JEAN PERRIN. FİZİKSEL KİMYA
PARİS, 1903129 |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Not alındı, J. Perrin: “Fiziksel kimya inceleme kitabı. İlkeler” (300 sayfa), Paris 1903. “Revue philosophique” 1904, 1’de Abel Bey ‘nin : “Fiziksel kimyanın felsefî ilkeleri” başlıklı kontrandüsü. (Kuvvet, vs., neden, vs., enerji, vs., kavramlarını çözümlemekte Perrin, – “enerji’yi gizemli bir cevher olarak göz önüne almaya” karşı (s. 401)... Abel Rey, “yeni-şüpheci sistemlerin” hasmı olarak nitelemekte Perrin’i. [sayfa 273]
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
PIEKRE GUENOFF. FEUERBACH’IN
ZÜRİCH, 1911 (BERNE’DE SAVUNULAN TEZ) (89 s.)130 Landesbibliothek Baştan sona öğrenci işi olan bu travay, hemen tamamıyle Jodl baskısı temel alınarak Feuerbach’ın yapıtlarından aktarılan alıntılardan meydana geliyor. Ancak bir aktarmalar derlemesi olarak yararlı olabilir, ve o bakımdan bile yetersiz. konuyu geliştirmekten uzak kalmış yazar
X, özellikle “Über Spiritualismus und Materialismus”[3] NB VIII “Vorlesungen über das Wesender Religion”[4] (Feuerbach kendisi 18 4 8’de, bu travayın, 18 4 1’de yayınlamış olduğu “Hristiyanlığın Özü’nden daha olgun olduğunu yazıyordu)
VII. “Das Wesen der Religion”[5] (1845: Feuerbach, önemli olarak göz önüne alıyor bu yapıtı.) IV. “Leibniz”[6] 1847’nin gözlemleriyle. (NB) [IV, SS. 261; 197; 190-191; 274]. VII. “Wesen das Christentums”[7]’a ek.
Lange132 (II. Buch, S. 104)’nin Feuerbach’a karşı gerçekten haksız olduğu, Feuerbach’ın maddeciliğini tahrif (ve inkâr) ettiği ileri sürülüyor (S. 83 ve 88). En başta, Feuerbach’ın felsefî gelişiminin bir özetim veriyor yazar : “Todesgedanken”[9] (1830) bir Hegelci işi bu daha; “Der Schriftsteller und der Menseli”[10] (1834)[11] – kopuşun başlangıcı; “Kritik des Antihegel”[12] (1835) – Hegel’in düşmanlarına karşı, ama Hegel için değil artık (bk. de Grün133, Bd. I, 390 ve 398; II, 409). – “Hegelci felsefenin eleştirisi” (1839). – “Hristiyanlığın özü” (18 41) – kesin kopuş – “Tezler” ve “Geleceğin felsefesinin ilkeleri” (1842 ve 1843). – “Dinin özü” (1845). – “Dinin özü üzerine dersler” (1847).
PAUL VOLKMANN. DOĞA BİLİMLERİNİN
(BİLİM VE VARSAYIM, IX) 2. BASIM, LEIPZIG, 1910134 (Nat. IV. 171 Bern kitaplığında) Özellikle Haeckel’e karşı, Buckle, vs., vs. üzerine yazdığı zaman felsefe alanında eklektik ve yavan kalıyor yazar. Ama maddeci bir eğilimi var ne de olsa, örneğin s. 35[13]: “Soru şudur: Kavramları biz mi doğaya zorla kabul ettiriyoruz, yoksa doğa mı bize zorla kabul ettiriyor” – iki görüş açısının birliği, diyor. Mach haklıdır (s. 38), ama ben “nesnel” görüş açısını onunkine (Mach’ın görüşüne) karşıt koyuyorum: “Yani öyle düşünüyorum ki bizdeki mantığın kökeni, bizim dışımızdaki şeylerin düzgün ve düzenli akışı içindedir; doğa süreçlerinin dış zorunluğu, bizim ilk ve en gerçek eğiticimizdir” (s. 39). Penomenolojiye ve çağdaş birciliğe karşıçıkıyor, ama maddeci felsefenin ve idealist felsefenin özünü katiyen anlamıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, yazarın gözünde herşey, genel pozitivizm anlayışı içinde doğa bilimlerinin “metod”larından ibaret. Doğanın insan bilincinin (ve duyumlarının) dışında nesnel gerçekliği sorununu bile doğru bir şekilde koymasını bilmiyor yazar.
