Felsefe Ansiklopedisi                                                       Kurtuluş Cephesi İnternet Sayfası


e-posta:
Kurtuluş-Cephesi Dergisi

BİREŞİM
     
      (Os. Terkip, Telif, Telfîk; Fr., Al. Synthese, İng. Synthesis, İt. Sintesi) Birleştirme... Bireşim ya da Türkçede de kullanılan sentez terimi, çözümleme karşıtı olarak, çözümleme yoluyla ayırılmış bulunan öğelerin yeniden birleştirilmeleri anlamını dilegetirir. Terim, özellikle Hegel'in diyalektiğinde önem kazanmıştır. Alman düşünürü Hegel bunu, olumlama ve yadsıma çatışmasının daha yüksek bir düzeyde yeniden olumlanması anlamında yadsımanın yadsınması deyimiyle dilegetirir. Örneğin yumurta kendi kendisine uygun bir nesnedir, kendisini olumlamıştır. Ama yumurtanın içindeki tohum gittikçe o yumurtayı kendi yararına kemirerek yadsır. Ancak bu amaçsız bir yadsıma değildir, daha yeni yumurtaların meydana gelmesi için gerçekleşen bir yadsımadır. Bu yadsıma sonunda yeni yumurtalar meydana getirecek olan civciv yumurtanın kabuğunu delerek ortaya çıkar, böylelikle tohumun yumurtayı yadsımasını yadsımış olur. İşte bu yadsımanın yadsınması bir bireşim'dir, civciv varlığını kazanmakla kendisini olumlamıştır. Her yadsımanın yadsınması ya da bireşim yeni bir olumlama ya da sav (Fr. These)'dır. Çatışma çözülmüş ve çelişme şimdilik aşılmıştır ama meydana gelen bu yeni bireşim kendi çelişmesini de birlikte getirmektedir. O da kendisini yıpratacak ve yadsıyacak olan yumurtalar verecektir. Çünkü birlik geçici ve çelişme süreklidir. Böylece her bireşim yeni bir sav olarak karşısav (Fr. Anti-these)'ını içerir. Civcivin tavuklaşarak meydana getirdiği yumurtalar kendisini yadsıyacaklar, o yumurtalardan çıkan yeni civcivler de bu yadsımayı yadsıyacaklardır. Hegel'in diyalektiğinde evrensel oluşma yasası budur. Ne var ki Hegel bu yasayı, idealist bir anlayışla, bir mantık, eşdeyişle düşünce yasası olarak ilerisürmektedir. Mantık Bilgisi adlı yapıtının Giriş'inde şöyle der: "Bilgide ilerlemeyi gerçekleştirmek için gereken, bu mantık yasasını kavramaktır. Bu mantık yasasına göre yadsılı olan aynı zamanda olumlu olan'dn. Başka bir deyişle karşı durulan şey yoklukta sıfıra varmaz, sadece içeriğinin yadsınmasında sıfıra varır. Sonuç şudur: Yadsıma, belli bir yadsıma olmakla, aynı zamanda belli bir içerik taşır. Bu, yeni bir kavramdır. Ama öncekinden daha yüksek, daha zengin bir kavramdır. Çünkü yadsınması ya da karşıtıyla yükselmiş, zenginleşmiştir. Öyleyse onu içermektedir, ama kendisinden fazla olarak hem kendisini hem karşıtım içermektedir. Kavramlar böylelikle meydana gelir ve sürekli bir akış içinde gelişir". Bilimsel bir yöntem olarak bireşim ve çözümleme çok önemli bulgu araçları olarak bilme sürecinin her aşamasında kullanılırlar. Herhangi bir bütün, kendisini meydana getiren öğelerine çözümlemeyle ayrılır ve bu öğeler teker teker bilinip tanındıktan sonra bireşimle yeniden kurulur. Böylelikle o bütünün özü anlaşılmış ve ortaya konmuş olur. Metafizik düşünce bireşim'le çözümlede'yi saltıklaştırıp birbirleriyle karşılaştırmak yanılgısına düşmüştür. Oysa bilimsel bir yöntem olarak bireşimsel yöntem (Os, Usuli terkibi, Fr. Methode synthetique)'le çözümsel yöntem (Os. Usuli tahlilî, Fr. Methode analytique) birbirlerinden asla ayrılamazlar, çünkü birbirlerinin tamamlayıcısı olarak sıkıca bağımlıdırlar ve ikisi birden kullanılmakla yararlı olabilirler. Mantık açısından bireşim bir tümdengelim, çözümleme bir tümevarımdır. Çünkü bireşim yalını karmaşığa götürür, çözümlemeyse karmaşığı yalına indirger. Böylelikle bireşim genel olanla bireysel olanı, bir olanla farklı olanı; çözümleme de temel olanla temel olmayanı ayırdetme olanağını sağlar. Bk. Çözümleme, Sav, Karşısav, Yadsımanın Yadsınması, Eytişim, Tümdengelim, Tümevarım, Mantık, Mediation.


      BİREŞİM KURALI
      (Tr. Mantık) Doğru düşünmeyi sağlamak için Descartes'ın önerdiği dört kuraldan biri... Descartes'a göre anlamayı kolaylaştırmak için önce çözümlenerek yalın öğelere ayrılan düşünce, sonra bireştirile-rek yeniden bütünlenir. Bk. Dekartçılık.


