Carlos Marighella
Devrimci Örgütün Kurulmasında
Devrimci Hareketin İşlevi






Bu görüşme O.L.A.S. Konferansı'nın arkasından Brezilya'ya dönüşüne değil, Carlos Marighella'nın bir gazeteciyle yaptığı tek mülakattır.
Aylık Front Gazetesi'nin üçüncü sayısında yayınlanmıştır.

Eriş Yayınları tarafından düzenlenmiştir.
kurcep@gmx.net
Özgün biçimiyle Acrobat Reader formatında:
Şehir Gerillasının Elkitabı (653 KB)
e-book formatında:
Şehir Gerillasının Elkitabı (194 KB)




      (Bu sayfalar yeni sola ve Avrupalı devrimci ve anti-faşist arkadaşlara ithaf edilmiştir.)
       
      Örgütümüzün, Ulusal Kurtuluş Hareketi'nin bugünkü durumu ne bir günde ne de hiç bir kurban vermeden kazanılmıştır, ama devrimci görevini yerine getirerek ölen, gericiliğin hapishanelerinde vahşice işkencelere uğratılan, polis tarafından öldürülenlerin cesaretini ve fedakarlığını taşıyan yılmak bilmez bir çaba sonucu elde edilmiştir. Silahlı küçük grupların başlattığı devrimci eylemden doğmuştur örgütümüz. Artık kuşkuya yer yoktur. Yalnızca devrimci eylemden çıkmış bir örgüt, devrimi zafere ulaştırmada yeteneklidir.1968'de, ülkede henüz dallanıp budaklanmamış, Sao Paulo'da kurulu devrimci bir gruptuk. Hiçbir olanağımız yoktu. Hiçbir noktaya götürmeyen tartışmalara dalmış diğer gruplardan bizi ayıracak hiçbir devrimci eylem gerçekleştirmemiştik henüz.
       
      İlk Devrimci Eylemler
       
      İlk adımımız, bir soygun eylemi için silahlı bir küçük grup halinde çıkmak oldu. Böylece başlattığımız devrimci eylem bize etkin bir ateş gücü kazandırdı.
      Devrimci eylemimiz bu küçük atılışlarla büyüdü. Bir veya iki silahla işe başladık. Ateş gücümüzü büyüttük. "Öncüyü eylem yaratır” ilkesinden çıkarak, isim koymadan, şehir gerillasını başlattık. ilk eylemler düşmanı hayrette bıraktı. Basit sokak zorbalarının giriştiği vurgunlar sandı. Yanlış izleri izleyerek bir senesini yitirdi. Hatasını anladığında artık çok geçti. Devrimci savaş başlamıştı bile.
       
      Devrimci Savaş ve Ulusal Örgüt Haline Dönüşmemiz
       
      Devrimci savaş gösterileri Brezilya'nın büyük şehirlerinde 1968'de başladı. Şehir gerillası ve psikolojik savaş kır gerillasının önüne geçti.
      Askeri dikta, egemen sınıflar ve Kuzey Amerikan emperyalizmiyle göğüs göğüse geldik. Egemen sınıfları ve emperyalizmi devrimci savaşın maliyetini bile yüklenmeye mecbur edeceğimiz, ve kendi rızalarıyla veya zorla, devrime gerekli kaynakları ve silahları ele geçirebileceğimizi gösterdik. Diktayı ve ulusal ve yabancı büyük kapitalistleri soyarak, kendimize silah ve patlayıcı sağlayarak, diktanın insiyatif ve propagandasını baltalayarak (örneğin ordunun Sao Paulo'da halkın dikkatini çeken mühimmat ve silah yığınaklarına yapılan bombalı sabotajlar), Kuzey Amerikalı emperyalistlerin malına ve mülküne zarar vererek, Birleşik, Devletler casuslarını cezalandırarak "laf değil iş" esasına dayanan her zaman uygulanabilecek somut bir savaş planı koyduk ortaya.
      Psikolojik savaşta karşı haber alma (basın ve diğer kitle haberleşme araçları üzerine sansür koyduğundan beri, hükümet hergün istim üzerindedir. Kendisine zararlı olabilecek haberlerin yayılmaması için herşeyi yapmaktadır ve sahte alarm teknikleri kullandık, böylece Brezilya askeri rejimini yılgınlığa sürükledik.
      Devrimci eylemimiz, güçlü, kurtarıcı, dikta düşmanı anti-kapitalist bir eylemdir.
      Güçlerimiz bir yıldır eylem içinde durmadan çoğalıyor. Etki alanımız, halkın desteğini de içine alarak genişledi. Kademe kademe devrimci bir gruptan ulusal bir örgüt şekline dönüşüyoruz.
      Deneyimiz bizi iki sonuca götürüyor.
      Devrimci bir örgüt, eyleminin sonucuyla pekişir, örgütü örgüt yapan ve ona ismini veren devrimci eylemdir. Bugün Ulusal Kurtuluş Hareketi'ni oluşturuyoruz.
       
