El Llano Gerillaları
Kolombiya'daki Silahlı Mücadeleden Bir Kesit
20. yüzyılda Kolombiya'daki silahlı mücadele, legal faaliyetleri engelleyen politik ve toplumsal egemenlik sisteminin ve çok derin toplumsal çelişkilerin sonucu olarak ortaya çıkmış bir olgudur. Küba'nın devrimci örneğinin tüm kıtaya yayılmasından çok daha önce, Kolombiya halkına karşı devletin terör politikalarına bir yanıt olarak gerilla cepheleri ortaya çıkmıştı ve değişik süreçlerden geçmişti.
Bu yüzyılın ortalarında başlayan silahlı ayaklanmaların ilk günlerinden itibaren ayrı bir bölge olan doğu Llano bölgesi, ülkemizdeki politik ve ekonomik süreçlere mücadeleleriyle eşlik ettiler ve —aynı yıllarda ortaya çıkan Santander, Antioquia, doğu Cauca, kuzey Huila y Valle, güney doğu Tolima'daki diğer gerilla deneyimleriyle birlikte— ülke çapında sürdürülen bugünkü gerilla savaşının bir öncelini oluşturdu.
Llano Gerillalarının Kökeni ve Oluşumu
Llano gerillaları, 9 Nisan 1948'de halkçı lider Jorge Eliécer Gaitán'ın öldürülmesinden sonra ülke çapında gelişen resmi şiddete karşı, 1949 sonlarıyla 1950'nin başlarında kendiliğinden ortaya çıktı. İlk gerilla müfrezeleri, yaşamlarını ve mülklerini savunmak için sopalar, maçetalar ve toplu tabancalarla silahlanmış aileler tarafından ("Parra", "Bautista", "Fonseca", "Villamarín", "Calderón") oluşturuldu. Bu küçük direnişin ilk yöneticileri zengin liberal bir aile olan Boyacá ile Llano bölgesindeki orta mülk sahipleri sınıfından geliyorlardı. Bunların mücadeleye katılımı, kendi topraklarını ve mallarını savunma ve buna bağlı olarak muhafazakar yöneticilerin liberal çoğunluğa karşı yürüttükleri şiddet politikalarının bir sonucu olmuştur.
"Chulavita" polisi, muhafazakarlara bağlı silahlı bir güç olarak, politik muhalefeti imha etmek ve her ne pahasına olursa olsun iktidarı elde tutmak için, komünistlerin ve liberallerin denetimi altındaki bölgelere saldırdılar, malları yaktılar, kadınlara tecavüz ettiler, erkek ve çocukları rastgele öldürdüler.
1949 yılının ikinci yarısında resmi terör politikası, Kasım ayında yapılacak devlet başkanlığı seçimleri nedeniyle daha da şiddetlendirildi. Seçimlere iki ay kala, liberal parlamenter Gustavo Jiménez öldürüldü. Bu olaydan birkaç gün sonra Dario Echandia bölgesi başkan adayı Bogotá'da öldürüldü.
Diğer taraftan muhafazakar devlet başkanı Mariano Ospina Perez (1946-1950), yeni muhafazakar aday Laureano Gómez'in 27 Kasım 1949 seçimlerini kazanabilmesi için basına sansür koydu, sıkıyönetim ilan etti.
Bu şiddet ve tehdit ortamında liberal parti yöneticileri seçimlerden çekilme kararı aldı ve muhafazakar diktatörlüğe karşı askeri darbe de dahil olmak üzere her türlü seçeneği kullanmaya çalıştılar.
Tüm belirsizliğe rağmen, 25 Kasım'da Apiay hava üssü komutan Yüzbaşı Alfredo, muhafazakar polisle yapılan kısa bir çatışmadan sonra Silva Llano bölgesinin ana kenti olan Villavicencio'yu ele geçirdi, tutukluları serbest bıraktı ve belediye başkanlığını işgal etti. Diğer taraftan, polis şefi Elisco Velasquez, Lopez limanındaki polis karakolunu ele geçirdi ve Meta ırmağı boyunca askeri eylemler gerçekleştirdi. Bir başka taraftan, Bautista kardeşler Aguaclara bölgesinde bir silahlı grup oluşturdular ve Parra kardeşler de Humea nehri çevresinde harekâtlara başladılar.
