Partisi'nin silahlı kuvvetlerini "yeniden düzenlemek" için bir Amerikalının da dâhil olduğu bir sözde Üçlü Komite kurma fikrine dört elle sarıldı. Çin Komünist Partisi'nin "meşruluğunu" tanımak için, Partinin askeri birliklerini teslim etmesi gerektiğini söyleyecek kadar küstahlaştı. Bütün bunlarda, Patrick J. Hurley hazretlerinin desteği belirleyici oldu. 2 Nisan'da Washington'da yaptığı bir açıklamada Hurley, Çin Komünist Partisi'nin rolünü inkâr etmek, faaliyetlerini karalamak, onunla işbirliğine karşı olduğunu belirtmek ve bu tür başka emperyalist adilikler gevelemenin yanı sıra, Çan Kayşek'in "Milli Meclis" ve diğer kirli dolaplarını desteklemek için de elinden geleni yaptı. Böylelikle, ortak amacı Çin halkının kurban edilmesi olan Birleşik Amerika'daki Hurley ile Çin'deki Çan Kayşek arasındaki düet en tiz perdeye ulaştı. O günden bu yana düet tadını kaybetmiş gibidir. Her yerde hem Çinlilerden hem de yabancılardan. Guomindang'ın hem içinden hem de dışından, Partiyle bağı olan ya da olmayan insanlar arasından sayısız protesto sesleri yükselmiştir. Bunun tek nedeni, edilen bütün büyük laflara rağmen, Hurley-Çan şamatasının Çin halkının çıkarlarını feda etmeye, halkın birliğini daha da yıkmaya, Çin'de, geniş çapta bir iç savaş tezgahlamaya, böylece faşizme karşı savaş sırasında Birleşik Amerika'nın ve diğer müttefik ülkelerin halklarının ortak çıkarlarına ve savaştan sonra barış içinde bir arada yaşama imkânlarına zarar vermeye yönelmiş olmasıdır. Şu sırada Hurley'in pek sesi çıkmıyor. Kim bilir neler çeviriyor? Bu yüzden Çan Kayşek'e Siyasi Halk Konseyi önünde saçmalamak düşüyor. Daha önce 1 Mart'ta şöyle demişti: [sayfa 343]
"Bizim ülkemizin koşulları başka ülkelerin koşullarından farklıdır: Milli Meclis toplanmadan önce halkı temsil edecek ve hükümetin halka fikir danışmasında aracı olacak sorumlu bir örgüte sahip değiliz.
Eğer bu doğruysa. Başkomutanımız şimdi "fikirleri dinlemek" için neden Siyasi Halk Konseyine giriyor? Ona bakarsanız bütün Çin'de "halka fikir danışmada vasıta olacak" hiçbir "sorumlu örgüt" yoktur. Buradan çıkan şu oluyor ki, Siyasi Halk Konseyi sadece yemek yemek için var olan bir "örgüt"tür ve Çan Kayşek'in onu "dinleme"sinin hiçbir meşru zemini yoktur. Öyle olsa bile Siyasi Halk Konseyi sahte "Milli Meclis"in toplanmasına karşı tek bir söz etmekle, 1 Mart İmparatorluk Fermanına aykırı hareket etmiş ve Majestelerine karşı bir suç işlemiş olsa bile, çok iyi bir iş yapmış ve sevaba girmiş olur. Elbette Siyasi Halk Konseyi hakkında bir yorum yapmak henüz erkendir. Çünkü bir-iki güne karşı Konseyin Başkomutanın "dinleme"si için neler söyleyeceğini beklememiz gerekiyor. Ancak kesin olan bir şey var: Çin halkı Milli Meclis'e karşı sesini yükseltmeye başlayalı beri hararetle "meşruti krallık"tan yana olanlar bile "kralımız" hakkında kaygılanmaya başladılar: onu bir Domuzlar Meclisi[143] toplayarak boynunu ilmiğe uzatmaması konusunda uyarmaya ve ona Yuan Şih-kay'ın akıbetini hatırlatmaya koyuldular. Kimbilir, belki de "kralımız" en sonunda harekete geçmekten vazgeçebilir. Ancak şu kesindir ki, Çan Kayşek ve maiyeti eğer kendilerine azıcık zararı dokunacağını bilseler, halkın iktidarda bir nebze söz sahibi olmasına izin vermezler. Bunun en yakın kanıtı, halkın haklı eleştirisini Majestelerinin "şiddetli saldırılar" olarak nitelemesidir. Şöyle diyordu:
"... savaş koşullarında, Japon işgali altındaki bölgelerde bir genel seçim doğaldır ki söz konusu bile olamaz. Dolayısıyla iki yıl önce Guomindang Merkez Yürütme Komitesi Genel Toplantısı, savaşın bitiminden sonra bir yıl içinde Milli Meclisi toplantıya (sayfa 344) çağırma ve anayasal yönetim kurma karan aldı. Ancak o sırada belli çevreler şiddetli saldırılarda bulundular."
Ve bu saldırıların gerekçesi bu tarihin çok geç olabileceğiydi. Bunun üzerine Majesteleri "savaşın kesin sonucunun alınmasının gecikebileceği ve savaş sona erdikten sonra bile, her yerde düzenin kısa zamanda sağlanamayacağı olasılığını göz önünde tutarak Milli Meclisin savaş durumu istikrar kazanır kazanmaz toplantıya çağırılmasını" önerdi. Hiç beklemediği halde bu kimseler yine "şiddetli saldırılar"da bulundular. Bu, Majestelerini korkunç bir çıkmaza soktu. Fakat Çin halkı Çan Kayşek ve grubuna bir ders vermeli ve şunu söylemelidir: Ne dersen de ne yaparsan yap, halkın isteklerine aykırı hareket etmek için oynayacağın hiçbir oyuna izin verilmeyecektir. Çin halkının talebi, siyasal tutukluların serbest bırakılması, gizli polis teşkilatının kaldırılması, halkın hürriyete kavuşturulması ve siyasal partilerin meşruluğunun tanınması gibi acil demokratik reformlardır. Siz, bunların hiçbirini yapmıyor, bunun yerine "Milli Meclis"in toplantı tarihi gibi sahte bir meseleyle vakit geçirip duruyorsunuz; bununla üç yaşındaki bir çocuğu bile kandıramazsınız. Gerçek demokratik reformlar, asgari düzeyde yapılmadan küçük büyük bütün meclisleriniz çöp tenekesine atılacaktır. İsterseniz buna da "şiddetli saldırı" deyin, ama bu tür her aldatmaca kararlılıkla, bütünüyle, bütünüyle ve eksiksiz bir şekilde boşa çıkarılmalı ve geride bir zerresinin bile kalmasına izin verilmemelidir. Çünkü bu bir sahtekârlıktır. Bir milli meclisin olup olmaması başka bir şeydir, asgari demokratik reformların olup olmaması bütünüyle başka bir şey. Birincisinden, şimdiki halde vazgeçilebilir fakat ikincisi kesinlikle hemen yürürlüğe konmalıdır. Madem Çan Kayşek ve grubu "daha kısa bir zaman içinde iktidarı halka geri vermek" istiyor, niçin "daha kısa bir zaman içinde" asgari demokratik reformlar yapmaya yanaşmıyor? Guomindanglı beyler! Bu son satırlara geldiğiz zaman kabul etmek zorunda kalacaksınız ki, Çin Komünistleri size hiçbir anlamda "şiddetli saldırılarda" bulunmuyor, tersine bir tek basit soru soruyorlar. Bir soru bile soramaz mıyız? Bu sorumuzu bir kenara atabilir misiniz? Cevap vermeniz gereken soru şu: Nasıl olur da hem "iktidarı halka geri vermek" ister, hem de demokratik reformlar yapmak istemezsiniz? [sayfa 345]
12 Temmuz 1945
Büyükelçisi Patrick J. Hurley tarafından temsil edildiği şekliyle Birleşik Amerika'nın Çin'e karşı siyasetinin, Çin'de bir iç savaş buhranı çıkartmak olduğu gittikçe açıklık kazanmaktadır. Gerici siyasetlerine sarılan Guomindang hükümeti, on sekiz yıl önce kurulduğundan bu yana iç savaş sayesinde yaşayabilmiştir. Ancak 1936'daki Sian Olayı ve 1937'de Çin Seddi'nin güneyinin Japonya tarafından istilası, onu bir süre için ülke çapında iç savaşı terk etmeye zorlamıştır. Buna rağmen 1939'dan bu yana iç savaş mevzii olarak kesintisiz sürdürülüyor. Guomindang hükümetinin Japonya'ya karşı direnmeyi ikinci plana atarken, kendi adamlarını seferber etmede kullandığı slogan "Önce Komünistlere karşı savaşım"dır. Bugün için askeri düzenlemeleri, Japon saldırganlarına karşı koymak üzerinde değil, Çin'in Kurtarılmış Bölgelerinden "kaybedilmiş toprakları geri almak" ve Çin Komünist Partisi'ni ortadan kaldırmak üzerinde toplanmaktadır. Bu durum, hem Direnme Savaşı'nda zafer için mücadelemizde, hem de savaştan sonra barış içinde inşa mücadelemizde ciddi bir şekilde hesaba katılmalıdır. Merhum Başkan Roosevelt (Roosevelt) bunu hesaba kattı ve bunun sonucunda Birleşik Amerika'nın çıkarları bakımından Çin Komünist Partisi'ne karşı silahlı saldırılara girişmesinde Guomindang'a yardımcı olan bir siyaset benimsemekten kaçındı. Hurley, Kasım 1944'te Roosevelt'in özel temsilcisi olarak Yenan'ı ziyaret ettiğinde, Çin Komünist Partisi'nin Guomindang'ın tek parti diktatörlüğünün kaldırılması ve bir demokratik koalisyon hükümetinin kurulması yolundaki planını kabul ettiğini belirtmişti. Ancak daha sonra ağız değiştirdi [sayfa 346] ve Yenan'da söylediklerini inkâr etti. Bu değişiklik onun Washington'da verdiği 2 Nisan tarihli demecinde apaçık ortaya çıktı, ikisi arasındaki süre içinde, gene bu Hurley'e göre, Çan Kayşek'in temsil ettiği Guomindang hükümeti düzelmiş, Çin Komünist Partisi kötülemiş gibidir. Ve o açıkça Birleşik Amerika'nın Çin Komünist Partisi ile değil, sadece Çan Kayşek'le işbirliği yapacağını açıklamaktadır. Elbet, bu, yalnızca Hurley'in kişisel görüşü değil, ABD hükümeti içindeki bir grup insanın da görüşüdür. Bu, yanlış ve tehlikeli bir görüştür. Bu buhranlı anda Roosevelt öldü ve Hurley, keyifle Çungking'deki ABD büyükelçiliğine döndü. Hurley'in temsil ettiği şekliyle Birleşik Amerika'nın Çin siyasetinin tehlikesi, onun Guomindang hükümetini daha da gericileşmeye teşvik etmesi ve iç savaş buhranını daha da ağırlaştırmasıdır. Eğer Hurley siyaseti devam ederse, ABD hükümeti geri dönülmeyecek bir şekilde Çin gericiliğinin pis kokulu derin çöp tenekesine yuvarlanacak, uyanmış ve uyanmakta olan yüz milyonlarca Çin halkını karşısına alır bir duruma düşecek ve bugün için Direnme Savaşı'nın, gelecekte de dünya barışının önünde bir engel halini alacaktır. Bunun kaçınılmaz bir sonuç olacağı açık değil midir? ABD kamuoyunun bir kesimi Hurley türünde bir Çin siyasetinin tehlikeleri hakkında kaygılanmakta ve bunun değiştirilmesini istemektedir; çünkü bunlar Çin'in geleceği bakımından, Çin halkının bağımsızlık, özgürlük ve birlik isteyen güçlerinin yenilmez olduklarını ve kesinlikle ileri atılacaklarını, yabancı ve feodal baskıyı yerle bir edeceklerini açıkça görmektedir. Henüz ABD'nin siyasetinin değişip değişmeyeceğini ya da ne zaman değişeceğini söyleyemeyiz. Ama bir şey kesindir: Çin'deki gerici güçlere yardım etme ve kışkırtma, muazzam sayıdaki Çin halkına karşı tavır alma şeklindeki Hurley siyaseti değişmeden devam ederse, Birleşik Amerika hükümetine ve halkına taşıyamayacakları kadar ağır bir yük yükleyecek ve onları sonu gelmez sıkıntılara sürükleyecektir. Bu nokta Birleşik Amerika halkına kesinlikle kavratılmalıdır. [sayfa 347]
29 Temmuz 1945
William Z. Foster yoldaş ve Amerika Birleşik Devletleri Komünist Partisi Milli Komitesi:
