|
|
Fransız Siyasal Sinemasında Angaje Gruplar
1968 Mayısı: Siyasal Sinema Nedeni
1968 Mayıs'ı siyasal sinemaya taze bir kan getirmiştir. Fransa'da öğrencilerin
ayaklanmasısyla başlayan, işçilerin öğrencileri desteklemesiyle süren ve
günümüzde 68 kuşağı denilen insanların yaptığı bir dizi eylemden oluşan bu
hareket sinemaya yansımakta gecikmedi. Okullar işgal edildi, boykotlar yapıldı,
fabrikalar işgal edildi, grevler yapıldı. Sinemacılar, tüm bu olaylar sürerken
ya olayların yaratıcısı ya da yaratılan olayların belgeleyicisi konumundaydılar.
Bir çok olay, kameralar tarafından anında kaydedildi ve daha sonra bu görüntüler
sinema filmine dönüştü. Politik ortamda bazı gelişmeler oldu. De Gaulle, bu
ayaklanmalar sonucu yeni bir seçime evet demek zorunda kaldı. Yine de bu seçim
dögolcülere yaradı, seçimden daha da güçlenerek çıktılar.
1960'ların sonu ve 1970'lerin başını, Fransa'da, siyasal sinemanın altın devrini
yaşadığı bir dönem olarak görüyoruz. 1968-1972 yılları arasında film sayısında
büyük bir artış oldu. Sadece Fransa'da değil diğer Avrupa ülkelerinde de bu
böyle. Roy Armes şöyle diyor:[1] "Para yiyen bir film yapma geleneği olan
İtalya'da bile toplumsallık ilgi odağı oldu."
1968'e kadar Fransız sinemasına politika girdiyse de büyük ölçüde apolitik bir
sinema olduğunu söyleyebiliriz. Yönetmenler, tüm filmografileri içerisinde bir
ya da iki politik film örneği vermişlerdir. Bunlar da o kadar çok değildir.
Yalnızca siyasal sinema yapan yönetmen yoktur. Oysa özellikle 60'lı yıllardan
itibaren bunun da örneklerini görmeye başlıyoruz. Bu dönemde toplumsal ve
siyasal temalar daha çok işlenmeye başlıyor.
Roy Armes, politik sinemanın patlama yaptığını belirttikten sonra devam
ediyor:[2]
"Kendilerinin politik dedikleri sinema içinde bile, endüstri içinde geleneksel
çizgilerle yapılan ve geniş bir dinleyici kitlesi için tasarlanan işler ve
endüstriden tamamen bağımsız, fakat politik gruplarla işçi sınıfına ya da
öğrenci örgütlerine çok sıkı bir biçimde bağlanmış olan, daha yeni ve daha
radikal politik bir sinema arasında ayrım yapmak önemlidir."
Endüstri içinde politik film yapmak oldukça zordur. Bu yüzden de bir çok ülkede,
endüstriden bağımsız gruplar ortaya çıkmış ve kendi filmlerini yapmışlardır.
Fransa da bu durumun dışına çıkamamış ve Fransa'daki sinema endüstrisinin
dışında bir takım gruplar oluşmuştur. Bu gruplar, özellikle belli bir takım
düşüncelerin ya da bazı partilerin etrafında örgütlendikleri ve bir düşünceyi
yaymaya çalıştıkları için militan karakterleri vardır. Bu yüzden bu grupları
Militan Sinema içerisinde anlatacağız.
Militan Sinema
Militan sinema, siyasal sinemanın başka bir bölümüdür. Ülkedeki daha köktenci
gruplar trafından yapılmaktadır. Başka ülkelerde olduğu gibi Fransız sinemasında
da vardır. "Militan sinema, (...) özellikle tek bir materyel üzerinde çalışır:
Toplumsal, ekonomik ve ideolojik veriler; politik durumlar ve anlatımlar, somut
ve güncel karışıklıklar ve olaylar."[3] Bu malzemeler ya doğrudan gerçek yaşam
ve olaylardan alınmışlardır ve olduğu gibi kullanılırlar, ya da, bir senaryoya
göre yeniden oluşturularak filme alınır ve kurgulanırlar. Militan sinema
genellikle gerçek yaşamdan alınan görüntüleri kullanmasına karşın bunları
kurgulayarak yeniden oluşturulmuş görüntülerle birlikte kullanmayı tercih eder.
"(...) Militan sinemanın kullandığı (Méliès ve Lumière tarafından tarihsel iki
büyük kategori olarak tanımlamış) bu iki büyük yöntem Renoir'dan da, 36'dan da
önce birbiri ardınca keşfedilmişti. Birincisi (belgelerin kurgulanması), La
Ligne Générale dışında tam anlamıyla çağdaş konulu film çevirmeyen
Ayzenştayn'dan daha çok, özellikle, Vertov tarafından (kullanılmıştır); (kurmacaya
ve siyasal bir çözümleme için temsillere başvuran) ikinci yöntem Brecht ve Düdov
tarafından Kühle Wampe'de kullanılmıştır."[4]
Militan Sinema, politik düşüncelerini, doktrinlerini yaymaya çalışan gruplar
tarafından tercih edilen bir siyasal sinemadır. Cahiers du Cinéma dergisinin bir
sayısında yayınlanan[5] bir yazıda şöyle denmiştir: "Yaşasın devrimin hizmetinde
komünist propaganda silahı sinema!". Yine aynı yazıda "günümüzün dünyasında, her
kültür, her edebiyat, her sanat belli bir sınıfa aittir ve belli bir politik
çizgisi vardır. Gerçekte, ne sanat için sanat, ne sınışarüstü sanat vardır, ne
de politikanın dışında gelişen ya da ondan bağımsız olan sanat vardır"
denmektedir. Bu yazıda sinemacıları, bu görüşler doğrultusunda film yapmaya
çağırıyorlar. Bu gruplar için sinemanın temel politikası antikapitalist,
antirevizyonist, antiemperyalist ve sosyalist eğilimli olmalıdır. Yine onlara
göre gereksindikleri sinema, politik çözümlemeler sunan, propaganda yapan, bir
mücadeleyi göstermekle kalmayıp iç ve dış çelişkileri sergileyerek çeşitli
analizler yapan ve bir komünist eğitim silahı olan sinemadır.
