"Demek ki, tabanca kılıcı yener ve, zorun yalın bir istenç işi olmadığını, ama kullanılması için çok gerçek önkoşullar, özellikle en yetkin olanların o denli yetkin olmayanları altettiği aletler istediğini; ayrıca bu aletlerin üretilmesi gerektiğini, bunun da en yetkin zor araçları, kabaca söylemek gerekirse, en yetkin silah üreticisinin,o denli yetkin olmayanların üreticisini yendiği anlamına geldiğini ve kısacası, zorun zaferinin silah üretimine ve silah üretiminin de genel olarak üretime, yani 'ekonomik güç'e, 'ekonomik durum'a, zorun emrinde bulunan maddesel araçlara dayandığını, en çocuksu belitler heveslisi bile kuşkusuz kavrayacaktır." (ENGELS) [1*]

      "Düşman güçlerini imha etmek demek, onun hem politik hem askeri güçlerini, hem yabancı saldırganların güçlerini ve hem de uşaklarınınkileri yok etmek demektir.
      Kendi güçlerimizi korumak ve artırmak demek, hem silahlı ordu güçlerinin hem halk güçlerinin askeri, politik ve ekonomik güçlerimizin korunması ve artırılması demektir." (Giap) [3*]

      "Gerilla savaşı, güçlü bir şekilde donatılmış ve iyi eğitilmiş olan saldırgan bir orduya karşı koyan, iktisadi bakımdan geri bir ülkenin geniş kitlelerinin savaşıdır. Düşman güçlüyse ondan sakınılır. Düşman güçsüzse ona saldırılır. Modern donanımına karşın ona rahat vermeyerek, ya da askeri harekâtı siyasi ve ekonomik eylemle birleştirerek karşı koyar. Cephenin sabit bir yeri yoktur. Düşman neredeyse cephe ordadır." (Giap) [4*]

      "Lenin, savaşta inancın önde gelen yeri üzerinde durdu: 'Her savaşta zafer, son tahlilde, savaş alanında kanlarını döken kitlelerin düşünce durumuna bağlıdır'. Daha sonra şunları ekliyordu: 'En iyi ordu ve devrim davasına en çok bağlı insanlar, eğer, yetersiz ölçüde silahlanmış, beslenmiş ve eğitilmiş iseler, düşman tarafından katledileceklerdir'.
      Dolayısıyla bir ordunun çarpışma gücü incelendiği zaman bu etkenlerin diyalektik birliğini iyi kavramak gerekir. Maddi-teknik etken üzerinde durarak, bunu belirleyici olarak görmek ve siyaset ve inanç etkenini küçümsemek açık bir yanılgıya düşmektir. Bunun tersine, yalnızca inanç etkeni üzerinde durarak bunu maddi etkenden koparmak da yanılgıdır." [5*]
      "... modern teçhizatı, hatırı sayılır bir saldırı gücüne sahip büyük bir ulus, ustaca ve etkili savaş yöntemleri ile, küçük fakat sebatlı, cesur ve zeki, döğüşmeye kararlı ve nasıl döğüşüleceğini bilen bir halk tarafından tamamiyle mağlup edilebilir." (Giap) [6*]