30   NO'LU   BİLDİRİ



 
 
      Yoldaşlar,

      Komünist önder onuruna sahip, örgütümüzün kurucu ve lider kadrolarından Ahmet Rıza Salman’ı ölümünün 1. yıldönümünde saygıyla anıyoruz.
      18 Mart 1954 Kastamonu doğumlu olan Rıza Yoldaş, THKP-C’nin 1970’li yıllarda sürdürdüğü devrimci mücadeleye sempati duyarak, bu mücadelenin içinde yer alabilmek amacıyla lise yıllarından itibaren Marksist-Leninist teoriyi öğrenmeye başladı. 1972 yılından itibaren, bir yandan askere gitmemek için ODTÜ Maden Mühendisliği, İ.Ü. Fizik Mühendisliği, Ankara Siyasal Bilgiler Fakultelerine kayıt yaptırdı, diğer yandan THKP-C’lilere ulaşmaya çalıştı. Mahir Çayan ve yoldaşlarının Kızıldere’de katledilmelerinden sonra, 12 Mart darbesi baskı ortamında, THKP-C/HDÖ’nün kurucuları arasında yer aldı.
      O, tüm yaşamını devrime adamış gerçek bir Marksist-Leninist profesyonel devrimciydi. Örgütümüzün tarihsel oluşumu ve gelişiminde İlker Akman ve Yüksel Eriş yoldaşlarla birlikte belirleyici bir işleve sahipti. 1976 yılından beri örgütümüzün Genel Komite ve Merkez Yönetim üyesi olarak faaliyette bulunuyordu.
      Halkın Devrimci Öncüleri adı 15 Haziran 1976’da gerçekleştirilen Genel Komite toplantısında O’nun önerisiyle benimsenerek kabul edilmişti. Örgüt saflarında ortaya çıkan sağ pasifist eğilimlere ve sapmalara karşı en uzlaşmaz tavrı alan ve amansız bir ideolojik mücadele veren Rıza yoldaş, Marksist-Leninist bir önderde olması gereken tüm özelliklere sahipti. En olumsuz ve en zorlu koşullarda bile sarsılmaz bir irade ve kararlılık göstermek, onun karakteriydi.
      Bilindiği gibi örgütümüz, Aralık 1976’da asgari örgütlenmenin tamamlandığını saptayarak Öncü Savaşına başlama kararı almıştı. Bu tarihsel öneme sahip kararın alınmasında, Yüksel ve Rıza yoldaşların kararlı tutumları belirleyici olmuştur. Öncü Savaşının ülke çapında gerçekleştirilen ilk büyük harekâtı olan 26 Ocak 1977 harekâtında, politik ve askeri liderliğin birliği ilkesi gereği yönetici olarak yer alan Rıza yoldaş, bu harekâta son noktayı koymak üzere iki kadroyla birlikte eyleme giderken oligarşinin resmi güçleri tarafından kuşatılmıştır. Üzerindeki el bombasını kullanması sonucu yirmiye yakın polis yaralanırken kendisi de bir gözünü kaybederek tutsak düşmüştür.
      Gördüğü tüm işkencelere rağmen örgüte ve örgütsel çalışmalara dair en ufak bir bilgi vermemiştir. Götürüldüğü Ankara Merkez Kapalı Cezaevinde, yaralı haldeyken firar girişiminde bulunmuşsa da yakalanıp hücreye atılmıştır. Cezaevinde, yattığı 15 yıllık sürenin 7 yılını tek başına hücrede geçirmiştir. Cezaevi koşulları elverdiği sürece teorik çalışmalarını sürdürerek önemli yapıtlar üretmiş ve bir yandan da birçok kadroyu teorik olarak eğitmiştir.
      1991 yılında, cezaevinden tahliye edildikten sonra, sağlık durumu ve örgütümüzün tarihindeki konumu dikkate alınarak Genel Komite kararıyla yurtdışına gönderilmiştir. Yurtdışı bölgesini düzenlemek ve o dönemde bölgesel olarak çıkan Kurtuluş Cephesi Dergisini yayınlamakla görevlendirilmiştir. THKP-C/HDÖ açısından stratejik bir arka cephe niteliğinde olan yurtdışı bölgesinde, 1992 yılından itibaren mevzilendirilerek yürüttüğü örgütsel çalışmanın önemli bir unsurunu oluşturan Kurtuluş Cephesi Dergisi’nin periyodik olarak 25 yıl boyunca kesintisiz bir biçimde yayınlanması*, ideolojisizliğin-teorisizliğin başat olduğu bir dönemde pragmatizmin teşhirinde ve revizyonizme-oportünizme karşı ideolojik mücadelede tarihsel bir misyona sahip olmuştur. Rıza yoldaş, Marksizm-Leninizmin özü olan diyalektik materyalist yöntemi yetkin bir biçimde kullanarak, Marksist-Leninist dil ve terminolojiden ödün vermeden proletarya ideolojisinin sınıf perspektifiyle ekonomik, sosyal, siyasal gelişmeleri tahlil ederek mevcut durumu değerlendirmiş ve Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisinin ve bu devrim stratejisinin temel mücadele biçimi olan Silahlı Propagandanın bütünsel açıklamasını içeren yazılar kaleme almıştır. Yoldaşlarının nitelemesiyle ‘üstad’, ayrıca Kurtuluş Cephesi dergilerini, Eriş Yayınlarından çıkan kitapları ve Marksist-Leninist klasikleri internet ortamına aktararak büyük bir emek gerektiren bu işi başarmıştır. Bu, geniş bir Marksist-Leninist teorik birikimin yarına miras olarak bırakılması demektir. Ama onun yaşamıyla ortaya koyduğu en önemli örnek Clausewitz’in sözleriyle şudur: “Savaş yönetmenin kendisi kuşkusuz çok zor değildir. Ama zorluk, savaşın temel ilkelerini anlamak için gerekli olan bilgelikte ve büyük deha sahibi olmakta da değildir. Bu ilkelere, önyargısız ve konuya tümüyle yabancı olmayan bir zihinle ulaşılabilir. Hatta bu ilkelerin harita ya da kâğıt üzerinde sunulması hiç de zor değildir ve iyi bir harekât planı tasarlamak büyük ustalık gerektirmez. Güç olan, kendimiz için ortaya koyduğumuz ilkelere savaş boyunca sadık kalabilmektir.” Evet, O. Marksizm-Leninizmin ve Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisinin ilkelerine ölünceye dek bağlı kalmıştır. O5 Ekim 2017 tarihinde, akciğer kanseri nedeniyle, son nefesini verinceye dek komünist bir önder olmanın onurunu taşımış ve bu sorumluluk bilinciyle bir örgüt adamı olarak hareket etmiştir.
      Örgütsel yapımızın mimarlarından olan Rıza yoldaşın ölümünün büyük bir örgütsel kayıp olduğu gerçeği, tüm THKP-C/HDÖ kadrolarına ve yöneticilerine büyük sorumluluklar yüklemektedir. O’nun boşluğunu doldurabilmek için tüm yoldaşlar tüm olanaklarını ve enerjilerini son sınırına dek kullanarak tarihsel ve somut görevlerini yerine getirmek zorundadırlar.
      Bilindiği gibi bizler, Lenin’in ifadesiyle: “Kaynaşmış bir gurup halinde, sarp ve zorlu bir yolda, birbirimizin ellerine sıkı sıkıya sarılmış olarak yürüyoruz. Düşman tarafından her yandan kuşatılmış durumundayız. Ve onların sürekli ateşi altında hemen hemen hiç durmaksızın ilerlemek zorundayız. Daha ilk baştan kendimizi tek başına bir grup olarak ayırarak ve uzlaşma yolu yerine mücadele yolunu seçerek, bizi suçlayanların bulunduğu yakınımızdaki bataklığa çekilmemek için, düşmanla savaşmak amacıyla gönüllü ve tam olarak birleşmiş bulunuyoruz.”
      1977 Mart Harekâtında şehit düşen Ömür Karamollaoğlu yoldaşın da eşi olan Rıza yoldaş, 40 yılı aşkın bir süredir içinde bulunduğu devrimci mücadele sürecinde devrime ve örgüte olan bağlılığı, zaferin er ya da geç gerçekleşeceğine ilişkin bilinci, yetkin ve kapsamlı teorik bilgisiyle komünist önder onuruna sahip bir profesyonel devrimci olarak devrim tarihindeki onurlu yerini almıştır.
      O’nun bu özeliklerini ve örgütümüzün tarihindeki özel yerini dikkate alarak değerlendiren THKP-C/HDÖ Genel Komitesi, Rıza yoldaşa tarihsel bağlılığının ve duyduğu saygının sonucu, kendisini THKP-C/HDÖ’nün Parti düzeyinde Onursal Genel Sekreteri olarak kabul etmekten onur duymaktadır.
      Anısı ve bıraktığı teorik miras mücadelemize ışık tutacaktır.
      ‘’Şimdi akkor zamanıdır. Yakında yalnız ışık görülecektir.’’