Böylece Llano'daki isyancı çiftçiler, birbirleriyle bağlantısız olarak ilk adımları atmış oldular.
Parti Savaşından Sınıf Savaşına
Llano gerillasının ideolojik evrimi, taktikleri ve stratejisi gibi, mücadele süreci içinde gelişmiştir. Bu süreçte iki büyük evre görülür:
1950'lerin sonlarına kadar devam eden ilk evrede, Llano çiftçileri, kendi yaşamlarını ve muhafazakar diktatörlük tarafından tehdit edilen Liberal Partiyi savunmak amacıyla silahlanmışlardır. İki geleneksel parti arasındaki (liberaller ve muhafazakarlar) partizan çatışmaları içinde köylüler, kendi çıkarları için mücadele etmemişlerdir. Dolayısıyla hareketin önderliğini büyük mülk sahiplerine bırakmışlardır. Bu bağlamda, Llano'daki silahlı mücadelenin ilk evresinde, 19. yüzyıldaki iç savaşların özellikleri belirleyici olmuştur.
1950'lerin sonunda ordu ile gerillalar arasında zımni bir ateş-kes ortaya çıkmıştır. Bu da, Llano toprak sahiplerinin, hayvanlarını satış yerlerine yollamak ve diğer işlerini yapmak için uygun bir ortam yaratmıştır. Ancak 1951'in ortalarında bu zımni ateş-kes bozulmuş ve ordu birlikleri Llano'yu işgal etmiş, sivil halka karşı katliamlara başlamıştır.
Llano halkı bunun üzerine kendini savunmak için örgütlendi. Ancak bu birincisinden farklıydı. Eski bir gerilla olan Francisco Isaza'nın yazdığı bir kitabı değerlendirirken toplumbilimci Dario Mesa şöyle yazmaktadır: "Eğer ilk mücadele, deneyimsiz ve yenilmişse, bu seferki, deneyim, kazanım, esnek taktikler, devrimci politik formülasyonlar ve teçhizatlı birliklerce yürütülen bir mücadele olarak ulusal karakterde ve iktidar için gerçek bir tehlike niteliğinde olmuştur."
Llano mücadelesi 1951'in ikinci yarısından itibaren hareketin ikinci evresine geçildiğini gösteren yeni bir nitelik kazanmıştır. Artık iki politik parti arasındaki kısır çatışmalar sözkonusu değildir. Şimdi ordu, ilk evrede kendi işçilerini kendi politik ve ekonomik çıkarları için kullanmış olan liberal mülk sahiplerini desteklemektedir ve Llano'daki işçilere karşı gerçek bir imha harekâtı düzenlemek için yeni askeri birlikler göndermektedir.
Yüzlerce işçinin katıldığı gerilla savaşı, silahlı mücadele aracılığıyla baskının ve adaletsizliğin yeniligiye uğratılabileceğini savaşçılara göstermiştir. Sömürünün ekonomik temelleri Llano işçileri tarafından sorgulanmış ve yeni bir toplum için savaşmanın olanaklı olduğu görülmüştür.
Hareketin ideolojik temelindeki bu gelişme, 1952 Eylül'ünde "Birinci Llano yasası"nın ilanı ile netleşmiştir. Tarımcılığın ve hayvancılığın yeniden düzenlenmesi, kolonilerin ve tarım çiftliklerinin oluşturulması üzerine kuralları ve cezaları belirleyen bu yasa, "diktatörlüğün bir parçası olan yargı sistemine" bir yanıt niteliğinde olmuştur. Bu yasa, toprak sahiplerine yeni yükümlülükler getirerek, devrim için belirli görevleri yerine getirmeyi ve vergi ödemeyi zorunlu kılmıştır. 8 ay sonra çıkarılan "İkinci Llano Yasası", çok daha ayrıntılı bir toplumsal içeriğe sahip olmuş ve bir halk hükümetinin kurulmasının zorunluluğunu ifade etmiştir.