Militan Sinema Yapan Gruplar
Fransa'da da bu türün örneklerini görüyoruz. Özellikle siyasal sinema yapmaya
girişen küçük gruplar vardı. Bunlar bir ya da bir kaç sinemacının ya da sinema
yoluyla propagandasını yapmak isteyen örgütlerin kurduğu oluşumlardı.
Başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz:
1- Dziga Vertov Grubu.
2- Grup SLON (Service de Lancement des Oeuvres Nouvelles).
3- Grup Medvedkine.
4- Grup Dynadia.
5- Proleter Devrimci Sinemacılar (CRP).
Bu gruplara oranla daha küçük ve daha az etkili başka grup ya da grupçuklar da
vardı:[6] Bunları da şöyle sıralayabiliriz:
1- Coupac-Scop-Color (Gazeteci Roger Louis'nin başkanlığında).
2- Cinéma Libre.
3- Collectif Jeun Cinéma.
4- Groupe Serge-Le-Péron.
5- UPCB (Unité de Production Cinéma Bretagne). Bröton Sinema Birliği olarak
türkçeleştirebileceğimiz bu kuruluşu René Vautier kurmuştur.
Bunlar Fransa'da kurulan gruplar. Dünyanın diğer ülkelerinde de bunlara benzer
gruplar kurulmuştur. Bunları da kısaca verelim. Sadece adlarını vermekle
yetineceğiz:
İngiltere : 1. The Other Cinema (Diğer Sinema), 2. Politknu, 3. London
Filmmakers Cooperative (Londra Sinemacılar Birliği).
ABD : 1. New York Filmmakers Cooperative (NYSinemacılar Koop.), 2. Newsreel, 3.
Tricontinental Film Center (Üç Kıta Film Merkezi), 4. Canyon Cinema Cooperative
(Kanyon Sinema Koop.), 5. American Documentary Films (Amerikan Belgesel
Filmleri).
Belçika : 1. Cinéma Parallèle (Paralel Sinema), 2. Fugitive Cinéma (Kaçış
Sineması).
Danimarka : 1. King Valde, 2. Alternative Film Distribution (Alternatif Film
Dağıtımı).
Almanya : 1. Arsenal, 2. Abaton Kino, 3. Screen, 4. Cinema Quadret, 5.
Undependent Film Center (Bağımsız Film Merkezi), 6. Koordinationsburofilm
(Koordinasyon Bürosu Filmleri).
Hollanda : 1. The Movies (Filmler), 2. Cinéclub (Sinema Kulübü).
İtalya : 1. Club Nuovo Teatro (Yeni Tiyatro Kulübü). 2. Film Studyo 70.
İsveç : 1. Film Centrum (Film Merkezi).
İsviçre : 1. Centre Suisse du Cinéma-Film Pool (İsviçre Sinema Merkezi- Film
Havuzu), 2. Cinéma Marjinal Distribution (Marjinal Sinema Dağıtımı).
Kanada : 1. Conseille Québécois Pour La Diffusion Du Cinéma (Kebek Sinema
Dağıtım Kurulu), 2. Coopérative des Cinéastes Indépendants (Bağımsız Sinema
Kooperatifi), 3. Toronto Filmmakers Coop. (Toronto Sinemacılar Koop.), 4.
Pacific Cinémateque Pacifique (Pasifik Sinemateki).
Dziga Vertov Grubu
Adını, daha önceki bölümlerde sözünü ettiğimiz ünlü Sovyet sinemacısı Dziga
Vertov'dan alan grup, ona duyduğu sevgi ile bu adı benimsemiştir. Grubun
kurucusu Jean-Luc Godard ve Jean-Pierre Gorin'dir. Daha sonra ise Gerard Martin,
Nathalie Billard ve Armand Marco gruba katıldılar.
Dziga Vertov, Ekim Devrimi'ni ve bu Devrim'in uygulanması sırasında meydana
gelen olayları en iyi bir biçimde belgeleyerek, bunları film yapan ve Sinema-Göz
kuramının geliştiricisi olan Sovyet sinemacısıdır. Yaşamı olduğu gibi yakalamak
istemesi, belgesel filmlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Belge sinemasına
verdiği önem onu izlenen bir yönetmen yaptı.
Jean-Luc Godard'dan bu grubun ne zaman ve nasıl kurulduğu konusunda bilgi
alalım:[7]
"(1968) Mayıs(ın)dan sonra, JCML militanı bir çocukla, Jean-Pierre Gorin'le
tanıştım: Bu karşılaşma, birisi normal sinemadan gelen, diğeri sinema yapmanın
hem Mayıs'ı kuramsallaştırmak, hem de bunu pratiğe geçirmek gibi politik
görevlerden biri olduğuna karar vermiş olan bir militanın karşılaşmasıydı. Tam
da benim sinemadan gelmeyen birisiyle çalışmak istediğim bir sırada. Kısaca biri
sinema yapmak, diğeri de onu bırakmak istiyordu. Bu iki karşıt görüşlünün,
marksist kurama göre yaptığı, yeni bir birlik oluşturma denemesiydi bu (burada
marksist karşıtların birliği kuramına gönderme yapıyor B.O.), politik sinema
yapmayan, fakat diğer militan sinemacıların yaptıklarından oldukça farklı olan
bir şeyi, politik olarak siyasal sinema yapmaya çalışan yeni bir hücre
oluşturmayı denemekti.
Mayıs'ta patlak veren olaylardan sonra Etat Généraux'yu izledik, sonra hareket
ettik. Dziga Vertov adını, onun programını uygulamak için değil, Vertov'un
bolşevik sinemanın başlangıcında, proleterya diktatörlüğü adına, sadece gözleri
açmak ve dünyayı açıklamaktan ibaret olan tüm diğer teorilere sahip olduğu bir
dönemde, son tahlilde hâlâ revizyonist bir sinemacı olan Ayzenştayn'ın
karşısında, bir bayraktar olması için aldık."
