Yoldaşlar,
15 Haziran Türkiye devrim tarihinin unutulmaz günlerinden birisidir. Tarihimize 15-16 Haziran Olayları olarak geçen işçi sınıfının kendi hakları için mücadelesinin büyük eylemi, THKP-C'nin 1971'de başlattığı Öncü Savaşı ile halkımızın bilincinde kalıcı bir yere sahip olmuştur.
Oligarşinin askeri darbesi koşullarında savaşını kararlılıkla sürdüren THKP-C, proletaryanın bağımsız politik savaş örgütü olmanın tüm sorumluluğunu tek başına üstlenmiştir. 30 Mart 1972 günü Kızıldere'de önder ve yönetici kadrolarının katledilmesiyle yüz yüze bırakıldığı zaman bile, yürüttüğü mücadelenin etkisi tüm toplumu sarsmıştır.
İşte bu koşullarda, devrimci savaşı sürdürmek için bir araya gelen bir avuç devrimcinin, 12 Mart döneminin getirmiş olduğu tüm bozulmalara, pasifizme rağmen yürüttükleri örgütlenme çabası Kızıldere'yle birlikte başlamıştır. Onlar için Kızıldere bir son değil, başlangıç olmuştur.
THKP-C'nin yarattığı büyük sempatiyi kendi oportünist amaçları için kullanmak isteyenlere karşı sürdürülen amansız bir ideolojik mücadele sürecinde, bu bir avuç devrimci, ülkenin her yanıyla kurdukları bağlarla örgütlülüklerini geliştirmeye çalışmışlardır. Pekçok yeni ve samimi unsur bu örgütlenme içinde yer alırken, onların tek bir amacı vardı: THKP-C'yi yeniden biçimlendirmek, birliğini sağlamak ve savaşı kaldığı yerden sürdürmek.
1974 yılından itibaren bu amaç yönünde her türlü çaba gösterilmiş ve savaşın sürdürülmesi için tüm olanaklar seferber edilmiştir. Ve olanakların ve örgütlülüğün ilk adımları atılır atılmaz savaşa girişilmiştir.
26 Ocak 1976 günü Beylerderesi'nde İlker Akman, Hasan Basri Temizalp ve Yusuf Ziya Güneş yoldaşlar şehit düşerlerken, dosta ve düşmana devrimci savaşın sürdürülebileceğini ve sürdürüldüğünü göstermişlerdir.
Onlar oligarşi karşısında bir avuçtular. Ama hiçbir zaman sayılarının azlığına, düşmanın çokluğuna bakmadılar. Halkımızın kurtuluşu için savaşmanın şart olduğunu biliyorlardı ve bu savaşta şehit düştüler.
O güne kadar THKP-C saflarında ortaya çıkmış oportünistlere karşı mücadele sürdürürken, kendilerinin bağımız bir örgütsel yapı kurmak zorunda kalacaklarını düşünmemişlerdi. Fakat Beylerderesi ile görüldü ki, THKP-C'nin kitlelerde yarattığı sempatiyi kendi oportünist amaçları için kullanmak isteyenler, herşeyi istismar etmekten de geri kalmamaktadırlar.
İşte bu ortamda, kendimizi, THKP-C adını oportünist amaçları için kullananlardan ayırmak için, HALKIN DEVRİMCİ ÖNCÜLERİ adının kullanılmasına karar verildi. Ve günler 15 Haziran 1976'yı gösteriyordu.
15 Haziran 1976'dan itibaren, kamuoyunda tanınan adıyla "Acilciler", HALKIN DEVRİMCİ ÖNCÜLERİ olarak Öncü Savaşının hazırlıklarını olanca güçleriyle ve tüm olanaksızlıklar ve engellemeler arasında tamamlamaya yöneldiler. Dayanakları, devrime olan bağlılıkları ve Marksist-Leninist ideolojileriydi.