[sayfa 276] MAX VERWORN. BİYOJEN VARSAYIMI JENA, 1903135 (Med. 5218)
S. 112 – “çalışma varsayımı” olmakmış yapıtın asıl amacı. Örneğin XIX. yüzyılda maddecilik büyük hizmetlerde bulunmuş doğa bilimlerine, ama bugün “hiç bir natüralist düşünür, maddeci görüşü upuygun olarak kabul edemez”miş (112). Ebedî hakikatlar yoktur. Fikirlerin önemi, Fruchtbarkeit[14]’ları, – “yaratan ve eyleyen” olarak, “maya” olarak rolleri (113).
Yazarın amacı : “hayat fenomenlerinin mekanik çözümlemesi” (s. 1, Önsöz), “Allgemeine Physiologie”[15]’nin son bölümüne gönderiyor bizi. [sayfa 277] Ona göre bulanık bir kavram olan “canlı albümin” yerine, “canlı albümin molekülü” yerine (“bir molekül canlı olamayacağına göre”), “biyojen-molekül” terimini önermekte yazar (s. 25).
FR. DANNEMANN. BİZDEKİ DÜNYA İMGESİ
(COSMOS). STUTTGART, 1912137 (Nat. XII, 456) Bu broşürde yazara: “Naturwissenschaften in ihrer Entwicklung und in ihrem Zusammenhange”[16] başlıklı 4 ciltlik yapıtı’nın bir çeşit özetini veriyor bize...
LUDWIG DARMSTAEDTER.
BERLİN, 1908, 2. BASIM (Lesesaal in der Landesbibliothek)
1676: Olaf Römer (Jüpiter tutulmalarına göre) : 40.000 coğr. mili (saniyede . . . . . . . . 300.000 km.’den az)
1849 : Fizeau (aynalar ve dişli tekerlekler): 42.219 coğr. mili ( = saniyede = 313.000 km. 1854 : Foucault (2 döner ayna, vs.): 40.160coğr. mili = saniyede =298.000 km 1874 : Alfred Cornu (à la Fizeau[18]) ( 300.400 km.
1902: Perrotin (id.) saniyede . . . . . . . . 299.900 (±80 m) km
1915 yılında yazılmıştır
NAPOLYON. DÜŞÜNCELER PARİS, 1913, BIBLIOTHEQUE MINIATURE NO 14138
[sayfa 282] ARTHUR ERIC HAAS
LEIPZIG, 1914 (32 SAYFA). (FEIT VE KUMP.)139
[sayfa 283] THEODERE LIPPS.
(ALMAN DOĞA BİLİMCİLERİNİN STUTTGART’TAKİ
Kantçı-Fichteci tipte bir idealist; fenomenolojinin (en sonuncusu: “sadece fenomenler”, s. 40), enerji biliminin ve vitalizmin hep aynı idealizm anlayışı içinde kaldıklarını belirtmekte. Madde – X. “Maddesellik” – “saymaca (konvansiyonel) anlatım tarzı”... (s. 3 5). “Doğa, zihnin ürünüdür” (37), vs. “Tek kelimeyle maddecilik, herşeyden önce, doğa bilimleri sorununun yeni bir adından başka bir şey değildir” (32).
[sayfa 284] LASSALLE’İN “EFESOSLU
[sayfa 285] F. LASSALLE. “EFESOSLU HERAKLEİTOS’UN
2 CİLT. BERLİN, 1858 (379+ 479 S.) (Bern. Log. : 119.1) Kitabın en başına bir çeşit sunuş yazısı, yani epigraf olarak, Hegel’in “Felsefe tarihi”ndeki deyişi alınmış – “bir tek önermesi yoktur, ki Herakleitos’un, alıp mantığıma katmamış olayım”.
