KURTULUŞ CEPHESİ - Temmuz-Ağustos 1996
Ölüm,
Nereden ve Nasıl Gelirse Gelsin,
Hoş Geldi , Safa Geldi
Türkiye devrim mücadelesinin en kapsamlı ve en geniş katılımlı açlık grevi ve ölüm oruc eylemi 69. gününde istemlerin hükümet tarafından kabul edilmesiyle sonuçlandı.
Eylemlerini, kendi iradelerini sonuna kadar zorlayarak sürdüren 1500 devrimci tutsakdan on iki devrimci yaşamlarını yitirdiler. Onlar, devrim mücadelesinin şehitleri olarak, her zaman devrim mücadelesinde yaşayacaklardır.
Devrimci tutsakların 20 Mayıs 1996 günü başlayan açlık grevleri, şu açıklamayla kamuoyuna duyrulmuştu:
"Basına ve Kamuoyuna
Devlet cezaevlerindeki devrimci-yurtsever tutsaklara karşı aylardır hak gaspları, sürgün, tecrit, tabutluklar ve itirafçılığı dayatarak saldırılar gerçekleştiriyor. Bu saldırılara tüm cezaevlerindeki Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu'nu oluşturan devrimci tutsaklar ve THKP-C/HDÖ tutsakları, 20 Mayıs'tan itibaren süresiz açlık grevi ile yanıt verdiler. 30 Mayıs'tan itibaren tüm cezaevlerindeki TDP tutsakları da süresiz açlık grevine başladılar.
Bugün 26 cezaevindeki (Sağmalcılar, Ümraniye, Bursa, Aydın, Buca, Malatya, Bartın, Tokat, Zile, Çankırı, Yozgat, Nevşehir, Kayseri, Ankara Merkez, Erzurum, Doğanşehir, Gebze, İskenderun, Gemlik, Diyarbakır, Antakya, Konya, Ceyhan, Sağmalcılar Özel Tip) 1500 devrimci tutsak süresiz açlık grevindedir.
Açlık Grevi Taleplerimiz:
*** Tabutluk genelgelerinin iptal edilmesi, Eskişehir, Kastamonu, İnebolu, Kırklareli, Kütahya, Sinop ve Sakarya tabutluklarının kapatılması.
*** Tutsak yakınlarına yönelik saldırıların durdurulması.
*** Tutsakların tedavilerinin ve duruşmalara çıkmalarının önündeki engeller kaldırılması.
Cezaevlerindeki saldırılara karşı tüm cezaevlerinde PKK tutsakları süresiz ve dönüşümsüz açlık grevindedirler. Yine TDKP, TKEP, DY, PYŞK, HKG tutsakları da 5'er gün dönüşümlü açlık grevi içersinde yer almaktadırlar.
Devlet, saldırılarını kimi ölüm sınırına gelen süresiz açlık grevinde tutsaklara karşı azgınca sürürmektedir.
Bu saldırılar şunlardır:
- 29.05.1996 günü Diyarbakır Cezaevi'nde süresiz açlık grevinde ölüm sınırında olan PKK'li tutsakların açlık grevlerini kırmak için idare, asker ve gardiyan tutsakları zorla tedaviye götürmeye çalışmış, tutsaklar direnince de kalaslarla saldırmışlardır. Alınan bilgilere göre, tutsaklar saldırıya karşı çıkarak yangın çıkarmışlar, bir kısım tutsak bu nedenle çeşitli yerlerinden yanarak yaralanmışlardır. Tutsaklardan Mehmet Dursun ve Fesih Erkaplan'da ciddi yanık yaraları vardır. Şu anda hastahanede 19 yaralı tutsak bulunmaktadır. Cezaevindeki tutsakların avukat görüşü engellenmekte ve ayrıntılı bilgi elde edilememektedir.
- Malatya Cezaevi'nde 29 Mayıs 1996 günü 2 devrimci tutsağı hücrelere koymak isteyen idare, koğuşlara saldırmak istemiş, koğuşlara barikat kurarak direnişe geçen süresiz açlık grevindeki tutsaklar da arkadaşlarının hücreye konulmasına karşı çıkmak için koğuşlarda yangın çıkartmışlardır. Şu anda 3 tutsak yaralı olarak hastahaneye kaldırılmıştır.