Birleşik Amerika Komünist Siyasi Birliğinin Özel kurultayının Browder'ın revizyonist, yani teslimiyetçi çizgisini[144] reddetmeye karar verdiğini, Marksist önderliği yeniden gerçekleştirdiğini ve Birleşik Amerika Komünist Partisini yeniden canlandırdığını sevinçle öğrendik. Birleşik Amerika'daki işçi sınıfının ve Marksist hareketin bu büyük zaferinden ötürü sizi hararetle kutlarız. Browder'ın (Tahran adlı kitabında tam olarak ortaya konan) bütün revizyonist teslimiyetçi çizgisi özünde gerici Amerikan kapitalist gruplarının Amerikan işçi hareketi [sayfa 348] üzerindeki etkisini yansıtmaktadır. Bu gruplar şimdi Çin'deki etkilerini genişletmek için de ellerinden geleni yapıyorlar; bunlar, Guomindang içindeki gerici kliğin yanlış siyasetini, ülkenin ve halkın çıkarlarına karşı olan siyasetini destekliyorlar ve böylelikle Çin halkını vahim bir iç savaş tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyorlar ve iki büyük ülke, Çin ve Birleşik Amerika halklarının çıkarlarına zarar veriyorlar. ABD işçi sınıfının ve onun öncüsü Birleşik Amerika Komünist Partisi'nin, Browder'ın revizyonist-teslimiyetçi çizgisine karşı kazandığı zafer, kuşkusuz Çin ve Amerikan halklarının uğrunda mücadele ettikleri büyük davaya, Japonya'ya karşı savaşı sürdürme ve savaştan sonra barışçı ve demokratik bir dünya kurma davasına önemli bir katkıda bulunacaktır. [sayfa 349]
9 Ağustos 1945
Çin halkı, Sovyet hükümetinin 8 Ağustos'ta Japonya'ya savaş ilan etmesini sevinçle karşılıyor. Sovyetler Birliği'nin bu hareketi Japonya'ya karşı savaşı çok kısaltacaktır. Savaş daha şimdiden son aşamasına girmiş ve Japon saldırganlarına ve onların uşaklarına son darbeyi indirmenin zamanı gelmiştir. Bu koşullarda Çin halkı, bütün Japonya'ya karşı güçler, Sovyetler Birliği ve Müttefik ülkelerin harekâtlarıyla yakın ve etkili bir uyum içinde, ülke çapında bir karşı-taarruza girişmelidirler. Sekizinci Yol Ordusu, Yeni Dördüncü Ordu ve diğer halk silahlı kuvvetleri, teslim olmayı reddeden bütün istilacılar ve onların uşaklarına karşı geniş çaplı saldırılara girişmek için her fırsattan yararlanmalı, düşman kuvvetlerini yok etmeli, silah ve malzemelerini ele geçirmeli, Kurtarılmış Bölgeleri hızla genişletmeli, düşman işgali altındaki bölgeler daraltılmalıdır. Cesaretle, silahlı çalışma ekipleri kurmalıyız. Bunların yüzlercesi binlercesi düşman işgali altındaki bölgelerin cephe gerisinin içlerine sızmalı, düşmanın ulaşım hatlarını tahrip etmek üzere halkı örgütlemeli, düzenli ordularla uyum halinde savaşmalıdırlar. İşgal altındaki bölgelerde bulunan on milyonlarca halkı cesaretle ayaklandırmak ve silahlı ayaklanmalar hazırlayacak, dışarıdan hücum edecek birliklerle uyum halinde düşmanı yok edecek yeraltı kuvvetlerini derhal örgütlemeliyiz. Bu arada, Kurtarılmış Bölgelerin sağlamlaştırılması ihmal edilmemelidir. Burada yaşayan 100 milyon kişi içinde ve yeni kurtarılan bölgelerdeki halk içinde, bu kış ve gelecek baharda toprak kirası ve faizin azaltılmasını her yerde uygulamalı, üretimi artırmalı, halkın siyasal iktidarını ve silahlı kuvvetlerini inşa etmeli, milis çalışmalarını yoğunlaştırmalı, ordu disiplinini güçlendirmeli, halkın her kesimi içinde Birleşik Cepheyi [sayfa 350] kararlılıkla geliştirmeli, insan gücü ve maddi kaynakların israf edilmesine karşı dikkatli olmalıyız. Bütün bunlar ordumuzun düşmana karşı taarruzunu daha da güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bütün ülke halkı, iç savaş tehlikesini önlemek için uyanık olmalı ve bir demokratik koalisyon hükümetinin kurulmasını gerçekleştirmek için çaba harcamalıdır. Çin'in milli kurtuluş savaşında yeni bir aşamaya gelinmiştir ve bütün ülke halkı, birliğini güçlendirmeli ve nihai zafer için mücadele etmelidir.. [sayfa 351]
[1*] Mao Zedung yoldaş bu raporu Yenan'daki bir kadro toplantısı için hazırladı. Bu rapor ve "Partinin Çalışma Tarzını Düzeltelim" ve "Basmakalıp Parti Yazılarına Karşı Çıkalım" adlı iki makale. Mao Zedung yoldaşın düzeltme hareketi üzerine yazdığı temel eserlerdir. Mao Zedung yoldaş, bu makalelerde, Parti içindeki Parti çizgisiyle ilgili geçmişteki ayrılıkları ideolojik düzeyde özetlemiş ve Marksizm-Leninizm kisvesi altında Parti içinde varlığını sürdüren, kendilerini esas olarak sübjektivist ve sekter eğilimlerde gösteren ve ifade tarzı olarak basmakalıp Parti yazılarını kullanan küçük burjuva ideolojisini ve çalışma tarzını tahlil etmiştir. Marksizm-Leninizmin ideolojik ilkelerine uygun olarak, çalışma tarzını düzeltmek üzere Parti çapında bir Marksist-Leninist eğitim hareketi için çağrıda bulunmuştur. Bu çağrı, hemen, gerek Parti içinde, gerekse Parti dışında proletarya ideolojisi ile küçük burjuva ideolojisi arasında büyük bir tartışmaya yol açmıştır. Bu tartışma, proletarya ideolojisini hem Parti içindeki, hem de Parti dışındaki durumunu sağlamlaştırmış, geniş kadroların ideolojik bakımdan büyük bir ilerleme kaydetmelerini ve Partinin eşi görülmemiş bir birliğe ulaşmasını sağlamıştır.
[2*] Bu Parti talimatı, Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi için Mao Zedung Yoldaş tarafından yazılmıştı.
[3*] Bu parti talimatı Çin komünist Partisi Merkez Komitesi için Mao Zedung yoldaş tarafından yazılmıştı.
[4*] Bu konuşma, Mao Zedung yoldaş taralından Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin Parti Okulu'nun açılışında yapılmıştı.
[5*] Bu konuşma Mao Zedung yoldaş tarafından Yenan'daki bir kadro toplantısında yapılmıştı.
[6*] Bu başyazı Mao Zedung yoldaş tarafından Yenan'da çıkan Kurtuluş Gazetesi için yazılmıştı.
[7*] Bu başyazı Mao Zedung yoldaş tarafından Yenan'da çıkan Kurtuluş Gazetesi için yazılmıştı.
[8*] Aslında "Geçmiş Çalışmamızın Esaslı Bir Özeti" başlığını taşıyan bu makale, Mao Zedung yoldaş tarafından Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi kıdemli kadrolarının bir konferansında okunan Ekonomik ve Mali Meseleler başlıklı bir raporun birinci bölümüydü. 1941 ve 1942 yılları; Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı'nda Kurtarılmış Bölgeler için en zor yıllardı. Japon istilacılarının vahşi saldırtan ve Guomindang'ın kuşatma ve ablukası Kurtarılmış Bölgeler için muazzam mali güçlükler yaratmıştı. Mao Zedung yoldaş bu zorlukların yenilmesi için Partinin tarımı ve diğer üretim dalarını geliştirmesi için halka önderlik etmekte elinden geleni yapmasının zorunlu olduğuna işaret etmiş ve Kurtarılmış Bölgelerdeki hükümet ve diğer örgütleri, okulları ve orduyu kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere üretimi mümkün olduğu kadar artırmaya çağırmıştı. Mao Zedung yoldaşın Ekonomik ve Mali Meseleler adlı raporu ve "Üs Bölgelerinde Toprak Kirasını Azaltma Üretimi Artırma ve 'Hükümeti Destekleyelim ve Halkı Sevelim' Kampanyalarını Yayalım" ve "Örgütlenin!" makaleleri Kurtarılmış Bölgelerde üretim kampanyasına önderlik etmede Partinin temel programını meydana getiriyordu. Mao Zedung yoldaş, burada ekonomik gelişmeyi ihmal pahasına dikkatleri kamu gelir ve giderleri üzerinde yoğunlaştırma hatalı anlayışını ve üretimin geliştirilmesinde ve güçlüklerin üstesinden gelinmesinde halkı seferber etmeden, bu konuda ona yardımcı olmadan halktan taleplerde bulunma yanlış çalışma tarzını şiddetle eleştirmekte ve Partinin ekonomiyi geliştirme ve ikmali sağlama doğru siyasetini ortaya koymaktadır. Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesinde ve düşman hatları gerisindeki Kurtarılmış Bölgelerde başlatılan üretim kampanyasında bu siyasetle büyük başarılar kazanıldı. Bu siyaset, Kurtarılmış Bölgeler silahlı kuvvetleri ve halkının savaşın en zor dönemini başarı ile atlatmasına imkân vermekle kalmadı, aynı zamanda sonraki yıllarda ekonomik inşaya yol göstermede Partiye zengin tecrübeler kazandırdı.
[9*] Bir tan 60,5 kiloya eşittir [Ç.N]
[10*] Önderlik yöntemlerine ilişkin bu karar, Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi için Mao Zedung yoldaş tarafından yazılmıştı.
[11*] Bu başyazı, Mao Zedung yoldaş tarafından Yenan'da çıkan Kurtuluş Gazetesi için yazılmıştı.
[12*] Bu parti talimatı Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi için Mao Zedung yoldaş tarafından yazılmıştı.
[13*] Bu başyazı Mao Zedung yoldaş tarafından Yenan'da çıkan Kurtuluş Gazetesi için yazılmıştı.
[14*] Bu konuşma, Mao Zedung yoldaş tarafından Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi'nin emek kahramanları onuruna düzenlenen kabul töreninde yapılmıştı.
[15*] Çin Komünist Partisi Merkez organı ve kıdemli kadroları 1942'den 1944'e kadar Parti tarihiyle, özellikle 1931 başından 1934 sonuna kadar olan dönemin Parti tarihiyle ilgili olarak tartışmalar yaptılar. Bu tartışmalar Marksizm-Leninizm temelinde Partinin ideolojik birliğinin sağlanmasına büyük ölçüde yardımcı oldu. Ocak 1935'te Kveyçov Eyaletinde Zunyi'de yapılan Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Genişletilmiş Toplantısında 1931 başlarından 1934 sonlarına kadar izlenen hatalı "sol" çizgi düzeltilmiş, merkezi yönetim organının bileşimi değiştirilmiş. Mao Zedung yoldaşın başkanlığındaki önderlik kurulmuş ve Parti çizgisi doğru Marksist-Leninist rayına oturtulmuştu. Bununla beraber birçok Parti kadrosu geçmişte izlenen hatalı çizgilerin niteliği hakkında henüz etraflı bir kavrayışa ulaşamamıştı. Parti kadrolarının Marksist-Leninist ideolojik düzeylerini daha da yükseltmek için Siyasi Büro 1942-1943'te Parti tarihi üzerine birkaç tartışma toplantısı yaptı. Ardından bütün Partinin kıdemli kadrolarına 1943-44'te bu tür tartışma toplantıları düzenlemelerinde önderlik etti. Bu tartışmalar. 194Ş'te yapılan Partinin Yedinci Milli Kongresi için önemli bir hazırlıktı ve bu Kongre, Çin Komünist Partisinin tarihinde eşi görülmemiş bir ideolojik ve siyasi birliğin sağlanmasına yol açtı. "İncelememiz ve Şimdiki Durum", Mao Zedung yoldaşın bu tartışmalar hakkında 12 Nisan 1944'te Yenan'da düzenlenen bir kıdemli kadrolar toplantısında yaptığı konuşmadır.