Marx’ın, Lassalle’in bu yapıtını niçin “ilkokul ödevi” diye nitelediği hemen anlaşılıyor (Engels’e ... tarihli mektupta140): Herakleitos’tan yaptığı aktarmalar dolayısıyle Hegel’i bir milyon kere tekrar ediyor sadece Lassalle, kopya ediyor; üstelik de akıl almaz biçimde karışık ve bir o kadar da ukalâca bir bilgiler yığını yüklemiş yapıtına. Marx’la Lassalle arasındaki fark: Bir yığın yepyeni şey vardır daima Marx’ta; ve Marx’ı, Hegel’le Feuerbach’tan başlayıp idealist diyalektiğin ötesine, maddeci diyalektiğe doğru uzanan hareket ilgilendirir yalnız. Lassalle ise, ele aldığı tema üzerinde dönüp dolaşıp Hegel’i tekrarlar : Özet olarak, Heraikleitos’tan alıntılar konusunda ve Herakleitos üzerine Hegel kopyacılığıdır yaptığı. Lassalle, iki bölüme ayırmış kitabını: “Genel bölüm. Giriş” (Cilt I, s. 1 - 68) ve “Tarih bölümü. Parçalar ve tanıklıklar” (kitabın geri kalan [sayfa 287] kısmı). Genel bölümdeki, “Herakleitos sisteminin mantıksal açıdan özetlenmesi” başlığını taşıyan III. kesimi (s. 45-68), Lassalle’in metodunu ve vardığı sonuçları özüyle açıklamakta. Herakleitos konusunda Hegel’in saf bir kopyası bütün bu kesim, uşaklara yaraşır cinsten bir tekrarı! Burada da (ve buradakinden çok daha fazla tarih bölümünde) bir yığın bilgi gene; ama bilgiden çok, ‘kalitesi düşük malûmat’ bunlar. Konulan sorun: Herakleitos’ta Hegel bulmak. Strebsamer[20] öğrenci, bütün eski (ve modern) yazarlarda Herakleitos’a ilişkin ne varsa hepsini okuyarak ve hepsini de Hegel’vâri yorumlayarak, “pek parlak bir biçimde” üstesinden gelmekte bu sorunun. 1844-47 arasında Feuerbach’a, ve Feuerbach’tan da öteye, tarihsel (ve diyalektik) maddeciliğe doğru ilerlemek üzere Hegel’i bırakmıştı Marx. Lassalle ise bu güçsüz, boş, değersiz ve ukalâ Hegelci kafa ütüleme kitabını 1846 yılında ele almış ilk olarak (önsöz, sayfa III), sonra bırakıp 1855’te yeniden ele almış ve 1857 Ağustosunda bitirmiş (önsöz, s. XV) ancak!! İkinci bölümün bazı kesimleri ilginç ve yararlı da üstelik; ama sadece, Herakleitos’tan yapılan aktarmaların çevirileri ve Hegel’in daha vulger bir dille verilmesi açısından. Ve hiç şüphe yok ki bu, yukarda belirtilen kusurları ortadan kaldırmıyor. Eskilerin ve Herakleitos’un felsefesi, o çocuksu saflığıyle bazan gerçekten tadına doyulmaz oluyor; örneğin, s. 162 – “Sarımsak[21] yemiş olanların sidiğinin sarmısak kokması nedendir?” Ve sorunun cevabı : “Şundan değil midir acaba ki, Herak-leitos’un bazı öğrencilerinin dediği gibi, ateş aracılığıyle evrende oluşan dönüşüm sürecinin aynısı (organik) cisimlerde de oluşmakta; ve bunun sonucunda bu süreç, soğuma’dan sonra, burada (evrende) nem, şurada da sidik olarak kendini ortaya koymakta; ve besinin sonucu olan dönüşüm (άνδανμίδσις [22]), bu besinin karışmış bulunduğu ve kendisinden doğmuş olduğu şeyin kokusunu da birliğinde getirmektedir?”... (162 – 163).
(Ama gene de NB ki, önsözü Ağustos 1857 tarihini taşıyan, ve 1858 yılında yayınlanmış olan bir kitapta yazılıdır bu.) 224. sayfadaki not 3’te (s. 224–225) Lassalle, daha da ayrıntılı bir şekilde söz ediyor paradan ve diyor ki Herakleitos bir “ekonomist” değildi elbette, ve elbette para da ((sadece (??))) bir Wertzeichen[24]’dir, vs., vs. (“paranın her çeşidi ancak ideal bir birimidir, yada tedavüldeki tüm gerçek ürünlerin değerinin ifadesidir”) (224), vs.