      İlk Devrimci Eylemlerin Sonuçlarının Özeti
       
      Küçük gruplarca yürütülen devrimci eyleme girişirken mevcut tabularla aramızdaki bağları kopardık. Devrimin koşullarının sağlanmadığı ve silahlı savaşın olanaksız olduğu yolunda oportünistlerce hırsla savunulan kanıtlar, şişirilen balonlardır. Bu yıl sonunda devrimci eylem gelişmemizi ve ateş gücü kazanmamızı sağladı. Karşı devrimcilerin karşısında, hiçbir iz bırakmadan. yapılan soygunlarla, silah ve patlayıcı maddelere el koymalarla düşmanı şaşkına döndürerek bir yıl kazandık. Düşman güçlerinin yoğunlaşmasına imkan veren kır gerillasını başlatmak yerine, şehir gerillası ve psikolojik savaştan geçerek devrimci savaşın eylem biçimlerini çeşitlendirdik. Sıfırdan başlayarak kendi ismini kullanan ve her tarafta tanınan bir ulusal örgüt halini aldık.
       
      Büyümemiz ve Devrimci Gerillanın Gelişimine Uygun Ortam
       
      Şehir gerillası oluşurken, öğrenciler sokaklara dökülüyor ve düşmanın hergün biraz daha moralini çökerten sokak savaşı taktikleri kullanarak diktaya saldırıyorlar. Bizim kavgamızla öğrencilerinki kenetleniyor. Şehir kesimleri, tüm ülkede sarsıldı ve baskı güçleri bütünüyle bu mücadelenin içine girdiler.
      Egemen sınıflar ve emperyalizm artık duraksamıyor. Askeri diktanın yerini sağlamlaştırıyorlar. "Hükümet darbesi içinde hükümet darbesi” tekniğine başvurarak, askerler, 13 Aralık 1968'de, hareketimize karşı yöneltilmiş faşist nitelikli tedbirler bütünü olan 5 numaralı kararnameyi ilan ediyorlar. Dikta, ilk kez, terörizm, banka saldırıları yabancı casusların imhası, kışlalara hücumlar, silah ve patlayıcı madde kaçırmaları gibi eylemleri "devrimci eylemler” olarak niteliyor. Bunlarla başa çıkabilmek için iktidar en sert yasaları çıkartıyor ve örneğin ancak Nazizmde bulunabilen polis terörünü sahneye çıkarıyor. Ama iktidarın bu gaddarlığı, aynı zamanda düşmanlarını da güçlendiriyor. Halkın hoşnutsuzluğu artıyor. Artık diktanın siyaseti haklı gösterilemiyor. İşte bu ortamda örgütümüz, baskıya devrimci militanlara yapılan işkence ve öldürmelere ve teröre kaşın gelişiyor.
       