[16*] Bu konuşma, Mao Zedung yoldaş tarafından Çin Komünist Partisi Merkez Komitesine doğrudan bağlı bölümlerce düzenlenen Çang Zuteh yoldaşı anma toplantısında yapılmıştı.
[17*] Bu yorum, Mao Zedung yoldaş tarafından Sinhua (Yeni Çin) Haber Ajansı için yazılmıştı.
[18*] Bu konuşma Mao Zedung yoldaş tarafından Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi kültür ve eğitim işçilerinin bir konferansında yapılmıştı.
[19*] Bu konuşma Mao Zedung yoldaş tarafından Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi emek kahramanları ve örnek işçilerinin bir konferansında yapılmıştı.
[20*] Bu başyazı, Mao Zedung yoldaş tarafından Yenan'da çıkan Kurtuluş Gazetesi için yazılmıştı.
[21*] 20 Nisan 1945'te Çin Komünist Partisi, Altıncı Merkez Komitesi, Genişletilmiş Yedinci Genel Toplantısında alınmıştır.
[22*] Bu konuşma, Çin Komünist Partisinin Yedinci Milli Kongresinin açılış konuşmasıydı.
[23*] Bu yazı Mao Zedung yoldaş tarafından Çin Komünist Partisi Yedinci Milli Kongresine sunulan siyasi rapordu.
[24*] ABD inzivacıları, ABD'nin sözde inzivaya çekilmesi, yeni Avrupa'nın işlerine karışmayıp sadece Amerika ve Asya kıtasındaki çıkarlarını korumasını savunan emperyalist bir akımdı.
[25*] Bu konuşma, Mao Zedung yoldaşın Çin Komünist Partisinin Yedinci Milli Kongresinde yaptığı kapanış konuşmasıydı.
[26*] Bu başyazı, Mao Zedung yoldaş tarafından Yenan'da çıkan Kurtuluş Gazetesi için yazılmıştı.
[27*] Bu yorum, Mao Zedung yoldaş tarafından Sinhua (Yeni Çin) Haber Ajansı için yazılmıştı.
[28*] Bu yorum, Mao Zedung yoldaş tarafından Sinhua (Yeni Çin) Haber Ajansı için yazılmıştı.
[1] Merkez Komitesinin 7 Temmuz 1940 tarihli talimatı, "Şimdiki Durum ve Partinin Siyaseti Üzerine Çin Komünist Partisi Merkez Komitesinin Kararı'dır. Merkez Komitesinin 25 Aralık 1940 tarihli talimatı Mao Zedung, Seçme Eserler, Kaynak Yayınları, cilt II "Siyaset Üzerine" (s.449) adlı makale olarak yer almaktadır.
[2] Siuzai, imparatorluk sınavlarından en alt derecelisini veren kimselere denir.
[3] J. V.Stalin. Leninizm'in İlkeleri.
[4] On yıllık iç savaşın ilk dönemi 1927 sonlarından 1928 sonlarına kadar sürdü ve genellikle Çingkangşan dönemi diye bilinir. Orta dönem 1929 başlarından 1931 sonbaharına kadar, yani Merkezi Kızıl Üs Bölgesinin kumlusundan üçüncü "kuşatma ve bastırma" harekâtına karşı savaşın zaferle sonuçlanmasına kadar devam etti. Ve üçüncü dönem 1931 sonlarından 1934 sonlarına kadar olan, yani savaşın zaferle son bulmasından Parti Merkez Komitesi tarafından Kveyçov Eyaleti'ndeki Zunyi'de toplanan Siyasi Büro Genişletilmiş Toplantısına kadar olan dönemdir. Ocak 1935'deki Zunyi Toplantısı, Parti içinde "sol" oportünist çizginin 1931'den 1934'e kadar süren hâkimiyetine son verdi ve Partiyi tekrar doğru çizgiye yöneltti.
[5] Fusien ili, Yenan'ın yetmiş kilometre güneyindedir.
[6] Sınır Bölgesi parası. Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi Hükümeti Bankasının bastırdığı banknotlara verilen addı. Guomindang parası ise, 1935'ten itibaren İngiliz ve ABD emperyalistleri tarafından desteklenen, Guomindang'ın dört büyük bürokrat-kapitalist bankasının bastırdığı banknotlara verilen addı. Mao Zedung yoldaş burada bu iki para arasındaki kurun gösterdiği dalgalanmalara değinmektedir.
[7] Bkz. Karl Marks. Kapital, "İkinci Almanca Basıma Sonsöz": "İkinci inceleme yöntemi malzemeyi ayrıntılı bir şekilde toplamak, onun farklı gelişme biçimlerini tahlil etmek ve onların iç bağıntılarını bulup çıkarmak zorundadır. Ancak bu çalışma yapıldıktan sonra, gerçek hareket doğru olarak tanımlanabilir. " (Kapital, İng. bas., Moskova, Cilt I, s. 19).
[8] Bkz. J. V. Stalin. Leninizm'in İlkeleri.
[9] Güney Şansi seferi ile Çungtiao Dağları seferi kastedilmektedir. Mayıs 1941'de 50 bin kişilik bir Japon istila kuvveti Güney Şansi'de Sarı Irmağın kuzeyindeki Çungtiao Dağları bölgesine saldırdı. Bu bölgede yedi Guomindang kolordusu ve kuzeydoğudaki Kaopin bölgesinde de dört Guomindang kolordusu toplanmıştı. Hepsinin toplamı 250 bin askerdi. Sarı Irmağın kuzeyindeki Guomindang birliklerinin esas görevi Komünistlere karsı savaşmak olduğundan bunlar kendilerini asla Japonlara karşı savaşmaya hazırlamamışlardı ve büyük kısmi Japon saldırganları hücum ettiğinde savaştan kaçınmaya çalıştı. Bu yüzden Sekizinci Yol Ordusu'nun bu sefer sırasında Guomindang birliklerini düşmana karşı desteklemek için zorlu çabalarına rağmen, üç hafta içinde 50 bin asker kaybeden ve geri kalanı Sarı Irmağın güneyine kaçan Guomindang birlikleri bütünüyle bozguna uğratıldı.
[10] Basmakalıp yazı ya da "sekiz ayaklı deneme" 15. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında Çin'deki feodal hanedanların imparatorluk okullarındaki sınavlarda öngörülen özel yazı tarzıydı. Bu yazı tarzı, kelime oyunlarına dayanıyor, sadece biçime önem veriyordu; özden yoksundu. Bu yazılar esas olarak sekiz bölümden oluşuyordu: Giriş, konunun açılması, ön sergileme, ilk görüşün ortaya konulması, başlangıç paragrafları, karşıt görüşleri savunan iki paragrafın olması gerekiyordu; "seara" paragraflar, art paragraflar ve sonuç paragrafları. Beşinci bölümden sekizinci bölüme kadar her bölümün iki "ayağı" vardı. "Sekiz ayaklı deneme" adı buradan geliyordu. "Sekiz ayaklı deneme". Çin'de yazılardaki basmakalıp biçimciliği ve yavanlığı belirtmek için kullanılan bir deyim oldu. "Basmakalıp Parti yazısı" deyimi de, devrimci saflardaki bazı kimselerin, olguları, tahlil edecek yerde, bir sürü devrimci laf ve terimi karmakarışık bir biçimde kullanan yazılarını tanımlamaktadır. Bu yazılar da, tıpkı "sekiz ayaklı deneme" gibi bir laf salatasından başka bir şey değildi.
[11] Bu, Aralık 1939da Çin Komünist Partisi Merkez Komitesinin aydınların saflara kazanılmasına ilişkin aldığı karardı. Bu karar, "Çok Sayıda Aydını Saflarımıza Kazanalım" adıyla yayımlanmıştır. Mao Zedung, Seçme Eserler. Cilt II, Kaynak Yayınlan s. 304-305.
[12] Bkz. J. V. Stalin, Leninizm'in İlkeleri.
[13] Bu, Konfüçyüs ile müritleri arasındaki konulmalardan oluşan Konfüçyüs'ün Seçme Eserleri'nin ilk cümlesidir.
[14] Çang Kuotao. Çin devrimine döneklik etmiş bir kimsedir. Gençliğinde, devrimi kendi çıkarları için kullanmak amacıyla Çin Komünist Partisi'ne katıldı. Parti içinde birçok hata yaptı ve bunun sonucunda ciddi suçlar işledi. Bunların en önemlisi, 1935'te Kızıl Ordu'nun kuzeye ilerlemesine karşı çıkması ve Kızıl Ordu'nun Seçuan-Sikang sınırındaki azınlık milliyetlerin bölgelerine geri çekilmesini savunarak teslimiyetçilik ve tasfiyecilik yapmasıdır. Dahası, Partiye ve Merkez Komitesine karşı açıktan açığa haince faaliyetlere girişti, kendi sahte merkez komitesini kurdu. Partinin ve Kızıl Ordu'nun birliğini sarstı ve Kızıl Ordu'nun Dördüncü Cephe Ordusu'nun ağır kayıplara uğramasına yol açtı. Ama Mao Zedung yoldaşın ve Merkez Komitesinin sabırlı eğitimi sayesinde, Dördüncü Cephe Ordusu ve onun birçok kadrosu çok geçmeden Parti Merkez Komitesinin doğru önderliğini yeniden benimsediler ve daha sonraki mücadelelerde şanlı bir rol oynadılar. Ne var ki. Çang Kuotao akıllanmadı ve 1938 ilkbaharında Şensi-Kansu -Ningsia Sınır Bölgesi'nden kaçarak Guomindang gizli polisine katıldı.
[15] Bkz. J. V. Stalin. "Sovyetler Birliği Komünist Partisi (Bolşevik) On Sekizinci Kongresine Merkez Komitesi Çalışmaları Üzerine Rapor", Leninizmin Meseleleri, İng. bas, Moskova. 1954 s. 784-86.
[16] Japon mallanılın boykot edilmesi: 19İö'daki yurtsever 4 Mayıs Harekelinde. 1931 deki 18 Eylül Olayından sonra ve Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı sırasında olduğu gibi, 20. yüzyılın ilk yarısında Çin halkı taralından emperyalist Japon saldırısına karşı sık sık başvurulan bir mücadele yöntemiydi.
[17] Basmakalıp Parti yazısı için, "Partinin Çalışma Tarzını Düzeltelim" adlı yazının birinci notuna bakınız (s.37).
[18] Lu Sun bütün eserlerinde, eski olsun, yeni olsun bütün basmakalıp yazılara karşı çıkar. Yabancı basmakalıp yazılar. 4 Mayıs Hareketinden sonra dar görüşlü birtakım burjuva ve küçük burjuva aydınlar tarafından geliştirilmiş ve yaygınlaştırılmış ve devrimci kültür işçileri arasında da uzun bir süre varlığını sürdürmüştü. Lu Sun. birçok yazısında, devrimci kültür işçileri arasında rastlanan yabancı basmakalıp yazılarla mücadele etmiş ve onları şöyle mahkuuum etmiştir.
