KURTULUŞ CEPHESİ - Eylül-Ekim 1995
Mao Zedung
(1893-9 Eylül 1976)
Ölümünün 19. yılında, proletaryanın sınıf mücadelesinin ustalarından Mao Zedung'u anarken, Mahir Çayan yoldaşın "kampus Maoistleri"ni eleştirdiği 1970 yılında yayınlanan "Yeni Oportünizmin Niteliği Üzerine" yazısından bir bölümü yayınlıyoruz.
MAO'NUN LENİNİZMİN HAZİNESİNE KATKILARI VE YENİ OPORTÜNİZM
Mao Tse Tung'un Marksizm-Leninizm hazinesine katkları sorunu bugün Marksist çevrelerde tartışılan son derece önemli bir sorundur. Mao Tse Tung'un Leninizm hazinesine kattıklarını ana hatları ile başlıca iki başlıkta toplayabiliriz:
1. Milli Demokratik Devrim Teorisi,
2. Proleter Kültür Devrimi.
Mao'nun bu iki katkısının özlerini ve temel unsurlarını Lenin'de de görmekteyiz. Fakat Marksizm-Leninizmin bu son derece önemli iki ilkesi, en mükemmel şekillerini Mao'nun siyasi pratiği içinde almışlardır. Bu nedenle Leninizmin bu iki önemli ilkesini açıklarken, Çin somut pratiğinden hareket ederek, Mao'nun siyasi pratiği içinde ele almak zorundayız
MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİM TEORİSİ
Geçen yazımızda Milli Demokratik Devrim teorisinin, Marksist-Leninist kesintisiz devrim teorisinin sömürge ve yarı-sömürge ülkelere uygulanması olduğunu belirtmiştik. Bir daha belirtelim ki, Mao Tse Tung, emperyalizmin I. ve II. genel bunalım devrelerinde nicelik olarak zayıf ve köylülükle tabi bağları olan bir işçi sınıfına sahip, yarı-sömürge ve yarı-feodal Çin'de, Leninist kesintisiz devrim teorisini bu somut pratiğe uygulayarak derinleştirmiş ve zenginleştirmiştir. Böylece Mao, bütün sömürge ve yarı-sömürge ülkelerin devrimcilerine emperyalist boyunduruğun kırılarak sosyalizme geçişin yolunu göstermiştir. Mao Tse Tung'un bu katkısı ile birlikte (işçi sınıfının hegemonyasında temel gücü köylü kitlelerinin teşkil ettiği devrim ordusunun kırlardan şehirleri fethetmek teorisi) Leninist kesintisiz devrim teorisi hayatın yeni realiteleri karşısında daha gelişmiş ve zenginleşmiştir. Mao ile birlikte yarı-sömürge ve sömürge ülkelerin sosyalizme geçişlerinde zorunlu bir durak olan Halk Savaşları çığırı açılmıştır. Açılan bu yoldan bir Vietnam, bir Küba emperyalizmin boyunduruğunu kırarak sınıfsız topluma doğru emin adımlarla yürümektedirler.
Mao Tse Tung'un yeni demokratik devrim teorisinin başlıca unsurları şunlardır:
1. Milli Demokratik Devrim, özünde bir köylü devrimidir.
2. Milli Demokratik Devrimde Halk Savaşı zorunlu bir duraktır.
3. İdeolojik öncülük esastır.
4. Milli Demokratik Devrim teorisi proletaryanın hegemonyasını içinde taşır.
... Her çeşit oportünizmin en son tahlilde köylülerin devrimci potansiyelinin küçümsenmesine dayandığını sosyalizmin tarihi bize göstermektedir. Tekel öncesi dönemde işçi sınıfının dışındaki bütün sınıfları gerici kabul eden Lassalle oportünizminin temelinde bu yatar. Tekelci kapitalist dönemde ise, Leninizme karşı olan bütün sağ ve "sol" sapmaların temelinde yine aynı gerçeği görmekteyiz. Ve Çin'in devrimci mücadelesinde, Mao'nun mücadele ettiği bütün sağ ve "sol" sapmalar da temelde köylülerin devrimci potansiyelinin küçümsenmesine dayanmaktadır. Asya Tipi Üretim Tarzına sıkı sıkı sarılarak "Çin'de feodalizm yoktur, bu nedenle anti-feodal mücadece gereksizdir" diyerek anti-kapitalist mücadeleyi öneren Troçkistler, şehirlerdeki sovyetik bir ayaklanmayı esas aldıkları için, Japon işgalinin Çin'de kapitalizmi geliştireceğini söyleyerek teslimiyetçiliği savunmuşlardır. Li-Lisan ise, anti-emperyalist ve anti-feodal bir devrimin gerekliliğini belirtmesine rağmen zafere götürecek mücadelenin mihrakı olarak şehirleri gördüğü için aralıksız işçi grev ve saldırıları ile sonuca gidilebileceğini savunuyordu. (Li-Lisan, 1927'den 1935'e kadar ÇKP'nin en etkin yöneticilerinden birisidir.) Aynı görüş, Çen Tu Hsieu da sağ oportünizmin kucağına itmiştir. Çen Tu Hsieu, Sovyetik bir ayaklanma için, Çin işçi sınıfının gücünü yeterli görmediği için, Çin'in belli bir gelişme seviyesine kadar, anti-Japon mücadelenin önderliğini Kuomintang'a bırakmıştır. (* Çen Tu Hsieu, devrimin temel gücü olarak işçi sınıfını kabul ettiği için, ÇKP'nin himayesinde bir köylü partisinin kurulmasını öngörmüştür) Görüldüğü gibi, görünümleri birbirinden tamamen farklı olan bu üç oportünizmin temelinde köylülüğün devrimci potansiyelini azımsama ve işçi sınıfının ideolojik öncülüğünün anlaşılmaması yatmaktadır. Mao'nun yeni demokratik devrim teorisi bir bakıma bu üç oportünizme karşı verilen mücadele içinde biçimlenmiştir.