Godard ve arkadaşları, geleneksel sinema anlayışına ve üretim-dağıtım sistemine
karşı çıktı. Özellikle Jean-Pierre Gorin, 1968'den sonra Godard'ın tüm
çalışmalarında onun yanında oldu. Godard ve Gorin'in üretim dağıtım konusundaki
görüşlerini yine Godard'dan okuyalım:[8]
"Bizim için en önemlisi, dağıtımdan önce üretimin işlevine eğilmekti. Önceden,
her militan sinema, filmleri dağıtmak girişimiyle kendini ortaya koymuşsa da,
bizim düşüncemize göre, bu yapılamazdı ve hep başarısızlıkla sonuçlanırdı; bunun
yerine, marksistler olarak, dağıtım ve tüketime egemen olması gerekenin üretim,
ekonomiyi yönetmesi gerekenin devrim olduğunu düşünüyoruz. Sinema açısından ise
emperyalizmin boyunduruğu altında, kapitalist bir ülkenin özel koşullarında
filmlerin nasıl üretileceğini ve daha sonra bunların nasıl dağıtılacağını
düşünmek gerekir.
Aynı zamanda, üretim-dağıtım birliği iki karşı tarafın kavgasıdır ve bu
parçalanmaz bir birliktir: Militan sinemacıların yaptığı gibi, dağıtımı temel
çelişki olarak almak yerine -ve bunda hep düzenli olarak başarısızlığa uğrarlar-
biz bu temel çelişkiyi daha çok üretimde yerleşik olarak alıyoruz: Politik
olarak doğru bir biçimde bir film yapmamız, politik olarak, onun doğru bir
biçimde dağıtımını da bizim yapmamız gerekir. Fakat kesinlikle hâlâ bununla
uğraşmıyoruz."
Fransa'da film yapan diğer militan gruplar gibi, Dziga Vertov Grubu da kendi
olanaklarıyla ve siyasal düşüncesinin yandaşlarınca desteklenmesiyle ayakta
durabiliyordu. Godard, yaptıkları filmi finanse edebilmek için neler
yaptıklarını da şöyle açıklıyor:[9]
"Filistin üzerine yaptığımız film hakkında şu anda büyük çelişkilerimiz var. Bu
çok gerçek sorun üzerine, masa başında kuramsal çalışma yerine kitlelerle
ilişkiye geçmek ihtiyacı hissettik. Fakat çelişkiye dayanarak -adımdan
yararlanarak bile olsa- endüstride çalışıldığı zaman, bu çelişki sizi perişan
eder. Örneğin Filistinliler (Les Palestiniens) (filminin) görüntü (masraşarını)
ödemek için bir reklâm filmi yapmak zorunda kaldık ve burjuva reklâm
ideolojisinin mantığını izleyerek üretim yaptık: Sabah bu yapılırsa, öğleden
sonra daha proleter bir ideolojiye göre film yapmak zordur; öğleyin durarak
burjuva giysisini çıkarıp proleter giysisi giyilemez, bu o kadar kolay
değildir."[10]
Filmini yapabilmek için inanmadığı şeyleri yapmak bir yönetmen için herhalde çok
zordur. Ama buna katlanmak zorundadır, çünkü para bulmak o kadar kolay bir şey
değildir. "Kapitalist bir ülkede, bugün, bir film yapmak, içinden zor çıkılır
(...) bir çelişkidir" diyor Godard.[11] Daha sonra da, militanların doğru bir
biçimde mücadele etmelerini sağlamakla kalmayıp, bir kamera alır almaz,
ideolojik silahları olan sinemanın hiç de bir silah, en azından küçük bir silah
olmadığını, sinemanın en iyi dönemde, kendi burjuva devrimini yapmakta olduğunu
ve ticari sinemanın feodalizm evresinde olduğunu da anladılar. Sinemanın,
devrimde yan bir görevi olduğunu ve bu yan görevin bugün için (1970, B.O.)
önemli olduğunu söyleyen Godard, bundan kaçamayacaklarını belirtiyor.[12]
Dziga Vertov Grubu'nun yaptığı filmler daha çok araştırma filmleriydi, tüketime
yönelik değildi, çoğunlukla da Jean-Luc Godard adıyla özdeşleşmişti. Grup
içerisinde Godard ve Gorin'den başka bir başka adın öne çıkmadığı görülüyor.
Grubun beyni ve hareketin merkezi Godard-Gorin ikilisiydi.
Grubun uğraştığı sorunlardan bir kaçı üretim, yapım ve dağıtım gibi sorunlardı.
Godard ve içinde bulunduğu Dziga Vertov grubu, anti kapitalist bir biçimde doğru
olarak çözümlenirse, dağıtım sorununun bir daha ortaya çıkmayacağını umarak
önceliği üretime veriyorlardı. Bu yüzden de düşünce çizgilerine uyan bir çözüm
peşindeydiler. Yine Godard'ın kendisinden dağıtım ile ilgili görüşlerini
dinleyelim:[13]
"...Dağıtım, politik bir çalışmaya bağlı olmak zorundadır: Ben, bir kitle
partisi varolduğunda kitlesel dağıtıma inanıyorum."
Sinema ve Devrim konusuna ise Dziga Vertov Grubu olarak şöyle yaklaşıyorlar:[14]
"Militan bir filmin binlerce kopyasının dağıtımı, devrimi bir saniye bile
ilerletmeyecektir. Bugün, proleterlerin gerçekten kabul ettiği filmler yalnızca
Potemkin Zırhlısı ya da Toprağın Teri (Le Sel de la Terre, 1955) olmuştur.[15]
Bu filmler, onları derinden etkileyen ender filmlerdir. Birisi devrim'in alıp
götürdüğü bir burjuvanın, diğeri de bir Amerikan liberalinin filmleridir. Bu
filmler bir kitle hareketine dayanıyordu ve proleter, içinde kendisini
buluyordu."
Dziga Vertov Grubu, gösteri (spectacle) öğesine karşı değildi. Gösteri onlara
göre, oldukça etkiliydi, ancak, bunun, diyalektikle insanları boğmayan bir
gösteri olması gerekirdi.