Böylece hareketin yönelimi, "köylü yüreği ile doğan insanın, Guadalupe Salcedo'nun mitolojik biçiminde vücud bulur" sloganıyla ifade edilebilir.
"Toprağın Boşaltılması" Stratejisi
Llano bölgesinde gerilla olgusunun genelleşmesi, baskıyı, savaşçıların imha edilmesi için yeni yöntemler geliştirerek ve halk arasında terör ortamı yaratarak her düzeyde şiddetlendirdi. Örneğin, gerillaların denetimi altındaki bölgelerdeki halk, gerillalar tarafından tehdit edildiği ileri sürülen yaşamlarını korumak için beldelere taşınmaya zorlandılar. Bunu reddedenler "eşkiya" kabul edildi ve "toprak boşaltılması" politikası uygulandı. Llano'ya giten bütün yollar ordu tarafından kesildi ve her türlü yiyecek ve giyecek getirilmesi engellenildi. Ülkenin bu bölgesi bütün olarak "ablukaya" alındı.
Bu önlemlere rağmen, gerilla, daha çok sayıda çatışmaya giriyor ve askeri deneyimi sürekli artıyordu. Bu durum, toplumun bazı kesimlerini bu çatışmaya politik bir çıkış bulmanın zorunlu olduğunu düşünmeye itti.
Bir anlaşma zemini sağlamak için Dr. José Gneco Mozo, gerilla lideri Tulio Bautista ile bir görüşme yaptı.
Gerilla, ülkedeki tüm politik suçlar için genel bir af çıkartılmasını, temel hakların garanti edilmesini ve devletin bölgede salt askeri olarak değil, aynı zamanda çocukların eğitimi için okulları yapmasını, sağlık merkezlerini restore etmesini, yolların inşasını da gerçekleştirmesini istediler. Devletin bu istemlere karşı yanıtı, komisyonun kararlarını tanımama ve askeri harekâtı yoğunlaştırma oldu.
Altı ay sonra eski devlet başkanı Alfonso López Pumarejo bazı gerilla liderleriyle buluştu. Muhafazakar hükümetin politik talepler ileri sürmemesi nedeniyle, ilkinden daha etkili oldu. Ancak Alfonso López Pumarejo'nun girişimi, liberal partinin silahlı hareketi denetlemek için yaptığı son bir girişimden başka birşey değildi.
Gerçekte, gerillalar ile liberaller arasındaki ilişkiler, her zaman ikili bir niteliğe sahip olmuştur. Liberallerin silahlı mücadeleyle doğrudan hiçbir ilişkileri yoktu, ama bunu bilmemezlikten geliyorlardı. Liberallerin lideri Carlos Lleras Restrepo bu ikili durumu şöyle ifade ediyordu: "Ne yetkiliyiz, ne yetkisiz ... Tüm kalbimizle onlardan yanayız."
Ama hareketin kendi ideolojik denetimlerinden çıktığı ve varolan ilişkilerin dönüşüm gösterdiği evrede, liberaller kendilerinin başlattıkları harekete karşı ko/numa geçtiler. "Kolombiya'nın baş belaları" —diye yazıyordu Paris'te sürgünde bulunan eski liberal devlet başkanı Eduardo Santos— "her türlü sivil eylemi, barışçı girişimleri engelliyorlar... Gerillaların faaliyetleri, sonsuz acılar üretmiştir ve binlerce ve binlerce masum liberale büyük zararlar vermişlerdir." (Spectator, Bogotá, 3 Mart 1953)
Parti yönetimlerinin gerillayı "eşkiya" olarak lanse ederek gerilla hareketinin politik niteliğini gayrı-meşru gösterme çabalarına paralel olarak, ordu, kendi anti-gerilla doktrinini uygulamak için için uygun bir zemin buldu ve Llano'daki ayaklanma hareketini sona erdirmek için yeni askerler sevk etti. Ordunun anti-gerilla doktrininin temel mekanizması, "La Paz Gerillaları" olarak adlandırılan, sürü sahipleri tarafından finanse edilen ve hükümetin doğrudan onayladığı serserilerden oluşan sivil silahlı güçtü.