S. 225–228. Plutharkos’tan uzun bir parçaaktarıyor Lassalle; sonra da, bu parçada sözü edilenin gerçekten Herakleitos olduğunu ve Plutharkos’un burada “genel çizgileri içinde Herak-leitos’un spekülatif tanrıbilim anlayışı”nı açıkladığını (inandırıcı bir şekilde) ispatlıyor (s. 228). İyi bir parça bu aktarılan – saflığı, derinliği, geçişleri ve nüanslı değişiklikleriyle Yunan felsefesinin havasını gayet iyi veriyor. [sayfa 289]
Herakleitos’un : “Aynı ırmakta iki kere yıkanılmaz” şeklindeki o naif ve pek hoş formülünün (yada özdeyişinin) dile getirdiği de budur işte – ama işin aslında (Herakleitos’un öğrencilerinden Krathulos’un da dediği gibi), bir tek kere bile yıkanılamaz ırmakta (çünkü bütün vücut suya dalıncaya değin ırmak durmayacak ve su aynı su olmaktan çıkmış olacaktır). (NB : Herakleitos’un diyalektiğini sofistik’e kadar vardırmış bu Krathulos, s. 294–295 ve daha bir dizi sayfa; hiç bir şey hakikî değildir, hiç bir şey hakkında hiç bir şey söylenemez... diyor. Diyalektiğin olumsuz (ve yalnız olumsuz) tümdengelimi bu. Oysa Herakleitos, tam tersine, şu ilkeyi benimsemişti : “herşey hakikîdir”, herşeyde bir hakikat payı vardır. Bütün sorulara cevap yerine geçmek üzere, “parmağını oynatıyordu” Krathulos; herşeyin hareket halinde olduğunu ve hiç bir şey hakkında hiç bir şey söylenemeyeceğini belirtmek istiyordu böylece. [sayfa 290]
Herakleitos’a göre dünyanın temel yasası (λόγος[26], bazan da eimarmenh[27]), “karşıtın içindeki dönüşümün yasası” dır (s. 327) (=ένγντιοτροπή, έναντιοδρομία’a anlam olarak “gelişim yasası”nı veriyor Lassalle (s. 333), ve Nemesius’un şu sözlerini hatırlatıyor özellikle : “Demokritos, Herakleitos ve Epikuros, ne ‘evrensel’ için isterler Tanrının varlığını, ne de tekil için” (ib.). Herakleitos’un sözlerini de aktarıyor bu arada: “Ne tanrıların ve ne de insanların hiç biri tarafından yaratılmadı dünya; ebediyen canlı bir ateştir o, ve hep öyle olacaktır” (ibid.).
Ona göre işte bunun içindir ki Filon şunları söylüyor Herakleitos’un öğretisi hakkında:
Herakleitos’un (Stobeus tarafından bize aktarılmış olan) “Das Eine Weise”[29] (έν σοφόν) konusundaki ünlü sözünü, şöyle çevirmiş Lassalle: [sayfa 291]
“Zaman cisimdir” demişti Herakleitos (s„ 358)... varlık ile hiçliğin birliği anlamına imiş bu. Zaman, varlık ile varlık-olmayan’ın, vs. saf birliğidir! Herakleitos’ta ateş == hareketin ilkesi imiş | sadece ateş değil yani |; Pers felsefe (ve din) öğretisinde de ateş, bunu andıran bir şey imiş! (362). λόγος (“Söz”, “Deyi”, “Kelâm”) terimini nesnel anlamda (yasa anlamında kullanmış olan ilk düşünürdür ya Herakleitos, Lassalle’e göre bu kullanımı da Pers dininden almıştır... (364). – Zend-Avesta142’dan alıntı (367). Δίχη ile είμαρμένη[31] arasındaki bağıntıyı inceleyen § 17 ‘de, Herakleitos’un bu fikirlerini “zorunluk”, “bağ” anlamında yorumluyor Lasalle (376).
[sayfa 292] Herakieitos’un felsefesini (“Thetetos”te) şöyle dile getiriyor Platon : “Zorunluk, varlığın özselliğini bağlamaktadır”... “Stoacılarda daima rasladığımız bu είμαρμένη , rerum omnium necessitas[32] fikrinin, illigatio bir biçimde bağ‘ı ve bağlantıyı dile getirdiği şeklindeki görüşün kaynağı Herakleilos’tur”... (376). Cicero : “Fatum autem id appello quod graeci είμαρμένη, id est ordinem sercimque causarum, cum causa causae nexa rem ex se gignit”[33] (s. 377).