"Sınıflar mücadelesinde gerçek cesaret, bu mücadelenin gelişiminin öne çıkardığı hedeflere devrimci strateji doğrultusunda yönelmektir. Teoriyi mevcut durumu haklı göstermek için değil pratiğe ışık tutacak şekilde kullanmak ve teorik tahlillerin sonuçlarını kararlılıkla pratiğe uygulamaktır. Başarının olduğu kadar başarısızlığın ve bu yolda verilecek tüm kayıpların sorumluluğunu cesaretle üstlenmektir. İşte bu nedenle sınıflar mücadelesindeki her büyük değişim yeni insanları ortaya çıkardığı gibi eskinin bazı şöhretlerini de tasfiye eder.
Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisi'nin ilkelerini ve sınıflar mücadelesinin gelişimini kavrayamayanlar veya kavradıkları halde sorumluluk taşımaktan çekindiklerinden bir kenara çekilenler veya temelsiz muhalefet yürütenler gelişen mücadelenin içinde yok olurlar. Sınıflar mücadelesi sürekli gelişen önderler ve kadrolar ister."
İşte bu örgüt bilinciyle tüm zorlukların üstesinden gelindi. 1977'de gerçekleştirilen 26 Ocak Harekatı ile örgütümüz Öncü Savaşına yeniden başladı.
17 yıllık amansız bir savaş sürecinde pek çok yoldaşımız şehit düştü. Örgütümüzün ilk Merkez Yöneticileri ve Genel Komite üyeleri, diğer yoldaşlarıyla birlikte bu savaşta şehit düşerken, örgütümüzün devrim stratejisine ve bu stratejiye bağlı kadrolara duyulan güveni açıkça ortaya koymuşlardır. Onların savaşta gösterdikleri özveriler, tüm olanaksızlık karşısında gösterdikleri kararlılıklar hep kadroların yüksek niteliğine duyulan güvenle bütünleşmiştir. Onlar bir an bile, silahlarının elden ele geçeceğinden şüphe duymadılar.
Böyle bir savaşçılara sahip olan örgütümüz, her türlü sağ-pasifist sapmalara ve bu sapma içindekilerin karalamalarına, çarpıtmalarına ve yıkıcı faaliyetlerine rağmen savaşını sürdürebilmiştir.
Yaşanan tüm zorluklarda ve olumsuzluklarda kadroların niteliği örgütümüze çıkış noktası sağlamıştır. Bulunulan her olanak devrimci savaşın sürdürülmesi için kullanılmıştır. Yaratılan her ilişki devrimci savaşın genişletilmesi için seferber edilmiştir.
Bizler, geçmişte olduğu gibi bugün de tüm gücümüzle Öncü Savaşını sürdürmek durumundayız. Bunları görmezlikten gelenler, eldeki olanaklarla kıyaslanamayacak boyutta bir savaş sürdürülmesini karalamak isteyenler elbette çıkmıştı, çıkacaktır. Bunlar kimi zaman, oligarşinin ne denli güçlü olduğunu söyleyerek "öğütler" vereceklerdir; kimi zaman, küçümseyecekler, kimi zaman da soldaki pasifizm karşısında sadece bizlerin birşeyler yapmasını isteyeceklerdir. Herşeyin normal gittiği dönemlerde bizleri görmezlikten gelenler, işlerin bozulduğu zaman "neredesiniz" diyebileceklerdir. Kimi zaman "hiçbir şey yapmamakla" suçlayacaklar, kimi zaman "acelecilik"le itham edeceklerdir.
Bunlar hep olmuştur, olacaktır. Örgütümüz, dün olduğu gibi, bugün de, Politikleşmiş Askeri Savaş Stratejisi'nin ışığında, kendi rotasına uygun olarak savaşını sürdürecektir. Oligarşinin her saldırısıyla yitirdiklerimizin yerini hızla doldurarak, bizleri sağa ya da sola çekmeye çalışanları kendi kaderleriyle baş başa bırakarak, kadrolarımızın devrime ve örgüte bağlılıklarına dayanarak, savaşı kurtuluşa kadar sürdüreceğiz.
15 Haziran bu kararlılığımızın bir ifadesi olarak savaşımıza güç katacaktır.
YAŞASIN ÖNCÜ SAVAŞI TÜRKİYE HALK KURTULUŞ PARTİSİ-CEPHESİ YAŞASIN HALK SAVAŞI HALKIN DEVRİMCİ ÖNCÜLERİ KURTULUŞA KADAR SAVAŞ THKP-C/HDÖ 15 Haziran 1994