      Devrimci Örgütlerin Genişleme Süreci Denemelerinin Tahlili
       
      Gelişmek için devrimci bir örgüt şu iki yöntemden birisini seçmek zorundadır.
      Birincisinde, bağnazlık ve kadroları eğitme yöntemi uygulanır, belgeler, programlar tartışılır. Bu yöntem Brezilya'da geleneksel bir durum aldı. Düzeni kökünden değiştirmeyi düşünmeden, rejim çerçevesi içinde düşmana karşı çıkılabilirliği ileri sürerek, burjuva siyasetçileriyle siyasal çözümler, anlaşmalar, uyuşmalar arayan örgütler tarafından kullanıldı. Birçok durumlarda bağnazlığın saptırdığı militanlar uyuşturulduklarını anlayınca örgütlerinden ayrıldılar. 1968'in bağnazlığa saplanmış örgütleri ilerleyemediler.
      Diğer yöntem. Devrimci hareketin başlatılması, şiddet ve radikalizme yönelme. İşte bizim yöntemimiz. Burjuva kişiler ve gruplarla siyasal oyunlara girişmek yerine, diktayı devirme olanağına sahip silahlı mücadeleyi ve kitlelerin gücünü, mücadele yöntemimiz olarak benimsiyoruz.
      Bize katılanlar gerçekten savaşmak isteyenlerdir. Bilirler ki, sıcak savaştan başka alternatif yoktur. Yolumuzun şiddet, radikalizm, terörizm (diktanın iğrenç şiddetine karşılık verebilecek mücadele) yolu olduğunu bilerek örgütümüze yönelenler, şiddeti seçtikleri halde lafazanlığa kapılırlarsa, mücadelemize katılmazlar. Bize katılanlar sonuna dek savaşmayı görev edinmiş devrimcilerdir. 1968 yılında düşman, öğrencilerin üzerine ateş ederek, genellikle silahsız sokak savaşçıları arasından bir çok kayıplara yolaçtı. Deney bize gösterdi ki, sınırlı olanaklarına karşın, soygun ve adam kaçırmalar için örgütlenmiş silahlı küçük gruplarımız, bu gibi durumlarda düşmanın üstün ateş gücüne karşılık verebilmek için kullanılabilir. Bu küçük grupların eylemleri, elbette, ne mücadelenin, ne de kitle hareketinin dışına düşmez. Tam tersine, onlara gereklidir. Silahlanmış kişiler olmaksızın diktaya karşı hiçbir şey yapılamaz.
       
      Bize Yöneltilen Eleştiri ve İtirazlar
       
      Yasal solun gelenekselliğine kökten karşı fikirlerle devrim sahnesine çıkışımız devrimci çevrelerden gelen birçok şimşeği üzerine çekti.
      1. Stratejimiz yokmuş, ne yaptığımızı bilmiyormuşuz.
      2. Gerilladan başka birşeyden sözetmiyormuşuz. (Kendi kendimizi tecrit ettiğimiz suçlaması).
      3. "Foko”cuymuşuz ve böylelikle Brezilya devrimini zayıf düşürerek kendimizi karşı devrimciler tarafından yokedilmeye mahkum ediyormuşuz.
      4. Ulusal Kurtuluş mücadelesine önem vermiyormuşuz, böylelikle hareketimizin anlam ve içeriği açık değilmiş.
      5. Hiçbir kitle çalışması yapmıyormuşuz, bu davranışı küçümsüyormuşuz ve böylece halktan kopmuşuz.
      6. Mücadeleyi kendi başımıza götürmeyi gözetiyormuşuz. "Birleşik Cephe”yi önemsemiyormuşuz.
      7. Devrimci bir örgüt olmadığımıza dek uzanan bir sıra suçlama...
      Devrimci mücadelenin şiddetlenmesi ve bu mücadeleye somut katılışımız eleştirmenlerimizin birçoğunun eylem yeteneğinden yoksun olduğunu veya ciddi hatalar işleyerek çok gerilerde kaldıklarını gösterdi. Devrimci eylemimiz, bize, bu mesnetsiz suçlamaları reddetmek hakkını vermektedir. Bu eylem, bir stratejik plana dayanmaktadır.
       