Eski olsun, yeni olsun, bütün basmakalıp yazılar süpürülüp atılmalıdır... Sözgelimi, eğer bir kimsenin bütün yapabildiği, "hakaretler savurmak", "tehdit etmek" ve "hüküm vermek"ten ibaretse ve her gün ortaya çıkan yeni olguları ve olayları yorumlamak için bilimden çıkarılan formülleri belirli ve somut bir biçimde kullanmak yerine, sadece eski formülleri kopya etmekle yetiniyor ve onları hiçbir ayının yapmadan bütün olgulara uyguluyorsa, bu da bir çeşit basmakalıpçılıktır. ("Gösteriye Son Vermek"e ek olarak, "Çu Siu-sia'nın Mektubuna Cevap")
[19] "Hiç Kuşkusuz Hakaretler ve Tehditler Savurmak Mücadele Etmek Değildir" adlı yazı 1932de yazılmıştır ve Karışık Lehçeler (Lu Sun. Bütün Eserler, Çince bas., 1957, cilt V) adlı derlemede bulunmaktadır.
[20] Bkz. Sovyetler Birliği Komünist Partisi (Bolşevik) Tarihi, Kısa Ders, Aydınlık Yayınları, Eylül 1975, s. 35-38.
[21] Georgi Dimitrov. "Faşizme Karşı İşçi Sınıfının Birliği İçin", Savaşa ve Faşizme Karşı Birleşik Cephe, Aydınlık Yayınları, Aralık 1975.
[22] Georgi Dimitrov. "Faşizme Karşı İşçi Sınıfının Birliği İçin", Savaşa ve Faşizme Karşı Birleşik Cephe, Aydınlık Yayınları, Aralık 1975.
[23] Georgi Dimitrov. "Faşizme Karşı İşçi Sınıfının Birliği İçin", Savaşa ve Faşizme Karşı Birleşik Cephe, Aydınlık Yayınları, Aralık 1975.
[24] Kepçe, Sol-Kanat Çin Yazarları Birliğinin 1931 ve 1932 yıllarında yayımladığı aylık bir dergidir. "Kepçe'nin Sorduğu soruya Cevap", iki Yürek adlı derlemede bulunmaktadır. (Lu Sun, Bütün Eserler, Çince bas., cilt IV.)
[25] Künfüçyüs'ün Seçme Eserleri'nden, V. Kitap, "Kungyeh Çang".
[26] Han Yu (768-824), Tang Hanedanı döneminin ünlü bir Çin yazarıydı. "Bilim Adamının Savunması" adlı denemesinde, "Bir iş, üzerinde düşünülerek başarılır, üzerinde düşünülmezse başarılamaz, diye yazmıştı.
[27] Bkz. V. İ. Lenin. "Parti Örgütü ve Parti Edebiyatı". Bu eserde Lenin proleter edebiyatının özelliklerini şöyle açıklar.
Bu, özgür bir edebiyat olacaktır, çünkü onun saflarına daha da yeni güçler getirecek olan şey, açgözlülük ve mevki düşkünlüğü değil, sosyalizm düşüncesi ve emekçi halka duyulan sevgidir. Özgür bir edebiyat olacaktır, çünkü semirmiş bir hanımefendiye, sefih bir yozlaşma içine düşmüş bıkkın "bir avuç azınlığa" değil, ülkenin gözbebeği, gücü ve geleceği olan milyonlarca ve on milyonlarca emekçi halka hizmet edecektir. Özgür bir edebiyat olacaktır, çünkü insanlığın devrimci düşüncesinin son sözünü sosyalist proletaryanın tecrübesi ve canlı eseriyle zenginleştirilecek, geçmişin tecrübesiyle (bilimsel sosyalizm, sosyalizmin ilkel ütopyacı biçimlerinden başlayarak gelişmesinin tamamlanması) zamanımızın tecrübesi (işçi yoldaşların şimdiki mücadelesi) arasında kalıcı bir karşılıklı ilişki yaratacaktır.
[28] Karşıdevrimci Nasyonal Sosyalist Partinin bir üyesi olan Liang Şihciu uzun bir süre sanat ve edebiyat alanında gerici Amerikan burjuva fikirlerini yaydı, inatla devrime karşı çıktı ve devrimci sanat ve edebiyata küfretti.
[29] Çu Zo-cen ve Çang Zu-Ping, Japonların 1937'de Pekin'i ve Şanghay'ı işgal etmelerinden sonra Japon saldırganlarına teslim oldular.
[30] Lu Sun. "Sol Kanat Yazarları Birliği Konusundaki Görüşlerim" İki Yürek Bütün Eserleri Çin bas., cilt IV.
[31] Bkz. Lu Sun'un "Ek Söz"deki "Ölüm" adlı yazısı, işgal Altındaki Bir Bölgede Tavan arasında Yazılmış Son Makaleler Derlemesi, Bütün Eserleri. Çin bas. Cilt VI.
[32] "Küçük Sığırtmaç" ünlü bir Çin halk operetidir. Bu operette iki kişi rol alır, bir çığırtmaçla bir köylü kız soru-cevap şeklinde karşılıklı şarkı söylerler. Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı'nın ilk günlerinde Japonya'ya karşı propaganda yapmak için bu biçim, yeni sözlerle kullanıldı ve bir süre halk tarafından çok tutuldu.
[33] Bu altı kelimedeki Çin karakterleri basit bir şekilde, sadece birkaç fırça darbesiyle yazılırdı ve genellikle eski okuma kitaplarının başlangıç bölümlerinde öğretilirdi.
[34] "Baharda Kar" ve "Yoksul Köylünün Türküsü", İ.Ö. 3. yüzyılda Çu krallığı zamanındaki şarkılardı. Birincisinin müziği, ikincisinden daha yüksek düzeydeydi. Prens Çao Ming'in Düzyazı ve Şiir Antolojisi'ndeki "Sung Yun'un Çu Kralına Cevabı" adlı hikâyede Çu başkentinde bir kimse "Baharda Kar" şarkısını söylediği zaman, bu şarkıya sadece birkaç düzine insan katılıyordu, "Yoksul Köylünün Türküsü" söylendiğinde ise katılan binlerce kişi oluyordu.
[35] Bkz. V. İ. Lenin, "Parti Örgütü ve Parti Edebiyatı": Edebiyat, proletaryanın ortak davasının bir parçası ve bütün işçi sınıfının siyasi bakımdan bilinçli öncüsünün hareket geçirdiği tek bir büyük Sosyal Demokrat makinenin 'çarkları ve dişleri' haline gelmelidir. (Bütün Eserleri, İng. bas. Moskova 1962, cilt X, s. 45))
[36] Büyük Cephe Gerisi Bölgesi Direnme Savaşı sırasında Çin'in güneybatısında ve kuzeybatısında Japon istilacıları tarafından işgal edilmiş olan Guomindang denetimi altındaki geniş bölgelere verilen addı. Düşman hatları gerisinde Komünist Partisinin önderliğinde kurulan ve Japonya'ya karşı üs bölgeleri olan "küçük cephe gerisi bölgesi" ise bundan farklıdır.
[37] Ünlü Sovyet yazarı Aleksandır Fadeyev'in Partizanlar adlı eseri 1927de yayımlanmış ve Lu Sun tarafından Çinceye çevrilmiştir. Bu roman, Sovyet iç savaşı sırasında Sibirya'da işçiler, köylüler ve devrimci aydınlardan oluşan bir partizan müfrezesinin karşıdevrimci çetelere karşı mücadelesini anlatır.
[38] Bu iki mısra Lu Sun'un "Kendimle Dalga Geçerken" adlı şiirinden alınmıştır. (Derleme Dışındaki Derleme, Bütün Eserleri, Çin bas., cilt VII.)
[39] "Daha iyi birlikler ve daha basit yönetim" deyimi şimdi daha kapsamlı bir şekilde kullanılıyor ve artık askeri konularla sınırlı kalmıyor. Örgütlerin ve bu örgütlerin yönetiminin yeniden düzenlenmesini, yönetimin ve çalışma işlemlerinin basitleştirilmesini ifade ediyor.
[40] Maymun Kral Sun Vu-kung'un kendini nasıl küçük bir böcek haline getirip, Prenses Demir Yelpaze'yi nasıl alt ettiğini anlatan hikâye için Si Yu Çi (Batıya Hac Yolculuğu) adlı Çin romanının 59. bölümüne bakınız.
[41] Liu Zung-yuan (773-819) Tang hanedanı döneminde yaşayan büyük bir Çinli yarardır. Üç Mesel adlı eseri, Kveyçov'da ilk kez eşek gören bir kaplanın nasıl korktuğunu anlatan "Kveyçov'daki Eşek" hikâyesini de içerir. Eşeğin anırmak ve çifte atmaktan başka bir şey yapmadığını gören kaplan saldırıp eşeğin üzerine atılmış ve onu yutuvermişti.
[42] Bu rakamlar Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi köylülerinin 1940'tan 1942'ye kadar ödedikleri tarım vergisi (devlete verilen tahıl) miktarlarıdır.
[43] "Daha iyi birlikler ve daha basit yönetim" için bu ciltte "Çok Önemli Bir Siyaset" adlı yazıya bakınız, s. 106.
[44] Bkz. J. V. Stalin, "Almanya Komünist Partisinin Geleceği ve Bolşevikleşme Meselesi". Eserler. İng. bas., Moskova. 1954. cilt VII. s. 39.
[45] Georgi Dimitrov, "Faşizme Karşı İşçi Sınıfının Birliği İçin". Savaşa ve Faşizme Karşı Birleşik Cephe, Aydınlık Yayınları, Aralık 1975. s. 170.
[46] Vampoa kliği sözü, bir zamanlar Vampoa Askeri Akademisinde öğretmenlik yapan ya da öğrenci olan Guomindang generalleri ve subayları için kullanılmıştır. Bunlar, Çan Kayşek'in Guomindang ordusundaki en yakın takipçileriydi.
[47] Yeh Ting Yeni Dördüncü Ordunun Komutanı, Siang Ying ise komutan yardımcısıydı.
[48] Mençius, III. Kitap, "Kungsun Çu", I. bölüm, 5. Kısım.
[49] Merkez Komitesinin 1 Ekim tarihli talimatı bu cildin 136. sayfasında yer alan "Üs Bölgelerinde toprak Kirasını Azaltma, Üretimi Artırma ve 'Hükümeti Destekleyelim ve halkı Sevelim' Kampanyalarını Yayalım" yazısıdır.
[50] Bkz. V. İ. Lenin, "Kooperatifleşme Üzerine", Seçme Eserler, İng. bak., Moskova 1952, cilt II, 2. 3. Bölüm, s. 715-23.
[51] "Emek değişim ekipleri" ve "emek değişim ve emek kiralama ekipleri", Şensi-Kansu- Ningsia Sınır bölgesinde tarımda kolektif karşılıklı yardımlaşma için kullanılan çalışma örgütleriydi. Emek değişimi, köylüleri işgüçlerini kendi içlerinde düzenlemelerinin bir aracıdır, insan işgünüyle insan işgününün, öküz işgünüyle öküz iş-günün, insan işgünüyle öküz işgününün, vb. değişimi yapılabiliyordu. Emek değişim ekiplerine katılan köylüler, her üye ailenin toprağını, kolektif olarak ve sırayla ekmek için kendi işgüçleriyle ya da hayvanlarının gücüyle katkıda bulunurlardı. Hesapların görülmesinde, bir işgünü değişim birimi olarak alınırdı, insan işgünü ya da hayvan işgünü olarak daha fazla katkıda bulunanlara, daha az katkıda bulunanlar aradaki farkı öderlerdi. "Emek değişim ve emek kiralamak ekipleri" genellikle yetersiz toprağa sahip köylüler tarafından kullanılırdı. Karşılıklı yardım için aralarında emek değişiminin yanı sıra, ekip üyeleri kendilerini işgücü sıkıntısı çeken ailelere kolektif olarak kiralarlardı.
[52] Bireysel tarıma dayanan karşılıklı yardımlaşma çalışma grupları ve çift sürme ekipleri, kızıl bölgelerde köylüler taralından işgücünü daha iyi örgütleyerek üretimi kolaylaştırmak amacıyla kurulmuştu. Gönüllü katılma ve karşılıklı yarar ilkesi temelinde, üyeler birbirleri için eşit miktarda iş yapar ya da biri diğerine aldığı kadar yardımda bulunamıyorsa aradaki farkı nakden karşılardı. Birbirlerine yardım etmenin yanı sıra, bu ekipler Kızıl Ordu askerlerinin ailelerine öncelikle yardım eder, mahrumiyet içindeki ihtiyarlar için, iş sırasında verilen yemek dışında hiçbir ücret almaksızın da çalışırlardı. Bu karşılıklı yardım tedbirleri, üretime çok yararlı olduğu ve akla yatkın bir temelde yürütüldükleri için, kitlelerin büyük desteğini kazanmışlardı.
