KURTULUÞ CEPHESÝ - Temmuz-Aðustos 1994
Sivas Katliamý
2 Temmuz 1993 günü Sivas'ta faþist ve þeriatçý güçlerin gerçekleþtirdikleri katliam sonucunda 37 demokrat, yurtsever ve devrimci katledildiler. Sivas Katliamý'nýn üzerinden bir yýl geçmesine raðmen olayýn gerçek failleri için hiçbir þey yapýlmamýþtýr. Bu da, Sivas Katliamý'nýn devletin bilgisi dahilinde gerçekleþtirildiðinin bir göstergesi olmaktadýr. Ortaya çýkan tüm veriler, katliamýn çok önceden planlandýðýný ortaya koymaktadýr. Son yýllarda Sivas'da gerçekleþtirilen Pir Sultan Ženlikleri' nin baþlangýç gününün katliama sahne olmasý, gerici güçlerin hazýrlýklarýný önceden yaptýklarýný göstermektedir. Böylece devlet, faþist ve þeriatçýlarýn katliam yapmalarýný engelleyebilmek için gerekli "önlemleri" alabilecek zamana sahip olduðu ortadadýr. Ancak bu yapýlmamýþ, tersine katliam için gerekli koþullar saðlanmýþtýr.
Amaç bellidir:
Sivas'da Pir Sultan Ženlikleri, halkýn demokratik kültür deðerlerini gün ýþýðýna çýkartan ve geliþtiren bir etkinlik durumundadýr.
Dolayýsýyla devrimci, demokrat ve yurtsever kiþiler tarafýndan düzenlenmekte ve yürütülmektedir. Her türlü devrimci ya da demokratik hareketi yok etmeye yönelen devlet için, salt bu nitelikleri bile saldýrýya uðramasý için yeterli olmaktadýr. Oligarþik devlet Sivas'da devrimci bir geliþmenin ortaya çýkmasýný engellemek amacýyla, Sivas'daki faþist ve þeriatçý güçlerini harekete geçirmiþtir. Ve sonuç yakýlan insanlar olmuþtur.
Ancak Sivas Katliamý bunla sonlanmamýþtýr. Devlet, bir yandan geliþen bir demokratik etkinliði yok etmekle kalmamýþ, ayný zamanda Alevi kitlesine bir gözdaðý vermiþtir. Ancak katliam sonrasýnda ortaya çýkan geliþmeler Alevi kitlesinin hareketlenmesini getirmiþ, ancak "Alevicilik" hesaplarý yapanlar tarafýndan pasifize edilmiþtir. Alevi kitlesinin sýnýfsal niteliðinden kaynaklanan devrimci potansiyel, bunlar aracýlýðýyla devlete kanalize edilmeye çalýþýlmýþtýr. Bu kesimlerin Sivas Katliamý üzerine düzenledikleri tüm faaliyetlerde bu durum açýkca ortaya konulmuþtur. Bugüne kadar devrimci propagandaya açýk bir kitle oluþturan Aleviler, bu faaliyetlerde devrimcilerden uzaklaþtýrýlmaya çalýþýlmýþtýr. Sivas Katliamý'nýn devrimci mücadeleye yönelik bir gözdaðý, tehdit olma özelliði sürekli gözden uzak tutulmuþ, katliam sýradanlaþtýrýlarak bir sünni-alevi çatýþmasýna indirgenmiþtir.
Daha düne kadar devrimci ve ilerici bir mücadelenin bir simgesi haline gelmiþ "canlar", nasýl dinsel bir ifadeye çevrildiðini görmek þaþýrtýcý olmamýþtýr. Devletin tüm amacýda budur. Oligarþinin amacýnýn, kendi sýnýfýndan kopmuþ bireyler ve topluluklar oluþurmak ve bu yolla sýnýf mücadelesini frenlemek olduðu düþünüldüðünde, katliamla amaçlarýna doðru bir adým daha attýklarý görülmektedir.
Sivas Katliamý, devletin, en küçük bir devrimci ya da ilerici bir faaliyete karþý nasýl bir tenkil politikasý izlediðini açýkca ortaya koymuþtur. Devrimciler bu gerçeði bir kez daha kitlelere anlatmak ve devrim güçlerinin saflarýnda örgütlenmek gerektiðini kavratmak zorundadýrlar. Bunu yaparken, sorunun yalýn bir dinsel mezhep sorunu olmadýðý kesin olarak belirtilmeli ve dinsel görünüm kazandýrma çabalarýyla mücadele edilmelidir.
Sivas Katliamý'nda yaþamýný yitiren 37 devrimci, demokrat ve yurtsever unutulmayacaktýr. Onlarýn anýlarý her zaman devrimci mücadelede yaþayacaktýr.