      (*) Kurtuluş Cephesi Dergisinin bölgesel yayın niteliğinden merkezi yayın niteliğine dönüşmesi Rıza yoldaşın ülke dışına gönderilmesiyle olanaklı olmuştur ve özgün bir durumun ifadesidir. O’nun ölümünden sonra, Kurtuluş Cephesi Dergisinin yeni sayılarının yayınlanması durdurulmuştur.
      Bundan böyle sadece THKP/HDÖ Merkez Yayın Organı olarak KURTULUŞ ve THKC/HDÖ Merkez Yayın Organı olarak CEPHE dergileri yayınlanacaktır.
      Şimdiye dek 7 sayısı çıkartılan bu merkezi yayınlar bu aşamada, –stratejik çizgimiz gereğince- periyodik olmayacaktır.




      YAŞASIN ÖNCÜ SAVAŞI                                         TÜRKİYE HALK KURTULUŞ PARTİSİ-CEPHESİ
      YAŞASIN HALK SAVAŞI                                                     HALKIN DEVRİMCİ ÖNCÜLERİ
      KURTULUŞA KADAR SAVAŞ                                                             THKP-C/HDÖ

05 EKİM 2018





      THKP-C/HDÖ 30 No'lu Bildiri [pdf dosyası]

Sayfa başına gidiş