Grup çalışmalarını bir ekip halinde yürütüyordu. Ancak, yine de her zaman bir
ekiple çalışmanın güçlüklerini yaşadıklarından, bir proje bir kişi tarafından da
üstlenilebiliyordu. Filmlerini yaparken ele aldıkları iki tür öğe vardı: Kendi
deyimleriyle Karatahta ve Enternasyonal filmleri. Bunlar, diğer uluslar
tarafından da taklit ediliyordu. Karatahta filmlerinde seyirciyle diyalog kurmak
için karatahtaya yazılar yazılıyordu. Burada didaktik bir yöntem izliyorlardı.
Diğer tür filmlerde ise, her gösteride Enternasyonal marşı söyleniyordu.
Ticari pazarda yer bulabilecek filmlere de karşı değiller: "Zaten sistem
içerisinde politik film yapmak da o kadar kolay değil" Godard'a göre.
Godard ve Gorin, basit, açık ve anlaşılır bir sinema yaratmaya çaba gösterdiler.
"Dört yıldır dinlenmeye, yavaşlamaya, yalnızca değişmez görüntüler çekmeye,
durgun filmler yapmaya ve Beyazperdeyi karatahta olarak kullanmaya çalışmaya"
karar verdiklerini söyleyen Gorin, şöyle devam ediyor:[16]
"...Filmlerimiz hakkında konuşabiliyoruz ve çok basit terimlerle nasıl
yapıldıklarını, o görüntüyü niçin kullandığımızı, bu görüntüyü niçin böyle
çerçevelediğimizi, o biçimden sonra bu biçimi neden kullandığımızı ve hangi
amaçla yaptığımızı açıklayabiliyoruz"
Bununla birlikte, kendi küçük dar çerçevelerinin dışına çıkamadılar.
Grubun yaptığı filmler: (Tümü Godard yönetiminde).
Neşeli Bilgi (Le Gai Savoir, 1968).
Diğerleri Gibi Bir Film (Un Film Comme Les Autres,1968).
Bir Artı Bir (One Plus One, 1968, İngiltere'de).
British Sounds (1968, İngiltere).
Bir Amerikan Filmi (An American Movie, 1969, ABD, tamamlanmamış).
Doğu Rüzgârı (Le Vent d'Est, İtalya, 1969).
İtalya'daki Mücadeleler (Luttes en Italie, İtalya, 1969).
Pravda (Çekoslovakya, 1969).
Vladimir ve Roza (Vladimir et Rosa, 1970).
Zafere Kadar (Jusqu'à la Victoire, Filistin, 1970).
Slon Grubu
Fransa'da sinema yapan gruplardan birisi de SLON grubudur. SLON, Service de
Lancement des Œuvres Nouvelles (Yeni Yapıtlar Ortaya Koyma Servisi)
sözcüklerinin baş harşerinden oluşturulmuştur. SLON, yeni yapıtlar üretmek
isteyen sinema tutkunlarına yardımcı olan, onlara teknik donanım sağlayan ve
filmlerin dağıtımını üstlenen bir kuruluştu. Teknik olanaklarını isteyenlerin
hizmetine veriyorlardı. Genellikle de daha önce başlamış filmlerin bitmesine
yardımcı oluyorlar üstelik yapım masraşarını da karşılıyorlardı.
Bir başka militan sinema grubu olan Medvedkine grubuna bile, Kavga Sınıfı'nı
(Classe de Lutte) yapmasında yardımcı oldular. Colette Magny'nin şarkıları
üstüne yapılmış iki filme ve Yeni Toplum (Nouvelle Société) dizisinin üç
sayısının oluşmasına katkıda bulundular. Militan gruplara, işçilere, köylülere,
kısaca sinema yapmak isteyip de araç-gereci olmayanlara yardım edip gerektiğinde
onlara öğretmenlik de yapıyorlardı. Kamera kullanımını, teyp kullanımını, kurgu
masasını öğretmeyi kendilerine görev biliyorlardı.
SLON bir kooperatifti. Anlattığı paralel sinema görüşü proleterlerden daha fazla
kollektif idi. Bu grup aslında Chris Marker'in Vietnam'dan Uzakta (Loin de
Vietnam, 1967) filminin çekimi sırasında ortaya çıkmıştır. Yüzelli kadar
teknisyenin bir araya geldiği bu filmin çekimi sırasında böyle bir düşünce
oluşmuş ve derhal uygulanmıştır. Ulusal ve uluslararası devrimci harekete yardım
etmek amacını taşıyan grup, kalıcı militan filmler sistemi kurmak istiyordu.
"Fakat Vietnam'dan Uzakta bir başarısızlıktı, zira geleneksel seyirciyi
hedeşeyen filmlerle, politik bir amaç güden filmler arasında bir ayrım yapmayı
bilememiştik. Vietnam'dan Uzakta'nın ticari başarısızlığı o dönemdeki imgelem
eksikliğimizden kaynaklanıyor. 68 Mayıs'ı, çeşitli görüşlerdeki sinemacıların
çeşitli konular üstünde yeniden gruplaşmasını kolaylaştıran hızlandırıcı bir
darbe oldu. Sonunda varlığımız legalleşti. SLON ne bir grup ne de grupçuktur:
Film yapmak isteyen ve belli ortak düşünceleri paylaşan herkesin kullanabileceği
bir kooperatiftir."[17]
Cinéma 70 dergisinde grup üyeleri böyle diyordu.
1967'de kurulan SLON, Chris Marker'in öncülüğünde gelişti. Marker ve Mario
Marret, Besançon'daki militan işçiler hakkında bir film gerçekleştirdiler:
Görüşürüz, Umarım (A Bientôt, J'Espère, 1966). SLON, daha sonra, Sovyet yönetmen
Alexandre Medvedkin'in 1934 Sovyet yapımı Mutluluk (Happiness) filminin
dağıtımını üstlendi ve Marker, bu filme bir giriş filmi yaptı: Tren Gidiyor (Le
Train en Marche, 1971). Bu film klipler, belgeseller ve yetmiş bir yaşındaki
yönetmenle bir görüşme içeriyordu.