      Stratejik Planımız
       
      Stratejimizin olmadığı tek bir gün yoktu. Bu stratejiyi organımız O Guerriheiro (1968 Nisanında dağıtıldı) gazetesinin birinci sayısında yayınlanan ve kavgaya girişimizi duyuran belgede açıklamıştık. Bu belgenin adı daha sonra "Brezilya'daki gerillalar üzerine bazı sorular” başlıklı yazı ile tamamlanan "Sao Paulo Komünist Birliğinin Duyurusu”dur. Bu belge, halen izlemekte olduğumuz genel stratejik planı içermektedir. Duyuruyu tekrar okuyacak olanlar, bu stratejiden sapmadığımızı göreceklerdir. Biz, "başarısı üç evrenin tamamlanmasına bağlı olan gerilla, Brezilya devrimci mücadele stratejisidir”' diyoruz.
      l. Gerilla planlaması ve hazırlığı,
      2. Gerillanın başlatılması,
      3. Ulusal Kurtuluş Ordusunun oluşumu ile beraber gerillanın konvansiyonel savaşa dönüşümü.
      Bu planı izleyerek içinde bulunduğumuz evreye ulaştık. Şehir gerillası eylemleri ve kır gerillasına hazırlığın sonu.
      1968 sonunda deneylerimizi şu yazılarda özetledik.
      Gerilla harekât taktikleri,
      Stratejik sorun ve ilkeler üzerine,
      Örgütlenme sorunları.
       
      Örgütümüzün Stratejik İlkeleri
       
      Ortaya çıkışımızdan beri, siyasal ve devrimci görüşlerimizi gizlememeye özel özen gösterdik. iktidarı ele geçirmek için tek yolun devrimci savaş olduğunu söylemeyi hiçbir zaman unutmadık.
       
      İlkelerimiz
       
      1. İktidarı ele geçirmenin ve emperyalizmi kovmanın gerilla savaşı stratejisi ile gerçekleşebileceğini ileri sürüyoruz. Bir evren savaşı ile karşı karşıya bulunmadığımız kapitalizmin genel buhranı aşamasında uygulanabilecek tek strateji budur.
      2. Gerilla sadece halkların kurtuluş stratejisi olmakla kalmamış, onların yaşantısına yerleşmiştir. Dikta güçlerini yokedebilecek tek araç olan Devrimci Ulusal Kurtuluş Ordusu ancak gerilla ile yaratılabilir. Devrimci savaşın bütünleyicisi olan gerilla, kitleleri iktidara götüren yoldur.
      Bizi, gerilladan başka söz etmemekle ve halktan soyutlanmakla suçlayanlar, aslında Brezilya halkının özgür olduğu yolundaki oportünist görüşlerini gizlemek gayreti içindedirler. Doğrusunu söylemek gerekirse, olayların zorlamasıyla gerillayı, yalnızca ikili görüşmeleri sürdürecek ve kendilerinden tarafa kazandıracak, siyasal anlaşmalara imza koyacak, seçimleri düzenleyecek, kısacası tam anlamıyla burjuva görüşünü uzlaşma işlemlerine girişecek bir kısırlığa gelmesi koşuluyla kabul etmektedirler. Bize göre ise gerilla bunun tam karşıtıdır. Gerilla işçi ve köylü kitlelerin ve Emperyalizmi kovacak ve sosyalizmi kuracak olan devrimin yolunu tıkayan burjuvaziyle uzlaşma oyunlarına hiçbir zaman izin vermemelidir.
      Emperyalizme karşı savaşımız yeni formülleri izleyerek, kendine özgü bir yolda ilerlemektedir. O halde, Brezilya'da herhangi bir gerilla ocağı —foko— kurmak istediğimiz yolundaki iddiaların tümü yalandır. Üç yönüyle birden, devrimci savaşın gelişimlini amaçlayan genel bir strateji çizgisi izliyoruz. Şehir gerillası, psikolojik savaş kır gerillası. Kır gerillasına "ocak” şeklinde değil, de gerilla enfrastrüktürünün kökleşmesinin sonucu olarak, örgütümüzün gelişeceği her yerde düzenleyeceğiz. Ve Brezilya, toprağının büyüklüğü ile tanınan geniş bir ülke olduğundan, gerillayı bir "ocak” olarak değil, de bir hareket savaşı olarak gözönüne alıyoruz.
      Brezilya gerillasının ana stratejik görevi, bize göre Brezilya'nın kurtuluşu ve Kuzey-Amerikan emperyalizminin kovulmasıdır. O halde Savaşımız, anti-oligarşik bir ulusal kurtuluş savaştır. Bundan dolayı, aynı zamanda anti-kapitalist bir savaştır. Halkımızın ana düşmanı Kuzey-Amerikan emperyalizmidir. Ama, Kuzey, Amerikalı emperyalistler ile Brezilyalı büyük kapitalist ve büyük toprak sahipleri arasındaki sıkı işbirliği kırılmadıkça ve karşı devrimci güçlerin yerlerini devrimci halk iktidarı ile silahlı halkın alabilmesi için Brezilya büyük kapitalistlerden ve büyük toprak sahiplerinden arındırılmadıkça, ülkenin kurtuluşu olanaksızdır.
       