Cilt II. “Ateş” konusunda. Herakieitos’ta bunun bir “ilke” olduğunu, bıkıp usanmaksızın bin kere tekrarlayarak ispatlama çabasında Lassalle. Özellikle de Herakleitos’un idealizmi üzerinde ısrarla duruyor (s. 2 5 – Herakleitos’ta gelişim, des Werdens[34] ilkesi, logisch-präexistent[35]’tir ve Herakleitos’un felsefesi – ideal–philosophie[36]’dir. Sic!!) (s. 25). ((Hegei doğrultusunda zorlamalar!)) “Saf ve hiç bir şekilde maddesel-olmayan bir ateş’ düşünüyordu Herakleitos (s. 28 “Timaeus” lierakleitos üzerine)...
Diyalektik maddecilik ilkelerinin çok iyi bir açıklaması. Ama sayfa 58’de, parçanın şu “freie Übersetzung[37]’unu veriyor Lassalle: “Dünya — — sürekli olarak ama hep ardarda dönüp gelerek varlıktan varlıkolmayan’a (akarak) ve varlıkolmayan’dan da varlığa (akarak) geçen kesiksiz bir oluştu, oluştur ve oluş olacaktır.”
II. kısmın II. kesimi (“Fizik”, II. cildin 1 – 2 6 2 !!! sayfaları) sözün tam anlamıyle katlanılmaz biçimde feci. Bir kuruşluk Herakleitos karşılığında yüz kuruşluk Hegel tekrarı ve metin zorlaması var burada. Ancak şöyle üstünkörü bir gözden geçirilebilir bütün bu kesim – okunmaması gerektiğini rahatça söyleyebilmek için o da! III. kesimde (“Bilgi teorisi”) Filon’dan bir aktarma:
Herakleitos’a göre hakikatın ölçütü, consensus omnium, yani genel uzlaşma olamaz (s. 285) – bunu kabul ettiği takdirde, bir subjektiver Empiriker[39] durumuna girerdi Herakleitos (s. 284). Oysa o, bir objektiver idealist[40]’tir (285). Onun için hakikatın ölçütü, bütün insanların öznel inancından bağımsız bir şekilde, varlıkla varlık-olmayan’ın özdeşliğinin ideal yasasına uygunluktur (285).
S. 337’de Büchner’i anıyor özellikle Lassalle (not 1) ; ve Herakleitos’un apriori olarak “modern fizyoloji ile aynı fikri” ileri sürmüş olduğunu söylüyor (“düşünce, maddenin bir hareketidir”).
Kalkhidius’tan aktarma (‘Timeios” ta) : ... “Herakleitos ise, evreni düzenleyen ve yöneten tanrısal akla bağlar bizim aklımızı; ve diyor ki, ayrılamaz olduğu bu eşlikten dolayı akim emredici yasasının bilgisine sahiptir ve zihin, duyuların etkinliğinden sıyrıldığında geleceği önceden haber verir” (342). Kleman’da (Stromata, V) : ... “inanılır gibi olmadığından dolayıdır ki, (hakikat) bilgiden kaçar” ... (347). “Nesnel mantığın babası” imiş Herakleitos (s. 351); çünkü onda “doğa felsefesi” düşünce felsefesine umschlägt[41] imiş, “varoluşun ilkesi olarak göz önüne alınmakta” imiş düşünce (350), vs., vs., tam à la Hegel[42]... Bir tek öznellik durağı eksikmiş Herakleitos’ta.
... “Gösterdik ki, diyor Lassalle, kavramın içinde, sözcük, ad ve yasa arasındaki” (yukarda belirtilmiş bulunan) “bu özdeşlik (sadece andırış değil, özdeşlik), Herakleitos felsefesinde her bakımdan ilke yerini tutan bir görüştür ve son derece büyük ve önemli bir rol oynamaktadır”... (393).
“Çünkü Efesoslu için, yasalar gibi adlar da... aynı sıfatla ve aynı şekilde, evrensel’in ürünleri ve yarattımlarıdır sadece; onun gözünde adlar ve yasalar, erişildikleri andan itibaren, duyulur gerçekliğin çamurundan kurtulmuş olan ‘saf evrenselidirler, ideal varlıktırlar”... (s. 394). Krathulos”ta ve “Thetetes”te, Herakleitos’un felsefesini çözümler ve çürütür Platon; ama bunu yaparken de (özellikle ikinci kitapta) Herakleitos’u (nesnel ve diyalektikçi bir idealist olan Herakleitos’u), öznel idealist ve sofist Protagoras’la (insan herşeyin ölçüsüdür) karıştırır. Ve Lassalle ispatlamak istiyor ki fikirlerin gelişiminde: 1) sofistik (Protagoras) ve 2) Platonculuk, “idea’lar” (nesnel idealizm) gerçekten Herakleitos’tan çıkıp gelmedir.