Marker'in işbirliği yaptığı SLON'un diğer filmleri şunlardır:
"Kısa Filmler: Pentagon'un Altıncı Yüzü (La Sixième Face du Pentagon, 1968,
François Reichenbach ile). Çevrim Günü (Jour de Tournage, Costa-Gavras'ın 1970
tarihli İtiraf'ının çekimi esnasında alınmış görüntüler).
Orta uzunlukta olanlar: On Milyonun Savaşı (La Bataille de Dix Millions, 1970,
Küba'daki şeker kamışı hasadı üzerine yapılmış film)."[18]
SLON'a başvurarak film yapmak isteyenlerin taşımaları gereken düşünceleri şöyle
olmalıydı:
* Emperyalizme karşı olmak;
* Kapitalizme karşı olmak;
* İletişim tekeline karşı olmak.
Bu üç özelliği barındıranlar, teknik ekipten yararlanarak film yapabilirdi. Bu
grup, partilerden ve örgütlerden bağımsız hareket ediyordu.
Yapım ve dağıtımla da ilgilenen SLON, önerdiği filmleri yerleşik dağıtım ağında
gösterime sokuyordu. Bu ağlar, sinema kulüpleri federasyonları, genç evleri,
işçi ocakları, semt komiteleri, siyasal partiler ve diğer örgütlerden
oluşuyordu.
Üretimlerinin biçimsel açıdan da göze batar olduğu yolundaki soruya SLON şöyle
karşılık veriyor:[19]
"Bizde her şey çalışma koşullarına bağlıdır. Şunu söylemiyoruz: Hadi, yeni
biçimler arayalım.. Hayır. Alışılmış düzendekilerden farklı çözüm yolları
gerektiren belirgin bir sorunu sergiliyoruz."
SLON'un yapıtları da Joris Ivens, Glauber Rocha ve Godard'da görüldüğü gibi
didaktik mi? Bu soruya şöyle karşılık veriyorlar:[20]
"Benimsediğimiz biçimleri bize empoze eden çalışma koşullarımızdır. Amacımız,
hedeşediğimiz halk tarafından da daha iyi anlaşılır olmaktır. Bir örnek: Bize
öğretilen miksaj kavramı egemen ideolojiden yanadır. Kulağı korumak
sözkonusuydu. Filmlerimizin ses bantları, tam tersine, kulağı oldukça
tırmalayan, daha şiddetli ve daha dolaysızdır. Kuşkusuz Ivens, Rocha ve Godard
kadar farklı insanların bundan böyle didaktizme daha fazla önem vermeleri
rastlantı değildir. Kuşkusuz hepsinden daha ileri giden Godard'dır."
Politik açıdan aralarında ortak bir çizgi yaratmayı düşünüp düşünmedikleri, ya
da ideolojik farklılıklarını kabul edip etmedikleri sorusuna verilen cevap
şöyle:[21]
"Politik bir çizgi yaratmak bize düşmez. Militan sinema, Fransız solunda varolan
ayrımları yansıtmaktan başka bir şey yapmıyor. Süreci tersine çevirmemek
gerekir: Politik çalışma başka bir militan sinemayı kışkırtacaktır."
SLON daha sonra Iskra, Unicis vs... gibi adlarla varlığını sürdürecektir.
Medvedkine Grubu
Grup, Aralık 1967'de, gerçek proleter sinemanın, bizzat proleterlerden
başkasının eseri olamayacağının, Besançon'un militan işçilerince anlaşılmasından
sonra doğdu.
Daha önce de sözünü ettiğimiz Görüşürüz, Umarım (A Bientôt, J'Espère) filmi
Besançon Rhodiaceta fabrikasında çevrilmişti. Nisan'dan Aralık ayına kadar Chris
Marker ve Mariot Marret bu fabrikadaki grevi filme aldılar. Film 5 Mart 1968'de
televizyonda Caméra III programında yayınlandı. Filmin ilk gösterimi 27
Nisan'da, Rhodiaceta militanlarına yapıldı. Film hakkında olumlu düşünceleri
oldu, fakat onu pek de başarılı bulmadılar. Pek başarılı değildi, çünkü, onlara
göre perspektiften yoksundu; romantikti, çünkü militanları ve grevleri
gösterdiğinde, fabrikadaki militan çalışmanın en önemli yönleri olan grevlerin
hazırlanması ve militanların formasyonunu göstermekten kaçınıyordu. Chris Marker
ve Mario Marret, bu eleştirileri yanıtlarken, bu yönleri gösterecek olan filmin
sadece bizzat işçiler tarafından yapılabileceğini söylediler.
Grup, adını ünlü sovyet yönetmen Alexandre Medvedkin'den alıyordu. Medvedkin,
1930'lu yıllarda, kırsal kesimde yaşayan insanların ekonomik kavgasında bir
eğitim aracı olarak sinemadan yararlanmayı denemiş ve bir sinema propaganda
treni oluşturmuştu. Görüşürüz, Umarım filminin fabrikada gösteriminden sonra,
işçiler kendi grevlerini en iyi yine kendilerinin anlatabileceği sonucunu
çıkarmalarıyla hareket başlamış oldu. Paris'ten gelen uzmanların teknik
yönetiminde teknik eğitim aldıktan sonra, grup üyeleri Mayıs 1968 olayları
sırasında kameralarını çalıştırdılar. Böylece ilk filmleri ortaya çıktı: Classe
de Luttes (Kavga Sınıfı). Daha sonra bir dizi küçük yapıt verdiler: Yeni
Toplumdan Görüntüler (Images de la Nouvelle Société). Bu filmler fabrikalarda ve
işçi yerleşim birimlerinde gösterildi.
Besançon'daki işçiler artık filmlerini tek başlarına yapıyorlardı. Teknik
donanıma da sahip olan bu işçiler Jacques Chaban'ın, Georges Pompidou'nun
demeçlerini yalanlayan bu yeni toplum'un gerçek yanlarını gösteren Yeni
Toplumdan Görüntüler dizisini de başarıyla sürdürdüler.