[53] Çukeh Liang, Üç krallık döneminde (221-265) yaşamış bir devlet adamı ve strateji uzmanıydı. Çin folklorunda becerikliliğin ve akıllılığının sembolü haline gelmişti.
[54] İlkbahar Şenliği, Çin ay takviminde yılbaşıdır.
[55] Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi bu beş alt-bölgeye ayrılmıştı.
[56] Cen Dusiu eskiden Pekin Üniversitesinde profesördü ve Yeni Gençlik'in başyazarlarından biri olarak ün yaptı. Çin Komünist Partisi'nin kurucularından biriydi. 4 Mayıs Hareketi sırasındaki itibarı ve Partinin ilk yıllarındaki tecrübesizliğinden yararlanarak Parti Genel Sekreteri oldu. 1924-27 Devriminin son döneminde Parti İçinde Cen Dusiu'un temsil ettiği sağcı düşünce, bir teslimiyet çizgisi haline geldi. Mao Zedung yoldaş, teslimiyetçilerin o dönemde, "Partinin köylü kitlelerine, şehir küçük burjuvazisine ve orta burjuvaziye önderlik etmesinden gönüllü olarak vazgeçtiklerini, özellikle Partinin silahlı kuvvetlere önderlik etmesinden gönüllü olarak vazgeçtiklerini, böylelikle devrimin yenilgiye uğramasına sebep olduklarını" belirtmiştir. ("Şimdiki Durum ve Görevlerimiz". Mao Zedung, Seçme Eserler, cilt IV) 1927 yenilgisinden sonra. Cen Dusiu ve bir avuç diğer teslimiyetçi, devrimin geleceğine olan inançlarını yitirdiler ve tasfiyeci oldular. Gerici Troçkist tavrı benimsediler ve Troçkistlerle beraber küçük bir Parti düşmanı grup meydana getirdiler. Bu sebeple, Cen Dusiu Kasım 1929'da Partiden atıldı, 1942'de öldü.
[57] Çin Komünist Partisi Altıncı Merkez Komitesinin Dördüncü Genel Toplantısı Ocak 1931'de yapıldı.
[58] Zunyi Toplantısı, Çin Komünist Partisi Merkez Komitesinin çağrısı üzerine. Ocak 1935'te Kveyçov Eyaletindeki Zunyi'de yapılan Siyasi Büronun Genişletilmiş Toplantısıydı.
[59] Bkz. V. İ. Lenin, "Komünizm" Burada Lenin, Macar Komünist Bela Kun'u eleştirirken, "Marksizmin en temel şeyinden, Marksizmin yaşayan ruhundan; somut şartların somut tahlilinden vazgeçiyor" demişti. (Toplu Eserler, Rus bas. Moskova 1950, XXXI, s. 143)
[60] Çin Komünist Partisinin Temmuz 1928'de yapılan Altıncı Milli Kongresi aşağıdaki On Maddelik Programı kabul etti: (1) emperyalist tahakkümü yıkın: (2) Yabancı kapitalist işletmelere ve bankalara el koyun; (3) Çin'i birleştirin ve milliyetlerin kendi kaderlerini tayin hakkını tanıyın; (4) Guomindang'ın savaş ağası hükümetini devirin; (5) İşçi-köylü ve asker şûraları hükümetini kurun; (6) sekiz saatlik işgününü gerçekleştirin ücretleri artırın, işsizlik yardımını ve sosyal sigortayı kurun; (7) Bütün toprak ağalarının topraklarına el koyun ve topraklan köylülere dağıtın; (8) Askerlerin yaşam düzeltin, eski askerlere toprak verin ve iş bulun; (9) Bütün ağır vergileri ve çeşitli harçları iptal edin, bir düzenli müterakki vergi sistemi kurun; (10) Dünya proletaryasıyla birleşin, Sovyetler Birliği'yle birleşin.
[61] Çin Komünist Partisi Altıncı Merkez Komitesinin Beşinci Genel Toplantısı Ocak 1934'te yapıldı.
[62] Siyasi Büronun Eylül 1941'de yaptığı bu toplantıda, Parti tarihindeki özellikle İkinci Devrimci İç Savaşı dönemindeki siyasi çizgi meselesi gözden geçirildi.
[63] "Sadece kendi bulunduğu dağın tepesini görme" anlayışı, bir klik kurma eğilimiydi ve esas olarak uzun süreli gerilla savaşı koşullarında ortaya çıktı. Bu savaş sırasında köylük bölgelerdeki devrimci üsler dağınıktı ve bunların birbirleriyle irtibatı yoktu. Bu üslerin büyük kısmı başlangıçta dağlık bölgelerde kurulmuştu. Üslerden her biri kendini dağdaki tek bir müstahkem mevki gibi, başlı başına bir birim olarak görme eğilimindeydi. İşte bu hatalı eğilim, sadece kendi bulunduğu dağın tepesini görme anlayışı olarak adlandırıldı.
[64] Üs bölgelerinin nispeten istikrarlı kısımlarında, halk düzenli tahıl vergisini sadece Japon aleyhtarı demokratik hükümete öderdi. Ancak düşmanın sürekli saldırılarına hedef olan üs bölgelerinin dış kısımlarında ve gerilla bölgelerinde, halk sık sık düşmanın kukla hükümetine de başta bir tahıl vergisi ödemeye zorlanırdı.
[65] Mart 1941'de Kuzey Çin'de Japon istilacıları ve Çinli hainler bir "kamu güvenliğini sıkılaştırma kampanyası" ilan ettiler. Bu kampanya çerçevesinde evlere baskınlar yapıyor, komşudan sorumlu olma sistemini kuruyor, ev ev kontroller yapıyor ve kukla birlikler kuruyorlardı. Bütün bunların amacı Japonya'ya karşı kuvvetleri bastırmaktı.
[66] Mart 1944'te Japon istilacıları Honan Eyaletinde 50-60 bin kişilik bir kuvvete bir sefere giriştiler. Çiang Ting-ven, Tang Enypo ve Hu Zung-nan'ın komutasındaki 400 bin Guomindang askeri, Japon istilacılarının önünde eridi gitti. Çengçov ve Lyang da dâhil, 38 il art arda düşmanın eline geçti. Tang En-po 200 bin asker kaybetti.
[67] Bir yanda Çan Kayşek, diğer yanda Feng Yusiang ve Yen Şişan olmak üzere savaş ağalan arasındaki bu büyük çaplı savaş, Lunghay ve Tienzin-Pukov Demiryolları boyunca yapıldı. Mayıs-Ekim 1930 arasında altı ay sürdü. Her iki tarafın kaybı 300 bine ulaştı.
[68] Kuo Mojo "1644 Ayaklanmasının Üç Yüzüncü Yıldönümü" adlı denemesini 1944 yılında, Ming Hanedanının son yıllarında Li-Zuçeng'in önderliğindeki köylü ayaklanmasının zaferini anmak amacıyla kaleme almıştı. Bu yazısında ayaklanmanın 1645 yılında yenilgiye uğradığını, çünkü köylü kuvvetlerinin 1644'te Pekin'e girmesinde sonra önderlerinden bazılarının sefih hayat sürmeye başladıklarını ve hizip çatışmaları çıktığını açıkladı. Deneme ilk kez, Çungking'de Yeni Çin Gazetesi'nde yayımlandı. Daha sonra Yenan'da ve Kurtarılmış Bölgelerin diğer kısımlarında broşür halinde yeniden basıldı.
[69] Mençius XI. Kitap, "Kao Zu", I. Bölüm.
[70] Çang Zuteh yoldaş Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Muhafız Alayı askerlerinden biriydi. Komünist Partisinin halkın çıkarlarına bağlılıkla hizmet etmiş bir üyesiydi. Devrime 1933'de katıldı. Uzun Yürüyüşte görev aldı ve görev başında yaralındı, 5 Eylül 1944'te Kuzey Şensi'de Ansay ili dağlarında odun kömürü yaparken ocağın aniden çökmesiyle öldü.
[71] Zuma Çien M.Ö. ikinci yüzyılda yaşamış ünlü bir Çinli tarihçidir ve Tarihi Kayıtlar'ın yazarıdır. Buradaki sözler "Cen-Şaoçing'in Mektubuna Cevap"ında geçmektedir.
[72] Li Ting-ming Kuzey Şensi Eyaletindeki aydın bir toprakağasıydı ve bir defa Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi hükümetinin başkan yardımcılığına seçilmişti.
[73] Bu, Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesinin ve Kuzey Orta ve Güney Çin'deki bütün diğer Kurtarılmış Bölgelerin toplam nüfusuydu.
[74] 10 Ekim'de kutlanan Çifte Onuncu Bayramı, 1911 Devrimini başlatan Vuhan'daki silahlı ayaklanmanın yıldönümüdür.
[75] Kanton yakınındaki Vampoa'da bulunan Vampoa Askeri Akedemisi, Dr. Sun Yatsen tarafından 1924'te Guomindang'ın yeniden düzenlenmesinden sonra Çin Komünist Partisi'nin ve Sovyetler Birliği'nin yardımıyla kurulmuştu. Çan Kayşek'in 1927'de devrime ihanet etmesinden önce Akademi Guomindang ve komünist Partisi tarafından ortaklaşa yönetiliyordu. Çu Enlay, Yeh Çien Ying, Yun Tayying, Siao Çunu ve diğer yoldaşlar, çeşitli dönemlerde akademide sorumlu mevkilerde bulunmuşlardı. Askeri öğrencilerin birçoğu Komünist Partisinin ya da Komünist Gençlik Birliğinin üyesiydiler ve akademinin devrimci çekirdeğini oluşturuyorlardı.
[76] Pang Pingsun, Sun Liangçengi ve Çen Siaçian, açıkça Japon istilacılarının safına geçen Guomindang generalleriydi.
[77] Şensi'deki İntihar Müfrezeleri, Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı'nın ilk günlerinde Komünist Partisinin önderliği ve etkisi altında kurulmuş, Japonya'ya karşı bir silahlı halk kuvvetiydi.
[78] 1924'de, Dr. Sun Yat-sen, Komünist Parti ile ve işçiler ve köylülerle ittifak kurarak, İngiliz emperyalistleriyle işbirliği yapan ve Kanton'da karşıdevrimci faaliyetlere girişen, kompradorların ve toprak ağalarının silahlı gücü "Tüccar Kıtası"nı yenilgiye uğrattı. Guomindang ile Komünist Partisi arasındaki işbirliği temeli üzerine kurulmuş olan devrimci ordu. 1925 yılı başlarında Kanton'dan çıktı. Doğu Seferini yaptı ve köylülerin desteğiyle, savaş ağası Chen Chiung Ming'in askerlerini yendi. Ondan sonra Kanton'a geri dönerek, buralara yerleşen Yunan ve Kvangsi savaş ağalarını devirdi. O sonbaharda. İkinci Doğu Seferini yaptı ve sonunda Cehen Ching Ming'in kuvvetlerini yok etti. Komünist Partisi ve Komünist Gençlik Birliği üyelerinin, en önde kahramanca savaştığı bu seferler, Kvangtung Eyaletinin Siyasal bütünlüğünü sağladı ve Kuzey seferine yol açtı.
[79] Lo Çang-lung, Çin Komünist Partisi'nin ilk üyelerindendir. Sonradan devrime ihanet etmiştir. 1931'deki Altıncı Parti, Merkez Komitesi Dördüncü Genel Toplantısında, Çin devriminin geleceği hakkında karamsar olan Lo Çang-lung, Altıncı Parti Milli Kongresi'nin çizgisine karşı, Cen Dusiu kliğinin, karşıdevrimci tutumunu açıkça destekledi. Kızıl Ordu'yu ve Kızıl üs alanlarını kötüledi ve Komünist kadroların adlarını Çan Kayşek'in çetesine ihbar eden bildiriler dağıttı. Partinin yönettiği devrimci mücadeleyi dinamitlemek için, sözde "Olağanüstü Merkez Komitesi" "İkinci Eyalet Komiteleri" "İkinci Bölgesel Komiteler" ve "Sendikalarda İkinci Parti Bölümleri" kurdu ve Parti içinde bölücü faaliyetlerde bulundu. Ocak 1931'de Parti'den atıldı.