Kolombiya'daki sivil faşist grupların öncüleri olan bu karşı-ayaklanmacı girişim, Albay Gustavo Sierra Ochoa tarafından aşağıdaki şekilde sistematize edilmişti:
"1. Sivil yardımcı grupları.
2. Düzenli orduda ve anti-ayaklanmacı birliklerin yardımıyla gerçekleştirilecek eylemleri yönetmek üzere subay ve astsubaylar.
3. Bölgeyi iyi tanıyan uzmanlardan yararlanma.
4. Askeri nitelikte olmasa da kesin bir disiplin.
5. Özel görevler için arazi eğitimi.
6. Gerillalar tarafından öldürülecekleri kesin olan anti-gerillayı destekleyenlerin korunması.
7. Geniş ölçekte istihbarat yapılması.
8. Bölge sakinlerini kazanmak için sosyal faaliyetler yürütülmesi.
9. Bölgede oturanların kesin bir nüfus sayımını yapmak..
10. Kent sektörlerinde tehlike yaratan ve kuşkulu unsurların temizlenmesi.
11. Mücadele ruhu oluşturmak için hükümetle sivil halkın kaynaştırılması.
12. Ordudaki taktiklerin değiştirilmesi, düzenli savaş normlarının terkedilmesi.
13. Tutukluları, elebaşlarını, gerillaların ailelerinin tahminen bulundukları yerleri, gerillaların kaynaklarını, donanım üslerini içeren ayrıntılı örgüt dosyalarının hazırlanması."
Görüşme mi, Kayıtsız Şartsız Teslim mi?
Gerillalar, halk arasındaki derin kökleri, mücadelenin meşruiyeti ve araziyi iyi tanımaları sayesinde dört yıllık mücadelede düşmana karşı önemli başarılar elde ettiler. Büyük yankı uyandıran askeri eylemlerden birisi, "Turpial" bölgesinde Guadalupe Salcedo tarafından yönetilen gerillaların 100 askeri kurmay subayı tutsak ettiği eylemdir.
13 Haziran 1953'de General Gustavo Rojas Pinilla'nın askeri darbesiyle ortaya çıkan politik konjonktürde, gerillalar ile görüşmeler başladı. General Rojas, kendi isteği ile silahlarını teslim eden isyancılara kişisel garanti verdi.
Ülkenin diğer bölgelerinde faaliyet yürüten komünist gerillalar askeri hükümetin barış önerisini ihtiyatla karşılarken, liberal kanada daha yakın olan Llano gerilla liderleri tek başlarına görüşmelere başladılar ve ateş-kes ilan ettiler.
Llano gerillalarının 1953 Haziran'ı ile Eylül arasında gerçekleşen demobilizasyonu, son dönemde Llano isyan hareketinin ideologu olan liberal avukat Alvear Restrepo'nun çok açık olmayan bir biçimde ölmesiyle hızlandı. Diğer yandan hükümetle her türlü görüşmeye karşı olan Frank Isaza'nın teslim olduğuna ilişkin yalan haberler yayılarak tecrit edilmesi sağlandı.
Silahların bırakılmasına ilişkin bu süreç, bugün ülkemizde silahlı mücadelenin neden sürdürüldüğünü de kısmen açıklamaktadır: Barış sözleri asla tutulmamıştır, silahlı mücadeleyi terkeden (demobilize olan) gerillaların bir çoğu cezaevine atılmıştır ve Ilano ayaklanmasının en önemli liderlerinden olan Guadalupe Salcedo Unda, gizli servis tarafından katledilmiştir.
(FARC-EP, Resistencia Internacional, N° 20, Şubat-Nisan 1999)