      Kitle Çalışması ve Halk ile İlişkiler
       
      Brezilyalı devrimciler arasında kitle çalışması ve halk ile ilişkiler konusunda iki görüş çatışmaktadır.
      Birisi, halkın acil gereksinimlerinden yola çıkan ve böylelikle kitleleri devrime kazanmaya uğraşan örgütlerce savunulmaktadır.
      Ama askeri dikta, kitlelerin acil gereksinimlerinden çıkarak onları devrimci davaya kazanmayı amaçlayan ekonomik mücadeleyi engelleyecektir. Olağanüstü yetki ve yasalar bu mücadeleyi yasaklar, ordu da alınan kararlara saygı duyulmasını sağlamak üzere hazır ve nazırdır. Dikta sokaklarda göstericilere karşı ateş etmekten hiç çekinmez.
      Kitle çalışmasında, siyasal mücadeleye dönüştürmek üzere bu ekonomik mücadeleye giren örgütler, düşmanın askeri üstülüğü karşısında güçsüz düşmektedirler.
      Diğer görüş, yerini hemen silahlı savaş alanında alan ve ateş gücüne öncelik tanıyan örgütlerin savunduğu görüştür. Gittikçe güçlenen bu görüş çerçevesinde kitle toplanır, birliğini oluşturur, iktidarı ele geçirmeye doğru yürür.
      Kitle hareketleri, silahlı savaşın büyümesini gözönüne almalıdır. Çünkü, kendi gücüne veya devrimci grupların ateş gücüne dayanmaksızın varlığını sürdüremez. O halde, açıkladığımız böylesi bir görüşü izlediğimiz ortadayken, kitle çalışmasından nefret etmekle suçlanamayız.
      Askeri yanı önemsenmeyen ve Kurtuluş mücadelesine önderlik edemeyen örgütler ergeç yokolacaklardır.
      Bizim gibi, hangi örgüt şiddet ve silahlı savaş yolunu seçerse belirli sonuçlara ulaşacaktır. Bu gibi örgütler kitlelerin ilgi ve güvenini toplar, halk ile ilişkidedirler.
       