[80] Çang Kuo-tao için, bakınız "Partinin Çalışma Tarzını Düzeltelim" Mao Zedung, Seçme Eserler Bu ciltte Not 5, (Çang Kuo-tao Çin devriminde bir dönektir. Gençken, devrim üzerinde spekülasyon yapıp, Çin Komünist Partisi'ne katıldı. Partide ciddi suçlara yol açan pek çok yanlışlar yaptı. Bunların en ünlüsü, 1935'de Kızıl Ordu'nun kuzeye doğru yürüyüşüne karşı çıkması, Kızıl Ordu'nun Seçuan-Sikang sınırındaki azınlık milliyetlerin bölgelerine çekilmesini savunmakla içine düştüğü bozgunculuk ve tasfiyeciliktir. Üstelik Partiye, Merkez Komitesine karşı açıkça, haince faaliyetlerde bulunmuş, kendi sahte merkez komitesini kurmuş, Partinin ve Kızıl Ordu'nun birliğini bozmuş ve Kızıl Ordu'nun Dördüncü Cephe Ordusu'na ağır kayıplar verdirtmiştir. Ama Mao Zedung yoldaşın, Merkez Komitesinin sabırlı eğitimi sayesinde, Dördüncü Cephe Ordusu ve onun pek çok kadrosu kısa zamanda Parti Merkez Komitesinin doğru önderliğine dönmüşler ve bundan sonraki mücadelelerde şerefli bir rol oynamışlardır. Oysa Çang Kuo-tao, ıslah olmayacağını ortaya koymuş ve 1938 baharında, Şensi-Kansu-Ningsia Sınır Bölgesi'nden kaçarak Guomindang gizli polisine katılmıştır.)
[81] Çin devriminin 1927'deki yenilgisinden sonra, Çin'de de az sayıda Troçkist belirdi. Cen Dusiu ve öteki hainlerle birleşerek, 1929'da küçük bir karşı-devrimci klik oluşturdular ve Guomindang'ın zaten burjuva demokratik devrimi tamamladığı gibi karşı-devrimci propagandaya giriştiler ve halka karşı pis bir emperyalist ve Guomindang aracı haline geldiler. Çin Troçkistleri utanmadan Guomindang'ın gizli polisine katıldılar. 18 Eylül Olayından sonra, hain dönek Troçki'nin "Çin'in emperyalist Japon tarafından istilasına engel olunmaması" emrini yerine getirmek için Japon gizli ajanlarıyla ve Japon saldırısını kolaylaştırmak için her türlü faaliyette bulundular.
[82] Ön Madde programı için, bakınız. Bu ciltte, "İncelememiz ve Şimdiki Durum" başlıklı makalenin 5 no'lu dipnotu.
[83] Kızıl Ordu'nun Birinci Cephe Ordusu, Hunan Eyaletinin başkenti, Çangşa'ya karşı ikinci saldırısını, 1930 Eylülünde yaptı. Düşman güçleri, istihkâm ardında çetin bir savunmada bulunduğu için ve uçaklarla ve savaş gemileriyle desteklendiği için, uzun saldırılardan sonra bile Kızıl Ordu şehri ele geçiremedi. Bu sırada, düşmanın takviye güçleri birikiyor ve durum Kızıl Ordu'nun aleyhine dönüyordu. Mao Zedung yoldaş Birinci Cephe Ordusu'ndaki kadrolara Çangşa'y'ı kuşatan birliklerin geri çekilmesi gerektiğini anlattı ve sonra onları Kuzey Kiangsi'nin kilit şehri Kiukiang'ı ele geçirme ve öteki büyük şehirlere saldırma fikrinden vazgeçildi. Siyasetlerini değiştirmeyi, güçlerini bölüp Hunan'daki Çaling Yohsien ve Liling illerini ve Kiangsi'deki Ping-siang ve Kian ilçelerini zaptetmeyi kabul ettirdi. Bu, Birinci Cephe Ordusu'nun geniş ölçüde yayılmasını sağladı.
[84] Çu Çiupay yoldaş Çin Komünist Partisi'nin ilk üyelerinden ve önderlerinden biridir. 1923-28 yılları arasında Partinin Üçüncü, Dördüncü, Beşinci ve Altıncı Milli Kongrelerinde, Merkez Komitesine seçilmiştir. Birinci Devrimci İç Savaş sırasında Guomindang'taki Sağ kanadın antikomünist ve halka karşı "Tay Çitao Doktirinine" karşı ve Çin Komünist Partisi'nde Cen Dusiu tarafından temsil edilen sağ oportünizmine karşı aktif olarak mücadele etmiştir. 1927'de Guomindang'ın devrime ihanet etmesinden sonra 7 Ağustos'ta Parti Merkez Komitesini olağanüstü toplantıya çağırmış ve bu toplantı Partide Cen Dusiu'culuğun hâkimiyetine son vermiştir. Ancak 1927 kışından 1928 baharına kadar, merkez yönetim organının çalışmalarını idare ederken, Çu Çiupay maceracılık şeklindeki "Sol" hatayı işlemiştir. 1930 Eylülünde Altıncı Parti Merkez Komitesinin Üçüncü Genel Toplantısını yapmış ve bu toplantı Partiye zarar veren Li Li-san çizgisine son vermiştir. Ama Ocak 1931'de Altıncı Merkez Komitesi Dördüncü Genel Toplantısında, "Sol" dogmatiklerin ve bölücülerin saldırısına uğradı ve merkez yönetim organından atıldı. Bu tarihten sonra 1933'e kadar Şanghay'daki kültür devrimi hareketinde Lu Sun'la birlikte çalıştı. 1933'de Kiangsi'deki Kızıl üs alanına geldi ve İşçi ve Köylü Demokratik Merkezi Hükümetinde, Halk Eğitimi müdürü oldu. Kızıl Ordu'nun ana kuvvetleri Uzun Yürüyüşe başladığı zaman, geride, Kiangsi üs alanlarında kalması istendi. Mart 1935'de Fukien gerilla alanında Çan Kayşek'in yardakçıları Çu Çiupay yoldaşı yakaladılar ve 18 Haziran'da Fukien Eyaletinde Çaugting'de kahramanca öldü.
[85] Lin Yunan yoldaş Çin Komünist Partisi'nin üyesi ve Çin Sendika hareketinin ilk önderlerinden ve örgütleyicilerinden biridir. Çin işçi sendikaları sekreterliği, Vuhan şubesi başkanı yürütme komitesinin üyesi ve aynı zamanda bütün Çin İşçi Sendikaları Federasyonu'nun Genel Sekreteri idi. 1931'de Çan Kayşek'in yardakçıları tarafından yakalandı ve Şanghay'da Lunghua'da kahramanca öldü.
[86] Li Siu sih yoldaş Çin Komünist Partisi'nin üyesi idi. 1928de Çin Komünist Gençlik Birliği Merkez Komitesinde çalıştı ve Propaganda Bölümünün başkanı ve Birlik organı Çin Gençliğinin başyazarı idi. 1931'de Parti Merkez Komitesi Propaganda Bölümünde çalışırken, Şanghay'da Çan Kayşek'in yardakçıları tarafından yakalandı ve Lunghua 'da kahramanca öldü.
[87] Ho Meng-siung Çin Komünist Partisi'nin üyesi. Kuzey Çin'deki sendika hareketinin ilk örgütleyicilerinden biri ve Pekin-Suiyuan hattındaki Demiryolu işçileri Sendikasının kurucusudur.
1927'de Guomindang devrime ihanet ettikten sonra. Komünist Partisinin Şanghay'daki, Kiangsu Eyalet Komitesi'nde bir üye olarak ve onun köylü bölümünün sekreteri olarak çalıştı. 1931'de Çan Kayşek'in yardakçıları tarafından yakalandı ve Lunghua'da kahramanca öldü.
[88] Po ku diye de bilinen, Cin Pangsien yoldaş Çin Komünist Partisi'nin üyesiydi. 1931 Eylülünden Ocak 1935'e kadar, önce, Parti'nin Şanghay'daki geçici eyalet merkez önderliğinin, sonra da Parti'nin Kızıl Üs alanları Merkezi Bürosunun başında bulundu. Bu dönemde, "Sol çizgi şeklindeki ciddi hatayı işledi. Japonya'ya Karşı Direnme Savaşı'nın ilk dönemlerinde Parti Merkez Komitesinin Güney Bürosunda çalıştı. 1941'den sonra Mao Zedung yoldaşın önderliği altında, Yenan'da günlük gazete Kurtuluş'u, Sinhua Yeni Çin Haber Ajansı'nı kurdu ve yönetti. 1945'de Yedinci Milli Parti Kongresi'nde yeniden Merkez Komitesine seçildi. 1946 Şubat'ında Guomidang'la yapılacak görüşmelere katılmak üzere Cungking'e gitti. Nisan ayında, Yenan'a geri dönerken bir uçak kazasında öldü.
[89] "Sol" hatalar işlemiş olan Çu Liçin yoldaş 1935 sonbaharında merkezi yönetim organının bir temsilcisi olarak, (Şensi-Kansu Sınır Bölgesini ve kuzey Şensi'yi kapsayan) Kuzey Şensi devrimci üs alanına geldi. Burada bulunan ve "Sol" hatalar işlemiş, olan Kuo Hungtao yoldaş ile işbirliği yaparak, siyasal, askeri ve örgütsel işlerde "Sol" Oportünist çizgiyi uyguladılar ve doğru çizgiyi izlemiş olan ve Kuzey Şensi'deki, Kızıl Ordu'yu ve devrimci üs alanını kurmuş olan Liu Çihtan'ı ve öteki yoldaşları uzaklaştırdılar. Bundan sonra karşı devrimcileri bastırma işinde, doğru çizgiyi uygulayan çok sayıda kadroyu tutuklamak gibi ciddi bir hata işlediler ve böylece Kuzey Şensi devrimci üs alanında ağır bir kriz yarattılar. Uzun Yürüyüşten sonra, 1935 Kasım'ında Kuzey Şensi'ye varan Parti Merkez Önderliği, bu "Sol" hataları düzeltti, Liu Çihtan'ı ve öteki yoldaşları hapisten çıkarttı ve böylece Kuzey Şensi devrimci üs alanını tehlikeli durumdan kurtardı.
[90] Bakınız J. V. Stalin, "Çin Devriminin Sorunları" ve "Çin Devrimi ve Komintern'in Görevleri", Eserler. İng. Ed. FLPH. Moskova, 1954 cilt IX, s. 224-34, 291-99 ve "Çin Devriminin Geleceği" Eserler Ed., FLPH, Moskova, 1954 , cilt VIII, s. 373-91.
[91] Bakınız Mao Zedung "Hunan'daki Köylü Hareketi üzerine Bir Araştırma Hakkında Rapor" Seçme Eserler. İng. Ed. FLP. Pekin, 1965 cilt 1. s. 23-59.Türkçe baskı. Kaynak Yayınları Cilt I s. 31.
[92] Bakınız Mao Zedung "Çingkang Dağlarındaki Mücadele" Seçme Eserler İng. Ed.. FLP Pekin. 1965. cilt l. s. 97-99. Türkçe baskı Kaynak Yayınları Cilt I s. 94.
[93] Çingkang Dağlarındaki Cephe Komitesinin, Parti Merkez Komitesine 1929 Nisan'ında yolladığı mektuptan alınmıştır. "Bir Tek Kıvılcım Bozkırı Tutuşturabilir"den iktibas edilmiştir. Seçme Eserler, Mao Zedung İng. Ed. FLP, Pekin, 1965, cilt l. s. 123.Türkçe baskı Kaynak Yayınları Cilt I s.152.
[94] Bakınız "Neden Çin'de Kızıl Siyasi İktidar Var Olabilir?" ve "Çingkang Dağlarındaki Mücadele", Seçme Eserler. Mao Zedung İng. Ed. FLP, Pekin 1965, Cilt 1 s. 63-104. Türkçe baskı Kaynak Yayınları Cilt I s. 81-94.
