|
|
İTALYA'DA MÜCADELE
(İnsanın Düşünce Biçimini Sosyal Varlığı Belirler)
Godard ve Dziga Vertov Grubu
Marksist araştırmalarını sürdüren Godard ve Gorln, "Vont d'Est" (Doğu Rüzgârı) "Lotte İn Italia" (İtalya'da Mücodeyo)'yi yaparken tüm dikkatlerini ideolojinin yapısı ve işlevi üzerinde toplamışlardı. Fransız Marksist düşünür Louis Althusser tarafından son yıllarda çok verimli olarak derinlemesine araştırılan bir alandı bu. Zaten J. P. Gorin "İtalya’da Mücadele"yi tasarlarken, o sıralarda "Ideologie et Appareils İdeologiques d’état" adlı denemesini yazan Althusser ile ideoloji üzerine sık sık konuşmalar yapmıştı. Bu karşılıklı düşünce yoğaltımının ışığı altında bakıldığında, Dziga Vortov'un (bu kez aslında Gorin'in) "İtalya'da Mücadele"siyle Althusser'in ideolojik denemesinin ikiz kardeşler kadar benzerlik göstermesine şaşmamak gerek.
Film ve deneme arasındaki bu kardeşlik ilişkisinin güçlü yanları kadar sakıncaları da vardır. Filmin baş kişisi kendini, "bir Marksist ve devrimci hareketin bir neferi" olarak tanıtan genç bir İtalyan kızı olmasına ve filmin ismine rağmen, yapıt ne İtalya ne de başka bir yerdeki belirli olay ve durumlar üzerine kurulmamıştır. Film gerçekte sanayileşmiş kapitalist dünyanın her tarafında varolan olgular üzerine kurulduğundan, herhangi bir ülkede çekilebilirdi. Zaten çoğu Paris'te çekilmiştir. "İtalya'da Mücadele" bütün olarak burjuva kökenli genç bir militanın, bilinç ve davranışlarına işlemiş hakim sınıf ideolojisinin tutsaklığından kurtulurken savaştığı zorluklar üzerine, bilerek kuramsal ve didaktik olarak yapılmış bir filmdir.
Filmin ilk ayrımında kızın günlük yaşamından, bir erkek konuşmacının "militanlık", "üniversite", "toplum", "aile", “cinsellik" v.s. şeklinde isimlendirdiği sahneler görürüz. Onu bildiri dağıtırken, okula giderken, bir mağazada üzerine kazak denerken, makyajını yaparken, aşk yaparken izlediğimiz, kısa ve seri kartpostal görüntüleridir bunlar. Daha sonra kendisi de bunların, "kendi kendisiyle çelişen bir burjuva kadınının küçük hesapları" olduğunu kabul öder. Bu yüzeysel görüntüler arasında yer alan boş siyah görüntülerin ise onun bilincindeki "kara boşluklar" olduğunu yavaş yavaş sezinleriz. Yaşadığı sınıflı toplumla İlişkilerindeki gerçek özellikleri yansıtacak görüntülerle doldurulması gerekli kara boşluklar. Ana sorun bireyin gerçeklik anlayışının, sınıf mücadelesindeki tarihsel yeri nedeniyle oluşmasıdır; “üretimle ilişkisinin kaçınılmaz olarak çarpıtılmış bir yansıması".
İnsanın düşünce biçimini sosyal varlığının belirlediği, Marksist düşüncenin temel kavramıdır, ve sosyal varlığın on önemli içeriği de doğal olarak üretim ilişkileridir. Belirli bir üretim biçimi, örneğin kapitalizm, belirli üretim İlişkilerini gerektirir. Egemen üretim İlişkilerini bireyin bilincinde yansıtan bir değerler ve dünya görüşü öğretisıyle, gün be gün sürekli olarak tekrarlanması, yeniden üretilmesi gerekir bu ilişkilerin. Althusser'in işaret ettiği gibi üretim ilişkilerinin tekrarlanmasında, ideolojiden - devletin çeşitli ideolojik araçlarından- geniş ölçüde yararlanılır. Althusser'e göre bu araçlardan yararlanılırken yapılan şey. bireyin üretirn iliskileriyle gerçek ilişkisinin, bir Mutlak (Absolute) aracılığıyla saptırılması, çarpıtılmasıdır. Örneğin: okullarda Eğitim; kilisede Tanrı; mahkemede Adalet; politikada Parti; işçi örgütlenmesinde Sendika; haber yayımında Gerçek; sanatta Estetik ve Gerçek, jilede ise Saygı. Bu ideolojik bağımlılığın sonucu olarak bireyin dünya görüşünde, üretim ilişkileriyle gerçek ilişkisi yansımamaktadır. Varlığına hâkim olan bu ilişkiler yerine imgesel ilişkilerin yansımaları geçmektedir. Bu olguyu Althusser şöyle özetler ; "İdeoloji imgesel ilişkilerle gerçek ilişkileri eşit kılar".
