"Dar kapsamlı seçim çekişmeleri; şurada burada seçimi kazananların başarıları; iki milletvekili, bir senatör, dört belediye başkanı, halkın üzerine ateş açılarak dağıtılan büyük çapta bir gösteri; bir öncekine göre bir iki oy farkıyla kaybedilen yeni bir seçim; kazanılan bir grev, kaybedilen on grev; bir adım ileri, on adım geri; belli bir kesimde zafer, bir diğerinde on kez bozgun... Sonra birdenbire oyunun kuralları değişir, herşeye yeniden başlamak gerekir.
Bu tutum neden ileri geliyor? Halk enerjisini neden hep böyle boşuna harcıyor? Bunun tek nedeni var: Bazı Amerika ülkelerinde ilerici güçler taktik hedefler ile stratejik hedefleri korkunç bir şekilde birbirine karıştırıyorlar, küçük taktik sorunlarda büyük stratejik hedefler görmek istemişlerdir. Bu önemsiz saldırı mevzilerini ve elde edilen küçük kazançları, sınıf düşmanının temel hedefleri olarak göstermeyi bilen gericiliğin akıllıca davrandığını kabul etmeliyiz.
Böylesine büyük hatalar işlenen ülkelerde, halk hiçbir değeri olmayan eylemler için son derece büyük fedakarlıklar pahasına her yıl alaylarını seferber eder. Bunlar düşman topçusunun ateşine maruz kalan geçici mevzilerdir.
Bu mevzilerin adı, parlamentodur, kanuniliktir, yasal ekonomik grevdir, ücret artışıdır, burjuva anayasasıdır, bir halk kahramanının serbest bırakılmasıdır... Ve işin en kötü tarafı şudur ki, bu mevzileri elde etmek için bile, burjuva devletinin oyun kurallarını kabul etmek ve bu tehlikeli siyasal oyuna katılmak iznini alabilmek için de uslu ve aklı başında insanlar olduğumuzu, hiçbir tehlike arz etmediğimizi; örneğin kışlalara ve trenlere saldırmak, köprüleri uçurmak, katilleri ve işkence uzmanlarını cezalandırmak, dağlara çıkıp ayaklanmak ya da yumruklarımızı sert ve kararlı bir biçimde kaldırarak, Amerika'ya son kurtuluş mücadelesinin kesin müjdesini vermek gibi tehlikeli işlerle bir alış-verişimizin olmadığını ispat etmek lazımdır.
Latin Amerika'nın görünümü çelişkilerle doludur: İlerici güçlerin, yönettiklerinin düzeyinde olmayan yöneticileri; inanılmaz yüceliklere ulaşan halklar; harekete geçmek için yanıp tutuşan kitleler ve onları engelleyen yöneticiler; bu Latin-Amerika ülkelerinde kol gezen kitle katliamları ve herşeye karşın kurtuluşları demek olan bu kitle katliamlarına doğru korkusuzca ilerleyen halklar; büyük stratejik zaferlere ulaşmak, siyasi iktidarı ele geçirmek, orduyu ve insanın insan tarafından sömürüldüğü sistemi yoketmek için önüne geçilmez bir istek duyan kitlelerin bu atılımını durduracak araçları kullanan aklı başında, mantıklı kimseler. Bu çelişkili görünüm, aynı zamanda cesaret vericidir, çünkü kitleler sabırla devrimciliğin bağdaşmadığını biliyor ve savaşa hazırlanıyorlar.
Emperyalizm, konumlarını birer birer kaybetmeyi sürdürecek mi? Yoksa, daha önce gözümüzü korkutmaya çalıştıkları biçimde, dünyayı atom yangınının közlerine dönüştürecek vahşice bir nükleer saldırıya mı girişecek? Bir şey diyemeyiz. Tek bildiğimiz, atom bombalarının milyonlarca kurbanına malolsa bile kurtuluş yolunu izleyeceğimizdir. Çünkü, iki sistem arasındaki ölüm kalım savaşında, sosyalizmin ya kesin zaferi, yahut da emperyalist saldırganın nükleer zaferi önünde geri çekilmesi sözkonusudur.
Küba istilaya uğramanın eşiğine kadar geldi: Ona tehdit savuranlar dünya emperyalizminin en büyük güçleridir. Bu nedenle atom bombaları altında yoketmekle bize gözdağı vermeye çalışıyorlar. Ülkemiz sarsılmaz siperinden kader belirleyici savaş çağrısında bulunuyor: Bu savaş bir saatte ya da birkaç dakikada bitmeyecek, kıtamızın her köşesine yayılıp korkunç acılar içinde, belki de yıllarca sürecektir. Müttefik emperyalist ve burjuva güçlerin saldırısı, halk hareketlerini pekçok kez yokolmanın sınırına dek getirecek, fakat bu hareketler her zaman yeniden ortaya çıkacak, tam ve kesin zafere erişinceye kadar halkın gücüyle durmadan yenilenecektir.
Halkımız, tek başına bulunduğu öncü siperinden sesini duyuruyor, söylediği, bozguna uğramış bir devrimin son şarkısı değil, Latin-Amerika'lı savaşçıların dudaklarında sonsuza dek kalacak bir devrim marşıdır ve tarihten yankılarla çınlamaktadır."
Ernesto Che Guevara
Latin-Amerika Devriminin Taktik ve Stratejisi
1962 sonlarında yazılmış ve
ilk kez Verde Olive,
Ekim 1968'de yayınlanmıştır.