Sonuç olarak, Mao Tse Tung, Leninizmin şu iki temel ilkesinden:
1. Emperyalist dönemde, gelişme derecesi ne olursa olsun bütün sömürge ve yarı-sömürge ülkelerde demokratik devrimin objektif şartları vardır.
2. Emperyalist dönemde bütün devrimlerin lokomotifi proletaryadır. Burjuva demokratik devrimini de kalıcı zafere ulaştıracak tek sınıf proletaryadır."
hareket ederek, bu iki ilkeyi:
3. İktisadi gelişme seviyesi çok düşük, dolayısıyla proletaryası zayıf ve cılız olan yarı-sömürge ve yarı-feodal Çin'in pratiğine uygulayarak Yeni Demokratik Devrim teorisini formüle etmiştir...
PROLETER KÜLTÜR DEVRİMİ
"Kapitalizmin mi, yoksa sosyalizmin mi kazanacağını bütün bir tarihsel çağı alacak, uzun ve dolambaçlı bir mücadelenin sonucu tayin edecektir."
Mao'nun bu önemli önerisini Marks'da, özellikle Lenin'de görmekteyiz. Marks, Gotha Programının Eleştirisi'nde kapitalizmden sınıfsız topluma geçişin ancak proletarya diktatoryası altında mümkün olacağını söylemektedir. Lenin ise, bu zorunluluğu açık bir şekilde belirtmektedir: "Kapitalizmden komünizme geçiş tüm bir tarihsel çağı temsil eder. Bu çağ sona erene kadar sömürenler restorasyon umudunu ister istemez beslerler ve bu umut restorasyon girişimlerine dönüşür (...) (Tek bir ülkede bile olsa) devrilmesi yüzünden direnci on misli artan ve gücü sadece enternasyonal sermayenin gücüne değil, aynı zamanda alışkanlık gücüne, küçük üretim gücüne de dayanan burjuvazi. Çünkü maalesef küçük üretim dünyada hala pek yaygındır ve küçük üretim gün be gün, saat be saat kendiliğinden ve kitlevi bir ölçüde durmadan kendisini oluşturur." (Lin Piao'nun ÇKP'nin IX. Kongresindeki raporundan)
Marks'ın ve özellikle Lenin'in bu önerilerinden hareket eden Mao Tse Tung, sosyalist devrimi yapmış bir ülkede;
1) Emperyalizmin dünyada var olduğu sürece,
2) Özünde "köylü mülkiyeti" sayılabilecek küçük üretimin hayatiyetini sürdürdüğü kollektif mülkiyet olduğu sürece (Sosyalist toplumda sosyalist mülkiyet bilindiği gibi, kollektif ve kamu mülkiyetleri biçimindedir.),
3) Sınıflı toplumların bin yıllık kalıntı ve alışkanlıklarının etkisi ile, sosyalist devrimden sonra kapitalizmin restore edilmesinin her zaman mümkün olduğunu belirterek, proletarya diktatoryası altında da sınıf mücadelesinin devam edeceğini, bu nedenle ideolojik ve kültürel alanda, üst-yapıda siyasi bir devrimin zorunlu olduğunu söyleyerek "Proleter Kültür Devrimi" şiarını ortaya atmıştır. Liu Shaochi' nin "Kapitalizmin mi, sosyalizmin mi kazanacağı sorunu artık çözümlenmiştir. Sosyalist ekonomi geliştikçe, üretici güçler geliştikçe artık geriye dönüş mümkün olamaz" anlamındaki revizyonist tezine karşılık, sosyalist bir toplumda ideolojik ve kültürel alandaki, üst-yapıdaki siyasi devrimin nihai zaferine kadar kimin kazanacağının önceden kestirilemeyeceğine ilişkin "Sosyalizm mi, yoksa kapitalizm mi kazanacak belli değildir" ünlü tezini formüle etmiştir. (Bu tez sadece Liu Shaochi' yi değil, aynı zamanda Sovyetler'de sınıf mücadelesinin artık sona erdiğini, bu nedenle SBKP'nin, sadece proletaryanın değil, bütün halkın partisi haline geldiğini söyleyen Kruşçev revizyonizmini de eleştirmektedir.)
Mao'nun Marksizm-Leninizm hazinesine ikinci büyük katkısı da budur."
Mahir Çayan
Yeni Oportünizmin Niteliği Üzerine
Haziran 1970, Aydınlık Sosyalist Dergi, Sayı: 20