(IV, Etik, s. 427–462). Töre bilimi (yada, Etik) üzerine olan kesimde – nil[43]. S. 458–459’da, Nemesius’un, Herakleitos ile Demokritos’un Tanrı’yı (προνοίαν) inkâr ettiklerini söylediğini, buna karşılık Cicero’nun ise (“De fato”[44]), tıpkı Demokritos ve başkaları (Aristoteles) gibi Herakleitos’un da fatum’un – zorunluğun varlığını kabul ettiğini söylediğini söylüyor.
(Lassalle’e göre Stoacılar, neleri var neleri yoksa Herakleitos’tan almış; bu düşünürü bayağılaştırma ve darlaştırmalardır, s. 461).
Özet olarak, ΣΣ [45]*, Marx’ın düşüncesi doğru çıkıyor. Lassalle’in kitabı okunmağa değmiyor. [sayfa 297] [1] Tezler ve İlkeler. (Yazı Kurulu’nun notu.) [2] İkiciliğe karşı. (Yazı KurulıTnun notu.) [3] Tinselcilik ve maddecilik üzerine. (Yazı Kurulu’nun notu.) [4] Dinin Özü Üzerine Dersler. (Yazı Kurulu’nun notu.) [5] Dinin Özü. (Yazı Kurulu’nun notu.) [6] Elinizdeki kitabın, s. 321 - 333’e bakınız. (Yazı Kurulu’nun notu.) [7] Hıristiyanlığın Özü (Yazı Kurulu’nun notu.) [8] Ebbinghaus, Deneysel psikoloji. Fr. Jodl. Psikoloji elkitabı. A. Forel Beyin ve ruh. (Yazı Kurulu’nun notu.) [9] Ölüm üzerine düşünceler. (Yazı Kurulu’nun notu.) [10] Yazar ve insan. (Yazı Kurulu’nun notu.) [11] Burada yazar, “heptanrıcı değil, çoktanrıcı” idi (s. 15); “Hegelci olmaktan çok, Laypnitsçiydi” (s. 15). (Yazı Kurulu’nun notu.) [12] Anti-Hegel’in eleştirisi. (Yazı Kurulu’nun notu.) [13] P. Volkmann, Erkenntnistheoretische Grundzüge der Naturwissen-schaften. Leipzig - Berlin, 1910. (Yazı Kurulu’nun notu.) [14] Verimlilik. (Yazı Kurulu’nun notu.) [15] Genel fizyoloji. {Yazı Kurulu’nun notu.) [16] Gelişimleri ve bağları içinde doğa bilimleri. (Yazı Kurulu’nun notu.) [17] Dannemann, Fr. Wie unser Weltbild entstand? Stuttgart, 1912. (Yazı Kurulu’nun notu.) [18] (Fizeau) tarzında. Orijinal metinde Fransızca. (Yazı Kurulu’nun notu.) [19] Hegel. Werke, Bd. XIII, Berlin, 1833. (Yazı Kurulu’nun notu.) [20] Özenli. (Yazı Kurulu’nun notu.) [21] “Sarımsak” sözcüğünü, (Almancada aynı anlama gelen) “Knoblauch” sözcüğünün üzerine yazmış Lenin. (Yazı Kurulu’nun notu.) [22] Buharlaşma. (Yazı Kurulu’nun notu.) [23] Paranın fonksiyonu. (Yazı Kurulu’nun notu.) [24] Değer işareti. (Yazı Kurulu’nun notu.) [25] Bu alandaki modern buluşlar. (Yazı Kurulu’nun notu.) [26] Logos. (Yazı Kurulu’nun notu.) [27] Alınyazısı, zorunluk. (Yazı Kurulu’nun notu.) [28] Öğreti. (Yazı Kurulu’nun notu.) [29] Bilgece olan. (Yazı Kurulu’nun notu.) [30] Olumsuz. (Yazı Kurulu’nun notu.) [31] Adalet ve zorunluk. (Yazı Kurulu’nun notu.) [32] Bütün şeylerin zorunluğu. (Yazı Kurulu’nun notu.) [33] Yunanlıların είμαρμένη olarak adlandırdıkları şeye, yani bir nedenin bir başka nedene bağlı olarak kendiliğinden bir şey doğurduğu nedenler düzenine ve ardardalığına, ben alınyazısı diyorum. (Yazı Kurulu’nun notu.) [34] Oluş, (Yazı Kurulu’nun notu.) [35] Mantıksal olarak önceden varolan. (Yazı