BOLİVYA ULUSAL KURTULUŞ ORDUSU (ELN)
2 Nolu Bildirisi
Bolivya Halkına!
Gerici yalana karşı devrimci gerçek
10 Nisan 1967 sabahı, Teğmen Luis Saavedra Arombal komutasındaki, çoğunluğu CİTE askerlerinden kurulu düşman devriyesi tuzağımıza düştü. Adı geçen subay ve erlerden Angel Flores ile Zenon Prada Mendieta çatışmada öldüler; rehber İgnacio Husarima yaralandı, 5 er ve bir astsubayla birlikte tutsak alındı. 4 er tuzaktan kurtulup kaçmayı başardı. Bunlar Binbaşı Sanchez Castro'nun birliğinin bulunduğu üsse durumu bildirerek, 60 askerle takviye gücü oluşturup arkadaşlarına yardıma geldiler. Bu grup da bir başka tuzağa düştü. Bunlardan Teğmen Hugo Ayala, Astsubay Raul Camejo ve erlerden Jose Vijabriel, Marcello Maldonado, Jaime Sanabria ile kimliği belirlenemeyen iki asker daha yaşamlarını yitirdiler.
Bu harekat sırasında yaralanan askerler şunlardır: Armando Quirago, Alberto Carvajal, Fredy Aloye, Justo Cervantes ve Barneba Mandejara. Bunlarla birlikte bölük komutanı Binbaşı Ruben Sanchez Castro ve 16 asker tutsak edildi.
ELN ilkelerine bağlı kalarak olanaklarımız elverdiğince yaralıları tedavi ettik ve devrimci mücadelemizin amaçlarını açıkladıktan sonra tutsakları serbest bıraktık. Düşman ordusunun kayıpları şöyle özetlenebilir: İkisi teğmen olmak üzere 10 ölü, 30 tutsak, (bunların arasında Binbaşı Sanchez Castro da bulunmaktadır) 6'ı yaralıdır. Savaş ganimeti de düşmanın kayıplarıyla orantılı olup 60 mm'lik bir havan topu, makineli tüfekler, adi tüfekler, M-1 karabinaları, hafif mitralyözler ve çok miktarda cephaneyi içermektedir.
Bizse yalnızca bir ölü verdik. Düşmanın kayıplarına oranla bizim kaybımızın bu denli az olmasının nedeni, çarpışmaların başlama yerini ve zamanını bizim seçmemiz ve düşmanın neredeyse çocuk yaştaki acemi erleri mezbahaya gönderircesine savaşa sürmesidir. La Paz'da bildiriler uydurup sahte cenaze törenlerinde sözümona gözyaşı döken demagoglar, Bolivya'da akan kanın sorumlusu olduklarını bu hareketleriyle gizlemeye çabalıyorlar. Artık gerçek yüzlerini de saklamaya gerek görmüyor ve Kuzey Amerikalı ”yardımcılarını” ülkeye davet etmekten çekinmiyorlar. Dünya barışını tehlikeye sokan ve kahraman Vietnam halkına nice kayıplara malolan savaş da böyle başlamıştı. Bize karşı kaç ”yardımcı” göndereceklerini bilmiyoruz (bunların hepsine karşı koymasını biliriz) ama, kendi ülkelerini satışa çıkaran bu askerlerin giriştikleri harekatın yaratacaı tehlikelere karşı halkı uyarmayı zorunlu sayıyoruz.
Yeni askere alınan acemilere şu çağrıda bulunuyoruz: Savaş başlar başlamaz silahınızı yere bırakıp ellerinizi başınızın üstüne koyun; silahların menzili içindeyseniz yerinizden hiç kıpırdamayın; savaş bölgesine yaklaşırken, yürüyüş sırasında, hiçbir zaman askeri kolun önünde yer almayın; son derece tehlikeli olan öncülük görevini üstlenmeleri için sizi savaşa süren subaylarınızı zorlayın. Öncülere daima öldürmek için ateş edeceğiz. Hiçbir suçu olmayan, savaşa yeni katılmış askerlerin kanını dökmek bizim için ne denli acı olursa olsun, savaş bunu zorunlu kılmaktadır.