- 6 Mayıs Genelgesi'nden sonra açılan Eskişehir tabutluklarına götürülen siyasi tutsaklar, 'hoşgeldin dayağı' ile karşılanmakta, falakaya yatırıldıktan sonra hücrelere atılmaktadırlar. Hücrelerde tek olan tutsaklar dövülerek ve zorla soyularak aranmaktadırlar. 4-6 kişilik hücrelerde kalan tutsakların ise birbirlerini ziyaret etmeleri engellenmektedir. Sayımlar askeri düzende ve tutsakların tekmil vermesi şeklinde alınmaya çalışılmaktadır. Bu faşist yaptırıma karşı tutsaklar direnmiş ve 24 Mayıs Cuma günü akşam 22.30'da 60 gardiyan tutsaklara saldırmıştır. Bu saldırı sonucunda, Özgür Yıldız, Erkan Kaya, Önder Dağdelen, Sezai Özbil, Ergül Çiçekler, Can Barış Yıldırım ve Mustafa At isimli tutsakların ciddi şekilde yaralanmasına yol açılmıştır. Hastahaneye götürülmesi gereken ve saldırı sırasında sara krizi ve kalp krizi geçiren Mustafa At, Can Barış Yıldırım, Ergül Çiçekler hücrelere atılmış ve ölüme terk edilmiştir. Bu saldırı, tüm adli ve siyasi tutsaklarca sloganlarla karşılanmıştır. Faşist saldırıyı cezaevi müdürünün denetimi altında Selami ve Recep adlı başgardiyanlar ve Sedat isimli gardiyan yönetmiştir.
Aynı davada yargılanan erkek ve bayan tutsaklar, aynı anda avukat görüşüne çıkartılmamaktadır. Aile görüşünde soyadı tutma zorunluluğu aranmakta ve akrabalık belgesi gibi hiçbir anlamı olmayan belgeler istenmektedir.
Çok yönlü bu saldırıların amacı, devrimci tutsakları kimliklerinden arındırıp, teslim almak, itirafcılaştırmak ve ajanlaştırmaktır.
Son günlerde burjuva basın ve TV kuruluşları aracılığıyla Sağmalcılar Cezaevi'ndeki devrimci tutsaklar bir kez daha hedef gösterilerek, yeni saldırılar ve katliamlar için zemin yaratılmaya çalışılmaktadır.
27 Mayıs günü TV'lerde, 28 Mayıs günü basında 'Cem Boyner'e suikast hazırlığı' başlığı haberi altında DHKP-C tutsaklarından Ercan Kartal şahsında tüm devrimci tutsaklar hedef gösterilmiştir.
Eskişehir tabutluklarındaki saldırılar, Sağmalcılar Cezaevinin hedef gösterilmesi ve Diyarbakır Cezaevi'nde ölüm sınırındaki süresiz açlık grevindeki tutsaklara yapılan katliam amaçlı saldırının eş zamanlı olması, devletin devrimci, yurtsevir tutsaklara karşı teslim alma amaçlı genel saldırısının ürünüdür.
Sağmalcılar Cezaevi'ndeki devrimci tutsaklar, Diyarbakır Cezaevi'ndeki katliam amaçlı saldırıyı protesto etmek için 29.05.1996 günü akşam ve 30 Mayıs günü sabah sayımlarını vermemişlerdir.
Faşizmin devrimci-yurtsever tutsaklara karşı yürüttüğü bu politikasını bir kez daha boşa çıkartarak yine kazanacağız. Taleplerimiz yerine getirilinceye kadar süresiz açlık grevimiz sürecektir. Faşizmin saldırılarını geri püskütmek için bedel ödemekten ve ödetmekten çekinmeyeceğiz. Direnişimiz süresiz açlık grevi yanında çeşitli eylemliliklerle sürecektir.
Hiçbir güç devrimci tutsakları teslim alamayacaktır.
Eskişehir tabutluğunu direnişimizle yıkacağız.
Diyarbakır saldırısının hesabını soracağız!
Eskişehir tabutluğunu yıkacağız!
Devrimci tutsaklar teslim alınamaz!
Tutsak ailelerine kalkan elleri kıracağız!
Yaşasın Genel Direnişimiz!
Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu (DHKP-C, MLKP, TKP(ML), TİKB, EKİM, TKP/ML, TKEP/L, DH) ve THKP-C/HDÖ, TDP tutsakları adına
Şadi Özpolat, M. Ali Çelebi, Ökkeş Karaoğlu, Can Ali Türkmen, Burhan Kartal, Mehmet Yeşilçalı, Ümit Onursal Ozat, Ramazan Sadıkoğulları, Mehmet Çiftçi, Bülent Parmaksız