İşçi sineması sadece militanlar tarafından uygulandı. Parti'de, sendikada
sorumluluk sahibi olan militan işçiler, işçiler dışında kalan gruplar, bu işi
başaramayarak dağılıp gittiler. Ortak çalışma, militan sinema için bir
zorunluluktur. Sinemanın bir kavga, etkili bir kavga aracı olduğunu anladılar.
Filmlerin gösterimlerinden sonra tartışmalar düzenleyerek çeşitli insanların
görüşlerini alıyorlardı.
Medvedkin grubunun amacı birinci olarak işçilere ellerindeki araçlardan
yararlanmalarını göstermek, ikinci olarak işçilerin durumunu diğer insanlara
anlatmaktı. Oldukça yerel olarak kurulan (sadece Besançon'da) bu grup militan
sinemanın bir örneğini oluşturuyor.
Dynadia Grubu
DYNADIA'da 68 olayları sırasında ya da sonrasında kurulan gruplardan, ancak
açıkça Fransız Komünist Partisi'nin propagandasını yapan tek grup. Ortodoks
komünist bir görüşü benimsemiş ve bu doğrultuda filmler yapmış bir grup.
DYNADIA'nın nasıl doğduğunu kendilerinden dinleyelim:[22]
"Büyük 1968 Mayıs-Haziran grevlerinden az sonra ortaya çıkan görüntü ve ses
adamlarından oluşmuş (sinemacı, televizyoncu, fotoğrafçı, grafikçi vs...) bir
çalışma grubuyuz. Topluluk fazla komünist olarak görülüyor ve temel amacı, kendi
araçlarıyla, Komünist Parti'nin propagandasını yapmaktır.
68 Mayıs'ında, bazılarımız Etats Généraux du Cinéma'nın (Sinema Meclisi) Dağıtım
Komisyonu'nda çalışıyordu: Bu komisyon özellikle işyerlerini işgal eden
grevciler için film gösterimleri düzenliyor ve bunu güvenceye alıyordu.
Mayıs'tan sonra çok sayıda sinemacı (ya da sinemacı grubu) militan olarak
tanımlanan filmler gerçekleştirmeyi amaçladı. Bazılarının etkinlikleri Mayıs
68'den önce başlamıştı. Bu filmler, genellikle farklı sol ve goşist eğilimlerin
dile getirilmeleriydi. (...) Bazılarımız komünistti, bazılarımız değildi (ya da
henüz değildi); bazılarımız Görüşürüz, Umarım ya da Vietnam'dan Uzakta gibi
filmlerde çalışmışlardı.
Mayıs'tan sonra temel kaygımız, çevremizde egemen olan aşırı karışıklığa karşı
politik bir aydınlığa gereksinim olmasıydı. Biz her şeyden önce militandık.
Belli bir sol sinema kavramı bize göre aşılmıştı. Çözümler ve öneriler, kısaca
Parti'mizin politikası üstüne eksenlenmeş kısa filmlerin (ya da bir başka
görsel-işitsel ürünün) gerekliliğine inanmıştık. Bu anlamda çalışabilmek için
DYNADIA'yı yaratabilmek insiyatifini ele aldık. Ancak, belli bir sol ya da
goşist karmaşaya cevap vermek varlığımızın temel nedeni değildi. İktidar, bu
ideolojik kavganın kesin bir önem kazandığı bir anda, ideolojik kavgaya bütün
ağırlığını koymak için görsel-işitsel iletişim araçlarını gitgide daha yaygın
olarak kullanıyor. Partimizin, işçi sınıfının ve gitgide büyük tekellerin ve
onların devletinin politikasıyla çok sayıda haksızlığa uğramış yığınların
çıkarlarını savunarak, bu göz boyayıcı (ve çoğunlukla da becerikli) propagandaya
(büyük burjuva insanlarında olmayan kendi araçları ölçüsünde) cevap vermesi
kaçınılmazdır. Bunun için de, geleneksel iletişim ve propaganda araçlarının
yanısıra, bütün dikkatini görsel-işitsel araçlara vermek de zorunludur. Tıpkı
DYNADIA'nın temel nedeni gibi."
Büyük burjuvaların ve onların iktidarının propagandasına karşı kendi
yandaşlarının propagandasını yapmak isteyen DYNADIA'nın amacı militanlar ve
Parti örgütleri ya da diğer demokratik örgütler tarafından kullanılabilecek
filmler yapmaktı. Maddi ve teknik açıdan olanaklarının kısıtlı olması nedeniyle
başka bir çözüm yoluna gittiler. Fransa'nın her tarafında film gösterim
aygıtları vardı. Üstelik yerel kullanımlarda, yerine göre, yöreye özgü
görüntüler konabilir ve yorum yapılabilirdi.
İlk çalışmaları Dögolizmin On Yılı (Dix Ans De Gaullisme) oldu. De Gaulle'ün
onyıllık bir bilançosunu veren bu yapım bazı hatalar taşıyordu. Film, Fransa'nın
her tarafında gösterildi ve yerel gereksinimlere göre değişiklikler yapıldı.
Sendikalarla işbirliğine gittiler. Elde ettikleri gelirleri yine sendikalara
verdiler. Sain-Claud'daki Dassault fabrikalarının İşletme Komitesi, böyle bir
yöntemle yoldaş sendikacılara yardımda bulundu.
DYNADIA'nın yaptığı ikinci şey, 69 Nisan'ındaki referandum sırasında yaptıkları
ikinci bir film gösterisidir. Çalışma bittiği sırada Başkanlık kampanyası da
başlıyordu. Daha sonra 16 mm.lik filmlere ağırlık verdiler. Komünistler Kavgada
(Les Communistes Dans La Lutte) adlı bir film yaptılar ve bunu elli kopya olarak
gösterime soktular. Pham Ti Lien bundan sonra ortaya çıktı. Song-My katliamından
kaçarak Fransa'ya gelmiş olan bir gencin, köylerinin Amerikalılar tarafından
yıkılışını anlattığı oldukça basit bir filmdir. Oysa ORTF (Fransız Radyo
Televizyon Kurumu) bu olaya hiç yer vermemişti. Bu film özellikle Fransız
Kadınlar Birliği (Union des Femmes Françaises) ve Barış Hareketi tarafından
kullanıldı.