"İtalya'da Mücadele"nin militan kız öğrencisi Paola Taviam'ye göre (filmde aynı isimdeki bir genç oyuncu oynamıştır) burjuva ideolojisinin kalıplarını kırmak için yapılacak şey, yaşam biçiminde kural dışı davranabilmektir. Böylece "işçi sınıfını tanıma" çabalarına başlar Paola. Kazak satın aldığı yerdeki tezgâhtar kızla devrim politikası üzerine konuşur, "işçi sınıfına yararlı olmak" amacıyla bir erkek işçiye matematik öğretir. her zamanki gibi gece sevişmek yerine öğleden sonra sevişerek cinsel yaşamında devrim yapmak ister. Ama bu bile onun halâ imtiyazlı bir sınıfta kalmasını önleyemez, işçi sınıfının yaşamında böyle lükslere yer yoktur; bütün öğleden sonraları çalışmaktadır işçi sınıfı.
Bu tür çabaların yine de burjuva düşüncesiyle damgalı olduğunu sezen Paola bu kez bir fabrikada çalışmaya başlar. Şimdi de diğer işçi kadınlar kabullenemezler onu. Farklı bir geçmişi, farklı tavırları olan bu kızdan kuşkuludurlar. Güzel bir burjuva kızı neden fabrikada çalışmak istesin? Neden işçi sınıfına katılmak istesin? Öte yandan ustabaşının istediği ezici çalışma temposuna ayak uyduramadığını görünce de işçilik donemi noktalanır Paola'nın.
Paola başarısızlıklarının analizini yaparken kendi kendine, davranışlarının herbirinin hangi gerçeği ya da gerçeğin görünümünü yansıttığını sorar. Ve sonunun genel anlamda yansıma sorunu değil, objektif çelişkileri yadsıyan yansımalarla, onun gizlerini açıklayan yansımalar arasındaki çatışmanın sorunu olduğu sonucuna varır: "Dünyanın olduğu biçimiyle kalmasını isteyen burjuva ideolojisiyle, onu değiştirmeyi amaçlayan devrimci ideolojinin çatışması" sorunu.
Bulgularını kendi davranışlarına uygulayan Paola, objektif çelişkinin iki teriminden yalnız birini yansıtan görünümlerin, çelişkileri gizlediğini anlar. İkinci terim her zaman kayıp, tabu ya da bir kara boşluk olarak, onun burjuva bilincinde bastırılmış ve yaklaşılmaz kalmıştır. Şimdiyse, pratik içinde işçi sınıfının bilinciyle ayni hizaya gelen bilinci, çelişkileri anlayarak boşlukları doldurmasına olanak vermektedir. Bu sıçramadan sonra film başlangıçtaki görüntülere döner yeniden. Ama bu kez Paola'nın kazak denemesi sahnesini kara bir boşluk değil, kazağın yapıldığı fabrikayı gösteren bir çekim izler. Artık tüketim anlamı boşlukta bir olay değildir; üretim ilişkilerine bağlıdır. Diğer görüntüler de üretim ilişkileriyle ilgili görüntüler tarafından izlenerek onunla bütünleşirler.
Fabrikaları, satış mağazalarını, dağıtım kamyonlarını gösteren bu çekimler tek başlarına bir çözüm getirmezler. Buna karşılık Paola'nın "özellikle kapitalist üretim ilişkiler" dediği bu ilişkilerin, davranışlarından en emin olduğu sırada bile bilincinde yansıdığını anlamasına yardım ederler. Bu yansıma gerçek ilişkiler yerine imgesel olanları koyan ideolojik çarpıklık biçiminde ortaya çıkar.
Fakat şimdi sosyal varlığını ve düşünce biçimini oluşturan gerçek ilişkilerin bilincinde olan Paola bu ideolojik çarpıklığın filmi bir sona bağlayamayacağını anlamıştır.
Godard ve Gorln artan bilincin kendi başına bir sonuç olmadığını açıkça ortaya korlar. Salt dünyayı anlatmak yetersizdir, asıl iş onu değiştirmektir. Ama bunun yanında sınıl bilincinin oluşması ve burjuva ideolojisini saran örtünün yırtılması da dünyanın değişiminde önemli rol oynar, "İtalya’da Mücadele"nin erkek konuşmacısının dediği gibi, "anlamalıyız ki devrimci mücadelenin belli bir noktasında en önemli görev teoridedir". İdeolojik mücadele hafife alınmamalı ve yanlış değerlendirilmemelidir. Çünkü burjuva ideolojisinin gizlerinin anlaşılması onu yok edecektir.
"İtalya'da Mücadele"de Godard ve Gorin burjuva ideolojisinin gizlerini açıklamada bir bireyin mücadelesiyle ilgilenmişlerdir. Paola Taviani için bu ideoloji çürümüş olabilir ama filmin asıl ilgili olduğu büyük sorun, ideolojik mücadeleyi, her bireyin üretim olgusuyla gerçek ilgisini bulabileceği bir açıklıkla ortaya getirmektir. Bu göreve uygun olarak Paola geçmesi gerekli yolu çizer: "Yaşamımda değişiklik yapmam, kendi içimde değişime uğramam, militanlık pratiğimle hakim burjuva ideolojisi çelişkisini sertleştırmem demektir. Sınıf mücadelesini kendi yaşamıma sokmam demektir."
Godard ve Gorin sonuçta, "İtalya'da Mücadele"nin yapımcısı Milano Devlet RAI-TV şebekesini görkemli biçimde gösterirken, (kuruluş daha sonra filmi göstermemiştir) Paola'ya "Enternasyonal"İn ilk dörtlüğünü söyleterek filmi bitirirler. Ayni sırada konuşmacı sürekli olarak tekrarlamaktadır: "gelecek, çalışma ve kavgadır".
James ROY MACBEAN
|
|