[95] Çin Komünist Partisi 1933 Ocak ayında, devrimci üs alanlarına ve Kızıl Ordu'ya saldıran bütün Guomindang askerlerine şu üç şartla bir ateş-kes anlaşmasının yapılmasını ve Japonya'ya karşı ortak direnişe geçilmesini öneren bir bildiri yayınladı.
1- Devrimci üs alanlarına ve Kızıl Ordu'ya saldırının durdurulması;
2- Halka hak ve özgürlüklerin tanınması;
3-Halkın silahlandırılması.
[96] Bu altı koşul 1934'de Çin Komünist Partisi tarafından ileri sürülen ve Soong Çing Ling (Bayan Sun Yatsen) ve öbürlerinin imzalarıyla yayınlanan, "Japonya ile savaşta Çin Halkının Temel Programındaki maddeleri". Bu koşullar şunlardır.
1- Bütün deniz, kara ve hava kuvvetlerini Japonya'ya karşı savaş için seferber edelim.
2- Bütün ülkede halkı seferber edelim.
3- Bütün halkı silahlandıralım.
4- Savaş harcamalarını ödemek için Japon emperyalistlerinin ve satılmışların Çin'deki mülklerine el koyalım.
5- İşçilerin, köylülerin, askerlerin, öğrencilerin ve işadamlarının temsilcilerinden seçilecek bir Çin Silahlı Milli Savunma Komitesi kuralım.
6- Japon emperyalistlerine karşı olan bütün güçlerle ittifak kuralım ve iyi niyetli, tarafsız bütün ülkelerle dostça ilişkiler içinde olalım.
[97] J.V. Stalin "Çin Devriminin Geleceği". Eserler. İng. Ed FLPH Moskova, 1954 cilt VIII s. 379.
[98] Bakınız "Neden Çin'de Kızıl Siyasal İktidar var olabilir?" ve "Bir Tek Kıvılcım Bozkırı Tutuşturabilir" Seçme Eserler. Mao Zedung İng. Ed., FLP, Pekin, 1965, cilt I. s. 63-72, 117-28, Türkçe baskı Kaynak Yayınları, Cilt I s. 81. s. 152.
[99] "Neden Çin'de Kızıl Siyasal İktidar Var Olabilir?"den. Seçme Eserler, Mao Zedung, İng. Ed., FLP, Pekin, 1965,cilt l. s. 65 .Türkçe baskı Kaynak Yayınları Cilt I s. 81.
[100] "Bir Tek Kıvılcım Bozkırı Tutuşturabilir" Seçme Eserler, Mao Zedong, İng. Ed., FLP. Pekin 1965 Cilt I. s. 118. Türkçe baskı Kaynak Yayınları Cilt I s. 152.
[101] J. V. Stalin. "Leninizmin İlkeleri" Eserler, İng. Ed., FLPH., Moskova. 1953. cilt VI. s. 155-75 ve "Çağdaş Konular üzerine Notlar", Eserler, İng. Ed. FLPH., Moskova 1954 Cilt IX. s. 346.
[102] "Çingkang Dağlarındaki Mücadele"den Seçme Eserler, Mao Zedung. İng. Ed., FLP. Pekin 1956. Cilt l. s.73.
[103] Aynı eser, s. 74.
[104] Aynı eser, s. 76.
[105] Çingkang Dağlarındaki Cephe Komitesinin, Parti Merkez Komitesine 1929 Nisan'ında yolladığı Mektuptan alınmıştır. "Bir Tek Kıvılcım Bozkırı Tutuşturabilir"den iktibas edilmiştir. Seçme Eserler. Mao Zedung. İng. Ed., FLP, Pekin. 1965.Cilt. l, s. 126.
[106] Düşmanın Beşinci "Kuşatma ve Baskı" Harekâtı'na karşı mücadele üzerine Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Kararından alınmıştır. (Zunyi Toplantısının Kararı)
[107] "Çin Devrim Savaşında Strateji Sorunları" Seçme Eserler, Mao Zedung İng. Ed., FLP. Pekin. 1965. Cilt I. s. 200.
[108] Bakınız "Siyaset Üzerine", Seçme Eserler, Mao Zedung Kaynak Yayınları, Cilt II, s. 449.
[109] Liu Şao-çi "Kapalı Kapıcılığı ve Maceracılığı Yok Edelim" den.
[110] Liu Şao-çi "Beyaz Bölgelerde Geçmiş Çalışmalar Hakkında Merkez Komitesine Mektup"tan.
[111] Liu Şao-çi "Kapalı Kapıcılığı ve Maceracığı Yok Edelim"den.
[112] Lo Ming önceleri Çin Komünist Partisi'nin üyesiydi. 1933'de Merkezi Kızıl Üs alanları, Fukien Eyalet Komitesinin Sekreter vekili idi. Şanghang Yunting'de ve Batı Fukien'in başka uzak yerlerinde Parti oldukça güç bir durumla karşı karşıya olduğu için, buralardaki görevinin istikrarlı üs alanlarındaki görevinden farklı olması gerektiğini savunmuş ve bu yüzden "solcular"ın saldırılarına uğramıştır. "Solcular" onun görüşlerini tahrif ederek ve abartarak "Karamsarlık ve devrim hakkındaki ümitsizlikten doğan, oportünist-tasfiyeci kaçış ve gerileme çizgisi" olarak sunmuşlar ve örgütsel açıdan sözde "Lo Ming Çizgisine karşı mücadele" vermişlerdir.
[113] Üç Ana Disiplin Kuralı ve Dikkat Edilecek Sekiz Nokta, Toprak Devrimi Savaşı sırasında, Çin işçi ve köylü Kızıl Ordusu için, Mao Zedung yoldaş tarafından saptanmıştır ve sonradan Sekizinci Yol Ordusu ve Yeni Dördüncü Ordu ve bugünkü Halk Kurtuluş Ordusu tarafından disiplin kuralları olarak kabul edilmiştir. Değişik bölgelerdeki Ordu birliklerinde, bu kuralların içeriği biraz farklı olduğundan, Çin Halk Ordusu Başkomutanlığı, Ekim 1947'de aşağıdaki standart tipi yayınladı. Üç Ana Disiplin Kuralı:
1-Bütün eylemlerinde emirlere itaat et.
2- Kitlelerden tek bir iğne veya bir parça iplik bile alma.
3- Ele geçirilen her şeyi teslim et.
Dikkat Edilecek Sekiz Nokta:
1 - Kibar konuş
2- Satın aldığının karşılığını hakkıyla öde.
3- Ödünç aldığın her şeyi geri ver.
4- Zarar verdiğin her şeyi öde.
5- Halka kötü davranma.
6- Ürünlere zarar verme.
7- Kadınlara saygısızlık yapma.
8- Esirlere kötü davranma.
[114] Çinkang Dağlarındaki Cephe Komitesinin Parti Merkez Komitesine. 1929 Nisanında yolladığı mektuptan alınmıştır. "Bir Tek Kıvılcım Bozkırı Tutuşturabilir"den iktisap edilmiştir. Seçme Eserler, Mao Zedung İng. Ed., FLP, Pekin, 1965. Cilt I. s. 124.Türkçe baskı Kaynak Yayınları Cilt I s. 152.
[115] Bakınız "Çin Devrim Savaşında Strateji Sorunları" Seçme Eserler, Mao Zedung, İng. Ed. FLP. Pekin, 1965, cilt I, s. 205-49 Kaynak Yayınları Cilt I s. 230.
[116] Düşmanın beşinci "Kuşatma ve Baskı" Harekâtının Kırılması hakkında Çin Komünist Partisi, Merkez Komitesinin ulaştığı sonuçlar Şubat 1935.
[117] 1929'da Dördüncü Kızıl Ordu'nun Dokuzuncu Parti Kongresinin Kararı. "Parti İçindeki Yanlış Fikirlerin Düzeltilmesi Üzerine" başlıklı yazıya işaret etmektedir. Seçme Eserler, Mao Zedung. İng. Ed. FLP, Pekin, 1965, Cilt, 1, s. 105-16.Kaynak Yayınları Cilt I s. 94.
[118] V. İ. Lenin "Ne Yapmalı?" Toplu Eserler, İng. Ed., FLPH, Moskova, 1961, cilt V, s. 369.
[119] J. V. Stalin, "Merkez Komitesi ve Merkez Kontrol Komisyonunun Nisan ayı Ortak Toplantısının Çalışmaları" Eserler, İng., FLPH, Moskova, 1954, cilt, XI, s. 39.
[120] "İncelememiz ve Şimdiki Durum"dan bu ciltte s. 168.
[121] Blanquizm, Fransa'da Auguste Blanqui (1805-1881) tarafından temsil edilen devrimci maceracılık ideolojisidir. Blanquistler sınıf mücadelesini inkâr ediyorlar ve insanlığın kapitalist sömürü sisteminden, proletaryanın sınıf mücadelesiyle değil de, bir avuç entelektüelin, gizli ittifakıyla kurtulacağını sanıyorlardı.
[122] "Sadece kendi bulunduğu dağın tepesini görme" zihniyeti için, bakınız, bu ciltte "İncelememiz ve Şimdiki Durum" başlıklı makalenin 8 no'lu dipnotu.
[123] Burada Çan Kayşek'in 1943'te yayımlanan Çin'in Kaderi adlı kitabı kastediliyor.
[124] Burada Mao Zedung yoldaşın, aynı kongredeki "Koalisyon Hükümeti Üzerine" başlıklı raporu kastediliyor.
[125] Çin Milli Kurtuluş Öncü Birliği ya da daha kısa adıyla Milli Öncü Birlik. 1935'teki 9 Aralık Hareketine katılan ilerici gençler tarafından Çin Komünist Partisi önderliğinde 1936 Eylül'ünde kurulan bir devrimci gençlik örgütüydü. Direnme Savaşının patlak vermesinden sonra bu örgütün üyelerinden birçoğu savaşta yer aldı ve düşman hatları gerisindeki üs bölgelerinin inşasına katıldı. Guomindang bölgesindeki Milli Öncü Birlik örgütleri t'938'de Çan Kayşek hükümeti tarafından zorla kapatıldı: Kurtarılmış bölgelerdeki daha sonra daha geniş nitelikte bir örgüt olan Milli Kurtuluş İçin Gençlik Birliğine katıldılar.
[126] 7 Temmuz 1937'de Japon istila kuvvetleri Pekin'in 10 km. kadar güneybatısında bulunan Lukuçiao'daki Çin garnizonuna saldırdı. Japonya'ya karşı ülke çapındaki coşkun hareketin etkisi altındaki Çin askerleri karşı koydular. Bu olay, Çin halkının sekiz yıl süren Japonya'ya karşı kahramanca Direnme Savaşının başlangıcını belirler.
[127] Üç anti-komünist saldırı hakkında daha geniş bilgi edinmek için bu cildin (s. 141) sayfalarındaki "Guomindang Merkez Yürütme Komitesinin ve Siyasi Halk Konseyinin Toplantıları Üzerine Bir Yorum" adlı yazıya bakınız.
[128] Çin'in kuzey-güney ana demiryolu hattını ulaşıma açmak için girişilen bu harekâtlar, Kanton-Hankov Demiryolunu boylu boyunca ele geçirmek ve böylece Kuzey ve Güney Çin arasında kesintisiz bir kara bağlantısı ede etmek için Japon ordusunun 1944 Mayıs'ında giriştiği taarruzu oluşturur.
[129] Scobie Yunanistan'daki İngiliz emperyalist saldırı kuvvetlerinin komutanıydı. 1944 Ekim'inde yenik düşen Alman işgalcileri Avrupa kıtasında geri çekilirken, Londra'da sürgünde bulunan gerici Yunan hükümetini de beraberinde getiren Scobie'nin birlikleri ülkeye girdiler. Scobie, Alman istilacılarına karşı uzun ve kahramanca bir mücadele vermiş olan Yunanistan Halk Kurtuluş Ordusuna saldırmada ve Yunan yurtseverlerini katletmede bu hükümete yardımcı oldu ve Yunanistan'ı kana boğdu.