Diğer Filmleri
Fransa'daki Göçmenler: Yerleşme (Les Immigrés En France: Le Logement) filmi
göçmen sorununu işleyen ellibeş dakikalık bir filmdir. Kurtarılmış Görüntüler
(Images Sauvées) DYNADIA'nın diğer filmi. Madeleine Riffaud'nun işbirliğiyle
Laos'tan gizlice dışarıya çıkarılmış görüntülerden oluşuyordu. Daha sonra
Değersiz Jacques (Jacques Le Croquant) adlı filmlerini yaptılar. Bu filmden
sonra köylüler ayaklandılar. FKP (Fransız Komünist Partisi) üzerine de bir kaç
film yapan DYNADIA, teknolojiyi de yakından izliyordu.
FKP'nin politikasını tanıtmayı amaç edinen DYNADIA, araçlarıyla bunu
gerçekleştirmeye çalışıyor, Parti'nin politikasını tartışmayı amaçlıyordu.
Sanatla politikayı birbirine karıştırmak istememelerine karşın bunu
başaramadılar. Komünist bir sinemacı grubu olarak yapmak zorunda oldukları şeyi
yaptılar.
Proleter Devrimci Sinemacılar (CRP)
Yine Mayıs 68'den etkilenen bir grupla karşı karşıyayız. Fransa'daki militan
sinemanın bir başka önemli grubu olan Proleter Devrimci Sinemacılar, yine diğer
bazı grup üyeleri gibi Etat Généraux du Cinéma içinde çalışmış olan ve Mayıs'ın
dönüştürdüğü profesyoneller, teknisyenler ve yönetmenlerden oluşuyordu. Bunların
bir çoğu Flins direnişine de katıldılar. Özgürlük kavgasını Fransız halkına
aşılamak amacıyla kurulmuş olan Etat Généraux du Cinéma ve Flins direnişi bu
grubun yola çıkış noktası oldu.
Kendileriyle yapılan bir söyleşide şöyle diyorlardı:[23]
"(...) Karışık düşüncelerimiz vardı. Yine de Mayıs'ta kitlelerin isyanını,
kavgalarını, değişim ilkesini, nesnelerin dönüşümünü, yeni bir dünya kavramının
temeli yaptık. Mayıs, bize isyanın gücünü keşfettirdi. Bu, bizi, kaçınılmaz bir
biçimde, başkalarından farklı olarak, Flins'te, ellerinde silahlarıyla işbaşı
yapılmasına zorlayan polislere şiddetli direnişe kadar götürdü. Bazılarımız 68
Haziran'ında oradaydık."
Maocu görüşü benimseyen Proleter Devrimci Sinemacılar, içinde yaşadıkları
toplumun sorunlarına hiç de uzak değildiler. Dögolizmin ortaya çıkardığı orta
sınıfın sorunlarıyla da ilgileniyorlardı. Mayıs'tan sonra Fransız sinemacısı
değişti. Proleter Devrimci Sinemacılar'a göre, "De Gaulle ile, mali kapitalin
darbesiyle, V. Cumhuriyet'in sineması Yeni Dalga, estetizm, bedavacılık
geliyor.[24] Yine bu sinemacılara göre, bir sinemacının kafasında meydana gelen
devrim bir tanımdan, anlaşılmazlıktan siyasal bir yergiye, ya da bir azınlık
için kitlelerin isyanının hizmetindeki bir sinemaya geçiştir. Böylece
Kuzenler'den Conde'a ya da Flins 68-69'a geliniyor. "Birinden diğerine geçmek
için düşüncelerde devrim oldu. Geçerli olan bu devrimi biz ideolojik olarak
niteliyoruz."25 Sinemacı için gerçek nedir? Proleter Devrimci Sinemacılar için
gerçek halkın isyanıdır. Diğerleri için estetizmdir.
Proleter Devrimci Sinemacılar, Yeni Dalga konusunda şöyle düşünüyorlar:[26]
"Yeni Dalga'ya, daha çok da dalgalı harekete gelince, bir yanda Cahiers du
Cinéma var. Onların, estetizmin, egoizmin ve Lacan'ın ve diğer bir kaç kişinin
peygamberi yeni metafiziğin geleceği olan FKP'ye (Fransız Komünist Partisi)
bağlanmaları bizi şaşırtmıyor. Diğer yanda da, hareketin çerçevesi içinde,
onların en iyilerini ortaya koyan onurlu demokratik öğeler var."
Nazi dönemindeki direnişten beri, kitlelerle kopmuş olan bağları geliştirmeye
çaba gösteriyorlardı. Sinemadan uzaklaşmak yerine kendi bakış açılarını
değiştirmek, kitlelerin içinde yaşamak ve onlara bağlanmak istiyorlardı. Arazi
işgallerine karşı halkın yanında, Renault-Billancourt'daki ulaşım direnişinde,
Goutte-d'Or'lu üç yüz öğrencinin yolculuğunda onlarla birlikte olmak
istiyorlardı. İşçi-Sinemacı birlikteliğinden güzel filmler çıkacağı düşüncesini
taşıyorlardı.
Filmleri
İlk yapıtları Flins 68-69 adlı filmdir. Bu film, işçilerin yönetiminde
gerçekleştirildi. Çalışmalarını işçilerin eleştirisine sunmak için videoya
aldılar. Bu filmin tartışılmasından sonra işçiler üç ders çıkardılar:
"1- Küçük patronlarla ve bütün işçilerin nefret ettiği kadrolar tarafından
temsil edilen fabrikadaki kapitalizme karşı şiddete dayalı kavga vermenin
zorunluluğu;
2- Aydınlar ve işçiler arasında birliğin gerekliliği;
3- Revizyonizme karşı savaş."[27]
Grubun yaptığı filmler, gösterime girecek salon bulamadığı için, işçi yerleşim
birimlerinde dışarıya ekran ve gösterim aygıtı konularak gösterilebiliyordu. Bu
yüzden de başları sık sık polisle derde giriyordu.
