KURTULUŞ CEPHESİ - 1 Mayıs Bildirisi - 1997
1 Mayıs, burjuvazinin, proletaryanın birleşik mücadelesine karşı topyekün bir savaşa girdiği bir dönemde ortaya çıkmıştır. Engels'in deyişiyle, burjuvazinin "henüz olgunlaşmamış olan bu emek ayaklanmalarını kaba kuvvet ve kaba bir sınıf adaleti ile bastırma çabası", 1 Mayıs'ı ortaya çıkarmıştır.
1890 tarihinden itibaren, dünyanın her yerinde proletaryanın birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak 1 Mayıs, nice gösterilere, çatışmalara ve katliamlara sahne olmuştur.
1 Mayıs proletaryanın burjuvaziye karşı birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak, bir yandan proletaryanın ekonomik-sendikal günü olarak ortaya çıkarken, öte yandan burjuvazinin siyasal zoru ile politik bir nitelik kazanmıştır.
Ve her 1 Mayıs, politik niteliği ile burjuvazinin korkulu bir günü haline gelmiştir.
1 Mayıs'ın politik yanının ekonomik-sendikal yanına göre artan ağırlığı, aynı zamanda burjuvazinin 1 Mayıs'ları "evcilleştirme", "yozlaştırma" ve onu ekonomik-sendikal sınırlar içinde tutma çabasını da beraberinde getirmiştir. Bir yandan burjuvazinin 1 Mayıs'ı politik niteliğinden saptırma çabaları sürerken, diğer yandan siyasal zor artan oranda kullanılmıştır.
Ülkemizde 1 Mayıs, oligarşinin siyasal zorunun amansızca kullanıldığı, her türlü yasadışılığın uygulandığı bir gün olmuştur. 1 Mayıs 1977 günü oligarşinin Taksim Meydanı'nda gerçekleştirdiği katliam, proletaryanın dünya çapında burjuvaziye karşı yürüttüğü mücadelesinde karşı karşıya kaldığı karşı-devrimci zorun bir halkasını oluşturmuştur.
1 Mayıs sadece burjuvazinin siyasal zoruyla karşı karşıya gelmemiştir. Aynı zamanda, burjuvazinin ideolojik saldırılarıyla asıl içeriğinden saptırılmaya çalışılmıştır.
Burjuvazinin 1 Mayıs'ı saptırma çabaları, emperyalist metropollerde işçi aristokrasisinin geliştirilmesiyle beraber gelişmiş ve sosyal-demokratların komünist hareketle tüm bağlarını kesmeleriyle belli bir noktaya ulaşmıştır.
Burjuvazinin sosyal-demokratlar aracılığıyla proletaryayı bölmesi, 1 Mayıs gününün zaman zaman ayrı mitinglerle kutlanmasına yol açtığı gibi, kimi zaman sosyal-demokrat partiler ile revizyonist partilerin işbirliği yapmalarıyla 1 Mayıs'ı bir "festival" havasına sokmuştur. Dünya komünist hareketi, revizyonizmin katkılarıyla geliştirilen burjuvazinin bu saptırmaları ve yozlaştırmaları karşısında doğru bir çizgi izleyememiştir.
1 Mayıs'ların "festival" havasına sokulması, proletaryanın burjuvazinin iktidarına yönelik hareketini ve bilincini bulanıklaştırmış ve bu gün emperyalist metropollerde kapitalizmin göreceli dengesi içinde bir "tatil günü" haline getirilmiştir.
1 Mayıs, çıkış noktasının ekonomik yanına ve burjuvazinin her türlü saptırmasına rağmen, her zaman dünya proletaryasının kapitalizme ve burjuvaziye karşı ekonomik-demokratik, politik ve ideolojik mücadelesinin bir ifadesi olarak kalmıştır ve öyle kalacaktır.
1 Mayıs, proletaryanın kapitalizme karşı mücadelesinde birlik ve dayanışmasını ortaya koyduğu bir gündür.
1 Mayıs, proletaryanın, dünyanın her yanındaki, her türlü baskıya, zülme, katliama karşı mücadelenin öncülüğünün ortaya konulduğu bir gün olmak zorundadır.
1 Mayıs, proletaryanın dünya çapında emperyalizme karşı sürdürülen ulusal ve halk kurtuluş savaşlarıyla dayanışmanın günü olmalıdır.
1 Mayıs, proletaryanın ideolojisine karşı her türden saptırmanın teşhir edildiği bir gün olmalıdır.
1 Mayıs, proletaryanın, emperyalist sömürüden küçük kırıntılarla emperyalist sömürüye ortak edilmeye çalışılan metropollerdeki işçi sınıfının, emperyalizme karşı bir savaş günü olmalıdır.
1 Mayıs, proletaryanın, her türden milliyetçiliğe, ırkçılığa, dinsel fanatizme karşı enternasyonalizm bayrağını yükselttiği bir gün olmalıdır.
1 Mayıs, proletaryanın, sınıfların ortadan kaldırıldığı, sömürünün, insanın insana kul luğunun yokedildiği, insanlığın nihai kurtuluşuna doğru ilerleyen tarihsel hareketinin bir simgesi olmalıdır.
1 Mayıs, birey olarak değil, sınıf olarak proletaryanın sosyalizme doğru giden zafer yürüyüşünde, kızıl bayrakların dalgalandığı bir gün olacaktır.
Ve tüm bunlar, sadece ve sadece proletaryanın politik eylemi ile ve bu eylemdeki birlik ve dayanışmasıyla olanaklıdır. Bu birlik ve dayanışma, proletarya saflarında yer alan sosyal-demokrat ve revizyonist etkilerin ortadan kaldırılmasıyla birleştirilmelidir. Ancak o zaman 1 Mayıs, gerçek anlamda proletaryanın birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak burjuvazinin sonunu ilan edecektir.
YAŞASIN 1 MAYIS !
YAŞASIN PROLETER ENTERNASYONALİZMİ !