[130] Pao çia, Guomindang gerici kliğinin faşist yönetiminin ilk günlerinde zorla kabul ettirdiği bir idari sistemdi. 1 Ağustos 1932'de Çan Kayşek Hunan, Hupey ve Anvey Eyaletlerini kapsayan "Pao ve Çia Örgütleri ve İllerde Nüfus sayımı İçin Yönetmelikleri"ni yürürlüğe koydu. Bu "yönetmelikler", Pao ve Çia'nın hane esasına göre örgütlenmesini; her hanenin, on hanedan meydana gelen her Çia'nın ve on Çia'dan meydana gelen her Pao'nun bir reisi olmasını" öngörüyordu. Komşuların birbirlerinin faaliyetlerini gözlemeler ve yetkilere ihbar etmeleri zorunlu kılınıyordu. İçlerinden biri suçlu bulunduğu takdirde hepsi cezalandırılabilecekti. Ayrıca zorunlu çalışmanın sağlanabilmesi için karşıdevrimci tedbirler alındı. 7 Kasım 1934'te Guomindang hükümeti kendi yönetimi atındaki bütün eyaletlerde ve belediyelerde bu faşist yönetim sisteminin kurulacağını resmen açıkladı.
[131] 1943 Kasım'ında Çin, Birleşik Amerika ve İngiltere'nin katıldığı Kahire Konferansı, Tayvan ve diğer bazı toprakların Çin'e geri verilmesini açıkça şart koşan Kahire Bildirisini yayınladı. 1950 Haziran'ında ABD hükümeti, Çin'i Tayvan üzerindeki hâkimiyetinden yoksun bırakmak çabasıyla, antlaşmayı açıkça ihlal etti ve bölgeye bir filo gönderdi.
[132] Yuan Şihkay, Çing Hanedanının son yıllarında Kuzeyli savaş ağalarının başıydı. Çing Hanedanının 1911 Devrimiyle yıkılmasından sonra Cumhuriyetin başkanlığını gaspetti ve büyük toprak ağası ve büyük komprador sınıflarını temsil eden ilk kuzeyli savaşağaları hükümetini kurdu. Bunu, karşıdevrimci silahlı kuvvete ve emperyalistlerin desteğine dayanarak ve o zaman devrime önderlik etmekte olan burjuvazinin uzlaşıcı karakterinden yararlanarak yaptı. 1915'te kendisini imparator ilan etmek istedi ve Japon emperyalistlerinin desteğini kazanmak için. Japonya'nın Çin üzerindeki bütün denetimi tek başına elde etmek amacıyla hazırladığı Yirmi Bir Talebi kabul etti. Aynı yılın Aralık ayında Yenan Eyaletinde onun tahta geçmesine karşı bir ayaklanma patlak verdi ve bu ayaklanma bütün ülkede derhal yankı uyandırdı ve destek gördü. Yuan Şihkay, 1916 Haziran'ında Pekin'de öldü.
[133] Omey, Seçuan Eyaletinin güneybatısında ünlü bir dağdır. Burada, Seçuan'ın dağlık bölgeleri, Çan Kayşek hâkim kliğinin Japonya'ya Karşı Direnme Savaşındaki son sığınağını temsil etmektedir.
[134] Dr. Sun Yatsen 10 Kasım 1924 tarihli "Kuzeye Hareketim Üzerine Açıklama"sından alınmıştır.
[135] İngiltere 18. yüzyıl sonlarından itibaren Çin'e uzun yıllar gittikçe artan miktarda afyon ihraç etti. Bu alışveriş, Çin halkını uyuşturucu maddelere alıştırmakla kalmadı, aynı zamanda Çin'in gümüşünü de yağmaladı. Çin'de bu durunla karşı şiddetli bir muhalefet doğdu. İngiltere, 1840 yılında Çin'le olan ticaretini güven altına almak bahanesiyle Çin'e karşı silahlı saldırıya girişti. Li Ze-su komutasındaki Çin askeri birlikleri direnişe geçtiler ve Kanton halkı kendiliğinden "İngiliz Ordularını Yok Etme" hareketini örgütledi ve İngiliz saldırı kuvvelerine ağır darbeler indirdi. Ama 1842'de kokuşmuş Çing rejimi İngiltere'yle Nanking antlaşmasını imzaladı. Bu antlaşmada, İngiltere'ye tazminat ödenmesi, Hongkong'un İngiltere'ye bırakılması, Şanghay, Fooçov, Amoy, Ningpo ve Kanton'un İngiliz ticaretine açılması ve Çin'e ithal edilen İngiliz mallarına uygulanacak gümrük tarifesinin Çin ve İngiltere tarafından ortaklaşa tespit edilmesi öngörülüyordu.
[136] Atlantik Bildirisi, Birleşik Amerika ve İngiltere tarafından 1941 Ağustos'undaki Atlantik Konferansının sonunda ortaklaşa yayımlanmıştı. Moskova Konferansı Sovyetler Birliği, Birleşik Amerika ve İngiltere Dışişleri Bakanları arasında 1943 Ekilirinde yapılmıştı. Sovyetler Birliği, Birleşik Amerika ve İngiltere'nin katıldığı Tahran Konferansı 1943 Kasım ve Aralık aylarında İran'ın başkentinde yapıldı. Sovyetler Birliği, ABD ve İngiltere'nin katıldığı Kırım Konferansı, 1945 Şubat'ında Yalta'da yapıldı. Bütün bu uluslararası konferanslarda taraflar, faşist Almanya'yı ve Japonya'yı ortak çabayla yenmeye, saldırgan güçlerin ve faşist kalıntıların yeniden canlanmasını önlemeye, dünya barışını korumaya ve bütün ülkelerin halklarının bağımsızlık ve özlemlerini gerçekleştirmelerine yardımcı olmaya kararlı olduklarını belirttiler. Ama savaşın hemen ardından ABD ve İngiltere hükümetleri bütün bu uluslararası antlaşmaları çiğnediler.
[137] Tung Pi-vu yoldaş. Nisan-Haziran 1945'te San Fransisko'da 50 ülkenin temsilcilerinin katılmasıyla yapılan Uluslararası Örgütlenme Üzerine Birleşmiş Milletler Konferansında hazır bulundu. Birleşmiş Milletler Örgütü üzerine öneriler. Moskova ve Tahran Konferansları kararlarına uygun olarak Sovyetler Birliği, ABD, İngiltere ve Çin temsilcilerinin Ağustos-Ekim 1944'te Birleşik Amerika'da Dumbarton Oaks'ta yapmış oldukları toplantıda hazırlanmıştır.
[138] Japonya'nın teslim olmasıyla durum değişti. Çin Kurtarılmış Bölgeleri Halk konferansı Çin Komünist Partisinin Yedinci Kongresinden sonra Yenan'da bu konferans için bir Hazırlık Komitesi kurulmasına ve bütün Kurtarılmış Bölgelerden temsilcilerin hazır bulundukları bir açılış toplantısı yapılmasına rağmen toplanmadı.
[139] Gerici Cumhuriyetçi Partiye mensup bir politikacı olan Patrick J. Hurley 1944'ün sonlarına doğru Çin'e ABD büyükelçisi olarak atandı. Kasım 1945'te istifaya zorlandı, çünkü Çan Kayşek'in antikomünist siyasetini desteklemesi, Çin halkının şiddetli muhalefetine yol açmıştı. Hurley'in Çin Komünist Partisiyle işbirliğine karşı açıklaması 2 Nisan 1945'te Washington'da ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bir basın toplantısında yapılmıştı. Ayrıntılar için bkz. "Hurley-Çan Kayşek Düeti Bir Fiyaskodur", bu ciltte s. 342.
[140] Bkz. J. V. Stalin "Leninizmin İlkeleri" Eserler, İng. bas., Moskova 1953, cilt VI. s. 74-82.
[141] 1 Ocak 1945'te Çan Kayşek'in yaptığı radyo konuşmasında, bir önceki yıl Guomindang'ın Japon saldırganları karşısında uğradığı yüz kızartıcı yenilgilerden söz bile edilmiyordu. Ama halka kara çalınıyor, bütün halk ve ülkedeki bütün Japonya'ya karşı partilerin desteklediği bir öneri olan Guomindang'ın tek parti diktatörlüğünün lağvedilmesi ve bir koalisyon hükümeti, bir birleşik yüksek komutanlık kurma önerisine karşı çıkılıyordu. Çan Kayşek Guomindang'ın tek parti diktatörlüğünün sürdürülmesinde ısrar etti ve halkın eleştirisine karşı Guomindang denetiminde bir "Milli Meclis" toplanmasından söz etti. Bütün halk bu Meclisi nefretle reddetti.
[142] 1 Mart 1945'te Çan Kayşek Çungking'deki Anayasal Yönetimin Kurulması Derneği'nde bir konuşma yaptı. Yılbaşı konuşmasındaki gerici görüşleri tekrarlamasının yanı sıra, Çan Kayşek Sekizinci Yol Ordusunu ve Yeni Dördüncü Orduyu "yeniden düzenlemek" üzere bir ABD temsilcisinin de dâhil olduğu bir Üçlü Komite kurulmasını önerdi. Bu öneri, ABD emperyalistlerine Çin'in içişlerine karışmaları için açık bir davet demekti.
[143] 1923'te Kuzeyli savaş ağası Zao Kun, meclis üyelerinin her birine 5 bin gümüş dolar rüşvet vererek kendini "Çin Cumhuriyeti Başkanı" seçtirmişti. Zao Kun, rüşvetle seçilen başkan olarak meşhur oldu ve rüşvet alan meclis üyeleri "Domuzlar Meclisi üyeleri" olarak anıldılar. Mao Zedung yoldaş burada Guomindang'ın sahte "Milli Meclis var" ile Domuzlar Meclisi arasında bir benzetme yapıyor.
[144] Earl Browder. 1930'dan 1944 e kadar Amerika Birleşik Devletleri Komünist Partisi'nin Genel Sekreteriydi. İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD Komünist Partisi içinde, başını Brovvder'ın çektiği sağcı fikirler Marksizm düşmanı revizyonist-teslimiyetçi bir çizgi haline geldi. Aralık 1943'ten sonra Browder bu çizgiyi birçok konuşma ve yazısında savundu ve Nisan 1944'te sağ oportünist bir program olan Tahran adlı kitabını yayımladı. Emperyalizmin tekelci, çürümüş ve can çekişen kapitalizm olduğu şeklindeki temel Leninist tezden saparak ve ABD kapitalizminin emperyalist niteliğini inkâr ederek, ABD kapitalizminin "gens kapitalizmin özelliklerinden bazılarını koruduğunu" (altını Browder çizmiştir) ve ABD'de proletarya ile büyük burjuvazi arasında "ortak bir çıkar"ın var olduğunu ileri sürdü. Böylece tekelci tröstler sisteminin korunmasını savundu ve sınıflararası uzlaşma yoluyla ABD kapitalizmini kaçınılınız buhranlardan koruyabileceğini hayal etti. ABD kapitalizmini bu saçma değerlendirmesine dayanarak ve tekelci sermaye ile sınıflararası işbirliği şeklinde teslimiyetçi bir çizgi izleyerek Browder, Mayıs 1944'te ABD proletaryasının partisi ABD Komünist Partisi'nin feshedilmesinin başını çekti ve Parti olmayan bir örgütü, ABD Komünist Siyasi Birliği'ni kurdu. Browder'in yanlış çizgisi ta başından itibaren, ABD Komünist Partisi içinde başında William Z. Foster yoldaşın bulunduğu birçok üyenin muhalefetiyle karşılaştı. Foster yoldaşın önderliğine Komünist Siyasi Birlik Haziran 1945'te Browder'ın çizgisini mahkûm eden bir kararı kabul etti. Temmuz'da birlik, özel bir milli kurultay topladı ve bu çizginin tamamen tasfiye edilmesine ve ABD Komünist Partisi'nin yeniden kurulmasına karar verdi. Browder, proletaryaya karşı ihanet olan eski tutumunda ısrar ettiği, Truman yönetiminin emperyalist siyasetini açıkça desteklediği ve Parti içinde hizip faaliyetlerine girişiği için Şubat 1946'da Parti'den atıldı.