      Örgütümüzün Devrimci Niteliği
       
      Yöntemlerimiz, örgütlenme biçimlerimiz, iktidarın devrimci savaşın şiddeti ile ele geçirilmesini öngören devrimci harekete bağlıdır. Bizi sınırlamaya veya baltalamaya çalışanlarla işimiz yoktur. Kötürümleşmiş, hareketsiz ve bürokratik yönetimle, taban arasındaki basamakları çoğaltan kumandanlık sistemini kaldırdık örgütümüzden. İlk işimiz, toplantılar düzenlemek değil, eyleme girmektir. Eylem için eksiksiz bir planlama şarttır. Sonuca ulaşabilmesi için her hareket planlanmalıdır. Başarısı üzerinde kehanette bulunan hiçbir işe girişmedik. Gösteriş olsun diye de hiçbir harekete katılmadık.
      Askeri ve siyasal durumları birbirinden ayırma eğilimleri, en belirsizcesine dahi olsa, bizim dışımızdadır. Brezilya devrimci savaşında, askeri kadroları yöneten siyasi komiserler yoktur. Örgütün üyeleri, siyasal kadroları oluşturdukları gibi, askeri kadroları da oluştururlar. Bu kadroların oluşturulması için hemen harekete geçirilir. Askeri ve siyasal yanları biraraya getiremeyenler, hayatta kalabilmek için gerekli saydığımız koşullara sahip değildirler. Sonuç, kitle cephesindeki veya lojistik cephedeki militanlar için farklı değildir. Örgütün gelişme ritmini izleyebilmek için militanlar, siyasal ve askeri bilgilerle donanmış olmalıdırlar.
      İşte örgütümüzün devrimci niteliği üzerinden her çeşit kuşkuyu kaldıran pratik ilkelerimiz.
       
      Devrimci Hareket ve Birleşik Cephe
       
      Biz Brezilya'da çarpışan tek örgüt değiliz. Başka bir çok örgütler programlarına silahlı savaşı geçirmişlerdir. Ancak, biz silahlı küçük gruplar taktiğini kullanmaya karar verdiğimizde, somut bazı durumlar ortaya çıktı. Diğer bazı ülkelerin tersine, silahlı devrimci savaş Brezilya'da Birleşik Cephe'den çıkmamıştır. Bu cephe hayati bir gereksinimdir. Ancak, ileri sürülen tekliflerin birbirleri ile olan uygunsuzluğu, bir grubun kesin olarak silahlı eyleme girişmeden önce "Birleşik Cephe"nin gerçekleşmesini olanaksız kılıyordu. Acelecilikle ve maceracılıkla suçlansak da, devrimci görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Savaş bir kez başladı mı, devrimci yol açıktır artık. Birleşik Cephe'nin oluşturulması olanaklıdır. Ancak, devrimci ateş grubunun yaratılması, genişletilmesi ve sürekli hareketliliği, elde silah çarpışan güçlerin birleştirilmesini geçekleştirebilir.
       