Halkın Davası (La Cause du Peuple) filminin yönetmeni tutuklandı, Uluslararası
Aptal (L'Idiot International) filmine sürekli olarak el konuldu. Aynı şey Halkın
Davası'nın da başına geldi. Sinema Sansür Komisyonu (La Commission de Censure de
Cinéma) bu grubun filmlerine göz açtırmadı. Halkın Davası, demokratların
desteğini kazanarak sokakta buluşmalarını sağladı.
Filistin Kazanacak (Palestine Vaincra) filmi de aynı baskılara uğradı.
Genneviliers'de bir gecekondudaki gösterimi sırasında polis tarafından el
konuldu. Film, Filistinlilerin de yardımıyla Ürdün'deki katliam girişimiyle
sonuçlanan komplonun maskesinin düşürülmesini isteyen Fransızların desteğiyle
gerçekleştirilmişti. Daha sonra Alain Geismar davası üstüne film yaptılar.
Geismar'ın kişiliğini aracılığıyla, devrimci solun kavgalarının ve 68'den beri
kitlelerin isyanının bir tarihini sergiliyor.
Değerlendirme
1968 Mayıs'ında meydana gelen öğrenci hareketi ve daha sonra işçilerin bu
harekete desteği ile Fransa'yı sarsan olaylı yılda her kesimde olduğu gibi,
sinemada da oldukça önemli değişimler yaşanmıştır. Bu gruplar Mayıs 68'in ya
kahramanı ya da gözlemcisidirler. Hemen hepsi bu hareketten sonra ortaya çıkmış
ve ürünler vermiştir.
Mayıs 68'de tüm gruplar aktif haldeydiler. Kimisi bizzat olayları yaratıyor ya
da sonradan içine giriyordu. Kimisi de Fransız tarihinin bu önemli anını
kamerasıyla saptıyordu. Hepsi de sol yelpazede yer alan bu gruplar solun her
rengini temsil ediyordu. FKP'nin propagandasını yapanından kişisel olarak
hareket edenine kadar değişik etkinliklerde bulunuyorlardı.
Şu ortak özelliklere sahip oldukları görülüyor:
1- Fabrikalardaki işçi direnişleri ve grevler;
2- Öğrenci ayaklanmaları;
3- Fransa'nın sömürgelerine karşı duyulan ilgi (Cezayir savaşı, Çinhindi'ndeki
karışıklık, vs...).
Grupların içerisinde ünlü yönetmenler olduğu gibi kamerayı eline yeni alanlar da
vardı. Başları sansürle dertteydi. Militan sinema yaptıkları için normal dağıtım
kanallarıyla değil, özel dağıtım kanallarıyla ilişki kurarak, yapıtlarını
gösterime sokabiliyorlardı. Gösterim için en çok kullandıkları mekân fabrikalar
ve işçi evlerinin bulunduğu yerleşim birimleriydi.
Bu gruplardan bir kısmı isim değiştirdi, bir kısmı değıldı, ancak diğer
ülkelerden de bu harekete ilgi duyanlar oldu ve diğer ülkelerde de bu gruplara
benzer gruplar ortaya çıktı.
Dr. Battal ODABAŞ
Marmara Üniversitesi
İletişim Fakültesi Rd.-TV Bölümü
Sinema Anabilim Dalı
[1] Roy ARMES, The Ambiguous Image-Narrative Style in Modern European Cinema,
Martin Secker and Warburg Ltd., Londra, 1976, s.216.
[2] a.g.e., s. 216.
[3] Pascal BONITZER, Jean-Louis COMOLLI, Serge DANEY, Jean-Pierre NARBONI, J.P.
OUDART, "`La Vie Est A Nous', Film Militan", Cahiers du Cinéma, Sayı: 218, Mart
1970, s. 50.
[4] a.g.m. s.48.
[5] Prolétaire-Ligne Rouge, "Vive le Cinéma, Arme de Propagande Communiste!",
Cahiers du Cinéma, Sayı 245-246, Nisan-Mayıs-Haziran 1973, s.31.
[6] Le Monde Diplomatique, Ağustos 1973.
[7] Marcel MARTIN, "Le Groupe `Dziga Vertov'", Cinéma 70, Sayı 151, Paris,
Aralık 1970, s.82.
[8] a.g.m., s. 82.
[9] a.g.m., s.83.
[10] Bizim sinemamızda da, yukarıda sözü edilen duruma benzer bir durum vardır.
Sinemacılarımızdan bir kaçı, finansal kaynak yaratmak için reklâm filmi
çekmektedirler. Hatta, sinema bazan ikinci plânda kalmaktadır.
[11] Marcel MARTIN, a.g.e., s.83.
[12] a.g.m.
[13] a.g.m.
[14] a.g.m.
[15] Le Sel de la Terre, Herbert Biberman ve Michaël Wilson tarafından yapılan
ABD Meksika ortak yapımı bir filmdir. 1951'de Silver City'de bir çinko madeninde
yer alan gerçek bir grevi anlatıyor. Film, ABD'nde bir çok eyalette yasaklandı.
Dünya da ise büyük başarı sağladı.
[16] Jean-Pierre GORIN: Robert Philip Kolker tarafından alıntılanmış: "Angel of
Reality-Godard and Gorin in America", Sight and Sound, Cilt 42, No:3, Yaz 1973.
[17] Guy HENNEBELLE, Marcel MARTIN, "Le Groupe SLON", Cinéma 70, Politique et
Cinéma (Özel Sayı), No: 151, Aralık 1970, Paris, s.88.
[18] Roy ARMES, French Cinema, s.221.
[19] Guy HENNEBELLE, Marcel MARTIN, "Le Groupe SLON", s.90.
[20] a.g.m.
[21] a.g.m.
[22] Guy HENNEBELLE, Marcel MARTIN, "Le Groupe `DYNADIA'", Cinéma 70, Politique
et Cinéma (Özel Sayı), No: 151, Aralık 1970, Paris, s.96.
[23] Guy HENNEBELLE, Marcel MARTIN, "Les Cinéastes Révolutionnaires
Prolétariens", Cinéma 70, Politique et Cinéma (Özel Sayı), Aralık 1970, No: 151,
s.100.
[24] a.g.m., s. 100.
25 a.g.m., s.101.
[26] a.g.m.
[27] a.g.m.
|
|