     
BİREŞİMSEL
     (Os. Terkibi, Fr. Syntehetique, Al. Synthetisch, Ing. Synthetic, İt. Sintetico) Bireşim ürünü olan... Bk. Bireşim.


     
BİREŞİMSEL DÜŞÜNCECİLİK
      (Os. İftikâriyei terkibiye, Fr. Idealisme synth£tique) Fransız düşünürü Octave Hamelin'in felsefesi... Bk. Düşüncecilik.


     
BİREŞİMSEL FELSEFE
     (Os. Terkibi felsefe, Fr. Philosophie syntheticjue) Spencer'in kendi öğretisine verdiği ad... İngiliz düşünürü Her-bert Spencer, kendi yapıtlarının bütününe bireşimsel felsefe (İng. Synthetic philosophy) adını vermiştir. Bk. Bireşimsel.


     
BİREŞİMSEL ÖNERME
     (Os. Terkibî kaziye, Fr. Proposition synthetique) Yüklemin özneye bir şey kattığı önerme... Çözümsel önerme' ye karşı bireşimsel önerme, yüklemin özneye bir şey kattığı önermedir. Örneğin "Bu yük ağırdır" önermesinde yük öznesine ağırlık yükletilmektedir, çünkü sadece yük kavramı bize ağır ya da hafif olduğu yolunda herhangi bir bilgi vermez. Oysa "Her cisim' üç boyutludur" çözümsel önermesinde yüklem özneye yeni bir bilgi katmaz, çünkü cisim kavramı kendiliğinden üç boyutluluğu içerir. Bu ayrım, Alman düşünürü Kant tarafından yapılmıştır. Alman düşünürü Leibniz'in birbirine karıştırdığı çözümsel ve bireşimsel önermeleri birbirinden ayıran Kant'a göre çözümsel olmayan bütün önermeler bireşimseldir. Bireşimsel önermeler ancak deneyimle bilinebilirler, eşdeyişle doğru olup olmadıkları sadece kavramların çö-zümlenmesiyle bilinemezler. Örneğin "Ahmet beceriklidir" önermesinin doğruluğunu ya da yanlışlığını Ahmet'in becerisini denemeden bilemeyiz. Demek ki bireşimsel önermeler, aynı zamanda, duyu algısının (gerek kendimizin, gerek başkasının duyu algısının) yardımı olmaksızın bilinemeyecek olan önermelerdir. Kant'a göre bireşimsel önermeler, deneyimden çıkarılmamışlardır ve önseldirler. Kant, bütün bireşimsel önermelerin ancak deneyimle doğrulanabileceğin! kabul etmeyerek önermeleri önsel önermeler ve görgül önermeler olmak üzere yeni bir ayruna bağlamıştır. Ona göre ancak deneyimle doğrulanabilen önermeler sadece bireşimsel-görgül önermelerdir ki örneğin tarih ve coğrafya olguları böyledir. Ama örneğin matematiksel önermeler gibi bireşimsel-önsel önermelerin deneyimle hiç bir ilgileri yoktur. İki kez ikinin dört ettiğini biz önsel olarak biliriz. Bk. Eleştiricilik, Önerme, Önsel, Görgül, Mantık, Bireşimsel Yargı.


     
BİREŞİMSEL YARGI.
      (Os. Hükmü terkibî, Fr. Jugement synthetique) Yüklemin özneye bir şey kattığı yargı... Alman düşünürü Immanuel Kant, önermeleri olduğu gibi, yargıları da bireşimsel yargı ve çözümsel yargı olmak üzere ikiye ayırmıştır. Her iki yargı biçimi, önerme biçimlerine uygun düşer. Kant'a göre bireşimsel-görgül yargı yüklemin öznede önsel olarak bulunmadığı yargıdır, bi-reşimsel-önsel yargı'ysa böyle olmakla beraber gene de deneyimi gerektirmeyen yargıdır. Bireşimsel-görgül yargıysa doğrulanabilmesi için deneyimi gerektirir. Alman düşünürü Kant'a göre çözümsel yargılar bize yeni bir bilgi vermezler, yeni bir bilgi veren yargılar bireşimsel yargılardır. Bk. Bireşimsel Önerme.


     
BİREŞİMSEL YÖNTEM.
      (Os. Terkîbî tarik, Fr. Methode synthetique) Parçalarına ayrılmış bir bütünlüğü yeniden kurma yöntemi... Çözümleme yöntemi deyimiyle birlikte kullanılır. Metafiziğin karşılaştırdığı ve birini ya da ötekini saltıklaştırdığı bu iki yöntem gerçekte birbirleriyle sıkıca bağımlıdır. Mantık açısından doğruluğu kabul edilen önermelerden yola çıkılarak doğru önermelere (sonuçlara) varma yöntemi bu adla anılır. Özel bir anlamda da Alman düşünürü Hegel'le ondan esinlenen Fransız düşünürü Hamelin'in düşünceyi kurmak için yararlandıkları tez-antitez -sentez'den ibaret diyalektik yöntemlerine bireşimsel yöntem adı verilmiştir. Bk. Bireşim.





Ana sayfaya dönüş