Kurulu’nun notu.) [36] İdealist felsefe. (Yazı Kurulu’nun notu.) [37] Serbest çeviri. (Yazı Kurulu’nun notu.) [38] Düzeltir (alay yollu). (Yazı Kurulu’nun notu.) [39] Öznel ampirist. (Yazı Kurulu’nun notu.) [40] Nesnel idealist. (Yazı Kurulu’nun notu.) [41] Dönüşür. (Yazı Kurulu’nun notu.) [42] Hegel’vâri. Orijinal metinde Fransızca. (Yazı Kurulu’nun notu.) [43] Hiç. (Yazı Kurulu’nun notu.) [44] Alınyazısı üzerine. (Yazı Kurulu’nun notu.) [44b] Doğal zorunluk. (Yazı Kurulu’nun notu.) [45] Summa summarum: İşin sonundu. (Yazı Kurulu’nun notu.) 129. Jean Perrin’in Fiziksel Kimya İnceleme Kitabı. İlkeler. (Paris, 1893) başlıklı kitabı hakkındaki bu not, hemen, Hegel’in Mantık Bilimi’nin özetini izlemektedir ve 1914 yılının sonunda yazılmıştır. – S. 273. 130. Pierre Guenoff’un Feuerbach’ın Bilgi Teorisi ve Metafiziği (Feuerbachs Erkenntnistheorie und Metaphysik), Zürih, 1911 (Bern’de savunulan tez) (s. 89) başlıklı kitabı üzerine Lenin’in bu gözlemleri 29 ve 30 Aralık 1914 tarihlerinde Bern’de kaleme alınmıştır. – S. 274. 131. Feuerbach’ın yapıtlarının ikinci baskısının II. ve X. ciltlerinde yer alan dört kitabın kısaltılmış adlarını veriyor Lenin: Vorläuflige Thesen zur Reform der Philosophie (Felsefede Reform İçin Hazırlık Tezleri), 1842; Grundsatze der Philosophie der Zukunft (Geleceğin Felsefesinin İlkeleri), 1843; Wider den Dualismus von Leib und Seele, Fleisch und Geist (Beden ve Ruh, Ten ve Tin İkiciliğine Karşı), 1846; Über Spiritualismııs und Materialismus besonderes in Beziehung die Willensfreiheit (Özellikle İrade Hürlüğü Sorununa İlişkin Olarak, Tinselcilik ve Maddecilik Üzerine), 1863-1866. – S. 274. 132. F. Lange’nin Geschichte des Materialismus und Kritik seiner Dedeutung in der Gegenwart (Maddeciliğin Tarihi ve Modern Çağlardaki Öneminin Eleştirisi) (1866) başlıklı kitabını anıyor Lenin. Söz konusu kitap, maddeci felsefenin tarihi hakkında yanlış bir görüş getirmektedir. – S. 275. 133. Ludwig Feuerbach in seinem Briefwechsel und Nachlass sowie in seinem philosophischen Charakterentwicklung (Ludwig Feuerbach, yazışmaları, literer mirası, ve felsefî evriminin çözümlemesi), 1874, başlığı altında Karl Grün tarafından iki cilt halinde yayınlanan yapıtın birinci cildine ve, bunun yanı sıra, filozofun Yapıtlar’ının ikinci baskısının ikinci cildinde telmihte bulunuyor Lenin. – S. 275. 134. P. Volkmann’ın Erkenntnistheoretische Grundzüge der Naturwissenschaften (Wissenschaft und Hypothese, IX) (Doğa Bilimlerinin Gnozeolojik Temelleri) (Bilim ve Varsayım, IX) başlıklı yapıtı (2. baskı, Leipzig, 1910) hakkındaki not, Guenoff’un tezi hakkındaki gözlemlerden sonra yer almaktadır. –- S. 276. 135. Max Verworn’un Die Biogenhypothese (Biyojen Varsayımı) başlıklı kitabı (Jena, 1903) hakkındaki gözlemler, cep defterinde, Volkmann’ın kitabı hakkındaki notu izlemektedir. – S. 277. 