      Brezilya Devrimci Eyleminin Sorunları
       
      İçinde bulunduğumuz anda sorun, herbiri liderliği ele geçirmek için mücadele eden devrimci örgütlerin yayılmasıdır. Pratik tek ölçüdür. Kent kesiminde silahlı savaşa başladığımızda ölçü olarak ele aldığımız pratikti. Ve böylece, hareket yeteneği olan örgütlerle bundan yoksun olanlar arasında bir "ayaklanma” süreci başlar. Kumandanlığı ele geçirmek için direnenler vardır hâlâ.. Ama şimdi silahlar eldedir ve daha öncekilerin yaptıkları gibi, programlar ve Brezilya toplumsal gerçeğinden kopmuş doktriner teklifler üzerine yapılan tartışmalarla yönetici işlevini yüklenmeyi başarmak olanaksızdır.
      Bununla beraber, bunun karşıtı bir hata ile de karşılaştık. Liderlik için mücadelede bir tez yaygınlaştı. İlk ateşe başlayan diğerlerini peşinden sürükler. Bu tez, halen bazı örgütleri, ya kendi yeteneğini aşan, ya da henüz koşulları tam olarak sağlanmamış eylemlere girişmeye götürmektedir. Bu tip hatalar, felakete götürecek tehlikeler doğurur. Bunları işleyen örgütler, militanlarının ve kendilerinin hayatlarını yitirme tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Mesele, ilk önce kimin ateş ettiği meselesi değildir. Unutmamalıyız ki, bizler devrimci kavgaya girdiğimiz de ilk ateş çoktan açılmış da olabilir. Bizler için en önemli sorun, herkesin üstüne düşen görevi yapmasıdır ve her devrimcinin görevi de devrim yapmaktır.
      Hiçbir devrimci örgüt, sadece kendisini "lider” olarak isimlendirmekle ya da kendisinde bu kudreti vehmetmekle liderliği üstlenemez. Brezilya devrimi için kaçınılmaz olan liderliği ihdas etmeden önce, devrimci eylemlerin sayısını artırmaya bakmalıyız. Ve bu eylemleri, Brezilya devletinin bürokratik-askeri mekanizmasına kesin darbeyi indirinceye kadar sürdürmeliyiz. Böyle bir hedefe, tek bir organizasyonun eylemiyle ulaşılamaz.
      Brezilya devrimci hareketinin bir başka noksanı da, tecrübe eksikliğidir.
      Ülkemizde devrimci hareket henüz pek gençtir. 1968'de, şehir gerillasıyla birlikte başlamıştır. Üstelik, tamamen gençlerden kuruludur. Hareketin mensupları arasında evvelce hiçbir devrimci eylemde yeralmamış kadınlar vardır, öğrenciler, işçiler, köylüler, aydınlar, sanatçılar ve birçok serbest meslek sahipleri vardır. Ülkemizde devrimci hareketi yürüten bu kişiler 1968'den itibaren, alışık olmadıkları bir mücadele biçiminin karmaşık ve ciddi sorunlarıyla karşı karşıya kaldılar.
      Tecrübesizlik, bizleri, kendi örgütümüzde, Ulusal Kurtuluş Hareketi içinde dahi ciddi yanlışlara ve yenilgilere sürükledi.
      Yanlışlıklar ve terslikler, aynı zamanda, edindiğimiz tecrübelerin kaynağıdır. Önceden kestirilmeyecek yanlışlıklar, başımıza geldiği zaman, ileride aynı türden yanlışlıklara düşmememizi sağlayacak tecrübeyi kazandırmaktadır.
      Ülkemizde devrimci hareket, teknisyen kıtlığından, modern silahları tanıyan ve kullanmasını bilen eğitim görmüş savaşçıların yokluğundan da güçlük çekmektedir. Bir gecede savaşçı yetiştirilemez. Bu iş zaman ister. Bu yüzdendir ki, Amerikan emperyalizmine ve askeri diktatörlüğe karşı savaşımızın niteliğinin süratle değişmesi ve mücadelemizin kısa zamanda gelişmesi mümkün olamamaktadır.
      Bu, zamana ve detaylı tablolara sığdırılamayacak uzun bir savaştır
      Devrimci savaşımıza şehir gerillası eylemleriyle başladık, ağır, fakat istikrarlı bir gelişme ile yerli ve yabancı büyük kapitalistlerin çıkarlarına saldırdık, egemen sınıflar için bir güvensizlik ve huzursuzluk ortamı yarattık. En önemlisi, gorillerin askeri gücünü yıpratarak morallerini beş paralık ettik.
      Şehir gerillasından sonra kır gerillası ile latifundistalara karşı silahlı savaşa başlayacağız. İşçilerin ve köylülerin silahlı ittifakı ile öğrencilerle, taşrada hareketli gerillalara Brezilya'nın dört bir yanına yayılacak ve devrimci ulusal kurtuluş ordumuzu, askeri diktatörlüğün konvansiyonel ordusu ile karşı karşıya getireceğiz.
      Ulusal Kurtuluş Hareketi'nde yeralan bizler inanıyoruz ki, hedefimiz iktidarın ele geçirilmesi ve halkın devrimci hükümetinin kurulmasıdır.
      O zaman Kuzey Amerikalıları Brezilya'dan kovacağız. Onlarla işbirliği yapan yerli özel teşebbüse elkoyacağız. Latifundistaların büyük topraklarına elkoyarak toprak reformunu sonuna kadar gerçekleştirecek, köylüleri özgürlüğe kavuşturacağız. Brezilya'yı, politik ve askeri blokların bir peyki olmaktan kurtaracağız ve sömürgeciliğe karşı savaşan geri kalmış ülkeleri destekleyen kesin politik çizgi izlenmesini sağlayacağız.
       
       
      CARLOS MARİGHELLA
      Mayıs, 1969




Sayfa başına gidiş