KİT'ler
Emperyalistlere
SATILAMAZ!
KİT'ler, yani KAMU İKTİSADİ TEŞEKKÜLLERİ, 1930'larda kurulmuş devlet fabrikalarını ve şirketlerini kapsamaktadır.
1930'lardan itibaren, devlet eliyle ve devlet bütçesi kanalıyla kurulmuşlardır. Bunların kurulması için gerekli finansman dışardan borç alınmaksızın, devlet gelirleriyle karşılanmıştır. Yani temel tüketim malları üzerine konulmuş ek vergilerle sağlanmıştır.
KİT'lerin temel tüketim malları dediğimiz şeker, yağ, sigara, ekmek, tuz, bez vb. malları satın alanların, satın aldıkları sırada ödedikleri dolaylı vergilerle finanse edilmesi, onların tüm halkın, üstelik değişik kuşaklar geçirmiş halkın malı olduğunu açıkça gösterir.
Kamu İktisadi Teşekkülleri, sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmetler üretmek pazarlamak, amacıyla, yasayla kurulmuş, kamu çıkarını gözeten, yani kâr etmeyi birincil amaç olarak ele almayan ekonomik kuruluşlardır. Ve bugün emperyalistlere ya da işbirlikçilerine satılmak istenen fabrikalar ve şirketler, işte bunlardır.
Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası, Turizm Bankası, Sümerbank, Etibank, Emlak Bankası gibi para işleriyle uğraşan KİTler olduğu gibi, Toprak Mahsülleri Ofisi, Devlet Malzeme Ofisi, Zirai Donatım Kurumu, Demir çelik İşletmeleri, Türkiye Kömür İşletmeleri, Türkiye Petrol Ofisi, Et ve Balık Kurumu, Türkiye Denizcilik Kurumu, ÇAY-KUR, TEK, SEKA, MKE, TCDDY, THY, PTT, TEKEL gibi doğrudan temel mallar üreten şirketler ve fabrikalar, bugün satışı düşünülen kuruluşlardır.
KİT'lerin özel sermaye sahiplerine ve emperyalist şirketlere satışları, daha önceki dönemde başlatılmış olan Köprü Baraj hisselerinin satışlarıyla meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Köprü Baraj hisseleri satışı yoluyla, elinde az çok parası olan halkın, bu yolla enflasyona karşı kendini korumaya çalışması, günümüzde KİT' lerin yok pahasına emperyalistlere satılması için bir temel işlevi görmüştür.
KİT'lerin satılması, ülke kaynaklarının emperyalizm tarafından talan edilmesinin ulaştığı en üst boyuttur. III. bunalım döneminde işgalini gizleyen emperyalizm, bu satışlar yoluyla daha çok mal satabilecek duruma gelmeyi istemektedir. Ülke içindeki pazarın büyük kesimini denetiminde tutan KİT'lerin devreden çıkartılmasıyla, emperyalistler kendi mallarını daha kolay ve daha çok satabileceklerini hesap etmektedirler.
1950-80 arasında da emperyalistler, özel olarak da Amerikan emperyalizmi, bazı KİT'lerin satılmasını istemiştir. Ancak dönemin tüm işbirlikçi iktidarları buna cesaret edememişlerdir. Çünkü o dönemde ülkemizde güçlü bir anti-emperyalist kitle hareketi ve mücadelesi bulunmaktaydı.
Ama bugün, 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği depolitizasyon ortamı içinde ve halk kitlelerinin tepkileri pasifize edilmişken, bu amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Fakat bunun kendileri için hiç de kolay olmayacağı görülmektedir. Halkın yaşam koşullarının daha da kötüleştirilmesine ve daha fazla sömürülmesine yol açan bir uygulama olarak "KİT'lerin satılması", ancak halkın kendi gücüyle durdurulabilir. Ve ancak demokratik bir halk devrimi satılan KİT'leri geri alabilir.
"SANAYİ, TARIM, MADENCİLİK, MALİ VE HİZMETLER SEKTÖRÜNDE YABANCI ŞİRKETLERİN DOĞRUDAN YATIRIMLARINA SON VERİLECEKTİR.
BU SEKTÖRLERDE EMPERYALİST ÜLKELERE AİT TEKELCİ ŞİRKETLERİN VE FİLYALLERİNİN TÜM MAL VARLIKLARI TAZMİNAT ÖDENMEKSİZİN MİLLİLEŞTİRİLECEKTİR."
(THKC/HDÖ Demokratik Halk Devrimi Programı)
Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi
Halkın Devrimci Öncüleri
Merkez Bülteni
CEPHE
1990