136. Kitabında, “Anzim” terimi için şu tanımlamayı veriyor Max Verworn (s. 9): “Canlı maddenin ürünleri olan Anzimler, kendileri ortadan kalkmaksızın, büyük miktarda belirli kimyasal bileşikleri ayrıştırabilmeleriyle ayırt edilirler.” – S. 277. 137. Fr. Danneman’ın Wie unser Weltbild entstand (Bizdeki Dünya İmgesi Nasıl Oluştu) (Stuttgart, 1912) başlıklı kitabı hakkındaki not, Felsefe başlığını taşıyan defterin ilk sayfasına yazılmış bulunmaktadır. L. Darmstaedter’in Handbuch zur Geschichte der Naturwissenschaften und Technik (Doğa Bilimleri ve Teknik Tarihi Elkitabı) (1908) başlıklı kitabından alıntılar da var bu aynı sayfada. Defterin ikinci sayfasında ise G. Noël’in la Logique de Hegel (Hegel’in Mantık’ı) adlı kitabının özeti başlıyor (elinizdeki cildin 267. sayfasına bakınız.) – S. 279. 138. Napolyon’un Pensées (Düşünceler) (Paris, 1913) başlıklı kitabından aktarılan parçalar, Felsefe başlığını taşıyan defterin ikinci sayfasının alt kısmında yer almaktadır. Aynı sayfanın üst kısmında ise, G. Noël’in le Logique de Hegel (Hegel’in Mantık’ı) başlıklı kitabının özeti başlıyor (elinizdeki cildin 267. sayfasına bakınız). – S. 282. 139. Arthur Eric Haas’ın Der Geist des Hellenentums in der modernen Physik (Modern Fizikte Helenizm Ruhu) (Leipzig, 1914) başlıklı kitabının Kantstudien (Kantçı İncelemeler) tarafından verilen kontrandüsü hakkındaki not, Felsefe başlığını taşıyan defterde “Hegel’in diyalektiğinin (Mantık’ın) planı” başlıklı parçayı izlemekte (elinizdeki cildin 264-266. sayfalarına bakınız). Aynı sayfada Theodore Lipps’in Naturwissenschaft und Weltanschauung (Doğa Bilimleri ve Dünya Görüşü) (1906) başlıklı kitabı hakkındaki not da yer alıyor. Lassalle’in Herakleitos’un felsefesi hakkındaki kitabının özeti de gene bu aynı defterin bir sonraki sayfasında başlamaktadır (elinizdeki cildin 287. sayfasına bakınız). – S. 283. 140. Marx’ın 1 Şubat 1858 tarihinde Engels’e yazmış olduğu mektubu kastediyor Lenin. – S. 287. 141. Ahriman, eski Pers tanrılarından birinin adı. Kötülük ilkesini temsil eden bu tanrı, öz kardeşi ve iyilik ilkesinin temsilcisi olan Hürmüz’ün, ebedî ve uzlaşmaz düşmanıdır. – S. 292. 142. Zend-Avesta yada Avesta, eski Perslerin, efsaneye göre, peygamber Zerdüşt tarafından kurulmuş olan dinlerinin kurallarını açıklayan kutsal kitaplara verilen ad. – S. 292. 143. Lassalle’in hakikatin ölçütü hakkındaki idealist görüşüne karşı, Marx’ın görüşünü koyuyor burada Lenin. Feuerbach Üzerinde Tezler’de yer alan bu görüş, hakikatin doğruluğunun ölçütü hakkında diyalektik maddecilik tarafından önerilen anlayışı şöyle dile getirmektedir : “İnsan düşüncesinin nesnel bir hakikata ulaşıp ulaşamayacağı sorunu, teorik değil tamamıyle pratik bir sorundur. Düşüncesinin hakikiliğini, yani gerçekliğini ve gücünü, yani ötede kalan’ını, pratiğin alanında ispatlaması gerekir insanın.” (K. Marx ve F. Engels, iki ciltte Seçme Yapıtlar, Moskova, cilt II, s. 439-440). – S. 295. |